Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
J SAYFA 4 Cumuriyetin realizasyonları ORMANLARIMIZ İÇİN: lI (Başı 1. inci sayfada) man mühendisi mevcudlu iki orman amenajman grupu kurüuldu. Bu grup- lar, en ziyade işletilmek kabiliyetin- de olan ormanlık bölgeleri üzerinde vazife aldılar ve biri cenubi Anado- lu'da öteki de şimali înııîilî;îla or- man amenaje işlerine baş N Amenajman grupları çalıştıkları ormanların nirengiye dayalı munta- zam haritalarını alryorlar v:_m bu sa- hayı isgal eden orman servetinm na- zar);' vîg;ilî tecrübelerle ve sıhatle ta- yininden sonra almacak senelik ağaç mikdarmı gösteriyorlar. Bu hasdat ormancılığın nazari gayesi olan “ha- sılatı mütemadiye” yi meydana ç- karıyor ve ormanlarn idaresini üze- rine almış olan devlet teşkilâtı orma- nn ana servetini bozmaksızın bir idare sistemini kurmuş bulunuyor. Muhafaza teşkilâtı: Ormanların korunması için şati 0- lan muhafaza teşkilâtını, bugün da- hi kuvvetlendirmemiş bulunuyoruz. 9 milyon hektara yakın genişlik 5a- mmdymnhm için fili kadroya dahil ancak 1.301 sayı muhafız kul- tandabiliyor. Bu sayıdaki muhafız adedi orta hesabla beher (7) bin hek- terkediyor. faktörü de ormanların fa ağaç me'humundaki bilgisizlik ve sevgisizlik olmakla beraber, bu teşki- âmil olmustu. 1.285 tarihli olup mer- iyette tutulan orman nizamnamesi- nin tesirli hükümler taşımaması ve karşılıçar -aası da bu kuvvetin faa- liyetini her cephede zayıflatmıştır. - Çağdaş devletlerde ormanlar için ku- “alan muhafız - teşkilâtı en çok bin Orman kanunu projesi Asırlardanberi devam edegelen teremeyiz. Yalnız sahillerde yüzler- ce kilometre uzaklaşmış veya tabit manialar arkasma gizlenerek varlığı- nr koruyabilmiş ormanlar elimizde kalmıştır. En kuvvetli kayıd ve şart- lar en kudretli mukaveleler, en kesif teşkilât ferdlerin veya husüsi teşek- küllerin eline bırakılan ormanları bu kötü almyazısına düşmekten kurta- ramamıştır. İste bu kati kanaat do- layısiyledir ki devlet, © e zın idare ve işletilmelerini bizzat ele almağı kararlaştırmıştır. Yeni orman kanununun projesinin temeli; bir tek esası budur. Memleketimizin tabif şartları bu idare sistemini hattâ mec- burt tutmaktadır. Memleketin yük- sek menfaatini ne ormanların bu su- retle tahribine devam edilmesine ne de sermayelerin gelişi güzel dağlara gömülmesine müsait değildir. Ormanların is iyle mah- sullerinden faydalanmayı iki safha- yetiştirip hazırlayıp orman kenarma kadar getirmek, istif etmek, öteki de istif yerlerinden alıp orman dışımnda herhansi sekil ve surette kıymetlen- umumi hatları, devletin doğrudan doğruya müdahale edeceği ve bizzat idare edeceği kısmı pek az müstesna- ları hariç olmak üzere tamamen or- n ihtiva etmektedir. Zaten devlet icindeki b işini d I bir hayata malik olmak bakımımdan takibe tab'an mecburdur. Orman dı- sındaki kıymetlendirme işi ferdin faaliyetine terkedilmektedir ve bun- da tamamen serbest bırakılmıştır. Bu devlet üzerine almakla- ormancılık sahasmdaki ferdi mesaiye sed çekil- memiştir. Ormancılığın istiften son- raki safhası vatandaş için geniş ve a- sıl hir kazanç sahasıdır. ! ç ruf haldarının avırt edilmesi, imar, ceza hikümlerinin modern - telakki- lere göre yenilenmesi orman kanu- nu profjesinin hükümleri içindedir. Ağaçlandırma: ; Orman ve ağaç varlığının çoğal- ması mevzuundaki gayretler ve e- tır. Bunlardan biri s *s orman- ormanlastırılmasıdır. Filhakika ha- yat tonluluğunu gösteren şehirlerin, kasahaların ve kövlerin ağaclarla, kadar sıhi ve estetik bir. ihtivaç ise savmsız kesimden sevrekleemiş or- manlarım sıklastırrmaaı ve hir zaman orman ilran türlü hâAHcaler Ha hossl. mis tanrakların ormanlastrrrİması da ©o nishette gözönünde tutulmuştur. Kuraklıktan karunma: zivade ormanlardan — varolduğunu göstermektedir. Ormanlar ne kadar kavalı ve kesif iseler rmtubatin mik- darı da o kadar zivadedir. Ormanlar. da kalan bu rutnbet tonrağa rirmek- te ve bundan da suyun taksim ve tevzil ve bir mittdet mnhafazası, hu- harlarınım tazviki im'rânları ve niha- yet su kavnal'rları sayısmın çoğalma- sı dağmaktadır. 'Toovrak ve havanın - zararlı olan fazla hararet ve rutubet tahavvülle- rini defetmek için en küyük tesirin gene ormanlar olduğu meydandadır. Su kanallarının coğalması hususun- da ormanların faydası ise memle- yılsa yeridir. Bunun ehemiyet ve sulanamıyan ülkemizin bazı tarafla- nin emniyet altında tutulması icin mevcut suların itinalı bir surette mu- hafazasma ve mümkün olan yerler- de arttırılmasma ormanm favdaları avaçıktır. Bugün Anadolumvzu yı- kayan nehir sularımızın göz ile seci- İngiliz sosyalist partisi lideri bin- başı Attlee'nin Le Mois mecmuasında çıkan yazısından: Fransız milleti, tarihinde ilk defa olarak iktidara bir sosyalist hükümet getirdi. Bu yeni hükümet dünyaya se- ri ve mütehassıs bir aksiyonun misali- ni verdi ve bu başarısı ona bütün dünya hükümetleri sosyalist bir fikir iştira- kiyle elbirliği yaparlardı. Mali politikada da ehemiyetli tadi- lat husule gelirdi. Fransız hükümetinin derhal fransız bankasına hücum etme- leri gibi, işçiler İngiltere bankasının kontrolunu ellerine alabilirler ve bu müessesenin şimdiki direktörlerini, bir gosyalistlerinin hayranlığını k dır dı, Birçokları yeni hükümetin şüphe ve tereddüd içinde kalacağını sanryor- lardı, fakat yanıldılar. Fransız sosya- kaç banker yerine bütün milletin men- faatlerine hizmet edecek adamlarla de- ğiştirirlerdi. Son birkaç ay zarfında, harb endüs- lizmi muhalefette dele ini bildiği kadar devleti idare etmesini de bildiğini ispat etmek yolundadır. Fransa'da muvaffakryetle neicelene- cek bir sosyalist tecrübenin İngiltere- de derin akisleri olabilir. Bir ingiliz için, yeni bir politik sistemin Moskova yerine Paris'te inkişaf ettiğini bilmek çok daha enteresandır. Fransa'da olup bitenleri biraz göz- den geçirelim. Şimdi fransız hükümeti tarafından alınan tedbirler iki katego- tiye ayrılabilir. Birincileri, bütün ka- pitalist devletler içinde en iyi hayat şartlarını yaratmaya matuftur; bunla- rın arasında işsizliğe karsı, ihtiyarlık tekaüdiyeleri, tahsil müddetinin uza- tılması ve kollektif mukavelelerin ta- nılması için tedbirler vardır. Bunlar trisi sahasında elde edilmiş olan görül- memiş kârlar İngiltere'de hiddet uyan- dırmıştır. Bu neviden şirketlerin aksi- yonları bir iki sene önceki fiatlarının çok üstüne yükseldiler. Buna Tağmen “milli” ingiliz hükümeti silah fabrika- larınm filf kontroluna imkân verecek hiç bir tedbir almıya yanaşmamaktadır. Bu hareketsizlikle bir tezad vücuda ge- tirerek, fransız sosyalist hükümeti şim- diden fransız harb endüstrisini devlet- leştirme işine girişmiştir. Fransız hükümeti, Fransa'da halk terbiyesi sahasında yeni bir devir aça- cak olan bir tahsil kantınunun plânla- rını çizmektedir. Fransız çocukları da- ha iyi ve daha uzun bir tahsilden fay- dalanabileceklerdir. Halbuki — ingiliz çocuklarının ekserisi daha