tT0 MT DAFA v Bolu'da yeni açılan halkevleri ve türlü çalışmalar .. Boly - Bolu'da 9; ?e halk Malar 22 935 (özel bildiricimizden) — kurumlarda hazir çeliş- yılındanberi nde başlıyan bat tuma günü Vilayetimizin Ge. Tede, — Göynük, Müdümmu, A Sakoca — kazala- Tında yeni halk- evlerinin Masile açıl. mertkez. * deki kurüm ça- lişmaları hızi ka> eeti ::::mıd— yapıldı. Cümhuriyet Halk Üi kiıhı kültür subeleri olası halk ev. *İ kazamı> İnCe aşılmaş olma- Sile vilayet hal kınm el ve kafa Birliğimi —temlür' Gderek — kültüm, ökonomi ve Boya S Yardım. göbi Mahalit Herleyi. tinde ve yurda Yapılması gerek- N Olan ihtiyac» ları daha çabuk Yerine getirmek- t — muvaffakı- Yet — kapılarını Açmış oluyor Halkı ve mı :ım bınıfsız, iya, Kaynaştırığ Ş Tbirine ssındırarak vilayetin — sabin € Çalışkan — ve ulusal devrim yolunda Sima —olgunluklarını gösteren hülk- Tza halkevleri çalışması içten yeni * alan vermiştir. Koazelarımızda halkevlerinin açdışı Pi coşkun tezahürlerk yapılmıştır. Bolu merkezinde ve Dilsce kasü. Unda halkevinin üçüneü yıldönümü de YOk sesli ve bazekotli kutlandı. Hon- Bayan Mürüvvet hallam edil. Taranslar, temsiller — verilerek kası ve faydalanması temin 1 mart 935 cuma günü Halk Fırkası salonunda 33 ü bayan olmak üzere 120 klginin iştirakile çocuk — esirgeme ku- rumu ve ulusal ökonomi bi riktirme kuü. heyetleri seçildi. Be- gizeden önce fırka başkanı Büy Hanla Yerikkaya, — hayıc cemiyetlerine verik mesi gereken ehemmiyetten ve feragat göstererek bu gibi kurumlarda ödev slan arkadaşların aldıkları ödevi yap- manın yapacağı eyilikleri ödev alıp da yapmayan ackadaşların kuruma yapa - cakları fenalıkları izah ederek bu gibi kurumlarda ferağatla yurd sevgii Japacak arkadaşlara iş verilmesini d - rumlarının idar âl, Seçime başlandı. Mor Hsi kurunun iderş heyetine fsal bayanlar Beçilrrek pekiştlrikdi. — Bu kurumların yeni idare heyetleri hemen çalışmaya — başlamışlardır. Bu cuma gecesi çocuk esirgeme kurumu bir balo verecektir. Umumi meclle üyele - »i adına fırkanın da bayramdan — sonra bir balo vereceği söyleniyor. Noodet Bmin Bu (Başı I. ci sayıfada) rışıklıklar çıkarmak arzu eden herkesin bunu bilmesi lâzımdır.,, Fransız gazeteleri ve Bulgar teşebbüsü Paris, 9 (A.A.) — Anadolu a- jansınım husust muhabiri bildiri - yor: Fransız gazeteleri, Bulgarista - nın hükümetimiz hakkında Ulus - lar derneğine verdiği nota ile U - luslar derneğindeki murahhası - mız B. Cemal Hüsnü'nün sözleri hakkında hiçbir mütalen ve tef - sirde bulunmadan sadece bu hu - susa aid malâmatı kaydediyorlar. Paris gazetelerinin Cenevre muhabirlerine göre, Uluslar der - neği mevkiinde, Türkiye hüküme- tinin hududa asker göndermesi, Türkiyenin Balkan misakı ile gi - rişmiş olduğu teahhütlerini yerine getirmek maksadiyle yapılmış bir hareket telâkki edilmetkedir. Bulgaristanın Uluslar derneği- ne verdiği nota ise, Yunanistağ - daki karışıklığı vesile ittihaz ede- rek mahdud olan askeri kuvvetle- rini artırmak yolunda bir teşeb - büs diye tahmin olunmaktadır. Pari Midi gazetesi, bulgarların evelsi gün ve dün türk hudutları - na mübim asker kuvvetleri gön - derdiğini ve bulgar hükümetinin teşrinievelde terhis edilmiş olan askerlerini tekrar silâh altına ça - ğırdığını haber veriyor. Marsilya suikasdını ve onun bütün dünyada uyandırdığı endi- şe ve heyecanları kaydeden Nev- york Herald gazetesi, İtalya ile Bulgaristanın ve B. Venizelosun Balkan misakına karşı olan vazi - yetlerini ve Habeşislan için ya - pılmış olan italyan seferberliğini hatırlatarak diyor ki: “Cenevre mehafili telâşsız gö- rünüyor ama devlet ve ordu a - damlarının cesaretinden korku - kuyor.., ovu Paris, 9 ÇA-A.) — Bulgaristanın Türkiye muvacehesindeki hattı hareketi bütün gazetelerin dikkati, celbetmek- tedir, Gazeteler, bununla Yunanistan vaziyeti arasında bir rek, yunan dahili vaz larda müşkülât çıkarıp çıkarmıyacağı - nr sorüyorlar. Pöti Jurnal gazetesi, Türkiyenin ih- tiyati hareketini tasvib etmemek göyle dursün, is bunu Balkan misakının hayatiyetine bir delil olarak telâkki et- mektedir. Lö Jurnal gazetesi, sarih bir surette türk davası lehinde mevki alarak diyor tesis ede * etinin Balkan - *— Kim yeni Türkiyeyi harbeu lgar teşebbüsü karşısında O N dünya efkârı umumiyesi maksadlarla İtham edilmiş görmeğe in- m.deımn Türkiye, Sovyetler bir « en sonra en u rver — millettir ndır ki Dede « ağaç limanının peşindedir ge muahede- ye mugayir olarak silahlarını artırmış - tır. Yunanlılar, bulgarların bu — tekrar silâhlanmasından heyecana düşmüşler- di. Şimdi yunanlıların müşkülâtta oldu- ğu şu sırada, müttefiklerinin teyakkuz- mı bir kat daha artırmaları tabil de - Gil midir? Diğer cihetten, türk teslihatı, bazı nutulalar italyanın şarkta faal bir siyaset gütmek emelinde olduğu intiba- mı verdiği samanda başlamıştır. Bu in « tıba, Romaya olan merbutiyeti şayanı kayıt olan Venizolos'un tekrar sahneye çıkmasiyle azalmış değildir. Hudud ap- rı heyecana düşmek için sebeb yoktur, fakat yunan ihtilâçlarının uluslararası akislerini dilkatle taktbetmek için se - bebler vardır.,, Balkan misakı icabında harekete geçmesini bilecektir. Bükreş, 9 ÇALA.) — Matbuat, bul - gar hattı hareketi karşısında, Balkan antantının İeabımda harekete — geçmeği bileceğini hatırlatmaktadır. Üniversul gazetesi: * Balkan misakının ilkk tahrik ema - rTesinde derhal ve kendiliğinden tatbike geçeceğini herkesin bilmesi lâmendir.., diyor. ve itham eden Bulgaristı İngiliz gazeteleri ve B. T. R. Aras'ın ulusa söyledikleri Londra, 9 (AA.) — Taymis gaze - tesi başmakâlesinde, Türkiyenin Trak- ya'da ittihaz etmiş olduğu — tedbirlerin Yunanistanın vaziyeti icabatiyle çok nisbetsiz olduğunu ve Türkiyenin alel- ade bir himayeden başka bir takum ya- yeler takib etmekte olduğu hissini ver. mekte bülunduğunu yazmaktadır. Morning Post agz yi izhar etmekte ve korkulan ihtilâtın, Türkiyenin hududlarını takviye etmek saruretini, boğazlar mukavelenamesini feshetmek için bir vesile ittihaz etmesi olacağını yazmaktadır. esi, aynı endişe- Anadolu Ajansırın notu 'Taymis ve Morning Postun bu mü- talcalarına en güzel cevab Türkiye Dı- şart İşler Bakanının Ulus başmuharriri- ne vaki olan beyanatıdır Bu beyanatında B. Azas variyeti etrafı ( da sulh kadroları ılmadı. Tevfik Rüştü nlatmış, Trak- ricinde h bir nı, hiç bir sınıfın alınmadığını tasrih etmiş ve bilhassa Türkiyenin altına imza koy - muş olduğu muahedelere ne ki yetkâr olduğunu meydana çıkarmıştır. Diğer taraltan İngiltere - muhafara- kâr partisinin başlıca organlarmdan bi- ri olan Mancester Gardien gazetesinin neştiyatına dair olan aşağıdaki telgraf ayrıca şayanı