31 Ağustos 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ULUŞ *UNÜN İÇİNDEN: | HARBIYEDEKİ TÖREN Genç subaylarımız diploma aldılar Çocuklar, Ankara yollarına olduğu kadar türk yurdunun her köşesine, her bucağına omuzlarımnıza yaraşan sırmalar, belinize yakışan kılıç gibi yaraşacaksınız. Ordu size ve siz orduya kutlu un. Yazan: Nureddin Artam Eğer bu gazetenin 31 ağustos 1937 tarihli sayısını, bir zafer bay- İ ecanından guhrihyıpnğnııeç'ımekınnıu e : biraz parıltı taşıyan yarmın komu- tanları alay sancaklarının al gölge- sinde yürüdüler. İstiklâl marşınm her batuta'sı, dalgalandığı bahçe içinde dimdik ve yüksek almlı bir subaya çarpıyor. Gözüm kahraraan çocukların sır- ma bir kayışla süslü göğüslerinde- dir. Burada dünün gururu, bugünün sevinci ve yarının imanı çarpıyor. Sayıları bini aşan bu yarsubaylar, bu sabah, bunlarm hepsi, bu yeni üniformalarını giyer ve sırmalarını takarlarken, kim bilir, gözleriyle Çankaya'yı nasıl aradılar ve Çan- kaya üzerinden Kocatepe'yi nasıl üler? çelikleşiyor ve ben bu şerefli bayram gününde on beş yıl önceki 30 ağustosu düşü- nüyorum: 30 ağustos zaferinin on beş sene içinde yarattığı feyzi bu yarınki baş- kumandanların kahraman yüzlerin- Ortada and masası duruyor: Bu masanm etrafını çevreliyen tahta harbilerden geçen beyaz-kırmızı kor- delaların hepsi biribirine ve ayrıca hepsi birden tâ başta arslan gibi bir yarsubayın elinde duran alay sancağı- na bağlıdır; tıpkı bütün milletin, bü- tün ordunun, biribirine ve sonra hepsinin birden büyük başbuğa bağ- İ oluşu gibi. Üzerinde ufak bir top, bir maki- neli tüfek, bir de tüfek duran masa- hlara sağ elleriyle yapışan yarsu- baylar, bir yaylım gibi gürliyen ses- leriyle and içtiler, Orada - olsaydınız ve orada genç Ve dinç bir takım yarsubayın bir a- Bızdan: : “İcabında cumhuriyet uğrunda canımı fedadan çekinmiyeceğime namusum Üüzerine and içiyorum,,. diye gürlediklerini duysaydınız, mut- laka, yaşarmış gözlerinizi gök yüzü- ne kaldırır ve orada Ankara'nın ha- vasında dolasan yüz dört senelik Harbiye şehidlerinin gülümsiyen hâtırralariyle göz göze gelirdiniz. And içenler birer birer diploma dağıtılan masaya gldiler. Orada genç ve heyecanlı dudaklardan fıskıran bir teşekkür cümlesiyle eski bir har- biyeli. veni bir subay: oluyordu: — Var ol komutanm! Güzel kırmızı bir cild icine konul. mus ve üzerlerine is-İ-i: — Tardolk lar sarılmış olan bu diplomalar dağı- tılırken bu törene başkanlık eden Korgeneral, bir bakanımızın kulağır na eğilerek: — Bize verdikleri diplomalar, çırıl çl_p!lk birer kâğıttı;. diyordu, sonra sürer ; ne mutlu bu sı, — Karşınızdayız, dimdik duru- yoruz! — Hepimizde Atatürk kültürü ve hattâ çehresi var! — Tarih, türke birçok şeyler borç- ludur! — Biz savaş milletiyiz! Tarihin birçok şeyler borçlu oldu- ğu savaş milletinin ordusuna ü binden fazla kahraman sunan harb okulunun Çankaya tepelerine doğ- ru açılan kapısından çıkıyoruz: Çocuklar, Ankara yollarına oldu- ğu kadar türk yurdunun her köşesi- ne, her bucağma omuzlarmıza yara- şan sırmalar, belinize yakışan kılıç gibi yaraşacaksmız. Ordu size ve siz orduya kutlu Sanat okulundan bu sene çıkanlara diploma verildi Askeri fabrikalar sanat okulunun ları iki denberi genel di. rektörlük fabrikalarında çalışmakta- dırlar. Gençler bu sene #taj müddetle- rini ikmal etmişler, tüfekçi, marangoz, kamacı, demirci, ve motorcu sınıfla. rından sanatkâr subay olarak orduya dahil olmuşlardır.Mezun gençlerin sa. yısı 38 kişidir. Gençler, dün saat on dörtte âbideye çelenk koymuşlar ve orada talebeden biri tarafından bir söylev verilmiştir. Öğleden sonra saat 16 da andiçme ve diploma verme töreni yapılmıştır. Törene İstiklâl marşı ile başlanmış, daha sonra askeri fabrikalar genel di. rektör muavini albay Riza Yavuzer genç sanatkârlara deruhte edecekleri vazifenin ehemiyetini ve vatan müda- faasında harb silâhlarının aynadığı mühim rolleri izah etmiş ve muvaffa- kıyetler dilemiştir. Mezun talebe mektebin ilk yetiştir. diği sanatkâr subay oldukları için me- rasime büyük ehemiyet verilmiş, sami. mi bir hava içinde on yedide nihayet bulmuştur. Afgan askeri heyeti dün Torosla gitti Trakya askeri manevraalrında hazır bulunmak üzere memleektimize gelen ve iki gün şehrimizde kalan Afgan as - keri delegasyonunun başkanı Esadullah Han dün akşamki Toros ekspresiyle An- karadan ayrılmıştı. ğurlanmış, törende mülki ve askeri ile. ri gelenler bulunmuşlardır. Milli türk tıb kongresi bu yıl toplanmıyacak Yedinci milli türk tıb kongresi bu sene toplanmıyacaktır. Kongre cumhu. riyetin 15 inci yıldönümüne rastlıyan 938 tehir edilmiştir. Önümüz. deki kongreye doktorlarımızın çok mü- him tezler getirecklri anlaşılmaktadır. Ankara - Çankırı tenezzüh trenleri yeniden ihdas edildi İzmir fuvarı dolayısiyle bir müddet tatil edilen Ankara - Çankırı tenezzüh trenleri halkın müracaati üzerine tekrar ihdas edilmiştir. Yaz mevsiminin yavaş yavaş geçmekte olduğu şu haftalarda bile bu tenezzüh trenleri büyük bir rağbet görmekte ve her hafta yüzlerce ankaralı Çankırıya taşınmaktadır. Askeri fabrikalar Sayın misafir, istasyonda törenle u- Deniz subaylarından terfi edenlerin İistesi Deniz subaylarımıza aid terfi liste- sini bugün neşrediyoruz: Deniz yarbaylığından deniz albay- Irğına terfi edenler şunlardır: Mustafa, Cevad, Talât, Mehmed Ali Deniz binbaşılığından deniz yarbaylığına terfi edenler İsmail, Avni, Remzi, Nedim, Fa- ruk, Necati, Besim Ziya, Avni, Ali Rıza Deniz yüzbaşılığından deniz binbaşılığına terfi edenler Nejat, İhsan Özel, Bilâ) Talu, Lüt- fi, Hamid, Tevfik, Mukadder, Fahred- din, Burhanettin, Sadettin, Celâlettin. Deniz teğmenliğinden deniz yüzbaşılığına terfi edenler Ali Varol, Rıza, Hakkı, Kemal, Şe- rafettin, Vedad, Kâzım, Nejad, Adnan. Deniz asteğmenliğinden deniz teğmenliğine terfi edenler Hüsnü Ziya, Hüsamettin, Saip, Fa- ruk, Hürrem, Ziya, Adnan, Rüştü Rem- zi, Fâhir, Celâl, Hayri, Suphi, Mümtaz, Rauf, Hüseyin, Ahmed, Sabit, Fikret, Nejad, Şemsettin, Hakkı, Sadettin, Ri- fat, Halid Ziya, Nazmi, Hakkı İsmail, Diğer terfiler Sanayii harbiye yarbaylığından sa- nayii harbiye albaylığına tetfi eden: Naim. Sanayii harbiye yarbaylığından sa- nayii harbiye yarbaylığına terfi eden- ler; Hasan, Mehmed Arısu, Tevfik İ- ken, Hikmet Ali Cavid. Güverte binbaşılığından — güverte yarbaylığına terfi edenler: Hamdi, Sü- reyya. Makine binbaşılığından makine yar- baylığına terfi eden: Kâşif Osman. Makine yüzbaşılığından — makine binbaşılığına terfi eden: Fehmi. Makine teğmenliğinden makine yüz- başılığına terfi edenler: Bahaettin, Şe- rafettin, Nebi Necmettin, Asaf Hüse- yin, Fâhir, Muhtar, Ali Doğan, Remzi, Makine asteğmenliğinden makine teğmenliğine terfi edenler: Mehmed E- rim, Medeni, Necmettin, Muzaffer, Bayak, Şadi, Muhittin, Ertuğrul Kad- ri, Necmettin Karaca, Şeref Ustaş, Edib Başoş, Nihad Yürük, Adnan En- ten, Tabib binbaşılığından tabib yarbay« lığına terfi edenler: Mesud, Agâh. Tabib yüzbaşılığından tabib binba- şılığına terfi edenler: İhsan, Nail. Levazım — teğmenliğinden levazım yüzbaşılığıma terfi edenler: Mümtaz, Nuri, Cevad, Müfid, Kemal, Arıman, Saip, Sabahattin. Levazım asteğmenliğinden levazım teğmenliğine terfi edenler: Kenan, Ce- mil, Mehmed. Deniz askeri memurları Altmer sınıftan beşinci sınıfa terfi eden hesab memurları: Ömer, Mahir. Beşinci sınıftan dördüncü sınıfa ter. fi eden muamele memurları: Arif, Muh. lis, Kâmil. Altıncı sınıftan beşinci sınıaf terfi eden muamele memurları: İhsan, Salâ- haddin, Burhaneddin, Kemal, Bahaet- tin. Beşinci sınıf askeri muallim Nec- mettin dördüncü sınıfa, üçüncü — sınıf askeri muallim Talât ikinci sınıfa, be« şinci sınıf askeri sanatkâr Hakkı dör- düncü sınıfa, beşinci sınıf askeri sanat- kâr Neşet dördüncü sınıfa, altıncı sınıf askeri sanatkâr Hasan beşinci sınıfa, altıncı sınıf mızıka muallimi Ali beşin- ci sınıfa, altıncı sınıf askeri sanatkâr hüsnü beşinci sınıfa terfi etmişlerdir. Deniz harb mektebini bitirerek gü- verte yarsubaylığına terfi edenler: Hüz- nü, Kerem, Turgud, Şevket, Kâmuran, Serani, Feridun, Daniş, Kutakan, Na- zım, Şehab, Şemsi, Neriman, Cevad, İsmail, Enver, Süleyman, Nejad, Mus- tafa, Nasuhi, Doğan, Fethi, Nusret, Sa- im, Murad, Makine yarsubaylığına terfi eden- ler: Abdülkadir, Besim, Nihad, Haldun Necati, Celâl, Sadık, Doğan, Ahmed İn- al, Abdurrahman, Seyfi, Suphi, Meh- med, Mazhar, Feyzi, Zihni, Suad, Na- mık, Âyni, Harbiye okulunun önüne Atatürk heykeli dikilecek Harbiye okulunun önüne Atatürkün büyük bir heykeli dikilecektir. Heykel tanınmış heykeltıraşlarımızdan B. Ke. nan tarafından yapılmaktadır. Alçı kıs- mı bitirilmiş ve İstanbula tunçtan ka- lıbr al k için İstanbula gönderil. mek üzere hazırlıklara başlanılmıştır. Heykelin açılma töreni cumhüriyetin 14 üncü yıldönümünde yapılacaktır. Bir facia dolayısiyle Yanrbaşımızda bir facia oldu: iki üç kişinin ölümüne, dört beş ki- şinin de yaralanmasına sebeb —olan bu facia, Kızılcahamam'da vuku bu- lan bir etomobil kazasıdır. Ulus'un evelki günkü sayısında bu kanlı hâ- disenin tafsilâtı, ölenlerle — yarala- nanların isimleri vardı. Okumuşsü- nuzdur ve bu yüzden bugün, kim bi- lir, kaç aile matem ve ıstırab içinde- dir. Yaralananlarla ölenler ya bir ge- zinti için, yahut da kaplıcalardan faydalanmak üzere, yani tedavi için oraya gidiyorlardı. Fakat birdenbi- re yuvarlanan otomobil, bütün bu maksadları da yere sermiş, eğlence ve yahut şifa arıyan birkaç vatandaş mezara ve yahut hastahaneye kaldı- rılmıştır. Zaman zaman, buna benzer kaza- lar olabilir, Eğer bir kamyonun üze- rine yıldırım düşer, yahut bir araba- nın altındaki toprak kayar, ve yahut, ne bileyim, önüne önceden geçilme- si imkânsız bir tabiat afeti yüzünden bir felâket başa gelirse, bunun kur- banlarına acımakla beraber, gene “imkânsız,, İığı, geldiği zaman in- sanın, gözünü kör ve kulağını sağır eden “kaza,, yı kabul edebiliriz. Fakat bu facianın içinde bir i_kin— ci facia daha var. Bu kazayı bildi- ren telgrafın son iki satırımı Okuyu- nuz:; r “Yapılan tahkikat neticesinde şo- förün ehliyetsiz olduğu anlaşılmış. tir.,, Te İ Bir saat bilmecesi Benim saatim beş dakika geridir; fakat ben onu beş dakika ileri sanıyo- rum. Sizin saatiniz ise beş dakika ile- ridir; fakat siz onu beş dakika geri sanıyorsunuz. Şimdi ikimiz de saat dörtte kalkan bir trene yetişmek tasavurundayız Trene kim önce yetişir 7 Kaleme kâğıda sarılmadan bu sor- gunun cevabını verebilirmisiniz ? Siz düşüne durun. Ben size ceva- bını vereyim: Siz oraya önce varırsınız; ben de treni kaçırırım. Ben, kendi - saatıma göre saat dördü beş geçe sıralarında is. tasyona varmağa çalışırım. Fakat benim saatımla dördü beş gece hakikatta 4.15 dir. Siz ise kendi saatinizle 3.50 de oraya gidersiniz. Bu ise hakikatte Bununla beraber şunu da söyleye. yim ki : 1 saatın ileri gitmesinden, yahud geri kal dan ise hiç işl i daha iyidir. İleri veya geri saat, hiç bir zaman doğru zamanı göstermediği halde iş- lemiyen saat günde iki defa hakiki vakti gösterir. Demokrasinin iyi tarafı n Dr. Harri Emerson Fosdik, bir ya- zısında diyor k' : “Demokrasi, alelâde insanlardan çok defa büyük hizmetler bekler; o- nun için her sınıftan kızlara ve erkek- lere bütün istidadlarını geliştirmek rakmak ister. Bu sayede bir çok hay- Meselâ: Şekspir, iflas etmiş bir kasabla adını bile yazmasımı bilmiyen bir kadının oğlu idi. Bethoven, bir ahçının kızı olan veremli bir kadınla, sarhoş bir baba- nın sulbünden dünyaya gelmiştir. Şubert'in babası bir köylü, anne- si de bir hizmetçi kadındı. — Yaptığı fenni tecrübelerle fen tarihinde — en yüksek mevkii almış olan Faraday, bir ahırda doğmuştu. Babası malül bir demirci, annesi de hâalayıktı. İşte bu noktaya ehemiyet verme- si yüzündendir ki biz, bir çok kusur- larıma rağmen demokrasiye inanmak- ta devam ediyoruz. Hastalıklara karşı öğretici dıvar afişleri Sağlık ve sosyal yardım bakanlığı halkımızı kendi srhhatiyle daha alâka- dar etmek ve muhtelif hastalıklardan korunmasını daha iyi bir şekilde te- min etmek üzere türlü hastalıklara kar. 12 çeşit renkli drvar afişleri bastır- maktadır. Her afişten beşer bin tane basılacaktır. Afişler halkevlerine, mek- teplere, tiyatro ve sinemalara, istasyon © İskelelere, hastanelere ve sağlık müesseselerine, belediye salonlarına, ve diğer umumi yerlere asılacaktır. Bu suretle Bakanlık halkın sağlık terbiye- sini artıracak ve yurdumuzda esaslIr bir şekilde sağlık propagandası yap- mış olacaktır. Renkli-afişlerin mevzu. ları şunlardır: Veremin dostları, düşmanları; ve- rem nasıl bulaşır? Veremli hastalığını başkasına nasıl bulaştırır? Hastalığını bulaştırmamak için veremlinin alacağı tedbirler; sağlık düşmanı karasinek, içkiye alışmayınınz! firengiye yaka- lanmaktan korkunuz, sütün grdaf değe- ri, çürük diş vücuda ne gibi zararlar yapar, dişlerinizi gözetiniz. HAVA Gece ısı 15 derece idi Dün Ankarada hava az bulutlu geç- miştir, Geçenin en düşük ısısı 15, en yük- sek ısı da gölgede 30, güneşte ve açık. ta 58 dereceye kadar çıkmıştır. Yur. dun Karadeniz kıyılariyle Kacaeli ve Orta Anadolu garb kısmında hava kıs- men bulutlu ve diğer mıntakalarda a- çıktır. 24 saat içindeki yağışların karemet. reye bıraktığı su miktarı Rizede 27, Orduda 33, Giresunda 21, Trabzonda 8, Karsta 6, Şebinkarahisarda 4, Erzu. rumda ve Gümüşhanede 3 kilagtamdır. Yurdda en düşük 1sı Eskişehir, Er- zurum ve Ulukışlada 9 en yüksek ısı da Bodrum'da 32, Diyarbekir'de 34, Adana da 35 derecedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: