SAYIFA 4 Paul Hindemith — | konseri ! Kültür Bakanlığınca müzik Üzer: de tetkiklerde bulunmak - için çağın: mış olan alman büyük kompozitörlerin- den Bay Prof. Paul Hindemith'in müzik öğretme mektebinde verdiği konserden bahsetmiştik. Profesörün ötey gün de tekrar edilen ve çok beğenilen konserde alınmış bir resmini neşcediyo- ruzr. aeamam —— —e DAĞINIK DUYUKLAR. Yeni İspanyol kabinesi Madrid, 7 (A.A) — B. Leru, katoliklerin de yardımı ile, ve ilk teşrinden marta kadar başında bulunmuş olduğu kabinenin aynı bir birleşik kabine kurmuştur. Katoliklerin önderi B. Gil Ro- bles bu kabinede sü bakanlığını ü- zerine almıştır. B. Lerunun yeni kabine listesi sudur: Sü bakanı: B. Gil Robles Dış bakanı: B. Roha Finans bakanı: Chapa Prieta- Çekoslovakya'da tutula alman göçmenleri Prag, 7 (A. A) — Kâğıdları yolsuz görülen 25 alman i tutsanmıştır. — Polisin bildiriğine göre bu tutsanmaların Çekoslo - wakyaya göçenlerin daha sıkı kon trol edilmelerini sağlamak için a- herrş olan tedbirler sonucudur. İsveç harb industrisinin çıkası » Stokholm, 7 (A.A )— İsveçin Barb gereçleri çıkasına dair tutu- lan uluşa! istatistikler bu çıkasın 1934 yılında 18.911.142 — krona wardığını göstermektedir. Bunun 8. 114.854 kronu top, tüfek, mermi ve cebhane bedeli - dir. 1933 çıkası, ancak 17.642.000 1932 çıkası da 15.784.071 krona warmışlır. İsveç harb indüstrisinin başlı- €a alıcıları: 4.9€6.745 kronla İran, 4 mil - yon 539.459 kronla Çin, 2.800.028 kron'a da Norveçtir. İran büyük elçisinin eşyaları fran Büyük Elçiliğinden: İran Büyük Elçisinin bir takım eşyayı zatiyeleri işbu mayısın bi- rinci gününden 8 inci gününe ka- dar sefarethanede satışa çıkarıl - mıştı. Görülen — lüzuma binaen, bu — müddet 12 mayıs 1935 tarihine ka- d dd obundu. Yabancı Yunanistan genel se- çime hazırlanırken Seçime girecek partiler: Katimerini gazetesinin yazdığına gö- Te, seçim için bugüne kadar Yargıtaya (Temyiz mahkemesine) aşağıdaki par - tiler bildiriğ (beyanname) göndererek sembollerini yazdırmışlardır: 1 — Hükümet partileri B. Çaldaris- in halk partisi ve General Kondilisin partisi. 2 — B. Metaksas'ın birleşik kıralcı- lar partisi, 3 — Exski diktatör General Panga - Ços'un partisi, 4. — B. Nefeludisin çiftçi ve işçi birleşik yöney (cephe) komlnist partisi $ — B. Nikolaidis'in Bolşevik Leni- nist partisi, 6 — B. Pavloylannis'in işçi yöneyi partisi, 7 — Midillili B, Frantels'in panelen barış partisi. 8 — B. Tobi'nin işçiler federasyonu partisi. 9 — B. Evangelu'nun ilerlemesever cumurcu kümesi, 10 — Venizelist bakanlardan B. Bat» saris'in özgen (serbest) epirliler grupu 11 — B. Gunaris'in ortodoks partisi. 12 — B. Simopulos'un çalışkan sı » mıflar federasyonu ve çiftçi kümesi. 13 — B. Evastatiyu'nun Makedonya ve Trakya ulusal sosyalist partisi. 14 — B. Tavularis'in Zantlılar grupu 15 — BB. Kuparussu, Stamila, As « westa ve Katsanu'nun Makedonyalı Nö- türler (bitaraflar) grupu. 16 — B. Teologu'nun göçmenler (muhacirler) ulusal partisi. 17 — B. Tslaku'nun Epir çiftçi par- tisi, 18 — BB. Kula, Tsaperoğlu ve Sfa- elonun EEE grupu 19 — B. Merkuris'in Yunanistan ulü- sal sosyelist partisi. 20 — B. Yannios'un üçüncü durum grupu. 21 — B. Voyacis'in Yunanistan çift- gi partisi 22 — BB, Kalatsopulos, Mihaloğlu ve Matsis'in radikal halkçı birliği par- tisi, Anadolu Ajansının Notu: Bu parti. Jerin bir çoğu yersel (mahalli) partilet- dir. Ve adaylarını (namzetlerini) an - cak o yerlerden yaparlar. Doğmadan ölen Papas partisi: Yunanistan Sen-Sinodunun son top- Jantısında 26 mayıs ulusal — kuruluna (Millt Meclisine) kilise dilgeleri gön - dermek için sıyasal bir papas partisi kurulması düşünülüp konuşulmuş fa - kat, Sen-Sinod kurulundaki cumurluk komiseri bu isteğe karşı gelmiştir . Gazeteler bu işten şöyle ayıtmakta- dırlar (bahsetmektedirler): Ulusal Sosyalist ETNİKİ SIMAİ - YA diyor ki: * Devlet, toplanıma ve kalkınma st- atleri yaşarken ve kamunun kendi ça - Tışma çerçevesi içinde kınavlığını (fa - aliyetini) namusluca büyütmesi gerek - tiği bir vakitte, Yunanistan kilisesi baş- larının bir sryasal papas partisi kurma- kı düşünmeleri acıklı bir durumdur. Fa- kat, Elen ulusu, hem ananasına hem de gağlam prensiplerine dayanarak, kilise- nin sıyasadan uzak kalmasını ve yalnız kendi işine bakmasını istiyor. Ne ya - zık kı geçmişte olduğu gibi son vakit » lerde de kilise işçen (faal) sıyasa ala nma girmeği kuruyor, Yalnız, ulus bu işin konuşulmasını bile istemiyor.,, Nötür (bitaraf) İHO TİS ELLADOS ise, bu işin ne kerteye kadar doğru ol - duğunu kendi kendine soruşturduktan ve böyle bir parti kurulmasının gene ki- Tisenin kendisi için çak tehlükeli ola. cağını söyleyip bu işi aykırı bulduğu- Du anlattıktan sonra şöyle devam edi « yor: * Bu işte ilk ve son söz ulusundur. Ulus ise, kendi din adamlarının sıya » sayla uğraşan kişi rolünü yapmalarına e A « ğ;etel ULUS ve çok kere eyitim (terbiye) sınırlarını aşan parti ve politika kavgalarına ka - rışınalarına izin vermiyecektir. Din adamlarının saylavlığa adaylıklarını koy dukları gün, kilise için yaslı bir gün olacaktır. Bunun içindir ki iyi düşünen ve zekâlı elenlerin katmısu, bütün kuv- vetleriyle, bu kadar lojiksiz ve bu ka- dar tehlükeli yeniliğin önüne geçecek lerdir.,, Hükümet tarafını tutan KATİME - RİNİ gazetesi “bir de bu eksikti,, baş - dıklı bir yazısında bu işten şöyle bahs - ediyor: “1 Mart azısına dört Metrepolidin de karışmış olduğu yetişmiyormuş gibi şimdi de yeni bir tutum, kiliseyi tâ temelinden sarsmağa başlamıştır.Bir gün gelip kiliselerde mi sıyasal parti or - ganları olacak ve bir gün gelip papas - lar da devrim yapmağa kalkacaklar ? Hükümetçi yarı uluşal (resmi) PROİA ise şu yazıyı basmıştır: . “ Sıyasal bir papas partisi kurulma- gı düşüncesiyle, ortodoks kilisesi pa - paslarının işçen (faal) surette sryasaya karışmaları idesinin artık bütün bütün bırakıldığını öğrenmek bizim için çok kıvançlı olmuştur. - Bizim jetediğimiz aynı zamanda, ulusal kurula saylav ee- çimi işinde de kilise tarafından ideler (Eikirler) yayılmamasıdır. Biz öyle sa- nıyoruz ki Yunanistan çoğuntuğu (ck - seriyeti) dinsel kilisesinin kendi gçıkarı da, devlet “işlerine karışmadan - tinel (manevi) erginliğini (istiklalini) koru- masındadır. Yunanistan Ergin Kilisesi ile Dev - let arasındaki ilgiler anayasanın birin- ciemaddesiyle Tüzumu kadar aydınlatıl- mıştır. Bunun ötesine geçmeye kalkın- mak kilise için İyi olmaz sanryoruz. Ki- Nse, karşısına hiç bir engel çıkmadan, goysal otoritesini büyüsebilir hem, bu, Elen xosyetesi için de büyük bir ahlâk- gal kazanç olur. Fakat, bu işini yapma- 1 için devletin sıyasasına karışması hiç gerekmez. B. Metaksas'ın kıralcılık partisi: Hükümet taraftarı gezetelerden KA- TİMERİNİ, B. Metaksas'ın “Birleşik kıralcılar,, adı altında seçime gireceği - nin öğrenilmesi üzerine bastığı bir ya- zıda diyor ki: * Bu duyum bizi çok üzdü. Yuna - nistanı yönetmek (idare etmek) isteyen bir politika önderiyle bir sıyasal gru - pun nasıl olup da böyle kuyıcı yollara sapabildiklerini anlıyamıyoruz. B. Me- taksas'ın seçim programı üzerinde bir çok şeyler söyleniyor ve bu partinin kırallığın gerigetirilmesi bayrağiyle se- mesiyle bir tükel bağış (affı umumi) yapılacaktır. Böyle bir program, bu - gönkü hükümetten hoşmud olmryanlar. la beraber şu adamları toplıyabilir: 1.— Yunanistanım dört tarafında da- Çılı kıralcılar. 2 — Rejimin değişmesiyle istekleri- me ereceklerini düşünen sertlik tarafı » nı güdenler. 3 — Çok yabansı (garib) bir durum olarak, cumurluk ve kırallıktan artık tükel bağışı istiyen venizelistler. Bu önder ile dostları için çok şeyler yazabilir ve B. Metaksas tarafından ımd:.msn.ınzsnnımaebk gok kere başlanıp yarıda bırakılan sa- vaşın türlü evrenlerini (safhalarını) anlatabiliriz. Fakat bunu yapmıyacağız, çünkü içsel kavgaları ve ayrılıkları ye- nilemek istemiyoruz. Bunu B. Metak - sas'ın hükümetten çekildiği zaman da yapmadık. Biz, B. Metaksas'ın bir kaç gün önceye kadar birçok günler de - gerli bir iş arkadaşı olduğunu ve teh- Tüke çıkar çıkmaz B. Metaksas'ı bağsız olarak yanr başımızda bulduğumuzu w nutmak istemiyoruz. Fakat bugün bu çetin saatlerde, hem hükümete hem de dostlarımıza çok dik- kat tavsiye ederiz. Bugünlerde yapılacak en ufak yanlışlar çok pahalıya otura « caktır. Bize olduğu kedar B. Metaksas'a da ilişkin olan bugünkü rejim, düşman- larma karşı bir tüze ve ahlâk utkusu (zaferi) kazanmıştır. erd V__çku_fr_l_uklş rıumuz Onlar Cumurluğun tehlükede oldu- ğunu söyliyorlardı. Eğer şimdi bizler Cumurluğu değiş- tirmeye kalkarsak onlara, düşmanla - ra, hak verdirmiş olmaz mıyiz?,, B. Metaksas, bu yazıya bir cevab ver- miş ve bu cevapla birlikte bir de bazıl- mış bir cünk (risale) göndermiştir. B. Metaksas, bu cönkün, Yunanistanda sansür olmakla beraber, elden ele do - laştığını söylemektedir. KATİMERİNİ gazetesi B. Metak- sas'ın ne cevablarını ne de cönkünü bas- mış ve yazdığı Lir yazıda, B. Metaksas gazeteyle aynı deş (müsavi) şartlar ah tında çatışma (münakaşa) yapamıyaca- gondan, bu çatrşmaya son verdiğini bil- dirmiştir. B. Mihalakopulos ne diyor ? B, Mihalakapulos, ETNOS gazetesi- ne verdiği bir diyevde (beyanatta) şun- dları söylemiştir: — Ben, seçim savaşına ancak birkaç şart altında karışacağım. Bunlar, patti- lere programlarımı anlatmak için en âz bir ay zaman bırakılması, Tdarel örfi- yenin kaldırılması, basıma — özgenlik (hürriyet) verilmesi ve toplantıların yasak edilmemesidir. Sonra 70 bin işyar Çnemur) işinden çıkarılmak korkusiyle çalışırken, seçim özgenliği vardır de - nebilir mi? .ETNOS gazetesi, B. Mihalakopulos- un seçime karışmıyacağını bildirdik- ten sonra birçok ayrış (muhalefet) par- tilerinin de böyle düşündüklerini ula - maktadır .(ilâve etmektedir) Elen gözüyle boğaz- lar meselesi Hükümetçi PROİA gazetesi, B. Tev- fik Rüştü Arasın uluslar sosyetesi kon- seyinde Boğazlar meselesi için yaptığı diyev (beyanat) üzerine türk ve ingiliz gazetelerinin yazılarından ayıtarak di- yor ki: B. Aras'ın bu meseleyi ne için ve hangi durumda ileri sürdüğünü biliyo- ruz. Almanyanın, kimseye sormadan kendi kendine silahlanmasından ve bu- nun üzerine Versay andlaşmasının sü - el maddelerini beraberce kaldırmayı konuşmak prensibi onaylandıktan son- ra, Versaya benzeyen Sen - Jermen, 'Triyanon ve Nöyyi andlaşmalarının de- giştirilmiyeceği savganamazdı (müdafda edilemezdi.) Nitekim, İtatya, yace olduğu gibi St reza'da da, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristanın silihlanmasına bir şey demiyeceğini anlattı. İngiltere — de bu düşüncededir. Yalnız Fransa, bu işte önceden Küçük Anlaşma ile Balkan an- laşmasının düşüncesini almak lâzımgel- diğini söyledi. İşte böyle bir zamanda- dır ki B. Tevfik Rüştü Aras Boğazlar meselesini ortaya koydu. Türkiye haklıdır: Lozan andlaşma- sında doğusal Trakya ile Boğarzlar için gücl şartlar vardır. Fakat Türkiye, bu andlaşmayı imza ettiği zamarı Nöyyi and laşması bir yıldanberi yeritilmekteydi. (tatbik edilmekte idi). Bugün Nöyyi andlaşması değişirse Lozanın da değiş mesi lâzım gelmez mi? İngiltere, prensip bakımından Bo- ğazların silâhlanmasını konuşmak is - temiyor. Fakat bunu istemiyenlerin di- ğer andlaşmaların ve Nöyyi'nin de de - Hiştirilmesini istememeleri — gerektir. Fakat ne İngiltere ne de İtalya, Avus- turya, Macaristan ve Bulgaristanın gi - lâhlanmasına tam olarak karşı koymak gdölenini (azmini) güder gözükmüyor - lar. Biz Yunanistana gelince, Türkiye ile olan çok sıkı bağlarımız ve iki memle - ket arasındaki sımır için alınan karşı - hıklr garantiler, bizim bu işteki durm mumuzu göstermeğe yeter. Şunu da ula- mak (ilâve etmek) lâzımgelir ki Türk — Elen paktımım imzasşrıdan ve bu pak- tın sonradan yenileştirilip genişlettiril- diğinden sonra Boğazlar meselesi bi « zim için eski önemini (ehemmiyetini) büsbütün kaşbetmiştir. Bulgaristanın iktimal olarak silâhlanması ise, bunun 8 MAYIS 1935 ÇARŞAMDA .. Loyd Corca hücum ? mayıs tarihli Deyfi Hereld gaze tesinin parlemento aytarı yazıyor- Dün akşam lordlar kamarasında işler asbakanı Lord Stanhop, Bay Loyı Core'a “barışı bozan adam,, diye küvvet li biz hicumda bulunmuş ve Versay andlaşmasını tenkid etmiştir. Lord Stanhop, taylavlardan bicis! « nin sorduğu bir soruya cevab verizken uluslar sosyetesinin Avrupada barış - tırmak yolunda ne gibi tedbirler aldığr mı ve hükümetin bununla ilgili sıyasa - sını anlatıyordu. Avrupanın gelecek sıyasasını karar- laştırabilmek için Bay Hitlerin on beş gün içinde vereceği cevabr beklemenin doğru olduğunu, bunda hükümetin hak- he bulunduğunu anlattıktan sonra Lord Stanhop sözü Avrupanın genel sıyasamı durumuna getirmiş ve demiştir ki: “— Ortada kimin savaşı kazandığı şüpheli olabilir; fakat Bay Loyd Core un barışı kaybettiği kesindir. Hepimiz Versay andlaşmasından bir gok sıkıntılar çekmişizdir. Hiç bir paz tiden hiç bir adam yoktur ki bu andlaş- marumn başka bir şekilde yazılmış ve in zalanmış olmasını istememiş olsun.,, Asbakan, Batı Avrupasındaki hava andlaşmasında bir polis elemanı bulun- duğu yolunda yapılan duyukları yalana çıkarmış, bunun sadece ilgili devletler arasında elbirliği yaptıracak bir pakt olduğunu söylemiştir Lord, bundan sanra demiştir ki: "“— Bay Hitler, Sar sorumu kotarıl dıktan sonra Almanyanın toprak üze » rinde hiç bir dileği kalmadığını söyle « mişti, Ren ülkelerinin lokarno paktı için. de adı geçiyordu; Almanya bu paktı kendi isteğiyle imzalamıştı. Bay Hitler bu andlaşmayı Versaydan — tamamiyle ayrı görmekte idi. Ve bunu tamamiyle yerine getirmek için hazır bulunuyor- dü. ” Lord Davis, söz alarak hava paktı « nın saldırana karşı alımmış — karşılıklı bir koruma tedbiri olarak iyi bir şay ol- duğunu, bunun uluslar sosyetesi emrin- de bir polis kuvveti olduğunu, eğer bu da yapılmıyacak olursa savaşın kesin olarak geleceğini söylemiş ve demiştir ki: *“— Eğer bugünkü uluslar sosyetesi makinesi yerine iyi işler bir şey getiril- miyecek olursa o zaman savaş patlak verecektir. Ben bir önergede bulunacağım. Or- tada çatallaşmış bulunan sorumları iyi- ce bilen, anlıyan insanlardan bir komis- yon kurulmasını doğru buluyorum., Silahtan kazanç Barış için oylarını kullananların yüzde doksan yedisi kendilerini özel o- larak silâh yapılmasının yasak edilme - sinden yana çıkmışlar, bunlarım ancak yedisi öteki türlü düşündüğünü göster miştir. Lord Sesil, dün toplanan komiteye bu sonucu bildirdi. Bu sonuç, bunun böyle olacağını ön- ceden kestirenleri şaşırtacak bir - so - nuçtur. Bunun için ayrı bir komisyona lü - zum yok. Madem ki ulusun dileği bu kadar göze çarpan bir çoklukla böyle belirmiştir; o halde hükümetin ödevi Cenevreye bunu böyle bildirerek ka - zanmak için silâh yapılmasının yasa> e dilmesini istemek olmalıdır. Bu sonucu iyi karşılıyarak hemen işe girişmek dururken hükümet, bunu fena karşılamakta ve bu işi ortaya çıkacan komisyona sorav yüklemek istemekte - dir; öyle görülüyor, «.«« Her halde uluslar sosyetesi tü- züğünün amacı da böyle özel silâh ya « pıcılığının önüne geçmektir. Hükümet, bu komisyona fazla yar- dım etmeli ve komisyon, eğer kendisi « mi bir takım asığların ve tesirlerin kar« şısında onlarla çarpışamıyacak kadar zayıf buluyorsa salâhiyetinin artırlma- sını hükümetten istemelidir. ———0 Türkiye kadar bizi de ilgilediği (alâ « kadar ettiği) besbellidir. Anaolu Ajansı'nın Balkan servisinden