SAYIFA 2 Memleketimizde kendisini ulusal bir dava geklinde güösteren bir yurdlandır - ma meselesi vardır. Bu meselenin doğ « duğu kaynaklar ise şunlardır: 1) Yabancı memleketlerdeki yurd- daşlarımıza memleketin kapılarını aça - rak, onları toplu olan türk ömeği içeri- sine sokmak ve amacı belli olan ulusal ekonomik üretimi fazlalaştırmak. 2) 762,736 kilometre murabbar geniş- Hiğinde bulunan memleketimizin nüfus sıklığını çoğaltmak. 3) Nüfusumuzun yayılış şekline bir uyum vermek, 4) Memleketimizin bazı yerlerinde hâlâ hüküm sürmekte olan göçebelik şe- kildeki yaşayışa artık bir sonuç vermek. Ulusal ekonomi — bakımından asıl olan memlekette insan bolluğu olmayıp, © insanların beden, fikir ve ruh bakı - mından harcadıkları ekonamik anlamda- ki enerjilerin ve emeklerin kendilerinden ve kendi asığlarından daha yüksek bir amacın etrafında toplanmasıdır. Bu ise ancak aynı şekilde duyan ve aynı şekil . de düşünen bir ulus İle imkânlaştırılır. Ozmanlı imparatorluğu devrinde bir ana yurdun ve bir hâkim ulusun bulunmama- si ve bu imparatorluğun sıyasal sınırları içerisinde yabancı diflerle konuşan, ya - bancı ırktan olan ve yabancı karakter ta- şıyan insan gruplarının bulunmâsı, mem. lekete faydalı olan bir ulusal ekonomi - nin meydana gelmesine engel oluyordu. Bugün bütün dünyadaki uluslar kendi - letine ve memleketlerine faydası doku - man bir ulusal ekonomi politikası güdü. yorlar. Artık 18 inci asrmm etrafa saçtığı kozmopolit ve liberal fikirlerin tohumla- Ti çürümeğe başladı. Bizim gerek ekonomik ve gerekse “»syal bakımlardan ancak bu anlamda - ki bir insan bolluğuna ihtiyacımız var- dır Türkiye cumuriyetinin nüfus ve yurdlandırma politikasında güttüğü a . mac ta bundan başka bir şey değildir. ... Ekonomik ilerleme için bu anlamda- ki nüfus çokluğunun üç çeşit önemi var- dır: 1) Devlet politikası — bakımından olup ekonomik erkin bir temelidir. Nü - fusu çok bir devlet daha erkli hareket eder ve ekonomi alanında daha büyük koyaçlar meydana getirebilir; yurddaş . lara daha iyi yardım imkânımı bulur ve ferdlerin ekonomik vasiyetlerine daha iyi etkiler yapabilir. 2) Ekonomik organizasyon ve düzen- Klik bakımından olup, ekonomik erkin bir temelidir. Nüfusun çokluğu üretimin büyüklüğü ve verimliliği üzerinde pek etkindir. Nüfusun büyümesi eldeki üre- tim imkânlarının daima intensif bir su- rette kullanılmasıma lüzum gösterir. El. de bulunan iş kuvvetlerinin çoğulması, toplu olarak iş sarfına lüzum — gösteren girişimlerin yapılmasını imkânlaştırır. Büyük bir nüfas iş bölümünü en çok de- recede temin eder. Ve bu bakımdan üre- timdeki bütün tekmik faydaların elde e- dilmesine sebeb olur. Aynr zamanda ço. Ralan bir nüfus satışın artmasına sebeb Olur ve satış artınca da masraflı bir tek- nik kurulabilir. 3) Şahsi ekonomi bakımından olup, ekonomik erkin temelidir. Ferd büyü - yen nüfusun rekabete olan — erkinliğ'ni hemen anlar ve ona göre daha tandı « manlı çalışmağa ve daha rasyonel hare. ket etmeğe başlar. İşte bu bakımlardan Türkiye cumuri- yeti memleketteki nüfus sıklığını çolalt- mak istiyor ve bu istek kendisini ulusal bir dava halinde göstertiyor. Türkiyede 28.10.1927 de yapılan son sayıma göre 13,648.270 nüfusu vardır; bu mikdar bütün toprağa nispet edile- cek olursa, her kilemetre murabbar ba- şına aşağı yukarı 18 kişi düşer, Bu du- rum bugün hiç şüphe yok ki, çok değiş- miştir. Geçen sekiz yıllık bir zaman i- gerisinde memleketimirin nüfusu çok Yükselmiştir; fakat bunu daha pek çok yükseltmek hükümetimizin ana pren- siplerindendir. Nüfusumuzun durumunu — daha iyi görebilmek için komşu devletlerin nü- fus durumlariyle kıyaslamak iyi olur: ge ES NNĞN A K AAA e AU 5 A ULUS İskân kanunu ve yurd - —DAIŞ HABERLER landırma politikamız Dr. ŞEREF NURİ ğ ğ 2 Bi ğ başına nüfue sıklığı s v 13,648,.270 18 41,477,000 133 6,480,000 . 40 6,062,000 — 58 18,300,000 — 62 7,000,000 — 17 1,626,000 9,000,000 5 302,000 3,300,000 11 Türkiyede nüfus sıklığı dünya nü- fus sıklığı ortalamasının (13.2) yükse- ğindedir. Fakat batı ve güney Avrupa- sına, Yunanistan, İtalya, Bulgaristan ve Romanya gibi komşu devletlere nispet- le tık değildir. Fakat bu kıyaslamanın ilmi olabilmesi için ayni şartları göste- ren memleketleri göz önünde tutmak gerektir. Meselâ batı Anadolu ile Yu- nanistanı kıyaslarsak, Yunanistandaki nüfus sıklığınm daha fazla olduğunu görürüz. İtalyada da durum aynidir, ©- radaki nüfus sıklığı da memleketimize nispetle pek çoktur, halbuki batı Ana- dolu iklimiyle aşağı yukarı aynidir. Bunlardan çıkaracağımız sonuca gö- Te Türkiyenin nüfusunu arttırması Wü- zımdır. Ve dava da zaten bu değil mi- dir? Ekstansif ekonomi — işletmesinden entansif bir işletmeye geçmek istediği- miz bu srralarda da bu lüzum kendisini daha kuvvetli olarak gösteremez mi? ... Nüfusumuz sıklık bakımından türlü yerlerde türlü farklılıklar — gösteri- yor. Hiç şüphe yok ki, dünya- nm her yerinde ve her memleke- tinde böyle farklılıklar göze çarpar. Bu farklılığı dağuran sebebler de ya tabiat ve yer şartlarıdır ve yahud da ekonomik şartlar ve düzenlerdir. Memleketimize baktığımız zaman en sık yerlerin Ka- radenizin doğu kıyılarındaki memleket- ler (Trabzon 62,7, Giresun 31,4, Sinop 29,5) ile Marmara ve Adalar denizinde- ki memleketler (Bursa 29,6, Balıkesir 29,4, Çanakkale 20,1, İzmir 40,0) ve bun- dan sonra da Seyhan 15,3, Garlantep 19,5 ve Tokat 25,2 gelir. Nüfusumuzun bu tarzdaki dağılışın- da hükim olan tabiat ve yer şartlarıdır. Fakat bunda tam bir uyum olduğu ileri sürülemez, çünkü nüfus sıklığı pek az olan yerler arasında ekonomik gelişime uygun yerler vardır. Buna karşılık Trabzonda toprak sıkıntısı çekilmekte. dir. Şu halde yardlandırma meselesini doğuran kaynaklardan birisi de budur: Sıkmtı çekilen yerlerden nüfus sıklı- ğının az bulunduğu ve fakat ekonomik gelişmeye ve yaşama şartlarma uygun yerlere taşmmak. | ... Memleketimizdeki nomadlık, göçebe- lik hayatı birçok bakımlardan hiç de faydalı olmayan bir şekilde en çok Ana- dolunun iç doğu kısımlarında göçebele- re rastgelinir. Bunlar sürülerile birlik- te ilkbaharda axz yüksek yaylalara ve yaz gelince de daha yüksek tepelere çı- karlar. Kışın ise tekrar ovalara inerler. Bu şekildeki geliş ve gidiş anlarında önlerine çıkan ormanlara ve Fundalık- Jara zarar verirler, tarım yerlerini bo- zarlar. Bizde henüz suni şekilde çayır ye- tiştirmek âdet olmadığından ve bu hay- van sahiplerinin de tabil çayırları bi- gerek otlarını bir yere yığmak için el- lerinde vasıtaları olmadığından hayvan- larını her sene yaylak ve kışlaklara gö- türürler, Gerek ormancılık ve gerekse kültür bakımlarından bunun önüne ge- çilmesi ve bunların sabit yerlere yurd- Tandırılması icab eder. İşte bu dört nokta memleketimizde ulusal bir dava şeklinde görünen yurd- landırma meselesinin dört çeşid kayna- gıdır. Hükümet bunu düzenli ve plâniı şekilde sonlandırmak için kendisinin yurdlandırma politikasını gayet aç surette gösteren 21,6,1934 tarihli iskân kanununu çıkartmıştır. Türkiye İtalya Yunanistan Bulgaristan Romanya Efganistan İran Irak 162,730 310,000 130,000 103,000 295,000 650,000 BİRLEŞİK DEVLETLER'DE: Amerikada almanlara verilen haklar Vaşington, 26 (A.A.) — Nevyork şar- bayının bir almana massörlük için izin vermekten çekinmesi meselesi bu alma- nın avukatı tarafından dış bakanlığına bildirilmiştir. Dış bakanlığında Alman- yada hiç bir amerikalı hakkında ayrı el- yem yapılmamakta olduğu ve 1025 ta. rihli tecim andlaşması hükümlerinin yürütülmekte bulunduğu bildiritmiştir. 1936 olimpiyadı ve Amerika Nevyork, 26 (A.A.) — Nevyork Her- ald gazetesine göre, birleşik Amerika atlet amatörleri birliği başkanı Bay Mahoney, Almanyanım dinsel — mesele- ler yüzünden atletlere karşı ayrı elyem yaptığı anlaşılırsa Amerikanın 1936 o- limpiyatlarına girmiyeceğini söylemiş- tir. Nevyorkta sıcaklar Nevyork, 26 (A.A.) — Üç günden- beri Nevyorkta hüküm sürmekte olan sıcak dalgası, yağan yağmurlarla hafif- lemiştir. Los Angelos - Nev Meksiko hava yolu Los Angeles, 26 (A.A.) — Uçman Viley post, dün karısı ve bir arkadaşı ile Nevmeksiko'ya gitmek üzere bava- lanmıştır. Burası Alaskadan geçerek Siberyaya yapacağı uçuşun ilk yüğrü- müdür. ALMANYA'DA: Komünist Rudolfj Klans asılacak Berlin, 26 (ALA.) — Halk — hakyeri bugün komünist Rudolf Klasın asılma- sına hüküm vermiştir. Bu adam, ulusa) sosyalistlik hükümet başıma geçtikten sonra da komüniat partisinin hizmetinde yeni Almanyaya karşı çalışmıştır. Yahudileri kontrol için Berlin, 26 ÇA.A.) — B. Göbels'e, ö - z€l komiser B. Hans Hinkel'i, Almanya- da otucan ve Ârj ırktan olmuyan yabancı. ların fikir ve sanat kınavını kontrol öde- vini vermiştir. Hinkel, nariliğe ilk katılanlardan bi- sidir. 1923 Münih — kargaşalığına Iştirak etmiştir. Hinkel'in şiddetli bir yahudi düşmanı olduğu söylenmektedir. Lehistanın Danzig'e verdiği nota Danzig, 26 (A.A.) — Dün Varşo. vadan buraya gelmiş olan Leh genel ko- miseri B. Pape, senaya bir nota vermiş- tir, Komiser, bu notasında Leh hükü- metinin kendi görüşünü — onadığın ve Lehistan finans bakanlığının buyrultu. sunun bozulmıyacağını bildirmiş ve ay- n zamanda sena bu buyrultu hükümle- rini yeritmiye çağrılmıştır ——— İNGİLTERE'DE: Çin eserleri İngilterede Londra, 26 (A A.) — Suffolk kruva xörü çin sanat eserlerini dün karaya çı - karmış ve eserler akademi depolarına ta. şınmıştır. Çin kültür bakanlığı tarafından ever- leri götürmeğe memur edilen Çuang - Şang - Yen yolculuğun nomal - geçtiği hakkında bükümetine rapor vermiştir. TÜRK ÇOCUKLARI TÜRK KUŞU'na uçucu üye yazılınız Uluslar sosyetesi 31 tem- muzda toplanıyor (Başı J. ci sayıfada) gönderilmiş olması muhtemeldir. Toplantı tarihi çarşamba olarak saptanmıştır. İtalyan çevenleri umutsuz Roma, 26 (A.A.) — Diploma tik çevenler, B. Suviç ile Fransa ve İngiltere'nin Roma elçileri ara- sında dün yapılan konuşmalardan sonra italyan - habeş anlaşmazlığı üzerinde bu devletler arasında bir uyuşma yapılması ihtimali olma - dığı fikrindedirler. Gene aynı çevenlerin kanaati- ne göre B. Musolini'nin “Riccione, da bulunmasından dolayı dünkü görüşmeler pek değerli değildir. ... Roma, 26 (A.A,) — İtalya hü- kümeti, uluslar sosyetesini bırak - madan, doğu Afrikasında kendi - sine hareket özgürlüğü verilmek suretile kabule değer bir kotarma yolu bulunması mümkün olduğu nu sanmaktadır. Hükümet çevenleri, Japonya tarafından Çin'de yapılan hare - ketlere karşı daha az şiddetle pro- testo edildiğini kaydetmektedir - ler. İngiliz kabinesinin Habeşis - tan'a silâh çıkatı için izin vermek- ten çekindiği dakikadanberi ital- yan kamoyu İngiltere'ye karşı da- ha yakın bulunmaktadır. Söylendiğine göre B. Eden, Cenevre'de soğukkanlılık göster - mek hususunda emir almıştır. İtalya kamisyona girmiye hazır olduğunu bildirdi Cenevre, 26 (A.A.) — İtalya hükü- meti ,italyan - habeş uzlaşma komisyo- nunun çalışmasına yeniden girmiye ha- zır olduğunu uluslar sösyetesi sokreter- Kiğine telgrafla bildirmiştir. Habeş bükümeti , 25 mayıs tarihli anlaşmada konuşulmayan — meseleleri görüşmek isterse uzlaşma koemisyonu- nun uğrıyacağı başarısızlıktan soravlı tutulmak tehlikesile karşı karşıya kala- cağı söylenmektedir. Sanıldığına göre, İtalya müsbet yeni önergelerde bulunmıyacaktır. Fransanın durumu Vaşington, 26 (A.A.) — B. Norman Davis, uluslar sosyetesinin, habeş - ital- yan anlaşmazlığına barışçı bir çözge bulmağa muvaffak olacağını töylemiş- tir. B. Davis, Fransanın, İtalyaya arka olmak için uluslar sosyetesinden ve İn- Eiltereden ayrılmasının hiç ihtimali ol- madığını ilâve etmiştir. Habeş imparatornuun Pari gazetesine söyledikleri Paris, 25 (ALA.) — Habeş impara - toru, Pari Suar gazetesinin özel olarak ytara aşağıdaki diyevi ver “— Uluslar sosyetesinin kararına gü- venim vardır, hele Fransa ve İngiltere haklı taraftan, yani bizim tarafımızdan olursa, Fakat İtalya'dan yana toprakça veya ekonomik hiç bir imtiyaz mümklün değildir. Ve eğer harp başlarsa ordu- mun ilk eri ve askerlerimin alm yazı- sınm ortağı olacağım,,, İmparator italyanların bozguna uğ- ramaları ihtimali olduğunu söylemiş ve sebeblerini saymıştır: 1 — İtalyan ordusu fcansız ve ingi- Tiz somalileri tarafından ikiye ayrılmış- tır. N 2 — İtalyan kıtaları yüksek dağlar- da şüphe edilemiyecek zorluklarla kar- şılaşacaktır. 