31 Ekim 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kai di SUF Ka U LUS LA KÜLTÜR VE İNSAN 29 zun gecesi Bu yıl cumhuriyet Bayramı, bütün şimdiye kadarkilerden munta- Zam, gösterişli ve parlak geçti. Çünkü daha yapılı, daha olgun ve daha tamam bir Ankara buldu. Resmi yapıların tenviri usulünde çok terakki vardır. Meselâ yeni Belediyeler bankasının mavi ve sade zırhları ile ışıklı sepetleri, binanın, bugüne kadar bilmediğimiz gece halini ifşa etti. Bu ifşanın muvaffaki- yetini tasdik edebiliriz. Pllı__lJ'J”ı.A bir nehir akıyordu.,, Atatürk bulvarı, ulu münteha noktasına kadar insanı, dayanılmaz bir cazibe ile çekiyor- du. Çankayadan, Kaleden, Cebeciden, Keçiörenden, Dikmenden ve İs- tasyondan Ankaranın manzaraları değişiyor, fakat giydiği atlasların ateş rengi parıltıları azalmıyordu. Gar, tek başma duruyor ve seyirciyi ayrı bir gezintiye davet ediyor- du. Belki de en yeni yapımız olduğu için, fakat biraz da heybetli ve yanyana duran sütunlarındaki şakulün tesiriyle, dar, güzel ve yekpare bir parça idi. Buradan karşınızda kaleyi ve bütün şehri, sağınızda Çan- kayanınm hâkim ışıklarını, solunuzda da ayrı ve çekingen bir parça gibi Keçiörenin bir avuç lâmbasını ve şehri seyretmek üzere yere inmiş bir gök yüzü gibi, Keçiören evlerinin tek gözlü yıldızlarını görüyordunuz. 29 gecesi Ankara, gelinler kadar güzeldi. Büyük ve mavi projek- törler, zaman zaman bu geline mütecessis nazarlariyle bakıyorlardı. Burhan BELGE Cebeci şehitliğinde bir tören yapıldı Boar Dün bayramımn ikinci günü, hazırla- nan program tatbik edilmek suretile kutlandı. Sabah saat 12,30 dabir alay 8: p ından harek derek Ha- mamönü yolile Cebeci şehidliğine git- ti. Alayda bir manga polis, şehidliğe konacak çelenkleri taşıyan izciler ve askerler, çelenklerin yanında süvari- ler, bando mızıka, kız ve erkek izci bölükleri ve piyade bölüğü vardı. Hür ve müstakil Türkiyeyi kurmak için, Atatürkün emrinde seve seve canlarını veren aziz şehidlerimizi, en kaddes günümlzd k gibi şe refli bir vazifeyi yerine getirmek iste- yen halktan büyük bir -kalabalığın iş- tirâk ettiği alay şehidliğe gelince ih- tiram vaziyeti aldı. Şehidliğin önünde kutlama komite- si adına bir nutuk söylendi. Biri kiz ve biri erkek iki izci genç neslin, kal- binde ebediyen yaşayacak olan şehitle- rimize karşı duydukları minnet ve şükranı anlattılar. Çelenkler konuldu ve törene istiklâl marşı ile nihayet ve- rildi. Tören alayı Samanpazarına ka- dar gelerek burada dağıldı. Erzincanda cinayet Erzincan, (Hususi) — Dün Taşhan- da kadın yüzünden bir cinayet oldu bir jandarmamız ağır surette yaralan dı. Hâdise şudur: Ahmed adındaki adam bir kıskanç- lıik yüzünden topal Osman adındaki rakibini vurmak isterken, jandarma hâdiseye mani olmak istemiş, fakat vazife uğrunda yaralanmıştır. DD p77 Ankarada havalar yine soğuyor Dün şehrimizde hava öğleye ka- dar açık, öğleden sonra az bulutlu geçmiştir. Isı gölgede 4, güneşte 17 derecedir. Dün yurdun şarkt Anado- lu, cenubu şarki Anadolu, Karadeniz sahillerinde hava yer yer yağışlı, di- ğer mıntakalarda bulutlu geçmiştir. Dünkü yağışların karametreye bırak- tıkları su mikdarları Islahiyede 43, Malatyada 15, Erzurumda 14, Dört- yolda ve Muşta 12, Gümüşhanede 6, diğer yerlerde 1-5 kilogram arasında Bu bırakmıştır, Dün en düşük ısı Eskişehirde sı- fırda kalmış, en yüksek ısı ise An-| talyada 23 derece olarak kaydedilmiş- izkel K VA ÖSi NS;MJHH. yapılan törende çiçekler ve mektebliler Vatan uğrunda canlarını verenler : 'i VLM— > İstanbulda nalbat kursu açıldı İstanbul 30 (Husust muhabirimiz- den) — 40 kişilik nalbant ustalarının kursu İstanbulda Selimiyede ziraat vekâletinin nalbant mektebinde — bu- gün açılmıştır. Bu kurs iki devre o- lacak ve vekâlet proğramına göre, ü- çer ay devam edecek ve demircilik sanatr dahi öğretilecektir. Bu ustala- ların evlerine ve ceblerine verilecek paralarla mektebteki masrafları yerli- yerine gönderilmiştir. İstanbul Adliye sarayı İstanbulda yeni adliye sarayı için yapılan istimlâk muameleleri bitiril- Yurdda ve Dışarda Bayram Yurdda: Cumhuriyetin 14 üncü yıldönümü dün vatanın iç ve dışında büyük şen- likler ve coşkun tezahüratla kutlan- mıştır. Dün geceyi, fener âlayları, balolar, müsamereler ve mahalli eğ- lenceler tertib ederek geç vakitlere kadar neşe ve sevinç içinde geçiren bütün memleket halkı, dün de bayram eğlencelerine devam etmiştir. Diğer taraftan inşaatı ikmal edilen birçok kültür ocaklarımızın, hastahane ve bakım evlerimizin, yeni zirat mües- seselerimizin, şehir, kasaba ve köyle- rimizi biribirine bağlıyan yehi yolla- rımızın, köprülerimizin, park ve anıt- ların açılma törenleriyle birçok te- mel atma törenleri karşısında vatan- daşların şevk ve heyecanlarının bir kat daha arttığını bildiren telgraflar gelmektedir. Dıgardn $ Paris'te Paris, 30 (A.A.) — Bayramımız Büyük Elçilikte samimiyetle kutlan- mış, büyük elçi Suad Davaz koloni- nin, talebelerin ve Mısır, Sovyet ve Balkan devletleri elçilerinin tebrik- lerini kabul etmiş ve bir nutuk ver- miştir. Talebe cemiyeti başkanı buna cevab vererek arkadaşlarının hisleri- ne tercüman olmuştur. B. Delbos pro- tokol şefi vasıtasiyle tebriklerini bil- dirmiştir. Gece bir suvare verilmiştir. Sofya'da Sofya, 30 (A.A.) — Cumhuriyet bayramı dolayısiyle elçilikte bir ka bul töreni yapılmış ve elçi öğleden sonra türk kolonisini kabul etmiştir. Stokholm, 30 (A.A.) — Cumhuri- yetin 14 üncü yılı dolayısiyle elçilik- te yapılan kabul töreninde 300 müm- taz davetli bulunmuş ve tören geç vakte kadar neşeli ve nezih bir hava içinde cereyan etmiştir. Kuvarshandar Saf Bakır Akıtıldı Artvin, (Hususi mMmuhabirimiz bidiriyor) — Cumhuriyet bayramı için açılış hazırlıkları yapılmış o- lan Kuvarshane bakır madeni; bu- gün Üçüncü umum müfettiş B. Tahsin Uzer tarafından açıldı. Törende Artvin valisi B. Refik Kuraltan, civar kaza kaymakam- ları, yakın vilâyetlerden ve kaza- lardan gelen binlerce kişi bulun- du. B. Tahsin Uzer ve B. Refik Koraltan çok heyecanlı iki nutuk söylediler. İşletme tarafından da- vetlilere ve işiçlere ziyafet verildi. Açılış, madenden istihsal edil- miş olan bakırla yapılmış olan bir makasla olmuştur. Maden, her gün 8Ston saf bakır istihsal ede- cektir. Bu mikdar, bugünkü fiat- lara göre 4000 liraya yakın bir mikdara tekabül etmektedir. Geniş bir mıntakaya iş sağla- yan madenin resmen açılışı bura- miştir. Yakında inşa işlerine başlana- caktır. da bir bayram günü olarak kutlan- yerlerinde mızıkalar çalmıştır. nanmıştır. Dün, Ankara köylerinde, An- kara vilâyetince yaptırılan eğit- men ve öğretmenli köy okulları binalarının açılış törenleri yapıl- mıştır. Büyük bayramda devrime içten bağlı yurddaşların duygularını ve dü- şüncelerini halka anl ve tel- kin etmesine fırsat vermek için bu yıl da kurulan halk kürsüleri memle- ketin her tarafında büyük bir rağbet görmekte; halktan, gençlerden, parti- lilerden, kadınlı erkekli binlerce va- tandaş bu satırların yazıldığı geç sa- atlarda bile bu kürsülerden inanlı ve coşkun duygu ve düşüncelerini hay- kırmaktadırlar, Şehrimizde, Atatürk anıtı ardına konan halk kürsüsünde evvelki gün ve bugün yüz elliye ya- km yürddaş söz almıştır. En büyük bayramın — sevinciyle — hevecanları ayakta, en büyük davâların inanı ve kültürü ile kafasr ve ruhu zaten ha- zıt ve dolu Partili ve Halkevli genç- lerin bu kürsülerden halka seslenişi bayramın havasına çok güzel ve müs- tesna bir çeşni vermiş bulunmaktadır. Bu kürsülerde söylenen — sözlerin samimiyeti, derinliği ve özlülüğü hakkında bir fikir vermek için, bu nutukların birinden zaptedebildiği- miz bir kaç satırı ve mısrar kaydet- mekle iktifa edeceğiz : “.» Bugün; bütün türk milleti, göz- leri sevinçle dolu, göğsü gururla ka- barmış, boyunca evlâd yetiştiren bir ana gibi, on beşine basan Cumhuriye- ti bağrına basıyor, bayram ediyor. Ve Cumhuriyet, bu on beş yaşındaki ilâh gocuk Öönünde —düzlüğe — yaklaşan yokuşu güvenle süzerek anasına şef- katle bakan bir oğul gibi türk mille- tine kollarını açmış gülümsiyor. Yer mıştır. Bayramın ikinci günü Halk kürsülerinde büyük bir faaliyet göze çarpıyor Dün öğleden sonra saat on üçten itibaren şehrin muhtelif sabakaları ve pehlivan güreşleri yapılmış, zeybek oyunları oy- Halkevinde gündüz çocuklara gece halka, birer temsil veril- miş, kukla ve karagöz oynatılmıştır. Cebeci meydanlığında cirid mü- âsil ve aziz bir çift bulunamaz |,,.. “Dudak bük&ün faniler, ilâhlar im- renecek; Sevgini bayrak gibi göksünün bür- cuna çek! İlerdedir ne varsa güzel, iyi ve ger- çek; durmıyalım ileri 1.,.. Durmiyalim — düşeriz, Halk; kürsünün etrafına birik- miş; bu coşkun ve candan sözlerin hepsini bazı kere alkışlamayı bile u- nutan bir candan takdirle gözleri do- lu- dolu dinliyordu ve gençler birbiri ardından kürsüye çıkarak böyle hay- kırıyorlardı * “Anam ! Ben en büyük bir milletin tarihinin muhteli fasılları ile ilgili prehistuvarı da ahis mevzuu etmiş: tir. Dörpfeld, kagrede (Troie)danş mel 31-10-1937 © Kardeş Hatayda Bayram Antakya, (Hususf muhabirimizdet) | — Büyük bayram kardeş Hatayda salsiz tezahürlere vesileolmuştur. Âfie takya ve İskenderun biştan aşağı dü* | nanmıştı. Ana vatanın kırucusu ve y pıcısı Şef Atatürkün resimleri elle | rinde olan elli bin kişiye yakın bir kâ* | labalrk baş konsoloslujumuzun önüne de toplandı ve “yaşasn Atatürk, y şasın Büyük türk cunhuriyeti,, diyt — bağırarak Büyük Şef ve anavatariğ olan bağlılığını izhar »tti. | Bu büyük kalabalık takdire değef olan bir vekar ve ağırbaşlılıkla, şehif sokaklarında dolaştıve gece kadar her tarafı tenvi edilen eğlenildi. | Mandater hüküme İleri gelenleri — belediye reisi ve azâlırı, alevi, arab vt rumlardan heyetler hş konsolosluğu" muza gelerek tebrikirde hlundM' Akşam halkevindebir toplantı yer — pıldı ve bütün halkelerinde türk iti- kılâbının manâ ve şmulü hakkınd$ konferanslar verildi Hatay halâ se* vinç ve heyecan içirledir. TÜRKİYEDE MADDİ VE FİKRİ ÇALIŞMALAR. (Başı 1 ini sayfada) H j her tarafta takib dilmesi lâzım gelemi bir misaldir. Kongreye türk * ecnebi âlimler tas rafından yetmişi aütecaviz komini- kasyon yapılmışr. Bunlar Anadolü olan eserlerdir. 3u kominikasyonlar bize en yakın deirler gibi en uzak Landsberger esi lel Asya tarihinin te- ve en aziz bir oğlu olduğ büyük şeyler için doğduğumu unut- mıyacağım, Her zaman sana ve Ata- ma . lâyık olmıya çalışmazsam hakkını helâl etme ve ben kahtolayım,,.. Beylik edebiyat olmaktan uzak, gö- nülden çuşaTük — sÜylientü u suziCti, kürsünün — kurulmasındaki isabetli Kongrede dil, <nler tarihi âbide sa» natı üzerinde bnuşulduğu gibi eski devirlerin defi) âdetleri, eski heyete,. 4 şinaslık ve hulık meseleleri de orta« ya atıldı. On kdar Türk ve ecnebi â« Hlanak ketler arasında'ütün de:i;î;rdı me.;ı bahi işlerdin inen dd eZ L © HAŞ hikmeti bir kat daha tebarüz ettirmiş ve bayramın en güzel hususiyetlerin- den biri olmuştur. Okurlarımıza Ulusun dünkü nüshasından şe- hir ve taşra servisleri için aza- mİ mikdar teyzi ettiğimiz hal- de şehrin bazı kısımlarındaki ile Yunanistam prehistuvar devrin- deki n dan evel İbera ile Ege denizi arasın: daki münasettleri izah ettiler. Pro- fesör Sarre Sonyada Selçuk sanatış cud olmuş biunan münasebetleri muhtelif şekillriyle canlandırdılar. Bu cümleden (arak Atinalı profesör Marinatos Milddan iki bin sene evel- ki devre menso Girit ve eski Anado: lu dünyasında bahsetti; Profesöt Person ve Priesör Dixon (Anadolü el İşi. ini) ve “R bheleri okurlarımızın ULUS edinmesi dün de kabil olmamıştır. Bunun- la berab, izi man takib etmek istiyenler için matbaamızda küçük bir stok bu- Junduruyoruz. Arzu edenlere fiat değiştirmeksizin fevkalâde nüshadan ve dünkü nüshadan verebiliriz. yüzünde bu anadan ve oğuldan daha İhtar levhalarında edebiyat Umumt! yerlere ( asılan — levhaları yazarken de bir * takrm nezaket ka- ; idelerine — riayet - etmek Jâzım gel- Uumular da bir şoförün aldığından bahsedi- len para 200 kuruş yazılacakken 200 lira yazılmıştır, düzeltiriz, diğini düşünme- diğimiz olur. Meselâ bir tram vayın dört duvarını bir takım sert kumanda cümleleriyle dolmüuş gör- mek sizi, bir müşteri sıfatiyle, &i- nirlendirmez mi? Sonra her yanımın “yasaktır!”, “memnudur!” ihtarları dolu bir parkta nefes aldığınız hava biraz kursağınızda kalmaz mı? Bir zamanlar, İstanbulda köprü- nün Kadıköy iskelesinin musluğu üzerinde şöyle bir levha görülürdü: “Burayı nasıl görmemek isti- yorsanız, öyle bırakmayınız!,, Bu levha, pek vazıh olmamakla beraber, nazik olmak gibi bir iddia taşıyordu. Fakat bir de Danimarkanın Aar- hus eski ve tarihi evler kolleksiyo- nunda bulunan şu nazik ihtara ba- kın: “İstediğiniz kadar gözlerinizle dokununuz; fakat lütfen ellerinizle seyretmeyiniz!,, Ne kadar nazik değil mi? -'T. 1. DÜZELTME — Dünkü yankılar- Gözünüz aydın! Ankara, bu sene cumhuriyet bay- mında ucuz elektrikle donandı. 1908 de hürriyetin ilânı sıraların- da İstanbulun gösterdiği coşkunlu- ğu görmüş olanlar, kötü bir beste ile ağızlarda dolaşan bir mısraı hatir- larlar: “Geceler gündüz oldu!,, İspermeçet mumu, petrol, zeytın- vağı, biraz da havagazı İle İstanbul bu kahvelerin bütün anı he- UDU bir ikisi içeri. almmaktadır. Şatoda münzevi yaşayan ihtiyar adam meş- hur italyan şairi Gabriel d'Anuncio- dur. “Şöhret âfettir” sözüne inanma- h mıyız? Avrupada fırtına : peababbaldanand eli Bu, yeni bir kitabın adıdır ve ki- —h men ayni dakikada işgal eden müş- teriler birer fincan kahve istemişler ve bütün yemek vaktini bu birer fin- can kahvenin karşısında geçirmiş- lerdir. Bu iki lokanta-kahvenin bir gün evelki müşterileri ertesi gün de | Tnım k $ g ,ı l. “l._ şılmış ve patronlar garsonların iste- ğini yerine getirmekten başka çare olmadığma karar vermişlerdir. Bu yeni icbar tarzıma «bir fincan kahve grevi» adı verilmiştir. İsimlerini kullanmıyan şecesinin ne kadar gündüz olabilece- Şini tasavvur edebilirsiniz. Halbuki 1937 de cumhuriyet bay- ramında gecelerimizi ucuz elektrikle gündüze çeririrken okurlarımıza, her yiki manasiyle, — Gözünüz aydın! diyebiliriz. Bir fincan kahve grevi : Amerikada Detroit şehrinde ,iki büyük lokanta-kahvenin garsonları gündeliklerinin çoğaltılıp iş saatle- rinin azaltılmasını istemişler, fakat idare bu isteği dikkate al: ştır. meşhurlar : Spangler Arlington Brugh A- merikadan — İngiltereye giderken Nevyork rıhtimimi doldüran kadın kalabalığı arasında on iki kadın ba- yılmış, yol: yatağı altından iki ve bartyo salonundan bir kadım çıka- rılmıştır. Bu zat si aktörü Ro- bert Taylor idi. Kom gölü kenarında eski bir şa- todü Gaetano R tto adınd bir ihtiyar yaşamaktadır. Her gün ti A yüzlerce ziyaretçi Ertesi gün, tam yemek zamanı takünkün. fakat bunlardan bsen tab Avr ünkü halinin se- beblerini ve bu sebeblerin ortadan nasıl - kaldırılabileceğini anlatmak- tadır. On sene evel, bir politika ada- mı şunu yazıyordu: «Avrupada ak- şam oluyor...» Avrupada akşam de- gil, artık gece olmuştur. Kimsenin gözü kimseyi görmüyor. «Avrupada fırtına» yı kim okuyacak, dersiniz. Aramızda konuşurken bu suale eski bir asker cevap verdi: «Diplo- matlar, diyecektim, fakat fırtınayı icad edenler kendileridir.» Bir ağaç dostu : Karışmazlık komitesi reisi Lord Plymouth iyalnız bir şeye karışmak taraftarıdır: Ağaçların tahrib edil- memesine, Lordun en sevgili dostları ağaçlardır; boş zaman bulunca he- fesör Gabri “Selçuk mimarisini”, Profesör Kesu “Selçukların Antro* polojisi” ni :tkik ettiler , dünya tarihde en büyük rollerden birini oynarş olan hâdiselerin esası- ni mevzuulns eden tarih yaprakla * — riyle karşıltılar. Bu kongrenin — ide larda ve seiyonlarda bir hafta miüd- detle yapılı izah ve münakaşalar na- thtelif ini, pro- Hulâsa öngre azâları her gün tabı intişarttiği gün umumt içtima: sıl bir kolktif çalışma mahsulü oldu- — ğu anlaşılaktır. j Yukardbu kongreye bitişik olarak — bir de prüstuvardan bugünkü zama* na kadarlitlüin devirlere aid bir arke- oloji seksi açıldığını söylemiştirie Sergi hetürlü fazlalıktan âri olarak vazıh veruntazam sürette tertib edil miş, peğoji bakımından iyi kavran- maiştir; (rek tarzı tanzimi ve gerek teşhir onan eşyanın mahiyeti itiba" riyle bün — ziyaretçilerin takdirini celbetirtir. A Büti kongrelerde olduğu gibi Türk 'Tih köngresinden sonta dâ ziyaretr yapılmış, İzmir tarikiyle Berga: ve Ayasloğa, Ttovaya, Bo- ğazköne ve Alacahöyüğe gidilmiş “ — tir. Acahöyüğe gidenler diğerlerint nisbet daha kalabalıktı. Bu ziyaretifi son dece faydalr olduğunu temin & derim Gek kongre esnasında ve gerâi 4 haraleri ziyaret türke — lerdi gördüğümüz mihmannüvazlıf yaln şu sözle ifade olunabilir; Hâr — rikıde... Türkiyede kâfi derece otü” itAAati men çiftliğine ve çiftliğindeki lara gider, Mevcut oluşuna bile ta- b üı ” | _l'ii Yale L : lik ve odunculuktur; bir çok unvan- ları arasında seve seve taşıdığı un- van ağaç sevenler cemiyeti reisliği- rüpaşamış olduğum için bu bahi$ üzerde fazla söz söyliyecek olursaff — türn âlicenab tevazuu bundan Tefi” cidblacağını bilirim. Ancak - türklef müade etsinler de bütün - ecnebi * linr namına bari şunu söyliyeyim? — dir.» » Metsil ü Eusöne PİTTARD

Bu sayıdan diğer sayfalar: