Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Ka ULUS e 5 19 /1 / 1937 İŞiİCMüİ | İNGİLTERE'NİN SON TEŞEBBÜSÜ İspanya harbına karşı bütün dev- letlerin bitaraf kalmalarını temin i- çin İngiltere tarafından yapılan son teşebbüs iki bakımdan enteresandır. 1 — Evvelâ İngilterenin bu teşeb- büsü yalnız başına yapmış olmasın- da. 2 — İkinci olarak da bu hareke- tin, harbtan evelki diplomasi usulüne geri gidiş manasını tazammun etme- sinde. İspanya meselesi, harbsonrası devrinin üçüncü büyük buhranını doğuran hâdisedir. Japonyanın Man. çuryayı işgali ile meydana gelen bi- rinci buhranın Milletler Cemiyeti yo- lu ile halline çalışılmıştı. Fakat Ja- ponya uzak bir memleket olduğun- dan bu yol üzerinde sonuna kadar gidilmekten çekinildi. İtalyanın Ha- beşistanı istilası ile çıkan ikinci mil- letlerarası buhranında Cenevre teşki- lâtı harekete geldi. Ve bu defa mi- sakın icabatını tatbikte son merhale- ye kadar gidildi. Bu da netice ver- medi. İspanya ihtilâli çıktığı zaman, ar- tık Milletler Cemiyeti ölmüştü. Bu- nun içindir ki bu buhrana Milletler Cemiyetini karıştırmak kim- senin aklından geçmedi. Cemiyet dı. şında kollektif çalışma yolundan yü- rünmek istendi. Bu yol da devletleri Londra'da toplanan bitaraflık komis- yonuna götürdü. Bu, Milletler Cemi- yeti yolu ile eski diplomasi arasında bir istihale imiş, İngiltere ve Fransa bu teşkilâtın çok yavaş yürüdüğünü görerek 24 birinci kânunda Alman- ya, İtalya, Rusya ve Portekize gö- nüllü askerler hakkındaki teklifleri- ni yaptılar. Bu devletler malüm olan cevablarını verdikten sonra bu defa da İngiltere yalnız hareket ederek Yyeni bir teklif ileri atmıştır. Binaen. aleyh İspanya meselesi artık eski dip- lomasinin çarkları içine alınmıştır. İngiltere son teklifini yapar yapmaz, gönüllü askerler meselesinde kendi uhdesine düşen vazifeyi de yapmış- tır. Teklifine cevab bile beklemeden İngiltereden İspanyaya gönüllü as- ker gitmesini yasak etmiştir. Fransa bunu temin için bir kanun yaptı. Fa- kat henüz İtalya ve Almanya insgiliz teklifine cevab vermemişlerdir. Her- halde şu muhakkaktır ki teklifin yal- nız olarak İngiltere tarafından yapıl. ması Almanya ve İtalya'yı memnun bırakmıştır. Bu iki devlet, şimdiye kadar İngilterenin her teşebbüste Fransa ile birlikte yürümesinden gü- cenmişlerdi. İngilterenin Milletler Cemiyeti yolundan ayrıldıktan sonra Fransa'yı da bırakması ve işi eski diplomasi yoluna dökmesi Almanya ve İtalya için bir zaferdir. Herhalde bugünkü şartlar içinde bundan başka bir yol da kalmamış- tır. Milletler Cemiyeti yolu iflâs etti. Bitaraflık -komisyonunun yolu çok yavaş yürür. İki ve üç taraflı teşeb- büsler karşı tarafı gücendiriyor. Ye- gâne yol bu kalmıştır. Fakat bunun da ne derece müessir olduğu Rusya, Almanya ve İtalya tarafından veri- lecek cevablardan sonra belli ola- caktır. Almanya ve İtalya bir takım obstrüksiyonlarla İngiltere ve Fran- sayı istedikleri yola getirdiler. Baka- Irm onlar da şimdi İspanya ilerine karşı ciddi bir bitaraflık takib etmek noktasında diğer tarafın yoluna ge- lecekler mi? - A. $Ş. ESMER DIŞ HABE İ AM Ğİ ERE çe B LERİMİZ Fas, karışmazlık ve iç harb hakkında General Frankonun, havas ajansı muhabirine söyledikleri Salamank, 18 (A.A.) General Franko Havas ajarısının muhabirini ka- bul ederek kendisiyle yarım saat görüş- müştür. Görüşme fransızca olmuş ve ge- neral muhabirden kendisine vazih sual- ler sormasını istemiş ve bunlara açık ce- vablar vereceğini söylemiştir. General, Fas meselesi hakkında de- miştir ki: İspanyol Fasında alman askerleri yoktur. Şimali Afrika sömürgelerimize almal kıtalarının veya gönüllülerinin ih. raç edilmiş olduğunu kati olarak yalan- lamıştır. Hattâ bu mıntakalarda hiçbir zaman bugünkü kadar az sivil alman bu- lunmamıştır. Zaferlerimizin her birinde yalan ve iftira neşriyatı daha ziyade şid- detlenmektedir. Millete aid olan toprak- lardan hiç bir parçasının başka birisine terki dün olduğu gibi bugün de milli hü kümet için bahis mevzuu değildir. Harbın enternasyonal mahiyetine da- ir general Franko şunları söylemiştir : Bu mahiyeti dahili harbımıza veren biz değiliz. Biz yalnızca komünizmi memleketten çıkarıp atmak için müca- dele ediyoruz. Memleketimizi kendisi- ne tamamen yabancı oan bir akideden kurtaracağız, ve yalnız bunu yapmak is- tiyoruz. Almanya ve İtalya da ayni mü- cadeleyi yapmışlardır. Bize olan tevec- cühlerinin sırrı da işte buradadır. Vakıa bir çok yabancı mütehassıslarının yardı- mından istifade ediyoruz, fakat harb e- denler, legiyon'lerimize nizamı dahilin- de kaydedilmiş bir avuç gönüllü hariç olmak üzere hep ispanyollardır. Bundan sonra general Franko, İngil- tere ve Fransayı komünist tahriklerine karşı teyakkuza davet etmiş ve demiştir BH: betler idame etmiş “— Kendileriyle daima iyi münase- olduğumuz Fransa ve İngiltere sömürgelerini sıkı bir neza- ret altında bulundururlarsa çok iyi eder- ler, çünkü buralarda tehdid altında bu- lunuyorlar.” General Franko Madrid etrafında ya- pılmakta olan muharebeler hakkında da şunları söylemiştir: Kızıllar Madrid'i terketmemekle bir cinayet işlemişlerdir. Fakat biz bu şehri tahrib etmeden gene zabtedeceğiz. Sonra marksistler güya bizim esir almadığımı- zı işae ediyorlar. Şefler ve katiller müs- tesna olmak üzere bütün esirlere hayat- larını bağışlıyoruz. Ve onları bittabi ih- tiyatla hareket ederek yeni devletin bir unsuru yapıyoruz. General Franko beyanatını şu söz- lerle bitirmiştir: Harbı askeri bakımdan kazandıktan sonra sınıf mücadelelerini ortadan kaldı- racağız ve sâye lâyik olduğu şerefli mev- kiini ve hızını vereceğiz. İspanyanın istisnasız bütün milletler. le devam edegelmiş olduğu samimi mü- nasebelerin kısa bir müddet içinde yeni- den diriltmek arzusundayız ve bilhassa ispanyolca konuşan cenub amerikası memleketleri için bu yolda çalışıyoruz.” Pariste hava tehlikesine karşı hazırlık Pari_S. 18 (A.A.) — Pöti Parizyen gazetesi bildiriyor: e Bütün Parislilerin ve Parisin yakın banliyosunda oturan- ların gaz maskesi bulunacaktır. Maske- ler sefere iştirak edebilecek vaziyette o- lanlarla muayyen bir miktardan az ver- gi verenlere menccanen cektir. Sen hususi idaresi maskelerin satın alınması ve devamlı surette muhafazası için on milyonluk bir kredi açmayı ta- sarlamaktadır. temin edile- Antonesko ve Litvinof Cenevre yolunda Bükreş, 18 (A.A.) — B. Antanesko bu sabah Cenevreye hareket etmiştir. — * Moskova, 18 (A.A.) — B. Litvinof Cenevreye hareket etmişir. Milletler Cemiyetinde İspanyayı B. Delvayo temsil edecek Valânsiya, 18 (A.A.) — B. Delvayo Milletler Cemiyetinin gelecek toplantı- sında İspanyayı temsil edecektir. Cemiyetin bu toplantısında ispanya meselesi görüşülmiyecek ise de B, Del- vayo bu meseleyi Cenevrede münakaşa etmeğe hazır olduğunu bildirmiştir. ee Havas ajansına beyanatta bulunan General Franko İspanyada âsilerin Marbellâyı aldıkları bildiriliyor Cebelüttarık, 18 (A.A.) — Marbel- lan'nın âsilerin eline geçtiği resmen teeyyüd etmektedir. Her iki taraf, bilhasas hükümet kuvvetleri çok mik- darda telef vermişlerdir. Küçük bir liman olan Marbella, hü- kümetçilerin Malaga yolu üzerinde son bir dayanan noktası idi. Madrid cephesinde Madrid, 18 (A.A.) — Madrid cephe- sindeki âsi siperlerinin yanına kurulmuş olan bir radyo istasyonu, Malaga eya- letinde ileri hareketlerine devam eden beyaz kıtaların Marbella kasabasını elle- rine geçirdiklerini bildirmiştir. Madrid cephesinde, Üniversite ma- halesi mıntakasında taarruza geçen kı- zıllar geri püskürtülmüşlerdir. Yağmur ve sis geniş ölçüde askeri hareketler ya- pılmasına mani olmaktadır. Bilbao, 18 (A.A) — Resmi tebliğ: Düşman topçusunun Amurrio ve O- runa bölgelerindeki mevzilerimiz üze- rindeki tazyiki ehemiyetli surette hafif- lemiştir. İngiliz muhaliflerinin müşterek cebhesi neler istiyor? Londra, 18 (A.A.) — Aşırı sol ce- nahı teşkil eden sosyalist birliği, mus- takil işçi partisi ve komünist, partisi müştereken harekette bulunmak üzere aldıkları karar üzerine müşterek bir be- yanname neşetmişlerdir. Bu beyannamede, işçi âleminin fa- şistliğe, irticaa harba ve ınilli hüküme. te karşı mücadelede müştereken hare- kette bulunması derpiş edilmekte ve sul- hun muhafazasiyle ingiltere, fransa, sov- yet rusya ve işiçi sınıfının siyasi hüri. yete malik olduğu bütün memleketler. le paktlar yapılması lehinde amele sınıı- fının faaliyette bluunması ve bugünkü hükümete muhalefet göstermesi terviç edilmektedir. Beyannamede harb ve maden endüst- risinin millileştirilmesi bankaların kont rolu ve hindistanın büyük britanya em. peryalizmine karşı açmış olduğu mücade leye müzaharet edilmesi, iktidara bir iş- çi hükümetinin tekrar getirilmesi “müt- tehit cebhe,nin hedefleri meyanında bulunmaktadır. Bu partiler sol cenaha mensub bir çok yüksek ricalin müttehit cebheye yardım ettiklerini ve pek yakında bütün memlekette mücadeleye girişileceğini haber vermektedir. 24 ikinci kânunda Mancester'de ve 4 nisanda TLondrada büyük tezahürler yapılacaktır. Amerikadaki otomobil grevi Detroit, 18 (A.A.) — General Mo- tors grevi birden kötü bir safhaya gir- miştir. İki atölyenin işçisi kumpanya ile sendika arasındaki görüşmeler sona ermedikçe atölyeyi boşaltmıyacaklarını söylemişlerdir,. —x Detoirt, 18 (A.A.) — General Mo- tors corparation müdüriyeti fabrikalar, grev yapan ameleler tarafından tahliye edilmedikçe görüşmelere girişmiyece- ğini bildirmiştir. Paris'teki grev Paris, 18 (A.A.) — Vojirar salhane- leri grevinin şimdiye kadar Parisin top- tan satış yapan başlıca kasab mağazala- rı üzerinde tesiri olmamıştır. Diğer ka- sablar esasen pazartesi günleri kapalı bulunmaktadırlar. DAT MANDA. Cumhuriyet'te Yunus Nadi, dev- rimizde insaniyetçi fikirlerin ortaya yayıl ve mü lek suretiyle idare edilen insanların mazlumluğu anlaşılmış bulunması dolayısiyle, harb sonrasında yeniden tesis edilen müs- '. lekeler için peryalist devletle- rin yeni bir isim bularak “manda” namı altında dünya kamoyunu kan- dırmaya kalkışmış olduklarını söyli- yerek, hakikat halde mandanın kat- iyen müstemlekeden başka bir mana ifade etmediğini, Sovyetler Birliği gi- bi Türkiyenin de daima manda siya- — seti aleyhinde bulunmuş olduğunu hatırlatıyor, ve Hatayın türk olan halkını müstemleke idaresi altında bulundurmaya kalkışmanın cüret - kârlık olacağını, daima müstakil ya- şamış olan türkün, istiklâle her mil - letten daha fazla hakkı olduğunu ile- ri sürüyer. MÜTECAVİZ. Son Posta'da Muhiddin Birgen, Türkiyenin, istilâ emelleriyle etrafı- na tecavüz etmek üzere biraz daha kuvvetlenmesini - beklediği müddetçe sulhu seven devletlerden olmadığmı, sulha en içten bağlarla bağlı olduğu- nu anlatarak, bir emrivaki darbesi - nin böyle bir memleketten beklsne miyeceğini açıklayor. Fakat diyor “bu dostluğa münafi ve Milletler Cemi- yetince tarif edilmiş olan “tecavüz” N n P PU | £h mef ç her ne yapmak kabilse Suriyedeki yüksek komiserlik kaç seneden beri — bu- nun hepsini yapmıştır. Devam edip gittiği takdirde bu halin bir gün Fran- sayi mütecaviz mevkiine koyacağına hiç şüphe yoktur. MİLLETLER CEMIYETI HAKKINDA Kurun'da Sadri Ertem, emperya- list devletlerin, umumi harbtan son- ra Milletler Cemiyetini kazanmış ol- dukları yeni vaziyeti müdafaa ve kendi politikalarına âlet olmak üze- re kurmuş olduklarını söyliyerek, Milletler Cemiyetinin hak ve hakikat- ten ziyade büyük devletlerin arzula - rını yerine getirmeye memur bir mü- haline gelişinde bilh Fran- sanın âmil olduğunu ve Cenevre mü- — essesesinin fili kıymeti haiz bir organ -| haline gelmesi isteniyorsa bu şeklin değişmesi lâzım geldiğini ileri sürü- yor. ZİRAI KOMBİNA NEDİR ? Tan'da Şevket Süreyya Aydemir, ziraat kombinalarının nevilerinden bahsederek, bunların ya “zirai dev- let işletmeleri”, ya “kooperasyon esa- sına müstenid zirai erteller”, yahud- da devlete aid makine ve traktör is- tasyonları şeklinde tecelli edebilece- ğgini söyliyerek bunların aralarındaki farkları izah ederek diyor ki: “ma- kine ve traktör istasyonlarında her şey devlete aiddir. Bu istasyonların işleri zirai ertellerin işleriyle kombi- SON DAKİKA eyaletinin muhtariyeti de vardır. Münih, 18 (A.A.) — Berhtes gaden nın yeni merkezi olacaktır. göstermektedir. arayacaktır. sis olunmuştur. Bu şirketin sermayesi elli milyon lirettir. Almanlar bu şirkete Bernhard Berghau grupu iştirak etmekte ve sermayenin yüzde kırk dokuzunu bu grup koymaktadır. Şirket, bilhassa, kömür, demir, bakır ve kurşun Bir fransız torpit osu bombalandı Paris, 18 (A.A.) — Öğrenildiğine gör e, Lerez fransız torpido muhribi, Akde- nizde milliyeti meçhul kalan bir tayyare at rafından bombardıman edilmiştir. Tayya- re, gemi üzerine altı bomba atmış, maamafi h bombaların hiç biri isabet etmemiştir. Resmi mahafil, bu hususta başka hiç bir ş ey söylememektedir. Siyanfu üze rine taarruz Şanghay, 18 (A.A.) — Bu sabah başlayan mütareke bu gece yarısı bitecek ve derhal Sianfu üzerine yeni bir taarruza ba şlanacaktır. Mütarekeye bu suretle ansı- zın nihayet verilmesinin sebebi, kendisini Şensi umumi valisi ilân eden Yang Hu Şengin Nankinden bir çok yeni taleblerde bulunmasıdır. Bu talebler arasında Şensi . Yunanistan Almanyadan harp malzemesi alacak Atina, 18 (A.A.) — Almanyadan yapılan bir istikraz ile alman - yunan kliring hesablarının Yunanistan lehine olan bakiyeleri mecmuunu teşkil eyleyen bir mil- yar 600 milyon drahmi, Almanyadan harb levazımı satın almaya tahsis olunacaktır. .e yeye e e . Alman devlet reisliğinin yeni merkezi Almanya devlet reisliği ve başbakanlığı- B. Hitler, bugün, Alp dağları yamaçlarında yapılmakta olan yeni başbakanlık sarayını yapan işçilerin bir şen!liğinde bulunmuştur. Bu dairenin yapılması B. Hitlerin Bavyera alplarını kendisine daimi ikametgâh olarak telâkki edeceğini B. Hitlerin Berlinde bulunuşları gittkçe seyrekleşmiş ve umumiyet itibariyle bir kaç güne inhisar etmekte bulunmu ştur, Doğu Afrikası Alman - İtalyan maden şirketi Roma, 18 (A.A.) — Doğu Afrikası için bir italyan - alman maden şirketi te- tarafından ne edilmiştir ve bir bakıma bunlar yardımcı teşkilâttır. Hakikatte ise makine kimin elinde ise söz onundur. Binaenaleyh bu istasyonlarda devlet malı olduğu için, yüksek tekniği dev- let eliy!e birden ve süratle köye sok- mak suretiyle köy — iktısadiyatının bünyesinde bunlar en inkılâpçı deği- şikliklere vücud verirler ve köyün manzarası süratle değişir.,, BİR LAFONTEN HİKAYESİ. Kurun'da Hasan Kumçayı yazı - yor: “Lafontenin meşhur efsaneleri arasında şöyle bir fıkra vardır: bir- gün atın biri geyikten intikam almak için insandan yardım ister; insan bu yardımı yapmak için ata biner; fakat ondansonra geyikten intikam alacak yer- de atı esir eder.,, Muharrir, İskende- run davasında Fransa'nın, Suriye'nin ve Türkiyenin vaziyetini bu fıkranın pek iyi tasvir ettiği kanaatindeyiz: “Fransa Türkiyeyi suriyelilere yar. « lış olarak düşman gösteriyor. Suri « yeliler bu propagandalara kapıldık « ları için Türkiyeye karşı Fransadan yardım istiyor. Fransa yardım vadiyle suriyelilerin sırtına binecektir. Bir gün gelecek suriyeliler de bu hakikati pek açık göreceklerdir.” BEDRARRTAREROEGEEDA Dün çıkan Türk Spor kurumu dergisini okuyunuz