SAYFA 4 İngiliz silâhlanması 12 temmuz 936 tarihli Sunday Times gazetesinde Serutator imzasiyle yazı- diyorz Maliye bakanımızın da söylediği gi bi yeniden silâhlanmak pahalrya mal ola- gak bir iştir. Mali henüz üç ay geçtiği halde biz, bugün, milli müdafaa büdeesine mecmuu 39 Mmilyon lira tutan iki zam yapmış ve bu büdeeyi 188 milyona çıkarmış bulu- nuyoruz. Bu büyük bir mikdar - sayılmamak lâzım gelir ve harb malzemesi istihsa - in gidişine göre bu mikdarın sene sonuna kadar 200 milyona varması da mühtemeldir. Gelecek sene müdafan Haha fazla artacaktır. Lâkin bu bususta bütün masraflara Katlanmak Tâzımdır. Devlet — adamları eğer akıllı iseler artık kokmağ yan kollektif emniyetten nek az bahs- etmelidirler. Aynı zamanda milli mü- dafaa için yapılacak bütün masrafların sulh için bir sigorta olduğu da anlaşıl- malıdır. Yalnız bu masrafl Yük hedefi, kendi anavatanımızın em- niyet ve müdafaasıdır. Son buhran ya- baner memleketlerde girişilen macera dardan deği emniyetimi - zin vazivetinden doğdu. AKDENİZ : Bizim muvasala yolları yeti meselesi henüz halledilmemiş bu- Tunmaktadır .Eğer bir tehlike nokta - sında toplanması lüzimgelen sadece de- niz kuvvetleri olacak olursa mesele ko- daydır. Fakat aynı yerde hava küvvet- derinin de bulundurulması icab edince coğrafya şartları bakımından iş güçle - gir. Mesele harb gemilerinin - tayyare bombalarından masun bulundurulma - sından ve düşman gemilerini kendi li- manlarında mahpus bulundurmaktan ibaret değildir. Deniz yollarında ve bilhassa Sicilya ile Trablus arasında- ki dar geçidde harb ve ticaret gemile- gelebilmesin- . belki Habeşistanı kurtara - bilirdik, fakat Maltayı kaybederdik. BAŞ MESELE : — Açık bir hakikattir ki bugün Akde- niz meselesi, bugün bizim için baş me- sele olmuştur. Burasını tamamile kendi hükmümüz — altında — bulundurdukça, yurdumuzun hava ve denizinde kendi- mizi emniyette hissedeceği Avusturya, birkaç yıl içinde Al - manyanın kolları arasına — düşecel Bizim bir Avusturya — muvaffakiyeti için harba gireceğimizi - düşünenlerin bu fikri artık bir realite olmak kıyme- tini kaybetmiştir. Avusturyanın alman- darın eline geçmesi, ingiliz halkının pek umurunda olmıyacaktır. Fakat Al- Mmanya, Romanya yoluyla - Karadenize inecek olursa o zaman Çanakkaleyi ha- tırlaması, ve Akdenizdeki ingiliz me - selesinin diplomasi yoluyla olmazsa silâh küvvetiyle - halledilmesi lâzım geleceğini düşünmesi lâzım gelecektir. Almanya, bir hücuma maruz kalma- dıkaç Fransaya hücum etmiyeceğine göre Dover boğazını hiç bir. tehlike tehdid etmemektedir. Kaldı ki / böyle bir taarruz, Lokarno kuvvetlerini kar- senenin üzerinden masrafımız baslı en bü - iz hava küvvet - ve Akdeniz vaziyeti tidir. Ondan dolayı milli müdafaa mas- raflarımızı arttırmak bir zaruret ol » muştur. Bu vaziyet de bütün tehlike « deriyle Akdenizde göze çarpmaktadır. Onun için biz, bütün diplomasimizi ve bütün müdafaa kuvvetlerimizi bu teh- like bölgesine biriktirmeliyiz. Görünen şudur: Bizim kendisiyle karada askee Ti bir ittifaka hazır olmadığımız gibi, Fransa'da Akdenizde bizimle bir deniz ittifakıa hazır değildir. İTALYAN DURUMU: İtalya, kendi dostluğunu pek paha- hıya satmat-tsdır. Cünkü Almanya - ile Rgirişmiş olduğu —münasebetlerin pek manalt olduğunda şüphe yoktur. Bu yakınlaşma.derhal Fransanm dikkati - ni çekmiş ve bu. hükümet, Milletler Cemiyeti zeeri tedbirleri kaldırdıktan sonra, artık, Akdenizdeki - karşılıklı yardım anlaşmasının lüzumu kalmadı- inr bildirmeğe mecbur olmuştur. İtal- ya ile Almanya arasında diplomatik fikir teatileri yapılırken — italyanların şarkt Avrupadaki alman — ihtiraslarına engel olmıyaca' ları vadedilmiş ve bu yolda bir pazarlığa girişilmiş - olması ihtimalin dışında değildir. Bundan dolayı İngilterenin Akde » nizde tekbaşına bütün hücumlara kar- Şt koyacak derecede kuvvetli bulunma- Sına lüzüm ve ihtiyaç vardır. Bu da fazla zırhlı, fazla tayyare meselesi de- Üil, fazla üsler meselesidir. Kahireden ordumuzun — çekilmesi bahse mevzu olduğu şu günlerde Filis- tin stratejik bir anahtar halini almış Bunun için de arablar yatıştıracağız diye yahudileri gücendirmemeliyiz. İtalyan emperyalistlerinin - gözleri Akdenizin şarkındadır. Ve Almanya, bizim suallerimize cevab vermeden İtalya ile yapmak — istediği anlaşma da asıl meselenin orta Avru. pada olmayıp buralarda olduğunu - ve buralarda karşılıklı ihtiarsların tatmi- ri için elbirliği yapmasını istemesi en fazla Eğer biz Akdenizdeki deniz kuvvet- derimizi lâyık olduğu derecede kuvvet- lendiremiyecek olursak, bir harbın önü- 'ne geçilemiyecektir. Oradaki deniz ve hava kuvvetleri - miz lâyık olduğu şekilde kuvvetlendi. rilecek olursa o zaman, bütün Avru- payı karıştıracak bir harbın önüne geç- miş, diplomasi — tarikiyle Akdenizde Sulhu korumuş oluruz. Güzel bir misal: Avustruya - Almanya anlaşması 12 temmuz 936 tarihli Sunday Ti- mes'den: Dün gece Berlin ve Viyanada ilân edilmiş olan Avusturya - Almanya an- daşması bugünkü hâdiseler karşısında yapılmış gayet akıllı bir diplomasi ha- reketi olmuştur. Yıllardanberi bu iki — memleketin münasebetlerindeki gerginlik -Avrupa sulhunu tehdid etmekti Şimdi iki memleket yeniden — dost Glmuşlar ve bu yeni vaziyet Avustur » yanın istiklâlinden hiç bir şey feda etmeksizin sağlanmıştır. Avusturyanın İtalya ile olan müna- aebetleri değişmiş değildir ve bu mem deket, bu anlaşma neticesinde nazi ve irkçı olmamış ve bütün hakimiyet hak- kı Almanya tarafından tanınmıştır. L (8 TEMMUZ 1936 CUMARTESİ Akdeniz meselesi 6 Temmuz tarihli Temps gazetesin- den; Roma hüsusf muhabirimizden tele- fonla; İtalya senelerden - beri, müstakbel ihtiyaçları da gözönünde tutarak, büyük bir haval irtibatlar fa- aliyeti göstermektedir. Bu cihetten geçen 26 haziranda, General “Vallenin Berlindeki ikameti esnasında imzalan- mış olan İtalya - Almanya hava anlaş- ması çok büyük bir ehemiyeti haiz bu- Tunmaktadır. İtalya'nın resmi havacılık gazetesi olan Vie deli'Aria bugün bu anlaşma- nn esaslı noktalarını neşretmektedir. Yeni hava mukavelesi 7 mayıs 1928 de imzalanmış bulunan ve gayesi Mi - dan - Trente - Münih arasında müteka - bil bir havaf irtibat tesisi olan anlaş- manın kiymetidir Yeni mukavele mucibince on — sene için Venedik ve Münih tariki ile Ro- ma ve Rerlin arasında ve Frankfurt ta- rikile de Roma ile şimal denizi arz da haval irtibat temin edilmiş oluyor. Bu sonuncu hat Skandinav memle - ketleri ve İnsiltere icin bir irtibat mer- kezi teşkil eden Amsterdamda nihayet bulmaktadır. Anlasmada İtalya'nın Frankfurt - Amsterdam hattr. yerine Frankfurt « Berlin veva Frankfurt - Hamburg hat- darından birini ikame edebileceği de kahul edilmektedir. Bu hatların en mühim ciheti Akde- 'mizden simal denizine kadar (Amster- dam ve Hamburg) merkezi Avrupa ü- zerinden geçmeleri ve Fransa ile Rus ya arasındaki büyük haval irtibat yol- darınr yarmalarıdır. İtalya nihayet bir istinad notkası bulmuş oluyor: Ham « burg. İtalya ile Almanya arasındaki bu elbirliği yalniz Avrupaya inhisar etmi- iyor. Hamburg'a mükabil italyanlar da Almanyaya Akdenizdeki on iki adalar. an birinde bir işkele terkediyorlar. İtalya bu suretle “Almanyanın önüne —— Bu dostluğun kurulması ile iki kom- şu arasındaki sıkıntı, şüphe ve korku ortadan kalkmış, ikisi de biribirlerine tamamiyle güvenir bir hale gelmişler - dir, Avrupa, uzün zamanlardanberi en- ternational - rekabetlerin, entrikaların ve ahenksizliklerin pek fazla kahrını gördüğünden dolayı, biz düşmanları dost eden herhangi bir anlaşmayı mem- nuniyetle karşılamak isteriz . Bilhassa, Bay Hitleri bu muvaffa - kiyetinden dolayı tebrik etmeli ve bu anlaşmanın arkasında gizli maksadlar, üstü örtülmüş emekler Bu anlaşmayı üstünden görüldüğü şekilde almak, Avrupanın menfaati na- muna en doğru hareket olur. Yeni paktta Bay Musolini'nin bir 'takım roller oynamış olduğu hakkın- da sözler dolaşmaktadır. Şimdilik biz, onun da Bay Hitlerin güzel misaline uyacağını ümid etmekle bahtiyar olu- ve İtalya - Almanya garki Akdenize doğru bir hava yolu açmış oluyor. Bizce bu hâdise son derece büyük bir ehemiyeti haizdir. Filhakika Al- manya İtalyanın kendisine bahşetti bu Akdenizde yayılma imkânından çok istifade beklemektedir. Büyük harbtan evvel “Almanyanın en büyük hulyası Balkanları, Akdeniz yakın şarkını, Küçük Asyayı geniş ısadi malikâne haline okyamk de- Bil miydi?. Bağdad demiryolu hikâeysini bili yoruz. Şimdi, havacılık sayesinde da « ha kolaylaşmış bir şekilde bu hikâye tazelenecek mi? Bununla beraber me- selenin esasının orada olduğunu zan- netmiyoruz. Esas mesele bu hava an - Jaşmasını imza etmek suretiyle Berli in İtalvanın Akdenizdeki siyasetini tas- vib ettiği fikrini hastl etmesidir. Halbuki bu siyaset ise çok bariz bir şekilde İnciltere aleyhine bir neticeye ulaşmak temayülünü gösteriyor. Akdenizin en canlı noktasında bu- Tunan İtalya bu denizde hasıl olabile - cek her türlü yeni vaziyet ile son de - rece alâkadar olmaktadır. İtalyaya karşı ittihaz olunmuş bu - dunan sanksiyonların ilgasıma dair irad ettiği bir nutukta Eden İngiltere im- paratorluğunun : 1 — Akdenizde paktlar politikasın. dan vazgeçmiş olmadığını, 2 — Akdenizde, italyan - habeş ihtilâfının zuhurundan evvel mevcud bulunan deniz kuvvetlerinden daha faz- Ja bir kuvvet bulundurmak - niyetinde bulunduğunu, söyledi. Demek olüyor ki İtalya sanksiyon- Jarın kaldırılmasının Akdeniz muvaze- nesi üzerinde hiç bir tesire malik bu - Tunmadığını bilmektedir. Halbuki — bu meselenin çok mühim olduğu bedihi - dir. İtalya için yeni müstemlekesi ile irtibatı temin etmek büyük bir ihti tar, halbuki italyanlar bu iş için yalnız âr tarika malik bulunuyorlar: Süveyş tariki, Buna binaen italyan efkârı umur yesi