16 Ağustos 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

16 Ağustos 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYIFA 4 Bir fransız gözü le yeni Türkiye (Dünkü sayımızdan devam) "MAKİNELERİN UTKUSLU — Başınız dönmedi mi” — Daha değil Ve kırk metre yükseklikten boş - ağa düşmek tehlikesi içinde, tahtalara basa basa muvakkat olarak — kurulmuş tabta iskeleler arasında elektrik san - tralının tcpesine çıktık. -Buradan, Tür- kiyenin ve bütün doğu Avrupasının en büyük Ffabrikası ölan Kayseri kombina- #mın kapladığı 13 kilgmetre murabbat yer mükemmel görünüyor. Bu doku- ma fabrikası bitmek Üzeredir. Beni gezdiren mühendis bir sencab gibi trmanıyordu. Sordum: — Kaç yaşındasınız Gururl mi beş, dedi. Direktörümüz daha otuz beşi bulmamıştır. Ve burada gahşan dokuz mühendisten hiç biri o- tazuna basmamıştır. — Bunlar türk mü? — He teknisiyen fabrika işlemeye açılır açılmaz gide ceklerdir. Yapı motörleriyle çekiç seslerinden mğuldayan kurağların ödevlerini bana #erasiyle anlattı —. 33 bin iğ, 1100 otomatik doku- ma makinesi, 3000 işçi, ve bunlar için gereken bütün örgütler. — Ne zaman çalışmaya başlıyorsunuz ? — Ağustos somunda. 'Temmurz sonunda, ağustos tonunda, Ükteşrin sonunda, sönteşrin sonunda.. Sarih, açık ve umud - haykırışları gibi neşeli bu iki küçük kelimeyi, ben ilk- baharda her yerde işittim. Bugünkü yoğaltımın yüzde 50 sini yapacak İzmit kâğıd fabrikası temmuz Senede 30 milyon metre pâ- #nuklu dokuma yapacak Kayseri fab - rikası ağustos sonunda — Zonguldak sömikok fabrikası eylül sonunda. Paşa- Behçe cam fabrikası ilkteşrin sanunda. senteşrin, ilkkânun sonunda Naz: Ereğli fabrikaları, daha yirmi milyon metre pamuklu, Endüstriyel kalkınma plânının beş gubesi olan dokuma, maden, — seluloz, kimya ve seramik şubelerinden her bi- ri için hal böyledir. Cumuriyetçiler şöyle diyorlardı: “Yabancı endüstrinin egemenliğin- den kendimizi kurtarmak, mutlak bir #osyal bütünlük elde etmek istiyoruz, ve bizim en büyük utkumuz ekonomik wtku olacaktır.., İşte şimdi savaşın en ateşli devre - sendeler. Yüz elli rus sanunda. Tarımcı ve zayıf bir memleketi en- düstriyel ve kudretli, kendine yeter bir memleket haline getirmek bugün — we daha bir zaman için — ilerlemenin nomal yoludur. Dün yabancı makine- kere boyun eğen Türkiye, bundan böyle yalnız kendi makineleri önünde eğile cektir. ».** Okullarımız, fabrikalarımız. Türkiyenin her yanında çalışmal w bu iki alanda birlikte ilerledi ve hâlâ da ilerlemektedir. İik önce, demiryolları imtiyazlı sos- yetelerden satın alınmış, ve isveçli ve belçikalıların yardımiyle üç bin kilo - metrelik yeni yol yapılmıştır. Rusva- Yazan: Marsel Sovaj dan sonra Avrupanın en geniş toprak- Tarı olan Anadoluda yeniden yirmi bin kilometrelik demiryolu yapılmaktadır. 1923 den 1933 c kadar hükümet, her şeyden önce stratejik önemi olan de miryollariyle uğraştı. malarını iyi bir gözle görmekle bera- ni kendi ü- Endüstri, çalış ber ancak seker endüstrii zerine aldı. Başlangıçta 130 tane olan türlü fab tikalar rastgele çoğaldı ve bunların sa- yısı 1933 sonbaharında — 2500 Ü geçti. Aralarında büyük bir önürdeşlik olan bu fabrikalar, kredi ve teknik yoksul- luğu yüzünden kötü kaliteli bir sür - prodüksiyon yaptılar, İşte o zaman hü- kümet işe karıştı ve hareketin düme nini kendi eline almaya Özel girişimler, endüstrinin bir kumr- na tahdid edildiler. Öte yandan, res - miğ olarak hazırlanan genel bir endüs- trileşme plânı, 1933 le 1937 arasında beş senede başarılacaktır. karar verdi Gence cumuriyetin dövizi (devletçi-) yiz) bütün kıymetini kazanmıştı. 1924 de kurulmuş olan bir devlet — bankası, Sümer bank, kapitali 20 milyon Hiradan 62 milyona çıkarılarak, barzı kısımlarda İş Bankasının yardımiyle, beş yıllık plânın tatbikine memur edildi. Ağır kapı arkamda kapandı. Büyük bir çalışma odasının yarı karanlığınd> genç bir adam beni ayakta bekliyordu — Adımı zikretmiyeceğinizi bana vadediyor musunuz ? — Tabiiğ. Tenmek istiyorsunuz ? — Okullarınızı, enstitülerinizi, ye- ni demiryollarınızı gördüm. Şimdi de fabrikalarınızı gerdim.. — Mükemmel, değilmi? : — Ben de bumu söyliyecektim. Fa- kat öyle sanıyorum ki bunlar çok pa- halrya mal oluyor. — Çok pahalı; — Doğrudan doğruya şu soruyu sor mak müsaadesini kendime — verirsem: Bu para nereden geliyor? Çünkü Tür - kiye, kendi başma buyruk bir devlet haline gelmeye karar verdiği zaman bit miş, tükenmiş bir memleketti. Bugün nüfusu 14, 15 milyondan fazla değil — Biliyor musunuz ki biz sizin san- dığınız kadar yoksul değiliz? Hiç bir ham madde bizde eksik değildir. Kıv- meti hesabsız olan bakır madenlerimiz, deniz kenarında işletilmesi yarım bize hemen bütün Akdeniz havzasının ihti yacını karşılamak imkânını verecek o lan kömür madenlerimiz var, Dünyanın biç bir memleketi krom madeninde bi zim kadar zenğin değildir. Kükürd ma- denlerimiz var, Gereğinde doğu Avru- pasının büyük bir ksamımın pamuk ih- tiyacını kargılıyabiliriz. — Şüphesiz, fakat Kırıkkaleyi ve Kayseri, Ereğli, Nazilli kombinalariyle Bursa, İsparta, İzmir, Eskişehir fabri- kalarını, ve kuzaydan güneye, doğudan batıya kadar hemen her tarafta açıla - cak olan yeni fabrikalarını kurmak içit yatmakta olan servetlerinizi ipotek mi etiniz? — Biz dışardan hiç ödünç aramadık Hükümet her yıl Sümer Banka altı mil- yon İira ayırmıştır. Tabliğ memleket - ten yeni Öözveriler de istenmiştir. — Pardan, Baylar, kavga yalnız ikinizin arasında me olacak, yoksa başkaları da kavgaya karışabilecek mi? (Dagens Niheder, Kopenhaz) Barışa giden yanlış yol $ ağastox 915 tarihli Deyli Meyi ge- zetesi bu başlık altında şu betkeyi ya- zıyor: Günler geçiyor ve dünya henüz Ha- beşistan — İtalya anlaşmazlığında ba- rışsal bir yatışmaya yaklaşmıyor. İki tarafın da harba hazırlandığı anlaşılıyor. Ulaslar sosyetesii ması ise İtalyanın herhangi bir önerge- yi kabul etmesini imkânsızlaştırmakta dm Aklı başında olan herkes bilir ki giliz kamoyunun dilediği ve özlediği şey barıştır. - Fakat ne yazık ki, İngil- terenin barışı kartımak için tuttuğu yol pek yanlıştır. Bu metod uzakdoğuda Çin ve Ja ponya arasında bir anlaşmazlık çıletı- n arsı - ğt zaman denenmiş;, meselesinde de tekrarlanmış, fakat her ikisinde de felaketten başka hiç bir so- nuç vermemiştir Japonya için Mançuriye uzanmak, orada özgür olarak tecim yapabilmek kendi halkıma zzik bulabilmek için ge- reken önzmli bir ölüm ve yaşayış me- selesi idi İngiltere hükümeti, bu hakikati her nedense aklına sığdıramadı. Japonyanın orada düşündüğü yalnız barış değildi; bu toprağı — çinlilerden kurtarıp orada güvenlik kurmaktı. İn- Kgilterenin durumu ise çinlileri, bu işte bizim onlara sonuna kadar yardım ede- ceğimiz umudunu vermişti. Bütün bunların sonucu şu oldu; Ja- ponya kesin sücl tedbirler aldı ve Li- ton komisyonunun uluslar sosyetesine, verdiği rapor boş kâğıdlar sepetine a - tıldı. Dileklerimiz, çok iyi olduğu halde tuttuğumuz kötü metodlar — yüzünden kark yıllık dostumuz Japonyayı gücen- dirmiş olduk ve çinin başına — felaket getirdik. Habeşistan mezelesinde de İtalya - nın coğrafya bakımından — genişlemek yükümünde bulunduğunu — bilmeli, bu Afrika toprağı üzerinde istediği hak- Jarı tanımalıyız. Hükümetimiz bunu yapacak yerde takındığı durumla habeş imparatoru - na umud vermekte, aşağı yukarı, onu kışkırtmaktadır. Eğer bu işe burnumuzu sokmak ge- rekiyorsa o zaman — italyanlara karşı durmanın faydasız olacağını, işin he - men barışcıl bir surette kotarılması ge- rektiğini habeşlere anlatabilirdik. Avam kamarasında abdalca söylenen söylevler ve harb çıkacak olursa ulus - lar sosyetesinin zorlu tedbirler alma- sı şeklindeki önergeler bir italyan — habeş harbını artık kaçınılmaz bir hale getirmiş bulunmaktadır. Böylece, İngiltere hükümeti, bir de- fa daha, tuttuğu yolun yanlışlığı yü - zünden bir anlaşamazlığın barış yoluy la kotarılması ihtimalini ortadan kal - dırmış oluyor. Bizim barışsızlığımızın sebebi, ulus- lar sosyetesine bu kadar fazla bağlan- mış olmamızdadır. Halbuki biz, 1911 de İtalya Trablusgarbı aldığı zaman yaptığımız gibi, bizi pek uzaktan ilgi. lendiren bu meselede de pek âlâ alarga durabilirdik. Böyle işlere karışmak — yanlışların en korkuncudur. Böyle hareketler İtalya ve Japon- ya gibi kuvvetli ve silablanmış devlet- leri öfkelendirir ve bütün yatışma im- kânlarını ortadan kaldırır. Bundan baş- ka bu memleketlerde İngiltereye kar - şın duygu ve dilekler de uyandırır. Son çin ve habeş gibi köçük ulus- lar da bizim durumumuzdan umuda düşerek, böyle olmasa hemen uzlaşı- verecekleri kuvvetli düşmanlarına kar. g* ayak diremek suretiyle felakete do; rü gidiyorlar; anlaşmaya yanaşmıyor - Jar, Onun için bizim onlara kârımız de- Bil zararımız dokunuyor. Hükümetin tutacağı yol, ingiliz - sığlarının gerektirdiği derecede bu İş- Te ilgilenmektir. Ondan fazlası bütün dünyanın bize kargı tiksinmesine yol açar ve belki de bu, bir kabineyi düşür- meğe kadar gider. Masonlar, yahudiler ve çelik miğferliler Almanyada naziler bu üç kuvvetle çarpışıyor Deyli Telgrafın Berlin aytarı 9 a » gustos tarihiyle gazetesine bildiriyor- Bütün Almanyada — yeniden şiddet havası esmeğe başlamıştır. Bu şidder üç alanda kendisini göstermektedir. 1 — Eski savaşçılar tarafından ku- “Çelik miğfer, örgütü gizli polie tarafından kapatılmakta ve rulmuş olan buna sebeb olarak da bunların hükü - mete karşın davrandıkları ileri sürül - mektedir - 2 — Son zamanlara kadar açık kalan farmason locaları da kendi dilekleriy- le kapatılmaktadır. 3 — Yahudilere karşı yapılan hare- ketin başında bulunan — Bay Yulyus Şirayher, önümüzdeki cumartesi günü ilk defa olarak genel bir - toplantının karşısında söz söyliyecektir. Çelik miğferlilere ilk öldürücü dar- be geçen pazar günü marşal Fon Ma- kenzen'in yükümsel askerlikten sonra artık lüzüm kalmadığını ileri sürerek bu örgütten çekilmesiyle vurulmuş ol- du. Marşal, çekilirken eskiden nazi ön- derleri tarafından kullanılmış olan ağ zı kullanarak bu örgütün kuruluşunda ki gayeye varıldığını, bundan sonra bu- nu devam ettirmenin Bay Hitlerin di- teklerine karşın olacağını söylemiştir. Bundan sonra polis harekete geçmiştir. Aldığımız haberlere göre hendile- rini gizli polisin kurbanı etmek iste- miyen çelik miğferliler, birikmiş para- Tarını kurtarabilmek için kendiliklerin- den dağılmışlardır. Fakat elini çabuk tutamıyan bir tâ- kım şubeler polis tarafından dağıtılmış ve paraları “devleti ve halkı koruma kanunu,, na uygun olarak alanç edil - miştir. Polis bu işleri yapmak yerlerde gerekli gördükçe bu örgütle- sin naziliğe ayrışık bir duru mtakındı- ğını bildiren bildiriler yaymıştır. Çelik miğfer üyeleri bundan başka marksist fikirler taşrmakla da karalar: maktadırlar. Halbuki bunlar daha zi yade sağ olarak tanınmışlardı. için bazı Her ne hal ise, bugün çelik miğfer- Nler için artık ölmüştür diyebiliriz. Şidiye kadar açık kalmış olan far - mason localarının, kendi kendilerini ka- patması önemlidir. Çünkü her ne ka - dar Almanyada nazi partisinin gazetesi olan Fölkişer Beobahter gazetesi, bu - harbında Al - manyanın yıkılmasında, yahudileri ko gün masonların dünya rumakta ve Stresman ile Briyan dost- kuğunun arkasında oynadığı dramatik roller hakkımda bir çok hikâyeler an - latmakta ise de, masonluk son zaman- larda Almanyanın sıyasal hayatına hiç bir suretle karışmamakta idi. Alman masonluğu naziliğin iş ba; na gelmesinden sonra dışarda bulunan masonlarla bütün ilgilerini kesmiş ve naziliğin egemenliğini kabul eden bir nevi hıristiyan tarikati haline gelmişti. Bay Yulyus — Ştrayherin kalabalık bir toplantı önünde yahudiler aleyhin- de bir söylev söyliyeceği haberi, Ber - Hndeki yahudilerin yüreğini bir hayli oynatmıştır. Bu söylev, 20000 kişiyi alan Sport Palast'da verilecektir. Her- halde bu söylevden sonra bir takım uy- günsüz hareketler olacağı da umul - maktadır.,, Deyli Telgraf gazetesinin Berlin ay- tarı, Dr. Şaht'ın, Göbels'in ve Gen. Göringin durumlarını — inceledikten sonra telgrafını şu cümleyle bitirmek - tedir: “Herhalde Bezjinde hava günden gü- ne daha fazla elektriklenmektedir.,, a_ırzüçtelçrder okuc_lgklğımız Habeşlerin harb plânları Adisababadan Morning Post gave « tesine bildiriliyor: Habeşistan hükümetiyle hiç bir il « gisi bulunmayan yetkili bir. kaynak tan alıman haberlere göre harb başlıyar cak olursa habeş imparatoru kuvvetle riyle hem Eritrede, hem Somalide itat- yanların karşısında duracağı yerde bü- tün kuvvetlerini Somali sınırlarında bi- tiktirecektir. İtalyanlar Eritreden ilerlemeğe baş- hyacakları gün, Negüs de italyan So- malisine saldıracaktır. Bu plânla hareket edilecek oluru kuzayda kaybedilecek toprağa karşılık güneyde toprak kazanılmış olacaktır. Kuzayda bir kaç kıta — brrakılacak; bunlar çete harbı yapmak suretiyle ©- radaki italyanları tedirgin edeceklerdir. Habeşistanda seferberlik devam et- mekte, fakat yağan kuvvetli yağmurlar asker gönderilmesi işini güçleştirmek- tedir. Aralarında yüz mil kadar bir usâ bulunan iki şehir arasında yayan, ya * but katıtla ve beygirle yolculuk yap * mak on beş gün sürmektedir. Habeşliler de dahil olmak üzere hiç kimse Habeşistanın sâvaş boyuna kaç asker gönderebileceğini bilemiyorsa da en çok güvenilebilir. kimseler, 750.000 kişi olmak üzere kestirmektedirler. Bununla beraber bunların silah ve cebhanesi henüz elde edilmemiş ve bunlar bir avrupalının anlayışı ile Ö- gütlendirilmemiştir. Bir çok avrupalrlar habeş ordusuna girmek dileğini göstermekte iseler de bunlar, ancak ayralı işlerde kullanıla- caklardır. Almanyada yapılmış üç bin gaz mas« kesi Habeşistana varmıştır. Ayrıca se- kiz bin maske de yola çıkarılmıştır. Kısa haberler: Arsrulusal kız fiziyoloji kongresi Pravde'dan: Son duyuklara göre, Leningratta a- ifvktos sonunda toplanacak olan 15 inci arsıulusal kız fizyoloji kongresine 37 devletin oruntakları iştirâk edecekler" dir. Dış ülkelerden gelecek delegelerin sayısı 800 den fazla olacaktır. Bu a1 da Amerikadan 210, İngiltereden 74 Pransadan 71, İtalyadan 52, Japonyar dan 32, Avusturyadan 28, Çekoslavak- yadan 23, Polonyadan 20, Çinden 19 vt Türkiyeden 3 mütehassıs gelecektir. Kongre dolayısile fizyolojiye —ait pelk gok neşriyat yapılacaktır. Bu arada ruf fizjoloji âlimi Çeçenof'un büyük se6 tinden birer nüsha bütün delegelere Af magan edilecektir. Ayrıca muhtelif te* mıinmiş rus âlimlerinin eserlerinden bif çok tabrlar yapılmaktadır. Kongre €& nasında gazeteler dört lisanda çıkacak V Sovyetler birliğinde fizyoloji ve tecrü- bi biyoloji alanımdaki muyaffakiyetleri neşredeceklerdir Koktebel'de türk uçakçıları Pravda'dan: Dört bafta önce Sovyetler Birliğit? ğiden sekiz türk uçakçı gencinin oradaı yüksek havacılık mektebindeki okumü” Jarı ve öğrenmeleri başarı ile ilerlemek” tedir. Bu okulun direktörü Las Lasef Praf” da aytarına yaptığı diyevde göyle miştir: “Türk uçakçıları tahsilde başarr gösteriyorlar, Onlar kısa bif manda üç defa korkutuz uçmuşlarö'” Bu arada üçüncü uçuş öğretmenleri” görü önünde ve fakat bu gencler tAfil fından tek başlarına başarılmışt!”. uçakçı gencleri yakında yapılacak O - / Sövyetler Birliği genel hava müsü ti uçuslarına istirak edeceklerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: