SAYIFA 4 30 EYLÜL 1935 PAZAR'TESİ Komşularımızda -eler oluyor? $ Yugoslav gazetelerinin yaz- dıklarına göre, Posavina bölge- sinde erik çıkatı mevsimi başla- mıştır. Erik satın almak için Tür- kiye ve Avusturya'dan birçok te- cimerler Sisat'a gelmişlerdir. Erik fiatları 1 ile 1,20 dinar arasında- dır. Malın cinsi iyidir. Ürünün de epi fazla olacağı umulmaktadır. $ Yugoslavya ulusal bankası tarafından neşredilen haberlere göre, Yugoslavyanın bu yılki buğ- day ürünü 185.000 vagondur, ki bu ürün geçen yılın ürününe göre 1.300 vagon daha eksiktir. $ Dalmaçyada zeytin ürünü a- hınmağa başlamıştır. Bu yılın ku- rak gitmesi dolayısiyle, ürün ge- çen yıla göre daha az olacaktır. Ürünün Dubrovnik'le Makarska kıyılarında iyi olduğu söylenmek- tedir. Bununla beraber zeytinle- rin cinsi, geçen yılın zeytinlerinin cinsinden çok daha iyi olacaktır. SOVYET RUSYA'DA: $ Sovyetler Birliği halk komi- serleri kurulu, gemilerin Baltık denizinden Hazer denizine geçe- bilmeleri için mevcud kanal ve ırmakların düzeltilmesi hakkında bir proje kabul etmiştir. Bu kanal ve ırmakların hepsine birden Ma- rünsk sistemi,, denilmektedir- Şimdiki, 1146 metre uzunlu- gunda olan sistem, Sovyet ulusal ekonomisinin ihtiyaçlarını karşıla- mamaktadır. Önega ve Beli göl- leri arasındaki bazı eklüzler 600- 800 tondan fazla gemilerin geç- melerire elverişli değildir. Bura- lardan geçen gemilerin sayısı gün- de ancak 37 tanedir. Yeni proje- de eklüzlerin azaltılması göz ö- nünde bulundurulmuş, ve bunla- rın 30 metre genişlik ve 200 metre azunluğunda olmaları — kararlaş- tarılmıştır. Böylelikle, kanallar- dan 10.000 tonluk petrol gemile- ri bile geçecektir. Yapı işleri bi - tince, bu yollardan karşılıklı ola- rak 24 milyon ton eşya taşmacak- tır. $ Moskova'nın Nemiroviç-Dan- çenko opera trupu, Sıvastopulda bir harb gemisinde Travyata ope- rasını oynamıştır. Oyunlara her zamanki dekorlar kullanılmış ve tam kadrolu bir orkestra bulun - muştur. Bu deneç, Karadeniz filo- sunun öteki gemilerinde de tek- rarlanacaktır. YUNANİSTAN'DA: $ Yunanistan hükümeti bir radyo merkezi yaptırmağı düşün- - mektedir. Bir stüdyo kurulması ve küzamlu aletlerin satın — alınması için, arsrulusal bir konkur açıla - caktır. Fakat bu yapılmadan ön - ce, Yunanistanda vadyo merkezi kurmak imtiyazımı almış olan Dur- ham sosyetesinin mukavelesinin bozulması gerekmektedir. Bu s0s- yetenin kendine aid kapitali bu - hunmadığından, 2 yıldanberi rad- yo merkezini kurmamıstır. Kon - kur şortları, münakalat bakanlı - #mca hazırlanmıştır. Yeni merkez 180 kilovatlık olacaktır. Merkez devletin malı olacak, satın alın - ması ve kurulması icin 100 milyon drahmilik bir para, bu sene birik tirme sacdıklarından ödünç alı - nacaktır. Bu paraya karşılık gös- terilen gelirlerden biri de, her rad yo alıcı makinesi sahibinin yılda Kaptıkaçtı : « sahiplerine: Ankara Sarbaylığından: 1 teşrinieve! 1935 den itibaren şehir içinde işlemeleri yasak edilecek olan kaptıkaçtılar ve otobüs tarifesine işli. yen otomobiller sahiblerinin o gün pi. lâkalarını şarbaytığa teslim etmeleri ve kaptı kaçtı sahiblerinden — arabalarını şehir dışında işletmek istiyenlerin ay. tıca şarbaylığı müracaatları. ği z > F v Yabancı ga z—etelerdel Aqkuduklar ! ULUSLAR SOSYETESİ İÇİN.. İngiliz yazarlarından Vikont Sesil of Çelvud aşağıdaki yazısınd a İtalya - Habeş anlaşmazlı - dının bugüne kadar geçirdiği safhaları inceledikten sonra, Uluslar Sosyetesinin harb halinde al- ması lazım gelen zecri tedbirleri ve bunların tatbik imkânlarını anlatmaktdar. Sir Samüel Hor'- un diyevini haklı bulan ingiliz yazarı, İngilterenin bu meselede almış olduğu durumu övmekte ve Uluslar Sosyetesi, azimle hareket ederse, bu iylüyor: “Büyük Britanya, kışkırtılmadan yapılacak olan bütün taarruz hareket. dTerine birge olarak kargı koyacakların ve Uluslar Sosyetesinin — yanını tuta. caktır.., Sir Samuel Hor, dünya kuruldu ku- rulalı, İngilterede en çok yayılmış ve kesin kararını vermiş olan bir fikre işte bu sözlerle tercüman olmuştur. Bu cümle, içinden alındığı çok — dikkate değer süylevin kendisi kadar açık ve tahrik ifade etmiyen bir anlamdadır, bu sözleri söyliyen bakan Britanya ka. binesi sıyasasının, güvenini taşıyan bir oruntağıdır. Onunbu söylevini, yalnız, herhangi bir aytacın parlak sözleri di. ye sananlar, çok aldanmış olacaklardır. Bu satırlar yazıklığı sırada, Cenev. vede işler henüz sallantıdadır. Akhı ba. şında olan her İnsanın, habeş anlaşmaz. lağının düzeltilmesi umudunu son da- kikaya kadar bırakmaması lâzimgelir. Bu böyle olmakla beraber, “çatışan ber “iki taraf da son çareyi harb yapmakta görecek olurlarsa, ne olacaktır.. diye, her şeye rağmen meseleyi objektif ola. rak araştıracak olursak, bunun hiç kim. seye bir zararı dokunmaz sanırım, .x Bugünkü durum şudur: Habeşistan, İtalya ile, Uluslar Sos. yetesi paktına göre ihtimal ki, arala. rındaki ilgileri koparacak olan bir an. laşmazlık hâdisesi ile karşıkarşıya ol- duğunu söyledi. Bundan dolayı bu an. lJaşmazlık araştırılıp raporu hazırlan. mak üzere sosyete konseyine — verildi. Uluslar Sosyetesi konseyinin ilk öde- vi, bu anlaşmazlık hâdisesini bir uz. laşma ve anlaşma yolu hulmak süretiy. le düzeltmeğe girismek idi. Şimdi artık işin bu evreninin apaçık olarak sonu- na eriyoruz; çünkü herhangi bir an. laşmaya varabilmek için akle gelen her çareye başvurulmuş olduğu balde, ital. yanların bunları kabul etmemeleri yü- zünden bu çareler bir sonuç vermedi. Eğer herbangi bir anlaşma yapılamıya. cak olursa, Uluslar Sosyetesi konseyi- min, hâdisenin özünü ve onun adilâne bir surette düzeltilmesi hakkındaki dü- şüncelerini gosyetenin üye olan devlet. lerine izah elmesi lâzımdır. Konseyin tavsiyeleri aybirliği ile kabul edilmiye. cek olursa, - anlaşmazlık içinde — olan iki devletin oyu — sayılmar . Uluslar Sosyeteti üyelerinin “hak ve tüzenin kerunması için lürumlu gördükleri ha. reketlerde bulunmak hakları mahfuz. dur.,, Yahut bu şöyle de ifade edilobi. Hr: Silaha müracaat etmek ihtimeal dı. şında kalmaz. Buna, “paktın ayrık nok- tası,, adı verilmişti. . Burada şunu hatırlatmak — gerektir ki, İtalya ve Habeşistan da içinde oldu. ğu halde, Uluslar Soösyetesinin bürün üyeleri, “Briyan . Kellog paktı.. diye tanınmış olan bir andlaşma dahâa imza- lamışlardır. Bu andlaşmayı imzalayan devletler, harbr, ulusal sıyasalarının bir yaracı olarak kullanmamak ve anlaşmaz. İrklarmı yalnız barış yollariyle düzelt. mek yükümü altına girmişlerdir. Bun- dan başka Uluslar Sosyetesi paktının 10 uncu maddesinde “Uluslar Sosyete. Si üyelerinin toprak masuniyetine ve sıyasal erkinliğine dokunulmaması ve dışardan yapılacak — olan saldırımlara karşı korunması, yükümü de vardır. Bütün bu yükümlere rağmen, harba müracaat etmeği meşru gösterecek bir kanıt bulunmuş olsa bile, Uluslar Sos. yetesinin üyeleri, konsey raporunun gıkarıldığı günden — başlıyarak üç ay müddetle harb hareketlerinde — bulun- mamak için bağlaşmışlardır. Bu rapor, ve tavsiyeler, konsey veya konsey üye. leri ile asamblenin çoğunluğu tarafın. dan oybirliği ile kabul edilince - ki bu durumda da anlaşmazlık halinde olan iki üyenin oyları sayılmaz - ve iki ta. raftan biri, raporu ve rapordaki tavsi- yeleri yerine getirince, hiç biri öbürü. ne karşı harb hareketlerine geçemez. Ancak, devletlerden biri söylediği. miz yükümlerden herhangi birine ay- kıcı olarak harb hareketlerine geçecek olursa . ki bugünkü hâdisede de kork. tuğumuz budur - paktın 16 mcı madde. sinde göz önünde tutulmuş olan zecri tedbirler yürürlüğe girer, Fakat, zec. Ti tedbirlerin ilade etiiği şeyler ve bu. nun tatbik şekli bakkında epi bir kav- ram çapraşıklığı hüküm sürdüğündea, Uluslar Sosyetesi paktının bu hususta. ki yükümlerini iyiden iyiye gözden ge. çirzmek faydasız olmnyacakur. Birçok hallerde Uluslar Sosyetesi- nin üyesi, doğrudan doğruya zec. Ti tedbirin tatbhik yükümü altma gir. mektedir. Bunun anlamı şudur: Ulus- ai Sostyetesinde üye olan bir devlet yu. karda anlatılmış olan şartlar — içinde harba girişecek olursa, bu hareketiyle geri kalan bütü lerle de harba gi rişmiş sayılır. Böyle bir halin hüküm sürdüğünü saptayan Uluslar Sosyete- sinde üye olan her devlet, raldıran dev. letle diplomasi ilgilerini kesmek, pakta sadakatsizlik etmiş olan devletin hal. küşle kendi halkı arasında her türlü tecimsel, finansal ve sosyal münasebet- lerde bulunmamak zorundadır. * Uluslar Sosyetesinin — paktı, zecri tedbir almanmn ilk devresinde, Uluslar Sösyetesi üyelerinden hiç birine, azı. yan üyeye karşı karada, denizde ve ha. vada süel kuvvetlerini harekete geçir- mek yükümünü yüklememiştir. Şu var ki, pakt, zecri tedbirlerin tatbikinde bezı güçlüklerle karşılaşmak ihtimali. mi, şu veya bu sebeble cebir kullanma. nan, Tüzümlü olabileceğini göz önün- de tutmaktadır. Böyle bir şey olunca, könsey, sadık kalan üyelerine, her bi. rinin ayrı ayrı akkerlik, deniz ve hava bakımınmdan birge harekete ne biçimde katılacaklarını ileri sürmek — zorunda. dır. Her biri bir egemen devlet olan üyeler, bu tavsiyeleri — yerine getirip getirmemekte serbesttirler. Ve ea son- ra, üye olan devletler, “bu tedbirlerin yükümünü mümkün olduğu kadar ha. fifletmek maksadiyle, almmış olan fi. nansal ve ekonomik tedbirlerde - biri- birlerini tutmak, barışı bozmuş olan dev- lete karşı alınmış olan özel — tedbirler dotayısiyle içlerinden birine mukave. met gösterilince biribirlerine yardım etmek,. hutusunda anlaşmışlardır. ... Uluslar Sosyetesinin yükümlerinin bügünkü durumu işte budur. Hep bir- Nkte yapılacak olan hareketi — sağlam bir şekle sokmak maksadiyle, mümkün. ge, zeceri tedbirlerin tatbik edilecekleri devreler hakkında her biri için ayrı di. ' yektif verilmeli ve hu zecri tedbir dev. relerinin tarihleri tesbit — edilmelidir. 1921 de toplahmış olan asamble tarafın. dan yapılmış olan tavsiyeler arasında, konseyin hemen toplanması ve paktın 16 mer maddesini göz önünde bulun. durarak, harbın önüne geçmek çarele- tini araştırması ileri sürülmüştü. Kon. sey de, paktın bozulup — bozulmadığı hakkında ne düşündüğünü bildirecek ve ayrıca barışı bozana karşı kullanıla. cak olan ekonomik tazyikin — başlıya- cağı tarihi kararlaştıracaktı. Konseyin bu mesele halıkındaki protokolları, hiç vakit kaybedilmeden üye olanlara aynı zamanda dağıtılarak, üye devletler, işin gereği olan çeylere girişmeğe çağrıla. caklardı. Bu genel hareket plânının — önemi, temsil ettiği fikrin, üye devletler çoğunluğunun zecri tedbirler hakkında geçmişte besledikleri düşüncenin aynı oluşundadır. Bu plânda, her üye devle. tin zecri tedbir hareketine — katılması ödevini ortadan kaldırar -x hiç bir ka- yıt yoktur. Bu böyle olduğu gibi, dev. leti temsil cden bir — işyar tarafından çağrılmadıkça fili olarak müdahaleyi aklından bile geçirmediği halde . Ki başka ükkeler halkının da bu - düşün- cede olduğuna şüphe etmiyorum. Her anlaşmazlığın başarı ile ortadan kaldırılaca - anmaktadır. Yazar, başarı halinde, arsınlusal durumun cep hesinin Baştan başa değişe - biritanyalı, Uluslar Sosyetesi yasası. nın bozulmaması yükümü — altındadır. Paktın bu husustaki bütün gayesi, ta. biatiyle, hiç bir ülkenin kargı koya- mıyacağı ezici bir kuvveti harekete ge. çirmek ve bunu da, üye olan devletle. rin egemenliğine hiç bir ziyan verme- den yapmaktır. Bundan — dolayıdır ki, konseyin tavsiyeleri, ister istemez, sal. dırana karşı merkezleştirilmiş bir bir. ge harekete geçmekten başka gayeye doğru gidemez. **& Hiç şüphe yok ki, arsıulusal zeeri tedbirlerin zorlukları büyüktür. Ve bu zorluklara, hagünkü buhrana hazırlan- mamış olanların çoğunun karşısına, bü- tün çıplaklığiyle dikilmiştir. Arsrulu. sal ceza tedbirlerinin kesin bir şekli olmadığı gibi “hukuku adiye,, de birle- şen şaşmaz bir esas da yoktur. Bunun da sebebi, bugünkü günde yaptığımız denecin arsrulusal bir hükümet için çok primitif bir mesele oluşudur. Onun için, kanun usullerinin bir birlik yasa. S1 altına sorulması — ve bu zaviyeden müşabede altına alınması çok güç bir iştir. Uluslar Sosyetesine gelince, o da bir çok şartlara bağlanmış bir K '>ras. yonduür. Bunu da bir yana bırakalım, bu kurum, evrensel olmaktan başka her şeye benzemektedir. Bu sitem ağır gel- mesin. Çünkü Uluslar Sosyetesi hiç bir zaman evrensel olamamıştır. Rusya, Al. manya ve Birleşik Amerika hükümetle. rinin bu kuruma katılmamış bulunduk ları birçok yıllar içinde, konsey, barışı koruyacak bir kapasite — gösterdi. Sir Samucel Hor'un da pek haklı olarak işa- ret ettiği gibi, sosyetenin, her saldırı. şa birge bir karşılıkta bulunacağı bilin- diği için, orta ve doğu — Avrupasında bugünkünden daha küçük, bir sürü an- laşmazlıkları ortadan kaldırdı. Şunu da göylemek lâzımdır ki, Ulus- lar Sotyetesi, uzak döğuda otaritesini koruyamadı. Eğer Avrupanın sotyete. deki Üyeleri Birleşik Amerika - bükü. metleri İle çabuk ve kesin olarak hare- kete geçmiş olsalardı, bu alanın kendi- ne özgü zorluklarına rağmen, bu mese. leyi de başarı ile bitirebilirlerdi. Hal. buki, bu trajedi bazı kimselere, Ulus- Yar Sosyetesinin, büyük bir devleti yo- Tundan alıkoyamıyacağı. harbın önüne geçemiyeceği gibi yanlış bir kanast verdirdi. Şimdi karşımıra buna benzer, fakat daha büyük bir deneç çıktı, U. hutlar Sosyetesinin başarısına inanmı. yan bazı tenkidciler, — daha şimdiden sosyeteden çekilmeyi, hattâ daha ileri giderek, harabesi üstünde yeni:bir şey kurmak umudiyle bu kurumun — kaldı- rılmasmı bile ileri sürüyorlar. — Bana öyle geliyor ki, bu sıyasa, çılgınca bir sıyasadır. Eğer Uluslar Sosyetesi bu isşte boz- guna uğrarsa, bir daha hiç bir zaman başarılı bir harekette bulunamaz. Olsa olsa belki zayıf bir devlete karşı bir şeyler yapabilir. Şimdi herkesin bilmesi lâzım olan şey şudur Eğer denizci olan öbür dev. letler de yükümlerini yapmağa hazır. lanmış bir durumda iseler, bir italyan hücum harbının önüne geçilebilir. ve yahut da böyle bir harb hiç yaptırı! maz. Lava)'in söylevine göre, bu hustus- ta en ufak bir şüphe betlenemez. Bu. günkü Uluslar Sosyetesinden daha mü. kemmel arsıulusal bir kurumun kurul- ması mümkündür. Ancak, yeni bir ya pinm kütülması için son çarenin sila. ha başvurmakta olduğunu — sananlar kendilerini aldatmış oluyorlar. Her ne olursa olsun, şimdi Uluslar Sosyetesi makinasını tamir etmenin sırası değil. dir; onu bugünkü durum ve değerin de, olduğu gibi kullanmak zorundayız. Azimle hareket edince, hiç şüphe yok- ki, Uluslar Sosyetesi işi başarı ile bi. tirecektir. Ve başarı ile bitirince de, arsıulusal durumun çehresi baştan a. şağı değişmiş olacaktır. Noye Fraye Prese'den Biliyormusunuz Bi LA $ İngiliz Hindistanının — gune- yindeki Madura şehrinde doğmuş olan bir hindli, 6 yaşında çiçek hastalığı yüzünden gözleri kör o- halıdanberi, her türlü hesab mese- lelerini zihninden halletmektedir. Bugün 45 yaşında, evli ve beş ço- cuk babası olan bu adam, hesabla- rında, insanı şaşırtacak kadar ça- buktur. Yalnız bir dakika içinde on rakamlı bir adedin cezir mu- rabbamı bulmakta, en çapraşık meseleleri de 3 dakikada hallet- mektedir. $ Holivudda bir film çevirir- ken aktör Çarlis Bikford bir asla- nın hücumuna uğramıştır. Bu aslana aktörün başının üs- tünden sıçramak talimleri yaptı- rılıyordu. Aslan birkaç saniye ön- ce sıçramış, kafasını yarmış, boy- nunu ve ensesini ısırmıştır. Aslanın eğitmeni hemen koşa- rak yerde aslanla o- lan aktörü - Bikford, Ç. Bikford, uzun boylu ve kır- mazı saçlı, kuvvetli bir aktördür. Amerikan donanmasiyle bütün dünyayı dolaşmış ve harbta tey- men rütbesiyle mühendislik yap- mıştır. Kendisi “kırmızı vagon,, , “kü- çük Mis marker,, ve “baskı al - tında,, adlı filmlerde rol almıstır. Filmlerde çalısmaya başlamadan önce on yıl sahne artistliği yap- mıştı. $ 25 eylül tarihinde Viyana'da hava hücumlarından korunma de- neçleri yapılmıştır. 24 — uçaklık dört file bir saat müddetle bir hü- cum yaparak, yangım ve gaz bombaları atmıslardır. Mi * topları hemen harekete geçmiş, şehrin her tarafında top. makineli tüfek ve bomba sesleri duyulmuş- tur. Motörleştirilmiş gruplar Prat- ştrase'ye gözleri yaşartan gaz saç- mışlardır. Bombalardan birinin sebeb olduğu yangın, çabucak sön- dürülmüştür. $ Dünya otomobil sürat reko runu kıran Sir Melkalm Kampbel. son yaptığı deneçten iyi bir sonuç alırsa, bir daha bu atomobill- .»- t ar kırmaya kalkmıyacağı hakkın- da karısına yemin etmişti. Fakat Eyston adlı bir başka kosşucu, bu $ Bugünlerde ajı elgrafları, ingilizlerin çok öğündükleri ve İngilterenin Akdeniz filosundan, dünyanın en kuvvetli zırhlı kruva- zörü olan Hud'dan çokça bahse - diyorlar. Bundan 140 yıl önce bir çok harblar yapmış olan Lord Su- müel Hud'ur adı, bu gemiye veril- miştir. Lord Hud, Amerika har - bında fransız Amiralı dö Gra'yı yenmiş, 1793 de de Tulon'u bir müddet işgal etmişti. Bu şehri in- gilizlerden geri alan Napolyon'un -“hreti, bu zamandan başlar. Bun- dan bir müddet sonra da Korsika- yı ele geciren Lord Hud, bu ada- yı da çok zaman elinde tutama - mıştir. $ Eylül ayı içinde Brüksel ar- sıulusal sergisini gezenlerin sâyı- s1 çok artmıştır. Geçen hafta için- de ziyaretçilerin sayısı 800.000 ü geçtiğine göre, açılış günündenbe- ri sergiyi görenlerin sayısı 15 mil- yonu aşmış oluyor. Bu artış, ser- ginin kapanış tarihi olan 3 ikinci teşrinin yaklaşmasından ileri gel- mektedir. 24 eylülden 29 eylüle kadar sergide büyük eğlenceler yapılacak ve dünya güzeli de se - çilecektir. Güzellik yarışmasına 30 mlus girmiştir.