O 27 AĞUSTOS 1935 SALI Yoldan: Arsıulusal İzmir panayırı (Başt I. inci sayıfada) Bunlar gerek serilen eşyadlın gü - zel ve zevkli bir tarzda yerleştiril- miş olması ve gerekse grafikler, is. tatistikli hartalar, iotoğrafiler ve resimlerle içerde göz okşayıcı bir manzara göstermekle beraber mi- mari bakımından da modern sa - natın stilize edilmiş başarılı örnek- leridir. Sovyetler Birliği pavyonu hem büyüklüğü ve hem de iç organi - zasyonundaki mükemmellik ba - kımından yabancı pavyonlar ara - sında üstün bir mevkie sahib bu- Janmaktadır. Burada dost memle- ketin hiç bir çalışma alanı unutul. mamış ve spor, tiyatro ve okutma İşlerine varıncaya kadar bütün şu- belerde yapılan - ilerlemeler gra - fikler, güzel kabartmalar ve fo - toğralilerle gösterilmiştir. Büyük konşumuzun burada tecimsel a - sığlardan fazla memleketini bize daha iyi tanıtmak gayesini güt - müş olduğu göze çarpmaktadır. Nitekim yugoslav — pavyonu İşin deaynı şeyi söyliyebiliriz. Bu pav- yon yalnız kardeş memleketin bir çok şehirlerini — ve manzaralarını büyük hacimde, çok güzel, çok ar- tistik fotoğratilerle tanrtmaya ay- rılmıştir. Burada eşya serilme - miştir. Yunanistan pavyonunda komşumuzun bir çok endüstriyel mallarından örnekler gösteriliyor. İran pavyonu, son dakikada, Şahinşahın çektiği bir telgraf ü - zerine yapılmaya başlanmıştı. Pek yakında açılacaktır. İtalyan pav - yonunu da sayarsak yabancı mem- Jeketler kısmını tamamlamış olu- rüz, Ayrıca bazı yabancı firmala - rın Türkiyedeki acentelikleri ta . rafından kiralanmış pavyozlar da var. Fakat kendi adlarıma iştirak eden yabancı devletler yukarda saydıklarımızdan ibarettir. Panayır, hele akşam saat altı- dan sonra, bütün İzmir halkının bir piyasa yeri haline gelmekte - dir. Türlü elektrik ışıkları içinde suları renkten renge giren havuzu, modern ve temiz gâzinosu, Luna Park tarzındaki eğlence yerleriy- le buraya halkı çekmek için ayrı bir alım katılmış olması çok ye - rinde bir harekettir. Yalnız bazı" baraka - tarzında, çerden çöpten yapılmış pavyonla- rın kötü manzarası göze hiç hoş görünmüyor. Panayır komitesi bunları kendi mimarlarının ârtis- tik kontrolu altında tutmuş olsay- dı bu çirkinliklerin önüne geçile- bilirdi. Pahayır, İzmirin her yıl zama- nını dört gözle beklediği bir hadi- se olmuştur. Geçen yıl panayir dolayısiyle İzmire bir ay içinde gelenlerin sayısı yetmiş bini geç- miş, Bu yıl yüz bine varacağı umu- luyor. Bu kadar insanın şehre ne kadar para bırakacağı ve iş hac - mini ne kadar artıracağı meydan- dadır. Otellerde hiç boş oda yok. So- falara ve kapı diplerine varıncaya kadar yatak sermişler, yalnız dır- sattan faydalanarak fazla para a. lanlar da bulunduğunu söyleme - liyiz. Geceleri, tren geldikten sonra, arabaların, bir yatak bulabilmek için yolcuları otel otel gezdirerek saatlerce sokaklarda bir aşağı bir yukarı dalaştıkları görülüyor. A- rabacılar, otelciler ve -Jokantacı- ların, yılda bir vuran bu piyango- dan ne kadar hoşnud olduklarını tahmin edebilirsiniz. Güç şartlar içinde başarılan İzmir panayırını ve kazandığı bü- yük rağbeti gördükten sonra, bu- na benzer bir gayretin, İstanbulda harcansa, ne kadar büyük fayda - lar temin edebileceğini düşün - | düm, Panayır İzmirde olduğu için D ."