ULUS GEZİN TİĞN Sivas nasıl yaşıyor? Sivasınlokantası kahveleri ve nihayet beton sineması BİR NE abe AYSE S7 Müdafaasında Dir İNGİLİZ ZaBiri Yazan: Çeviren: Yüzbaşı F. W. von Herbert Nurettin ARTAM Padişah Osman Paşanın şöhreti ziyadesiyle kıskanmıştı! Bu Nasuhi Baydar Yağmur suyu ile ıslanmış kaldırımlar, lâmbal ışığında yeni dökülmüş bir taze katran rms pe pi yordu. Ta yizkiardi; kocaman bir saat derin- den derine on biri çaldı. Doktor Hikmet'in ği ie bir saat de deli olmuş; deha ona çeyrek var; diye söyledi ui, hemen arkasını vi i felli bir ihtiyar büyük ceb saatine Re tıktan gh0EN tekrar aki masada karısile oturan adamın sesi idi. Elinde tuttuğu tle bir kere daha bak- Karı 3 Belki se sen yanlış saydın; dı Hiç olur mu? iki defa m İkisinde de on bir (Sonu var) gitmek üzere Sivası nasıl Bursada e SÜRGÜN | tığı bir yeğeni lek Buna ihtimal vermek güçtü, e ka. dınm vrmda, ka iğ bütün m dan başka kılığı kıyafeti itibarile de re anadan 3 pi ük ie YAKUB KADRI ları okuyordu. 3 biter Hilemeğ, bu tecessüsile kaba ve aykırı bir olduğunu hissetti, ünde önünde, nasıl işi ne yapaca; şaşırıp kal bie'ndi b bön bü yp havacılık liyle bu kahve arasındaki ME elinden vie ği kadar uzattı. Yeniden St meydanın: geldi. Orad. ar uzandı. Se ine nel gi yakasında, Paris, bir gecesinde gibi baştan başa pe: ufuk üzerin- de renk ei aşı zn pırıldıyor. sokakların tramvay, ve otomobil ie be Hikmet'e min dinlenen bir bandı sesleri kadar im ktar geliyordu. bie kadln ndi kendi, — Paris ? Pari ıs. Paris'deyim; dedi. Ve bundan gururla karışı! ik bir sevinç. ir, mi yor. Fakat, tan :er bir şeye çarptı. in NE Bi rıhtım dıvarmın tam dibine sokul- vvrilib yn iy adamdı. Eğer kırçıl saka” e çarpmamış olsaydı, onu bir © bir ae > Pp saydım. iie arş bi maske halini almıştı. Ri vi ii MUA; mi, Figaro mu? ai db ) sürmeli idi, Hattâ dudağının. — — Hangisi olursa Bu karı koca arasmda uzun bir konuşma ve müna- konarmdaki bir d akn ştırıyor, fakat Küle mevzuu oldu. Doktor Hikmet, bu çocukça mu- yapma bir ben kondurmuştu. Kulaklı ağır, mekan satır yazı üstünde dikkatini toplayamı ez habetehin > çinkü karı ota Süet arge dene uzan polanta lipeler bakımmş ve kalın parmaklar» sinirleri etrafındaki insanlarin meşguldi Ee ğun ıyrı bir taştan, ayrı bir Ena, akademisyenle | karısı arasında halâ d devam ül in ti iğ ku. rmuş gibi bir sağma bir soluna baktı. Sağ tara Gi ş timda üç delikanlı başbaşa, görüşüyordu. Bunlardan ” İşte, gelineli mü ne kadı : yamşadanbesi lağı gencin ne konuştuklarına ikm diyor ve süzgün gözlü delikanlnm oynamakta oldukları di göstererek yavi — Akademi ek c.M Iı irip Mn yi ve li bi dedi. Öbürleri baş- musahal belerine a vuçları içi başını — âdeta Sakar elek bir rahavele © — una dayamış kışlarla kireçten maskeye çevirdi. Bu acaib şeyi i ettikti bı avaşça arkaya uzattı, dudaklarını kadının ensesine götürdü. eke eri utanarak başmı eğdi. Bı enin ıda, hiç, kayi göz Kl olm bal yoktu: va e un yanmdaki saç bir kadın Bir kaç ie m rast geldiği kulu ka dımı çalıştı. Nafile. kalkıb gitmel bre çare yoktu. Zaten saat de epeyce Mi Doktor Hikmet içinden : KL ya talım dedi. , o ka” ilmüş, o kadar vi Ka a bie yeri ordu ki, vücudiyle kapi ir insanın m böyle duvar dibinde Vr e hayrı yandırdı. Zaten Parise ayak b bastı akide ill oturuyordu. Bu genç, onun oğlu in ük yerleri sına ii ali fotografların altındaki yazı- isik el onu adeta zi Onun için ote- (Sonu var) zi sikdi sl