,_*M_lsx_h 1935 PAZARTESİ Skora mektubları: On beş yılda Sovyet sinemasının vardığı olgıınluk Sinema Votkanın yerine geçecektir. l LENİN Festival'e mahsus çıkan bir ga- _’::lldığı makalesinde adeta arp sinemacılığına mey - dan "’.“l_r gibi bir vaizyet alan ic- ..'i:’lm;_ui azasından sinema sa- | ı!? i Şı_ıınyılıkı Yoldaş şu Velerle sözüne başlıyor: l LMoıkovı bugün kendi si- ae ayramını açıyor. Bu, sine- Ka "ını_lırıvııı bir imtihanı o- İ Attır. Bizim festivalde yapmak diğimiz iki iş var: biri; ulusla - tür bakımından — biribirine Akınlaştırmağa çalışmak, ikinci- ç * yabancı sinemalarla boy ök Mmektir. Fakat bu boy ölçüşme Yarış idöologie alanında olmı - m.':l'- Bizim 'idâoloıie'miı bi- ktine 'Sustur. Biz ecnebi sinema- &. 'n en güçlü oldukları sahalar- '.'.:'knemıı_ ıtıııayiinin tekniğinde ba ? le hâkimiyette onlarla ya - # etmek istiyoruz. 'b_lncı ulusların sahneye ko- kiyta riyle montaj sanatında, ter- if lerı_ıryolırın açık, sarih, ka- Hadesinde, eserlerin dramatik, Yl'k tertibinde yarış edeceğiz. Tile abancı ulusların operatörle - usullerde, sanatlarının liyakat "n;"lıfîye!iııde. seslerin iktıda - aki temizlikte yarış edeceğiz. ha ılhıncı ulusların aktörlerile 'înıin larına hâkim olmak derece - & boy ölçüşeceğiz. milgUnunln beraber bu sözleri - Mi en kendi sinemamızı ve ya - hhyihanm ulusların sinemasını “Dız sekil bakımından takdir h_'f'"liz zannedilmesin. Elbette sır. Bizim kıymet ölçümüz ":'""' — iç,, üzerinedir ve gene öy- ::fhcaknr. *“muhteva — iç,, Yö- j ÇiT eserin kuvvetini ve kıymeti- m()_'*'Pin şey!... Her filmi burada irlerinin yönü ile anlamağa sa- Atacağız. Eserin tamamlığını, HpaTun ve şahsiyetlerinin doğ - ğunu tetkik edeceğiz. Her len önce eseri — bütünleştiren İ Şş!urın arasında yaratıcı, uzvi ği arıyacağız. bi Sü yarışa büyük bir - sevinçle ia yoruz. Festival'den istediğimiz 'lizi' şeyler var. Kendi filimleri - _“h seçiminde çok güç beğenir iğimi_ndık. Göı_ıermekten vazgeç- vd iz daha birçok filimlerimiz .M'f ki müelliflerine ve onları kapan stitğrolara şeref vermeğe fidirler. mıFeııivıl sert, ciddi fakat ta - içlkz_olııcakur. Hükümlerimiz iy Simsenin, hattâ Avrupa, Ame- .s”llıne_mn Aileminin en tanınmış m:(;_'n'ulhle değerinden şüphe Yükeç ikleri ğ Sovyet sinemasının Sürü k Olfırıle:i. salâhiyeti, ve kül- Üzerine dayanacaktır.., xN'll(lcniğimiz bu sözler ilk ba- c'i'npe;.k_ __ıaf. pek bön görünür li ndı öğünmelere garplı bir dev- ler, e Camının ne dilinde, ne de k ha nin ucunda rastlamak - bil - yabancı delegelere — karşı y .lmkîınıııdır Lâkin burada: ) ;“YH bambaşkadır. Bu öğün c"eri"!h_nşın başlanğıcında seyir- *Bnn;“r fıltındı bırakacak pro - B la bile değildir. Bu sözler a en beş sene içinde muaz - K, bî;!_şl_uliıl. sonsuz para, tecrübe- tej î—ııgı'ııı adamlar, her cinsten mü- gü": âr ııııycn_ yarı sanayı, ya Sanati ; sanat ve ilim olan sinema h ;3' yoktan var eden ve bir mü!lıe: ınn!ı.bün'ırı dünya sine.aa l eseleri ile boy ölçüşecek bir n’;lhreı.ı, genç, ateşli bir mües- eai İn sevincine ve kendisine gü- dir. $ine tercüman olan bir ifade - lekâ, cf_")îel sinemasının 15 - yıllık """":lî tarihine bir göz atmak İi u sevincini haklı ve ö - ir, a eti kış b âdeta Hidltelerini yerinde görmeğe kâ N görmeğe kâ - ıî' .nf'ıh*_kîkn Sovyetlerin ecne- P ış Masiyle yarışı Venedik fes- baslamı;ş'ır. en cak Ânca Sovyet sahneye koyucularının eserleri daha sessiz sinema devrin- de dünya ekranları üzerinde Üün almıştı. Meselâ Ayzenştayn'ın - Potemkin - zırblısı -, Pudovkin'in - Annes - si, - Asya üzerinde fırtı- na - sı, Turin'in - Turksibi - i, Erm ler'in - imparatorluğun döküntü - i mleri bütün Avrupa münakkitlerinin takdirini kazan - mıştı. Lâkin gerek bu devreden evvel ye gerek bu devreden sonra Sovyet sinemasının uzun emekle - me, taklit, araştırma, buhran dev - Asya üzerinde fır- tına) adındaki filmin müellifi Pu- dovkin emekleme, taklit, ve buh - ran devreler'-i şöyle anlatıyor: « - Rejisörlerimizin ve aktör- lerimizin ilk eserlerini hatırlıyo - rum. Filimler ekseriya Amerikan örneklerinin soluk bir kopyası o - lan maceralara ait bön bir mevzu üzerinde kurulurdu. Filmin şa- hıslarından olan hainlerle kahra - manlar ancak elbiselerinin biçimi ve bıyıklarının şekillerile biribir - lerinden ayrıd edilirlerdi. Ne be- rikilerinde ne ötekilerinde canlı bir karakter izi vardı. O azmanki tabirle “filimler topallıyordu” ; fi- limler topallıyordu; çünkü he - nüz rejisörler ayakları üzerinde duramıyorlardı. O azmanlar yapltığımız filimler bize ne faidesiz ne de budala gö - rünmüyordu. Ancak şimdi on yıl içinde partinin sayesinde ne de - rin değişiklikler geçirdiğimizi ve ne büyük bir kültür yolu aştığımı- zı anlıyabiliyoruz.,, Pudovkin'in iptidailiğini bu ka- dar canlı bir surette anlattığı rus sineması yükselmeğe başladıktan sonra 1929 ile 1932 yılları arasın- da gene yet filmlerinin kalitesi birden bi- re düştü. O zamanlar filim yapar- ken akla gelen biricik “tem,, siya- si terbiye filmi idi. Bunlar muay - yen bir mevzudan mahrum, - şe - hirde ve köyde komünist partinin yapıcılığını kaba vasıtalarla, kay- naşmalarla göstermeğe çalışan fi - limlerdi. Lâkin bu filimler daima menfi bir neticeye varıyordu: Se- yirciler bu filmleri beğenmiyor- lar, yahut can sıkıcı, zevksiz bu - luyorlardı. Dolayısiyle metleke- tin sahneleri bamboş kalıyor, ya hut ecnebi filimlerinin istilâsına uğruyordu. Nihayet 23 nisan 1932 de fır- ka Sovyet Rusyanın bütün sanat- kârlarını topladı. Ve sanatkârla- rı daha geniş, daha derin araştır- malar yapmağa Ve daha cüretkâr yollar seçmeğe, komünist realiteyi daha kudretle ifadeye davet etti. O zamandan itibaren sosyalist re- alizmi bütün Sovyet sanatlarının parolası oldu. Sanatkârlar her şey den önce filmin muayyen, sağ - lam ve metin bir. mevzuu olması için uğraşmaya başladılar. :Arlı'.ı tam bir idrakin, hadiselerin iç bağ larının kuvvetli bir. heyecanmı duymadan ve duyurtmadan vukua gelmesinin kabil olmadığını anla- mik bulunuyorlardı. Filhakika Pu- dovkin'in dediği gibi "yaşıyan be- şeri bir karakteri, inıııılıı: ara - sındaki canlı münasebetleri, onla- rı hakikatte olduğu gibi tetkik et- meden, onları bütün kuvvetile .x meden ve yahut onlara kin beşle- meden ekran üzerinde temsile im- kân yoktur.,, Bu realizmin tesirile birçok re- jisörler, senaristler, fabrikalara, texcgthlara, maden ocaklarına git- tiler; köylülerle amele arasına yayıldılar ve yaratıcı kuvvetlerine lâzım olan zaruri hamleyi bulma- ğa çabaladılar. Diğer — taraftan hükümet te 11 şubat 1933 tarihli kanunla faaliyete geçti- U.R. S.S. m halk komiserleri konesyı nez - fotoğraf sanayii dinde sinema ve f0 teşkil etti. Ve üç dört se- releri vardır. ( sendelemeğe başladı. Sov: ULUS Gündelik GENCLİK VE TEKNİK ( Başr 1 inci sayılada) de oynadığı yüksek rolü hiç bir vakit gözden uzak tutamayız. Hele gencliğin daha ilk yıllar- da teknikle başgöz olması gerek tir. Gençlik kendi başının özgülü- ğü dolayısiyle bunu severek ister, çünkü onda yaşına göre büyük ve güç işler yapmak arzusu çoktur. Genç bir dağa Urmanmaktan, bir ayak topunu istediği yere gönder mekten nasıl gurur duyarak hazla- navsa, bir makineyi işletmekten, bir paraşüile atılmaktan belki da- ha çok haz ve gurur duyar.. Birin- ci çeşid başarımlar doğrudan doğ- ruya büyük bir soysal değer yarat- mazsa da ikinciler, ulusal hayatın yükselmesinde daha büyük rol oy- narlar. Gençlikteki spor hevesi- nin teknik alanıma çevrilmesi bu bakımdan çok faydalı bir şeydir. “Türkkuşu,, kurumunun bunu düşünerek bir takım çareler ara- ması gerçekten sevinçle karşılana- cak bir harekettir. Gençliği uçma tekniğine alıştırmak için Rusya- dan getirilen uzmanların bu yolda çok — faydalı işler — göreceği - ne inanmaktayız. Rusyada genç- lik ve teknik sorumu Rus devr - nin büyük işlerinden biri ola: göz önünde tutulmakta ve ona gö- re düzenler kurulmaktadır. Dev- rimizin büyük işçilerinden biri de teknisiyendir. Bir sosyete içinde onların sayısı ne kadar çoğalırsa, sosyetenin devam ve yükselme gü- cü de o kadar artar.. Arsınlusal hayatın gidişi de hergün biraz da- ha bu hakikatin değerini artır maktadır. Bundan sonra teknik kahramanları hayata hükmede- ceklerdir. Zeki Mesud ALSAN —3 KrAHS Z g Sehir Kurulunda (Başı | tnct sayıfada) kında büdcede ayrılan, ücreti geçmemek ve Bakanlar kurulundan karar alınmak şartiyle bu ücretlerin — maaş yapılma için belediye başkanlığına izin verilmiş. tir. Gene bu kararnamenin başka / bir maddesine göre de otobüsişleri için yu- pılacak mülhak büdcenin tasdikine ka dar otobüs işlerinin ve işletmesinin icab ettirdiği bütün inşaat mübayaatı için içinde masraf yapılması ve lü- lecek kadronun tan: üm ve tat- başkanlık orununa salâhiyet ve. rilmiştir. Toplantı dağılmadan önce üyelerden B. İsmet'in bir takriri okunmuş ve ku- bul edilmiştir. Bay İsmet bu takririnde Bayındırlık Bakanı / B. Çetinkaya'nın beri ber fırsatta Ankara — vilayet çe belediyesine yüksek ilgi ve yardımı: nı esirgemedi bu kere de, elektrik ki lovat tarifesinin indirilmesi ve belediye y ayrılması işi üzerinde göster. ek yardımdan dolayı belediyâ mkü toplantısında — kendi- mevzuat ötedeni ye bir pa diği yüks: kurulunun dü! Jerine meclisçe teşekkür edilmesi isten mekte i HMeri sürülen bu dilek kabul edilmiş ve kondilerine bu kararın başkan — tara bildirilmesi onanmıştır. fından u önümüzdeki cumartesi Şehir kurulı günü toplanacaktır. — imde bütün resmi ve gayri res- mi kuvvetler sesli sinemanın çok karışık olan tekniğini inkişaf et - tirmeğe, renkli filim Al!crübeıeri yapmağa, sinema makine ve şerit- lerini Rusya'da Sovyet amelesine, mühendislerine yaptırmağa, yük - sek kültüre tercüman olacak se - naryoları meydana getirmek - için memleketin bütün büyük yazıcıla- rma senaryo yazdırmağa, sinema işçilerini, sanatkârları kontrola ve aralarında tasfiye yapmağa matuf oldu. Ve bu suretle geniş halk yı - gınlarına kültürlü bir dinleme o - lan ve halk seviyesini yükseltmek- le beraber yavaş YaVA$ “Yotkanın yerine geçen, Ve festival'de ecne- bilerin imrenmelerini toplıyan Sov- yet filmi meydana geldi. Sovyet sinema işçileri bu muvaffakiyet - | ten ne kadar öğünseler azdır. Burhan Ümit TOPRAK Sovyet artistlerinin dünkü konseri N Şehrimizde bulunan sovyet artistle. ı_ıııdcıı piyanist Oborin ve kompozitör Şostakoviç, viyolonist Oyatrah ve me- zosoprano Maksakova dün saat 16 da Musiki Muallim mektebinde bir kon v vermişlerdir. İlk önce genc fakat olgun kompozi- tör Şostakoviç piyanoda izerlerinden k danslar ,, dan bir parça ile “adaciyo, sunu, "cenaze marşı ve füg,,- “fant ünü çalmıştır. Kompozitörün sanal saha- sındaki araştırmalarını ve orijinal buluş- larını gösteren bu eserley kendi tarafın dan çok güzel çalındı ve alkışlandı. Ü'w,; j N l Viyolonisi David Oystrah Ankara'da halkın önüne ikinci defa o. larak çıkan viyolonist Oystrah, Tartini- nin “şeytan trili sonatı,, , Şuman'ın "A- ver; ithaf,,, Bethoven'in "Aver: derviş korosu,, , Şepen'in Noktürn'i ve Viyovs- ki'nin “Polonez: re majör'ünü çaldı. Virtüozun yayma hükmedişindeki kuv. wet ve çok teknik olmakla beraber hisli ve duyuşlu çelışı dünleyicileri coşturdu. Alkışların ardıarası kesilmek bilmiyor. du, Öyle ki Oystrah sahneye daha üç defa gelerek program dışı çalmaya mec- bur kaldı. Bütün dinleyiciler Oystrah'ı çok yüksek bir kabiliyet olarak kabulde birleşmişlerdi. Sanattaki ustalığından daha önce de birçok kereler bahsetmek fırsatını bul. duğumuz piyanist Obarin dün karşımı. za daha uzun ve doyuruca bir repertu- varla çıkmıştı. Skarlati'nin “te minör ve ve majör,, sonatları, Şubert-Lizt'in “Se- “Şopen'in "Ba. tında şaşırtıcı bir mükemmeliyetle can- landılar. Salon bravo ve alkış sesleriyle çınladı. Oborin de Oyatrah gibi program dışı iki parça çalmaya mecbur kaldı. Soprano Maksakova olgun aktiris ka- biliyetine eklediği çok işlenmiş ve tatlı sesiyle bize Rimaki . Korsakof'un “Su ni, Şubert'in “Nereye?,, sini Rim- eki - Korsakof'un “Çoban,, mı — söyledi. Tekrar tekrar sahneye çağrıldı ve pro- gram dışı olarak Rimski - Korsakof'un *“Kar kızı, operasından Lel - aryasını (ki repertuvarının en beğenilen parçası.” dır) söyledi. Dünkü konser baştan sonuna kadar çok güzel olmuş. artistler dinleyiciler üzerinde ayrı ayrı çok eyi duygular bı rakmışlardır. Dün gece Dış Bakanlığı tarafından Marmara köşkünde artistler şerefine bir suvare verilmiştir. Bu akşam da Halk- evinde kordiplomatik için bir konser ve rilecektir. Ankara radyosu Bu akşamki radyo programı şudur: 19.30 Çocuk bayramı şaati 1940 — Musiki: Tehaikowsky Baloda Rachmaninoff Şark şarkısı Stolipin Tki dev Borodin Prince İgotr'dan arya Tehaikowsky Maça kızı operasından şarkı 'Teganni: M, K. Çekatiwsky Piano: Ulvi Cemal 20. — Bayındırlık Rakanlığı saati 20.10 — Dans Musikisi 20.30 — Musiki; Rus muüsikisi (plâkla) 20.50 — Haberler SAYIPA 3 —a ea eee e— Dil işleri. m . Tenkidler Bu sütunlarda, her gün, kendi mi!de veya başka gazetelerde gör duguııı.üx dil yanlışlarını tenkid e_doceiıı. Arabça, farsça bir k- !ıı_:yî yerinde ve doğru kullanmak için öğretmenler elinden neler ç.ıklıi'iııiıi biliriz. Yeni kelimele- rin, le yarım - terim olanlarını bir okunuşta, bir duyuşta bellemek kolay değildir. Tenkidlerimize kendimizden b.ulıyonıı: Dünkü sayımızın bi- rinci sayıfasında “kadınlar kurul- tayı,, telgrafından bir cümle par- çası: Y birliğe bağlı kurumların istekleri hakkında hazırlanmış ra- porların söyleşmeleri vardı,, İşte si- ze sakat bir çevirmecilik örneği! İstanbul bildirmenimiz pek güzel şöyle diyebilirdi: “... hazırlanmış rapor üzerine konuşulacaktı veya söyleşilecekti.,, Gene bu kıbı"ıîhlm “Hazırlan- mış önergeyi birlikle onamıştır. Halbuki kılavuzda “kabul,, keli me:iniıı türkçe olduğunu görmüş, kv: nııı;:nıı:,,.:alimeıiniı “tasvib, rşilığı olarak alındı kumuş tuk. Bundan başka marfa da “ittifakla, i Aynı telgrafta, “muhtelif,, yeri- ne kullanılan "değişik,, sözü, “mü- tehavvil,, demektir. “Muhtelif,, in »karşılığı "türlü,, dür. Gene sayıfanın çocuk haltası sü- tununda eski “Himayei Etfal Ce- miyeti,, klişesi “Çocuk Esirgeme Kurumu,, olarak türkçeye çevrik diği halde, gazetenin başka yerle- rinde “kurum,, yerine ”sosyete, kullanılmıştır. Kılavuzda “cemi- yet,, teriminin türlü şekilleri için ayrı ayrı. karşılıklar konmuş ve fransızcaları yazılmıştır. Sosyete kelimesi bir kalıb gibi her yere ya- pıştırılamaz. Üçüncü sayıfanın ba- çındı. “sosyete,, kelimesi “Türk :faaııl Cemiyeti,, için kullanılmış- lr. Aynı sayıfada "Doğu Afrikası- na giden italyan gücleri,, başlığı yanlıştır. Kılavuzda "güc,, keli- mesi “tâkat,, karşılığı olarak alım- mıştır. "Kuvvet,, türkçedir. Aynı sayıfada bu telgrafım al- tında "ekalliyet,, karşılığı "azlık,, kelimesi de kılavuza bakılmıyarak yazılmıştır. Çünkü kılavuzda bu kelime "azınlık,, diye karşılan- mışlır. Gene o sayıfada bulgar kabine buhranı bilgetleri arasında eski "çarei hal,, yerine kullanılmış olan "kotarılma çaresi,, de bir çevir- medir. Çünkü kırlavuz "çarei hal,, yerine "”Ççözge,, "tarzı hal,, yerine anlaşıt,, karşılıklarını koymuşta. Yanlış bir çevirmecilik örneği de 5 inci sayıfadaki boğazlar tel- grafında olmuştur. *Türk hüküme- tinin önerge edeceği... rudan doğruya "teklif edeceği,, - nin çevirmesidir. Bunun yerine pek güzel türkçe *ileri sürmek, ö ne sürmek,, denilebil da "t,, harfi çıkmadığı için osman- lıca söz olduğu gibi bırakılarak, karsılığı beklenebilirdi. Aynı tel- graftaki "lâyık olacak,, yerine kul- lanılan ”değer olacak,, sözü böyledir. "Değmek,, kelime ne kusuru var? v'. Yeni kelimeleri İstanbul gazete- lerinin nasıl kullanmakta oldukla- yt anlatmak imkânını bulama- dık. Arkadaşlarımız koyu osman- lıcanın yumuşak - sediri üstünde dinlenmeği daha rahat bulmakta- dırlar, Buradan çekilen telaraflar- daki kelimelerin en güzellerini bile, bazı gazetelerde, en kötü os- manlıcalarına çevrilmekte olduğu- nu kendi bildirmenlerinden öğre- niyoruz. Dünkü sayımızdaki kelimelerden iki- sinin karşılığı şöyle düzeltilecektir: Kahır — (Kağır), Kahır Kahtaman — (Kağırman), Kahramas tte Dünkü başyazımızda üçüncü parça- sındaki *1926 danberi..,, den sonra ge len “izin alarak..,, kelimeleri lüzumsuz. dür. Aynı yazıda “Harb Akademisi,, yan lışlıkla“Harb Olculası,, yerine yazılmıştır.