on dört ya- A $ itibaren çalışmaya başlryacak- tesirlerini gösterdikleri fı hayat standardını ingiliz hayat stan- dardı seviyesine ve belki de daha yük- seğe çıkaracaktır. çünkü hatırlamak lâ- zımdır ki Fransa, işçi halkının ekseri- yetinin hayat şartları bususunda ol- dukça gecikmiş bir vaziyette bulunu yordu. İlkmci seri tedtirlerin —eh*miyeti 1ki daha büyüktür çünkü bunlar fransız kapitalizminin iki kalesine a- ” çık bir taarruz mahiyr tindedi: : fransız bankası ve maden endüstrisi komitesi (Comit& des Forges). Bu kaleler zapte- dildiği vakit, fransız milleti, tarihinde ilk defa otarak, hususf menfaatlerin müdahalesine maruz kalmadan harici ve mali politikasını kontrol edebile- cektir. İngiltere'de, hususiyle Tordlar ka- marası gibi, Fransa'da bilinmiyen bazı güclüklerle karsılasıldığı doğ- orudur. —Fransız. Sönat'ı — secilmiş bir meclistir, ve mebuslar mec - Hisi kadar ilerde olmamasıma Traömen, lTardlar “kamarasından cok farklıdır: Bir ingiliz sosyalist kabinesi icin faa- livete gecmeden önce Tordlar kamara- sını yenmek Tâzımdır. Ancak bu neti- ceve varıldıktan sonradır ki fransızla- rın bustin tathik ettiklerine benzer bir reform programı ortava konulabilir. Geçen son tesrinde İnsiltere'de isecile- tin fransız 'M!!ıümeıinüv şimdi Wk ! ettiğine benzer bir prosram tatbik et- mek icin iktidar mevkiine gelmiş - ol- dnHıniıı_iıinşleîh. Ve simdi İnçcilte- * rede vâzivetin nasıl olması lâzımcele- ceğini arastıraİrm, ğ Tlk mühim fark gu olurdu ki, İngil- doğru meansızlıkta aramak pek tabifdir. İşte bu sebehler dolayısiyle cumu- rivet, kurulduğu gündenberi yurdun ağarlanmasını bir ana dava olarak ele almış ve vyurdun türlü yerlerinde kurduğu fidanlıklardan mevvalı ve meyvasız milvonlarca ağac dağıtmıs- tır: 924 den 936 ya kadar; rın sayısı, 5.181.747 dir. Ve bu da- ğıtma nisbeti son yıllarda büyük ü- midler verecek derecede çoğalmıştır. 924 de 24.349 fidan mukabili 936 da ve daha dağıtma mevsimi bi i ha'de bu sayı 634.926 yı bulmuştur. Üzerinde bol nufuslu şen ve me- sud şehirlerin kurulacağı yeşil ve bol ağaclı Türkiyeyi yaratmak davasın- da Kemalist rejim, yarı lardır. Fransa'da en fazla alâka uyandır- giliz milleti işçilere rey verü dr, bütün ingiliz endüstri di kırk saatlik hafta esasr ÜZ lışacaklardı. İngiltere'de böyle bir tedbi: fade edecekler yalnız işçilerd kalmıyacaktı. Kırk saatlik h den birçok işçilere yer aça suretle işsizlerin sayısı azalaca! ni fransız hükümeti, kırk saa , tanın kabuliyle birlikte, büyük dırlık işleri için yeni bir plân ya koymaktadır. Bu plâna g re B sihi evler yıkılacak, yeni binalafı tahaneler, mektebler kurulacakı sahaları ve diğer medeni mill! Fransanın da bugün ihtiyacını ğu daha birçok işler başarılacaktı akis, ingiliz hükümeti, işsizlerin & ca boş oturmalarına müsaade ctiM” dir, ve bunlardan birçoğu &! K yı bile alamamaktadırlar. Şimdiye kadar birçok insanlar, * yalizmin, kan dökülmeden te! miyeceğini iddia etmişlerdir: hükümeti aksini ispat etmiştir. F bu tecrübeden çıkacak en mühim © sosyalistlerin bir buhranı süratle VE tisasla halletmesini bildikleridir. 4© liz milleti, bir kapitalizm buhrafil kuvvetli bir sosyalist hükümeti tAN dan ne kadar çabuk tasfiye edi ğini gördükten — sorira, 80 leketi eki ik buhrana miş olan tedbir “kırk saatlik hafta” prensipinin kabulü olmuştur. Eğer in- cek fena bir idare diye tavsif € sala artık inanamaz. Mısır gençliği ve Türkiye İ ağustos 1936 tarihli “Elehram”dan: İstanbul aytarmız, Türkiye hüküme- tinin Mısır talebeleri şerefine verdiği ziyafetin tafsilâtını size yazmış, Mısır talebelerinin burada hükümet ve halk tarafından gördükleri ikram ve misafir- perverlik hakkmda da tafsilât veril- mişti. Mısır talebelrinin Kamâl Atatürk'e ve Türkiye kalkınmasına karşı göster- dikleri hayranlık da size bildirilmitşi. Şunu ilâve edeyim ki, Mısır talebele- rinin seyahati bir tenezzüh meselesin - den ibaret değildir. Yalnız Mısır genç- liği bir misyon ifa etmek niyetindedir. Bu misyonun mütecaddid manaları var: dır. “ D İkiulus arasındaki sadakat ve bağlılığın arasına kimse gîremzz: Eğer Türkiye ile Mısır arasında resmi sada- kat bir hadde kadar vasıl olmuş ise, gençlik bu haddi aşmış ve bu iki ulus arasında akdolunacak dostluk ve sada - kat muahedesinin Mısır ulusunun duy - gularına tercüman olan bir muahede ola- cağını isbat etmiştir. lebelerine gösterdiği maddi ve manevi / ret almalıdır . Ç 3) Mısır ulusu, vatan müdafaasında, memleketin ecnebi nüfuzundan kurtul- ması meselesinde, iktısadi kalkınmada sanayide, terbiye ve talim modern asrın icabatma göre, il€i niyetindedir. Mısırmn tabii tur, Mısır talebeleri burada iyi seler yapmışlardır. Mısır gençlert nüniyet ve irade ile, her hangi bi İ lüğün yenilmesi mümkün olaca di öğrenmişlerdir. Bir misal gö istiyorum: Burada az masraf sâaraylar müzehane ve mekteb © Ecnebilere değil, devlete şartlarla, ecnebi profesörler getifi tir. Ecnebi şirketler için de aynı nilebilir. Ulusun gösterdiği sâlâbet ve metin azmi ile ecnebi şirketkrM İ lan bakiyeler kolaylıkla hükümetif İ ne geçmektedir. Maısır talebeleri, Almanyada ğer Avrupa memleketlerinde tin eserlerini tedkik etmekte bul lar. Fakat Türkiynin kınm Mısır talebelerinde uyandırdığ! daha büyük ve daha faal olacaktif” kü bu iki memleketin arasindaki Y? Jıklar az değildir. İsviçre'de Bâle'de çıkan National “Zeitung'dan: Polonyalılardan sonra almanlar da, gerçi bilvasıta olarak, yeni Roma im- paratorluğunu tanıdılar. Başka türlü de olamazdı; italyanlar memnundurlar, gazeteler alman fazileti, bu milletin Te- aliteleri anlayış kabiliyeti hakkında methiyelerle doludur. Bu suretle, şimal denizinden Akdenize kadar yayılan ye- ni ittifak gitgide kuvvetleniyor. Ve bu, garb devletlerinin, blokların teşekkü- lünü Avrupa sulhuna zararlı addede- rek, eşit bir vaziyette bir. Avrupa - el- birliğine herkesi davet ettikleri bir sı- rada vukua gelmektedir. Fakat Roma- da Berlin gibi, başka türlü düşünüyor ve bu blokun teşekkülü, paktlarla ka- pısı açılmış olan bir müdafaa tedbirin- den ibaret olduğunu ileri sürüyor. Yeni üçüz ittifak mevcuddur ve kuvvetlenmektedir. Esasen buna daha ziyade bir beşiz ittifak demek daha doğru olur, çünkü buraya Almanya, İ- - talya ve Avusturyadan başka Macaris- dahil bulunmakta. . t:', İAti ATYAĞLE kuvvetleniyor dırlar. Şimdilik politika sahas saba katılmıyan Arnavudluğun jik bakımdan bu koalisyon içinde © miyeti olduğunu da umutmamak #7 dır. : F İkinci plânda da 5,5 milyon " milliyetçilik fikriyle yetiştiri milyon nufusu ihtiva etmektedir:. kat bütün bunlar da bir şey dtf Küçük anlaşmanın durumu Ş* ve bu tarafta da sürprizlerle mak mümkündür. Romanya'dâ karışmıştır, bu memlekette T sosyalizm randımanlı bir ştü* Ş maktadır. — Yugoslavyanım Fransa'nın vermeye : maddi ve askeri dostluğa batltdif Mmanya, Avusturya, Macaristan lonva ile çevrili olan Çekos!” kurhan variyette bul f Şünhesiz ki, ne Almanv? d