14 TEMMUZ 1936 SALI Avusturya - Almanya anlaşmasından sonra B.Şuşnig Deyli Meyl gaze- tesine beyanatta bulundu Londra ihtirazlı davranıyor. İngiliz ve fransız gazeteleri hoşnud görün- mekle beraber kaygılarını gizlemiyorlar (Başı 1. inci sayfada) Nazilerden bahseden B. Şuşnig şöy- le demiştir: '— Bu anlaşmadan sonra avustur. yalı nazilerin ekseriyetinin şimdiki hü- kümetin sadık taraftarı” kesileceklerini ümid ederim. Sıyasal suçlardan dolayı hapiste bulunan bütün naziler hakkın- 'da umumi bir af ilân etmek niyetinde- yim. Fakat müfritler, tahriklerine de- vam edecek olurlarsa hükümet bunlara karşı tedbirler almak zorunda kalacak- tır. Habsburgların tekrar saltanat maka- muna gelmesi meselesine temas eden Avusturya başbakanı demiştir ki: '— Bu, tamamile dahili bir mesele- Gir. Habsburglar, tekrar saltanat maka- muma gelseler bile bu iş herhalde bir hü- kümet darbesile yapılamıyacaktır. Bu ($ merkezi Avrupada sulhu tehlike kar- gısında bırakmamak şartile bir plebisit de halledilebili Avusturya mahfillerinin tavzihleri Viyana, 13 ÇALA.) —— Havas ajan- amdan: Salâhiyetli mahfiller, Almanya ile olan münasebetleri normal bir şekle sokan yeni anlaşmaların yabancı mem- deketlerde Avusturya istiklâlinin terak- ki ve Berlinin Avusturyanın dış sıyasa- #ıma hâkimiyeti suretinde tefsir edilme- sinden dolayı hayret içindedirler. Bu mahfiller, B. Şuşnig'in alâkalı diploma- #i mahfillerinde Avusturyanın dış sıya- sasının Milletler cemiyetinin - ve Roma protokollarının ruhuna uygün” olacağı hakkında müsbet garanti vermiş oldu- ğunu bildirmektedirler. Aynr mahfiller, bundan başka Avusturya - bükümetinin emperyalizm yapmadıkça ve amırlarını genişletmek teşebbüslerinde bulunma- dürça Almanyanın dış aryasasını güde- -Gene bu mahliller, Avusturyanın ken- disini Avrupada Almanyadan ayrı bir alman devleti saymakta - olduğunu ve biç bir zaman, hattâ - Avusturya ile ü- güncü alman imparatorluğu arasındaki Mmünaferetin en had devrinde bile, ah manya aleyhinde bir sıyasa güdmemiş olduğunu ilâve eylemektedirler. Londra mahfilleri ihtirazlı davranıyorlar Londra, 13 (A.A.) — Londra dip- lomatik mahfilleri, alman - Avusturya anlaşması hakkında oldukça ihtirazlı davranmaktadır. Sıyasal mahfillerin kı aatine göre, bu anlaşma bir çok kay; Jar uyandıran bir tehlike kaynağını şim- dilik ortadan kaldırmış olmakla beraber fazla göstermek büyük ihti- lık olur. gazetelerinin fikirleri 13 (AA.) — Fransız gazete- lman - Avusturya anlaşmasına u- zun sütunlar ayırmaktadır. Umumi int ba büyük harbdan önceki taazzuvun ya- ni Fransanın karşı koyamıyacağı - bir merkezl Avrupanın yeniden - teşekkül ettiği merkezindedir. Anlaşma umumiyet itibariyle hoş- nudlukla karşılanmıştır. Övr diyor ki: “Avrupa harbdan - önceki manzarasını tekrar almaktadır. Bu man- zara şudur: Silâhl sulh, silâh yarışı ve eskisinden daha sağlam yeni bir ittifakr müselles. Buna karşr cephesi eskisinden daha zayıftır. Bu- günkü tehlikeli - vaziyeti anlamak ve fransız sıyasasının dayandığı” kollektif emniyet ve mıntakavi paktlar sistemi- 'nin altüst olduğunu görmek için Avru- göz atmak yeter.., Pertinaks, Eko dö Paride diyor ki: “Almanya, Avusturya ve İtalya ara- sındaki münasebetler fevkalâde iyi ol- mamakla beraber oldukça - birleşik bir alman - Avusturya - Macaristan - İtal- 'ya bloku karşısında bulunulduğu inkâr edilemez., Pöti Jurnal da şöyle yazıyor: “Pransa bu hâdiseden ders alarak sul- ingiliz - fransız mandan ziyade sadık kalmalıdır. Fran- sanın baska bir vazifesi 'yet paktınr tamamiyle tatbik etmek ve Almanya etrafında