30 — İLKKÂNUN — 1935 Makina Sesi F. R. ATAY Bir senelik alın terini ka ra bir somun parçasile öde- yebilen bu tarla, karısına bir kumaş parçası alabilmek için kağnısı ile dağlar aşırı buğ- day taşıyan bu köylü, Ana- dolunun çıplaklığı, açlığı ve gyoksulluğu, solgun beniz, çök- müş karın, tezek, saman ve toprakdan çatılmış kulübe- ler, hepsi makina sesini bek lemekte idi. Avrupada en- düstri ilerlemeğe başladığın- danberi, Türkiyede hayat is- tandardı düşe, düşe zenci se- viyesini buldu. Makina, bu memleketin geçen usırlaıdn_ biriktirdiği ile, her gün - iki büklüm çarpınarak elde et- tiğini, canavar gibi sömürdü. Tezgâhlar, durdu ; çarşılar kapandı; Türkiye sayi, baş- tan başa bir haraç haline geldi. Türkiye için istiklâl ancak bir imkân'dan ibaretti: Yeni ekonomi ile cihazlanmak, kendi köylüsünün alın terini değerlendirmek, gyiyeceğini, giyeceğini, toprağının altın- da ve üstündeki lüymetlerle mümkün olanı yetişdirmek, işlemek, buhar, elektrik ve teknik terakkileri $' leş- tirmek ! Banka, şirket, /ıbrı'hı a- tölye, her neye el atsak bü- tün kapitalist dünya bağırı—' yordu: Yapamazıını:l anki makina bir tılısım, tezgâh bir sır, teknik bir müğcize idi. Anadolu orak mahküm- larının zindanı olarak kala- caktı. Saman fiatına pamuk satacak. ipek' fiatına basma alacaktık. g Kamâlist Türkiyenin on ikinci yıl manzarasına - :î: szrlı' malı, bütün ma- ğaza vitrinlerinden taşıyor. Eski adetini tekrar bulan us- ta Türk eli, en ince » nalar üstünde lıolayh“f çe lışıyor: Ekmeğimiz, buğayı- mızdan, dokumamızı pamu- gumuzdan, şekerimizi pancd- rımızdan, ipeğimisi kozamız- Tan kendimiz yapıyoruz. Hiş biri ne sır, ne muğcize, N* W'e fl!l';_'::" banunla her l'y': ildiğine hükmetmeyiniz. '.Y.::: m;!ınmızı Tıîrk' çelir ğinden dökeceğiz; belki mo: törümüzü kendimiz yapmıya başlıyacağız. Dava gene bit- ıııı'yealdı'r. Dava, bütün vatandaşlar- da Türk olanı almak, ucu” damping fiatının .ydr—a!hğl kaçak eşya âfetinin önüne ,:çnııkudı'ı. En ucuz yumur- tayı Türkiyede bulduğunuz gibi, en ucuz kıravatı, ıııbıı— çuz gömleği, en Ucuz pabu- gn O çar ipeği bulabile- ceğiniz ayrı AYrı memleket- bir- ler vııdlrıkg:'"':“.'_d":_ç a. B. _lıgağ_r_ı Zaferi Roma,—Viyana, Peşte ve Varşovada iyi karşılandı Fransız senasi yeni bütçeyi kabal etti B. Laval, B. Hör ve B. Vansitar Paris sulh projesini hazırlarken Roma : 20 ÂA. A. Neticeyi verebilmek üzere geciktirmiş ©- Jan akşam g.ı'mh;lerlnin sön _l:ı. bılarnda dört sütun üzerine İh tişar eden B. Layalin muvn"ıı'rı. yet haberi burada vüyük SevİUÇ- le karşılanmıştır. Macaristanda Budapeşte: 29 A. A, — Yart resmi gazeteler şimdiki "“m". mevcut sulh ihtimalinin B.Laval'i Iktidar mevkiinde tutmak - oldu- gudu yazmakladır. Peşti Hirlap gazetesi, yakın- da uzlaşma için yeni bir takım teşebbüsler yapılacağını ümid etmektedir. k Avusturyada Viyana : 29 A. A, — Avus- turyanın resmi mahalili ve mat- Diş bakanımız Avusturya dış bakaniyle görüştü Viyana, 29 (& a. ) — Bura- ( 'ı' ET M $ DAĞ - Bakanı Rüştü Aras Avusturya dış bakaniyle uzun bir mülâkat- ta bulunmuştur. Bu mülâkat sırasında iki ba- kan Avrupanın bugünkü vaziye- tine hakim bulunan dış sivasaya müteallik meseleleri tetkik et- mişlerdir. buatı Laval'ın kazandığı zaleri memhpuniyetle karşılamakla ve bunun fransanın sulb kiyasasın: da yeni bir adiım teşkil ettiği mutaleasında bulunmaktadır. "Polunyada Varşova 29 A A B. Lavalin zaferi burada büyük bir memnu- niyet uyandırmıştır. Sena Bütçeyi kabul etti Paris: 29 A, A, — Sena büt- çenin heyeti umumiyeslol 17 mu- halife karfı 268 reyle kabul et- miştir. Cemiyetler Kanunu Paris: 29 A. A. — Dün gece saylavlar kürülu 21 de tekrar foplanmış ve medeni kanum ko- misyopu raportörü cemiyetler la. So: afada İngiltere Akdenizde yeni da bulunmakta olun Türkiye Diş fedbirl'ermialacak? Londra, 29(A. A.) Observer gazetesi diyor ki Hükümet İugiliz siyasasının iler- deki cereyamın ancak Laval hü- kümetinin mukadderatı kali olarak tayin eltikten sonra tesbit edile- cektir. Son Paris hadiselerinin şayamı dikkat neticeleri şu ol- muştur ki, İngiliz hükümeti siya- sasını deyil fakat tabiyesini değiş- yirecektir. Her şey gösteriyor kl diplomatik müzakereler kasten yayaşlaştırılıyor. Bundan muaksat evvelâ etkârm sükünet bulması ni temin eylemekledir. Sunday Express de şöyle yazıyor! İşi malumat alan Londra mahfilinin kanaatine göre Fran- sız parlementosunün — İngiltere lehindekt temayülü neticesinde “Fransadan zeeri tedbirler mesele- sinde daha uysal bir hareket beklenebilir, İngille Akgdenizde yeni tedbirler alacaktır. Çünkü, ş:ş:"::lc*nî;înhlwlhırıu bile İtal- are kedecektir, keterlamder, tin Binlerce bakı dırmıştır. Royter ajansının Adis Ababa muhabirinin ö; i y rendiği ve £ teyidine resmen imkân bulmadığı bir habere züsa Hugeeliler kallenin şimalinde İtalyanlardan yirmi tank, 40-50 Mitralyoz Bundan evvolki iki yazımızı tamamlamak için, bugün de “Gü- neş- Di Teorisi, ne göre bir kelimenin analiz yollarını kısaca anlatmak ve bir de örnek gös- termek İsliyoruz. Güneş - Dil Teorisine göre bir kelimeyi analiz etmek, onun Fümelojik şeklini bulmak demek. üUt, Sonradar ti- takım vökeller düşel © bir. takım elemanlar birbirine yanaşarak kelime bu- günkü —morfolojik ve fonetik şekline girmiştir. Fakat ilk eti. molojik şekilde başda bir vokal- le başlıyan ana gök, yahut onun yerini tutabilen birinci derecede prensipal bir kök vardır ve bü. tün elemanlar bir vokalle başlar ve bir konsonla biter. Etimolajik şekil böyle bir / “ V. - K. . — V LEK, H *V L Ko / serisi halinde bulunur, Bu seriyi kurduktan sonra alı harp mey ızlıktan kendi kendile ölüyorlar Londra, 29 (A. A-) — Şimal cephesinde Habeş - İtalyan karakolları birbirlerinden uzak bir çok noktalarda temas halli hulunmaktadır. Habeşlerin hareketleri neticesinde bir çok mül demeler vuku bulduğu bilbirilmektedir. Adis - Ababada neşi dilev bir tebliğ de Abbi - Abdinin Habeşler tarafından işgal edi diği l.ılldı.nlmıılnzdlr. Bu muvalfakiyet her halde geçen Pazar gün! savaşa ait olacaktır. İtatyanlar Habeşlerin bazi mevkileri Işgı etüiklerini Takat sonradan buralardan geri atıldıklarını yazınışları Habeşlerin şimalde muvallakiyetler elde ettiklerine dair yapıl, yanı resmi neşriyat Adis - Ababa sarayında büyük bir sevinç uyaj “ Kızılay âzâ adedinin, mille- rüştü — içtimaisiyle mütenasib bir dereceye varmasını, bütün mil- letin bu tenasübü temin etmesini temenni ederim.,, KAMÂL ATATÜRK Devamı 8 aranacak başlıca noktalar şun- lardır : F — Asıl gna anlamı göste- ren ana kök, yahut onun yerine geçen birinci derecede prensipal kök hangisidir ve bu kök, keli- menin manasına göre, “ Güneş , aslından çıkan türlü anlamların hangisine gelebilir ? ? — Asıl ana anlam mefhu- munu üzerine alan, onu tecelli ve tecessüm ettiren, doğrudan doğruya “ ego , manasına gelen unsur hangisisidir ? Bu unsur, aslında yine bir köktür. Fakat şekilce ana veya prensipal köke yapıştığı için bir ek gibi görünür. 3 — Kelimenin etimolojik ku- ruluşu içindeki başka parçaların hangileri, mananın akışına göre, kök manasında, — bangileri ek manaşındadır. ve her iki hale Sünu 2 sayıfada