28 Haziran 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 HAZİRAN 1936 PAZAR vasına büyük bir civanmerdlikle kulak vwermesine sebeb olmalıdır. İ Burada bir nokta daha vardxı'" ki, _o da artık tamamiyle hükümdcn. düşmüş -olması lâzımgelen muahedelerin dahi, onu imzalayanlarla gönüllü olarak mü- zakere yapmak suretiyle tadil tıraâmı gidilmesi icab edeceği sabit olduğu ı;ıi- Türkiye, öyle bir misal yermiştir ki, bunu not alması Bay Hitler'e tavsiye 0 Tunabilir, Şimdi Montrö konîerans";;_ İştirak edenlere, gtatüko'nun, yıl_mı ş'i det ve meydan okumakla değişebileceğ hakkındaki alman kuruntusunu yalana o'karmak vazifesi düşüyor. in yeniden : K aei yîukerîlwirilmexı 22 haziran 936 tarihli Deyli_ Tolîî raf gazetesi #Çanakkalenin "m“:zdı- kerileştirilmesi” bışlıikı_ altında y ör bir makalede diyor ki; gi l;;ı;ııın Montrâö'de taplameakı no:a; konferansın varma&ı muhtemel ola z ticeler hakkında şimd!d;n ıı:::lta ea y erken davranmak O'Ur- ’“t;:kknnfemnş. Türkiye.nın lîzî ;; aktedilip boğazların gayri “k"ıs ö getirilmesi ve bir boğazlar komisy kurulmasını icab ettiren _mua:ıer:iîe:ı;: iden gözden geçirilmesi tale yeniden g ae toaplanına Hk;(:l:i;î.;:en!:ırde ı)mnnların' R:: gayri askeri bölgesine yürüyüîlc;:sme yahud daha önce Wiyana ıı:ma :ri ve rağmen rusların Ratom'a gını;e okendi vinden bir hareket yapmamak a khğiepld:mv:î::::ı;ıdan Türkiye'nîxeı 'bu hareketi tamamiyle dür_üşfıo:i:ı:îı Y İngiltere ile Fransada geniş 016 dir edilmiştir. Romanya, Rulgaristan ve p tanın da, Türkiye, harh takdirinde bot ğazları kapatmadan evvel Baıkant k!::îı tefikleriyle isti edeceği bhamün i eminat vermiş olduğundan, bu mt N b lere dostane bir hava içinde iştira kere edecekleri ıntaşıhmktıdır. ee Lozan muahedesinin imzıhn.nt n dan beri İtalya, Doğu Akdenizinin He- anelefı devletlerinden birisi olmuştur. ;ıtışyınlnm elinde bulun:; o:;:;:, :d::a_- :mali, türklerin şimdi t xkgir::gikîeri İmroz ve Tene(bs’îa: nzak değildir ve uitkîeriıî iki 'ıeııîebin I bu hususta ileri sürdükleri ıad. ğ :ı:ıü teri arasında bir italyan ıtehıî kıta : timalinin de bulunduğu anlaşı ç Bununla beraber, bu talebte ııî:tî; anlarda milli bir hlkı.nma hâı::' - :şarmrş olan Türkiyenin kendi iÇç dış kapılarını emniyet altına zlgı:üy : zu ve ihtirasının bulunduğun! ktur. temeğe Tüzum YO lede ingiliz sıyasası- B : / Bu huşusi n mazide İngilterenin nin tuttuğu yo münasebetleri tayin Rusya ile olan ederdi. via Dü TirkîY;'y' sır : mîr n:üııhm göstermet j:::tmoak asınt Akderîiı?îlî hirkm. Sovyet içindi. Bugün K“"dın: e:bîıcıin fa- donanmasını İ yaçakkır.. Ve kat bu daima wı:ıaıı da büsbütün ye- pütün Akdeniz S1Y ir. Bu vaziyet we e ve Karadeniz bo - ine sahib olan dev- de - biz ir arzudur. Fakat bu hak, nında onun ora ile alâkadar olan ticaret hayatını indi nizamlarla güçleştirme- mek bhususunda sağlam teahhüdlerde bulunması lâzımdır. ; Harb zamanında Türkiyenin ne tür- lü hareket edeceği ise, Montrö’de_ ne denilirse denilsin, o zamanki vaziyete tâbi olacaktır. Muhtelif kaygular Noye Fraye Presse gazetesinin Mı.m— tröye gönderdiği muhabiri gazetesine gönderdiğl telgrafta diyor ki: 24 temmuz 1923 de yaplmış olan bo- ğazlar andlaşmasını imzalayan devletle- rin, İtalya müstesna, yüze yakın mümes- silleri ile, Türkiyenin andlaşmayı değiş- tirmek arzusunun gerçekleşeceğini gös- teren bir hava içinde, bugün, boğazlar konferansı açıldı. Ancak, heyetler mümessillerinin söy- ledikleri nutuklar, türklerin teklif ettik- leri yeni andlaşma projesinden ziyade, “ağır bir yük diye telâkki ettiği andlaş ma hükümlerinin anlaşma yoluyla de- ğiştirilmesini tercih eden,, Türkiye le- hinde yapılan tezahüre inhisar ettirildi. Böyle olmakla beraber, Türkiyeye hi- tab eden bu dostça söz, görüşülecek olan meselelerin, büyük donanma devletlerine bir çok güçlükler doğuracak derecede karışık oluşlarınım mahiyetlerini değişti- remez. Boğzların her iki sahilinin tahkim e- dilmesi tahdidinden Türkiyenin kurtul- mak arzusunu tamamiyle yerine getirile- ceğine delâlet eden bir hava esmektedir. Türkiye yeniden tahkim hakkını ala- cak olursa, teklif etmiş olduğu projeye göre, her hangi bayrak altında olursa ol« sun, bütün ticaret gemilerine serbestçe geçmek hakkını da tanıyacaktır. Bununla beraber, Türkiyenin, sıhhi- ye resmi almak tasavvuru, yabancı dev- letlerin ticaret gemilerine bir masraf yük- demekte ve dolayısiyle bunun Britanya ticaret donanmasına zararı dokı_ınacağı düşüncesiyle, Britanya mahfillerinin bir parça canlarını sıkmıştır. ; Bundan başka, yabancı harb gemile- rinin geçişi hakkında büyük bir tahdidi ileri süren türk teklifi de hayretle kar- tır, phrğ:ı“îeklifc göre; Türkiye kendini harb tehdidi altında telâkki edince, serbest ge- çişi yasak etmek hakkını muhafaza et- mektedir. İngilizlerin telâkkisine göre, Türki- yenin projesi, Karadenizde, obür devlet- lere müukabil Sovyet Rusyaya rüchanlık vermekte ve dolayısiyle de, bu devlete, Akdenize çıkış için bir kapı açmaktadır. Sovyet mahfilleri ise, buna karşı, Ka- radenizde sükünu müuhafaza etmek için, Rusyanın elinden geleni yapacağını söy- lemektedirler. Kohferansta daha şimdiden, eğer Tür- kiyenin verdiği proje bugünkü şekliyle kabul edilecek olursa, Karadenizin bü- yük bir sovyet donanması üsü halini ala- cağı kanaati hüküm sürmeğe başlamış- tır. . ** * LA Noye Zürher Saytung gazetesine Ro- madan bildiriliyor: Romanm resmi makamları zecri ted- birlerin kaldırılmış olması dolayısiyle se- vinçlerini izhar ederlerken, kamoy, ingi- liz inisiyatifine pek güvenemiyor. Te- melli bir surette halledilmiş olan habeş meselesinin Akdeniz sahasına nakledil- mesinden sakınılması etrafında arada bir sesler işidilmektedir. Ankara radyosu Plak yayımı ve ajans haberleri Karışık müzik (plâk) Hormonlarla yapılan tedavi: Dr. B. Arkan Karışık müzik Ajans haberleri Danst muüsikisi İstanbul radyosu Muhtelif plâklar ve halk musikisi Dans musikisi (plâk) Haberler Muhtelif plaklar veya retrans- misyon Sololar (plâk) Stüdyo orkestraları Son haberler Saat 22 den sonra Anadolu ajan- sının gazetelere mahsus havadis servisi verilecektir 12.30 18.— 19— 19.15 20.— 20.30 21.30 ——— POLİSTE; Tırpanla müşterivi yaraladılar Atpazarında attar Bekir ve Kadri, kendilerinden tırpan almak istiyen Gazinin tırpant beğenmemesi üzeri- ne, başımna vurmak — suretivle varala- dıları anlasıldığından yakalanarak adliyeye verilmişlerdir. —— 5 ;. Ölüm Mefhurf: Düyünu ümumiye nazırı Amn. Beyin oğlu ve Millt müdafaa ve- hâlı.etı Bazdan korunma evi baş kimya- geri B. Hikmetin kaympederi B. Sadi vefat etmiştir. Cenazesinin 28.6.935 pa- zar günü saat 11 de merhumun Cebeci topraklığındaki bağından kaldırılacağı dostlarına bildirilir. Deniliyor ki, Eden, Akdeniz mesele- sini nutkunun çerçevesi dışında bırakmış olmakla beraber, şimdilik İngiltere ile bazı Âkdeniz devletleri arasında karşılık- İr güveni korumak Küzumu olduğunu kay- detmiştir. ; İtalyada bazı mahfiller bu karşılıklı güven meselesini, İtalya aleyhinde kul- la.m!an bir Akdeniz ittifakr şeklinde tef- sir etmekte ve Eden'in talebinde, bu it- tifakla milletler cemiyeti arasında bir ir- tibat temin etmek gayesi güdülmekte ol- duğunu ileri sürmektedirler. Mntrö'de ister yalnız boğazların tah- kimi meselesi görüşülsün, isterse, bu dip- lomatik görüşmeler bir Akdeniz paktı- nın yapılması hedefini taşısın, Londra- ca hazırlanmış olan ittifak konferansın Üzerinde, zecri tedbirlerle benzerliği 0« lan bir cebir havası estirecektir; denil- mektedir. Çünkü, İtalya, ingiliz - fran- sız - ispanyol - türk - yugoslav cephesi gibi muazzam bir cephe karşısındadır. Bu mahfiller diyorlar ki, eğer Lornda İtalyayı bir çember içine al k gayesini güdüyorsa, zecri tedbirlerin kaldırılması da beyhudedir. Bundan şu netice çık- maktadır ki, devlet adamları yakın ta- rihin tecrübelerinden hiç bir şey öğren- memişlerdir. Alman Dış Politikası B. Ribbentrop Münihtebir nutuk verd (Başı I. inci sayfada) layca tanzim edilebileceğini söylemiş ve sonra alman ulusunun askeri hakimi- yetinin tekrar kurulmasından bahset- miştir. * Hatib burada 30 birinci kânun 1932- den evelki durumu teşrih ederek de- miştir ki; *“— Dişlerine kadar silahlı bir Av- rupa ortasında, Almanya tamamen mü- dafaasız bir halde bulunuyordu. İşte o zaman Führer askeri sahada hukuk mü- savatı taleblerini Avrupaya bildirdi. Almanya Avrupanın göbeğinde işgal et- tiği coğrafi vaziyet itibariyle bu taleb- leri yapmaya mecbur bulunuyordu. Al- manya barış istiyor ve fetikler yapmak ve diğer uluslara hâkim olmak fikrini reddediyor ve Hitler bu barış arzusunu son üç sene içinde tamamen açık ve ikna edici bir şekilde bildirmiştir. Ordu meselesi B. Makdonald, 1933 de- Almanyanın iki yüz bin kişilik bir ordusu bulunma- &t hakkındaki teklifi yaptığı zaman Führer bu teklifi derhal kabul etti ve hattâ “diğer milletler aynı suretle ha- reket ettikleri takdirde Almanyanın si- lahlarını tamamen brrakmaya hazır ol- duğu,, seklinde büyük bir karşı teklif de.vyaptı. Fakat bu teklif hie hir zaman itibara alınmadı ve 200 bin kisilik bir ordu teklifi dahi Cenevrede garib bir akibe- te maruz kaldı. Cenevrenin son celse- sinde, hu 200 bin kişilik ordunun AL- manvaya ,ancak bu memleket son dört yıl icinde olduğu gibi barıs ruhu hak- kında deliller sösterdiği takdirde veri- leceği bildirildi. Almanyanın bu durum karsısında yanacağı sev. Milletler ce- miyetine ve orada hâkim olan ruha ar- kasın rçevirmekten ibaret bulunuyor- du. Aranılan anlaşma yolları Bu bhayal inkisarına rağmen, Führer Avrupada bir anlaşmaya varmak için yeni demarşlar yaptı. İşte 24 ikinci kâ- nun 1934 tarihli Almanya - Lehistan saldırmazlık andlaşması bu süretle ya- pıldı. Büyük elçi bundan sonra Führer'in silahların azaltılması hakkında yaptığı gayertlerden bahsetmiş ve demiştir ki: “— B. Hitler “budan böyle Alman- ya ile Pransa arasında bir toprak me- selesi olmıyacağını bildirmiş ve fakat bu mesele tetkik edileceği yerde İngil- tere ile Fransa arasında Londrada gö- Tüşmeler olmuştur. 2 şubat 1935 tarih- Ni ingiliz - fransız notasında müsbet ye- pâne teklif bir hava paktr akti hakkın- daki teklif olmuştur. Almanya bu tek- life 4 şubat 1935 de derhal müsbet ce- vah vermiş ve fakat bu hususta da ha- kikt görüsmeler yapılmamıştır. Von Ribbentrop, bundan sonra fran- sIZ - sovyet ittifakından bahsetmiş ve bunun Lokarno paktı ile telif edile- miyeceğini izaha çalışmıştır. Üç ehemiyetli hâdise Führer, Avrupa devletlerinin iş bir- liği için pratik teklifler yapmıştır. 18 haziran 1935 tarihli ingiliz - alman de- niz anlaşmasının akdinden sonra yeni bir fikir baş gösterebilir ve hattâ bu fi- kir kuvvetlenebilirdi. Fakat, bunu iki ehemiyetli hâdisenin olması takib etti. Birincisi, italyan-habeş anlaşmazlığı ki bu mesele hakkında yalnız şunu söyle- mek isterim; Almanya, bu anlaşmazlık sırasında bütün memleketlerce tanınmış olan tam bir bitaraflık takib etmiştir. İ- kincisi de Sovyetler birliği - Çekoslo: vakya askeri ittifak anlaşmasının neş- ridir. Bu andlaşmanın Almanyada bazı endişeler doğurması tabii bulunuyordu. Von Ribbentrop, bundan sonra fran- SIZ * sövyet ittifakının 17 şubat 936 da tasdikinden bahsederek demiştir ki; *— Fransanın bu demarştam sonra Almanya 7 mart tarihinden sonra 7 mart tarihli demarşını yapmış ve bu süretle bu ittifak her ulusun bir tehlikeye ve askeri koalizyona karşı hududlarını müdafaa gibi en iptidat hakkmma daya- nan bir tedbirle cevab vermiş, yani top- rakları üzerinde askeri hâkimiyetini tekrar tesis eylemiştir. Almanya asker- likten tecrid edilmiş olan bölgeyi işgal etmiş ve Fransa tarafından hukukan ve fiilen ihlal edilmiş olan Lokarno mua- hedesini bozmuştur. -| Bundan sonraki hâdiseler Almanya- nın teşebbüsündeki tam isabeti göster- miştir.,, Almanya Çmîeîz_ milyon dolarlık harl malzemesi veriyor Tokyo, 27 (A.A.) — Şanghaydan ge- len japon haberlerine göre, Almanya ta- rafından yüz milyon dolarlık harb leva- zımı verilmesine dair olan bir çin - al» man anlaşması geçen mayıs ayında Ber- linde imza edilmiştir. Anlaşmanın te- ferrüatr şimdi Nankinde merkezi hü- kümet ile General Rayşno arasında gö- rüşülmektedir. Sanıldığına göre, görüş. melerin inkişafı hakkında haberdar €- dilmekte olan japon askerf şefleri, Çine en modern malzeme verilmemesi pn_lğ bu anlaşmaya aleyhtar bulunmamakta- dırlar. çeka Pdlonyada mahküiğ olan yahudiler — Radom, 27 (A.A.) — -Polonyada- Pos lonyalı — yahudiler arasında geçmiş g- lan kanlı hâdiselerde alakası bul _ 55 kişinin muhakemesi neticesinde, ; lrca yahudi suçluların üçü, sekiz, : ve beş sene hapse mahküm olmıı;.ııı: 25 i hıristiyan ve altısı yahudi olan di ğer 31 suçlu da altı ile 12 ay arasında değişen hapis cezalarına ılmışlar: dır. STT n On yedisi hıristiyan ve dördü | di olan öteki 21 mevkuf bxı-ııkı!ıııı;ıııî-ı:_'e —. b Fransada grevciler Paris, 27 (A.LA lığının bir ) — İç işleri bah;;-— tebliğine göre, grevci mib darı dün 153, a Sen Ki A 794 kişiye baliğ olmakta i sülh zama- kendisine yerilmeden evvel mak istiyorum.. Sen bana hayatın nerede ol- Bert Alber'e doğru dönerek, alışık olduğu a B Hu İ ÖŞT Ka miyeceksin.... : —ei ço Tetrika: No: 9* duğunu öğrettin. İşlerimin bir kısmımnı bıra- çizgilerini görmediği, fakat düşüncelerini ğirf h:lyalarlaBdîşhm' takib etmek isteyece. ğesl kacağım.... M tahmin ettiği çehresine baktı. de bir gün s a şimdiden doludur... Ser Mi S Bert cevab verdi: ; n& “*Seni 5 T o nn seveceksin, zavall Ev' lılk V ĞA , Kendi kendine; “Seni umduğundan daha de ağladığını gö I yavrum! senir MA LA Mso: PAR ŞARDO yi — İşlerini ihmal etmenin zamanı değil, — iyi anlıyorum. Beni gene terkediyorsun. ha- yüreğimdi Börecek, çekeceğin ıztırablar ; rııwıvo AA çeviren: Nasuhi BAYDA Alber bir &z sustuktan sonra, Bert'e bak- yata yeniden başlamanın hulyası içine sığın- vücuıgiııîıın; î:: şlmdıkı. gibi tekmeuwa*î Ka idke — TEDem k; — Mmaksızın, ciddi bir sesle devam etti: mak niyetindesin...,, diyordu. 1 DOŞ hissedeceğim. Çünkü bizler bâ: ber iskemlesini Berte yaklaştırarak: — Ben bahtsız bir çocuktum.. O zaman- — — Gülerek sordu: KP e u AI geninle ko,;ıuîmak ;î;tetîdmreddw bir wâç hğğılrğmakîaîı hoşlanmam... Fakat zan- — Ya kız olursa ? Bek v i> e vak i tatlr bakar ne teessür ivi bi ir. * " €rt, uyumak ğ Bertt tatli VK ekal T o mektebteri hîsleriığıir:ı; zektebmmm e îustılıı vedl_)ıı:denbîre ıztırab ve şaşkınlık — Ağrım vaarıîi:îğn Alberi kaldırarak; gesler — . Çendime dıyoı'dlm:1 k'ıı:'bîr di;şün' ancak daha kudretli olarak, gözlerinde, kç:,a;d, eğ <i îbagırmamağa zorlayarak Çabucak gi T ; wf —Kendik Alemi dşq'edemdeğişmiş ol- döktüğü yaşların hicabı ile çıkar. Hayata alarak bir isîîîfâ,en ıt(auâ'p “l; sık nefes edeceğini şöŞığl:rî Aığğ' Soktora - telefaj .. Sikire Kİ e nde, ö Ğ KA € oturdu ve bir k Çıktı. bir fikiT egi tle dü- daha cömert gözlerle hakmağa başlar! Ha- Hhar B3 -ON SUŞUN Ça- Ş iş ı;a eldi.. Ş î:nŞu veya blâ:m;arhangi yır, hayat beni inkisara uğratmadı! Fakat :;ı:;ğmf.a.ı er bir şeyler hissettiği kar- « Bı?rt_ kallftı,. sabahlığını giydi ve i duğgunu seziveîl)’ " ııakkîı’:na n insan, bir Onu sevmeği bilemedim, gibi; * T Yeal e tuttu. Çocuğunu okşay ormuş geçmiş oldngı.! için kendi kendine; “Hekim şünmekte olan, 5”. iniş b“âismm ayızla Kalktı, Bert'in önünde durarak ilâve etti: yor(iu, '.bavblaunn ı,seı:ıî:ş acı çektıriyorsun'ı. di- Tuy al'l;emmnm henüz zamanı değil!” ded kati bir müt laa ©“ yed kend uzü - bekle- — Artık hayatımım ehemiyeti yok. Ço- fakat ben senin k İK konuşacakrmş, kih : Ve oradan salona geçti. Sar debakiyor Ki şahsi ak çocu5 ynum, İşte cuğum doğmak üzere, Ben yavaş yavaş çe- - ğunu şimdid in karnımda yaşamakta oldu- CT Yeyin yerli yerinde olduğuna kana: veriyor. Evet, doğat çok mi Halb“kir yal- kilip gıdıyogum... Fakat, kendimin geç ola- cik bi kîn duyuyorum.., Sende mi mini getirmek için gidip geliyor, bir me Kana, mekte olduğumuz! w;,yar. yam zaman- Tak öğrenmiş olduğumu ona öğretmeğe he- ynwerub | T kızsın? Bizler için bu kadlır”'az tıyor, Şe_kmeleri açıp kapayord k bir his ki pek tabii Slîl anlı ÖĞÜ Gğyorlm Sen nüz vaktim var.. Onunla nasıl konuşulaca - end;ı ;,I'ıan dünyaya gelip ne yapa, cakam? ) n'dıîe hin ertesi sün habez nızlığı seven bir di yrett duŞendimi işime Ş';“ b"hy“;ım- Ne demek istediğimi anlı- mundan fazla ihm—a:ııınck istiyorsun? Lüzu._ 'a dFŞÜnerek çiç ları düşününce beni AY .A kenl ölayet yor musun ve lüzumundan fazl SEri g öti bana eskiden, senden TP gişimdli yi yaşar — — Anlıyorum ea A Hiğatin “ vermeime lüzumundan fazla gabâ rme yardı.. ŞÜ ederdin. Hakkın mi geliyorsun? Beni

Bu sayıdan diğer sayfalar: