USTOS 1935 ABE Frayamsüyu: Söz Yaşar Nabi, ince ve duygulu ozan yüreğini sıkan aCıyı ne gü zel haykırıyor: d Dil devriminde ülkü söz kıti- &ı değildir. Bsııdı hiç işkilim Ayok_(ur. ;lk sayısındanberi türk dilevine 'Şn ga nül! veren (Ulus), bütün dı'v!'_'m ee en yüksek izeri olan dil devrimlir de de arkadaşlarının anln.devş:m zel türkçe, düzenli türkçi'ıü ’ıı siğl sel dil olmaya yıvu_klu ti _!"îym yayarken sör hıhgn_ıl nl:igll l mu? Ah, şu dilleri kökül kclı' Büğ- pası geri düşünceli örnm;; Ü lılara ne demeli ki şimdi îılkn— çeye de bir kıılıp tı:mlyl lar, Yeni yazılar çı luyormuşta ınI.ışılııııyızrmîıfi-"e yl'- ulusunun sağduyusu bu kö ci örümcekli MŞİI,RS’;::”'H mak istiyenlere yü a şıliğı verymckredir. soı:h"ı rvenne— cek en büyük cezâ, aP larr yoka )î’;ını ülküsüne 'b:âlî türk çocuklarının arasında U e ya tutulmuş bu zavallıları sa' maı&ddı:ı.eşı tanık kendi vırlıiı.d'ı;ı- Onu göremiyen bu sanıka 'lı'kıgen kalanları yapıştıkları îe;:’ş' ğ kartarmaya çılışm::rnf den bit savaşma oOluUr. : Türk dı'lı':ı'n jensi âı:;;'ko(sâğn_» âçı leyip yazmaktadır. r v:;ı: ğfğxiliyxuykılın :mcl!k'lş:, Ş ye türkçenin kıclınııs.ı, M dik Çetrefil görünen türk di . yağli sözleri değildir. GCÇ"”SJ ti kalanların başlarının İçİN! ; yi İK yanlardır. Halka ineD, halkı yi Mâ selten, ulusal birliği .kurın işte 6 türkçedir, bu öz d'ıdı;;ns:ıu!;lış; cç v refil yönü eğer içinden 507 kırdığî yıbığncı sözlerin yem;e kg:- len öz türk sözleri ise bir tür C fasının bu kadar dar duşüncâ ı,d Ğ lacağına cuda ı'ıııınzmı_yıgi L vk sözler yabancı ve _çetrefı i n'd F, len kendimizdir. türkün ta ke sidir. mız bir yere işaret etmek "my;âr ki gazetelerimizin ÖZ dile tükel dönmeleri g:r_ekdr_. )o'ı’::; yavaş türkçe değildir. Bize ,-;: timiz biri ona sıkıştırınız _dem. li mi? Devrimde türk çocuğu evri- mi geri bırakıyor, atlıyor. Zira du- racak, yavaş yavaş yürüyecek gü- nü yoktur. Üzkes amacına irken irişecektir. Geçmişin brraktığı çok derin boşlukları evrimle doldura- maz, tinal atılımla dolduracaktır. Bunun için yazarlarımız tek tük görünen yabancr sözleri kalemle - rinin ucundan söküp atarken türk diline bir hız vermek ödevini u - hutmamalıdır. Bir işi şı'pfeı_ek :6- ze boğarak değil türkçenin jenisi- ne uygun kısa, kesin, açık ve öz türkçe yazmak yazarlarımızın en rıdır. başta gelen borçla! Sîn üŞ Türk vatandaşlığından çıkarılanlar İzin almadan yabancı devlet tâbiiyetine i ınl“ılıı. Ohanes Çalıkyan, Simpat Hacı Mi- kâelyan, Vahram Kulaksızyan, İs- tefan İplikçiyan, Polidi Ipsalti, A- simo Dokriyadi, Jorj Bitar, Faoi Nikolaidi; Avram Bokar, karısı Esterya, İgya Kuyumcuyan, karısı Satanik, oğlu Artin, Hristo Buk.— çevik, Nerres Keçeciyan;> Sergis Aşıkyan, Sergis Çarıklıyan ve Efyeniye türk vatandaşlığından çıkarılmışlardır. Vatandaşlığa alınanlar irkiye'ye göçerek ve sığına - Teğlla ğ':ç:lmmılırını di- ö ir halleri olmadığı anlaşılan 28 kişi ile, Türkiye'de 5 sene oturma süresini doldurarak türk vatandaşı olmak istiyen 42 kişi vatandaşlığa alınmışlardır. Ankara Birası; elil o - k çeti k İç pazarlarımızda kuru üzümümüzün satışını artırmak için Yabancı memleketlerde oldu gu gibi iç pazarlarda da kuru üzümlerimizin satışını ırlı(mık ve tanıtlırmak için Elmnoııııl ve Tarım Bakanlıkları esaslı tedbi le almaktadırlar. Satış için res mi kurullardan da faydalanmak dügünülnvktedir. Mağazaların erken kaparnıması Ankara mağazalarının da İs tanbul ve Samsun ve diğer bazı bü yük şehirlerde olduğu akşam İarı erken kıpıulmı_ıı için 'A_nk. va tecimerlerinden birkaç kişi te - cm ve endüstri odasına, ekonomı bakanlığına ve ur: larıdır. Yersiz bir deş zünden dükkân işçilerinin gece yarılarına kadar çalıştıklarını gö ren ilgili orunlar bu işi inceleme - ğe h'hını;lırdır Yakında bunun için bir karar werilecektir. Reçimüs yağı yetiş- tirilecek larda kullanılan ve şim - diy:’ çk:kdır memleketimize dışar dan getirilen (Reçimüs) nd!ı l,ınd nebati yağının memleketimizde yetiştirilerek ihtiyacımızın karşı lanması Ekonomi ve Tarım Bakan lıklarınca kırıılı'tmlın.ıç ve bu otların yetiştiği bölgelerin saptan ması önemle ele alınmştr. Yaban domuzlarına karşı di ille - Giresun, Ordu, Trabzon ille rinde ürünlerimizi yaban dom ça rınin zararlarından korumak için 'Tarım Bakanlığı buralarda savaş örgütü yapmıştı. Bu savaşın kuv vetlendirilmesi ve yer yer ıüı?k av ları yapılması hakkında bu illere tekrar emirler verilmiştir. 750 göçmen aylesi daha geldi Dün Romanya'dan vıpı_ıflı memleketimize yeniden 750 göç men aylesi gelmiştir. Buıelır Te kirdağına yerleştirilecektir. ULUS Adana'da Atatürk anıtı Adana, 7 (A.A.) — Atatürk anıtının şimdiye kadar bitirilmi - yen iki figürü de tamamlanarak şehrimize getirilmiştir. Adana'ya gelen mısırlı uçmanım geçirdiği kaza Adana, 7 (A.A.) — Londra' da arsıulusal yarışlara girmek üze- re ötey gün Kahire'den kalkan bir Mısır uçağı, içinde pilot Nebil Ha- Kil ve Bayan Mağler olduğu hal - de dün şehrimiz pilot alanına in - miştir. Yarım saat sonra uçmak is- tiyen pilot pervaneyi çevirince gaz kolunun açık bulunmasından he - men yürümeye başlıyan uçak bir - az ileride bir çukura yuvarlanmış ve pervanesi, tekerlekleri, kanat ları parça parça olmuştur. Arka - sından koşan pilot çukurda gazı kapamış ve uçağın yanmasını ön - lemiştir. Başka bir zarar yoktur. Uçak sökülüyor, Londra'ya trenle gönderilecektir. Üni versite rektörü İstanbul üniversitesi rektörü B. Cemil Bilsel dün Kültür Bakanı ile şam treniyle tekrar İstanbula dön- müştür. Üç dört gün sonra tekrar geleceği söylenmektedir. Tarım Bakanlığı yönetgeri Tarım Bokanlığı yönetgeri B. Atıf biray izin alara'ı İstanbul'a gitimetir. Türe Fakültesinde sınaçlar Türe fakültesinin haziranda başlıyan sınaçlarında üçüncü sınıf ta (161) talebeden (57) si mekte- bi bitirmiş (103) sonbahar sınaç larına kalmış ve birisi dönmüştür. İkinci sınıfta (230) talebeden (75) i geçmiş, (154) ü sonbahar sınaçlarına kalmış ve biri dönmüş tür. Birinci sınıfta (258) — talebe- den (59) zu l“'“:'!ı (199) sonba hara kalmış ve hiç sınıfı dönen lmamıştır. Fakültenin sınacına :'ıreh'ıleî!k 649 talebesi vardır Önümüzdeki yıl kırk yatılı talebe alınacaktır. Bunun için liseleri p k eyi derecede bitirmiş olmak ge rektir. e ae |İÇ HABERLER Adisababa işgüderimiz Adisababa, 7 (A.A.) — Türki- yenin yeni işgüderi B. Nizamettin buraya gelmiştir. Giresun'da fındık ürünü Giresun, 7 (A.A.) — Bugün borsaya 935 yılı fındık ürünü ge - tirilmiş ve törenle satılarak piyasa- 81 açılmıştır. 600 kilo tombul ka - buklu fındık yüzde onbeş fireli 25 kuruştan, 63 çuval sivri fındık ar- diyede teslim eylül yüklemesi 19 buçuktan, 189 çuval fındık içi ar- diye teslimi ağustos ilk yükleme - si 48 den, 63 çuval iç ardiye tesli- mi ağustos zarfında teslimi 47 o - tuz paradan, 63 çuval ağustos tes- limi fob 47 on paradan satılmıştır. Havaların yağmurlu gitmesin- den piyasa durgun ve isteksizdir. Hızar ve kereste işleri sosyetesi dağıldı «İstanbul ve Trakya şeker fab- rikaları T. A. $Ş.» «Anadolu şe - ker fabrikaları T. A:Şıs aTurhal şekoer fabrikası T. A. Ş.» sosyete - lerinin 200.000 lira kapital kata - rak meydana getirdikleri 600.000 Tira kapitalli «hızar ve kereste iş - leri sosyetesi» yukarda yazılı sos- yetelerle beraber «Türkiye şeker fabrikaları T. A, Ş.»* ne - geçmiş; fakat bir ortaklı kaldığı için ka - nunen dağılmış sayılmış, bu da - ğgılma işi, Türkiye şeker fabrikala: rıe yönetim kurulu tarafından ber- kitilmiş ve şirketin arıtılmasına Bay Bezmi Ötkeren oybirliğiyle atanınıştır. Erzurumda hayvan sergisi Erzurum, 7 (A.A.) — Dün Er- zurumda bir hayvan sergisi açıl - mıştır. Sergi, üç gün halka açık olacaktır Orman yangını söndürüldü Muğla, 7 (A.A.) — Sarıyer yangını söndürülmüştür. Yangını söndürmek için halk, asker, jan - darma cok çalışmıştır. W———— Dünkü İstanbul guzı—lı-l'ermııı başyazılarından özetler Ğ te B. Yunus Nadi Cumhuriyet 77 £ “Orta Avrupanın karışıklığını — dü- zeltebilecek en dokunaklı tılısım ciddi- yetle ileri götürülürse bu federasyon fikrin - şimdiki küçük anlaşma —hükü- metinden başka ilerde diğer balkan dev- tetlerinin bile ortaklık etmek - ihtimali yok değildir. Bu kadar genişlemiş yeni bir alan gerçekten kürenin bu bölüğü- nü her cihetle kendi kendine yaşatabi- lir bir alem sayılmalıdır. Böyle bir top- luluğun dışateya karşi — küvveti ise 80 milyonluk dediğimiz — şekilde bir pan 'Tuna ona çok güzel, çok çekici bir baş- Yangıç olmaz miı? TARI “Bir gün Sotya'da bulgar profesör ve doktorlariyle dolu bir salonda Akil Muhtarın verdiği bir konferansın nasıl şaşırtıcı bir alâka uyandırdığını ve na- sıl dakikalarca alkışlandığını gözlerim yaşarârak gördüm. Başka bir gün Bülkreş'te İzmir mum- leket hastahanesinden gelmiş bir opera- da B. Ali Naci Ka racan diyor ki: Sıcaklarda çör, dünyanın hef — tarafından — gelmiş mütebassısların toplandığı bir kongre- de türk hekimıiimlq ):ümnü ağartacak kadar muvaffakiyetli bir ameliyatla bü- tün salonun diktatini Üzerine çekti. Ne ise, götlerimizi yalnız - onların karançlarma delik keselerine dikiyoruz. Halbuki başka yerlerde onların bu memleketteki şöhretleri dereceşine var- mış eşleri, değil üzerlerine bir koca re- bin damgast wurulmüş İğreti apartıman- ları — fakat şervetlerin ve kâşanclerin sahibi olarak yaşıyorlar - ve omuzlarda taşınıyorlar. Ayıptır, insaf edelim ve türk hekim- dere; hiç ölimaktü yabancc hekimler ka- dar ölsün SavBT göreşetm.., K RUN da B. Asım Us di- yor ki: Biz Başbakanın gözlerini gerek do- gudaki, gerek Karadeniz kıyılarındaki illerimiz için yeni bir bayındırlık müj- desi gibi alıyocuz. Çünkü bu sözlerden bir kere Diyarbekir ve Erzurum hatla- rı ile Samsun ve Hopa arasındaki tecim Hmanlarının bağlanacağına sonra Hopa ile Samsun arasında boydanboya bir kı- yı şosesi yapılacağını aniryoruz. Karadeniz kenatının müstesna güzol- liğinin yaz ve kışı ayrı olan alımı bü- tün yurddaşlarca — bilinmeli ve herkes bundan kolayca faydalanmalıdır. Bu da ancak Karâdenizin doğu kıyıları ile ba- tı illerimiz arasında gidip gelmeyi ko- laylaştırmakla ve Samsun ile Hopa ara- sında boydanboya deniz kıyısından şo- se yapmakla olur. ZAMAN Hiyor kiz Bu gene de yapılmış olan teceübe ar- tık bu işlerle meşgul olan “resmi ma- kamları kâfi derecede ikaz etmiş - olsa gerektir. Binaenaleyh gelecek sene yi- ne bir yezli mallar sergisi açılacak ise herhalde daha çok geniş ve daha çok münasib bir yer intihab edilmelidir. Mesalâ bunun için belediyeye geçmiş dla Zaman imzalı başyazıda — denlli- olan harbiye civarındaki mezarlık çok münasib bir yer olabilir. Oraya ise mu- vakkat barakalardan olsun ister beton- dan ve daimi yapılsın, herhalde iyi ve geniş bir »ret vüsüda getirilmelidir . İSTANBUL Marsel Sovaj'ın Türkiye nak- kındaki anketinde İstanbula ayır dığı satırlar hepimizin gördüğü - müz ve duyduğumuz bir kaygıya dilmaç oldu: İstanbul günden gü- ne sötmektedir. Daha düne kadar Edirne için de hal böyle idi. Bu tarihl türk şehrinin, Sinan'ın oşsiz Selimiye- sini türk dehasının göklere çekil- miş bir bayrağı gibi koynunda taşıyan Edirnenin çöküşüne içi - mizin sızısı ve gözlerimizin ya - şiyle karşıdan seyirci kalıyorduk. Fakat ulusun arzusu günün bi- rinde bir enerji haralesine kalbol- du, ve bugün Edirne yeniden ku- zuluşunun ve canlanışının sevinçli günlerini yaşıyor. —Büyük türk yurdunun en güzel ve en örnek bir köşesi olmaya layık türk Trak ya, sarsılmaz dölenimizle yarın bir cennet haline gelecektir. Atatürk'ün işaretiyle Florya - nmn yeni baştan yapılması da, İs tanbulun kalkınması için bir haş- Tangıç olacağına kuvvetle inanı - yoruz. Dünyanın en güzel şehri İstanbul, iki büyük kıtayı birbi rine birleştiren kıyıları üzerinde, bu kadar bakımsız. —kalamaz, bu kadar kendi haline terkedilemezdi. Türk, İstanbulla haklı olarak övünür. Havası, suları, tarihiğ anıtları ve tabiiğ güzellikleri ile, her biri bir şehre büyük değer ver- meye yetecek bütün bu vasıtlariy- Je, yabancıların öve öve bitireme - dikleri ve hakkında yazılmış des - tanlarla kütüpaneler doldurulabi- lecek İstanbul, ayni zamanda, Türkiyenin büyük bir gelir kay- nağıdır da, İstabulun güzelleşmesi yalnım platonik sonuçlar verecek bir ha- dise olmıyacaktır. Canlı, moderm, model ve ucuz bir İstanbul mey- dana çıkardığımız gün, sadece ta- rizm yolundan, ©o bize, her yu, kalkınması için — harcayacağımız paranın bir kaç katını getirecektir Sarp dağlarla, ulacık - göllerden başka görey tanımıyan bütün bal- kanlar, düz ve monoton ovaları içinde boğulan orta Avrupa, hat- tâ sıcak denizin ve mavi -gökün özlemiyle tutuşan Polonya ve Al- manyadan, Marmara — kıyılarına akmaya can atan yüz binlerce in- sanı durduran tek engel İstanba - lun düzensizliği, örgütsüzlüğü ve pahalılığıdır. Yalnız yabancı t rist değil, iyi ve yerinde metod - larla, her yaz, Anadolunun her kö- şesinden on binlerce yurddaşı da buraya getirmek imkânlıdır. Bir yandan gitgide Pire'ye ka- çan transit işlertini, alınacak ted- birlerle, yeniden İstanbula kazan dır7gak, bir yandan daen mo dern otelleri, stadyomları plâjla- rı, tiyatro ve kongre salonlariye İstanbulu doğu Avrupasının ve ba ti Asyasının bir buluşma yeri ve merkezi haline getirmek, yalnız Türkiyenin dış memleketlerdeki kredisini yükseltmek ve ona yeni hayranlıklar kazandırmakla kal - mıyacak, memleketin ekonomik Herlemesinde de — hayıtı etkiler yanacaktır. Ben, kendi hesabıma, her şey den önce bu işi ekonomik bir iş - letme gibi ele alzaak, ince hesab. Jar yanmak ve bir plana bağlamak gerekliğine inanıyorum. « Yasar NABİ Nafıa Fen Mektebi Me- zunları Birliği Başkanlı- gından: Esas nizamnamemizin 28 inci maddesi mucibince yıllık kurulta- yımız 10 ağustos 1935 cumartesi günü saat 15 te birlik merkezinde yapılacağından üyelerimizin biz- zat veya vekil tayin ederek işti - rak etmeleri ilân olunur. çok içilmekte olan bir içkidir.