18 Ocak 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 ULUS : T 18 /1719837 —— GÜNEŞ - DiL ANALİZİYLE Art, artist, artistik... üzerine Müzik etüdü bizi sanat “art” ile yakından temasa getirmişti. Edebiya - tımızda “art” henüz “sanat” la rekabete girmiş değilse de sanatkâr ve hele sa- mnatkârane yerine «artist» ve «artistik» pek çok kullanılmağa başlamıştır. Av - rupa dillerinde «roman» denilen grup- ta, fransızca, italyanca, ispanyolca, por- tekizcede küçük farklarla, aynı terim- ler kullanılır. Almanlar «sanat» anla- mını «Kunst» ile ifade ederlerse de &artist» ve «artistiş — artistik» alman- caya da geçmiştir. Bu dilde «Art» sö- zü vardır, fakat manası «sanat» değil, «tarz, eda, üslüp» ve «çeşit, nevi» dir. Ruslarda da «sanat» anlamı için «is- kustvo» sözü varsa da «artist» ve cartis- tiçeskiy — artistik» terimlerini onlar da kullanırlar. Eski grekler sanatı «tehn&» sözü ile ifade ettikleri halde onlardan bolbol kül- tür terimleri almış olan Romalılar «tehnö» yi iktibas etmemişler, onun ye- rine «art-is» sözünü kullanmışlardır; diksiyonerler de «art» ın lâtince &ars- artis» ten alınmış olduğunu yazıyorlar. «Art» 1 kücük Larousse; «Bir ta- savvurun şenileştirilmesine bilgilerin tatbiki» diye tarif eder; «Güzel sanat- lar» diye terceme ettiğimiz «beaux - arts» sözünde «güzelliği temsil eden sanatlar: müzik, ressamlık, heykeltraş- Jık, şiir, belâzat, dans gibi» izahını bu- luyoruz ; bunlara «zevk sanatları» denil- diğini de aynı lügatten öğreniyoruz; fakat bu tarif ve izahlar «art» ın ilkel manasını vermekten uzaktır. Fransızca- da diğer istimalleri sunlardır: 1. Bir «m&tier» veya «profession» un usulleri kaideleri; 2. duyguları hu- |susiyle güzellik duygusunu harekete getirmek için kullanılan vasıtalar; 3. tabiata karşı olarak insan işı; 4. maharet. Ernout ve Meillet tarafından yazıl- mış olan «Lâtincenin etimolojik lüga- ti» nde «ars - artis» sözünün lâtincede- ki manaları şöyle izah edilmektedir (Sah. 72): «Oluş veya eyleyiş tarzı (tabii ve - ya kisbi, iyi veya fena); ars (artis) ek- seri etütle veya pratikle kazanılınış bir maharet, teknik bir bilgi anlatır; bur- dan tabiate (oppos€) olarak, ve konkre anlamla, «hüner, sanat» olmuş; ilme de karşı tutulmuştur. Bu anlamla -aynı söz «hile, hudğa» dahi ifade edebi- liyor. Hüner, sanat anlamından niha- yet «hirfet - m&tier ve meslek - profes. sion» anlamına geçilir; bu kelime ile €iş, eser» dahi ifade edilebilmiştir. Böy- lece Lâtincede ars (art-is) grekçenin tehn& sini tercemeye hizmet etmiş ve hususiyle belâgatle gramerde onun kıy- metini alabilmiştir.» Bütün bu manalarda nasıl bir irti - bat vardır? ve semantik kaynak hangi- sifir? - Avrupa lengüistiği bu esaslı noktaları aydınlatmaktan âcizdir: Me- illet bu sözü «omuz ve kol» manasına gelen «armus» ve mafsal demek olan «artus» ile yaklaştırmaktan başka bir şey yapmıyor; Alois Walde ise «Lâtin- cenin etimolojik lügati» ismindeki ese- rinde şu yaklaştırmaları yapmakla ik - tifa ediyor (Sah. 70): Orta almanca art «tarz, — almanca Art und weise: maniğre, façon»; sans- kritçe rtah (telâffuzu: artas) — «muü- vafık, uygun, münasip», rtam (telâffu- Zzu: artam) — «dini nizama riayet, faz- lü salâh»; avesta dili areta - eski fars- ça arta « — «kanun, hukuk», ermenice ardar «müstakim, istikamet sahibi», “ardium «yapı», grekçe arti — « tam waktinde, tam lâzım olduğu gibi”, artizo — hazırlamak, lâzım olan hale getir - mek>. Bu lügat da, Meillet gibi, kelimeyi lâtince artus — mafsal ile yaklaştırı - yor, fakat armus — omuzla bir müna - sebeti olduğunu zikretmiyor. İşte Av- rupa etimolojistlerinden «art» ın etimo- Jojisi hakkında öğrenebildiğimiz bun- dan ibarettir. LA Gördüğümüz yaklaştırmalar kana- ğat verici etimolojik bir analiz değil - dir. Bu muhtelif sözler arasında bir za- man münasebeti tesis etmek şöyle dur- sun onları bağlıyan semantik ilgiler bi- le tahlil edilememiştir. Bunlarda siyan- tifik bir ispat görmeğe hiç bir iyi is- tek kifayet etmez. Halbuki Güneş - Dil teorisinin prensipleriyle — yürütülen «art» sözünün analizinden aydın ve şeniyete muatabık verimler çıkmakta- dır. Kelimenin etimolojik formülü şu - dur : (1) (2) - (3) (4) Art: ağ t ar Haf * ıt (1) ağ - ana kökü güneşin aydınlık, parlakirk vasfını, burada hususit olarak “güzelliği” ifade eder; (2) ar - unsuru ana kökün ifade et- bir etüt Yazan: Ahmet Cevat Emre tiği aydınlık, parlaklık güzellik anla - mının: (3) ığ - obje veya süjesinde takar- rürünü anlatır; (8 rt - dinamik unsuru ise “gü - zelliğin” yapılmasını, realize edilme - sini ifade eder. Bu dört unsurdan, «ğ>» li unsurların kontraksiyonu ile türeyen «art»: «güzelliğin obje veya süjede te- karrür etmiş olarak realize olması» de- mek olur ki «sanat» da bundan ibaret- tir - (üçüncü -. ğ unsurunun orijinal mevcudiyeti aşağıda türkçe «argıt» sö- zünün taniklığı ile sabittir). Not. — Lâtincede kelimenin nomi- natifi «ars» tır, fakat bunun eski bir «art *. s» tan gelişmiş olduğunu mu- kayeseli gramerler izah etmektedir; Bundan dolayı analizimizde «.s» değil «t> unsuru esas tutulmuştur. Bartında kurulacak modern cezaevine hazırlık Adliye Vekâleti tarafından şehrimiz- de yapılması kararlaştırılan modern ce- zaevi ve Adliye binası için, hükümet ar- kasındaki Başağaoğullarına aid arsa münasib görülmüş ve vekâletin isteği üzerine krokisi Ankaraya gönderilmiş- ti. Vekâlet, bu arsayı uygun bulmuş ve hemen istimlâk edilmesi için emir ver- miştir. İstimlâk muamelesine — başlanması için Vilâyet İdare Heyetinin buna ka- rar vermesi icab ettiğinden, keyfiyet Kaymakamlıkça vilâyete yazılmıştır. İstimlâk kararından sonra hemen icab eden kanuni muameleler hazırlanacak ve arsa istimlâk edilecektir. Kamutay çağrıları Kamutay arzuhal encümeni bugün saat 10 da toplanacaktır. Çocuk der A anadil Dünyayşı aylarca ve —Hauptman dolayısiyle de, yıllarca meşgul eden Lindberg'in çocuğundan sonra, bü- tün Amerika, bugünlerde, gene hbir çocuk hırsızlığı vakasiyle sarsıldı. Çalınan on yasmdaki yavrucuk çok zeki, çok dikkatli olduğu için, tah- min ediliyor ki, hırsızı, nihayet hüvi- yetini meydana çıkaracağı kaygusu - na