7 Temmuz 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

7 Temmuz 1936 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tuna meseleleri ve Fransa Orta Avrupa memleketlerinde bir yole viyı rupadaki vaziyetini ve nufuzunu iden gözden geçiren B. Moris luk yaparak oradaki politik v göre, Fransa bugün kendi Perno' lameden kaçınır görünmektedir. Hal bul Avrupadaki dostlarına da cesaret ve itimad telkin etmek için, Fransanın düşen vazifeleri kat Son günlerde Tuna memleketlerine yaptığım yolculuğun İntibamı / krsaca anlatmak lâzımgelseydi, iki esaslı nok- tayı kaydetmekle iktifa ederdim: Eko- 'nomik hayatta, devamir değilse bile hissedilir bir terakki; politik vaziyette daha vahim bir kararsızlık. Pransanın 'Tuna ekonor düzelmesinde dah- Ji yoksa da, Orta Avrupanın bugünler- 'de muztarip bulunduğu politik karga- galık ve rahatsızlığın mesuliyeti, büyük ölçüde, ona düşmektedir. Avusturya ve Macaristandaki ekonomik düzelme Avusturya ve Macaristan Roma pro- tokolundan, habeş harbından ve zecri tedbirlet rejiminden oldukça geniş bir ölçüde istifade ettiler. Teahhüdlerine sadık kalari İtalya bu iki memleketten Bücü yettiği kadar mal satın aldı. ve yüksek fiatlar vererek aldıklarının pa- Fasını da ödedi. Afrikadaki harbın do. Burduğu fevkalâde ihtiyaçlar İtalyayı, ithalatının hacmini büyültmeğe sevket. ti. Ve nihayet Viyana ve Budapeşte, Cenevrenin kararlarına iştirak ederek İtalyaya doğrudan doğruya hiç bir şey satmamağı teahhüd etmiş olan memle- ketlerle İtalya arasında /mütevassıtlık — *hem de kârlı bir mutavassıtlık- yaptı- dar. Macar ekonomisi alman pazarları- nn daha geniş bir surette açılmasından a istifade etti. Hububat fiatları yük- seldi. Şurası da doğrudur ki Budapeste — de salâhiyetli mahfiller bu neticeye bi- Tibirine uymıyan tarzda değer vermek- “tedirler. Bu netice köylülere derhal el- İi birkaç avantaj temin etti, fa- çat hayatı pahalılaştırarak burjuva ve bir azimle ifa etme li armaflafla lkineicinz ati Yok- Sul bir memlekette fiatların oldukça a. gağı bir seviyede tutulması ve hayatın vcuz olması belki daha iyi olurdu. Bir kaygı sebebi daha —— Fakat, başka bir kaygı sebebi daha var. İtalya ile olan ticari münasebetle. — rin faalleşmesi, gerek fevkalâde haller- den ve gerek Avusturya ve Macaristan mallarını politik sebebler - dolayısiyle tercih etmeye karar vermiş bulunan Ro- jma hükümetinin bu husustaki niyetin- den ileri gelen suni bir hâdisedir. Bu süretle başlamış olan mübadele cere- “yanları ne kadar devam edecek? Bunu fakat İtalyanın, başka bulabileceği şey- deri! ve Avusturyadan alma- — a devam edeceğini ummağa da kim. #e cesaret edemiyor. Gene Budapeş- tede herkes çok iyi/ biliyor ki, al. manlar aldıklarının karşılığını mark “ veya mal olarak ödemekten gayri bir çare bulurlarsa, muhtaç olduk. darı ziraat ürünlerini dan pahalır — caklardır. Nihayet, Macar endüstri Macaristan. manyada yapılmış eşya ile doldurmak olan bir takas sisteminin - kurulmasını — dapek kaygısızca” karşılamamaktadır. Hayale kapılmamak gerek Onun için, Avusturya ile Macaris- tanın ekonomik hayatlarında bugün gö- tülmekte olan terakkinin ne ehemiyet e de devamlılığı hakkımda hayale - kar pılmamak gerektir. Bundan başka bu iki devlet, ekonomilerini münhasıran, — kendi haklarında besledikleri” politik “ #ikirlerini pek iyi bildikleri komşu bü- yük devletlere istinad ettirmek kaygı- " sında değillerdir. Macaristan ve Avus- *urya ne İtalyadan, ne de Almanyadan vaz geçebileceklerdir; fakat bu iki bü- “yük komşunun faaliyetlerine karşı, Tu- “hanın öteki küçük devletleriyle munta- — zam ve müteaddid mübadeleler siste- ““miyle bir muvazene yapmak lüzumunu histetmektedirler. Onun için Viyana, — Avusturya ile Çekoslovakyaya ciddi menfaatler — temin edecek bir ticaret ei andlaşması — yapmayı teklif. eden B. Hodea'yı iyi karşılamıştır. B. Hodza'nın teşebbüsleri B. Hodza bu ilk neticeyi — istismar etmek ve iyi tanıdığı Macaristanı önce bir Tuna hububat — ofisine, sonra da müşterek bir ekonomik organizasyona iştirak ettirmek arzusunu kuvvetle bes- ler görünmektedir. Prag - Viyana - Bu- dapeşte müsellesi üzerine kurulacak dan bu organizasyon, Yugoslavyayı, Ro- de Bulgaristanı f edecektir. Bu ise, ziraj olan devletle- Ti birleştirmek bahis mevzuu olduğuna göre, nazik bir iştir. Fakat asıl vahi olan, bu teşebbüsün erken yapılısıdır; çünkü bu memleketleri biribirlerinden ayıran politik meseleler hallolunmadan bunlar arasmda ekonomik bir işbirliği kurmak imkânsız görünmektedir. Me- sela macarlı iyetler vaziyet çoğunun . ekal toprak revizyonu / yolundaki istekleri ortadan kalkmadıkca veya tatmin edil medikçe. —ekonomik sahada da — olsa, Prag'la Budapeşte arasında — müşterek bir hareket nasıl tasavvur olunabilir? Meselevi politika cerçevesinden çıkar- mak için iki tarafın vantrör gayretler simdiye kadar iki memlekette de kamo- yun sarsılmaz mühalefetiyle - karşılar- anıştır. Duna devletleri, kendi başlarına kaldıkca ve yalnız kendi. vasıtalariyle başbaşa bırakıldıkça orta Avrupayı ken: dilerine tam bir istiklal ve muayyen bir vefah derecesi temin edebilecek esaslar İüzerinde asla organize, şedemiyecekle- Fini gittikçe daha fazla anlamaktadır- Jar. İşte bu 'noktada, büyük garb dev- Tetleri politikası işe karışmaktadır ve- 'ya bu politikanın işe karışması gerek- mektedir. Daha bugünden Almanya ve Ttalva- 'nın egemonya fikirlerinin tehdid etti- Bi ve yarm da belki rus tehdid edecek olduğu orta Avrupa emellerin Çük devletleri - hir olmazsa şimdilik - gelameti yalnız — büvük Britanya Fransanım himayesinde — görüyorlardı. çünkü bu devletlerin o bölgelerde po- h bir emelleri yoktu. ve biricik menfaatleri orada muvazene - ve sulbu idame ettirmekti. Yalnız Prag ve Viya- ta'da değil, Budapeştede' de en uyanık 've en makul kimseler ümidlerini Londra 'aris'e bağlıyorlar ve iki garb dev- letinin kati ve vazıh politikasından, kendi memleketleri üzerinde - dolaşan türlü tehlikeden kurtulmak çaresi. Alman / egemonyası ile Sir Çemberleyn'in seyahati Benim orta Avrupadan geçişim, in- Kiliz kamoyunun da fransız - kamoyu kadar az bildiği bir takım meseleleri yerinde gözden geçirmek için oraya gelmiş olan Sir Östen Çemberleyn'in Beçişini yakından takib etti. Budapeş- tede, Viyana'da, Prag'da onun teşebbüs- lerinin ve mülâkatlarının çok doğru. dan doğruya gelen akislerini duydum. Politik ve ekonomik hayatın, birçok a. ğir ananelere, birçok engellere - takıl- dığı için çok güç organize - olabildiği bu genç devletlere ve bu ihtiyar millet- lere karşı gösterdiği alâka ve sempati- 'den dolayı Sir Çemberleyn'e her taraf- ta minnet duyguları beslenmişti. Fakat, bu alâkadan, bu sempatiden hiç bir ha- teket doğmuyacağı anlaşılınca her ta- rafta inkisar uyanmıştı. Bir avusturya- İr bakan: “Almanya bizim istiklalimize tecavüz ederse İngiltere yardımımıza 'ne mikdarda kuvvet gönderecek?” di 'ye sorunca Sir Östen Çemberleyn “bir alay bile göndermiyecek!” cevabınır. vermişti. Orta Avrupa 'devletleri ve Fransa Fransanın niyetlerine gelince, bun- Jaziyeti fransız dış sıyasası za- menfaatlerini korumaktan, Av- düşmanlarına saygı ve orta Tuna kendisine bölgesinde T hakkında, 7 mart'ın - yani” Ren iş- galinin - ertesinde Fransanın takındığı tavura bakılarak veriliyordu. Bana — Viyana'da şöyle demişlerdi: “Fransızlar, Almanyanın, — doğrudan Goğruya fransız sınırlarını tehdid eden büküm ve fransız emniyetini tehlikeye sokan bir teşebbüsüne karşı hiç bir harekette bulunmazlarsa, Almanya bizim hakimi- yet haklarımızı tanımazlıktan — gel takdirde Fransa'dan enerjik ve tesirli bir müdahaleyi bekliyebilirizi Bana aynır mülahaza Pragda da yapı dr ve ayrıca bizim milli haysiyetimiz için acr, fakat tamamen haklı olan bir takım ihtiraz kayıdları da ileri sürül. dü. Çekoslovaklar hesablarını yapmak için iki şıkkı göz önünde tutmak z0- runda kalmışlardır: Almanyanın mem- leketlerine karşı yapacağı tecavüz ya otomatik bir surette fransız ve ingiliz kuvvetlerinin Rayhş'a karşı harekete geçmelerine yol açar (ki bu halde Çe- kosloraklar kendi istiklallerini ve müş- terek davayı müdafaa için sonuna kı dar döğüşecekler ve son adamlarına kadar feda edeceklerdir) yahut da İn- Biltere ve Fransa fili müdahaleyi bazı gartlara ve bazı müddetlere tâbi tuta- fak az çok platonik protestolar ve teh- didlerle iktifa edeceklerdir; o zaman, bu müddetler müttefiklerimiz Çekos. Jovaklar için zararlı olacağı cihetle, on- Jar istedikleri gibi hareket etmekte ser- best olacaklardır. Alman tehdidi karşısında Çekoslovakya Alman tehdidi Prag'da sükün ve so- Buk kanlılıkla " telakki - olunmaktadır; fakat bu tehlikenin bütün vahimliği de ölçülmektedir. Çekoslovakya, içinde üç milyondan fazla almanın bulunduğu ve bunlardan 150000 nin Rayhş sınırı bo- yunca gruplanmış olduğu bir devlettir. Prag hükümeti bu bölgede lüzumlu bü- tün ihtiyat tedbirlerini almıştır: Bütün mühim memurluklar çeklere verilmiş- tir; jandarma ve gümrük kuvvetleri de tamamen çeklerden mürekkeptir. Mih- yrduda alman unsurlar tedrici suret- te kadrolardan çıkarılmıştır: - Bugün subayların yekünu / üzerinden ancak yüzde ikisi almandır. Yurdun - korun. ması hakkındaki yeni kanun, daha sulh zamanında çok sert tedbirlerin tatbiki- 'ne İzin vermektedir ki alman ve macar gazeteleri bu ri şiddetle tenkid etmislerdir. Pakat büitün bunlardan son- a şu kalıyor ki, mili toprakların alman tecavüzüne karşı müdafaası işin- de çekler artık alman yurddaşlarından kendilerine yardım etmelerini - istiye- mezler. Elde etmeği pek de ummaksı #ın istiyebilecekleri tek şey, alman un- surun, memileketin müdafansını — tehli- keye düşürecek veya onun mukavemet kuvvetini felce uğratacak hiç bir ha rekette bulunmaması ve bu yolda hiç bir manevraya kapılmamasıdır. “Drang nach Osten” Bir harta üzerinde bu memleketle- rin - Çekotlovakya, Avusturya, Macaris. tan », coğrafi vaziyetlerine bakılınca ., bunlar birleştikleri takdirde alman ya- yılmasına karşı aşılmaz bir sed olacak- darı, münferid - kalırlarsa kendi hesabmma hareket ederse, yapacak- Jarr gayretlerin neticesiz kalacağı dü- şüncesine temayül edilir. Bu üç memle- nasıl ve her biri ket gezilip onların içinde bulundukla- t şartlar, temayülleri, organizasyonla- rının meziyet ve kusurları yerinde göz- den geçirilirse, muhtemel düşman kar- sandaki bu müsavatsızlık ve zaaf in- bir şekil alır. Çe- tibar, kati ve şüphesi koslovakya yalnız kendi kuvvetleriyle bir alman tecavüzüne mukavemet ede- mer, Avusturyanın Almanyaca - ilhakı <- ki avusturyalılar buna mani olmak kudretinde değildirler - tamamen çem- ber içine girecek olan Çekoslovakları almanların elinde bırakacaktır. Anşlus, müdafaasız olan Macaristanı alman e- gemonyasına teslim O za man “Drang nach Östen” in, (şarka doğru yayılışın) ne için ve nerede du- Tacağını ve ne de, Avrupa krtasının he« men hemen tamir kabul etmez bir mu- vazene bozukluğundan nasıl kurtulaca- edecektir. ğint insan anlıyamıyor. Roma protokolları - Küçük antant Bütün Tuna memleketler Ş durmağa ve mükavemet buna kare 'yol açaca. t fedakârlıklara katlanmağa aynır de- zecede niyetli olmamakla - beraber, bu tehlikeyi müdriktirler. Onları hayrete düşüren, tehlikenin vahimliğinin - ve yakın oluşunun, tehdid altında olan ve Gaha kati bir karar ve daha azimkâr bir tavurla bunu - giderebilecek vaziyette bulunan devletlerin, bu tehlikeyi bu de- receye kadar bilmezlikten gelmeleridir. İtalyanın, hayırlr tesirlerini inkâr et mek mümktn olamıyan Roma protokol. Jarmı ileri sürmesi gibi, Pransa'da ege- monyacı devletlerin emellerine - ciddi bir engel olan küçük antanta istinad etmektedir. Fakat biribirine muhalif o- dan bu iki grupu terkib etmedikçe ve onlarr bir tek sistem halinde birleştir. medikçe, hiç bir şey yapılmış olmuya- caktır. Fransız kamoyu ve Orta Avrupa işleri Fransız kamoyunun, kendi ihmalci- liğimizi ve pasivite'mizi - görmeksizin Almanyanın küçük antantı — dağıtmak için yaptığı gayretleri - gürültülü bir tarzda tenkid ettiğini ve romen veya yağoslav müttefiklerimize, almanların bazı avanslarını kabul — etmelerinden dolayı sitemde bulunmasını görmek çok tuhaf bir şeydir. İtalyaya — karşı zccri tedbirleri tatbik ettiğinden dolayı Yu. goslavyanın omuzuna binen yükleri kal. dirabilmesine - yardım için ne yaptık? Hiç. Sonra da, Belgrad alman pazarlı finin kiymetli - yardımlarını — müsald karşılayınca bağırmağa başlıyoruz. Po- Jonyanın Çekoslovakyaya karşı bir ta- kıma budalaca kavgaları itina ile idame ettirdiğini, müttefikimizin zararına o darak, Macaristanla müşterek bir snır kurmak çarelerini araçtırdığını / görü yorüz, Bunün karşısında Pranta' c ya. Piyor? Prag'la Varşova'yı biribirlerine Yaklaştırmak için enerjik bir gayret mi? Hayır; fakat, “Polonyanın ihane. ti” ne hiddetleniyoruz. İnsanın, “Avrupada hâlâ bir fransız Politikası var mı, yok mu?" diye ken- çendine soracağı geliyor. Vaktiyle birçok defalar gene bu sütunlarda, kü- gük antantı idare edenlerin bazı devlet adamlarımız üzerinde yaptıkları çok büyük nüfuzdan dolayı şikâyet ediyor- 'dum. Bana öyle geliyordu ki, eğer bi zim diplomasimiz — müttefiklerimizin menfaatlerini hesaba katıyorsa, Fran- Sanın menfaatlerini ve Avrupa politi. kasının umumi ekonomisini bunlardan füstün tutmaması gerektir. Duygularım hiç değişmemiştir. Fakat başka bir yan- Jış daha var: Fransa bugün kendi müt- tefiklerini korumaktan, Avrupadaki va- ziyetini ve nüfuzunu idameden kaçınır Börünmektedir; halbuki, düşmanlarına Saygı ve Örta Avrupadaki - dostlarına da cesaret ve itimad telkin etmek Onun bu vazifeyi kati bir azimle etmesi kâfidir. iyfa MORİS PERNO Örop Navel, Paris - 27. 6. 36 istiklali B. Şuşnig'in Cenevreye çağrılmasın. dan bahseden ve bu seyahatin yapılıp yapılmıyacağı ihtimallerini tahlit eden Enformasyon gazetesi, bu başlık altın. da yazdığı bir yazıda diyor ki: Avusturya devletinin tehlike için. de yaşadığı aşikârdır. Onun büyük o- dan, fakat birkaç aydanberi ci te azalmış bulunan ekonomik güçlükle- rine, gittikçe büyüyen politik güçlük- der de iltihak etmiştir. Avusturayyı hür yaşatmak içni onun elinden buna lü- Zumlu vasıtaları almamak muvafık olur ve bu da onun hususi de yapılacak çok amirane müdahalele rin bertaraf edilmesini gereklestirir. Avusturya hükümeti kendini — daha iyi müdafaa edebilmek için muntazam bir ordu kurmuştur. O zaman, komşu devletlerin protestolarının önüne geçi- Tebilmişti, fakat protestelar her vaman Avusturyanın güret- lerinin idaresin- makul sınırlar içinde tutulmamaktadı; Netekim, son zamanlarda Habsburgle rın yeniden tahta çıkacakları haberi ya yıldıktan sonra, bunun muhakkak - bir harb doğuracağı da aynı zamanda bil. dirildi. Bu gibi haberler hür Avusturya hü. kümetinin, milli menfaatlerin ve girişti. Bi teahhütlerin kendisine emrettiği vazi, feyl başarmasına yardım etmemektedir. Habsburgların yeniden Avusturya deve letinin başına geçmeleri meselesi tama- /men teorik bir bakımdan mütalea - olu 'nursa bunun, istiklali temin etmek ve alman cazibesine mukavemet eylemek hususunda en emin ve en kolay çare ol duğu düşüncesine meyledilir. Fakat bu iş. simdiki real göz önüne getirilirse, şurasını ve teslim etmek gerektir ki, Habsburge ların yeniden tahta çıkışr vahim tehli- kelere meydan verecektir; Yugoslavya hükümeti, hususi bir enerji ile, böyle bir hal olursa hemen askeri tedbirler alacağını teyid etmekten geri durma- mıştir. Şüphesiz Almanya böyle bir hareke- ti, kendi ırk kardeşlerinin - yardımına koşmak için bir fırsat bilecektir. Unut- mamak gerektir ki Avusturyada doğ- Mmuş olan B. Hitler, Avusturya alman- Jarının vazifelerinin de TTI üncü Rayhş almanlarının vazifesinin aynr - olduğu fikrinde bulunmuştur. Onun için yar- dim çok büyük olacak ve bunun akisle- Finin ne olacağı önceden kestirilemiye- cektir. Bundan dolayı Dolfut hükümetinden gonra Şuşnig hükümeti de Habsburg- Jarın yeniden tahta çıkışlarını hazırla- nt teyid etmekten geri durma- anıştır. Bununla beraber, şunu da söyle- mek gerektir ki birçok mühim ve hükü- metle yakından temasta bulunan avus- turyalı şahsieytler, Habsburgların gele yüzünden karşılaşılacak - tehlike- vaziyetin temadisi dola- yısiyle doğacak tehlikelerden daha eh- 'ven görmektedirler. Avusturya-Macaristan imparatorluğu- nun halefleri olan devletler delegelerinin, bilhassa Yugoslavya delegerinin kendi- lerine bu mevzu etrafında söyledikleri #özlerden sonra Fransa ve İngiltere de- kabul legeleri B. Şuşnig'in / şahsi »cevabımr Ginlemek artütünda butundular. Bu hun için F. Şuşnig'in Cenevreye gel 'ne hacet yoktur. O, alman tehlike- #ini bildiğini, her gün onunla savaştı- nt ve tehlikelere rağmen bu savaşa devama hazır olduğunu söyliyecektir. Fa- kat, Habsburgların, günün meselesi ol- mayan yeniden iktidara gelmeleri me- selesi bir korkuluk gibi ardsız aralık- Siz ortaya âularak ve bunün, Avustur- yanın bir kısmının yabancı bir ordu ta- rafından ip a'inin içareti olacağı - söy- denilerek w vmi vaziyetin daha kötü hale konu duğünü ve kendi - şahsi vaziyetinin de kararsız bir hale sokul- duğunu ilâve edecektir. Çünkü bu ade- mi tasviblerin, bu tehdidin, bu tehlike- Terin, herşeyden önce kendi fikirlerine hizmet edecekleri için, alman politika- Sınca da arzu edildiği şüphesizdir. 11 Temmuz KIZILAYA ÜYE YAZILMA HAFTASININ BAŞIDIR ! | üerlilerinden olan Kızılay, bu yıl üye yazılma haftasını 11-19 tem- Yur. muz olarak tesbit etmiştir. dun karagün dostu olan cemiyet beyannamesinde yurddaşlara hal-) tayı şöyle sunmaktadır Saygı değer yürde | | ! insanlık ve | | gefkat düygularından doğarak kemizde bundan (59) yıl önce ku- 'askerlerimizin , barışta da yanızın.i su basması, yer sarsıntısı, kurak- hık, açlık. bulaşık hastalık gibi in- sanların başlarına çelmekte olan felâketlerde yardıma koşan Kızıl- aydır. Yurddaşlarımızın ve bütün dün- zılay Cemiyeti, timizin kurulduğu 28 1923 den 30 nisan 1936 günün: dek yukarda sayılı işler yolunda 3 milyon 851 bin 641 mıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: