Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
b WT ON YEDINCİ YIL NO: 5489 ADIMIZ, ANDIMIZDIR ULUS W TTOEN 6 SONTEŞRİN 1936 CUMA Son haberlerimiz üçüncü sayfada Es | HER YERDE 5 KURUŞ İzmit kâğıt fabrıkası bugün açılıyor Açılma töreniyle bir lıkte iki fabrıkamn da temelı atılacaktır Türk endüstrileşmesinin yeni bir ba- şarısı olan İzmit kâğıd fabrikasının bu- gün işletmeye Aaçılma merasimi yapıl- maktadır. Kâğıd fabrikasiyle birlikte iki sene zarfında program mucibince işlet- meye açılan fabrikaların adedi, yediyi bulmaktadır. Bu yedi büyük endüstri parçasını, memleketin ekonomik kurülu- şunun kilid taşları telâkki edebiliriz. Be. -zini, kâğıdını, camını dışardan getiren memleket bugün bunları kendi milli e- | meğiyle kendi yapmaktadır. Ekonomik kalkınmamızın ana hedefi de esasen bu milli bütünlük değil midir? Endüstriyel kuruluşumuz bizi yeni ihtiyaçlarla karşılaştırdı. Memleketin kültürel ilerleyişi, programın derpiş et- tiği tesisleri artık kâfi görmüyor. Bunun içindir. ki, İzmit kâğıd fabrikası işletme- ye açılırken ayni zamanda onun yanında | ikinci bir kâğıd fabrikasının da temeli a- Başbetke SIHHİĞLEŞEN TÜRKİYE Falih Rıfkı ATAY Muhterem doktor Refik Saydam, ikinci teşrinin üçüncü günü, Anka- ra'da Hıfzıssıhha Mektebini açtı. Ve- kilin nutkunu dikkatle okumak lâ- zımdır: o bize yalnız müessesenin vazife ve maksadını değil, cümhuri- yetin, tıib mesleğinin mesuliyetlerini nasıl anladığını ve onu nasıl bir u- İzmit Kâğıd. fabrikası nın umumi görünüşü tılacaktır. İhtiyacrmızın yarısından faz- lasını karşılayacak olan birinci kâğıd fabrikasının yanında kurulacak olan i- kincisi, tam bir kâğıd istiklâlini hedef tutmaktadır. Fakat tam bir kâğıd istiklâlinin ma- nası yarım kalırdı; Eğer kâğıd ham mad- desi olan sellülozu dışardan getirtmekte devam etseydik. Tam bir bütünlük için. dir ki, ikinci fabrikanın temeli atılırken bir de Türkiyenin ilk sellüloz fabrikası- nın temel taşları konacaktır. Kâğıd endüstrisi, ham ve mamül maddeleri yerli olan endüstri şubeleri- miz sırasına girmekle, ekonomi siyaseti- mizin bu birinci hedefini tam manasiy- EŞSİZ BİR mumit menfaat disiplini altına almak için çalıştığını izah etmektedir. İşini mükemmel yapmak - Sıhhiye Vekilimizin âdetidir. Mekteb direk- V törü profesör doktor Kollins diyor ki: “— Benim kanaâtime göre açılan mekteb, Avrupa ve Amerika için de model olabilir.” Yeni yaptığımıza bir defa harca- malıyız ve örneği mutlaka Balkan - aşırı aramalıyız. Bu yalnız bizim en yeni müesseselere malik ol de- mek değildir: ihtiyaçlarna hudud olmiyan memleketin parasını tasar- ruf etmek demektir. Türkiyenin, şehir ve taşra, bayın- dır ve harab, herhangi bir noktasına giderseniz, onun ijiyen ihtiya- cı içinde kıvrandığını görürsünüz. Medenileşen seviyesi, bu ihtiyaç ile ve bu ihtiyacı tatmin eden tedbir ve Müesseselerle ölçülebilir. Garb me- deniyetinin bir cennetine benzettik- leri İskandinavya memleketleri, zi- yaret edenler üzerinde, iki hasret bı- rakıyor: İjiyen ve.bakım! Teneffüs —Olunan hava nereye girebilirse, ora- da, ijiyenin vazifesi ve mesuliyeti Vardır. Bu cihetten cümhuriyetin Türki- 'yede başarmış olduğu muvaffakıyet- lerin yalnız büyük değil, fakat ilk olduğunu söylemek İâzımdır. Os- -Mmanlı imparatorluğunun halk hasta- a ÂAvrupa ve Amerika hayır eemıyetlenmn yarı - misyonerlerin- den gayri kimse alâka duymnzdı Devletçi ve halkçı bir rejimin en başta disiplin vereceği mesleklerden biri, şüphesiz bu olmalı idi. Her şey | kuvvetli ferd, devamlı sây, iyi istih- sal, şevkli hayat ve yıpranmıyan ira- de, hepsi, Türkiyenin her gün en buyulc hızla sıhhileşmesine bnglıdn' Bu hususta imkânlarımızın azamisi- ni kullanmakta olduğumuzu ferah gönülle iddia edebiliriz. Herkesin ve r yerin imdadına yetişemiyorsak, Mazeretimizi kim takdir etmez? Ankara'nın yeni müessesesinden "İstifade edenler, Türkiyenin en ha- Yırlı unsurlarından olmak - şerefine hamzeddirler. Onların vazifesi iji- Yensizlikle, yani vatandaş ıstırabınım lıca sebeblerinden biri ile müca- dele etmek, Atatürk cümhuriyetinin " Yüksek medeniyetçiliğini, en iyi mi- sallerle tanıtmaktır. MUVAFFAKİYET: B. Ruzveltin 25 milyon rey toplıyacağı anlaşılıyor 25 milyon rey alacağı tahmin edilen- B. Rüzvelt Hiç bir amerika cumhur başkanı, bu kadar az taahhüde girişitiği halde Ruz- velt kadar kuvvetli bir ekseriyet kazan- (Sonu 3. üncü sayfada) ARLAA STCAR KA FT R AA B Bugün Iç sayfalarımızda İKİNCİ SAYFADA: ' Her şeyden biraz. — Düşünüşler: Kurban çocuklar. — İç haberler, ÜÇÜNCÜ SAYFADA: B. Eden'in, B. Musolini'nin nut- kuha cevabı. — Günün hâdisele- ri: Resimler. — Dış haberler, DÖRDÜNCÜ SAYFADA: Yabancı gazetelerde okudukları- mız: Küçük anlaşmanın sağlam- lığı. — Tefrika: Bilinmiyen insan BEŞİNCİ SAYFADA: Haberler. ALTINCI SAYFADA: Elişleri sergisinden röportajlar. le tahakkuk ettirmiş oluyoruz. * *& Açılma töreninde bulunacak olan da- vetliler dün 19.10 ve 19,45 trenlerine ek- lenen vagonlarla şehrimizden ayrılmış- lar ve uğurlanmışlardır. DİL ARAŞTIRMALARI «Müzik» terimi üzerine bir etüd tecrübesi Bügünkü kültür dilinde hâkim olan terminolojinin grekçe ve lâtince un- surlardan yaratılmış olduğuna öyle u- mumi bir kanaat vardır ki buna zıt en küçük bir mütalea ileri süren olsa üs- tüne tarafgirlikle suçlayıcı bakışlar çekmekten kendisini kurtaramaz, Hal« buki Üçüncü Dil Kurultayında, ve on- dan beri, asri kültür terminolojisinin birçok kelimeleri üzerinde Güneş - Dil teorisinin prensipleri ve metodu ile ya- prlan analizlerin ve sıkr bir kontrol al- tında yürütülen karşılaştırmaların ve- rimleri eski kanağatleri kökünden sar- sacak, söküp koparacak derecede kuv- vetli ve zengindir; her gün de yeni e- tütlerle bu verimler artmakta, türkçe- nin bugünkü kültür terminolojisinde nasıl temelli bir rol oynamış olduğunu meydana koymaktadır. İşte, misal ola- rak, betkebaşı yaptığımız “müzik” ke«- Himesi; bunun fransızcadan alındığına bütün dünya dillerine ise grekçeden Mülkiyemiz, hoş geldin.. Mulkıye bugün 73 30 da gelıyor Dün İstanbuldan ayrılan Mülki yeliler, vapurdan şehri selamlarken İstanbul, 5 (Telefonla) — Ankaraya nakledilen Mülkiye mektebi talebeleri bu sabah merasimle Cumhuriyet âbide- sine çelenk koyduktan sonra 11 de kal- kan trenle Ankaraya hareket ettiler. 'Talebeler hareketlerinde İstanbul valisi ve muavini ile şehrimizdeki bü- tün mülkiyeliler tarâfından uğurlandı- lar, Altmış yıllık şerefli bir tarihe malik olan mülkiye mektebi bugün saat 13,30 da Ankaraya geliyor. Mülkiye için oldu. ğu kadar Ankara için de mesud bir hâ- dise olarak telâkki ettiğimiz bugün için bir tören programı hazırlanmıştır. Bu Fprogram şüdur: 1 — Tren 13.30 da gelecektir. Kar- (Sonu 6. ıncı sayfada) -Madrid hükümetinin daveti: «Herkes silâh başına, yenmeli veya ölmeli!» Madrid etrafında, 20 kilometrelik bir cephe üze- rinde ihtilâlciler yeni mevziler elde ettiler Paris, 5 (A.A.) — Madrid cephesin- den Havas ajansına bildirildiğine göre 'General Varela kumandasındaki nasyo- nalistler saat 14.15 de Getafeye girmiş- ae NU4 ) fuerıcîrra AD Ğ' D / Aravad'a, re) Boağılla Vicafva ;o - 'araban Mejora Tf C yaga İN > Bi İN Valleca Köp, la N, OA ÜYN verde l [pgan . öSLDİ esg & fuentabraz/a j aleja 15 Kumahes Grinon l Y Son haberlere göre Madrid etrafında ih- tilâlcilerin cephesinin yeni şeklini gösteren harta lerdir. Köyün zabtından önce kuvvetli bir top ve tüfek ateşi teati edilmiştir, Birkaç yüz hükümetçi milis köyün ilk evleri önünde mevzi alarak marksist kuvvetlerin geri çekilmesini korumaya çalışmışlardır. Hava istasyonunun ben- zin depoları ateş aldığından gayet ko- yu bir duman tabakası ortalığı kapla- mıştır. Saat 15 de hükümet kuvvetleri Mad- ridin 13 kilometre yakınında bulunan köyü boşaltmışlardır. Şafak sökerken * nasyonalistler, Madridin 11 kilometre yakınında bulunan Alkorkan'a girmiş- lerdir. Madrid civarı şimdi nasyonalist topların tehdidi altındadır. Bugünkü harekât, Madrid etrafında yirmi kilo- metrelik bir cephe üzerinde temerküz etmiş bulunmaktadır. General Tarclo gazetecilere Madridin bu hafta içinde düşeceğini bildirmiştir. İhtilâlciler, Le- ganes kasabasını da zaptetmişlerdir. Marksistler 'Terrejon de Valko ve (Sonu 5. inci sayfada) Yazan: Ahmet Cevat EMRE geçtiğine zerre kadar şüphe eden var mrı acaba? İtiraf edeyim ki kendim de bu yanlış inanı paylaşanlardan idim, ve orijinal kaynağın türkçe olduğunu ha« tırıma getirmekten çok uzaktım; şim« di ise, en titiz ve güç kanar bir ruh ile yürüttüğüm birçok araştırmalar sonun« da içimde öyle bahtiyar bir yeni ka« nağat doğmuştur ki onu herkese bildir« mek arz dan kendimi demiyo« rum. Gerçek, her etüd için çekilen emek. lerin cömertçe mükâfatını veren bu iç erinçliğinde öyle bir taşmak istidadı var ki, yeni inanı yaratan etütleri gae zete sütunlarına geçirmek ihtiyacı bir insiyak halini alryor, Okuyucunun mütalea sabrına ulııı sal gururu besliyen bir inan sevinci vermek ümidiyle “müzik” üzerindeki bu etüdün, ve bunüu takib edecek olan etüdlerin gözden geçirilmesini Ticaya cesaret ediyorum. d , Güneş - Dil teorisiyle yapılan ana« Hizlerde riayet edilen güzel usule göre, en önce, “müzik” kelimesinin manasını tesbit edelim. Larousse Universel'de “musigue”; “sesleri kulağa lâtif gele- cek tarzda terkib etmek sanatı” diye tarif olunmaktadır. (Sonu 4. üncü sayfada) BİR MACAR MUSİKİ ÂLİMİ ŞEHRİMİZDE: " B. Bela Bartok - halkevinde konfe- rans ve konserler verecek Halkevinde konser ve konferanslar ver& cek olan B. Bela Bartok Ankara Halkevi tarafından halk musikisi üzerinde 3 konferans ve iki konser vermek üzere davet edilmiş olanı maruf macar kompozitör ve musiki âli« mi B. Bela Bartok dünkü ekspresle şehrimize gelmiştir. B. Bela Bartok dün Partiyi ve Halkevini ziyaret etmiş ve akşam Halkevinde türk musiki muallimlerile ve musikişinaslarla bit konuşma yapmıştır. Musikişinas bugün ilk konferansmı saat 18 de Ankara halkevi salonunda, ikinci konferansını ayın dokuzunda ve üçüncü konferansını ayın onunda ve ay- nı saatlerde Halkevi salonunda vere« ceklerdir. Birinci konserini ayın yedisinde ve saat 15.30 da Musiki muallim mektebine de verecek olan büyük sanatkâr, konse-« re solist olarak iştirak edecek ve ken« dinin ve diğer maruf macar kompozis törlerininyeserlerini çalacaktır. Aynı konser ayın 17 sinde akşam, Ankara Halkevinde tekrar edilecektir, ÇŞT VN -—ı(s——şw n AMT A’g Te ha B £ | b AÜP T DARIN X