Şo 8 :9" 1937 ULUS Nurenberg kongresi toplandı B. Hitler Almanyanın iç ve dış politikasını izah etti (Başı I. ınci sayfada) yecanlı alkışlarla karşılanmıştır. Evvelâ B. Hess söz almış, sonra B. Lüutze, nasyonal sosyalist hareketi ö- lülerini hürmetle yadetmiş ve B. Stre- icher ise bir hoş geldiniz hitabesinde bulunmuştur. Hitler'in nutku Nihayet sıra, B. Hitler'in nutkuna gelmiştir. B. Hitler, evvelâ, Nurenberg kon- grelerinin tarihçesini yapmış ve bu kongrelerde nasyonal - sosyalist teşki- lâtının yüksek prensipini teşkil eden “her yerde ve her zaman bir adam her şeyden mesuldür.,, kaidesinin bu kon- grelerde daima daha fazla bir kuvvetle tezahür etmesi lâzım geldiğini tebarüz ettirmiştir : Nutuk, şöyle devam etmetkedir: Parti kongreleri, bidayetindenberi aşağıdaki üç vazifeyi yapmayı üzerine almıştır : 1 — Nasyonal - sosyalist hareketi ile nelerin yapılmış olduğunu, ne gibi plânların tatbik olunduğunu ve bu su- retle ne gibi hedeflere erişildiğini mü- şahede eylemek, 2 — Yakın uzak istikbalde yapılma- sı lâzım gelen vazifeleri ve binnetice faaliyeti bildirmek, 3 — Kadın erkek parti azalarını ve bütün alman milletini hareketimizin fikirlerini, akidelerini ve prensiplerini iyi kavrıyabilmek için hazırlamak. Bundan on sene evel, kongremiz, devleti hücumla eline geçirmek istiyen bir partinin ihtilâl kongresi gibi telâk- ki olunmakta idi. Bugün ise, bu kon- gre, nasyonal sosaylizmin kendisine raptettiği alman milletinin büyük bir geçid resmini teşkil etmektedir. Sasyal nizam Alman milletinin şimdiye — kadar Mislini görmediği muazzam bir cephe değiştirmesine şahid bulunuyoruz. Sos- yal, ekonomik, siyasi kültürel ve tek- nik bakımlardan kati dönemeç nokta- ları teşkil eden bir devirde yaşıyoruz. Mevzuubahs olan, milletler ve devlet- ler arasındaki hududlar meselesi değil, fakat hakikatte ananevi sosyal nizamın idamesi ve yahut yıkılması meselesidir. Yıkılacak olan, siyasi bir Babil ku- lesi değildir. Ebediyet için yapılmış sanılan şey, bugün zayıf ve çürümüş olarak gözükmektedir. Etrafımızda her tarafta insanların sosyal kurumlarının çatırdadığını duyuyor ve bilhassa çü- rTümüş muhtelif kurumların yıkıldığını görüyoruz. Nasyonal sosyalizm hare- keti, alman milleti için tarihi mücade- lesine başladığı zaman, bu meselenin €sas meseleyi teşkil eylediğini tam ola- Yak müşahede etmiştir. Filhakika, harb- lar ve mağlübiyetler, milletlerin haya- tında, sosyal dahili buhranların büyük ve dehşetli ehemmiyetini haiz değildir. Buna zerre kadar şüphe yoktur. Zama- nımızda, “cemiyet,, olarak bulduğu- muz şey, bugün batmak üzeredir. Bu gün yalnız doğum, neseb, sosyal sınıf ve yahud refah üzerine müesses insan sosyetesinin teşekkülleri artık mevcud değildir. Terbiye ile tahsil ve yahud herhangi muayyen bir dine mensub ol- Mmak keyfiyeti de, bir sosyeteyi kura. bilecek unsurlar olarak telâkki oluna- Maz. Eski fikirler ve bu eski teşekkül- lerin istinadgâhları, yeni fikirlerin ve p bazı yeni akidelerin hücumuna dayan. iMıya müktedir. olmadıklarını göster. Mişlerdir. Faaliyetimizin neticesinden Mmemnun olabiliriz. Bu neticeleri, diğer Memleketlerde alınan neticelerle muka- yese ediniz. Ve sosyal sahada nasyo- nal - sosyalizm taktikinin doğruluğu- nu kabul edeceksiniz. Komünizm ve nasyonal sosyalizm B. Hitler, komünizmin sosyal başa. Tıları ile kıyas kabul etmiyecek dere- tede yüksek olarak gördüğü nasyo- Nal . sosyalizmin sosyal başarılarını te- barüz ettirdikten sonra, ekonomik faa- liyet sahasına geçerek demiştir ki: Genel ekonomi sahasında da, etra- fimızda türlü buhran hâdiselerini gör- Mekteyiz, Enternasyonal bir ekonomik buhranın — enternasyonal bir teşekkül ile ortadan kaldırılabileceği fikrinden hazer etmesini kamuya daima bildir- miş ve daha evvel muhtelif milli eko- nomilerin nizama konulması lâzım gtl- diğini tebarüz ettirmiştim. Nasyonal sosyalizm, dünya ekono- mik buhranına bir nihayet vermekten bahsetmenin ve ayni zamanda, paralar üzerinde dünya ekonomisini sarsan ha- reketlerde bulunmanın birbirleriyle te- zad halinde bulunduğunu daima nazarı dikkate almıştır. Ekonomi Alman ekonomik buhranına nihayet vermek için, ekonomik bir milletin ha- yatındaki muhtelif hareketlerden biri- ni teşkil eylediğini ve netice olarak doğmatik noktai nazarlara göre değil fakat ancak ampirik faydalarla noktai nazarlara göre teşkilâtlandırılabileceği ve dirije olunabileceğini göz önünde tuttuk. Bir sosyal ekonomi yahud bir serbest ekonomi yoktur. Mevcud olan yalnız vazifeleri bulunan bir ekonomi, yani genel vazifesi bir millete en yük- sek ve en iyi hayat şeraitini vermek olan bir ekonomidir. Eğer bir ekonomi, şu veya bu sahada kendisine düşen bü- yük vazifeleri görmekten aciz ise, dev- let, cemaatinin ihtiyaçlarının önlemek için başka yollar, başka çareler arama- lrdır. Biz muhakkak surette, alman e- konomisinin tam istiklâline varacağız. Bu noktada hiç kimse şüphe etmeme- Hidir. Muazzam bir ordu meydana getir - meye, muazzam bir iş servisi seferber etmeeye ve alman demir yolları büyük müessesesini idare eylemeye muvaffak olan bir halk cemaati, Almanyada de - mir ve çelik istihsalini lâzım gelen yük- sekliğe çıkarmaya da muhakkak suret - te muvaffak olacaktır. Dört senelik plânın önümüze koy- duğu işlerden çok daha güç işleri vücu- de getirdik. B. Göring'in başladığı bu işin çok yakm bir zamanda başarılaca - ğını daha bugünden temin edebilirim. Sömürge istekleri Esasen ekonomimizde bir çok sene- lerdenberi bize derin endişeler veren bir tek mesele vardır ve o0 da iaşemizin güçlüğüdür. Sömürgesiz Almanyanın kapladığı arazi, halkımızın tam, kâfi ve müntazam iaşesine kâfi gelmek için çok ufaktır. Bir mahsulün iyi veyahud fena olması gibi bir tesadüfün keyfine bağlı bulunduğumuzu düşünmek nihayet in- sana tahammülsüz gelmektedir. Sömür- ge isteklerimiz, en iptidat ihtiyaçlar se- bebiyle yapılmaktadır. Diğer devletlerin bizim sömürge taleblerimize karşı aldık- ları tavır, anlaşılmaz bir tavırdır. Al - manya, bu devletlerden ne bir sömürge almış ne de bir sömürge çalmıştır. Ah- lâk prensiplerinin her dakikada her yer- de bu derece belâgatle ileri sürüldüğü bir devirde, aynı zamanda bu keyfiye- tin de dikkate alınması lâzımdır. Politik meseleler B. Hitler bilâhare politik meselele- re temas etmiş ve ezcümle demiştir ki: “— Etrafımızda, dünya, harb sesle- ri çınlamaktadır. Milletler endişe - için- dedir ve bir çok devletler de ihtilâl, ge- nel nizamını tehdid eylemektedir. Kay. bedilmiş müthiş bir harbtan ve menfur bir ihtilâlden sonra on beş sene soyulan ve kasıb kavrulan Almanya, bugün kuv- vetli ve sükünetli bir millet manzarası arzetmektedir. Barış, bizzat millet tara- fından himaye edilmektedir. Alman tarihinin bir bahsinin sonun- da aşağıdaki üç şeyi de tesbit ötmek is- terim: O 1 — Versay muahedesi ölmüştür. 2 — Almanya kurtulmuştur. - | 3 — Ordumuzda, hürriyetimizin ga- rantisini görmekteyiz. Eğer nasyonal - sosyalist hükümeti, milletimizin tarihine enerjisinin bu üç neticesini ilâve etmekten başka bir şey yapmamış olsaydı dahi, alman tarihinde gene şanlı bir sayıfa işgal eylerdi. Fil- hakika biz, muharrirlerinin ebediyet için düşündükleri ve kuvvetle — imzala- dıkları bir muahedeyi beş seneden az bir müddet zarfında ortadan kaldırdık Dört sene içinde yeni bir ordu kurduk. AL manya bugün artık tecrid edilmiş vazi- yette değildir. Almanya, bugün birçok devletlerle sıkı dostluk halindedir. Alman - İtalyan dostluğu Nasyonal - sosyalist Almanya ile fa- şist İtalya arasındaki tabit menfaat bir- liği, karışıklıklar buhranlarına karşı Av- rupanın emniyetini temin eden bir un - sur olarak, son aylarda gittikçe daha fazla bir kuvvetle tezahür etmiştir. İs- tikbalde artık, bu azim birliğini dikkate almadan basit bir surette Truznameye geçmek kabil olmıyacaktır. Japonya ile olan anlaşmamız, mede- ni dünyayı tehdid eden hücumlara kar- şı birlikte müdafaa gibi ötekine benzer bir vazifenin başarılmasına yaramakta- dır. Bu hücumlar, bugün İspanyada de- vam etmektedir, yarın şarkta başlıyacak, öbür gün de belki başka bir yerde ken- disini gösterecektir. Bizim hepimizin ü- midimiz, bugünün bu işaretlerini diğer devletlerin de anlıyacakları ve bizim ba- rışı Ve kültürümüzü müdafaa hususun- daki sağduyu cephemizi kuvvetlendire- ceklerdir. j B. Hitler nutkunu, milleti maddi ve manevi inkırazdan muhafaza için mem- iekette rasist bir siyasetin mutlak lüzu- munu tebarüz ettirerek bitirmiştir. Şark Vilâyetlerimizde Kalkınma hareketleri İstanbul, 7 (Telefonla) — Birinci umumi müfettiş Bay Abidin Özmen bu- gün İzmir vapuriyle şehrimize döndü. 20 eylülde Diyarbekire gidecektir. Bay Abidin Özmenle konuştum. Ba- na şunları söyledi: “.. Mıntakamız dahilinde yapılmak- ta olan yeni demiryolu Cizreye doğru süratle ilerlemektedir. Dört büyük Köp- rü yaptırılmaktadır. Şose inşaatı da iler- lemiştir. Diyarbekir'de yeni bir mahalle kurulmaktadır. Bir kilometre uzunluğunda geniş bir bulvar üzerinde bir müfettişlik - bina- sı ile birçok resmi daireler yapılmakta - dır. Burası modern bir mahalle olacak- tır. Diyarbekir ve Van vilâyetleri — ile Maden ve 'Gavaş kazalarında yeni köy yatı mektebleri yaptırılacaktır. Mıntaka dahilinde 13 halkevi vardır. Diyarbekir, Van, Bitlis ve Mardin halkevleri de ya- kımda açılacaktır. t Diyarbekir kız enstitüsü bu yıl ge - nişletilecektir. Muş ve Van vilâyetleri dahilinde âe bu yıl tay Ve SIĞğIr depoları yaptırmaya başlıyacağız. Dahilde ve hu- dud boylarında birçok hayvan istasyon- lart da yaprlacaktır. Bunların plânlarını Ziraat Bakanlığına gönderdik. Ahlat ka. zasında büyük bir meyva fidanlığı ku - Tulmaktadır. Van gölü için mevcud vasıtalara ilâ. veten iki vapur daha yapılmaktadır. Diyarbekir inhisar fabrikası verim- li bir çalışma senesini daha bitirmiştir. Spor işleri ilerliyor. B'_' Y'l Diyarbe- kir, Mardin, Muş, ve Bitlis vilâyetlerin de birer stadyum yapılacaktır. Mahsul vaziyeti d€ çok iyidir. Ka - çakçılık günden güne azalmaktadır..,, e M A, Almanya'da bir idam Berlin, 7 (A.A.) — Almanya divanı habi tarafından idama mahküm edilen ordu sabık mensublarından — Herbert Krebes hakkındaki hüküm bugün — in- faz olunmuştur. Krebes 1936 da kıtasımdan kaçarak yabancı bir memikete .ge'çmiş ve orada askerliğe aid bildiklen.nı _pam mukabi- linde yabancılara vermişti. Krebes, ya. lancı vaideri havi mektublarla eski ar- kadaşlarını da hiyanete _îeşv'îk eylemiş- ti. Fakat bu teşebbüsleri muvaffakiyet. sizlikle neticelendiğinden yabancı ca- sus teşkilâtı, kendisi ile alâkayı kesmiş ve hiç bir gideceği yer de buunmadı- hudududa sevkol ştu, ğından Cihan harbinde entelicens servis Y . HARBDA ENTELİCENS SERVİS: ŞEFLİĞİNİ AZAnN. YAPAN ŞİMDİKİ İNGİLİZ İÇ BAKANI No: 10 Samuel Hor Çeviren: Hikmet TUNA Bir ticari mektub müstacelen sınırı nasıl Stokholmda veliahdın karısına ve- rilecek mektublarım vardı. Bu mükem- ÖL geçebilir ? sonra istasyona döndüm. — Burada bağajımla birlikte emirberimi de bı- mel kadın, bütün harb üddetince İngiltereden gelen haberlerin hasre- tiyle yaşamıştı. —İsveç'de hiç bir düşmanı yoktu. Fakat, tecrid edil- miş bir vaziyette olduğunu zaman zaman hissetmek zaruretinde idi. Onun bu ikinci vatanı. bitaraf bir memleketti; fakat hükümet merke- zindeki atmosfer itilâf — devletlerine karşı soğuktu; İngiltere ile İsveç ara- sındaki irtibat ise, aksayıp duruyor-, du. Çok şükür, torbamda yalnız ana verilecek mektublar vardı, Kıralın es- ki hademelerinden biri çocuklara gön- derilmiş olan balık yağmı yanına al- mıştı. İçinde ne olduğunu bilmediği sım sıkı bağlanıp mühürlenmiş olan torbaları beklerken, vagondaki y ata- ğına birdenbere koyu bir mayiin dam- ladığını görünce şaşırıp kalmıştı. Gi- deceği yere varıp mühürler koparıl- dıktan sonra bu sır meydana çıkmış- tı. Nitekim bir yıl sonra İtalyada as- keri istihbarat heyetinin şefi bulund ğum sırada Papanın enfiyesini kuri- ye torbama yerleştirerek yanıma alı- yordum. Bundan dolayı kaideyi boz- muş diye bir kimse beni itham edebi- lirmiydi ? Stokholm'dan ayrılmadan evvel, bir dostu ziyaret etmek maksadiyle Grand Hotel'e gitmiştim. Kürkümü as- kıya asar asmaz, bir alman ajanının boş ceplerimi karıştırması beni epey- ce eğlendirmişt. Şim: | memleketlerin- deki hükümet merkezleri bütün harb müddtince muhtelif devletlerin ajan- ları ile dolu idi; bilhassa — bu sırada alman organizasyonları İsveçte çok faal idiler. Stokholmdan Botni körfezindeki© Hoparanda'ya kadar olan — yolculu- ğumuz sessizce ve monoton olarak geçti, Trenin saatte beş milden fazla bir süratle gitmediği — muhakkaktı; durduğumuz istasyonlarda mükemmel bir sicak yemek yiyebilecek kadar bizi bekliyordu. İsveç topraklarının son istasyonu olan Haparanda, harb dolayısiyle birdenbire ehemiyet kesbetmiş olan yerlerden biri idi. Sulhta, Şimal deni- zi üzerinden, İskandinavya, Botni kör- fezi, İsveç Lapland'ı ve Finlandiya yoliyle İngiltereden Rusyaya seyahat tmek İi hayalinden bile geç- mezdi. Şimal denizinin abloka altına alınması, yolcuları ve yükleri şimali Avrupanın bu sapa ve aykırı yoluna sevketti. İngilizlerce bilinmiyen iki demiryolu hattı, bridenire Rusyaya gi- den ibr ana hat halini aldı; insanın hartada güç bulacağı bir yer, bitaraf bir devletle harbte olan bir devlet a- rasında çok nazik bir sımır noktası ve batı Avrupasiyle doğu Avrupası ara- sındaki ticaret ve seyrüseferin düğüm yeri oldu. Haparanda'ya vardığım günün sa- bahı, hava güneşli ve her taraf göz kamaştırıcı bir beyazlık içinde idi. Karda ufak bir leke bile yoktu; hat- tâ, İsveç garnizonunundaki askerle- rin taşıdıkları koyun derisinden yapıl- mış beyaz ka'pakları bile, tertemiz ak. lık içinde sarı görünüyorlardı. Stokholm elçiliği hesabına yapıla- cak bir işim vardı. Bahsin mevzuunu Haparanda'daki bir sevkiyat acenta- sı ile rus hükümeti arasında cereyan eden bir muhabereye aid ve müstacelen sınırı aşması icab eden bir ticari mek- tub teşkil ediyordu. Ben, bu mektu- bu Finlandiya sınır istasyonu olan Tormea'da kredisi yerinde bir rus a- centasına teslim etmek için söz ver- miştim. Haparanda gibi ahşab bina- lar ve depoluk eden barakalardan mürekkeb küçük bir kasabada İsveç firmasını bulmak epeyce müşkildi. Nihayet aradığım büro'yu buldum. Ve rakmış Haparanda, harbtaki inki- şafının henüz ilk devresini yaşıyor- du; kışm, Tormeo nehri donmuştu. Üzerinde yolcuları Finlandiya sınırı- na geçirmek için, geyiklerin çektiği kızaklar - kullanılıyordu. Bizim geyiği- miz bana eski devirlerdeki seyisleri hatırlatıyordu. Kendimiz sandıklara çarptıkça, hayvancağız bizden direk- tif bekliyordu. Hasılı, nehrin ortasında bir rus E | rastlay y ; A ; sandık ve bağajlar arasında ozile bü- züle, kızağımızı birikmiş kar yığın- larına çarpa çarpa nehri geçiyorduk. Benim için bu an çok enteresandı. Çünkü yalnız ilk defa olarak rus top- raklarma ayak basmış olmıyordum, ay- nı zamanda rusçam ile de ilk defa ciddi bir iş görecektim. Rus smırını geçmek hiç de kolay bir mesele de- gildi. Harb esnasında vazife gören rus jandarmaları, pasaportları elle- rine alıyorlar, evirip çevirdikten son- ra, okunacak şeyi baş aşağı edip okumak suretiyle bir nevi sersem köylü rolü oynuyorlar, ve ondan sonra, pasaport sahibini leş gibi kokan karakol bina- sında saatlerce tevkif ediyorlardı. (Sonu var) LKÜÇUK İÇ HABERLER X İkinci noterlikte tahkikat — Dün İstanbul müddei ü ;udcıı B. Hikmet Özteş lâğvedilen İstanbul ikinci noterliğine gitmiş kasa ve hesab işleriyle meşgul olmuştur. X Bükreş elçimiz geldi — Bükreş el- çimiz Bay Hamdullah Suphi Tanrröver dün Romanya'dan İstanbula geldi. X Romen tenisçileri — İzmir'deki tenis turnuvasına iştirâk eden romen te- nisçileri dün İzmirden İstanbula dön - müşlerdir. ' X Talebeden aşı kâğıdı — İstanbul- da mekteb idareleri talebeden tifo aşısı gördüklerine dair aşı kâğıdı aramağa ka- Tar vermiştir. İstanbulda gürültü ile mücadele ediliyor İstanbul, 7 (Telefonla) — Son yapı- lan tetkiklere göre bilhassa tramvaylar- la arabaların ve sokak satıcılarının faz- la gürültü yaptıkları tesbit - edilmiştir. İstanbul belediyesi, esnafın lüzumlu lü- zumsuz bağırmalarını önlemek için es- naf cemiyetleriyle temasa geçmiştir. A- raba tekerleklerine Jlâstik geçirilmesi için de bir talimâtname hazırlanmakta- dır. Kadın Esirgeme Kurumunun elişleri şubesi ğ Kadın esirgeme kurumu fakir aile. Tere geçim teminine yardım etmek mak. sadiyle bir el işleri şubesi açmıştır. El işleri öğrenmek istiyen 10 - 16 yaşın- daki kız çocukların her gün saat 12 ye kadar Çocuk sarayındaki kadın esirge- me kurumuna müracaatları kabul edi- lir. RADYO | ANKARA Öğle neşriyatı — 12.30 - 12.50 Muhtelif plâk neşriyatı. 12.50 - 13.15 Plâk: Türk musikisi ve halk şar- kıları. 13.15 - 13.30 Dahili ve harici ha- berler. Akşam neşriyatı — 18.30 « 19.00 Muhtelif plâk neşriyatı. 19.00 - 19.30 'Türk musikisi ve halk şarkıları (Hüs- niye ve arkadaşları). 19.30 - 19.45 Saat ayarı ve arabça neşriyat. 19.45 - 20.15 Türk musikisi ve halk şarkıları (Servet Adnan ve arkadaşları). 20.15 - 20.30 Ha- lil Vedat: Edebi konuşma. 20.30 - 21.00 Plâklan dans mukisi. 21.00 - 21.15 Ajans haberleri. 21.15 - 21,55 Stüdyo salon ör- kestrası, 21.55 - 22.00 Yarınki program ve İSTİKLÂL marşı.