mükavemeti - teşkil eylemektir. Gerceklestirilmesi lüzım ge- len anlasma da Londra ve Moskovadan gecmek üzere Paris'ten Praga kadar da- yanmalıdır. Er Nuvel gazetesi de diyor ki: 'Fransa her şeyden önce milli em- niyetini düşünmelidir. Çünkü Fransada hüküm süren kararsızlık ve zâf dolayı- siyle Paristen az çok uzaklaşmış olan memleketleri ancak bu. #viretle tekrar Maten gazetesi, bu anlaşmada açık- 'tan açığa İtalyanın tesirini görmekte- dir. İtalyanın kendi icraatını Almanya- aumki ile birleştirmek - İstediği anlaşıl- maktadır. Pöti Parizyen gazetesi, hüdiselerin inkişafının başlıca sebeblerinden biri Streza cephesinin iflası ve Avrupadaki #ryasal durum olduğunu yazıyor. İngiliz gazetelerine göre Londra, 13 (A.A.) — Gazeteler, al- man - Avusturya anlaşması dolayısiyle umumiyetle hoşnudluk izhar etmekte- dirler. Bunnula beraber Almanyanın 'sön maksadları ne olduğu noktasından kaygılarını gizlemiyorlar. Taymis gazetesi, diyor ki: “B. Hitler, siyasal sahada yeni bir muvaffakiyet kazanmıştır. Bundan do- Jayı kendisini kutlamak gerekti Deyli Telgraf yazıyor: “Bir volkanın sönmesinin başka bir yerde yeni bir fetha açılmış olduğu ma- bize kim söyli - Amerika anlaşmaya ehemiyet veriyor Vaşington, 13 (A.A.) — Alman - A- vusturya mukavelenamesi burada birin. ci derecede ehemiyeti haiz bir siyasal hüdise olarak görülmektedir. Siyasal mahfillerin kanaatine göre, bu anlaş- ma, dünyanın en tehlikeli karışıklık e- Jemanlarından birini ortadan kaldı Lı)karııo konferansı suya mı düşüyor ? Roma, 13 ÇA.A.) — İtalyan hüküme- ti, Belçika hükümetine verdiği cevapta, barışın korunması” için sarih surette işbirliğine hazır bulunduğunu teyit et- mekle beraber, kendisini bu kadar ha - taretle istediği milletlerarası işbirliğine iştirakten meneden bazı Akdeniz tcah- hüdlerini göz önünde tutmak mecbi yetinde olduğunu bildirmiştir. Brüksel, 13 ÇA.A.) — B. Van Zee- dand, Akdeniz anlaşmalarının idamesi do- Jayısiyle İtalyanın Brüksel konferansı- na iştirâkten imtinaı üzerine, Brüksel'de dörtler konferansını toplamak hakkında kendisine verilen vazifenin âlkim kalmış olduğunu Fransa ve İngiltere hükümet- lerine bildirmiştir. Bu vaziyete bir sureti hal bulmak üzere, Paris, Londra ve Brüksel arasın- da konuşmalara başlanmıştır. Londra, 13 (A-A.) — Royter'in Pa- yaber aldığına göre, fransız hü- yetli Brüksel konferansının gecikme: az muhtemel olduğu merkezindedi halde, Ren meselesi halledilmediği tak- dirde yapılacak askeri işbirliği hakkmn 'da Londra'da geçen martta alınan ka - rarlar hakkında Fransa, İngiltere ve Belçika arasında bir fikir teatisi yapı Tacaktır. T Başbetke GENE BOĞAZLAR (Başr 1. inci sayfada) güdmemek ve biribirlerinin emni- yetlerini tehlikeye - koyabilecek politika kombinezonlarına yardım etmemektedir: Yeni boğazlar re- yi bu esastan da uzaklaşmamak gerektir 18 inci asrın son rubundan yir- minci asrın ilk rubuna kadar, ya- ı sömürge, ve gerek medeni ve sosyal halindeki zayıflığından, gerek hususi meyillerinden dolayı daimi bir sulh tehlikesi ve emper- yalizm cereyanlarının dört tarafa dönen bir fırıldağı olan osmanlı im. paratorluğu ile konuş- mak ayrı bir şeydi. Tam müstakil, lll ve gatk, Duria Ve kavvek olan Türkiye ile boğazlar mese- lesini görüşmek başka bir şeydir. Yeni Türkiyenin maddi kuvveti ve manevi karakteri, onun boğaz üs- tünde hiç kimsenin tasalanmıya- cağı bir tarzda hâkim tanınması- na elverişli olduktan başka, sulhu Idılık:ı: koyacak olanlar, yani devletler arasında bir sulh müdafaa cephesi kurulmasına ta- raftar olmıyanlar ne Marmara'da, 'ne de Karadeniz'de oturmakta- dırlar. Akdenizde ve diğer deniz- lerde oturanlar Çanakkale boğa- zından hiç bir harb tehlikesi çık- mıyacağına emin olabilirler. Aynı emniyeti boğazların beri/ tarafın- da oturanlar için de tesis etmek istiyoruz. Hiç bir tarafta harb tehlikesi istemiyen, ve harb tehlikesi karşı- sında, Türkiyenin ve başlıca Ka- radeniz devletlerinin kendi barış ına ancak yardım ettik- ören İngiltere dahi, boğaz. dan birine sulh kilidi takılmasın. dan en çok memmun olma: gelenlerden biri de odur. Falih Rıfkı ATAY Olimpiyad meşalesi Meşaleyi götürecek atletler 20 temmuzda, Atina, 13 ÇA. A.) — Dün sabah Ati 'na stadyomunda Olimpie kasabasından Berline kadar yapılacak Olimpiyad me- gale yarışma iştirâk edecek olan yunan at- letlerinin yoklaması yapılmıştır. Yok- Tamadan sonra meşalenin ne suretle gö türüleceğine dair kendilerine etraflı ta. Timat verilmiştir. Olimpiyad meşalesi Verdönde Eski muhariblerin toplantısı Verdön, 13 (A.A.) — Eski transız, alman, ingiliz, belçikalı, portekizli, yu- goslavyalı, ve çekoslovakyalı muharib - içilmiş olduğu ke- mik yığınları yakınındaki Douaumont tepesinde bir toplantı yapmışlardır. * Bucnos - Ayres — Cumur Başka - nt General Justo, İtalyaya karşı tatbik edilen zecri tedbirleri 15 temmuzdan itibaren kaldıran emirnameyi imzala - B. Titülesko'nun istifası hakkında şayialar Paris, 13 (A.A.) — Maten gazetesi - 'nin Londradan haber aldığına göre, B. Titülesko'nun istifasını teyid eden bir havadis alınamamıştır. Aynı gazete, B. Titüleskonun millet- derarası tte olacağı kestirilen mühim inkişaflar dolayısiyle kararın - dan dönmüş olduğunu tahmin eylemek tedir. Alaka kesilmesi “Ankara İkinci Noterliğinden tasdik- Ji 3 temmuz 934 tarih ve 6013/465 nu- maralt mükavele mucibince Akkoca oğlu Riza Tapısızla ortak bulunduğum Ankaranın Çocuk Sarayı caddesindeki $4 No Billur çiçek mağazasmdaki mevcudat ve mağazaya ait matlübat ve borçları ortağım Rıza Tapısız tamamen bana $904/ 523 No: İstanbul birinci no- terliğinden tasdikli mukavele ile devr ve temlik eylediğinden mağazada hiç bir suretle alâkası - kalmadığı ilân olu- Çocuk sarayr caddesi Billür Çiçek mağazası sahibi Muhittin Uz yapılacak törenden sonra yola çıkacaklar Olimpie kasabasından 20 temmuzda hareket edilecek ve bu münasebetle tö. en yapılacaktır. Törene hükümetin de- legesi olarak başbakanlık müsteşarı B. Yorgakopulos iştirâk edecektir. Olimpiyad meşalesi, Olimpie'nin mu. kaddes hisar meydanı olan Atlas'da adese vasıtasiyle güneş şuaları ile tu. tuşturulacaktır. Bundan sonra bstr alay teşkil eden on dört genç kız Altis'te kâin bulunan Jus biter kaynağından ayrılacaklar ve mus kaddes ormanın etrafını dolaşmak su. retiyle mukaddes meşaleyi götürecek. derdir. Kızlar hususi surette hazırlan. mış olan bir mihrab önünde duracaklar ve meşaleyi birinci koşucuya verecek. derdir. Birinci koşucu, meşaleyi alma. dan evel, olimpiyad andını içecektir. Ayni zamanda Baron dö Kuberlen'in bir telgrafı okunacak ve sonra Kronion tepesinde yer almış olan - borazanlar; hareket işaretini verecektir. Olimpie kasabasından bulgar smırı. 'na kadar olan uzaklık 1108 kilomet dir, Bulgar sınırında meşale, birinci bulgar koşucusuna verilecektir. Bu me- safe, her kilometre başında bir koşucu değiştirilmek suretiyle alınacaktır. Gazetelerin öğrendiğine göre, veli. 