düşürdüğünden dolayı bıçaklan- mış ve sonra dövülerek öldürülmüş- Ana baba sevgisini katilce sömür- menin cezası ne olmalıdır? Böyle vakalar karşısında “İşken- celer bahçesi,, ndeki çin muhayyele- sini iptidai, dar, çocukça bulmaz mısınız ? Prenses, Kıraliçe ve Kıral Dünya gazetelerinin hemen hep- sinde Prenses Juliana hakkında yazı- lar çıkmakta devam ediyor. Prenses, son günlerde, Polonyada, Krinika'- da, meşhur muganni Kiepuranın ma- lr olan Patria otelinin misafiri idi. Brükselde bulunmakta olan Kiepura Prensesin kocasıma çektiği telgrafta, karısı Martha Eggerth'le birlikte he- men Krinika'ya dönerek misafirleri- nme mülâki olacaklarını bildirmiştir. Küçük Leh şehri, Holanda Pren- sesini, ses kıralını ve beyaz perde kı- raliçesini bir arada kutlamağa hazır- lanmaktadır. Pijamaların bazı faydaları Lei BESE Ş -— F L o- lunan bir adam, on metre yüksekliğinde- ki pencereden bahçeye düşmüş ve sırtın- daki pijama genişçe olduğu için âdeta paraşüt vazifesi gördüğünden hiç bir şey olmamıştır. Pijamalarınzı genişçe diktiriniz. Kim bilir!... E LEL İMİZ KIRCTAERA N C3 TU (Başı 1. inci sayfada) zım gelmektedir. Onun için, Çankaya belediye şubesi- nin teşekkülü hakkında yarın halkın rey- lerinin toplanmasına başlanacaktır. İn- tihab sandığı Ankara belediyesi salonu- na konulacak ve intihab üç gün devam edecektir. Müntehiblerin isimlerinin yazılı bu- lunduğu cetveller 10 sonkânun 937 ta- rihinden düne kadar beeldiye salonunda asılr kalmıştır. Hangi mahalleler ve bağlar halkı- mnın hangi gün ve saatlerde intihaba iş- tirak edecekleri, gazetemizde neşrolun- muştur. Ayrıca, Mamak maske fabrikasiyle İmalâtr harbiye fabrikalarında çalışan işçilerin işlerinden geri kalmamaları için 21 son kânun cuma günü saat 9 dan 12 ye kadar Mamak mahallesiyle maske fabrikasına, saat 13 den 17 ye kadar da İmalâtı harbiye fabrikasına birer sandık gönderilecektir. İntihab bittikten sonra Çankaya ka- zası idare heyetinin yapacağı mazbata valiye gönderilecek, vilâyet heyetinin vereceği karar üzerine keyfiyet icra ve- killeri heyetine arzedilecektir: İcra ve- killeri heyetinin tasvibi cumhur reisinin tasdikine iktiran ettikten sonra kanuni merasim bitmiş olacak ve önümüzdeki hazirandan itibaren Çankaya belediyesi resmen teşekkül etmiş bulunacaktır. * ** Çankaya kazasında iş takib eden yurddaşlardan bir kısmı, yeni kaza teşkilâtı tarafından görülecek işleri için vilâyete müracaat etmekte, vilâyet mü- racaat evrakını kazaya göndermekte ve bu suretle iş sahibleri vakit kaybetmek- Çankaya kazasında açılacak belediye şubesi için yarın şehrimizde seçim yapılıyor ren muhtarlık işleri, yoklama, doğruluk mazbatasar, doktor raporu, belediye za- bitası işleri gibi halkın her zaman alâka- dar olduğu işlerin, kazaca görüldüğünü okuyucularımıza hatırlatırız. Belediye şubesinin resmen teşekkü- lünden sonra daha bir çok yeni vazifeler kazaya geçeceği için halkımız böylelik- le vakitten yeni kazançlar elde edecek ve işlerini kolaylıkla takib etmek imkâ- nımnı bulacaktır. tedirler. Kazanın kkülünden itiba- — gP ' '0 -— Yajvrıkıatdtar Edebi mecmua Uyanış'da bir genç muharrir, he- veskâr mecmuaların nasıl doğduğu- nun ve kaybolduğunun hikâyesini anlatıyor: bir müteşebbis yirmi otuz edebiyat heveslisinden birer yazı ve.. birkaç lira topluyor, bu suretle mec- mua intişar sahasıma ayak basıyor. Nasıl battığını mr merak ediyorsu- nuz? İlk sayı çıkınca ortaklardan bir kısmı yazıları girmediği için, bir kıs- mı yazılarınım konulduğu yeri şeref- leriyle mütenasib bulmadığı için, bir kısmı da imzalarının yanında yer al- raış olan bazı isimleri itibarlarına ha- karet addettikleri için kızarak ikinci sayıya yazı ve iştirâk hisselerini ver- miyorlar. Ve mecmuanın da ömrü bu yüzden pek kısa olmuş oluyor. Dünyada 30 milyon yabancı var. Enternasyonal iş bürosunun neşretti- ği bir risaleye göre 1930'da bütün dün- yada, 30 milyon yabancı, yani kendile- rininkilerden başka memleketlerde sakin kimse vardır. Bu mikdar, iki milyar tah- min olunan dünya nüfusuna nisbetle 7o 1,6 dır. En çok yab olan leketler, Amerika birleşik devletleri, Arjantin, Brezilya, ingiliz Malezyası, Siyam ve Almanyadır. Fakat yabancı sayısı, bir memleket için kendi nüfusuna nisbetle ehemiyetli veya ehemiyetsizdir. Bu ba- kumdan, meselâ, ayni tarihte Lüksem- burgda /» 186, İsviçrede 87, Fransada 66, Avusturyada 43, Belçikada 39, Al- manyada 12, Bulgaristanda 10, Maca- ristanda 9, Türkiyede 6, Portekizde 5, ilâh idi. O zamandanberi bu nisbetler çok de- ğişmiştir. İzmir Halkevinde bir toplar tı İzmir, 17 (A.A.) — Bugün öğleden sonra şehrimiz halkevinde genel bir toplantı olmuştur. Bu toplantıda Halkevinin kayıtlı ü- yeleri tarafından 9 şubenin yeni idare heyetleri seçimi yapılmıştır. Bu münasebetle Vali ve C.H. Par- tisi Başkanı Fazlı Güleç bir söylev vermiştir. Adliye tayin kararnamesi Adliye vekâleti yeni bir tayin karar- name projesi hazırlamaktadır. Muğlada ölenler ve evlenenler Muğla, 17 (A.A.) — Bir yılda Muğ- la'da 69 kişi evlenmiş ve 119 kişi öl- müştür. Muğlada dağıtılan fidanlar Muğla, 17 (A. A.) — Fethiye'deki husust muhasebe fidanlığından kaza- lara türlü cinste 32390 fidan dağıtıl- mıştır, Kış sporları Dün, Yenişehirin bir başından ö- teki başına kadar yürüdüm. Nasıl te- sadüf demeli? Çünkü üç dört evin kapıları önünde karlı skiler vardı. Ankara kış sporları merkezi oluyor. Gripin en iyi ilâcı: kış sporlarıdır. Gripin bir başka tedavi tarzı 1832 Paris kolerası esnasında dok- torların tavsiyesi şu idi: “Neşenizi kay- betmeyiniz; yoksa hastalığa daha çabuk tutulursunuz.” İngilterede, gripin bir salgın halinde hüküm sürdüğü bugünlerde, ingiliz dok- torları da, aşağı yukarı, bu sözleri tekrar ediyorlar. Evet, kaygı, vücudu yıprattı- ğına göre, mikroplara mukavemet için neşeli olmak bir zarurettir. Her hâdisenin bir izahı vardır. — Yalnız, bu tabloların anahtar de- liği şeklinde olmalarının sebebini an- layamadım. — Ressam, daha önce oda hizmet- çiliği ediyordu. Hatay haberleri (Başı I. inci sayfada) Lâzkiye, 17 (Hususit) — İskenderun- da ermenilerden, ortodokslardan, ka- toliklerden ve alevilerden mürekkeb olmak üzere bir vatani partisi şubesi açmak için mutasarrıf tarafından te- şebbüs yapılmıştır. Fakat mutasarrıfın emekleri muvaffakıyet temin edeme- miştir. Haleb, 17 (Hususi) — Kırıkhan jan- darma zabiti Cemil türk olduğu için vazifesinden alınmış ve Haleb'e sevko- lunmuştur. Şapka aleyhine mücadele Trablusşam, 17 (Hususi) — Şapka aleyhine fransızlar tarafından Sancak- ta ve Suriyede açılmış olan mücadele devam etmektedir. Son zamanlarda bu mücadele Kürtdağı mıntakasında tekâ- süf etmiştir. İkinci kânunun on beşin- ci günü muhtelif jandarma müfrezele- ri Kürtdağında İmranlı, Zeytunek, Derşivan köylerini ve nakşt müridle- rinden Ali Galib'in oğlu Mehmed ve arkadaşlarından mürekkeb bir grup da fransız memurlarının teşvikiyle gene Kürtdağının Sarıncık köyüne gelerek köylülerden giydikleri şapkaların baş- larından çıkarıl nı — ist dir, İmranlı köyüne gelen müfreze köylü- nün başındaki şapkaları zorla alarak yırtmıştır. Diğer köylüler mümanaat etmişler şapkaları vermemişlerdir. Sa- rıncık köyünde bü yüzden müridlerle köylüler arasında kavgalar olmuş, mü- ridlerden biri ve bir tahsildar Derşivan köyüne gelerek vergi bakayasının der- hal verilmesini köylüye tebliğ etmiş- lerdir. Şapka giymedikleri — takdirde borçlarının tecil edileceği bildirilmiş ise de köylüler gene şapkalarımı çı- karmamışlardır. Zeytunek ve Sarıncık köyleri, Hacıhananlı ve oğullm--cma a10 lülere şapkalarını çıkarmadıklart tak- dirde vesikalı silahlarının da toplanıla- cağını bildirmiştir. Görmenlerin tetkikleri Antakya, 17 (A. A.) — Havas A- jansı bildiriyor: Evelki gün Süveydiye bölgesini zi- yaret eden Milletler Cemiyeti görmen- leri Haleb istikametinde ilerliyerek topladıkları malümatı tamamlamışlar dır. Görmenler 1927 de Milletler Ce- miyeti vasıtasiyle Sancağa yerleştiri- len Kilikya muhaciri ermenilerle mes- kün iki köye uğramışlardır. Havas Ajansı, bu iki köy ahalisin- in görmenlere minnettarlıklarını bildir- diklerini, şimdiki siyasi vaziyetten memnuniyet gösterdiklerini, saglık va- ziyetinde hasıl olan tedrici salâhı ve bilhassa mandater devletin açtığı mü- cadele sayesinde malaryanın yavaş ya- vaş zail olduğunu kaydettiklerini ilâve ediyor. |İHAVA Meteoroloji enstitüsünden verilen malümata göre dün Ankarada suhunet sıfırın altında 6 dereceye kadar düşmüş- tür. Yurdun Karadeniz sahilleri, cenub ve şark A ile İstanbul, Konya ve Yalova çevrelerinde hava yağışlı geç- miştir. Yağış Karadeniz sahilleri, cenub Anadolusu ve Yalovada yağmur, diğer yerlerde kar şeklinde olmuştur. En çok yağış Rize'de olup metre murabbaına 25 kilogramı su bırakmıştır. Dün hava ev- velki güne nazaran Ege mıntakasında 2-3 derece arasında soğumuştur. Buna mukabil şarki Anadoluda ısınmış, diğen mıntakalarda ayni durumu muhafaza et- miştir. Dün yurdda en düşük suhunetler sıfırın altmda olmak üzere Manisada 3, Sivasta 8, Karsta 16, Erzurumda 17 de- recedir. En yüksek suhunetler sıfırımn üstünde olmak üzere Antalyada 12, A- Hini danada 13 ve Dörtyolda 16 derecedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: