EDEBİ MESELELER:3 Yurdda edebiyat okurlarının ve edebi alâkanın ; artmasımda mektebin rolü Mekteb, bir cemiyetin bünyesi için de yer alan ve onun mensupları tara - fından vücüde getirilen bir mücasese clmale itibariyle, o cemiyetin bazı va- Sıflarını nefsinde cemetmesi tabif ad. imelidir. Yol gösterici ve irşad edi- rolü, mektebin, cemiyetin bünyesin- de mevcud bazı Srıraların kötü tesi erinden tamamiyle muaf olmasını ettirmez. Titün öğretmenlerini dışar- a tesirden azade olabi'irdi. Bu öğretmen- derin yabancı olmadık'arını fakat ya- bancı memleektlerde tahsil gördükleri- mi farzetsek bile, gene onların manevi büviyetlerinde menşe memleket iti - 'yad ve telakkilerinin derin izler bırak- maş olduğunu kabul etmek mecburiye - Bizde edebiyatın nasıl bir telâkki Aananesind tâbi olduğunu geçen yazı muzda izah etmeye çalışmıştık. Türk mektebi, edebiyat karşısında, millet şu- urundaki bu umumi telakkiye nazaran bir merhale daha ileride farzedilse bile, henüz, mekteblerimizde garb ölçüsün - tirmiş olan dünkü öğretmen kadrosu elbette kültürel seviye itibariyle daha geriydi. Gerek ileri kültür memleket Terinde ihtisas tahsili yapmış ve gerek- se sahib olduklarr yabancı bir dilin yar- dimiyle ileri bir kültürü — hazmetmiş elemamların - yüzde nisbeti ne kadar az olursa olsun - gelecek nesil üzerinde yapacakları tesirle, muhakkak ki yarın- ki öğretmen kadromuz, bugüne nazaran. daha üstün bir seviyede ölacaktır. Ve böylece nesillerin teselsüliyle. bu sevi. ye, hendesi bir tenasüble daima yükse- Mekten geri kalmıyacaktır. Fakat nesillert.. bu kelimlnin zih- nizimde canlandırdığı mana uzun bir zaman mefhumiyle mercolmaktadır. Halbuki bir aktüel ihtiyaçların tazyiki altında bulunuyor, ve zamanı, ne vası- talara başvurarak, — zoriryabileceğimizi araştırıyoruz. Aile muhitinin noksan bıraktığı bir ganat terbiyesini de vermekle mükellef Bulunan türk mektebinde, edebiyat, gök ehemiyetli bir mevzu olarak başlı başına ele alınmak tüzımdır. Bu terbi- ye ilk mektebten başlamak - Tüzımdır. İik mekteb öğretmenlerini — yetiştiren müesseselerimizde, bu sanat terbiyesi - nin kâfi ölçüde / ve istenilen nisbette imediğinin en bariz delili ise, öğ - Tetmenlerimiz arasında pek azının ha - kikf bir edebiyat okuru vasıflarını ha- iz bulunmasıdır. Bizzat kendisinde mev- < €t olmuyan bir alâkayı, öğretmenin, — © yetiştirilmesi vazifesiyle mükellef ol - | Güğü çocuklara aşılamasını beklemek O gatiledir. : Fakat diyeceksiniz ki öğretmen mekteplerinin öğretmen — kadrolarında da bahsettiğiniz noksan mevcud değil mnidir, ve Şu halde vu mahzurun izal ü zamana kavale etmekten başka çare- Mmiz var mıdır? “Yüksek mektep mezunu, içlerinden pek çoğu yabancı dil bilen, garb mek - #eblerinde tahsil görmüş can bu öğrete men kadrolarının ilk mektel öğretmen. Jerine nazaran daha üstün bir kültü #eviyesine ve bu arada daha doğru bir Sanat telakkisine sahib olduklarını ka- bul etmek mecburiyetindeyiz. Onlarda olsa olsa, edebiyatımızın bugünkü mah- #ullerine ve meselelerine karşı gerekti- İ ölçüde bir alâkanın mevcud olmadı- a ileri sürülebilir. Fakat bu alâkayr Arttırmak için hiç bir şey yapmadığı - anızı da itiraf etmeliyiz. “ — Öğretmen mekteblerinin programla- , rında gelişi güzel edebiyata değil, ede- biyat terbiyesine daha geniş ölçüde bir. yet verilmesi ihtiyaçların başında ge - füyor, Fakat yalnız programlarda yazı- İt maddeler halinde bırakmıyarak, ede- bi alâkayı ve zihniyeti bir itiyad haline getirmek için, mutad usullerin haricin: de propaganda vasıtalarına başvurmak düzumu aşkârdır. Öğretmen mektebleri edebiyat öğretmenleri arasında müsta- kil bir kongrenin toplanması, ve bura- da derdin umumi heyetine şamil pra » tik tedbirler üzerinde görüşülmesi — ve kararlar alınması, yalnız etrafında & - yandıracağı alâka itibariyle de - olma, Çok ehemiyet verilmeye değer bir iştir. İlk mekteb öğretmenlerine vereceğimiz edebiyat bilgilerinde metodları tamamiy- le değiştirmek zorundayız. Her şeyden önce, onların ilk mektep - çocuklarına vermekle mükellef oldukları te malümat gözönünde tatularak bizzat kendi tahsilleri de bu çerçeve — içinde bulundurulmalıdır. Bu itibarla divan ede- biyatiyle ilk mekteb öğretmeninin zihnini yormak ve mahdud. zamanlarını işgal 'etmek beyhude bir gayret addedilebilir. Ve bu hususta kendisine konferans ma- hiyetinde sathi bir bilgi verilmekle ik- tifa olunabilir. Buna karşılık garb an- layısiyle sanat ve ümanizm hakkında öğretmen muhtasar da olsa bir. fikir sahibi olmalı ve bilhassa, edebiyatımı- zan bugünkü mahsullerine karşı kuvvet- li ve devam edecek bir alâkaya - sahib edilmelidir. Umumiyetle ilk mekteb öğretmenle- rine bitab eden terbiye mecmualarının edebiyat mevrumnu tamamiyle — ilmal etmelerine büyük bir noksan olarak işaret edelim. Buzünkü dağmıktığın - dan kurtarılacak ve kuvvetli bir tecesüs elinde - devlet olabilir - temerküz et tirlecek büyük bir terbiye mecmuası. a olan ihtiyaç ortadadır. Böyle bir or- gan, bahsettiğim davâ uğrunda seler- ber edilebilirdi. Keza doğrudan doğru- 'ya edebiyat mecmmalariyle de öğret - zenlerin alâkadar edilmesi her ilk mek- tebe, öğretmenler imecesi usuliyle ede- bi mecmuaların abone kaydedilmesi de bu hususta hatıra gelebilecek tedbirler- dendir. Doğrudan değrüya / ilk mekteb tale- besine hitab eden neşriyatın, bu talebe- de edebi zevk ve alâkanın inkişafında en az muallimleri kadar müessir oldu. Hu söylenebilir. Şe halde çocuk mec - mualariyle çocuk kitablarının da, bah- simizin şümulü dairesine giren pro- A Sağ ve sol Dalas nevws ga zetesinin şu zarif satrılarını - okuya- km: “Biz halib, amerikalılara şu tavsiye- de bulundu: — Ne sağa gidiniz, ne sola; en ha- yirlisı yolun ortasından gitmektir. Bu sözleri söylüyen sayın batib gali- ba, son senelerde Amerikada neşredilen Taze ekmek yasağı Üai kz'i baren Berlin fırınlarının taze ekmek sat- ması yasak edilmiştir. Her fırm ve her ekmekçi dükkâmı, sadece, bayat ekmek te, bir hekim arkadaş şu tavsiyede balın- dü: “Horuldamamanın tek çaresi dik damağa yapıştırmaktır. Bu güç iş hakkuk ettirmeğe iradeniz kâfi gelmez- #€ ince bir tire dilinizi damağınıza Gülüşüldü. Fakat bu kurnaz zat sırrı keşfetmiş mi idi? Üzümcülüğün inkişafı için bir toplantı Üzüm standardizasyonu ve üzüm is- tihsal ve ihracat işlerine mütca'lik işleri konuşmak üzere marln 10 - 14 dü ara- sında Ankarada bir toplantı yapılacak- tr. İktisad vekâleti, istandardizasyon gubesi baş kontrolörü B. Hakkı Nez'hi- yi bu huhusta tetkiklerde bulunmak - zere İzmire göndermişti İç ticaret umum müdürü B. gene üzüm işleri üzerinde etüd yap - mak için oradan İzmire geçecektir. Mahalli idareler ban- kasına sermaye Dahiliye Vekâleti, Belediyeler bam- kası kanunundaki sarahat dolayısiyle bu sene köy büdeelerine, ileride teşkif olunacak maballi idareler - bankasının sermayesine iştirâk hissesi olarak İme- ce tahakkukları hariç olmak üzere yüz- de beş nisbetinde bir tahsisat konul- gasını kararlaştırmıştır. imkân nisbetinde edebi — konferanslar tertib edilmesi de hatıra gelen faydalr teşebbüslerdendir. Orta mekteb ve Hise bakınmından € - t meselesini de ayrr bir. yazıda tetkik edeceğiz. — YAŞAR NABİ İÇ HABERLE RİMİZ Memlekette |İzmitte bir umumi stadyum mağazalar İyapırlacak İç ticaret umum müdürü Mümtaz Mersine gitti 1905 yi şağlammi viretağita İsagradi, olklerli çaçi tür'İpali gübek kakkında bic tümenl İtf Gi lerdi. Üemi Bit bi b ça öf götirilimmei içia epiydenbesi tetkikler- de bulunmakta idi. Öğrendiğimize göre, ba tetkikler sona ermiştir. Şimdilik mermleketin üç yerinde ummumi mağaka- der kurulması düşünülmektedir. Bu nası İhasların ülkslü Mecelüdü açlana 8e SavTur cdlimektidir. İç tiaret ukum ialdürü B. Mümtaz'bu işi yerinde tetkik cimek hmeer Mersine harebel tözelşüir. Türk - Sovyet ticaret ve seyrisefain anlaşması Türk-sovyet ticaret ve seyrisefain an- Taşmasr bitmesi tarihinden itibaren bir ay müddetle uzatılmış ve keyliyet gümrük- kere tebtiğ edilmiştir. Yeni bir anlaşma yapılması etrafındaki müzakerelere de- vam olunmaktadır. Büyükdere kibrit fabrikasında yangın İstanbul, (Telefoala) — Bugün Bü- Yüi ae at İ yay Çıktı. İştial eden maddeler deposiyle di- ğer anbarlar kwsmen yanmış olduğu hal- de söndürükdü. İSTANBULDA YOL VERGISİ MÜKELLEFLERİ İstanbul, (Telefonla) — İstanbulda yolparası mükellefleri tesbit edildi; İs- fanbulda yol parasını nakden veren 117 bin; bedenen ödiyen sekiz bin mükel- def kişi vardır. LT Şimdi hikâyeyi dialeyiniz: “Bir kaç turint, İskoçyamın bir şehrinde, hop ha- yaletlerle dolu farzedilen şatalardan bi Fini seyrettikten sonra kılavaza çörüle cek başka bir şey olup olmadığını sordu. lar. Kılavuz onlura Büyük Bir mağarayı gösterdi. Turistlerden biri bu mağara- nn nanıl meydana gelmiş olduğunu sor- du. Kılavuz da şu cevaba verdi: “— Bi ada bir panayır vardı. Yolculardan biri, genişçe bir toprak yarığma bir liza dü- gürdü. Üst tarafını anlatmağa hacet var mı? Bir gazetecinin istihaleleri Geçem gün ölen tanınmış fransız u- harriri Henri Duveracis altmış iki yaşın- da idi ve on yedi yaşındasiberi, yani kark beş senedir gazetecilik etmekte idi. Muh- birlikten başlayan Duvernais, gazete- cilikte hemen her işi yapmış, yankı mu- neşriyat müdürlüğü, başya- zarlık etmiştir. Biz, bu değerli neşriyat adamnı sade romancı, nuvelci, tiyatro muharriri olarak tanırdık. İstemiş olsay- di veya ömrü vefa etseydi. Duvernoiz fransız akademisine kolayca girebilirdi. Maupassant ile beraber Fransanm en bü- yük nüvelcilerinden sayılacak ve bize gazetecinin neler olabileceği misalini ve- ren meslekdaşımızın hatırasını saygı ile anıyoruz., derini akılalmaz kelimesi ile va- sıflıyordu. Hattın iki ucunda, yani Pa- vit ve Brüksel boraalarmda - biribiri konuşanlar da bu fikirde idiler ve âdeta kulaklarına inanmıyorlardı. O zamandan bu zamana kadar tahak- kuk edenm ferni terakkileri asıl biz, akıl- almaz sayabilirdik. Fakat... Ya elli sene sonrakiler ne diyecekler? Tasarruf! İngiliz filim endüstrisinde çalışan yıl- dızların, sahne vazılarımın, dekorcuları. n ve saire ve sairesinin aldıkları maaş- ların ve yaptıkları masraflarım astrenomi rakamlariyle ölçülebilecek kadar büyük olduğundan şikâyet edilip durayordu. Bu endüstrinin şefi sayılan Bay Korda, Bu gürültülü neşriyata —nihayet vermiş olmak için - gazetelerden öğreniyoruz - makinecilerin maaşlarmı 96 5 - 15 nis- betinde kesmiştir. Turp gil “Turp gibi” tabirini biz her nedense sağlamlığa izafe etmişizdir. La Victoire gazetesinde Güstave - Herve bunü tep bit olarak şöy “0, tıpla turpa benzer, sallr kızıl, -çi Beyazdır." İzmit, — Vilâybümiz parti ilyönku- ral üyesinden Dr. Ali Riza, Akyeşil va İdman yurdu ile hafkevine mensub spor Cu gençleriyle halkevinde bir müsahabe yapmıştır. Müsahabede gençliğin ihti- yaçları Gzerinde düşünülmüş ve alâka- darların bu husustaki fikirleri ayrr ayrr derlenmiştir. Neticede ik iş olsrak şehe imizde kapalı bir idman sabnu yapık ması, buraya / gençliğin faydalı konfe- tanslar ve hareketlerle toplanması karar- haştırılmıştır Bu toplantıda parti başkanı B. Hâmid Oskay da gençlerle görüşmüş, vilâyetimizde kısa bir zamanda mükem- el bir stadyom yapılması kararlaştırı! dığımı söylemiş ve: “— Seksen bin nü- fusla böyük merkezlerimize göre pek kü- gük bir mevkide kalan şehrimizde böyle Bir atadyom'un kuralmasına sebeb siz- lerin spor alanlarında kazandığınız mu- afakiyetlerdir” demiş ve stadyom hak- kında şu izahatta bulunmuştur: “— Stadyomun hemen inşasına baş- Tanabilmesi için çalışmaktayız. Yakında Bu sahamın yerinde tetkiklerde bulunmak 've stadyomun plânlarını çizmek üzere bir mütehasıız çelerek işe başlayacak- Öert Bir sığmak yapılıyor İstanbul, (Telefonla) — İçinde me- mur'arın d çalışabilecekleri bir sığınak yapılmasına karar verilmiştir. Belediye - otobüsçüler anlaşmazlığı İstanbul, (Telefönla) — Belediye, o ati batineszti eee ee rarbemşakal ae na Syül Mi çe GKi çinde Belediyeye teahi büslerin çalışmasma müsaade edilmiye- cektir. Belediyenin bir hesabrna göre İs- tanbul otobüsleri bir yılda dört mülyon müşteri taşımaktadır. İstanbul havagazı ücretleri Tstanbul, (Telefonla) — Şehrimizde havagazı ücretleri 6 kuruş 28 parada $ kuruş 37 paraya indi. Çağrılar « Mt Müdafan Eacümeni tuçün oDti ae '« Arzuhal Encümeni bugün on beş- EĞRMAZ * Adliye Encümeni bugün szat 15 & | ©e toplanacaktır. HAVA En soğuk yer Kars en sıcak Antalya Metcoroloji — enstitüsünden — verilen malümata göre dün şehrimizde bava bu- kutlu geçmiştir. Günün en düşük suhu- neti sıfırm altında 4, en yüksek suhüne- * de sılırın üstünde 3 derece olarak kay- dedilmiştir. Dün Rize ve Süirdde kar yağı maş diğer mıntakalarda hava umumiyet- le bulutlu geçmiştir. Rizede son yağan kar ile beraber toprak üstündeki karın kalınlığı 63 santimetreyi bulmuştur. Ha- va evvelki güne göre Trakya, Ege ve orta Anadoluda 1 - 3 derece arasında sınmış, cenub ve şarki Anadolu ile Karadeniz sar hillerinde yer yer değişmek üzere 3 - 1$ derece arasında soğumuştur. Dün yurd- da en düşük suhünetler sıfırm altında olmak üzere Niğde ve Diyarbekirde 11, Malatyada 16, Erzurumda 25, Karsta 28 derecedir. En yüksek suhunetler ise sıfırın üstünde olmak üzere Silifke ve Nazillide 14, Akhisarda 15, Antalyada 16 derecedir.