'ahd Prens Pol, yunan olimpiyad komi. tesinin delegeleri sıfatiyle Berlin olim. piyadlarında bazır bulunacaktır. Prens, bu komitenin reisidir Lö Burjede Büyük tayyare şenlikleri Hava şenliklerinin yapıldığı Lö Burje tayyare meydanı Paris, 13 ÇALA.) — Burje'de yapılan tayyare şenliklerinde binlerce kişi ha- zit bulunmuştur. Şenliklerde - Reisi cumur B. Löbrön ile hava ve deniz ba- kanları ve birçok elçiler hazır bulun - muşlardır . Yeni askeri nümune tayyareler, bil - hassa avcı, bombardıman ve istikşaf tayyareleri dikkati çekmiştir. Şenliğin 'en güzel eğlencelerinden biri, on beş paraşütçünün birden inmesi - olmuştur. Bunlar, bep büyük tayyareden ken rini boşluğa - bırakmışlardır. — Bundan. sonra hafif müdafaa hava karakolları, bir takım hareketler yapmışlardır. Bu hareketlere radyo vasıtasiyle kumanda edilmiştir. Bundan sonra sıkı saflar ha- linde bombardıman tayyareleri ve bun- lardan sonra da ticaret ve posta tayya- telerile küçük turizm tayyareleri geçit resmi yapmışlardır. Tefrika: No: 109 dmlık olan kendi iklimine, rahatça nefes a- meğe çalışarak “Gene - sevecektir. Bütün — etrafında teşekkül etmiş bir hayatı, bugünle Evlilik ve Sötesi Yazan. JAK ŞARDON Türkçeye çeviren Nasuhı BAYDAR Bağırmamak, ağlamamak için yatağına azanıp başını yastıkların arasına sokarken 'Kabahat benim değil!” diye inledi. Gözleri- ni küçük mendili ile siliyor ve kendi kendi ne; “Hayır, benim hakiki hüviyetim gençi ğimde, hulyalarımda, çılgınlığımda, bütün bu heyecanlandırıp şaşırtan şeylerimde de- Zil!” diyordu. Alber'in yakında Nuvazik'e geleceğini birdenbire hatırladı. Bu avdeti düşününce kendini boğmakta olan bir zındandan kurtu- Tuyormus, daha geniş bir sahaya. daha av- labileceği bir samimiyet ve sükün mıntaka- sına çıkıyormuş sandı. Hayatında hiç bir şey ona değişmiş gö- rünmemekle beraber gene her şeyi başka bir manzara ile gördüğünü zannediyordu. Sade bir düşüncenin sanki dünya hakkındaki gö- rüşünü aksi istikamete çevirmiş ve ruhunu değiştirmiş gibi bir hisse kapılarak “Niçin niçin?” diyordu. Fikrine vuzuh vermeğe ça- lışarak kaşlarını çatıyor. ve son hatıralarını zihninde tesbit ederek düşünüyordu: “Tanı- dığını sevmek... samimiyet... kendi olmak... fakat, ilk önce, ruhun bu çıplaklaşışı, bu fa- Alber'i hatırladıkça aklına gelen şeyler artık o ıstırab ve hatalarla dolu mazi değil, havatın ateşi, silinmez hususiyetin de- rinliği idi. Ve Andre hakkında salim düsün- kalbini, ele geçmezi yakalamak isterken har- canan, fakat bize nihayet beklenmiyeni, ya- ni doğru yolun sakin duygularını getiren bütün o gençlik kuvvetlerini versin.” di- yordu. Emma'nın, tıpkı eskisi gibi, evin içinde, daima sevmiş olduğuna bağlı, mevcudiyeti- nin dayandığı aynı his ve aynı veçhenin hiç değişmemiş olduğu muhitte, gülümsiyerek gidip geldiğini görüyordu. Emma'yı ve ken- disini, aşkı ve hayatı düşünüyor, ve tefekür- lerini daha iyi ifade edebilmek için vaktiyle işitmiş olduğu, fakat yalnız: “nehrin yata- ği” kelimelerini havi olan kısmını hatırlıya- bildiği bir cümleyi aklma getiriyordu. Bu “nehrin yatağı” kelimelerini kendi kendine tekrar ettiği vakit bu, müphem manalı cüm- le parcası, onun gözleri önüne, aynı mihver dünün münasebetini, manevi tecrübelerle tahakkuk etmiş bir hissin devamlı realitesi. ni ve sonra, onun üzerindeki sapa yolların kısa mesafesini getiriyordu. © sabah Bert, vaktinden evel gitmiş ol mamak ve sanki beklerken - sabırsızlanma mak için yavaş yavaş istasyona doğru gidi. yordu. Sentiler korusunun ötesinde beyaz bir duman görerek adımlarını sıklaştırdı. Tiren durduğu zaman Bert de istasyon rıhtımına varmıştı. Çerçevesi içinde Alber'in simasını farkettiği bir açık kapıya doğru ilerledi. Al- ber, bir türlü aşağı inemiyen ihtiyarca bir kadının arkasında, ayakta durmuş kendisine gülümsiyordu. —SON —