ıu’ıı.dı. Sovyet Rusya, Bayer, Ağfa, | Yügosli , Kazılay pavyonlarımın görünüşü ULUS: iştirak etmiyen bir çok yabancı devletler, bir turizm şehzi olan İs- tanbulda açılacak — arstulusal bir panayıra girmeye koşacaklardır. Hayır, sö lış anlaşılmasın, bu panayırı İz e çok görmüyo- rum, son yıllarda iş kacmi çok da- ralmış olan İzmir bundan çok da- hafazlasına da hak kazanmıştır. Yalnız buna benzer bir girişimin İstanbul için de bir kazanç ve iş kaynağı olabileceğini hatırlatmak istedim. Yaşar NABİ B* İzmir, 26 (A.A.) — Arsmlusal İzmir panayırını ziyaret edenlerin sayısı, günden güne artmaktadır. Panayıra gösterilen bu geniş rağ- betin başlıca sebehleri arasında, yerli firmaların hemen hepsinin iştirâki ve iştirâk edenlerin de fev kalâde özenle aimış oldukları ter- tihattır. Yabancı pavyonlar ayrıca dik. kati çekmektedir. Ekonomi baka- nı B, Celâl Bayar, başta Sovyetle- re aid olmak üzere yabancı pav- ynoların hazırlanmasında göste rilen bu muvaffakiyeti çok değer. lemiştir. Bu arada B. Celâl Bayar yunan paviyonunda uzun müddet kalmış ve gerçek bir ilgi göstermek sure- tiyle takdirlerini izhar etmiştir. Ziraat Bankası pavyomları. Kapr Ve ——— ERKİNLİK SAVAŞI Büyük saldırımın ikinci günü nasıl geçmişli (Başı ). inci sayıfada) hiziz ve sert harbların yorgunluğu ile intizamsız- ikinci hatta yerleşmemesine sebeb olmuş ve ak kıtaları- dan bir kısenı bu hattı geçmeğe dahi muvaffak olmuş bulunuyorlardı. Süvari kolordumuz, düşman gerile - rine iyice dalarak Beşkimse, Küçük - köye kadar uzanmış — ve demiryolunu kuvvetli olarak tutmuştu. Süvari kolor- dusunun bu sert bareketi, çözülmüş ve Dumlupınara doğru yollanmış olan yu- nan krtalarının şimali garbiye dönmele- ryine sebeb olmuştur. Yunan ordusunun üçüncü müdafaa hattı olarak hazırlamış olduğu Rasulba- ba - Küçükköy - Dumluprmar hattında tutunmak ihtimallerini de ortadan kâl- dırmak ve ikinci ordunun Kütahya yo- lunu kuvvetle kapaması için tedbi: Tanmuştir. ki bu sayede haritada gi düğü veçbile, her gün biraz daha kapa- macak olan mükemmel bir sarma hare- keti - haritamızda görüleceği gibi - ye- killenmeğe başslamıştır. 27 ağustosta, Alyon birçok harb a. raç ve gereçleriyle birlikte elimize geç- t. Düşman havacılığı Afyon ve Garibce de iki konaklarında birçok uçaklarımı yaktı. 27 ağustosta, 26 da olduğu gibi düş- man tayyareleri savaş boyunu geçmeğe muvaffak olamadılar. Geçmeğe savaşan bir uçak, barış çağında uçman yetişti- rirken düşüp şehit olan uçman binbaşı Fazıl tarafından düşürüldü.. İki gün- de uçuşa hazırlanan bu uçak, Uşaktan sonraki bütün harekâtta uçurulmuştur. Eskişehir ve diğer savaş boylarında kıtalarımız düşmanı sıkı harblar kabul etmeğe zorlamış oldukları için, bunla- rın cenubta bozulmuş olanlara yardım imkdinları öldürülmüştü. 6 ıncı piyade fırkası Tokluşiyrisj ile garb - garbi cenubisindeki düşman hat larını sakıştırmağa Gevam etmiş Üçüncü süvari fırkası Kerimler'de bir nakliye kolunu yakalamış ve İlhanlarda telgraf ve demiryollarını bozmuştur. 27 ağustos, imha harbının gerçekle- şeceğini haber veren bir gün — olarak kendini gösteriyor. POLİSTE: Arabaya çarpan şoför... Dün saat 11,50 de 136 sayılı özel etomobili kullanan Nafi Atatürk cadde. sinden geçmekte iken Sü bakanlığı harp tarihi tetkik cemiyeti başkanı ge. neral Vehbinin Niyazi tarafından kul- lanılan arabasına çarpmış ve otomobil sürücüsü Nafi ile yanında bulunan Gönciyan baş ve vücutlarının türlü yerlerinden hafifçe ve arabanın bir at mın da ağırca yaralandığı anlaşılmış ol. duğundan gerçinliğe başlanmıştır. Anlaşılmayan bir sebebten.... Dün anlaşılmayan bir meseleden do. Jayı İsmail ile Mahmud arasında bir yapılmış olan gerilemeler, lik yüzünden yunan ordusunun şam karanlığı bastığı raman, m * kavga çıkmış ve Tamall Mahmudu taşla Türkiye futbol birincilikleri Beş bölgede başlayan Türkiye fut- bol birinciliklerinin bugün ikinci gü. nüdür.Birinci karşılaşmada kazanan şamm piyonlar grup birinciliğini almak için ikinci ve çetin bir sınaç geçireceklerdir. Şu satırları yazdığımız dakikaya kadar Karadeniz grupundan beşka yerlerin sonuçları gelmiştir. Aldığımız telgraf- lara göre bugün: Adanada — Torosspor Könya idmanyurdu ile: Aydında — U. Şak Gençlerbirliği, İzmir Altınordu ile; Balıkesirde — Fenerbahçe, Balıkesir idmanyurdu ile; Eskişehirde — Anka. ra Gençlerbirliği, Eskişehir Demirspor ile çarpışacaktır. Dün gazetemiz çıktık- tan sonra geldiğinden dükün sayımı- 22 yetişemiyen grup birinciliklerini a. şağıya koyuyoruz. Dünkü sayımızda Romanyada yapıl- makta olan bisiklet haber yermiştik. Arsıulusal olan bu yarışın birinci etabı hakkında gelen ajansta an. karalı Talâtım 108 kişi içinde ancak 12 inciliği alabildiği — bildirilmektedir. Bundan sonraki etablarda mem'eketimi. zin yollarına uygun verler bulunduğun. dan bisikletçilerimizin daha iyi derece- ler alacakları umulmaktadır. turunu da Torosspor Diyarbekir şam piya- nunu yendi. Adana, 26 (A.A,) — Dün grup birincilikleri maçında Çukurova şampiyonu Torosspor Diyarbekir şam. piyonu Yıldızspor bire karşı beşle yen- miştir yapılan Aydın bölgesinde yapılan maçlar Aydın, 26 (AA.) — Manisa şampi. yonu Muğla birincisini, 4.0, İzmir bi- rincisi Altınordu Denizlinin Çivril ta. kamını 6-1 yendi. Adapazarında spor Adapazarı, 26 (A.A.) — Dün yapı. lan maçlarda Adapazarı Gençlerbirliği İstanbul küçük pazar takımı ile bera. ber Sakaryasporla Yeniay ikişer sayı ile berabere kaldilar. Arsıulusal Ramanya bisiklet turu Romanya ikinci bisiklet turunun bi- Tinci etabı: (Bükreş . Caracali) sıra i- tibarile neticeler: Nikolof: bulgar, Zygmunt : leh, Li pinsky: leh, Dayidoç: yugoslav, Hern: civc: remen, Tudosc: remen, Safanov: romen, Abulmar: yugoslav, Negoascu: (ferdi koşucu) romen, Poparlan (ferdt koşucu) romen, Talât: türk. Umumi tasnif: Romanya, Yugoslav- ya Ferdi tasnif Mormocea (romen) Buğün ikinci merhalede (Severin - Turnu - Caracali ) (160 km.) koşula. caktır. a başından yaraladığı anlaşıldığından ya. kalanarak tüzeye verilmiştir Çeşmeden su doldururken Öteygün çeşmede su doldurmak yü- zünden çıkan bir kavgada Hüseyin Meb. medi sopa ile başından yaraladığı an- laşılarak yakalanmıştır. 4 .« uls'uu romanı : Levis ve İren Yazan : Pol MORAN Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR ——— © kadındı. a — Komşu sıfatiyle geliyorum. — Yan bölükte oturuyorum. h Bu hıbzrıı'ı?:“elişten dolayı kendi kendi- ni kutlayarak Levis kadını selamladı. Son - ra, birdenbire, sevimsiz bir tavırla: — —| — Apostolatos bankasında sizin ne qınıı var? Kadın; soğukkanlılığını kaybetmeden ol:vıp vererek adının T.:[posmâı;ı, A::: postolatos olduğunu, Triyestedeki & tolatosların yeğen olduklarını ve üçü birden bankayı yönettiklerini söyledi. Londradaki Apostolaslar onun amcaları idi; Nevyork - daki Apostolatoslar (ki biri Marsilyada La.- zarideslerden, öteki de İskenderiyede Da - maskino'lardan kız almıştı) büyük amcaları | bu eski tecimgenin çalışkanlık ve Tefrika: 137 idi. Bütün ailenin kaynağı birdi ve hepsi adalı idi. Levis, sanki bu yunan grupunun Akde - nizdeki madenleri eline almak için _hl“ld'.' ğt uzun gayretleri bilmiyormuş gibi sordu: — Apostolatos bankası burada ne ya - Ğİ ünlerinde kurulmuş olan DiLE €a K ve sağlamlı. ğını iyice biliyordu. ü — San Luçido madenleri üzerinde, sizin- kinden sonra bizim de bir hiyar ü olduğunu Pastafina size söylemedi mi? Se- kiz gün kadar oluyor, benTriyestede yal - nızken, gelip bu işi bana önergediler. Bla: na pek ilgen göründü. Yeğenlerimden biri İstanbulda ve öteki Vişi'de idi. Maltaya gi- den bir Loyd vapuruna bindim ve oradan da buraya geldim. — Ben sözbağını imzaladıktan sonra? — Yarın hareket ediyorum; bundan do- layı kaybedilecek vakıt da yok. Gelip sizi burada bulmaktan gayem madenleri satın almaktır. Ne kadar istiyorsunuz? Ortada yanan bahçe lambasının dört ya- nında uçuşan kelebekler gölgelerini kadımın yüzünde dolaştırıyor ve Levis onu iyice gö- remiyordu. Sırtındaki ruba, avizeleri sivrisi- ne_klerdqı korumak için kullamlan bildiği . miz sarı ve katı tüldendi. Levis, bu yıl, Pa- Tiste, Velsen'in ortaya çıkardığı yumuşak rubalar modasını hatırlıyarak gülümsedi. Bununla beraber, bacakları biraz açık, kar- nı ileride, göğsü kabarık haliyle önünde du- ran İren bir utku heykeline benziyordu. — Çok sivrisinek var. Lambayı söndür - mMeye izin verir misiniz? Birdenbire, bir erkek ve bir kadın, ka . ranlıkta kaldılar. Görey de onlardan daha az değişmemişti. Dağın bütün kabartıları, uçurumları gölge- ler içinde hırakarak, karanlıktan hemen kur- tuldular. Kilisenin alanında — ve biraz daha aşağıda, Giardini'de — bir perşembe olduğu için — iki orkestra, Verdi'nin bir operasın - dan iki ayrı parça çalryorlardı. Denizde sandalların baş taraflarında yakılmış aşeti - len lambaları bir tacın elmasları gibi pırıl . dıyor ve zaman zaman, bu parıltıları bir göl- ge yıldırım gibi kesiyordu: bir balıkçınm zıpkınlı kolu. İkisi de, gökyüzünün ve denizin karanlık kütleleriyle ve biri karada, yaya kaldırımları boyuncı uzanan dümdüz, öteki karışık ve şairce, gökten gelen, iki aydınlığın arasında — kendilerine sahib, duruyorlardı. Kadm devam ediyordu: — ” <ü —— Franko - Afriken bankası, San Luçido — madenleri gibi, ileri avadanlık ve ileri tek - nikçi istiyen madenleri işletemiyecektir. Şu — halde siz, ya onu başkalarıma satmak ve ya. — hut yeni bir sosyete kurmak zorunda kala . caksınız. Belki de daha şimdiden böyle bir — niyetiniz vardır.? Kapitaliniz olduğunu bili- a rim, ancak... Belki de ortaklaşa iş görmek, — b!r uzlaşma ve yunanlıların dedikleri gibi bir “ahenk,, kurmak istemez misiniz? - Siz — bu işe yüzde 30 nisbetinde, fakat çok oylu ; aksiyonlarla girersiniz. Burada, hemen her — gün, Hret bulumdurmak zorundasınız ve Tri- yeste ise, yardımı savsanabilecek bir pazar değildir. İ — Hele, yüzde bir çeyreği alıcıya yükle. — nen italyan kambivyo ücretleri sizden yana olunca, değil mi? x — Biz italvan değil, vunanlıvır ve kambiyo ücretlerimiz de ingiliz dedi.