dikkattir: lar tia « ı Mançester Gardien ne diyor? Londra, 9 (A.A.) — Mancester Gan dicn gazetesi uluslar derneğinin Londra bürosunda bulgar multrasının ne bi « yük bir hayret uyandırdığına işaret ote mektedir. Bu gazete Türkiye tarafın « dan ittihaz edilen tedbirlerin Yunagis tanı Türkiyeye bağlıyan pek sıkı dosb luğa atfedilmekte olduğunu söylemekte- dir. Bulgarlstanın tüek gazeteleri tara « fından Bulgaristanın hine yapılan hücumlardan pildyesine gelince, bu şi- küyet büsbütlün hayreti mucib olmuş - tur. Çünkü böyle bir hal Türkiye tara- fandan #on seneler zarfında takib edil « mekte olan hattı hareketin altüst olma « 5t demektir. B. Titulesko Bulgar elçisini kabul etti Bükreş, 9 (A.A.) — Bulgar orta el gisi B. Tituleskoyu ziyaret etmiştir. Bulgaristan sefer- berlik yapmadığını lüyor (Başı ?. inci sayıfada) hak ve anlaşma halinde yaşamak taraftarı olduğumuz ve herhangi bir ülkenin topraklarında her ne vukua gelirse gelsin, barışı bozmı- yacağımız suretindeki resmi ve a- leni beyanatımız hilâfıma hareket etmeyi düşünmemize bile müsaid değildir. Bu, yalnız bulgar hükü- metinin değil istisnasız bütün bul- gar ulusunun kat'i azmi ve arzu - sudru. Onun statülerini asla boz « mıyacağız, ona tamamile bel bağ- lamışızdır. Her sene sonbaharda ve kışta muahedelerin bize bulundurmak müsaadesini vermiş olduğu aske - rin mühim bir kısmını - tasarruf maksadiyle - mezuniyete sevke - deriz. Şimdi mezuniyet halinde bulunan bu askerlerin bir kısmı - nı sınırdaki zaif mevzileri takviye için gönderilmiş olan efrad yerine vazife haşına çağırdık. Sınır mev- zileri, dört, beş sekiz ve on kilo - metre aralıkla sınır boyunda bu - lunan dört, beş neferden mürek - keb dağınık kuvvetlerdir. Karlar eridikten sonra bu zaif kuvvetler vazifelerini çok güçlükle yapabi - leceklerdir. B. Makdonald eyileşti Londra, 9 (AA.) — B. Makdonald. ı sıhhati iyileştiğinden, başbakanlıkta: ki işlerine yeniden başlamıştır. Akşam üceeri, başbakan hafta tatilini geçirmek üzere Çekers'e gitmiştir. Mudurnu bafkerinin — açılışında bulunanlar &,S.“'l' ro;vuını i "ln Michele'nin kitabı Yazan: Aksel MUNT Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR ahi k n ıö:l"fa bir göz gezdirmeği daha münasib Tedi, çorsam öylece hareket edeceğimizi söy- Sörte İlalanmış bölmeleri içine sıralanmış, e €miz tımarlı, on iki tam kan ata veri- "hıdul_'""e elime bir sepet havuç tutuştü- NTa Kont bana dönerek: “İşte seyisi- diyerek, elini kasketine götürüp be - an genc bir ingilizi gösterdi. n dönerken Kont: “Evet, Kon- ati pek yerinde! Artık hemen hiç bahsetmiyor, her sabah gidip r“Han_nı görüyor ve köy hekimi ile be- ) eski bir çiftliği nasıl çocuk dispanse- 'ine koyacağını tetkik ediyor,, dedi. ü dolayısiyle köyün bütün Ço- Ni kahve içip pasta yemeğe çağırmış iderken de hepsine birer bebek güzel bir düşünce değil mi? bebeklerden bahsederse düşünce- ığunuzu söylemeyi unut- Ç Hiç üunuturmuyum? *.evin önündeki Ramurum altm- Tefrika: 20 — lJanmıştı. Masaya yaklaştığımız sıra- g: ıl:zî:cı, yılışımdı oturmakta olan bir l:ı - dına “işte dostlarınızdan bı_rı. sevgili An'ım,, dedi. Sonra, sinirli bir gülüşle ilave etti: “Söylemek istemezdim ımı_ıruk söy üyece- ğim; görünüşe bakılırsa bisim cqı_ııy:_tımjn atlarınkini üstün tutuyor. Çünkü !ımd'ıye kadar ağzını açıp da bana bir söz bile söy- lemediği halde, ahırda atlarla yarım saat ge- vezelik etti.,, Kont gülerek: — “Atlar da bu konuşmadan pek hoqlın- mış görünüyorlardı. Hattâ benim 1ih_uy'ır hönter, tanımadıklarına karşı ık'_ıılığı ile meşhürken burnunu doktorun yüzüne doğru uzatarak onu dostça kokladı.,, ğ Baron An beni gördüğüne gevindiğini söylüyerek kaynanası Markiz hakkında çok eyi haberler verdi. “Hattâ şimdi kulaklarının daha eyi işit- mekte olduğunu iddia ediyor. Ancak bundan ben pek emin değilim; çünkü Lulu'nun ho- ruldayışlarını duymuyor ve kocam, ış_ıg'ı kattaki cigara odasından bu horlamaları işit- tiğini söyleyince hiddetinden kıpkırmızı - hiyor. Bununla beraber hepimiz Lulu'ya dua ediyoruz; Markiz, eskiden, yalnız kal- mağa tahammül edemezdi, halbuki durup dinlenmeden kulak borusuna söz ıöyl-ıgk de çok yorucu bir şeydi. Şimdi, Lulu'yu diz- lerinin üzerine alıp saatlerçe yalnız başına oturuyor, Onu gezdirmek için, her sabah, bahçede koştuğunu görseniz gözlerinize inanmazsınız; eskiden yerinden bile damazdı. Her sabalr biraz yürümesi gerekti- ğini kendisine tavsiye ettiğiniz ve onun da kuvvetsizliğini ileri sürerek, bunu, kabil de- ğil yapamıyacağını söylediği zaman nasıl kızmış gibi göründüğü hâlâ hatırımda- dır. Şimdiki değişikliğe bakarak gaşıyorum. Tabil diyeceksiniz ki bu keramet, hep sizin © kötü ilclarınızdadır; ben dediyeceğim ki ne kadar horuldarsa horuldasın, bu mucize- yi yapan Lulu'dur. Kont, konuşmanın gidişini değiştirmiş olmak için “şu Leo'ya bakınız,, , dedi, sanki, doğduğu gündenberi doktoru tanıyormuş gibi, başını dizlerine dayamış oturuyor. Ba- na gelip bisküvitini istemeği bile unuttu. Kontes: “Ne oluyorsun Leo?,, dedi, dik- kat et yavrum, yoksa doktor seni ipnotize edecek. Şasko ile çalışmış olduğu için karşı- sındakilere gözlerini bir diktimi onlara iste- diğini yaptırır. Niçin Leo'yu sizinle isveçce konuşmağa mecbur etmiyorsunuz, dok - tor?,, “Tanrı esirgesin! Onun sessizliği kadar kulaklarıma hoş gelen bir konuşma olamaz. Sonra, ben ipnotizmacı değil, sadece hay- vanların dostuyum., Bunun böyle olduğunu :tül hayvanlar hemen anlar ve beni sever- —— a — ——0 Baron da bana bakarak: “Başınızın üs- tündeki dalda duran sincabı teshir etmek mi istiyorsunuz,, dedi, “bize ehemmiyet bile vermeden, demindenberi gözlerinizi ona dik- miş, bakıyorsunuz. Niçin onu ağaçtan — ine- rek gelip, Leo'nun yanına, dizlerinizin Üze- rine oturmağa davet etmiyorsunuz?,, *Bana bir ceviz verir ve hepiniz de gidip bizi yalnız bırakırsanız bu işi yapahileceği- mi sanırım.,, Kontes gülerek: “Ne terbiyelisiniz isveç- li doktorum,, dedi, “haydi gel An, hepimizin gitmemizi ve kendisini sincabla başbaşa bırakmamızı istiyor.,, — “Benimle eğlenme nizi hiç ister miyim. Sizi tekrar öyle memnunum ki * ” —"“Doktor, çok mültefitsiniz. İşte bana lütfen gösterdiğiniz ilk iltifat; ben iHf edilmeğe bayılırım, — “Ben burada doktor değil, sizin misa- firinizim.,, — “Size doktorunuz iltifat edemez miz,, — “Hayır! hele hasta size benzer ve tor da bahanız yaşta olmazsa... bunu canr pek istese bile...,, — “Sahi! canınız istemiş olsa bile bunu, yenmeğe o kadar muvaffak oldunuz ki karşılaşmamızda sizden sertlikten başka b& wmldim. Sizi ilk gördüğüm gün öyle ettiniz ki bırakın gitmek istedim. (Sonü var) z, sizin gitme- görmekle