17 Ağustos 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYFA * Kİ EIR ŞEYDEN * l Olimpiyadlarde kadın atletler Bir gızeteCı' arkadaş Berlimaen yazıyor: “.e. kadın atletler erkek at- Jetleri imrendirecek rekorlar kırdı- Jar. Fakat acaba bunlar hakikaten kadın mıydı? Geçen sene bir çekos- lovak ve bır ingiliz kadın atlettm, cerrahi ameliyeler neticesinde, er - kek oldukları anlaşıldıktan ve Ber- lin stadııda da koşan atlayan, atan kadınlardan bır çoğunuün koşuş, at- layış, ve atışıarına ve hailerine ve tayırlarına baktıktan sonra, ınsanın aklına ısiemiye, istemiye, böyle bir gdüşünce geliyor. Hatta bir. ttansız gazeteci kadın, kadımart kısmında 1- ki tamınmış kadın atleti, delikanlılar gıbi sabahleyin traş olürken gördü« ğünü yazdı. Bu sözlere manmalı mı, inanmamalı mı? tayın edemiyorüsu, Ancak ben cıdden güzel kadın atlet« ler de gördüm; meselâ kanadalılar, bır çinli ve bır yunanlı kız ve müsa- bakada kazandığı için yerinde düura- mayıp zıplayan ve çocuk gibi bağı- ran sarışın bir alman kızı, frans.x - Tak....; Ya bizim, senasını burada bile dinliye dınliye bıtiremediğimiz anıc- Hikalı yüzücü Mis! Fakat sahiü, » .tam kadın olduğu için müsabakalara sokulmamıştı. Sarışın Amazon İspanyol ihtilâli başladığı zaman bütün gazetelerin resmini koydukla- rı bu ılıulâlci kıdın meğer İspanya- da çalışan bir i ürebbiye imiş. "S.ırışm Amazon" adı verilen bu kadın geçenlerde İngiltereye dân müş ve aktualite peşinde koşan sı- nemacılar tarafından derhal resmi alınmıştır. Fakat hepsi acaba ? masal mı -atüs durakları -BİRAZ | Bir okurumuz yazıyor: “Otobüs duraklarında beklerken hafif bir ben- zin kokusu bırakarak önümden şimşek gibi geçen otomobillerdekilere acır ve — takatları olsa onlar da benim gibi yürürler ve yorulunca otobüse bis nerler — derim. Fakat, zannedersem asıl onlar bını acınmaktadırlar. Zira' ' güneşin şakası yok; cayır cayır etrafı yakıyor. Otobüs duraklarında da bekliyenleri güneşten, rüzgârdan, yağmurdan koruyacak yetişmiş bir ağaç, bir sundurma, velhasıl hiç bir siper yok. Sonra, otobüs duraklarda bekliyen- deri alıp gidiveriyor, iki durak arasında kendilerine yetişmek için koşu- şanlara ehemiyet bile vermiyorlar. Bu ufaktefek müşahedelerimi pekçok ankaralılar, eminim ki, kendi görüşleri sayacaklar ve otobüs idaresi lâzım gelen tedbirleri alırsa bir hayli de dua alacaktır.,, Biz bu sözlere ne ilâve edelim? H-l'an kaygıları “Dün banliyö treninde bir zat yüksek sesle: "Meteoroloji mütehassısı olsaydım teleskopumu kırar, atardım. Gök yüzü ile alay etmek ayıptır.,, diyordu. Mesele şudur ki, hepimiz hâlâ kuru, güneşli ve sıcak olacağı haber verilen ağustos ayını beklemekteyiz, Ağustos bitmediyse de mayıs, hazi- ran, temmuz kadar yağmurlu devam ediyor. Meyvalar sulu, fakat tatsız; ancak gene ağırlıklarınca nikel paraya Ankara avcılar bayramı çok güzel geçlti Ankarağücü avcılariyle Avcılar ku- lübünün hazırladığı avcılar bayremı dün Kayaşın ilerisindeki Nenek çayı- rında ve mevsimin en güzel geçen bir günü olarak kutlanmıştır. Sabahleyin 9.l0 treniyle Ankaradan ayrılan davet- liler arasında Jandarma umum kuman- danı general Naci, Askeri fabrikalar u- mum müdürü general Eyüb ve seçkin bir kalabalık bulunuyordu. Hazırlanan program aynen tatbik edildi. Atış mü- sabakaları yapıldı ve ava Ogıkıldı. An- karagücü avcılarının bandosu bayram- larını kutlıyan avtılara güzel saatler yaşattı. Zevkle yenilen yemekten sonca An- karağücü ve Ayvcılar kulübü adına bi- Trer âvCcı; buü eşsiz sporun ne kadar bi- zim olduğunu an.atan değerli bırer ko- nuşma yabtraı, Eski merkez kumanda- nı merhum B. Hurşidin kızı küçük E- mine, avcılığın türk kahramanlık des- tanmın bir ko'u olduğunu çok alkışla- nan bir şiirle yelirtti. General Eyüb ve Ankara mebusu Akagündüz, ayni meve zü etrafında alâkı ıle dinlenen iki mü- sahabe yapılar. Akşama kadar eğlenen avcılar ve da- vetlileri 17,55 trenivle dönetez Cebeci- de indiler ve mutika önde olduğu hal- de Milli Hikimiyet meydanmna &tlerek Atatürk anıtıaa bir tazlın ve hağlılık çelengi koydular. Çar.kaya garzetesi sa- hibi B. Namık Edib bir söylev verdi İs- tiklâl marşı söylendi ve bu güzel gün neşe içinde böylece bitti. Her yıl ınhrıhlın en ıinl ıı u- nutulmaz kır gününü y Menşe şahadetna- meleri hakkında Ekonomi ve Gümrükİer Bakanlıklarının bir kararı Ekonomi, Gümrük ve İnhisarlar bakanlıkları yabancı memleketlere sev- kedilecek ticari mahiyetteki her mal i- çin menşe şehadetnamesi alınması hak- kındaki Bakanlar heyeti kararmın ne şekilde tatbik edileceğini kendi teşki- lâtlarına bildirmişlerdir. Her iki bakan- Tik bu emirlerinde menşe şehâdetname- si alınması mecburiyetinin bilhassa ma- lrn menşeini eksper vasıtasile tetkik ve tahkikat imkân bırakabilmek olduğunu halbuki ticaret ve sanayi * odalarınca menşe şehadetnamesi alınması hükmü- nün muhtelif şekillerde tatbik edildiği- nin vaki- şikâyetlerden anlaşılmış bu- lunduğunu ve kararname hükmünün ti- cari icap ve teamülleri ihlâl etmeksizin tatbik edil i teşkilâtlarından iste- mektedirler, Bu emre göre menşe şeha- detnameleri için şu tarzda muamele ya- pilacaktır: Tüccarın malın sevkinden evel alâ- kadar ticaret ve sanayi odasına müraca- at etmesi ve bu suretle malım herhangi bir ekzersiz için bulundurması üzerine Odanın menşe şehadetnamesi verilece- ğine dair olan, muvafakat, beyanını Gümrük idaresine ibraz ederek malını ihraç etmesi mümkündür. “Ancak bu takdirde, lüzüm gösteri- lecek olan vesaiki malın gümrük ihra- | cat muamelesinin tekemmül ettiği ta- rihten itibaren nihayet ön beş gün zar- fında alâkadar odzya tevdi ederek be- Yüksek bir Ş örneği — Ankaranın Ayvalr mev&li? Bay İsmail Kocaer, uzun ri sarfettiği emek ve gâ dana getirdiği 21 dönüm © va bahçelerini köşkü ve ile birlikte Çocuk Esirg na hediye ve teberru eti Bay İsmail Kocaer & mektebi talebesinden ikel lük ittihamile istibdadın £ rıyarak vaktile Ankaraya Üü miş, burada vaktını buş gtü B. İsmail Kocaet bu fedakâr tıbbiyeli bir tafi yatını kazanmağa bir taraf va bahçesini yetiştirmeye Çocuk Esirgeme Kuruü! gün ilerliyen geniş çalışm dımlarını takdir ve sevgi takib eden Bay İsmail £ rumun uğurlu ve ulusal k bütün emi hemehal menşe şi i alması mızı ve bilhassa Anhııgücünh avcı- larını kut lın: Bafra haikevlıl Smop ta Bairı, 16 (A A) — Sinop halkevımn geçen sene yaptığı ziyareti iade için hal- kevimiz spor ve müzik kolları- nın iştirakiyle bugün 35 kişilik bir kafi- le Sinop'a gitmiştir. * DİL KÖŞESİ samaamanı Bir vilayet gazetesinin başyazısın- dan: “Uzun seneler küraklığın yoksullu- ğunu çekmiş olan köylerimiz...” Pek çok şeylerin yoksulluğu çekilir ama, kuraklığın da yoksulluğu çekile- bileceğini iIk defa işitiyoruz. Kuraklı- İ ğin bir mahrumiyet teşkil ettiği nerede görülmüş şeydir? Acaba, muharrir, sa- dece "l-ırıklıt yMndm -yoksulluk » 4J Ş ? de- vııu edelım_ ol Köy!enmî: yağ'ı&uun verdıği b li 1 iştir”. satılıyor ve telsiz telgraf istasyonları da taze meyva kürünü artık tavsiye etmemek zekâsını gösteriyor. Yalnız meyva yiyerek beslenme modasının geçmiş veya bu tegaddi tarzında tehlike görülmüş olduğunu sanmayınız; dibresi $ franga tatsız şeftali ve 3,50 franga yeşil üzümü kim alıp çocuk- dlarına yedirir? Yemişlerin en demok olan erik bile kilosu 8 franga, mostralarda böbürleniyor., Bir fraus:z gazetesi havalardan, sebze ve meyvalardan, onların yüksek fiatından böyle şikâyet ediyor. ü Havaların ittiratsızlığı, yağmur, yağmursuzluk, kırağı, kar, fırtına, soğuk, sıcak, düşük fiatlar, yüksek fiatlar... Her yerde ve her zaman sakin balkın kaygıları bunlardır. Ve tabii Hdiseler hakkında dedikodu da de- dikoduların en zararsızıdır. Bir de bu işlerin profesyonellerini düşününüz; ıc,ıeyusausıeıu- ğırmaz, kulağa fısıldarlar ama yaptıkları dedikod! en basit m : şeftalinin tatsızlığı ve üzümün yeşilliği değil, akşam sofrasında yüzüne güldükleri. i) Vaziyet "verılu” mi? “Bereketli va- ziyet” ne tuhaf bir tabirdir. “Türk köylüsü ona yavaş yavaş ve köklü bir surette aşılanmış olan iyi ve özlü fikirlere, onların genliğini koru- yacak icapları kabulde - fırsatı bekle- mekte olduklarını da bu vaziyet karşı- sında ispat ederek iki güzel esasın ta- hakkukunu belirtmiş oldular.” Benim gibi, siz de bu cümleyi dik- katle okuyun, tekrar tekrar okuyun, e- ğer bir şey anlamaya muvaffak olursa- nız, çok üstün bir anlayış kabiliyetine sahib olduğunuzu kabul etmeye mecbur kalacağım, Tefsire hacet- yok, cümle mahiyetini gözlere haykırıyor. lâzımdır. Zonguldak sporcuları Bolu'da Bolu, 16 (A.A.) — Bugün Zongul- dak sporcularıyle Bolu sporcuları ara-! sında yapılan voleybol revanş maçını- Bolu Halkevi sporcuları kazanmıştır. Bolu, 16 (A.A.) — Bolü sporculariy- le futbol ve voleybol maçları yapmak ü- zere bir sporcu grupu dün şehrimize gelmiştir. Dün yapılan voleybol maçında Zonguldak takımı Bo- Tu'yu 15.5 e karşı 15.8 le yenmiştir. Bu- gün de futbolcular karşılaşataklardır. Dün akşam halkevinde misafir spor- cular şerefine bir akşam ziyafeti veril- “tir, ÜLKÜ Halkevleri Direktörü: Prof. M. Fuad Köprülü Ağustos sayısındaki yazılar: — Montröde kazanılan zafer: N. A Küçüka. Osmanlı devletinin doğması ve büyümesi: M. Fuad Köprülü. Japon Maarif teşkilâtında orta ve yüksek öğ- yavrularla yoksul anneleri yardımı olmak için severek suretiyle çok asil ve değerli kârlık göstermiştir. Bu he mail'in yüksek duygu ve ğiyle yapıldığı için çok b vardır. Çocuk Esirgemt - bu yürekten sevgiyi kazanı layı tebrik ederken Bay erin fedakârlığını da zenginlerimize güzel bir © nı ve bu büyük fedakârli “çoğalmasını dileriz. Orduda ziraat bO!* yeniden açı Ordu, 16 ÇA.A.) — Ye yük bir törenle açılmıştır. sı yeni mahsulden altı biri F satışa çıkarmıştır. Kabuklu * 48 kuruştan satılmıştır. Muğla'da ürün çO Muğla, 16 (A.A.) — Bu yıla göre daha iyidir, Son murlardan darı mahsulü bazı yerlerde kelle çık: retim kurulları. Kemalizm 1 iyetle ri, Nusret Köymen. Türk müziğinin in- kişaf yolu, Adnan Saygın. Buhranlar ve kimya sanayii, Gerngross. Yenisey - Orhon harflerinin menşei meselesi A, Caferoğlu. Berlin Üniversitesinde fel- sefe dersleri, Ziyaeddni Fahri. Notlar ve iktrbaslar: Papalığın Mo- ğollarla münasebetlerinde bir safha, Yükila Mit Yü cir ürünü de geçen yıla gört V sahillerde gelişmiş ve Bo mmişlnehçw Gino Borghezio; Sümerlerde gamal: haç sembollerinin inkişafı, Cemal Köp- rülü; Şehli “ve köy meselesi, Cemal Köprülü. Seksen sayfalık dergı her yerde 25 kuruşa satılmaktadır. O LARETELAU LAİ NPUZARRELARARA. R. Peker'in İnkılâb Dersleri Ankara ve İstanbul Üniversi- telerinde R. Peker'in verdiği inkı- lâb Gderslerinde tutulan talebe notları, gözden geçirikdikten son- ra, ULUS Basımevince kitap ha- Tinde basılmıştır. 124 sayfa tutan “eser, yalnız basma masrafı kar- şılığı olarak her yerde ON KURU. ŞA saltlılmaktadır. everercerAA. gercererese * Halk musikisi Stüdyo orkestralari 21.30 Son haberler. Saat 22 den sonra nım gazetelere mahsus verilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: