Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
|Tay Y y : 8-7 - 1937 ün burada sa. yareci ULUS ——« | Tayyarecikmderler? tam adamdır ebad 1000X 1200 bah — talimle. tinden sonraki işti- rahat sırasında Öğ- retmenlerden — biri gençlere şu — suali sordu: “— Tayyarecinin bir tarifini yapabilir — Misiniz?,, Belki size, bir sü. rü Tiyaziye, fizik, felsefe nazariyele. tinin püzel izahları. nz_ yapacak kadar b.ıl_gi!i olan bu gençler tayyarecinin ta- rifini Yapamadılar. Çünkü nasıl ki UÇ. madan, uçmanın zevki — anlaşılmazsa, “M WN öğrenmeden evel, yal. nıxlz_”gdzlenmizin bir sır halinde gör- düğü bulutlar arasımın fatihi olmanın şartlarını nasıl tarif edebilir? Gözlerinizin kuvyveti nasıldır? Sez.işinîz yerinde mi? .Bllınmcz bir âlemin içinde benliği. nize hâkim olabilir misiniz? .'I:nl_ıiate yüksekten bakmayı — sever ı:ı:ı.ısmız? Yurd göklerinin de yerin üs. tu. l:adar bizim olmasına gönül verdiniz mi? Kayıdsız ve şartsız bit istiklâlin ha- vadan gelecek tehlikeleri yok etmiş memleketlerin hakkı olduğuna yor musunuz? Kafanız vücudunuz; vücudunuz ka- fanız kadar inkişaf etmiş midir? Bütün vasıfların kendinizde olup ol. madığını araştırınız ; cevabınız müsbet çıkarsa » zaman, rejimin bütün hayat te"za.hürleri bakımından istediği ideal hüviyetlere sahibsiniz demektir. İşte tayyareci ancak böyle bir tam adam'dır. İnönünde, 150 den fazla — yavrumu. zun büyük gayesi işte budur. Hiğ4 Kampın açılış gününe aid hatıralar, çalışmaların sonu olan ilkteşrinden da- ha çoök sonra da unutulmıyacak kadar zengin ve beklenmedik hâdiselerle dolu olarak geçti. inanı- D aha eve_l, açılış günü için kamp- ta geniş bir hazırlık yapılmış. bin.. yor. Köylü çocuklar, k tlerin yanında bir kağnı arabası kadar tabii ve alışmış ta- vhı:lulı duruyorlar, Medeniyet vasıta- i na ç'b'f* intibakın; kültürlü millet- €re has bir nasibe olduğunu bir daha anlatıyor. Bu şocuklar; İnönünde ge - çîn ıene de tayyare, paraşüt ve plâ. Nör görmüşlerdi. İnönüne yanınızda muhakkak bir as- kerle gidiniz: hem de İnönü —kurtu- lerce halk kaynaşı tayyare ve paraşü G TÜRK KIZI ASKER OLUNCA ACABA HÜVİYETİ DEĞİŞECEK Mİ DİYE DÜŞÜNENLER İNÖNÜNE GİTMELİ Tayyareci elbisesi onun mevzun endamına bir balo elbisesinden çok daha fazla yaraşmıştır İnönü Kampına hususi surette giden arkadaşı- mız yazıyor: luş harblarında bulunmuş bir askerle... Bizim otomobilimizdeki subay; bura- larda silâh atmış olanların haklı guruür ve heyecaniyle İnönü harblarını anla- tıyor. Türk tarihinin maküs taliini de- ğiçtiren bu topraklarda, insanlar sustu- zaman tarih lamak- iadiğ konuşmaya baş Birdenbire bir motör gürültüsü işiti. yoruz: çelik kartallar, İnönünün kanad. İr nesli hazırlamak için büyük emek- lerle düzlenen geniş meydanına inme- ye içleri çekmiş gibi durmadan alça- İtyorlar. Bizim çocuklar, bunların tiplerini ne çabuk da öğrenmişler? Elleri vizi. yerlerinde: “— Şu önde gelen beş tanesi Koto tipi. “— Onların üstündeki iki tane Fleş. kin.. “— En ilerde olana bakın: Voke - Vulf... İşte Sabiha Gökçen...,, Ön beş dakika sonra tayyareler tek dizi halinde koca meydana sıralanmış- lardı, Eskişehirden gelen 60 tayyare suba- yı; saf halinde duran gençlerimizi tef. tiş ettiler, Hatır sormalar ve sağol ce- vabı... Türk kızı asker olunca acaba hü- viyeti değişecek mi diye düşünenler İnönü'ne gitmelidirler. Tayyareci elbi- sesi, onun mevzurn endamına bir balo tuvaletinden çok fazla yaraşmıştır. Türk Hava Kurumu bu meydanı ha- zırlarken burada geçen yıllarla beraber kampta uçmayı öğrenenler sayısının da göz karartacak bir hızla artacağını düşünmüş olacak ki meydanı, göz ala. bildiğine genişletmiş ve uzatmıştır. Meydan bugünkü haliyle 500 X 700 metre, Fakat yakında bu ebad 1000X metreyi bulacak- mış. Bu meyda- nın hususiyeti ne. dir diye soranla- ra şöyle ufacık bir kâğıdı havaya atmakla cevab ve. riyorlar, Burada o kadar bol ve bi- ribirine karşı ha- va cereyanı — var ki kâğıd döne dö- ne havaya yükse- liyor. Arasıra bir müddet Olduğu yerde kalıyor. Eğer bizim — şehirlerde de böyle ha. va cereyanları olsa, sokaklar bir zaman-. ki voyvo salgınına tutulanlar kadar u- çurtma heveslileriyle dolardı. s aat fam 10.30 da kampı, hava ku- rumunun genç ve kıymetli yar başkanı Bay Feridun Dirimtekin güzel bir nutukla açıyor. Eskişehir, Bozö- yük ve diğer kazalarla yakın köylerden gelen binlerce kişilik bir kalabalık bu nutku alâka ile dinledi, Havacılık da- vamız yavaş yavaş anlaşılmaktadır. O- nun tam anlaşılmış olduğunu, çocukla. rımızı mektebe vermeyi nasıl bir istik- bal meselesi olarak telâkki ediyorsak; uçmayı öğretmeyi de bir yaşama şartı olarak istisnasız kabul ettiğimiz gün söyleyebileceğiz. Genç kızlar, Bayan Gökçen'in et- rafını almışlar, onunla durmadan konü- şuyorlar, Bu yıl kampa 3 ü Bursadan, 4 ü İs. tanbuldan 3 İzmirden, — 6 Edirne ve 5 Adanadan olmak üzere 21 genç kız iştirak etmiştir. Kahraman — Gökçen; geçen yıl kendisinin de ilk kanadlan- ma zevkini aldığı bu yerlerde etrafın. da gördüğü kalabalık halkanın ortasın- da; heyecanlı hatıralarını anlatıyor, Bulutların arasıma çıkarak ““Uçan türk kızı,, terkibinde; büyük türk in- kilâbının baştan başa bir tahlilini ya- pan kahraman Gökçen o gün akşama kadar yeni arkadaşlariyle k. Ştu, on. larla beraber yemek yedi, ve meşugul oldu. 21 türk kızına birer Sabiha Gök- çen olmak temennisi; onu onların başın- da gördükten sonra bir gaye halini alı- yor. T rakyanın muhterem umumi mü- fettişi Kâzım Dirik; kamp vesi- lesiyle de kendisini saygı ile and |Ecnebi paraların vasati karşılığı Gümrük ve İnhisarlar Bakanlığı diş ülkelerden yurdumuza gelen mallara aid orijinal fatura ve menşe şehadetnamele- rinde yazılı ecnebi paralarmın ve ingiliz altınının türk parasına çevrilişinde va- sati fiatlarını tesbit etmiştir. Yeni va - sati fiatları yazıyoruz. Bu fiatlar ağüus- tos ayında nazarı dikkate alınacaktır, Fransız frangı: 17.70 Dolar: 0.78.7228 Liret 14.9858 İsviçre frangı: 34467 Florin: * 1.9676 Mark: 1.9676 Belga: 4.6750 Drahmi: 5$7.33 Leva 63.92 Çekoslovak kronu: 22.63 Şilin: 4.2067 Pengö: 3.9377 Peçeta:? 13.9036 Ziloti; 4.1632 Ley: 107.2931 Dinar: 34.5164 Yen: 2.7542 İsveç kronu 3.0990 Bir ingiliz lirası 626 kuruş, bir ruble 24 kuruştur. ıi RADYO ANKARA : Öğle neşriyatı: — 12.30 * 12.,50 Muhtelif plâk neşriyatı. 12.50 - 13,15 Plâk: Türk musikisi ve halk şar- kıları, 13.15 - 13.30 Dahili ve harici ha- berler, Akşam neşriyatı: — 18.30 - 19.00 Muhtelif plâk neşriyatı, — 19.00 « 19.30 Türk musikisi ve halk şarkıları (Mak- bule ve arkadaşları). 19.30 - 19.45 Saat ayarı ve atabça meşriyat. 19.45 « 20.15 Türk musikisi ve halk şarkıları (Ser- vet Adnan ve arkadaşları). 20.15 - 20.30 Kâzım Nami Duru (Terbiye) 20.30 - 21.00 Plâkla daris musikisi. 21.00 « 21.15 Ajans haberleri. 21.15 - 21.55 Stüdyo sa- lon orkestrası, 21.55 - 22.00 Yarınki program ve İstiklâl marşı. kın edeceklerdir. “— Yemeği henüz bitirmiştik ki, tabiat bizi, çetin bir imtihandan geçir- di; Buraların sürprizlerle dolu — olan iklimi, bize bardaktan boşanırcasına bir yağmur hediye etti. Tayyareler a- çıkta, plânörler açıkta, paraşütler açık- ta ve biz açıktayız. Bizler, çadırlara sı- ğındık. Fakat ya o uçup da yürüyemi- yenler.. O zaman biz, gözümüzü yaşartan bir hâdiseye şahit olduk: Bizim çocuk- lar, tabiatla çetin bir mücadeleye gir. diler. Yarı bellerine kadar su içine gi- rerek; kendilerine kanadlanmanın sır. , rını öğretecek olan vasıtalarını, kendi sihat ve hayatlarından âziz bilerek su- lJarım hücumundan kurtardılar, Onlar- ca tonluk tayyareler, bu taze kuvvet- lerin elinde uçar gibi çadıra sığdırıl. cak bir sevgi ve alâka eseri gösterdi: Umum müfettişliğin malzeme ve müte- hassısları bugünkü töreni filme aldılar. Bu cidden hayırlı bir iş oldu; İnönün- deki candan, samimi ve ümid — verici töreni gören gençlik, bize yeni ümid. ler ve heyecan vermek için İnönüne a- dı. Bize on metre kadar ilerimizi gör- mekte zorluk çektiren bu tabiat imtiha. nından İnönü çocukları muzaffer çıktı- lar. Beş femmuzda İnönü tarihine şu cümle ilâve edilmiştir : “Atatürk ço. cukları, Burada tabiatı da yendiler.,, SPOR Ankara bölge - sinde degişiklik yok Ankara Bölgesi Başkanlığından: Son günlerde İstanbul gazeteleri. nin bazılarında Ankara kulüblerinin bir toplantı yaparak iyi tanzim edilme- miş olan bölge işlerini görüştükleri ve bu hususa dair olarak karar altına al- dıkları bazı meseleleri umumi merkeze bildirmek üzere tali bir komisyon teş- kil ettikleri ve bu meyanda bölge baş. kanlığına Muvaffak Menemencioğlu. nun veya Nasuhi Baydar'ım getirilme- si için temenniyatta bulunacakları gibi yazılar intişar etmektedir. Bu haber Ankara spor mahfillerinde büyük bir hayret uyandırmıştır. Anka- ra bölgesi, evelden hazırladığı program dahilinde her mevsime aid sporu mun- tazaman takib, tatbik ve intaç etmiş bulunduğundan işlerin iyi tanzim edil. lememiş olması bittabi mevzuubahs de.- ğildir. Kulüblerin toplantı yaptıkları hakkındaki habere gelince, bu mesele de tamamen gayri vakidir. Ve böyle bir içtima yapılmamıştır. Ankara ku- lüblerini idare edenler bilgili, görgü- Vü, geniş düşünceli ve iyi ile kötüyü tefrike kadir zatlardır. Ve farzımuhal böyle bir tasavvur var idi ise onun is- tihdaf ettiği maksadı pek güzel an. hyabilecek, bu bakımdan hiç bir kim- senin rehberliğine ihtiyaç duymıyacak, tezvirat ve tahrikâta uymıyacak arka- daşlardır. Esasen böyle bir içtimam ya pılmasına sebeb de yoktur. Bölge ile kulübler arasında tam bir anlaşma var- dır. Çıkarılar haberler tamamen asıl.. sızdır. ve gizli maksad' taşıdıkları an. laşılan birkaç kişinin uydurmasıdır. Bölge heyeti ve kulübler bu gibi şayi- alara hiç bir krymet vermeden elele ve başbaşa çalışmalarına devam etmekte- dir. Keyfiyetin sayın gazetenizle efkârı umumiyeye tavzihini dilerim, Güreş teşvik .. müsabakaları Ankara Güreş Ajanlığı bu hafta cu- martesi ve pazar günleri yapılmak ü zere bir güreş teşvik müsabakası ter. tib etmiştir. Müsabakalara Arıkara bö- gesine mensub spor kulübleri güreş- çileri iştirak edeceklerdir. Bu karşı- laşmalar bölge birinciliklerine hazırlık mahiyetinde olduğundan sporcular a. rasında büyük bir alâka ile karşılanmış. tır. Müsabakalardan birincisi, cumarte- si günü öğleden sonra saat 15 de, ikin- cisi, pazar günü saat 9.30 da yapılacak- tır. Müsabakalar Ankara Gücü alanın- da yaprlacaktır. Müsabakalara iştirâk edecek güreşçiler ve neticeler hakkın- da fikrimizi sonra yazacağız, Güvenç kulübü kongresi Güvenç spor kulübü başkanlığından: Kulübümüz senelik alelâde kongresi- ni 18 temmuz 1937 pazar günü saat 10 da belediye salonlarında aktedeceğin- den kulüb blarının bul ları. Ruzname: 1 — İdare heyeti raporu 2 — Hesab heyeti rayoru 3 — Yeni idare heyeti intihabı. Tefrika No. 86 — GA NAK N Düt e zi Eugâönie Grandet Yı:zau-' Honor& de Balzac Türkçeye çeviren: Nasuhi Baydar vez Al Eng&_nîe_ al karıcığım. Bunlar si- ::rııi:ıçıâ ı.!ıî.uygdeın ,neşelen karıcığım, iyileş, enin de, ie'nin de iç bi i ğuuâ calen e artık hiç bir eksi- a alma e Hüti İ baktılar.Gnnd" ve kızı, şaşkın, biribiri- — Baba, paralarınızı geri iz si ğ ala geri alınız. Biz si- zin Yalnız şefkatinize muhtacız. altınlarını cebine atarak: » — Peki, peki, kı Gi ı.*_. geçinci zım, Artık iyi dostlar k.-—m-ı—”' F zı ediniz, olmaz mm karıcığ K ğım? — Heyhat! Madem ki bu sizi eğlendire- cektir, ben de dediklerinizi yapmak ister- dim ama yataktan kalkamam ki! — Zavallı nine! bilsen seni ne kadar se- verim. — Ya seni, kızım! : Grandet, kızınr göğsünde sıkıp öptü. — — İnsan kızını öpmek ne iyi şeymiş, Bak nine, artık hiç ayrımız gayrımız yok. — Sonra Eugönie'ye tuvalet çekmecesini göstererek: Ş — Haydi bunu götür, yerine sakla. Bir daha ondan bahsetmiyeceğim; asla. € Saumur'ün en şöhretli hekimi, Mösyö Bergerin, biraz sonra geldi. Muayenesini bitirdikten sonra Grandet'ye, karısının hali fena olduğunu, fakat büyük bir zihni sükü- nun, mülâyim muamelenin, devamlı bir - tinanın kadıncağızın ölümünü sonbahara hgar geciktirebileceğini sarih olarak söy- edi. Grandet sordu: — Bu bana pahalıya mı mal olur? İlâç vermek lâzım mı? Bu sual karşısında gülümsemekten kem- dini alamıyan hekim: ç . — Az ilâç vereceğiz, fakat çok ihtimam göstereceğiz, dedi. Grandet cevab verdi; — Mösyö Bergerin siz şerefli bir adam- sınız, değil mi? Size güveniyorüm. Ne za- Mari münasib görürseniz gelip karımı gö- rünüz. Benim iyi karıcığımın sıhhatini mu- hafaza ediniz. Çünkü ben onu çok severim. Bunu açıkça belli etmem; zira bende her Şey derunidir. ve ruhum heyecan içindedir. Kederliyim., Keder evime kardeşimin ölü- miyle girdi. Onun için ben Pariste ehemi- yetli paralar harcıyorum.... Harcıyorum ve bir türlü bitiremiyorum. Allaha ısmarladık Mösyö Bergerin, Karımı kurtarmak kabil- se, yüz veya iki yüz frank sarfı lâzım gelse bile, gene kurtarımız. Mirası meselesi Grandet için ölümlerin ilki olan karısının sıhati hakkında izhar et- tiği hararetli temennilere; hayretler için- de bulunan ana ile kızın en ehemiyetsiz ar- Zularını bile yerine getirmekte gösterdiği i- tinaya; Euge&ni'nin ibzal ettiği en şefkatli ihtimamlara rağmen Grandet ö- Kime doğru süratle ilerliyordu. Kadıncağız her gün biraz daha zayıfla- yor ve o yaşta hastalığa tutulmuş her ka- dm gibi her gün biraz daha çöküyordu. Son baharda yapraklar nasıl cansızsa o da can- sızlaşıyordu. Bu yapraklardan geçerken onlara altın rengi veren güneş gibi cennetin şuaları da ona revnak veriyordu. Ölümü ha- yatına lâyik bir ölüm oldu; buna ulvi bir ölüm denemez mi? 1822 senesi ilk teşrinin- de faziletleri, melekce sabrı ve kızına karşı muhabbeti bilhassa tezhaür etti; hiç bir iş- tikâda bulunmaksızın sönüverdi. Lekesiz'bgr kuzu olan bu kadın doğruca cenmete gidi- yordu ve yer yüzünde esefle anarak brrak- tığı yalnız, kış günleri gibi soğuk geçmiş o- lan hayatımnın tek arkadaşı idi: Sanki ona, son bakışlariyle, bin fenalığı ihbar ediyor- du. Kendisi gibi bem beyaz olan bu koyunu da, yünlerini ve hazinelerini koparıp alma- ğa hazır hodbin bir âlemin ortasında, tek başına bırakacağı için titriyordu. Son nefesini teslimden önce Eugönie's ye: — Yavrum, dedi, ancak öteki dünyada ıgıdet var. Sen de onu bir gün öğrenecek- sin. Anasınm ölümünün ertesi günü Eugö- nie, içinde doğmuş, bunca istirablar çekmiş, “Devamı var Bira Parkı Ankaranın Biricik Eğlence Yeridir.