Cebelüttarık ile Süveyş arasına ingilizlerin her türlü hareketini büyük bir dikkatle takip etmektedir. İtalyan- Jar haklr veya haksız olarak İngiltere- nin kendilerini bir çember içine almak siyasetini güttüğünü zannediyorlar. Sanksiyonlar devresinde — İngi tarafından kurulmuş olan Akdeniz it- tifaklarının İtalyayı çemberliyen iktı- Sadi — muhasaranın — kaldıı sonra dahi devamlı bir şeki ya aleyhinde bir falize olmak tehdidinde bulunduğu söyleniliyor. Umumi yanaat İngilterede bunun böyle olmasını her ne bahasına olursa İsun temin etmek arzusunu — besliyen ir idareci &ımıfın mevcud bulunduğu merkezindedir. Yeni italyan imparatorluğu Akde - nizde ve Şarki Afrikadaki ingiliz men- faatleri için tehlikeli telakki olunmak- tadır . hava anlaşması Montrüden çıkan bir haberle İagil terenin Moskova ile Sovyet harb ge « milerinla Boğazlardan girip çıkmasın- da taca bir serbeeti temini - bususunda bildirildiği von günlerde bu'kanast daha kuvvat v derhal büyük bir âlüka gösterdi; bunu Yagilte- anlaşmış bulunduğunun dendi. İtalya bu habere karşr renin Akdenizde İtalya aleyhinde ta - kip ettiği siyasetin bir inkişafı şeklin- de gördü; diğer bir ifade ilc, Roma « da İngilterenin son kânunu evvelde Ak. denizde vukua gelecek her hangi bir koyabilmek in yapmış olduğu anlaşmalara bir ye- italyan taarruzuna — karşı ni azâ daha ilâve etmek istediği Sov- yet Rusyayı bu anlaşmalar çerçevesi- ne dahil ederek İtalya') karşı olan bu cepheyi — küvvetlendirmek — arzusunda bulunduğu kanaati vardır. La Tribuna diyor ki: “Yeni bir Bo azlar rejimine mütcalik bir muahede- in hatları çizilmiş bulunuyor. İngilterenin Sovyet Rusyaya ve Türkiyeye karşı inanılmaz bir tehalük ile bahşetmiş olduğu müsaadeler bütün bu işin - yani Lozan muahedesinin ta- dili hakkındaki türk talebinin İngil- tere bahriye nezaretinin yardımı” ile İngiltere hariciye nezareti elinden gıkmış olduğunu meydana koyuyor.” Bu vaziyet karşısında - İtalya « Al- manya hava anlaşması çok - husust bir şekilde tenevvür ediyor. Eden 19 hazi- tanda İngilterenin Akdeniz paktların dan vazgeçmemiş olduğunu söyledi. 22 haziranda Montrö — konferansı başladı. İtalya 26 haziranda Almanya- 'ya Akdenizdeki on iki adalarda bir ha va iskelesi tahsis etti. Bu — iskelenin mevkii boğazların cenup ucundan pek' uzağa düşmemektedir. Demek oluyor ki İtalya'nın bu ha. reketi Montrö'de münakaşâ”eatter in Biliz Akdeniz paktına karşı peşin bir cevap telakki edilebilir. Romanın teklifini kabul eden Ber- Tin ise Akdenizde italyan siyasetini tasvib etmekte ve kendisinin Rusya aleyhindeki mektedir. Avrapa şansöliyelerinin İtalya - Al. manya — münasebetlerinin — derecesini biribirlerine sormakta — oldukları bir anda bu hava anlaşması güzel bir cevab teşkil etmektedir. Avrupa'da Fransa - Rusya anlaş » masına karşı değilse bile hiç olmazsa Akdeniz'de ingiliz siyasetine karşı, Al- manya ile İtalya araşında ticari, siyast ve askeri elbirliğini tesis ve tespit et » mektedir. t 26 haziran tarihli İtalya - Almanya bava anlaşmasının imza edilmesi Av- rupa siyasetinin kati bir dönüm nokta- #ında olduğu manasını ifade edebilir. yasetini de inkişaf ettir. Rudyard KİPLİNG Döğüsmeden öleceğim. Böylece sü- rüden, hiç olmazsa, üç kişinin hayatı