18 Ağustos 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Olimpiyad mektupları : Kieldeki kotra ve yelken yarışları Deniz sporları yapan milletler ara- sında Türkiye, ilk defa onbirinci olim- Piyadlarda kendisini temsil etti. Gay- retli cessur ve dgğer!i bir avuç türk ço- tuğu olimiyadlardan iki hafta kadar önce deniz yarışlarının yapılacağı Ki-. €1'e gittiler, orada alman ve kiralanan gemiler üzerinde çalışmaya başladılar, Bir deniz yarışma girmek için, ora- daki süları, rüzgârların türlü vaziyetle- re göre küvvetini, esisini Üöğrenmek, Kiel'den Baltık denizine açılan “yarış sahasmı kendi evi gibi tanımak gerek- n durmadan türk denizci- ti. Ön beş leri buna çalıştılar. Karşılarında bu su- lari di evleri gibi tanryan şimalli ve denizci milleyerden baska bizzat al- Mman denizcileri de vardı. Yarıslar şövle tertih edilmisti; İ — Beynelmil R sınıfı. Buna Arjantin, Danimarka, — Fransa, Almanva, İtalya, İngiltere, Norveç. İz- veç, Finlandiya ve Amerika girdi, biz buna girmedik. İ! — Beynelmilel 6 metre R sınıfı. Buna Arjantin, Fransa, Almanya, Hol- landa, (İtalya, İngiltere, Finlandiya, Norveç, Polonya, İsveç, Amerika ve İs- vicre girdi, biz buna girmedik. ITI — Beynelmilel Star sınıfr. Buna 13 millet pirdi, Belçika, İsveç, Ameri- ka, İtalya, İngiltere, Japonya, Portekiz, Türkiye, İspanya, Almanya, Norveç, Hollanda ve Pransa, VI — Olimpiyad birlik yölle yarış- lafr. Buna 26 millet istirak etti. Ameri- ka, İtalya, İsnanya, Estonya, Finlandi- ya, Avusturya, Türkive, Belçika, Kana- da, İsveç, Japonya, Norveç, Portekiz, Uruguay, Danimarka, İsviçre, Macaris- tan, Yugoslavya, Fransa, Brezilya, Po- lonya, Şili, İngiltere, Almarniya. g : ğ Kielde ayın dördünde başlıyan bu yarısları Berlin'de merakla takib edi- yoruz. Matbuat bürosundaki dolabrma her saat könan istihbarat bültenleri, Baltık denizinin dalgaları arasında türk bayra&ımı öne almak istiyen genç- lerin gayretlerini her tarafa — yayıyor, gazeteti metlekdarlar hayretlerini gös- el 8 metre termekten. geri durmayorlar ; _şğrldcr denirciliğede mi rirdiler? ş Star sınıfındaki yarışa Böstancılı Harun'un idare ettiği gemi ile girdik. Harunu türk denireileri tanır. Yalnız gemi idaresiyle değil, ayir zamanda gnor tekneleri yanmakla tanınmış olan bu değerli denizcimize Rehzad Baydar Flokculuk ediyor. Burada almon tekne- ye hir ad bonmasını denizcilik l:omit'c- si istiyor, yarışlar baslıvacağı için bır: az da acele ediyor. Bücünler tam yeni boğazlar muahedesinin imzası gününe rastlıyor. Soor ataşemiz Fuad Uluğ teknenin adını, mesud günün hatırasını tasıması icin “Marmara” koyuyor. Ha- run bu tekne ile 13 millet arasında bi- rinci günü yedinci, ikinci günü altmncı, ücüncü günü altıncı, _dörğüncü '!züna dümeni sakatlandığından ön îkin:ıî be- şinli günü altmer günü on birinci gel mişti. Hattâ ilk günü bir ufak tamir Çekoslovakya, Hollanda, tersanede geciktiği gün teknenin çıkış yerine gelmesi gecikmiş ve altı yüz metrelik bir mesafe kaybedilmesine rağmen yedinci olmuştu. Bu sınıfın son tecrübe yarışı yapılırken Harun sona kadar birinci vaziyette idi. Son şaman- 'dırayı dönerken direği tutan tel kop- gaS bir dümen şeklinde olan büyük anıtı, üzerinde uçarak gördük ve karaya İn- dik, Bizi komite ve Kiel şehri adına karşıladılar. Doğruca yarışları seyrede- ceğimiz gemiye pittik. Yugoslav dost- larımızla bir masaya oturduk. Dost in- sanlar, hele deniz sporlarına bu iştiras KiePdeki deniz yarışlarında Ster sınıfınm bir yarışı muş ve ondan sonra fırtımaya rağmen aldı'Sarı tertiblerle üçüncülüğü kazan- mıştı. ei Alman gazetelerinin verdiği bu taf- silat bizim denizcilerimizin değerini gösteriyordu. , Doktor Demir Turgud'un idare et- tiği olimpiyad yollesi yirmi altı millet arasında on altıncı vaziyette idi. Yarış- ların ikinci gününde Norveç teknesi bi- zim yolle'ye çarpmış, dümenimizi par- çalamış ve bizim yarıştan ayrılmamıza sebeb olmuştur, Norveç bu yüzden dis- kalifiye edilmiştir. Bizim teknelerimi kimizi çok takdirle karşıladılar. Biz ya- rış sahasına doğru ilerliyorken toplar atılmaya başladı. İki tayyare tam li- manın üzerinde, bunlar da Hitler ve ar- kadaşları var. Yatlar, liman vaplrları, donanmanın muavin gemileri hınçahınç halk ile dolu. Yarışlar bqhdı.ı Elimizde on sekiz defa büyüten dür- bünler. Bizim tekneleri arryoruz. Hep- sinin yarış istikametleri ayrı olduğu için yarışlar biribiri arkasından başla- dı. 'Aksine bütün seyirci vapurları 6.8 sınıflarının yarışlarınr daha yakından görmek için onların etrafında gittikle- bizim iştirak ettiğimiz yarışla- zin son vaziyeti bu idi. Ayın d Kiel'de Hitler'in ve beynelmilel komi- tenin önünde yapılacak yedinci günü / vgörmek için herkes çırpınıyordu. Teş- kilat köomitesi her milletten yalnız bas- kanları ve ataşeleri davet etmi;, Kicl'e giden trenlerinde onlara yataklı yer- ler ayırtmıştı. Başkaca kara vasıtası yoktu, hepsi haftalarca önce tutulmuş- aa « ÜNEE ŞN A BF ALAY ça AĞA AA Bizden general Ali Hikmet Aver- dem ile ataşe Fuad Uluğ için hususi trende ye rayrılmıştı. Biz de genel sek- reter Nizameddin Kıtşan ile dünya öl- cüsündeki büyük yarışı — görmek içni başka vasıtalara baş vurarak ve nihayet o gün sabahleyin yedide Berlinden Ki« el'e uçacak tayyarede yer bulabildik. Mutlu bir rastlama, tayyarede Yugos- Işvyanın beden terbiyesi nazırı sayın bayanı ile ve Yugoslavyanın iki genç mebusu ile tanışmamızı temin etti. Bir saatlik bir uçutşan sonra Kilel üzerindeyiz. Baltık denizine kadar u- zayan Kiel limanını, Baltık denizini şi- mal denizine bağlıyan — Kiel kanalını, güzel Kiel şehrini, tersaneleri, liman- daki harb gemilerini, milletlerin bay- raklariyle süslenmiş Hindenburg sahi- lini ve harbta ölen denizcileri anan ve —- Plân Kopyaları —17 Ağustosdan itiharen Metro karesi 50 Kuruşa — Halil ddi rı güçlükle takib ediyoruz. Star ıımilf'l' da Marmaranm yelkenindeki 1190 — ra- kamı arada bir kayboluyor; Bin güçlük- le tekrar buluyoruz ve bu çok çetin ya- rışı bütün telerrüatiyle takib etmek is- tiyoruz. Çıkısta İtalya, Belçika, Hollanda, Almanya ve Amerikâ berce fırla- z -. ._"!E- !Jul.wr a. ve İtalyayı geride bıraktı. Birinci dö- nüşte başta Almanya, Fransa, Amerika, İngiltere, Hollanda, İtalya, İsveç, Nor- veç, Türkiye, Belçika, Portekiz ve Ja- ponya sıralandılar. Biraz sonra İngilte- re gerilemeye başladı. Hollanda Fran- sanın ve Amerikanın ilerisine geçti. Marmarayı tekrar yakaladık. Bizimki Norveçten, Belçikadan, Portekizden ve Japonya'dan ilerde; İsveç, İngiltere ve Japonya ile mücadelede, Şimdi büyük mücadele Amerika ile Hollanda arasında oluyor. Bizim tek- nemiz bu esnada hayli mesafe alıyor, Amerikayı geçti, Artık yarışm biteceği iki dubanın arasına bütün seyirci gemileri toplan- dılar. Başta Almanya bir saat 41 daki- ka ve 3 saniye ile birinci, Fransa bir sa- at 44 dakika ve SI saniye — ile ikinci, Hollanda bir saat 46 dakika, 47 saniye ile üçüncü, İsveç bir saat, 47 dakika ve 3 saniye ile dördüncü, Türkiye bir sa- at 47 dakika 39 saniye ile beşinci, İn- giltere altıncı, İtalya yedinci, Amerika sekizinci, Norveç dokuzuncu, Belçika onuncu, Portekiz on birinci, Japonya öon ikinci geldi. Diğer günlerin puvanları ile karıştı- rılarak deniz yarışlarının birincilikleri neticelendirecek. Fakat büugünkü yarış- ta beşinci oluşumuz bütün denizcilerin takdirini kazandırdı, Türkiyenin istik- balinde denizcilik rolü çok büyük ola- cağına İnanan partimizin programında denizciliğe ve deniz sporlarma önem verileceğini işaret eden satırların değer ve kıymetini Kiel'de insan daha iyi ve daha açık bir şekilde görüyor... Biz bağırıyoruz, almanlar bağırıyor, Marmarayı alkışlıyoruz. Harün müle- 'ı':ı..ı,i dümen kırdı Kiel'e doğru yarış sa- hasından ayrıldı. Jollelerin yarışmı daha güçlükle ta- kib ettik. 25 tekne birden güzel bir çı- kış yaptı. 307 numarayı arıyoruz, De- mir Turgud bunda. Bunda üç büyük ra- kib Hollanda, İngiltere ve Amerika... Şili de bu üç rakibe birden bela kesil- miş, Bu yarışı iyi takib edemedik. Ne- ticede Şili birinci, Avusturya ikinci, Fransa üçüncü, Hollanda dördüncü, Ma- caristan beşinci, Amerika altıncı, Al- manya yedinci, İtalya sekizinci, Türki- ye dokuzuncu oldu. Bizden sonra sıra İle şu milletler geldi; Uruguay, İsviçre, Belçika, Finlandiya, Danimarka, Por- tekiz, Kanada, Yugoslavya, Norveç, İs. veç, Polonya, Japonya, Estonya, Bre- zilya, Çekoslovakya. İngiltere alman tekneye süründüğü için diskalfiye ol- du. Bunlar bizi alâkadar edenler, Asıl iki büyük yarışı dieğr seyircilerle be- Yaber büyük gürültüler arasında sey- rettik, 8 sınıfında on tekne, hafif bir rüzgâr altında çok güzel bir yarış yap- tılar. Almanlar Germania adlr hafif ve çok güzel bir tekne yapmışlar, bütün ümidleri bu yeni yapıda ve Kiel'in su- larını iyi bilen denizcilerinde.. Fakat Germania hep geride kaldı, bir müddet sondan üçüncü geldi. İtalya en başta, onu Âmerika, onu da İsveç takib edi- yordu. Bir aralrk Arjantin mütbiş bir zakib kesildi, fakat sonra nedense hizr kesildi. Yarış yolunu bitirirlerken İtal- ya önde, onun biraz gerisinde İsveç ge- liyordu. Herkeğ İtalya kazanıyor, diye haykırırken' varışa tam otüz kırk met- re kala vaziyet değişti: İsveç ilerliyor, iki dubanın arasına on metre kadar var, acaba hangisi geçecek, atbası beraber geliyorlar, geçtiler, Top atıldı. Acaba kim galib., teknelerdekiler de bilmiyor- lar, İki yelkenli de hakem gemisine teveccüh ettiler, İsveçli kendisinin birin- ci geldiğini öğrenince ellerini havaya kaldırdı ve derhal bayrağını teknesine çekti. Öğrendik, ki İsveç kazanmış. İ- talyan teknesi bu neticeyi öğrenince dümenini kırdı ve Kiel'in yolunu tuttu. Sırasiyle İsveç, İtalya, Norveç, Fin- landiya, Amerika, Almanya, Arjantin, Fransa, İngiltere ve Danimarka - geldi- ler. Birinci 2 saat 35 dakika, 22 saniye, —— Tefrika: No: 27 faza, halbuki, bu iki muhit arasında en geniş şi- ikinci 2 saat 35 dakika 24 saniyede gel- miş oldu, iki saniyenin rolü ne büyük..ç İngiltere birinciden tam sekiz dakika sonra varış noktasmma gelmiş bulundu. 6 sınıfının yarışı çok güzel oldu. Bu yarışın neticesi şöyle — sıralandış Norveç, İngiltere, İtalya, Hollanda, Al- manya, İsveç, İsviçre, Arjantin, Finlanx diya, Fransa, Polonya ve Amerika... Bi rinci iki saat 8 dakika ve 17 saniyede, Sonuncu iki saat 24 dakika ve 48 sa yede geldi. a Yarışların toplar bir daha hatırlattı. Hitler yatmına döndü, İimandaki ingiliz ve italyan diridnotları topla alman devletinin reis sini selamladılar. Biz de Kicl'in güzel sahillerini doya doya seyrederek Yat kulübün önüne geldik ve Yatkulüb'ün terasında öğle yemeğine oturduk. Öğleden sonra bir takım ziyaretler. de bulunduük. Belvü otelinde bizim deniz cileri bulduk. İdareci Rıza Sueri arka- daşlarının ihtiyacmı temine uğraşıyor. Bizim deni>zciler elleri nasır ve yara içinde bir haftalık didinmenin tesiriy« le yorgun.. fakat alınan neticeler hiç de yüz kızartıcı değil.. Onlarla beraber yarışları kazananlar şerefine yapılacak merasime gittik. Sahilde harbta ölen bahriye piyadeleri âbidesinin yanında üç olimpiyad &üi merâr sim yapılacak, Binlerce insan —munta« zam bir sıra teşkil ediyor. Bir deniz bölüğü bando mızıka ile geldi. Merasim yerinde durdu. Almanya Dahiliye Nas zırı Doktor Friek, alman Olimpiyad Komitesi Reisi Lewald, general All Hikmet Ayerdem ve diğer başkanlar dizildiler ve birincilerin milletlerin mifli marşları çalınarak çe« kildi. Elbette bir gün deniz olimpiyad- sütununda türk milletinin bayrağı da! çekilecek, buna inanarak selam duruyos rüz., Üntind Naşid ULUĞ. ANKARA RADYOSU , 1 — Şark hakkında yapılan bir etüd için konuşma (İran için). 2 — Hafif müzik neşriyatı. 3 — Orkestra plak 4 — Halk şarkıları $ — Ajans haberleri, 6 — Caz musikisi, İSTANBUL RADYOSL 18.— Senfonik musiki (plak) 19.— Haberler N 1915 Muhtelif plaklar 20.— Keman solo (plak) 20.30 Stüdyo orkestraları 21.30 Son haberler Saat 22 den sonra Anadolu Ajansı, nın gazetelere mahsus havadis servisi verilecektir, _“_— bağlıdır. Bütün adalelerin en nazikleri olan be- - yız. tamamlandığını atılati bayrakları o AE-i BİLİNMİYEN İNSAN Yazan: Dr. ALEXİS CARREL Türkçeye çeviren: NASUHİ BA YDAR —rilerin içeri girmesine mahi olur. Bu tehlik düşmanlar, ekseriya, bu ince gişa ile onu koru- "Molınkmmbeyukünyvden_ kııpıındı e vam edetler. Virüsler ard boğazdan, streptokok- larla kuşpalazı basilleri de h.danakladen haş- lanırlar. Tifo ve dizanteri basilleri ise bağırsak- ta kolayca ürerler. Uzviyetin intani haatııhklım arsı mukavemeti, kuvveti, muvazenesi, - Yeti ve hattâ entelektüel durumu, daha çok te- neffüs ve hazım gışalarının iyi cinsten olmasına tâbidir. -? Demek ki vücudumuz, bir taraftan deri ile ve diğer taraftan da teneflüs ve hazım gışaları ile mahdüud kapalı bir âlemdir. Bu sathın herhan- &i bir noktası tahribe uğrıyacak olursa - ferdin Mevcudiyeti de tehlikeye düşer. Bir yanık, deri- nin yüzünde bile olsa, büyük bir kısmını kapla- Makta ise ölümü intaç eder. İç muhitimiti koz- Mik muhitten bu kadar iyi tecrid eden bu mah- K beğkia mik ve fizik bir mucizeyi de realite haline geti- “rir. Çünkü psikolojik âmiller için bu sınır mev- cud değildir. Ve bizler, anatomik hududlarımı- zı tamamiyle inkâr ederek - bir şehri koruyan istihkâmlara ehemiyet bile vermeksizin bombar- dıman eden tayyareler gibi - vicdanımızı zapte- W - Vücudün iç tesekkülü — Höcrelar ve anların Vücudumuzun içi hiç de klâsik anatominin kat dışı bir şema vermektedir. Uzviyetin nasıl davrayı açmak yetmez. Evet, uzuvların biribiri- ni tutan iskeleti ile adaleleri bu suretle müşahede altıma alabilirirz. Amudifukari; kaburga kemikle- Ha ciğerlür vab durmaktadır. Karaciğer,” dölük, böbrekler, mide, bağırsaklar, tenasül guddeleri, bütün uzuvlar, dip tarafını havsalanım, yan ta- raflarımı karın inin ve üst tarafını da hicabibeciğin teğkil ettikleri büyük- ayakbığun iç sathma (pertione) karm altlarının kıvrımlarile ' ı a *” iirlkim yinle murdar ilik kemikten kutular içine Konul- muş ve mahfazalarnım katılığma karşı da bir îş: cümlesi ve bir tari tabakası ile korunmuş- Canlı mahlükın bünyesini kadav'ra üzerin- de '_mım'nak imkânsızdır, çünkü nesicler - orada vazifelerini yapmaktan ve tabil muhitleri olan kanla safra gibi mayilerden mahrum - oldukları halde seyredilmektedir. Hakikat şudur ki muhi- tinden ayrılmış bir uzuv artık mevcud - bile da- Bildir. Canlı mahlükta ceveları eden kan her ta: rafta_ hazır ve nazırdır. O, veridlerde “çarpar”, mavi damarlara kayar, şâri mecraları (eviyei şariyeyi) doldurur, şeffaf lenfanın bütün nesic- lerini yıkar. Bu iç âlemi olduğu gibi sezip anla- "!'k için anatomi ve histoloji'den çok daha ra- İ“ll_teknikler elzemdir. Uzuvları canlı hayvan VA '?g’nllr Üzerinde, cerrahi ameliyelerde — gö- Tüldüğü surette görmek gerektir; yalnız teşrihi marazi için hazırlanmış kadavralarda tetkik et- mek kifayet etmez. Bunların kuruluşunu hem mu_eebğt ve mülevvinlerle tadil olunmuş ölü nesiclerin mikroskopa mahsus kupları, hem ça- hışan dm nesicler ve hem de hareketlerini kay- deden sinema filmleriyle öğrenmek icab eder. Ne höcrelerle muhitleri ve ne de şekil ile vazife lıklarda, veya ıslak k aAi y Z, . ._ * Hepîırn(î- Yaşıyan amfıbı(lğ:; larr muühitin — şartlarma tâbidirler. — Dur- maksızın bu mühiti tadil ede tarafın- &;n _tad_il olunurlar, Hakikım: J:n:îıunıynlmu a irler, kmdilen"ni ihata eden mayiün fi- Bi * şimik ve şimik hallerine göre bün- yeleri ve nnfçlm taayyün eder, Bu mayi hem hepsi bır Ve aynı şeydir. Böyle olmakla beraber metoloji icabları bizi; fonksiyonel bakımdan in-, » raftan dı_ uz_“.yet ici mu'“tl. kan ve *»0ra nevin- den mayileri tarile mecbur-etmekte<ir. h (Sorer —) 5| ğ *&

Bu sayıdan diğer sayfalar: