17 Ağustos 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

17 Ağustos 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYIFA 4 Karpatların yabani kızı | Sekiz yıl önce anası ve ba bası tarafından kaybedi- len bir kız, geçenlerde K arpatların yabani orman- larında bir Sugay, Karpatların güney kısmında bulunan köylerin en zavallısı ve en küüs güğüdür. Şehirlerden uzak ve ekilmeye #yumlu olmayan dağların bu tarafında ancak sığırtmaçlar ve çobanlar yaşar. Bu köyde on kadar evle bir küçük dilise vardır. Yılda bir defa burada pazar ku- sulur ve civarda kulübelerde oturan in- sanlar burada toplanıp alışveriş ederler. Bundan yedi yıl önce, bir mayıs gü- mü, Sugagdan beygirle dört saat uzak kkta oturan Yoan Mandrilla adında bir adam, bütün aylesile, yani anası, karısı ve beş çocuğu ile beraber pazara gelmiş- ti. Çocuklarının en küçüğü yeni doğ- | muştu ve vaftiz ettirilecekti. © gün kilise çok kalabalıktı. Bir ku- hıçka gibi çocuklarına dikkat eden ana, bir aralık kalabalıkta onları gözden ka- gırdı. Biraz sonra tekrar buldu fakat en büyükleri, sekiz yaşındaki Yan bunların arasında yoktu. Tik önce bu kayıp oluştan telâş et mediler. Çocuğun nasıl olsa bulunacağı- tı düşündüler. Ve aramaya koyuldular, Fakat geceleyin meşalelerin — ışığında sabaha kadar devam eden araştırma bir sonuç vermedi. Küçük kız bulunamadı. Ve bu acıya uğrayan ayle tekrar yerine dönmeye ve her zamanki işlerine yeni- den koyulmaya mecbur oldular. Artık enun hayatından umudu büsbütün kee- miştiler ve küçük ruhu için köyün pa pasına bir ayın bile yaptırmıştılar. Bu taraftaki Karpatların en yüksek ve yalçın yerlerinde balta girmemiş ko- mular vardır. Günün birinde birkaç köy- tü, olun kesmek için bu sarp ve ağaç- tan başka yemiş vermeyen yerlere çılktı- lar. Ağaçlar anda dolaşırken gözle- rine bir mağara ilişti. İçeriye girdiler. Yerde ağaç dal ve yapraklarından bir yatak yapılmıştı. Asıl tubafı bunun ü- zerinde yırtılmış, cski bir kordele par- gası bulmuşlardı. Köylüler günlerce bu mağaranın etrafını gözlediler fakıt kimseyi göremediler. Bir gece yaktıkla- vı büyük ateşin etrafımnda toplanıp ko - muşurlarken ağaçların arasından insana Benzeyen bir şekil belirdi, onlara bakı- yordu. Fakat oturanlar ayağa kalkıp o- ma doğru gitmek iateyince bu garip mah. ÇŞ ——— dışına, bir amerikalı Mis'in kucağına fırlatılıyor. Eğer Dinarlı Mehmed peb- Mwanın Sön Postada çıkan - dedikleri doğru ise Dinarlı hâlâ kendisini o he - yecanın pençesinden kurtarmış değil - dir. O sırada beş on mis ve bir eski pehlivan bayılryor. Pehlivanlıkta en büyük değer, he- yecana kapılmamak, şaşırmamak, ada- lelerine ve kafasına hükmetmektir. Ge- vak yağlı güreşimizde olsun, gerek der- best güreşte olsun bizim pehlivanları - moz daima kendilerine hâkim — olmuş - kazdır. Bana göre, hamuru kisbet içinde ve yağ ile yoğurulmuş olan Dinarlı, ölür ©e yağlı güreşini unutamaz. Dinarlının serbest güreş de yaptığına göre, benim gönlüm istiyor ki, Dinarlı Mehmed pehlivan Çoban Mehmedle serbest, Ka- aa Âli ile yağlı birer güreş ve sonra Amerikada yapılan boğuşma da böyle yapılıyor diye Müleyim pehlivanla bir gösteriş yapsın. Yoksa ben böyle Boğuşuyorum diye kesip atmak pehli- wanlıkta yoktur. Tilkinin dönüp do- Taşıp geleceği yer kürkçü dükkânı ol- masına göre Dinarlının nihayet döne - €eği yer gene vatanıdır. Öğrendiği u - #el Airerikadan başka yerde sökmez . Vatan hasretiyle uykusuz geçen gece- lerini anlata anlata bitiremiyen Dinarlı Mehmed pehlivan, vatanla alakasını ke- #erek Amerikada mı oturacaktır ki bu wsulün bu kadar üzerine düşüyor. Dün- yalık edinmenin en büyük rolü çevir - Giğini elbette biliriz. Fakat bu rol, hiç bir zaman esasa tekme atacak ka - Jdıı ileri gidemez. CD. mağarada bulundu lük hbemen tersine döndü ve çılgın bir bızla kaçarak ağaçlar arasında kaybol- du. Ertesi gün, daha gün ağarmadan köylüler mağaraya bir baskın yaptılar. Ve burada gördükleri manzara karşısın. da dona kaldılar, Saçları dizlerine ka- dar uzamış bir genç kır yapraktan yata- ı Üzerinde uyuyordu. Üzerinde koyun postundan yapılmış bir çocuk elbisesi- vin parçaları kalmıştı, ayrıca dallardar *kiz yallık bir eytilrktan sonta abe>ı ve babasına kevuşan Karpatların yabani kızı ördüğü bir elbise ile vücudunu örtmüş- tü. Uyanan yabani kız, karşısında yaban- cr insanlar görünce kaçmaya kalkıştı, zaptetmeye çalışanların ellerini 1sırdı. Köylüler, başa çıkmak için onu bağla- mak sorunda kaldılar. Bu kız söylenenleri anlamıyordu, â- deta insan dili bilmiyordu. Ve bağları içinde çırpınıyor, bağırıp çağırıyor, ve- rilenleri yemiyordu. Fakat bu adamların kendisine kötülük etmek niyetinde ol- madıklarını anlayınca yatıştı, önüne konulanları yemeye başladı. Köylüler o- nu köye getirdiler, Orada, en yakın şe- hirdeki hükümet makamına haber veril- di. Jandarmalar bu yabani — karı, elleri bağlı olarak şehre götürdüler. Bir müd- det hastahanede yatan kız, yavaş yavaş insanlık âdetlerine alışmaya, konuşma- yı öğrenmeğe başladı. Yapılan gerçinler sonunda ,kırım, bundan yedi yı! önce kaybolmuş Mat- drillanın kızi olduğu anlaşıldı. Tanıl- masına yarayan kızın anasına olan bü- yük benzerliği ile vücudundaki bir iça- retti. Yedi senelik bir ayrılıktan sonra kız aylesinin yanına döndü. Ve yarım ya malak öğrendiği dille başından geçen- leri anlattı. Kaybolduğu gün ,kırda bir az çiçek toplamak için annesinin yanın- dan : yurlmış, sonra yolunu kaybederek, ve hep ters istikamete gitmek yüzünden Köyden büsbürün uzaklaşarak dağların tetax yerlerine gelmişti. Artık köye düö- nemiyeceğine aklı kesince bu yeni ye- rinde tabiatle savaşmağa karar vermiş- ti. Ve ömrünün yedi senesi ,böyle, ya- ban hayvanlar içinde ağaç kökleri yi yerek, hayvanlaşmış bir şekilde geçmiş- ti (L'Entransiian şazetesinden) . RADYOLAR ANKARA 19.30 - Musiki: Sarasate: Habanera Sarasate: Malağuena Necdet Remzi: Keman Üilwi Cemal: Piyano 1940 - Matbuat raporu 20.20 - Musiki: Mischa Elmann: Deep River Mişecha Elmann: Romance Necdet Remzi: Keman Ulvi Cemal: Piyano MA0 . Haberle- B Üa Laval sınamalarının gcııel '_'_öri'm't'ışü B. Laval'in başkanlığındaki fransız kabinesi tarafından, parlamentonun verdiği niş — yetkilere ge- dayanılarak, memleketin ekonomik ve finansal kalkınması için çıka- rılmış olan hanunlar hâölü Fransada günün meselesi olmakta devam ediyor. Hükümete harşıt olan ve sosyalistlerle komünistleri ve sol radikalleri kaynunda toplayan lıdkçı Birlik, bu kanunları vesile yaparak Laval kabinesine karşı açtığı şiddetli savaştar geri döneceğe benzemiyor. Memleketi iki kısma ayıran bu çetin anlaşmazlığın nasıl bir soruç vereceği hakkında fransız gazetelerinde her gün türlü türlü Hikirlerin ileri — sürülk görüyoruz. Hükümet taraftarı radihal - sosyalistler tarafından çıkarılan “L'Örop Nuvel,, dergisinde, bunların ileri gelen ynıınlarındm Alfred Fabre - Luce, ayrı meseleyi ince- liyor. Bu yazıyı kısaltarak dilimize çıvırıyoruı B. Laval tarafından girişilmiş olan eserin, sonu nasıl biterse bitsin, şimdi ye kadar Fransada finansal ve ekono - mik buhranla savaşmak için tek ciddiğ gayret olduğunda hiç şüphe yoktur. Ondan önce BB. Dumerg ve Flan- den böyle geniş ölçüde tedbirler alma- ya cesaret cdememişlerdir. Ona karşı hareketleri ne olursa ol: sun, devalüasyoncu sosyalist partisi ön- derlerinin bile, kalben, B. Lavali tak- dir ettiklerinden emin olabiliriz. Halk yığmlarının gözünden düşmek pahası- na, ucu onlara da dokunan tedbirler al- makla, başbakan, — kendisinden — sonca fransız finansını ellerine alacak olan - ların işini çok kolaylaştırmıştır 16 temmuz kanunları elbette ki ko- layca tenkide müsaiddirler. Çok zaman beklenmiş olmanın cezası olarak, duru- mü kurtarmak için, darbeyi şiddetli ve herkese şamil olarak vurmak gerekmiş- tir. 1928 denberi masraf kapılarını ar- dıma kadar açmış olan — kamınlar hâl4 Yüzumsuz yere bir sürü para harcanma sına sebeb oluzken, devletin sadık iş - yarlarının, o saman aldıkları paradan Gözverilerde bulunmak zorunda kalma - Jarının manasını anlamıyanlar var. Hü- kümet borçlarının yükünü — azaltmak için, hem mukavele mefhumunu sar - san, hem pek önemsiz bir tutum sağla- yan ve hem de üren rayicini azaltmıyan ödenen paralardan yüzde 10 kesilmesi yolunun tutulmasına esef edilmektedir. Kesin bir eşitcilik, hükümeti, bazı yurd daş zümrelerinden kamuasığın gerektir- mediği özveriler istemeye gevketmiştir. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan böy- le de, vergi kaçakçılıkları — vergiler'n nisbetini azaltmakta devam ederse, alı- nan tedbir namuslu yükümene karşı sahtek&r yükümenin İmtiyazını artıra- caktır. “Tersine olarak, vergi kaçakçı- Jığına karşı, uzun zamandanberi Vüzü- mu hissedilen tedbirler alınırsa vergi nisbetlerinin artırılması — Hizumsuz ve hatalhı olur. Bütün bu itirazlar ileri sürüldükten sonra, B. Lavalin, onun zamanına kadar bütün partilerin el birliğiyle kamoyda devam ettirilmiş olan bazı tezadlara bir son vermiş olduğunu kabul etmek la - zmdır. Bununla beraber genc bir nisbet ıçin de bu tezad devam etmektedir. Hüktü - metin karşıtları onun yeni kanunları genel bir deflasyona temel yapmak İs- tediğini ileri sürüyorlar. ' Biz, B. la- valin niyetlerinin bambaşke olduğuna kanığız. O, yeni kanunlarla satın alma kuvvetinin aralmasını değil, sadece yer değistirmesini gözetti. Aylık ve ge - Nirlerinin değişmezliği sayesinde şim. Öye kadar buhranm etkilerinden uzak kalmış olan yurddaşlar şimdi genel fe- laketten paylarına düşeni alıyorlar. Ba- kat öte yandan aynı kanunlarla haya - tın ucuzlatılmış olması bu özveriyi ha. fifletiyor ve bu kanunlarla yükümler, artırılmış olmıyanların (tarımcılar, ö- zel işletmeler işçi ve işyarları, parala- rını saklayanlar) satın alma kuüvvetini artırıyor. Bu hareketin —ulusun genel satın alma kuvveti üzerinde etkileri ne olacaktır? Bu sadece bir psikoloji me- selesidir. İki tehlike var, ilki, özel işletmele - rin, yeni yükümleri ileri sürerek bütün işçi üÜcretlerini elbirliğiyle araltmaya kalkmaları. İkincisi de, yeni kanunlar dan en fazla faydalanmış olan para bi- riktiricilerin, bu başarıdan cesaretle- nerek pasif spekülasyonlarını daha kuv vetlendirmeleri. Bu iki tehlikeye karv- şı koymak için, bükürcet bemen, söz ve hareketle, buyrultu - kanunların def- Jasyonun başlangıçına — değil, sonunc işeret olduğunu açıkça bildirmelidir. Bu bir enerji meselesidir. —Aracı - ların, hayatın — ucuzlamasından doğan yükü, iyi örgütlenmiş olmayan köylü - lerib üstüne yüklemelerinin önüne ge- çilmelidir. Yoğaltmanları, meşru ol mayan fiat yükselmelerine karşı kendi- terini koruyabilmeleri için, örgütle - mek tazımdır. Faiz rayicinin azalması ve kredinin genişlemesi, yanlış yorulara uğrayan ye ni kanunlardan doğabilecek iş daral masını önlemelidir. Bütün bunlar yapılırsa fransız ekono. mişini, omuzlarına yüklenmiş olan yeni yükümlerin altından daha kuvvetlen - miş olarak çıkacaktır. Aylıkların ve sabit gelirlerin ancak izafi kiymetleri azaltılmış — olacaktır. yoksa hakiki kıymetleri değil. Büdce denkliğinin yeniden kurulması, fair va- yicini indirmekle, durmuş olan kredi işlerinin yeniden harekete geçmesine, tarım kredisinin organize edilmesine ve bir kamu hizmetler programının yeri - tilmeye başlanmasına imkân hazırlıya- caktır. Böylece, büdce deflasyonu, e koneminin yeniden kalkınmasını sağ - layacaktır. Ve B. Laval da daima bir- birine kargıt sayılan bu iki anlayış tar- zinin ne kadar birbirine bağlı olduğu- 'nu göstermiş olacaktır. İşte girişilmiş olan işin kısaca şe - ması budur. Tabiiğ, bu, bir çok güç- Tüklerle karşılaşmaktadır. — Yalnız fa- Şist usulü bir disiplin fiatların yeniden denkleşmesini — sağlayabilir. Halbuki Fransa fertci, hemen hemen — anarşist bir memlekettir. Fransız yurddaşları- nın, hattâ kendi özel asığlarını müda- faa için bile hükümetle elbirliği yapa- cağı şüpbelidir. Öte yandan, meselâ al- tın blokunda meydana çıkan bir sar - sılma — gibi, bir beklenmedik hadi- senin tekrar para üzerinde — kaygular uyandırması da imkânlıdır. Herhalde B. Laval, memleketinin şerefini ortaya koyan çok meraklı bir oyuna girişmiştir. Fransa yabancıların ve hattâ bir çok fransızların - gözünde harcalarını azaltamıyacak ve günün bi- rinde bir para değersizlenmesi paniği- ne uğrayacak bir memlekettir. B. La- val bugün en büyük maharetin enerjik davranmak olduğunu anlamıştır. Onun eserine hücum edilebilir, fakat şimdi - den kesindir ki bu ecserin en esaslı un- surları daima muhafaza edilecektir. Pakat ne kadar doğru — ve yerinde bir iş olursa olsun, eğer balk kendisi- nin g#önteşrinde veya en geç mayısta yerini halkçı birliğe bırakmak xorunda kalacağına inanırsa, B. Lavalin deneç nafile olacaktır. B. Lavalifi daha açılışı sırasında başı * Bu intibat silmek için önünde üç ay var. Bunu eğer parlamentonun tamazsa, sistemi itibardan düşecektir iş görülebilir. Komünistler B. Laval kabinesi eski uhusal birlik kabinelerinden — farksı? görmekle yanılıyorlar. Bir çok nokta * larda B. Laval devrimci olarak hare * ket etmiştir. B. Lavalin gene bu yönet: te çalışarak, hattâ bazı sağ taraftarları: nı gücendirmek bahasına da olsa, eko" nomiyi canlandırma sıyasasına — devimi edeceğini kuvvetle umuyoruz. B. Laval ancak bu süretle hareket etmekle al * dığı tedbirlerin şiddetini haklı göstere" bilir ve halkçı birliğin hücumlarına kar” gı koyabilir. Çünkü ancak güvenle Halkçı birliğin gösterişinden başkü heybetli olan bir tarafr yoktur. Şimdi Paris sokaklarında gördüğümüz kala- balık uzun yıllardanberi hep aynı ta raftaydı. Fakat bunlar hiç bir zaman filiğ bir hareket için birleşememişler * dir. Böyle bir şeye kalktıkları zamafi ya sağ veya sol kollarını kaybetmekte * — dirler, Hükümet sağladığı —10 milyar ta * sarrufla, karşı — tarafır. isteklerinden meşru olanları yerine getirebilir: Kre- dinin genişlemesi, tasarrufun korun * ması, büyük işler, arsrulusal barışcılık Hem bu noktada karşıtlar birlik değil « dirler. Barışcı cumuriyetçiler Almanyâ ile iyi geçinilmesini İsterlerken, mark- sistler ulusal - sosyalizmle savaşılma * S1 arrusundadırlar. B. Laval, alman fi: nansal krizi yüzünden ve daha uzlaşı€ı — bir hale gelebilecek olan Hitlerle gele! kış görüşebilirse. halkçı birliğini için eline yeni bir fırsat geçmiş olacak” — tır. Böyle bir hareket sol şeflerindet bir çoklarının gizli yardımımı kazana” caktır. Bu takdirde, sosyalistlerin ö7 deri olan B. Blum'la, BB. Eryo, Sarır — Şotan hükümetin tarafını tutacaklardı!r — Bütün bunlar parlamentonun açılı ” — şında açıkça meydana — çıkacaktır. ya radikal sosyalistler hükümeti devirerek kendilerini, halkçı birliğini gözden N Tecek bir kabine içinde, onlarla eibirt — ği yapmak zorunda bırakacaklar, ya Ğ4 — hükümeti yaşatacaklar ve böylece d& halkçı birlikteki birliği bozmuş olacak” lardır. n Fakat bütün bu tahminler, ekano " —— mik durumdaki kötülüğün devamı V€ — kamoyun cesaretini raybetmesiyle Bo — şa çıkabilir. Bu takdirde, ayrış partile” rinin önderleri, kabineyi istemeye istt” meye devirerek bükümeti ellerine &i * mak ve bunun bütün sonuçlarına Kat * Tanmak sorunda kalacaklardır. Bunun içindir ki, sonteşrine kadır B. Laval genel eryasasının parlak misallerle isbat etmiş ve kendir sine çizdiği hedeflere erişmiş olmal ğ dir. — Bu başarılar, karşıtlarına, pref * siplerinden dönmeleri — için özür : gösterebilecekleri bir delil verecekti —| Bernar Şov filim yıldız! oluyor Noyes Viner Jurna) gazetesine VO? dradan yarıhıyor: Londra sanat ve edetiyet lerül F Yük bir canzasiyon kargısındadır. Ş nar Şov, Britanya radyo miyel" 'i yapmış olduğu bir vejss ' bir filmde rol almayı kabul Şov, bu filmde esas rol alan ra' keri rölünü oynıvacaktır. aye SRİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: