y8.n. t7 Haa G 2 - 1037 daki devletler zümresinden hangi: nin diğerinden daha evvel silâhsızl nacağı etmeğe razı idiler. Fakat her devlet emniyet hlarına — daya. in karşısındakinden evvel nuvatakat — etmiye büyük harba kadar devam etti ve nihayet harbr. doğuran âmiller arasında sayılmaktadır. Büyük- harbtan sonra silâhsızlar ma daha kolay gibi göründü. Çünkü sulh muahedeleriyle Almanya başta 'olmak üzere, mağlub devletler si Tandırılmışlardır. Milleter Cemiyetinin misakma da her devletin silâhsızlı masını temin için bir madde - 8 inci ide - konulmuştu. Bundan sonra silâhsızlanma iki teşebbüs yapıldı: 1 — Deniz silâhlarını tahdi 2 — Kara silâhlarını tahı Bunların olan 1922 sene- Vaşiçnton'da ve sonradan 1930 için ler Cemiyeti kadrosu bu teşebbüs neticesiz kalmıştır. Kara silâhlarını tahdid için 1926 senesi de bir ihzari konferans toplandı. Bu konferans altı sene çalıştıktan sonra 1932 senesinde umumi bir silâhsızlan. nihayet 1933 senesi ” sonbaharında “Almanya'nın konferanstan çekilme - siyle inkıtaa uğradı. Almanya Mi ler Cemiyetinden çekildi. Silâhlanmı 'ya başladı. Bu, büyük mikyasta bir Silâh yarışına açtı. Arada Va. şington ve Londra deniz silâhları mu- yarış devam ediyor. evvel silâhsızlanmaya başlaması et rafında bir ihtilâftan ileri gelmemiş lâhsızlanma için ortada bir engel kalmamalıydı. Silâhsızlanmayı temin etmek silâhlanmanın âmili olan siyasi sebeb- leri ortadan kaldırmak - lâzım geliyor. muş. Silâhlanma, siyasi anlaşmazlık 've bunun doğurduğu emniyetsizliğin razından başka bir şey değilmiş. Fi- yevrin bir hastalık arızası olduğu gi- bi. Harbtan s0r Tandı. Fakat siya; hiç şmazlık — ve bunun doğurduğu emniyetsizlik de - Vaşignton'da deniz devletleri arasında deniz kuv- vetlerini azaltan bir itilâf akdedil - Mmişse, bu da, bu devletlerin, aralı muvakkat bir zaman af etmeleri sayesinde min edilmiştir. — Filhakika o zaman, bu. devletler arasındaki / ihtilâflar U- zak — Şark'ta / toplanmıştı. İngiltere, Japonya ve Amerika, 1922 Vaşing - ton deniz anlaşmasından evvel, Uzak Şark statükosunu garanti eden bir iti- İâf imzaladılar. Siyasi ihtilâf berta - af edildil tsizlik de or . tadan kalktıktan sonra / silâhsızlar . ma itilâfı da bunu takib etti. Nasıl ki Uzak Şark itilâfı suya düşer düş mez, deniz anlaşmaları da sona erdi. te. Simdi Milletler Cemiyeti konseyin- de verilen karar - de, sitühszlanma konferansı da gelecek mayısta tekrar içtimaa çağırılıyor. Milletlerarası mü- matebetlerinin buzünkü şekline ba, kıp da bu kon”>ranstan mürbet — bir metice beklemek - safderunluk Bir defa karada, denizde ve havada Bilâh yarışı almış vürümüştür. Fakat lâhsızlanma teşebbüsünün — müsbet bir neticeye varması bakımından da. ha kötüsü, devletler arasındaki siy: an!aşmazlıkların — her zamankinden daha derin ve emniye! de da- ha büyük olmasındadır. Silâhları do uran b #millerin izalesine çalışılıca» ULUS ULUS DIS HABERLERİMİZ MALAGĞANIN ZAPTINA AiD TAFSİLÂT Hükümetciler Malagayı muntazam bir surette terkettiler Diğer bütün cebhelerde de çarpışmalar devam ediyor Almeria, 8 (A.A.) — Röyter bildiriyor: Cumhu- başkumandanlığının emri - mucibince, cumhuriyetçi kıtaat, Malagayı terketmişler ve tam bir intizamla ve mühim mikdarda harb malzemesi- ni de beraberlerinde alarak, yeni mevzilerine çekil- riyetçiler mişlerdir. 'Hükümetçi kuvvetler, âsilerin her hangi bir ye- ni taarruzunu kesmek üzere takviye kuvvetleri de almışlardır. Malagayı son dakikada terkederek buraya ge- len İspanyol matbuat ajansı hususi muhabiri ez- cümle şu beyanatta bulunmuştur. “Hücum hiç durmamıştır ve hükümet aleyhtarı kumanda heyeti bu hücumda yirmi bin İtalyan, bir kaç bin alman ve binlerce faslı kullanmıştır. Son safhada yüzden fazla italyan hücum tankı, Malaga müdafileri üzerine ilerlemeye baş- lamıştır. Hücum, alman Ceb kru- vazörü Graf von Spee'de bulunan alman deniz erkânı harbiyesinin nezareti altında icra edilmiştir. iler, bu hücumlar esnasında üyük zayiata düçar olmuşlardır. Bu sebebden bunlara yardım çin Kadiksde karaya çıkan ital- yanlar, derhal takviye kıtaatı ola- rak Malaga önüne gönderilmiştir. Şehre ilk giren alay bir italyan a- dayıdır. Yüzlerce kişi Malagadan kaçabilmek için denize atılmışlar ve boğulmuşlardır. Madrid cephesinde: Londra, 8 (A.A.) — Toledo'dan bil- dirildiğine göre, General Varela Mad- rid cephesinin sağ cenahında başladığı ileri harekete devam etmiş ve cephesi- ni Jarama ırmağının sağ kıyısı boyun. ca uzatarak Madrid - Valensiya yolu- 'na hâkim olmuştur. Toledo yoluyla Manzanares'in aşa- t kasmı arasındaki erazi ve Jaramanın Aranjuz » Valensiya yolu — arasındaki sağ kıyısı da Mola ordusunun kontro- Tu altadadır. Yağmur dün Madrid cep- hesinde harekâtı güçleştirmiştir. Hükü- metçiler dün şiddetli bir mukavemet göstermişlerdir. Hükümetçiler ise, âsi ileri hareketini durdurduklarını ve 24 Saattenberi hatlarda hiç bir değişiklik olmadığını Madridden bildirmektedir- der, kuvvetlerin Aranjuz bölgesinde: Madridden bildirildiğine göre, ler Madridden 47 kilometre uzakta A- ranjuz bölgesinde şiddetli bir taarruza geçmişler, bunun üzerine milisler isti- 'nad mevzilerine çekilerek şiddetli bir muharebeye tutuşmuşlardır. Hükümet- Çi tayyareler de işe karışarak, âsilere mühim zayiat verdirerek dudumuşlar. dır. Oviedo bölgesinde: Giğon'dan bildirildiğine göre, âsi ön- cülerinin Oliveras mevzilerine yaptıkları baskıyı bozmak üzere, Oviedo'yu kuşa- 'tan hükümetçi milisler Krista bölgesin- de harekete geçmişler ve topçunun yar- dimiyle muvaffak o'muşlardır. lerinin aileleri nümayiş yapmışlar Deyli Hera!d tamamen emin bir kay- naktan aldığını söylediği bir haber ver- Bu habere göre, İspanyada harbeden alman gönüllülerinin aileleri Düseldor!'da nümayiş yaparak “çocuk- larımızı geri veriniz" diye bağırışmışlar- dur. Berlin ve Münih'de de ayni şekilde nümayişler olduğu rivayet edilmektedir. Alman gönülle mektedir. yerde onun avarızı ile uğraşmak, bir batayı tedavi/ ederken asıl hastar lığı görme: de fiyevr ve möbet gibi Arızaları ile meşgul ol- maya benzer. A. $. ESMER ÂAkdeniz barışı Balkan devletleri ile İtalya arasında Centlmen agremen mi ? Paris, 8 (A.A.) — Anadolu ajansının hususi muhabiri bildiriyor: Ernüvel gazetesi. Milano, Belgrad konumalarını tahlil ederek Belgrad teb- liğinin Sancağa aid cümlesini kaydeyli- yer: “Türk ve yugoslav politikalarının, Sulh, statüko, dostluklarr muhafaza ve genişletmekten ibaret clan temelinde bir değişiklik yoktur” diyor. Deba gazetesi, Aras'ın, Tribuna ga- zetesine verdiği beyanat gibi konuşma- Jarın ancak Akdenizde statükoya müste- nit anlaşmaya varabileceğini yazarak “böyle bir siyasi inkişaftan korkamk için şimdi'ik hiç bir sebeb görmüyoruz” de- mektedir. Övr diyor kiz “Milano ve Belgrad. konuşmaları dün Londrada ilk defa olarak mühim tefsirlere yol açtı. Konuşmalar Akde- nizde yeni teşebbüsler tevlit eyliye- cek mahiyette sayılıyor. — Meselâ A- ras'ın Elkan konseyinde İtalya ile bir Centlmen agremen imkânını ve- 'ya hiç olmazsa şarki Akdeniz sahi darları için bir statüko beyannameı 'nin önce kendi aralarında kabulü, son- ya büyük devletlere teşmili teklifinde bulunacağı öğrenilmiştir. Bulgar mah- reci davâsından korkmakta olan Yu- hararet- Ölenlerin anne- ve babalarını haberdar etmek için kullanıtar formül şudur: * dunuz manevralarda ölmüştür.” yas tutulmasını yasak eden bir not ilâve olunmakta, ölümün nasıl ve nerede vuku bulduğu tasrih edilmemektedir. Lord Kronkforn Avam Kamarasında bir suale cevaben, İspanyada italyan gö- nüllüleri bulunduğu hakkında hüküm tin bir haber aldığını, hükümet veya yabancı - gönüllüler miktarı hakkında kati haberler olmamak-| Ja beraber, hükümetin elindeki malü- Si saflarındaki İspanyada âsilerin ve hükümetçi- lerin ellerindeki yerleri gösterir harta (Bu harta Malaganın sükutuna aid haberler gelmeden evvel yapılmıştır.) Baldvin istifamı ediyor? Londra, 8 (A.A.) — Deyli Ekspres gazetesinin öğrendiğine göre, kıralın taç giyme töreninden sonra kabinede değişiklikler olacaktır. Başbakan Bald- vinle birlikte Şürayı devlet reisi Make donald da çekilecektir. Başbakanlığı şimdiki Maliye nazırı Nevil Çember- deyn deruhte edecektir. Harbiye baka- 'nı Kuper de hükümetten ayrılacaktır. Dük dö Vindsorun halası Viyanada Viyana, 8 (A.A.) — Kont ve kontes Harvud dün akşam buraya gelmişler ve istasyonda Vindeor — Dükü ile ingiliz elçisi tarafından karşılanmışlardır. Kont ve kontes Enzesfeld şatosun. da bir müddet kalacaklardır. Berutta bir hadii Berut, 8 (A.A.) — Arablar bir ya hudi kafilesini taşıyan otobüse taarruz yarala- ederek yahudilerden birisini mışlardır. matın her iki taraftada aynı miktarda yabancı gönüllü bulunduğunu göster- mekte olduğunu söylemiştir. Kordoba cephesinde: Andujor'dan bildirildiğine göre hü- kümet taraftarları İllera - Kalatrana ve Sandiago de Kalatrana kasabalarını zab- tetmişlerdir. Bu kasabalar Jean eyale- tinde Porkuna cenubunda kâindir. Hü- kümet kıtaatından biri Admius ve Kla- velina kasabalarını da işgal etmişlerdi Bu kasabalar Kordoba vilâyeti dahilin- dedir. SON DAKİKA İngiltere kıralının bir çok işlerine Dük dö Gluçester bakacak Londra, 8 (A.A.) — Kıralın hesabatını tetkik etmek üzere bütün partilerin parlamentodaki mümessillerinden mürekkeb hususi bir komite teşekkül Bizli müzakerelerde bulunacaktır. Kıralın sıhatini muhafaaz edebilmesi ederek için biraderi “ Giuçester Dükü, kıralın normal resmi işlerinden büyük bir kısmını deruhte edecektir. TFT 'TÜRK - SURİYE DOSTLUĞU CUMHURİYET'te - suriyeli