6 Kasım 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ULUS - 611 419 Yabancı basında gördüklerimiz Orta Avrupa ve Alman tehdidi ÂAvrupanın en nazik noktasında derin siyasi çalışmalar var ( Fransızca Le Temps gazetesinin başyazısı ) Orta ve şarki Avrupada inkişaf et- mekte devam eden diplomatik faaliyet dikkatleri çekmektedir. Avusturyanın dış bakanlık müsteşarı B. Guido Sch- midt'in Varşovaya yapmış olduğu zi- yaret, bulgar kıral ve kıraliçesinin Londrayı ziyaretleri, aynı hükümet merkezine Elen ve daha sonra romen kırallarının da beklenmekte oluşu, bü- tün bunlar şu dakikada Avrupa ktıa- sının en nazik noktasında derin bir siyasi çalışma yapılmakta olduğunu teyid eden hareketlerdir. Müstakil mevcudiyetleri üzerinde Almanya ve- ya İtalyanın üstün bir nüfuz almala- rından endişe eden küçük devletlerin, Milletler Cemiyeti çerçevesi içinde Tu na hav da muv, nin id iy- le bilhassa alâkalı devletlere istinad eden bir tarafsızlık politikası esası da- hilinde biribirlerine yaklaşmaya ve aralarında anlaşmaya çalıştıkları intı- bar mevcuddur. İtalya ve Almanyanın danışıklı politikaları ve Çekoslovak- ya'ya karşı açılan nasyonal sosyalist kampanyası Tuna devletlerinin hükü- met merkezlerinde Haklı sayrlan endi- geler uyandıralıberi, kendilerini teh- likede hisseden milletler işte bu saha- dadır ki yakın istikbal için garantiler arıyorlar. Bulgar hükümdarının Londrayı ziyaretleri hususi mahiyette olar_ak gösteriliyor; fakat kıral Boris'in, bir- leşik kırallık payıtahtındaki ikameti esnasında B. Anthony Eden ve dış ba- kanlık müsteşarı B. Robert Vansittart la görüşemkten geri kalmıyacağı söy- lenmektedir. İngiliz basını, bu müna- sebetle; Bulgaristam, ordusuntn mev- cudunu 20.000 kişi ile tahdid eden Nenilly muahedesinin askeri hüküm- lerinde bazı tadilât elde etmek husu- sundaki arzusuna telmik etmekte- dir, Sofya, Macaristanın yeniden si- lâhlanma hususundaki misalini ileri sürmekten geri kalmıyacaktır. Londra gazetelerinden bazıları alman — veya — italyan kontrolun- dan kurtulmak için, Bulgariıtan'm İngiltere ve Fransaya döneceğini be- lirtmekte ve Elen kıraliyle Romanya krralının Londraya yakında yapacak- ları ziyaretleri de aynı suretle orta ve şarki Avrupa küçük devletlerinin, bü- yük devletlerle münasebetlerini sara- hatlendirmek ve alman - italyan blo- kunun peşinde sürüklenmekten kur- tulmak arzusiyle izah etmektedirler. Esasen bu, alman propagandasının bu mıntakalardaki faaliyetine karşı pek tabit bir reaksiyon teşkil edecektir. Bu mevzu üzerinde bir fikir edinme- den önce vaziyetin inkişafını ve he- nüz ihtiyatla teressüm etmekte olan ve — hakiki karakteri üzerinde ge- rekli sarahat mevcud bulunmıyan bir evolüsyon'un mümkün neticelerini beklemek lâzımdır. Şimdilik, siyasi bir ehemiyet arzeden bu hareketler ü- zerinde dikkatli olmak kâfidir. B. Guido Schmidt'in Varşova ziya- retine gelince, vaziyet daha sarihtir. Avusturya dış bakanlık müsteşarının seyahatindeki maksadın Avusturya ile Polonya arasında, Avusturya hükü- metinin Fransa ve İtalya ile imzala- diğı anlaşmalara benzer bir kültürel anlaşma akdetmek olduğu söylendi ve tekrarlandı. Avusturyanın mümessili Varşovada memleketi ile Polonya a- rasında mevcud ekonomik meseleler üzerinde de görüşmelerde bulunmuş- tür. Polonyanın menfaatleri Avustur- yanın bugün takib ettiği ekonomi po. litikasından zarara uğramış olduğu için polonyalrlar iki memleket arasın- daki ticari mübadeleler sisteminin ye- niden gözden geçirilmesini ve Polon- ya kömürünün Avusturyaya ihracının terviç edilmesini elde etmek istiyor- nun hissedilmiş olması, siyasi bir ma- nâ ifade etmekten geri kalamaz. 11 temmuz 1936 Aanlaşmasına Trağmen Avusturya ile Almanya arâsındaki mü nasebetler müşkül bir safhada kalmış. sa, Avusturyaya karşı nasyonal 8s0s. yalist kampanyası, aynı basının Çek- oslovakyaya karşı olan hareketine mu- vazi bir seyirle inkişaf etmekte bulu- nuyorsa, Almanya ile Polonya arasın- daki münaseebtler de karşılıklı güven hususunda daha iyi bir halde değildir. Danzig'de nazilerin yaratmış - olduk- ları vaziyet Polonya kamoyunu ciddi surette endişeye düşürmektedir. Öte- yandan Berlinle Varşova arasında ga- zete polemikleri, 1934 den evvel, al- man - leh gerginliğinin Avrupa'nın bu kısmında havayı tehlikeli bir surette bulandırdığı devri andıran bir perde- ye yükselmiştir; nihayet yukarı Silez- ya'da alman propagandası, Almanya- da leh azlıklarının tazyik görmeleri bütün bunlar, leh - alman münaseebt- lerinin 1934 anlaşmasından önceki devirde karakterinin değişmemiş oldu- ğunu isbat etmektedir. Günden güne şiddeti artan alman tazyiki ile kendilerini aynı derecede tehlikede hisseden milletlerin biribir- lerine yakınlaşmalarında ve, imkân dairesinde, müşterek bir tehlikeye karşı koymak için aralarında teşkilât- lanmaya çalışmalarında hayret edil- cek bir taraf yoktur. Avusturya ile Polonya arasında, ekonomik sahada teessüs eden güvenli münasebetler, Macaristanı Avusturyaya bağlıyan ra- bıtaların sıklaştırılması, Polonyanın bugün Avrüpa işlerine daha faal bir alâka göstermekte olması da bu ba- kımdan izah edilmelidir. Alman politi- kası, karakteri itibariyle, Almanyanın en faydalı elbirliklerini bulması ihti- mali tasarlanan yerlerde itimadsızlık ve çekingenlik uyandırmaktadır. X Kışlalar ıslah ediliyor — Bazıla- rı Kırım muharebesi zamanında inşa edilmiş olan askeri kışlaların ıslahı ve çağımız icablarına uygun bir hale if- raği için İngiltere hükümeti büdceye 7.500.000 ingiliz liralık tahsisat koy- muştur. X Radyo neşriyatı — Posta ve telefon nazırı, ingiliz radyolarının ya- kıtıda yabancı dillerle neşriyata baş- lıyacaklarını ve bu neşriyatın sadece haber vermeden ibaret olup diğer bazı memleketlerde olduğu gibi propagan- da mahiyetinde bulunmıyacağını A- vam kamarasına bidlirmiştir. Bu neş- riyat yalnız arabca, ispanyolca ve por- tekizce olarak yapılacak ve yakın şark le cenub Amerikasına hitaben italyan- larca yapılan radyo propagandaları - nin tesirini izale maksadını güdecek- tir. İsviçrede X Enternasyonal tedhişçiliğe karşı konferans — Bu ayın ikinci günü, Ce- nevre'de, Belçika devlet nazırı B. Car- ton de Viard'ın başkanlığında, enter- nasyonal tedhişçiliğe karşı bir konfe. rans açılmşıtır. Konferansın açılmasını, 9 birinci- teşrin 1934 de, Yugoslavya kıralı ile Fransa hariciye nazırının Marsilyada öldürülmeleri üzerine bu gibi enter- nasyonal tedhişçilere karşı enternas - yonal bir yardımlaşma lüzuüumunu his- seden Fransa, Milletler Cemiyetinden istemişti. Milletler Cemiyeti de 10 bi- rincikânun 1935 tarihli karariyle, bu lenin tetkikine ve bir anlaşma lar. Fakat, bu meseleler, B. Schmidt- in Polonya devlet adamlariyle yaptığı görüşmelerin esasını teşkil etmiş olsa da, Avusturya dış bakanlık müsteşa: rının B. Bek ve diğer leh ricaliyle or- ta Avrupada husule gelmiş olan vazi- yetin umumiyeti üzerinde geniş görüş- melerde bulunmuş olmalarına bir ma- ni teşkil etmez. Hakikatte, B. Guido Schmidt'in »- bu seyahatindeki asıl dikkate değer o- lan nokta, Viyana ile Varşova arasın- da güvenli münasebetlerin bu şekilde sağlamlaştırılmasının, alman tazyiki- nin orta Avrupa memleketleri üzerin- de bilhassa hissedildiği ve diğer taraf- tan alman - leh münasebetlerinin ağır bir sıkıntı geçirdiği bir Zamana rast- lamış olmasıdır. Bugünkü şartlar için- de İeh — Avusturya dostluğunu resmi bir teşebbüsle takviye etmek lüzumu- projesi ihzarına bir ihtisas komitesini memur etmişti. Konferansa iki proje tevdi edilmiştir: bu projelerden biri tedhişçiliğin önlenip ortadan kaldırıl- masına ve diğeri de enternasyonal bir ceza divanının teşkiline aiddir . Amerikada X Seferberlik hazırlıkları — Ame- rika genel kurmayı, bir harb vukuun- da, ilk iki ay zarfında 500.000 gönüllü toplanmasını temin edebilecek bir ofis vücude getirmek maksadiyle bir pro- je hazırlamaktadır. Bu ofis, mecburi hizmetin ihdasına intizaren, mevcudu süratle çoğaltmak vazifesi ile mükel lef tutulacaktır. Proje, Birleşik devletleri teşkil e- den her devletin stratejik noktaların- » da yarı askeri veya sivil komiteler teş. kilini ve muhtemel harbın - başlangı- cında bu komite vasıtasiyle asker top- lanmasını tasavvur etmektedir. Millt muhafızların bügünkü mev- cudları 375.000 kişidir; harbın dör- düncü ayında bunlar bir buçuk milyo- nu bulacaklardır. Fransada X İki parti kongresi — Fransa'da parlâmentonun açılması — arifesinde yapılması mutad olan parti kongrele- tinden ikisi bugünlerde toplanacaktır. Bunlardan birincisi Alliance dömocra. tigue ve diğeri S. F. İ, O, kongresi - dir. Le Journal'in, bu kongrelerden bahsederken şu fikirde bulünmakta - dır: “Demokratlar birliği kongresin - de halk cephesi birinci hükümetinin ic raatı ve dış politikada komünist taş- kınlıkları aleyhinde konuşmalar - ola- cağı tahmin edilebilir. Sosyalistlere gelince: bunlar pek tabit olarak Leon Blum'un iş başına gelmesini istiyeceklerse de bu takdir. de halk cephesinin dağılacağını bil- diklerinden sosyalist veçheli bir ka - binenin teşkilini de imkânsız görecek- lerdir. Bu kongrede sosyalist nazırla- rın çekilmesini istiyecek gruplar bu - lunduğu gibi Chautemps tectübesinin devamına taraftar olanlar da zuhur edecektir. Kongre ekseriyetinin halk cephesinin devamını istiyeceği umul mak lâzım gelir.” İranda X İran dilinde — İran dilinden ya- bancı kelimeler çıkarmakla meşgul o- lan İran akademisi, bir kaç aylık yaz tatilinden sonra tekrar faaliyete geç- miştir. Akademi, karşılığı iran dilin- de bulunan yabancı kelimeleri atmak- ta'teknik ve ilmi ıstılah ve tabirleri tesbit etmektedir. X Şehinşahın heykeli — Parlâmen- tonun 11 inci içtima devresi başlaması münasebetile, Parlamento meydanın- da, Şehinşah Rıza Han Pehlevi Haz- retlerinin at üstünde, üniformalı bir heykeli büyük bir törenle açılmıştır. Heykel, mareşal Joffre ile Foch'un heykellerini yapmış olan Paris hey- keltıraşlarından Maillard'ın eseridir. Yeni anıt İran hükümet merkezinin, hükümdara karşı beslediği saygı ve sevginin bir nişanesidir Arahistfan X Arkeolojik tetkikler — Alman gazetelerinin haber verdiklerine göre, Oksford'daki “Ashmolean,, müzesinin coğrafya cemiyeti ile Kembriç'deki. arkeoloji ve antropoloji müzesi namı- na cenubi Arabistanın Haaromo taraf- larında araştırmalarda bulunmağa me- mur edilmiş olan ingiliz heyeti yola çıkmıştır. Heyet, vaktile Luristan'da dolaşıp araştırmalarda bulunmuş olan Bayan Freya Stark'ın idaresindedir. Heyetin diğer azaları, Libya çöllerin- de araştırma ve tedkiklerde bulunmuş ve dolayısiyle büyük bir şöhret yap- mış olan Bayan Coton-Tompson ile coğrafyacı ve jeolog Bayan E. W. Gar- duer'dir. Bu sonuncu Bayan da, yakın şarktaki araştırmalariyle tanınmış bir bilgindir. Arkeolojik maksadlarla yapılacak olan bu araştırmaların 1938 ilkbaha- rında sona ereceği ümid edilmektedir. Mısır X Montrö anlaşması — Kapitülâs- yonları kaldıran ve konsolos mahke- meleri yerine muhtelit mahkemeleri geçiren Montrö andlaşması, 15 ilkteş- rinden itibaren tatbik edilmeğe baş- lanmıştır. Bu münasebetle, Kıral Fa- ruk'un huzurile İskenderiyede büyük bir tören yapılmıştır. Mahkeme bina- sında o gün, ilk defa olmak üzere, Mı- sır bayrağı yalnız olarak çekilmiştir. Muhtelit mâhkemenin başkanlığında, eski başkan Richard Vaux kalmış, ye- ni ihdas edilmiş olan asbaşkanlığa kı- ralın kayın babası Zülfikar paşa geti- rilmiştir. X Tayyare meydanı — İskenderi- yenin garbında bulunan Dekhala tay- yare meydanı askeri idareye devredil- miştir. Bu meydana 80 askeri tayy? renin yerleştirilmesi düşünülmekte dir. Gülcemal vapuru Halice sokuldu İstanbul, 5 (Telefonla) — Bir müd- det evel satılığa çıkarılmış olan Gül- cemal vapuru dün sabah Halice çekil- di. Teknesi bir hayli zayıflamış oldu ğundan Boğazın akıntılarında durma sı tehlikeli görülmüştür. Vapurun de- mirinden istifade edilmek üzere aske- ri fabrikalar tarafından satın alınaca- ği söyleniyor. Fotoğrafla Türkiye Albümünden bir a : İstanbul Fotoğrafla Türkiye -( “Journal des Döbats, — Paris, 31. 10, 1937 ) Dahiliye Vekâleti Mat- buat Umum Müdürlüğü tarafından neşredilen “Fotoğrafla Türkiye,, al- bümü hakkında siyasi baş muharriri B. Maurice Pernot imzasiyle ve ga- zetenin ikinci sayfasında neşrettiği fevkalâde sitayişkârane bir makalede diyor ki : “ (Fotoğrafla Türkiye), Ankarada Matbuat Umum Müdürlüğü tarafın- dan neşredilen zengin bir albümün unvanıdır. Ve bu unvan katiyen mü- balagalı bir şey değildir. Açık kırmı- zı renkli bir kap içinde bulunan al- bümün sayfalarını çevirmeye başlar başlamaz hayalhanenizde binlerce ha- tıra ve intiba uyanmaya başlar. Re- simlerin intihabında hiç bir bayağılı- ğa tesadüf edemezsiniz; kart postal ağrandizmanları yoktur. Gördükleri- niz kâh tabiatın Türkiyede besteledi- ği eşsiz bir güzellik, kâh Türkiyede insanlar tarafından inşa edilmiş fev- kalâde ahenktar bir eserdir. Boğaziçi ve Haliç manzaraları yanında Toros ve Ârarat dağlarının, Karadenizde güneş gruplarının, Kilikyanın yüksek yaylalarındaki dağ lâlesi tarlalarının, Adananiın altın yaldızla işlenmiş bah- çelerinin ve Aydının devâasa incir ağaçlarının resimleri var, Albümde İstanbulun bir kaç camii, Bursanın Yeşil camii, Konya camii gibi klâsik, eserler, Boğazda çınar ağaçlarının *koyu gölgeleri altındaki eski bir çeşme gibi az tanınmış sanat eserleri ve Sard sütunları, Urfa hara- beleri ve Boğazköyde bulunmuüş bir bas-relief ile yanyana görülmektedir. Hitit sanatı, hakkedilmiş ve gayet karakteristik figürler ile temsil olun- maktadır. Ancak, bunların mahiyetini takdir işi albümü seyredenlere bıra- kılmıştır. Ben bunlar arasında Kar- kemich'in kitabelerinden — birini ve Saktchagheusu'nun meşhur canava- rını seçer gibi oldum. İki çini duvar o kadar maharetle alınmıştır ki, in- san bu çinilerin rengini farkeder gibi oluyor. Ankara kısmı Albümün Ankaraya mahsus” olan kısmının sayfalarını çevirirken sür- prizden sürprize düştüm. Bundan on iki sene evvel, ötesinde berisinde şe- kil ve üslüptan mahrum birkaç bina bulunan çorak yaylada, albüm, büyük ve güzel binaları, geniş bulvarları, ruh okşayan bir tarzda - tarhedilmiş bahçeleri ve, gariptir ki... ağaçları o- lan bir şehri göstermektedir. Ağaç bir vakitler Ankarada tanınmayan birşey idi ve hakiki bir gölgelik bulmak için Gazinin ikametgâhını inşa ettirmiş bulunduğu Çankayaya gitmek icab ederdi. Yeni Türkiyenin merkezi eğ- ki Osmarilr imparatorluğiyle tam ma- nasiyle bir. tezad teşkil etmektedir. Fakat bu tezadı manzaraların ve za- manın tenevvüü muhık göstermekte- dir. Geçmiş asırları, yalnız, öğlede boz renkte olup akşamları da, grup eden güneşin altın ışıklar ve p renklerle boyadığı yüksek kale ! latmaktadır. Bundan sonra dek albüm tarafından yaşatılan diğe sımları bana Hamburg ve AÂm dam'ın yeni mâhallelerini ve y Romanın yeni binalarını hatırlat tadır. Ekonomik tesisat Türkiyenin ekonomik tesisat teçhizatı insanı hayretler içinde kan resimlerle tasvir . olunmakt Bunlar da geniş bir dağ yolu | nehri üzerinde madeni mukteşeri köprü, Adana dokuma fabrikasi mir tütün fabrikası, gülyağları Y Isparta gülyağı fabrikası ve Atat üÜn eseri olan Yalova kaplıcalat Bütün bunlar hayret verici bir Si le ve fakat metodik bir tarzda Y mış gayretlerin mütenevvi ve İ şahitleridirler. , Spor ve gençlik terbiyesi Albümün son kısmı spora ve liğin terbiyesine tahsis oluntiu lunmaktadır. Eski Türkiyeyi-tali olanlar trampetelerin ritmi içindi vik genç kızların resmi geçit yal larını gördükleri zaman hayrt gözleri dört açılacaktır. Bu çevil nç kızların şahsında eski İstanb sessiz sokâklarına ve Asya sahill! deki derelerin sularına zarafet V hir katan örtülü heyulâların kız nı tanımak gerektir..,, Maurice Pel Fotoğrafla Türkiye Albümünden bir manzara : Ankara | Şair Abdülhak Hâmid caddesi İstanbul, 5 (Telefonlay — Halk Partisi Şair Abdülhak Hâmid'in öldü- ğü Maçka Palasın bulunduğu Maçka Silâhhane caddesine Şair Abdülhak Hâmid caddesi adı verilmesini beledi- yeye teklif etmiştir. Teklif şehir mec lisine verilmiştir . Adanalıların Türk Hava Kurumuna teberruları Adana, 5 (Hususi muhabirimiz m) — Türk Hava Kurumu Seyha ;ubesinin teşebbüsü ile bugün topla ran Adana ve civarı çiftçileri her ne vi mahsullerinden yüzde üçünü Tür' Hava kurumuna terketmeği büyük vı samimi tezahürler arasında kararlaş- tırmışlardır. Yankesicilerde meslekdaşlık hati Geçenlerde Paris futbol sahaların- dan bir çok tuhaf bir hâdiseye sahne olmuştur. Bu hâdisenin kahra- manı bir futbol meraklısıdır. Banka memurlarından Piyer Kor- doniye mensub olduğu kulübün bir maçını seyre gelmişti. Maç çok heye- canlı bir tarzda cereyan ettiği halde, o boyuna dostlarından birinin yan ce- bindeki kıp kızıl ipek mendile bakı- yor. ve bu zevksizliğine fena halde i- çerliyordu. Kızil mendilli dostu ise, kendini maçın cereyanına - bırakmış, kendinden geçecek derecede oyunu seyre dalmıştı. Kordoniye maçı ağız tadiyle ve a- zab çekmeden seyretmeğe azmettiği için, arkadaşına sezdirmeden yâl bindeki mendili çekip almış. Fal bu işi yapar yapmaz, karşısına, e de bir para cuzdanı tutan biri d rek “Ben meslekdaşlarımı soym demiş ve cuzdanı Kordoniye'nin sıkıştırıp uzaklaşmış. | Neye uğradığını şaşıran Kord cuzdana dikkatle bakınca, bunufl di cuzdanı olduğunu hayretle göl Anlaşılan. yankeseci, Kordoniy cuzdanını aşırdıktan sonra, v;)îl“d ka birinn mendilini — aşırdığın! müş ve yanlışlıkla bir meslekdâ cüzdanını çarptığına hükmetmi$- letli yankeseci! İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: