Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ULUS Gündelik Üç bayındırlık işi (Başı I. inci sayfada) üzere kurulmuş, fakat bugüne ka- dar, imtiyaz mukavelesinin em- rettiği mükellefiyetleri bir türlü yerine getirememiş, veya getir- mek istememiştir. Halka dağıttığı suyun sıhi bakımdan temiz olma- ması ve sıksık kesilip oralar hal-. kına daima su sıkıntısı çektirmek- te bulunması bu şirketin de satın : alınıp belediyeye devri kararımnın verilmesinde başlıca âmil olmuş- tur. Dediğimiz gibi 1 temmuz tari- hinde yürürlüğe giren satın alma mukavelesine göre MM Hra ©- larak tesbit ol t bedeli 40.000 Hralık tıksıthrle şirkete | 10 senede ödenecektir. Yaprlan hesablara göre bu şir- kefin yılkk safi geliri 100:000 li- ra kadardır. Belediyeye devredi- len şebekenin gelir fazlası yolla- rın ıslahına, ve hususiyle, filtre havuzlarının inşasına sarfedile- cektir. Bu suretle, ilk gayeye, yani halkın mikrobsuz ve içilir suya kavuşması gayesine erişilmiş ola- caktır. Şimdi İstanbul tramvay şirketi tarifelerindeki tenzillreden bahse- delim: ikinci mevki arabalarda i- ki kıtalhk seyahatlerde - şirketçe - vergiler hariç - 2,25 kuruş almı- yordu. Bu mikdar 2 kuruşa indi- rilmiştir; birinci mevki arabalar- da da iki ktıadan fazla seyahatler âçin 6,50 kuruş alınıyordu; bu da ©n para eksiği ile 6,25 kuruşa ten- zil edilmiştir. 'On para ehemiyetli bir para değildir; fakat hergün işine tram- vayla gidip gelen bir memur, bu sayede, ayda enbeş, yılda 180 ku- ruş tasarruf etmiş olur. İstanbul nüfusumu göz önüne getirirseniz, bakanlıkla şirket arasında imza- lanan bu on para mukavelesi'nin halka ne kazandırmış - olduğunu | tahmin edebilirsiniz. Mukarolekrin oladaiz Hübiki. fiat temevvüçlerinin devamlı kon- trolu: işte memlekete ve millete faydalı olmanın iki prensipi.. * * Tifoya karşı Koymak için (Başı 1. inci sayfada) açık bulundurulması kararlaştırıldı. Çöp meselesinin de bu işte mühim rol oynadığı nazarı dikkate —almarak mevcud altı çöp kamyonu 16 ya Çıka.- Tılmaktadır. Sokakların süpürülmesi için Ankarada olduğu gibi modern ve otomatik el arabalarından istifade olu- nacaktır. Temizlik âmelesinin aylıkları az olduğundan isteksiz çalıştıkları an- laşılmıştır. Belediye reisliği bunu da göz önünde tutarak bunların ücretleri. mi artırmağa karar vermişti: Son 24 saat içinde 14 yeni tifo va. kası kaydedilmiştir. İstanbulda benzin Fiatı Hakkında Tetkikler İstanbul, 7 (Telefonla) — ve petrol fiatları meselesi üzerinde bü. Benzin gün ticaret odasında tetkiklere devam olunarak bazı kumpanyalardan izahlar istenildi. Bu işlerle meşgul heyet sa- nayi umum müdürü Reşad'ın reisliğin- de toplandı. Haber verildiğine göre benzin ve petrol işinin kökünden halli için tesbit edilen esaslar arasına Âvru- padan ithal edilen muhtelif ağır yağ.- lar hakkında da bazı kayıdlar konula- caktır. Haklarında tahkikat yapılan ben- zin kumpanyaları müdürleri İstanbul, 7 (Telefonla) İzmir müddeiumumiliği, benzin fiatları dola- yısiyle üç kumpanya hakkında taki- bata başlamıştı. Bu kumpanyaların fiat hakkında talimat verdikleri — anlaşılan İstanbuldaki müdürleri de yarın celbe- dilerek istinabe tarikiyle hazırlık tah. kikatı yapılacaktır. BİBLİYOGRAFYA | Pualdö Karot ğu “Dünya muharrirlerinden tercüme- ler serisi” nin 8 inci cildini geçen asır sonlarında şöhret almaış fransız edible- rinden Jules Renard'ın eseri olan “Po- ille de Carotte” teşkil etmektedir. Bu Te dilimizi çevrilmiştir. Jules Renard, zamanımnda, kuvvetli hicivi, ve ince mizahı ile çok dikkat ve takdiri çekmiş olmasına rağmen, nesli- nin başta gelen muharrirleri arasında is- mi okunmaz, Şu halde mütercim bu eseri 130 kilometrelik |Bisiklet yarışı .. Dün yapıldı 'Türkiye bisiklet birincilikleri yarış- larından sonra evelce yapılacağı bil- dirilen ve federasyon tarafından ter- tib edilen 130 kilametrelik bisiklet ya.- rışı, dün muhtelif bölgelere mensub 19 bisikletçinin iştirakiyle yapılmıştır. Yarışa, havaların sıcak ve mesafe- nin de uzun olması dolayısiyle sabah saat yedide Akköprü süvari karakolu önünden başlanarak on defa çiftliğe gidip gelinmek suretiyle nihayet ve- rilmiştir. Depar işaretiyle beraber başı alan Eyüb ve Orhan ilk 13 kilometrelik bi- rinci turu saatte vasati 41 kilometre süratle giderek rakiblerini - 25 saniye kadar geride bırakmışlardı. İkinci tur bittiği zaman bu iki koşucu ile bunları takiben gelen sekiz kişilik ikinci grup a- rasında iki buçuk dakika gibi bir fark hasıl olmuştu. Kuvvetlerinden emin bu- lunan bu iki koşucunun daha ilk kilo. metrelerde yaptıkları sıkı ataklar, ya- rışın sonuncu kilometresine kadar de- vam ederek, iki grup arasındaki farkı dört buçuk dakikaya çıkarmış ve neti- cede; 1 — Orhan ve Eyüb “elele” 39 dakika, 2 — Erdoğan (Ankara) 3 saat 43 dakika 45 saniye, 3 — Bayram (İzmir) tekerlek far- kiyke, 4 — Muhsin (İstanbul) 5 — Kâzım (İzmir) 6 — Halil (Eskişehir) sıra ile dere- ©e almışlardır. | kücük Diş HABERLER | 3 saat 8-7- 1937 Tahkikat Komisyonunun verdiği kararlar Filistin üç parçaya taksim edilecek (Başı 1. inci sayfada) 3 — Kudüsün şimalindeki bir noktadan başlanılarak Beytülla- him'in cenubunda bir noktaya ka- dar uzanan ve Kudüsten Yafaya kadar merkeze giden bir kulvarı ihtiva eden ingiliz mandası altın- da bir kısım. Nuseyre'nin idaresi de aynı zaman- da bu mandaya verilecektir. Bu idare diğer taraftan “Taberiye — sahillerinin kudsiyetini korumak ve arab, yahudi devletlerinde bulunan arab ve yahudi- lerin dini binalarını himaye etmek işi ile de uğraşacaktır. Tahkikat komisyonunun verdiği bu karar Filistinde büyük heyecanla kar- şılanmıştır. Kudüsten gelen haberlere gö- re burada vaziyet çok gergindir. Her an bir karışıklık çıkmasından korkulmak- tadır. Halk bir karışıklık anında aç almak tehlikesine karşı koymak için evlerine erzak yığmaktadır. Birçok harb gemisi Hayfaya gelmiştir. Bu me- yanda Repulse kruvazörü de vardır. Kudüs üzerinde mütemadiyen — tayya- reler uçmaktadır. Asker kışlalarda em- re müheyya bir halde durmaktadşr. Arab ve yahudi hükümetlerinin hududları Tahkikat komisyonu arab ve yahu. di hükümetlerinin hududlarını da ta- yin etmiştir, Hayfa, Taberiye, Safad ve Akka bir X Varşova — Politik mahfiller ra- hible hükümet arasındaki anlaşmazlığı kapanmış saymaktadırlar. İki taraf da bus ve senatörler cümhur reisinden par- 1 ve senatonun fevkalâde toplan- den dilimi ; dü biğe setmiştir? Haft Fahri,bunu şöyleizah edi- yor: “Bir kere bu, tatlı tatlı okunabilen bir eser. Zaten bizde kitap okuyanlar az. Halkı Garbın iyi eserlerini okumıya alış- tarmak istiyoruz. Bunun için de hem e- debi kıymeti olan, hem de okuyanı eğ- lendirecek kitaplar seçmemiz lâzım. Bunların arasında da ağırlarını, hattâ en ağırlarımı tabiatile sıkıştrracağız. Bu e- ser, bütün sadeliği içinde, en ince nuan- göstermektedir. ÂAyni zamanda en basit yaşını, düşünüşünü ve bütün şefkatını ö. bür çocuklarna vererek bir tanesini bile Çocuk ruhunu anlatan - eserler için- imkâ iduğu içla mütercinin vay- nen muhafaza ettiğfi Paul dö Karot türkçeye yeni bir hava ve tadılmamış ayrı bir lezzet getiriyor. tıya çağırılmasını istemişlerdir. X Paris — Parlamentonun perşem- be günü tatil olacağı söylenmektedir. X Moskova — Moskova şehri hariç olmak üzere yalnız Moskova bölgesin- de 14 milyon 137 bin rublelik istikraz tahvili satılmıştır. X Vaşington — Yüksek mahkeme- nin tensiki hakkındaki kanun projesi senatoya verilmiştir. Hararetli müza- kereler yapılması beklenilmektedir. X Paris — Havr'da bir borsa ajanı- nın 8 milyon frank ihtilâs ettiği meyda- na çıkarılmıştır. X Vaşington — Harb dairesi 210 av- cı tayyaresi daha rsmarlamıştır. X Paris — Entransijan, Fransa ban- kası müdürlüğünde bazı değişiklikler o- lacağını yazıyor. X Viyana — Zimmetine yarım mil- 'Toht aleyhinde takibat yapılmaktadır. X Zagreb — Lacevaç - Donji kasa- bası halkından bir grup, kanunsuz bir “şekilde ekilen tütünleri tahrib eden ma- liye ları ile jandi lara hü etmişlerdir. İki taraf ateş teati etmişler, Dört jandarma ile bir maliye memuru ağır yaralanmışlar, mütecavizlerden bi- üddet daha d idare altında kalacak ve arab devletine Yafa'da de- nizde bir mahreç verilecektir. Yahudi devleti arab devletine, mik- darı sonradan tesbit edilecek olan bir tahsisat verecektir. Diğer cihetten Ma- verayı Ürdün'ün geri bir memleket ol- ması itibariyle ingiliz parlamentosu- nun arab devletine iki milyon sterling vermesi lâzımdır. Komisyonun tavsiyelerinde arazi parçalarımnın satılması, ahalinin müba- delesi ve saire derpiş edilmektedir. Muahedelerin imza edil intiza- Ten komisyon bilhassa Aarazi parça. larının satılı ve muh t işlerin. de muvakkat bazı tedbirler alınmasını tavsiye etmektedir. Komisyon, arablarla yahudilere bü- tün isteklerini vermenin imkânsızlığını kabul etmekle beraber, bu yanın, a- rabların milii istiklâllerini elde etmele - rini mümkün kıldığını ve komşu arab hükümetleriyle müsavi şartlar dahilin - de ve istikbalde bir arab birliği tesisi ih- timalini gözönüne alarak iş birliği etme- leri imkânmı temin ettiğini ve makama- tı mukaddesenin yahudi kontrolu altı - na düşmesi korkusunu izale eylediğini beyan etmektedir, Bu tavsiyelere göre, arablara yahu- diler tarafımdan bir para verileceği gibi ingiliz hazinesinden de iki milyon lira verilecektir. Yahudilere gelince, onlar, milli bir yurd elde edecekler ve bu suretle siyo- ri ölmüş üçü de hafif yaralanmıştır in başlıca gayesine erişmiş olacak- Tarı gibi nihayet bir ekalliyet hayatı ya- şamaktan da kurtulmuş olacaklardır. İngiliz hükümetinin muhtırası İngiltere hükümetinin, muhtirası da , şöyle demektedir: “Hükümet, Milletler Cemiyeti mu - kavelenamesi ve diğer enternasyonal müukaveleler mucibince ayrılma plânı- nın serbestçe tatbiki için icab eden ted- birleri alacaktır. Hükümet bu plânın arablar ve yahudiler tarafından kabul edileceğini ümid etmektedir. Cesaret kırıcı birçok tecrübelere rağmen hükü- — met arablara yahudilerin milli emelleri- ni telif ederek tek bir hükümet altında bir camia teşkil etmeleri imkânını hazır- lamak için bu iki ırkı işbirliğine teşvik etmekten geri durmamıştır. Fakat ara- daki ihtilâfın halledilemiyeceğini ve a - rablarla yahudiler tarafından yapılan taleblerin şimdiki manda altında isaf &« dilemiyeceğini hükümet itiraf etmek mecburiyetinde kalmıştır. Bmaenaleyh hükümet kraliyet komisyonu tarafından yapılan tavsiyelerin pek elverişli oldu- tulmak ümidini verdiği kanaatindedir. Yeni plân, yukarda kaydedilen fay dalardan başka, şimdiye kadar iki ce- maat arasında hüküm süren korku ve şüphe yerine itimad ve emniyet hissi. nin yer al temin edecek ve bu suretle iki millet, kıymeti ölçülemiye- cek olan sulh nimetlerinden istifade İngiltere hükümeti, bu plânın tat. hususundaki mesuliyetlerini yüklenme ğe devam edecektir. 1937 senesi ağustosundan 1938 sene si mart ayına kadar getirilecek olan yahudi muhacirlerin sayısı, 8.000 i te. cavüz etmiyecektir. Milletler Cemiyeti Konseyi de bu hususta bir karar vermedikçe kati hiç bir tedbir ittihazına imkân yoktur. CENGEL HİKÂYELERİ (İKİNCİ CENGEL KİTABI) Kipling'in bu güzel eseri de: BİRİNCİ CENGEL KİTABI nt tercüme etmiş olan Wurettin ARTAM tarafından dilimize halinde çıkmıştır. Ayrıca ingiliz muharririnin kendi hayatı hakkında yazdığı: KENDİME DAİR adlı eserini de ihtiva eden bu kitab bütün kitabçılarda 75 kuruşa satılmaktadır Tefrika No.70 Şekspirden . Hikâyeler Yıııanlaı Mary ve Charles Lam.. Çeviren Nurettin ARTAM MAKBET felâket geldiği için değil de ihmalinden do- layı gelmediğini sandığını söylüyordu. Tam bu sırada öldürtmüş olduğu Banko'nun ha- yaleti odaya girmiş ve Makbet'in oturmak üzere olduğu sandalyaya ondan önce geç- Her ne kadar Makbet, şeytanla titreme- den karşılaşacak kadar cesur bir adam idi- se de bu korkunç manzara karşısında kor- kudan rengi uçmuş, yerinde mıhlana kal- mış ve gözleri bu hayalete dikilmişti. Kı- raliçe ile davetli olan eşraf, hiç bir şey gör- müyorlar; kıralın üzerine bir fenalık geldi- ğine hükmediyorlardı. Ve kıraliçe, kocası- nın yanma sokularak yavaşca kulağına, Dunkanı öldürmeğe giderken havanım için- de gördüğü kama gibi gene kuruntular kur- dugunu. bundan vaz geçmesi la.zn-n geldi- ğini söyledi. Fakat Makbet hala hayaleti görüyordu. Kim ne söylerse söylesin, aldı- rış etmiyor; kesik kesik sözlerle hayalete hitab ediyordu. Bu sözler bir taralık o kadar manalılaşmaya başladı ki kıraliçe, korkunç esrar meydana çıkacak diye korktuğundan misafirleri, Makbet'in sık sık tutan rahat- sızlığı gene tuttuğundan bahisle çabucak savmağa mecbur oldu. Makbet devamlı surette böyle hayallere maruz kalıyordu; bazan kendisi de, kırali- çe de uykularında korkunç ruyalarla irkili- yorlardı. Fakat Banko'nun kanının dökül- mesinden ziyade onları rahatsız eden Flins- in kaçıp kurtulması idi. Çünkü onun so- yundan gelecek kıralların İskoçya tahtına oturacağını biliyorlardı. Böyle sefil düşün- celer yüzünden bir türlü rahat edemiyorlar- dı. Nihayet Makbet, sihirbaz kız kardeşleri bir defa daha arayıp bulmağa ve onlarla akıl danışmağa karar verdi. Makbet, onları çitin üzerindeki mağara- da aramağa gitti. Onlar da kıralın geleceğini bildiklerinden cehennemden çıkan ruhları istikbalde neler olup biteceği hakkında söy- letebilmek için lâzım gelen büyüleri, tılsxm- ları hazırlamakla meşgul bulunuyorlardı. Bunların hazırladıkları parçalar şunlardı: Kara ku-rbagalar, yarasalar, yılanlar, bir semender gözü, bir köpek dili, bir kertenke- le bacağı, bir baykuş kanadı, bir ejderha pulu, bir kurt dişi, obur bir köpek balığının kursağı, bir cadının mumyası, zehirli baldı- ran otunun kökü (fakat bunun tesirli olma- sı için karanlıkta kazılmış olması lâzımdı), bir keçinin safra kesesi, bir yahudi ciğeri, mezarlıkta yetişmiş bir parsuk ağacının parçaları, ölmüş bir çocuğun parmağı. Bü- tün bunlar büyük bir tencere ve yahud ka- zanın içine konularak kaynatılıyor, fazla kaynayınca içine maymun kanı dökülerek serinleştiriliyor, bunun üzerine de kendi yavrusunu yemiş olan dişi bir domuzun ka- nı dökülüyordu. Altında yanan ateşe de a- sılmış bir katilin darağacından alınmış ya- ğını atıp parlatıyorlardı. Bu büyüler ve tıl- sımlar sayesinde cehennemlik ruhlar, istik- bale dair sorulan sorgulara cevab verirler- Makbet'e, sihirbazlar, kendilerinin vere- cekleri cevablarla şüphelerinin yatışıp ya- tışmıyacağını sordular. Yoksa onu kandıra- cak cevabı üstadları olan ruhlar mı vermeli idi? Görmüş olduğu korkunç seramoni kar- şısında apışıp kalmış olan Makbet: — Nerede onlar? Şunları göreyim hele bir kerre... Dedi. | Onlar da ruhları çağırdılar. Bunlar üç tane idi. Birincileri, zırhlanmış bir baş şek- linde yükseldi ve Makbet'i kendi adiyle ça« ğırdıktan sonra ona Fife lordundan sakın- — ması tavsiyesinde bulundu. Fife lordu Mak- duf zaten Makbet'in kıskandığı bir adamdı; onun için Makbet bu ihtarından dolıyı teı-l şekkür etti. İkinci ruh, fazla kanlı bir çocuk şeklim. — de ortaya çıktı ve Makbet'i kendi adiyle ça« ğırdıktan sonra hiç kimseden korkmaması- — nı, insan kudretini hor görmek için kahka- ha atmasını, çünkü ona zarar verecek bit kudret sahibini hiç bir ananın doğurmadı- ğını söyledi ve kendisine cesur, atxlgan ve kararlarında kati olmasını tavsiye etti. Kıral bunun üzerine: — Yaşa öyleyse Makduf, diye bağırdı. — (Sonu var)