kurtulur. Daha fazla şeyler de yapabilirim, fakat söz verirseniz. Sizi hiç bir suç işleme- yiş olan bir kardeşinizi öldürmek şerefsi ğinden kurtarabilirim. Kendisinden bahset- tiğim bu kardeş, cengel yasasına göre sürü- ye alınmıştır. Sürü gene haykırdı: — O bir insandır, insan, insan! Kurtlardan çoğu, artık kuyruğunu salla- mağa başlıyan Şir Han'ın etrafına - toplanı- yorlardı. Baghira, Movgli'ye : — Şimdi iş sendedir, dedi, artık döğüş- mekten baska yanacak sey kalmadı. — ——— — —— —— Movgli, ateş çömleği ellerinde ayağa ve o, çatırdılarla yanmağa başlayınca çıka- — Atese bir tekme attı, kıvılcımlar hava- uçuştu. kalktı. Kollarını uzattı ve meclisin yüzüne karşı esnedi. Hem öfke ile hem de nefretle köpürüyordu. Çünkü kendisi kurtlaşmıştı ve kurtlardan hiç biri ondan nefret ettikle- rini şimdiye kadar söylemiş değildi. — Dinleyin beni, diye bağırdı, köpekçe sözlere lüzum yok. Bu gece bana tekrar tek- rar insan olduğumu söylediniz (halbuki ben hayatımın sonuna kadar kurt kalacaktım.) Şimdi ben de bunu gerçeğe alıyorum. Ben de size bundan böyle kardeşlerim demiye- ceğim, insanların dediği gibi “köpekler!” diyeceğim. Ne yapacaksınız, ne yapmıyacaksınız, bunları söyliyecek sizler değilsiniz. Onu ben söliyeceğim. Bir insan olarak işte bu- raya biraz kırmızı çiçek getirdim. Siz kö- pekler, bundan korkarsınız. Ateş çömleğini yere koydu, içinden sıç- rayan kıvılcımlardan kurumuş yosunlar tu- tuştu. Gittikçe artan alevlerin karşısında bütün meclis korkudan geriye çekildi, sin- di. Movgli, bir kuru dalı ateşin içine soktu rTıp sinen kurtların arasında başınm üzerin- de çevirdi . Baghira yavaşça: — Sen efendisin, dedi, Akelayı ölümden kurtar, o daima senin dostundur. Bütün hayatında kimseden merhamet ve Tütüf istememiş olan ihtiyar Akela, alevle yanan dalın ışığında gölgesi yerde titreyen ve saçları omuzlarını örten çıplak insan yav- rusuna acındıran bir bakışla bakıyordu. Etrafına yavaş yavaş göz gezdiren Movgli: — Peâlâ, dedi, görüyorum ki hepiniz kö- peklersiniz. Şimdi madem ki ben onlardan- Mışım, insanların arasına gideceğim. Artık Cengel benim için kapanmıştır. Sizinle ko- nuştuklarımızı, arkadaşlıklarımızı hep unu- tacağım. Fakat ben sizden çok merhametli davranacağım. Ben sizin bir kardeşinizdim, onun için insanların arasına döndüğüm za- man sizin biribirinizi bana karşı kışkırttığı - nız gibi insanları size karşı kışkırtmıyaca - ğim. — Bizimle sürü arasında hiç bir harb ol- mıyacak. Yalnız gitmeden evvel ödeyece- ğim bir borç vardır. Alevlere aptal aptal bakan Şir Han'a doğru yürüyüp çenesindeki perçemden yakaladı. Baghira, bir kaza çık- masın diye arkasından gitti. Movegli bağırdı: — Ayağa kalk köpek! bir insan konu- şurken ayağa kalkarlar; yoksa bütün postu- 'nu ateşe veririm! Şir Han'ın kulakları arkaya düştü-ve a- lev alev yanan dallar pek yakınına gelmiş olduğu için gözlerini kapadı. — Bu davarlar katili, beni bir yavru iken öldüremediği için şimdi öldüreceğini mec- liste söyledi. İşte biz insanlar, küpekleri böyle döveriz. Bir kılını kıpırdat da bu ya- 'nan çubuğu gırtlağına daldırıvereyim. Değneği kaplanın kafasına indirmeğ, başladı. Şir Han korku ile sindikçe siniyı ve can korkusiyle haykırıp duruyordu. — , (Sonu var) 5