3 — Gaden çölünde içilebilecek su yoktur. 4 — Birçok somalili ve eritreli yatı kıtalarını terkedeceklerdir. İmparator, silah üzerine ambargo ko- nulmasından ve Belçika, Çekoslovak ve y Va <1 YEMÜZ 1088 C 0z LA FELEMENK'DE; Holanda kabinesi dü, Labaye, 26 (A.A,) — Kabine çekit Lmini kıraliçeye vermiş ve kıraliçe çekilimi kabul ederek bakanlara, gü delik işleri görmek ve memleketin .ııa larını korumak için etlerinden — geletil yapmak ödevini vermiştir. İ Yeni kabinevi kim kuracak? İ Lahey, 26 (A.A) — Katolik partitt başkanı B. Alberse bir geniş temerkilli kabinesi teşkilini esas itibariyle kabill etmiştir. Fakat kati kararını sonradâlfi bildirecektir. Yük İ ı Amsterdam, 26 (ALA) — Finansâl çevenler profesör Albersenin kabine) kurmaktan vazgeçtiğini — sanmaktadi Çünkü profesör diğer partilerden ço ğunluğu sağlamak için arka bulamâ maktadır. Başbakanlık için bu çeven hırittiyan grupu üyelerinden B. J Degerden çok bahsediliyor. B. Degent henüz devalüasyon hakkındaki fikrii bildirmemiş! İ göre sıyazil gelişmelii onto fiatının yükseli de gösterdiği gibi, Horin büc karşı korunacaktır. — Kambiyo borsa, sında sükün baki ve inip çıkmalar çı azdır. Devlet bankası piyasa fiatına tin vermekte devam — ediyor. Hazi tahvillerinde hafif yükselmeler ol tur. DAĞINIK HABERLER: Avusturya, Habasburgları istemiyor Londra, 26 (A.A.) — Röyter ajı Viyanadan öğreniyor: Sıyasal görmemi ler resmiğ çevenlerde Habsburglara şı gösterilmekte olan soğukluktan dolaş) yı hayret içindedirler. Son 24 saat içit de üç Avusturyu eyaleti (Norulberg, karı Avusturya, Tirol) Hababu n Avusturya ya dönmelerine karşı oldu Kunu ilân etmiştir. Fransada sigorta işlerinde değişiklik Paris, 26 (A.A,) — “İntransige gazetesine diyevde bulunan iş B. Frossard, yaz azadından önce sigorta usullerinde yeğritimler yapıl cağını söylemiştir. Papalıkla Yugoslavya arasında Roma, 26 (A.A.) — Dün papalık ile Yugoslavya arasında — bir imzalanmıştır. Avusturyada ulusal yas Viyana, 26 (A A.) — Dolfus'un ör dürülmesinin yıl dönümü — dolayısiy! bütün Avusturyada — ulusal yas a muştur. bozulmasından dolayı eseflerini bildirs. miştir. Uluslar sosyetesi könseyinin J toplanacağı tarih Cenevre, 26 (A.A.) — B. - Avenol konsey lyelerine gönderdiği bir telgr: ta konseyin toplantısı için 31 te: veyahut 1 ağastos tarihlerini önerge" miştir. - B. Laval ingiliz elçisiyle habet meselesini görüştü, — Paris, 26 (A.A.) — Bu sabab ' B, Lar val ile ingiliz büyükelçisi aravında yas pılan görüşme habeş meselesi hakkın” da olmüuştur. K İtalyanın Cenevreye alan teklifleri" uluslar konseyinin geri bırakılması s0- pucunu verecek önemde sayılmıyor. Şimdi Londra, Paris ve Roma art* yındaki konuşmalara hakim — olan şey Cenevre toplantısının pek yakın olmür sıdır. Asıl mesele hakkında, hal yolü bulunması için olan konuşmalar - şi ikinci plâna geçmektedir. konkordata ——— ——— 'war | Amerika firmalariyle olan sözbağlarım?i