SANYIFA 4 Orkestra şefi Ştenbergle bir görüşme Moskova büyük akademik devlet ti- yatrosu artistleriyle bezaber şehrimizde & “ Şşelle berg'le di tür. En çok senfonik bir yazmanımız çalışmış ve birçok gövyet se kestralarımı kurumlandırmış olan & artist kompozitör Sovyetler birl senfonik orkestra çalışmaları daki sorusuna kargı şunları $i — Devrimden önce de « kestraların konserlerindi yanında b büyük bir ye klasile müziği temel oli n kla - sik ve m » geçirdiğims sosyal değişmelere ve bugünkü y şımıza uygun izerlere ç geniş bir yer verdik, Y yeni batı izerleri arasında işimize yarı yacak pek çok şey bulamıyoruz. Batı - da son yıllarda kompozisiyon düzeyi nin çok düşmüş olduğunu onların mü « sikçileri de itiraf ediyorlar. Almanya artık yeni bir şey vermiyor. Fransada ona bakarak biraz daha hareket görülü- yor. Ancak bugünün fransız törleri daha çok bhixzim klasiklerimizin izinde yürüyorlar. Stravinski ve Pro- kofyev'in tesiri altımda kalıyorlar — ve bu bakımdan bize yeni bir şey veremi - yorlar. Bununla Bereber bütün dünya- daki müzik hareketlerini büyük bir dik- kat ve ilgi ile takib ediyonur. kompozi — En çok Ortaavrupada görülen ültra - modern cereyanlar üzerinde ne düşünüyorsunuz ve bu izerlerden fay dalanryor musumuz? im gi bütün dünya müzik hareketleri yanında buradaki ar kımıl- danışları ve arayışlarını da takib yoruz. Ancak bizce, bu — araştırmalar « ik sonuçlar alınmış değildir.. Savaştan sonra bütün dünyayı sarmış olan yenilik ve yabansılık bavası aşırı derecelere götürüldü. Bu müzik cere - yant kuvvetli bir temele dayanmamak - ta ve kaprislerle ses cambazlıklarından ibaret kalmaktadır. bu yolda yürüyen kompozi ol . müuştu. Çok şükür ki ba derdten çabuk kurtulduk. Yalnız bir elit zümresinin keyfini ve kaprislerini karşılıyan böy- le bir ar anlayışla bizim kütle için mü- edi. Bizde ilk zamanlar zik prensipimiz arasırıda büyük bir ay- rılık vardı. Bizde de modern kompozi- törler var, fakat bunlar müzikte te - mel olan histen ayrılmamışlar ve onun içindir ki çok değerli izerler vermişler- dir. Bunlar arasında Meskoveski, Pafai- jinski, Kabaliyeveki ve Şebalin gibi kompozitörler vardır. Fakat bunlar de- diğiniz ültra - modernistler gibi hasta ruhlu artistler değillerdir. Gene yeni kompozitörlerimiz arasında Şostakoviç, Şaporin, Yalabinski gibi yüksek değer- ler vardır, — Modernleşme — gidişlerini yığınları nasıl kazyılıyor? — Tabil modernleris anlaşılması biraz daha güçtür, ancak halk, bizim modem- kerimizi de sevmekte ve takdir. etmek- tedir. halk — Batı klasiklerinden en fazla han- gilerine yer verirsiniz? Moskova'da o kadar çok orkestra wardır, ve bunlar 6 kadar çok veriyorlar ki klasikler arasından değerli konser olup da bir kompozitörün veya - izer'i kenarda bırakılmasına imkân yoktur. Bütün klasikleri veriyoruz. Moskovada her gün könser vardır, gün olur ki üç dört yerde birden verilir, Sonra radyo progrmlarında her konserler gün senfonik konserler vardır. — Moskova'da kaç senfonik orkes- tranız vark, — Yalncz radyoda çalışan ikisi yet- mişer kişilik büyük senfonik orkestra- kar olmak üzere yedi tane orkestra var- dır. Bunlar ayrıca halk için de konser- ler verirler. Büyük tiyatromun 300 ki- gilik kadrosu 2 ve bazı da 3 orkestra halinde çalışız. Ayrıca filarmonik or - kestra, Kızıl ordu orkestrası, matbuat evine bağlı orkestra ve daha başka or - kestralar vardır. Bunlar en sayılmaya değer olanlarıdır. Son soru olarak değerli şefe idare filarmonik — okestramız berg yoldaş dedi — Orkestranız maleryel itiba- riyle çok zengindir. Teknih işinde de olgundur. Sonra orkestrada ça- leşanlar çok dikkatli ve öğrenme - ye heveslidirler. Bu çok önemlidir. Her yeni öğrendikleri şeyi kolay - ca ezimliyarlar. Bu, orkestranın ilerlemeleri için teh başına yeter bir vaiddir. Bence orkestranıza gerekli olan şey iyi bir şeftir. Bu: 'a birlikte arlistlerin eksik ol duğu görülen müzik - terbiyeleri üzerinde de ayrı ayrı çalışmak ve tehnik bilgilerini artırınak gerek - tiz. Holhevinde öğretmenlerke okul- iz honserde orkes- tradan aldığım sonaç beni çok memnun etli Üç ay beraber çalış- tıktan sopra bu oörkesira ile Lon- dra ve Berlin'de konserler verebi - lirim. Memleketinizde ve hüküme - tinizde senfonik müziğe ve orkes- traya karşı büyük bir ilgi gördüm. Bu ilgi beni çok sevcindirdi. Ve müzik devriminizin başladığı bir sırada memleketinizde honserler vermiş olmakla övünç duyuyo - rum. lulara verd SOÖVYET ARTİSTLERİ İÇİN Ö- | TEY GECEKİ SUVARE İç Bakanı ve Dış Bakan vekili Bay Şükrü Kaya ötey gece Marmara köş- künde şehrimizde bulunan sovyet a: leri şerefine bir suvare vermiştir. Bi tün bakanlarımızla, yüks-k işyarlarımı. zm ve sovyet artistleriy yet Büyük Elçisi Bay Karahan ve elçilik işyarları nm bulundukları bu suvare çok güzel olmuş ve gece yarısından sonra — Ata- türk'ün de gelmesiyle bir kat daha ne- şelenmiştir. Konukdlarımızdan — Piragof şan yapmış ve Oystrah kemanla iki pav ça çalmıştır. Atatürk artistlere ayrı ayrı takdirlerini söylemiştir. Suvare, çok tamimi ve neşeli bir hava içinde sabaha kadar sürmüştür. e. ——— Süel rütbelerin karşılıkları (Başı 1. inci sayıfada) Generaller ve Amiraller (Erkân) Müşür - Mareşal, Büyük Amiral Birinci Ferik - Orgyeneral, Oramiral Ferik:. Korgeneral, Koruamiral Fırka K. Mirliva - Tümgeneral, Tüm amaral Mirliva - Tuğgeneral, Tuğamical Üstsubaylar (Ümera) Miralay - Albay Kayımıkam . Yarbay Binbaşır - Binbaşı Asubaylar (Zabitan) Kıdemli yüzbaşı - Önyüzbaşı Yüzbaşı » Yüzbaşı Birinci mülâzim - Teğmen Mülâzim . Asteğmen Zabit vekili - Yarsubay Erbaşlar. Başgedikli - Başgedikli Babçavuş - Başçavuş Başçavuş muavini - Üstçavuş Çavuş - Çavuş Onbaşı - Onbaşr —— Ziraal fakültesi talebe cemriyeti seçimi Ziraat Fakültesi talebe cemiyeti yıl- hık toplantısını 19. 4. 935 de bitinniş ve yeni iş derneğini şöyle seçmi: Başkan: İsmail Süreyya, genel vak- reter( Necmi Yücer, muhasebeci: Celel kasadar: Umran, neşciyat koluna: Fo ridun, tahsildar; Niyazi. Kontrol kuruluna da şunlar seçilmiş- tir: Suphi, Feyzi, Cemal. TI YAK IKKYK DUK YAK AAA KA A KOUK 23 Nisan Çocuk Haftasının başlangıcıdırl HDAT KDK KAKRAKIKDI BUK YA KOK DA DAKII UK DAKIARKII ULUŞ 23 NİSAN 1T007 Arsıulusal dövız spekülasyonu arihli Fölkişer — Beobül- ter'den 2 spekülasyonu yeni- ğa ve böylelik! rlanmasını ver ulueların nin dipleri oyulmağa başladı, Bu husal döviz Belçi de aynı inadla İsvic- mell gibilerin saldırıy'arı ile ars epek frangr oldu. Şim re frangma ve yonünün ilk kürbanı lemenkparasma saldı. z frankdla çatmağa henüz daha çünkü fransız devlet bare k bir altım stoku ile bugünkü günde kolay kolay yıkılamı- « biz kale gibi karşılarında duruyor yacağı dece- vülk olan kazanc imkânlarını dü. clendirmekle — kalmamıştır. erbest hareketleri lardaki kısa vadeli alacaklar nın altınla ödenmesini istemeleri de, ar. lusa kit b Birleşik Amerika küki İ dilecek olursa, bütün öteki lülkelerin d let bankalarındaki altm stokları b lardaki depozito alac hiç bir suretle uygun bir öl dir. Netekim viçre bunkalacındaki mev yenin çalrşmasında her va- esas olarak kalı yar İsviçce frangını buluyordu. Halbaki mart sonunda İsviçre ulusal bankazında- ki altın ve döviz mevcudu, 1,780 milyar İsviçre Frang n söylediğimiz 16.5 milyar İsviçre frangı içinde ne kadarmım yabancı bankalar a» hacağı e'duğu belli değildir. Ancak şü- rası muhakkaktır ki, bu yekün İsviçre ulnsal bankasındaki, bütün altın ve d3 viz mevcudundan çok daha — yüksektir İsvi-re, bugüne karlar bütün ulusların tercihan sermaye — kacırdıkları bir ülke idi? Arsrulusal dövir spekülasyonu nasd çalışryor? İlk önce, bankalardaki, mese- l İsviçre bankalarındaki kısa vadeli a- Hacaklarını geri çekmek suretiyle hakkı- nt kullanmağa başlıyor. Bir hareket kar- şısmda İsviçre bankaları böyle bir mü. racaat özerine büyük bir yekün tutan depozito paralarını — nasıl ödiyecekleri meselesi ortaya çıkayor. Herkes bilir ki. bu gibi depozitolar, ona göre de kredi- lerde kullanılmış olduklarından, dünya yüzünde hiç bir banka büyük yekünlar tutan mevduatı kısa bir müddet içinde geri veremez. Bu kredilerin çoğu sureta kısa vadeli olmalarına rağmen hiç bir ülkenin borçluları bankaların atacakları nr istemeleri üzerine derhal borçlarını ödiyecek bir durumda değildir. Bu du- rum kargısında da bankalara devlet ban- kasına yüklenmekten başka bir çare kal- mryor. Devlet bankaları da yabancr alı- caklılara ödemek üzere altm #taklarma müracaat ederler. Bu şeyler tabiatiyle gizli kalan şey. ler değildir. Belçikadaki misalin d> ap- açık gös'terdiği gibi, böyle karşısında arsmlısal — spel gök yardımı dokunan, - Ülke içindeki sahiblerinin — şuursuzluğudur. Bu gibi kimseler, yabancı mevduatın, büyük ölçüde geri çekilmesi yüzünden bankalarının ödemek kabiliyetini kaybe- deceğinden ve dolayısiyle ülke içinde artırım alacak hesablarının da tehlikeye düşeceğinden korkuyorlar. Bunun sonu- ülkelerin- deki banıkalarına karşı az çök bir yük. Tenme baş gösteriyordu. Artırılmıs alan bir dırum fasyonla © vduat Yabancı gazefelerde okü&ükları_niı_% paralar bankalardan kaldırılarak küpler- de saklanıyordu; banknotlar - piyasadan çekiliyor. Netekim, Belçikada piyasada dolaşan 18,$ milyar banknottan bugün 4-8 milyarı piyasadan çekilmiştir. Birçok defalar yalnız banknotların toplanması ile kalınmıyor. Ülke içindeki alacaklılar, paralarını, yabancı ülkelere kaçırmak yollarına sapıyorlar, Bundan da, ister bankalardaki kasalarında külçe nde altın anlar, ister altını ya- ülke götürüp oradaki ülkenin parasına çevirsinler, her iki halde de, kendi Ülkelerinin paralarını —a bancı banc Tarını çarçabuk eritip tüketmek için, ya- bancı Ülkelerin mevduatlarını çakmeleri anı kaçırmaları işi birlikte ça- a başlıyor. İsviçce bankasının yu- karda söylediğimiz rakamlarına göz atı- lmca dünyada hiç bir ülkenin devlet bankası böyle bir saldırışa karşı koya- cak bir durümda olmadığını söylemeğe bile lüzum kalmaz. Arsıulusal spekülasyon yalnız gerçek- ten yabancı Ülkede bulunan alacağını ekmekle kalmıyor. Eğer yalnız bu- ma kalmış olsu pek çok bir şey kazan- maş olmuyot ; yalrız yabancı ülkelerde- üdlerinden ziyansız sıyrılmış o- Arsrulusal dövi spekülasyonu. nun beili başlı ticaretini vadeli döviz iş. Tıpkı bor- tılabi- geri ler şkil etmekted a hissc senedleri vade ile yani hisse senedleri veya bunun i bugünkü satış fiatı üze- lerdeki bir tarihte teslim edilm.k 1sal borsalar- ülasyonu — yapılmakta- Londrada da spekülasyon € haziranda ödenmek Ü- asına karşı bi viçre frangr sıtıyor, Mesela yapan bir ki zere ingiliz milyon İs- Bu adamın bu sa- tışı yaptığı tarihte bu kadarlık bir İsviç- re frangr alacak hesabr olmasıma ihtiya- €t yoktur. Alrcımm göstereceği bir İsviç. re bankasına 30 haziranda bu parayı ya- tırması ve buna karşı da alacak besabı. ingilir Hrası geçirtmesi bütün bu a- lış verişe yetmektedir. Demek oluyor <i spekülasyon yapan, karşılıksız satmış ob duğunu kapatmak için haltalarca uzun ve bol bol vakti vardır. Bu işleri sonucunda da birdenbirc piyasaya büyük ölçüde yabaner kambiyo d € başlar. Kambiyonun böyle bird. re piyasaya büyük Ölçüde — yığılması, mesela Londra piyasasında, İsviçreden aldıkları malları İsviçre frangı ile öde. mek zorunda olanlar, bu bolluk karşı- sında İsviçre frangına karşı nazs çekme- ge başlarlar. Yerli kambiyo karşısında da yabancı kambiyolar düşüklük gös- termeğe koyulur. Yerli kambiyonun yabancı piyasalar. da böyle değerden düşürülmesi tabiatiy- le hemen ülke içinde duyulur ve bunun sonucunda halk ve arsıulusal — ticaretle işleri olanlar sinirlenirler; bundan sonra artık, bir yandan Ülke içindeki mevdu. atın geri çekilmesi huz alır, öbür yandan da döviz hiç gelmer olur ki, yerli han. kalarla devlet bankasının durumu daha çök kötüleşir. tresadan sonra Journal des Döbats, Parix - 164935 Tekrarlamak geregtir ki, Stresa'da toplanan devlet adamları istenilen bü- tün yeyleri şünhesiz elde edememişler- Be de, pek de önemsiz olmryan bir eser yaratmışlardır. Konferans, Sir Saymenin istediği gibi yalnız araştırmalar yapmakla kal- mamaş, geleceği de bağlıyan bazı müs- bet kararlar almıştır. Eyi tesirleri de- başlıyan Fransız — İtalyan yakınlaşmasının da bu sonucun elde &- dilmesinde çok etkesi olmuştur. Şüp- rın kökünden — kurtarıl. yulmağa Avusturyanın - ezkinliğini eyi inde temin etmek daha yartlar i için yeni bir konfer yapmak lüzumu vardır. özgeler şimdi- den eyi tur. İş, ye- la çıklıktan Sonta durmamakta ve döğ- rıt yoldan ayrılmamaktadır. Konferans ka- ü şey vardır: Ko Ubalağa ile Stresa bir baştangıçtır, için İleri sürülecek düşüncelerde çınılması gereken (i nuşmaların şümulünü ne kuçsitmeli, ne de Bunların kiydl büyük görmelidir. Birinci şıkts, edilen şeyin faydası kaybalacak, * cisinde ise ; cektir. Pratik bakımdan daha bir yapılmamış, fakat üç batı devletinili sanüdü az çok tezahür ewmiştir. BO acıklı umusalara — düş landa su götürmez muştur. Almnan tehlikesi buna karşı mıştır. Şüphesiz, eski hayallere dönüleceğinden korkulabilir. Onun şimdi her zamankinden daha uyif bir değişiklik görülmüş koruamak lüzumu —anlı olmak gerektir. Zaten bu, insanli bütün teşebhüsleri için de böyle Üf midir? Her ilerleyiş, ondan — faydü neldiğr zaman devamir olabilir. Şö devlet adamlarımız, lüzumlu olan, | yeniden tehdid eden ve anlayışlı, uzaklaşı:rabi ceği tehlikelere yol açacak erksizli! göstermemektir. -Kullanılsaydılar $ di Avrupayı 1914 ten önceki devlt döndümmiyecek olan, son yılların taları artık elimizde değildir. Busul beraber, Almanyanın sürerek amaçlarına dünyayı kan V€ " teşe bulayacak varmasının örüne mek Üzere barışçı devletler hakikiğ * birlik yaparlarsa, elde kalan vasıtö li bir sayasanın bizden isteklerini * da yetehilir. bir taraftan kuvvetlenerek, barış € Onun için ödev, bakımdan müşterek yöneyin kurulmasına çt" maktır. Alman notaşında, Framsanın 3Öf son Lokarno protokolunu ııymı’f yolunda yapılan imayı da kayde gerektir. Bu, Bertinin, Ren'de birdt? bire bir emri vaki çıkarmağı deneyetf| ğini göstermez mi? Onun için, İNf tere ve Tİtalyanın Stresada Lokartf andlaşmasından çıkan yükümleri ve V resr gelince bunları sadikane tatbik (| deceklerini yeniden teyid etmeleri ( eyi olmuştur. Almanya bilmelidir biten konferans barışt her türlü zor * şebbüslerine karşı korumağa ödevli * lan devletleri onun karşısında birlef tirmek gibi bir sonuç vermiştir. Almanyada yüküm- sel askerlikten sonr? Berlinden 17 nisan 1935 tarihli Tay" mis gazetesine bildiriliyor. S.A. (Narzi yıldırım - krtaları) Kuf may büşkanı bay Lütze, bugün verdiki bir diyevde yükümsel askerlik tüm 01" rtak yerleşince S.A. nın ne şekle girect” iöni ve ne işler ve ödevler göreceğiti aalatmıştır. Bu ödevler, 30 haziran tarihinde t€" mizlenen yüzbaşı Röm tarafından bi kurumlara askerlik ihtirasları aşılanmi” dan önce zaten yapılmakta olan ödet” lerden pek fazla farklı değildir. J| Bu esaslara göre S.A., nasyonal s09” yalizm esaslarını korumak, yaymak V€ ona göre gençliği yetiştirmeyi sırırıf almış bir çeşid sryasal askerlerdir. Bay Lutzeye göre yükümsel askerli” ğin yeniden canlanması 8. A. nın tü temelli ödevlerini gereksiz bir hal€ koymayacaktır. Çünkü S.A. ile ordunuf yapacakları işler biribirinden tamamilt ayrı olduğu gibi, B. Hitler de S.A. nf nasyonal sosyalizmi korumak ve yay” mak yolunda pek önemli işler görebi” leceğini söylemiştir. Bay Lutze bu kurumun - tamamiyli gönüllü olarak girmek istiyenlere mab” sus olduğunu, bunların asker olmadık” ırte bir disiplin içinde bulundukların? larını, fakat as! yaşamak y inde söylemiştir. Bu kurumun başında- yer alanlafı karakterleri, nasyonal sosyalizm file” zotisini kavramış olmaları, üskerlef? yakışır bir disiplin içinde yaşayıp Y” şamadıkları bakımından sınamalara bi tutulmuşlardır. Bay Lutze, diyevinde bundan sonrf genc bir almanın gelecekte nasıl bir Yi şayış süreceğini anlatmıştır: