alk 0 Aa . ya 2 an um Hâmid'in Olümü Hâmid son günlerini anlatıyor: ayaklarım yürümüyor, gözlerim görmiyor, uyuyamıyorum Bir ay kadar Meni büyük şairi, Maçkadaki evindi lar gibi acı bir EA sisle ii etmişti: Tarım yürümüyor, gözlerim görmüyor, bir şey okuyamıyo- ram, m. Ellerim ditriyor, yı . Gözlerime uyku girmiyor, uyuya- mıyorum, ui We sonra aynı Kik ve üzüntülü sesle ilâve etti: Tat yok a eee Ben neyleyim dial e Abdülhak Hâ- demek. yan gözleri artık sönmüş yakın bir mazi, yokluk denen akşamin alaca ka- o de bir asr ranlıkları içine, üzmek öğe gömüldü. Karlar altında arz ben... Diyen şair, karlar rgi yatsa da ne yazık ki ve havassımı bilmediği- “miz ikliminde faniliğini parça parça ederek nihayet bir avuç toprak olacak. Zannederler ki biz yok olmaday Belki biz yok değil, çok simdi. — Doğru... Parçalanmamak, eğer, çoğalmaksa.... Abdülhak Hâmid, her faninin kayma ancak bir kere tecrübe e- âkibeti kimbilir nasıl & erdi ve ondan roi ne aldı? Sürmen fakat mı takili ll bir şey varsa ondan onun büyük adı yadigâr kalı. “Geçen sene, bir ziyâretimin sonunda kendisine vedâ ederken elini öpüyordum. Elimi, tütrek eli ile tuttu ve kalbinin üzerine götürdü. Elim, bu hayat saatinin üstünde, gözlerim o saatin manâsını veren gözlerinde birkaç saniye ka! — Çok temenni ederim ki yine görüşürüz! Şair, bu sözü ile bana vedâ etınişti. ei “Allaha asmarla- mel si le ele e aşar a gibi kalbim Abdülhak Hâmid, bir fidan gibi yaprakları kurumadı. Bir çınar gibi faniliğe göğüs gere gere hayattan erer O yalnız hayalı sevdi. Bana: — Ölümden korkmuyorum, fakat iğreniyorum!... Dediği zaman bunun sanâsmı şimdiki kadar anlamamıştım. Abdülhak Hâmid, kâmil bir insandı. Onun sanatkâr olarak ne ka- dar büyük olduğunu kendisine söylediğim zaman, hafifçe gülmüş ve bana şu cevabı vermişti: İnsan büyük olur mu, o insan ki hiç olur... Bi âlâ bu söze e Bir insan Ki arkasında büyük e e eni il enleri Birekır da mayi yük olmaz? Fakat yine onun ll ve titrek sesi kulaklarımda çınla- İnsan büyük olur mu, o insan ki hiç olur!.. Hasan - Âli YÜCEL “Büyük şair Hâmid'in Hâmid anlatıyor Niçin yazmıyorlar Gemini son defa beş, altı sene a mevzuu yeni şiirlere intikal etmişti. sordum: — Yeni şiirlerimizi ve yeni şairleri. mizi nasıl buluyorsunuz, üstadım? Deği ki:” — Biz, Gi A kendi | zamanımı» an şürini Tâyil dereni dik; çünkü İm ve zaman ki. said değildi; mevzular çok kısa ve kla- sikti, Fakat Si gençlik için böyle mazeretler h: öklâl savaşı, ie zanneği! dipdiri Lİ ve v tek Mustafa Ke- dolusu şi in coşkun İgi > Kime lar şüphesiz ki “Niçin yazamıyorlar?” demeğe mani 0- me İzzet YAZGAÇ Hâmid'in edebi me ve hüviyeti bi hakkında birkaç satır « Ben, bu başıma ne diyebilirim ki 3 bâyide olma- ir yere düşen kartal 7 da karıncanın hükmü ne geye mid, yuvasını vatan edebi isi 'kalârında kurmuş bir kart Ki Hatıraları! önce gelip, yirmi üç yıl evel —< eden babamla onun arasmda bütün ömrü rince süren dostluktan daha ve İrt ikten daha deşli dal vardı. Babam sağken, onun ağzından daima âmidi, sonra da i Dimağım socakinelerde Moka. e üm iri ei ilet, beni perişan etti. O bir ğın hatıratı, bu perişanlığın içinde ayırd e hemen şimdi müm- kün olaci değildir. sk E. Ekrem - Talu 144-1937 sanmam ölümü za .. na m Büyük Hâmid «Matemse eğer anlaşılan rengi siyehten) «Kabrim de benim olmalıdır sengi siyehten) Musset'nin ve yiğitler elinde ölmek evlâ- vatan davâsı uğrunda kendi kız birer türk kahramanı duygusu ta- mezarını Nüktedan Hâmid |, Hâmide dair Abdiğilyik Hümik. e E İn şi © katılmamış fazilet ve ruh | Büyük Hâmid, güzel yazdığı ve güzel konuşur ve çok zarif nüktelerle sözlerini süslerdi. dye insan yi iyor. O, devrinin dan çikarma ziyade ne söyliyece- Bekârlığında bir gün, çok hoşuna giden genç, ük şairiydi. Bizim genç. | midle bn ari sef zel, zeki ve ur bir bay e sialansmla şöyle bir Ee e onu gl ik öl bilimi ii wgünün ir em, o eli e ingiliz harb gemisi, milletlerarası “ha- konuşma olduğ ve yeri küçülmedi, YA zaman ve inkilb denen yüce kuvveti Hâmid demiş ki: medi; çünkü, türkün en acı günlerin | daha önce ayırmış — Ah Madam, size bir rü dl Zan, Dün iz bi ik geçiren t şair Bu derece yüks kabili- gece rüyamda ben zengin bir prens imişim ve size (|| Olarak omunla öğünür. onun giiriyleavu- | yetinin bir intikal ünl gn ol. â » rduk. nurdul Abdülhak Hâ â Güzel kadın hemen şairin sözünü kesmiş: — Bir de uyandınız ki, demiş, hiç birisi yok. ri ab vermiş: yır, Madam, MR zaman sade prensli- Kimle ke e * Bir gün Perapalas'ta balo veriliyordu. Hâmid de EN m Tuvaleti Ka dekolte bay: birisi Midir. Ti onun kapısınm yi la Hâmid'e er selâm- br m er se cereyanı vardı. mid sordu: — ik ye Ha: Girik onun kadar mükem! — Ka beraber di “kokteyl almağa gidi- bi bir edibimizi daha yoruz. ğ yiz. Hâmid, bu de Hâmid gülümsedi: en vin âbidesi ola Pah b ie nd, 1 değil, soğuk alınır. ri eden eseri hayatına kim edilmelidir. Kâzım Nami DURU # Hâmid, bütün bir devrin lâmidi anarken, heye 8 v yanında, irki mid arkadaşlarınm en | ayrıca ir. yan yakan dü a men Ge veziz z ne mal olmuş gn istemezdik. hi Biz Mi mşbdeki embed ve ai e a acımaktan ziyade | rinde doğmadı. ev Sy mid, kapana, mümessi- e kn İni rk ğ Li mel bir surette ifa- o getirdi. Düne ii ada bulunan Hâ- apn ölümün “ması, bizi bu ölümün tees: dırsa yeridi zem de sayan en büyük 8 Abidesi zimatla ie sösyal mit, si yasında kalemiyle ii e Tanzimattan sonra ir Hümüd kadar filozof olami mid uzun hayatiyle belki en Şize büyük şair Hâmid'in Da mid e hatırayı anla! Abdülhi a ie rü arasında | ezan olduğundan kendisine Hâmid vekâlet ediyor” ingiliz hariciye nazırını örmüş Yaşar NABİ yemlere içi ii ösğe ayrılması için. emir verilmiş... vendisi bunu, bir diplomasi muvaffakıyeti olarak anlatır ve bol bol gülerdi... Prof. Ahmed Şükrü ESMER ZİL ta Şamama müstik hisler bir tarafa brra- E 2 eri insandı, il çek ai 'aşadığı iran: tabilatülmtü” ele, ETü duyguyu eği Yakt gair N m göre eserlerinin kendinden sonrakiler işe dir göre öldü; çünkü türk dili mesuğ ür tekâmü! GM. Emin ERİR, bilgiler okulu gelen hiç bir şa- amıştır. Hâ- mesud bir