bir va- tanperver zümresinin radyo şirketimize gönderdiği ve hakiki Suriye kamoyuna tercüman olan mektubu mevzuubahs e- den yazısında İsmail Müştak Mayakon, türk - arab dostluğunu yıkmak istiyen- lerin en fazla harekete geçmelerine mü- said bir zamanda bulunduğumuzu hatır latarak, bu geçici devreyi sükün içinde 've mevcud kardeşliğe halel vermeden atlatabilmek için hakiki Suriye entelek- tüellerinin yabancı ihtiras ve propagan- dalara kapılmamaları ve milletlerine doğ- vu yolu göstermeleri icab ettiğini hatıre İatarak şöyle diyor: “— Dün bize gön- derilen dostluk ve kardeşlik teminatı türk muhitine yeni bir şey öğretmemiş- tir. Asıl lâzım olan, bu sesin Suriye mu- inde makes bulabilmesidir. Orada yanlış yola sapmaktan menedilecek ma- “sumlar, hakikatin iç yüzünü bilmiyen mü- tereddidler, inkisari hayale uğratılarak kalbleri rencide edilmiş sakin ve temiz insanlar, nihayet bütün bu kuvvetlerin birleşip kurutacağı fesad ve tezvir. ©. cakları vardır. Bunlar üzerinde çalışmak iki tarafın menfaati namına milli ve me- deni bir vazifedir. Bizim istediğimiz şey hakka mütekabil bir hürmet dairesinde dostluğun inkişafıdır. Şartımız öteden- beri malümdur: - Hatayda müstakil bir türk varlığı yaşamaktadır; Bu varlığın ll yolunda atacağı adımlara çelme vurmak bütün türk muhitinde derhal bir nksülamel uyandıracaktır. İşte biz bunun bilinmesini arzu ediyoruz.” KİTAB OKUMUYORUZ 'SON POSTA'da, Bürhan Cahid, Pa- riste 2500 yataklı bir hastahanede yılda yüz bin cild kitab okunduğu hakkında * bi v ğ zikrederek “— Bizim on sekiz milyon nüfusumuz acaba bunun onda birini o kuyor mu?” diyor. Okumaya karşı alâkanın azlığı, üzek rinde çok durulmaya değer derdlerimiz- den biridir. Kabul, ama, işi bu derece- de mübalagalandırmak olur mu yal her “yıl memleketimizde bine yakmm kiıb çıla-. 'TÜRK YUNAN İŞ BİRLİĞİ AKŞAM'ın “Günün meseleleri” sü- tununda türk resim ve kitab sergisinin Atinada gördüğü samimi alâka ve rağ- beti ifade edildikten sonra bu gibi temas- Tarım milletler arasında ne hayırlı bir rol oynadığı tebarüz ettirilerek deniliyor kiz “Siyasi sahasında ik imemleket arasında görülen sıkı teşriki mesainin sanat ve kültür sahasına da teşmilinden iki mem- deketin edecekleri istifadeler çok büyük- tür. Yunanlı dostlarımızın bu düşüncede izimle ayni fikirde bulunduklarına şüp- hemiz yoktur.” B. Şükrü Kaya ve Dr. Aras Bugün geliyor İstanbul, (Telefonla) — Dahi Vekili ve Cumhuriyet Halk Partisi Ge- het Sekreteri B. Şükrü - Kaya ile, Bakanı De. Tevfik Rüştü Aras bu ak ü 'tüsgriile Küalyi GAEL İN vi Vali, Cumhur Releliği Başyaveri, gehcimizdeki mebe balar, Bealyet Direkticü ve kalebal bic hai tarıfından uğuzlanıanla ği ” hetma, F tümit halkı tarafından büyük terahlire İerletkarşıltemkiz. Vali ve DERKR kanı ©. Hüsd Olçyi DN aa Hatay zaferinden duyduğu sevinci an- Şu cevabi vere ler. İstasyonda kendi Bakanlarımız latmış, Diş Bakanımız miştir izin bu alâkanıza — çok teşek- Kür ederim. Hepimiz, Atatürkün yo. Tunda yürüdükçe muvaffak — olacağız. Milanodan ve Belgraddan — Ankaraya pek büyük memnuniyetle dönüyorum.., Halk, Vekillerimizi - coşkun teza- hürler ve alkışlar içinde uğurlamıştır.