£ MART 1885 SALI Umumi Meclis toplantıları başladı büdce ABanı 1. ci sayıfada) tahsisatına bir milyon on altı bin ::t Yüz seksen yedi lira yetmiş bir 13 1 fevkalâde büdce tahsisatına da l.îğAğO lira 49 kuruş ki ceman ;—M lira tediye edilmiştir . 934 yılı genel geliri ise 1754773 lira 1 mascalı 1073818 lira 89 ku - :0 AĞi ve 680955 lira fevkalâde ki cem. 1754773 Hra 89 kuruştur. Yukardaki rakamlara ilâve olarak l:l işlerinde kullanılmak üzere 380 bin H n 1 tahsisat kabul edilerek yük- SK kararın alınmasına tevessül edil » bazı fa. n tahsi « Pai 'ıâü' Bundan başka bitme V€ maddeler İçin de mün. Bt alınmıştır - Bildeeye konuları tahsisat yılı içinde demin maaşlarından öcret olanları ayın Sonuncu ve maaş olanları da birinci gü Rü aksamadan verilmiştir Bu yıl hususi idareye ald tamiri ge - '_!klı Olan akarlarla bütün okollar n hep- olarak DIŞ memur, muallia ve müstak- Hİ tamir edilmiştir. Yeni yapı 'üdcede birşey olmadığından bitirilme- S bu yıla birakılan Erzürüm çeşmesi ve Kabakült ikte'ki iki büyük ilkokulun ya- ,P"ğ tamamlarımıştır. Ayrıca Üç yatı'okü- W ile diğer 204 okulun tesisat ve diğer Masrafları temin edilmiştir. n oranlanan genel i kânun 931 sonuna ka. 34913 lira 29 kuruş haliyeden İSOZR1 lira 57 ku: uş geçmiş yıllardan tahsit edilmiştir. GÂeçen sene yapılmıya Şiliyan vilâyetlerevi yapısı — bitirilmiş Ve muvakkat kabulü yapılmıştır. Geçen Yi ihale edilen stadyom hipodrom Yapısı anlaşma esasları içinde — ilerle - Mektedir. Genel masraflar karşılenarak Ahnan tedbirlerle vilâyetin malt duru - Du günden güne pekistirilmektedir. Yol işleri: Bu yıl başlıca yapılan ve başlanan Ankara — İstanbul; Ayaşbeli — ? Ankara civarı yolları İle Ankara Çankırı, Çubuk, Gerede; — Kirşehir,; 'ahışıhan yolları le Yahşehan — Kale. Sİk; Polatlı — Haymana; BâH — Koç- İsar; Ankara — Çorum yollarıdır. Yü- kümsünü bedent olarak yapacak — olan 42153 yurddaştan birinci devreye ayrı. 520 yurddaş vilâyet içindeki çe « İşdi yapr yerlerinde çalıştırılmışlardır. Getek teahhüd ve gerek mükellef ame- T karşılığında bugü. ya 96 kuruş harcana- ile yaptırı Ne kadar 177834 Bin yıl sonuna kad. Hlmale-Arr , Maarif isleri: Vilâyet çevresindeki 204 okulda oku. Yan okullü kayısı 22410 dir. Bunun 8470 $ kız13950 si erkektir. Bu yıl 1728 Zi Akokulu bitirmiş olacaklardır. Okul. tımızın sağlık yasalarına uygun olma. larımızın dev ve yürd t olarak yetiştirilmesine bü - e çalışmıştır. Ekim işleri: Kağnıların yerine dört tekerlekli ara. balarım konmasr için tanesi 70 235 sap arabası alınmış ve geçen yıl ol- duğu gibi koylüye dağıtılmıştır. Eldeki (5) bin Hiralık tahsisata karşılık 100 çit tekerlekli, tek kulaklı 6 numara ve ekici liradan geride kalaniyle 2 ve 3 — kulaklır pulluk ve eki mçeşidlerini ç için 200 kilo yonca tohumu, 2 fidanı, 100 kilo pamuk tohumu dağıtı . mıştır. Hayvan neslinin düzelmesi için tedbirler alınmış, sergiler açılmıştır. Sıhhat işleri: 934 malf yılında İryan «rhhat idaresi lrğinın korunması için gereken tedbirle- ri almıştır. Dispanserlere müracaat edenlerden bir kosmr ayakta, bir icsmı tedaviye almarak bakılmış, sıtmalı olan. lara kinin dağıtılmış firengili — olanlara neosalvarsan ve uklorsil alınmış ve te- davileri yapılmıştır. 928 lira le baş- et halkmın sağ. Bundan sonra vilâyet enciülmeninin mütalcası okundu. Mütaleada yapılan işlerin yasalara uygun olduğu ve vilâ. yetin ihtiyaclarını karşıladığı tebarliz ettiriliyordu. Umumi meclis vilâyetin bir yıllık ça- lışmasını alkışlarla onadı ve dar bir büd- ce içinde büyük işler başaran Vali ve Belediye Başkanı Bay Tandoğan'la ea. cümen Üyelerine teşekklr edildi. Dai - mi eneümene umum! toplantı — sonüna kadar salâhiyet verilmesi de onandıktan sonra 935 yılr büdcesiyle 933 - yılı kati hesabının büdee encümenine — havale edilmesine karar verildi. Gızılcahamam üyesi Bay Mesud'un ölümü dolayısiyle hatırastına saygı olarak bir dakika ayak. ta durduruldu. Meclis derin saygı ve — bağlılığının Bay Tandoğan tarafından Atatürk'e, Tsmet İnönü'ne, Kamutay Başkanma, Gencl Kâtib Peker'e sunulmasını birlik- le onadı ve gündelikte konuşulacak baş- ka bir şey olmadığından toplantıya son verdi. Umuml Meclis çarşamba günü 16,5 da ikinci toplantısını yapacaktır, Acıklı bir yıldönümü (Başı I. ci sayıfada) rinden bugün tam bir yıl geçti. Bir yıl- danberi Necati'nin hatırası yanında Re. şid'in hatırasış Necati'nin mezarı yanın- da Reşid'in mezarı yer almıştır. Atatürk devrimine gerçekten gönül bağladığı için içimizde ölmez - ve ölmi . yecek olan bu arkadaşın adını bu tasalı yıldönümünde acıklı acıklı anıyoruz. Cebeci topraklarına gömüldüğünün yıldönümü yarındır. Bu münasebetle Doktor Reşid Galib'in ülkü arkadaşları Halkevinde onun adına bir toplantı ya. pacaklar ve onun yaşıyan — hatıralarını anacaklardır. VTt ROMANYADAN GELEN DOST SES —a aa B. Titülesko büyük lerim (Başı I. ci sayıfada) leri dolayısile, Balkan Antantı başkanı B. Titülesko bugün Dışa- rı İşler bakanlığında bir öğle ye- meği vermiştir. üyesi, Balkan liği orta elçileri bu elçiliki rı işler bakanl tı hazıt bulunmuşlardır. B. Titülesko aşağıdaki süylevi söy- lemiştir: — Beni Balkan Antantının ve ©- nun ihdası ve devamir gelişmesi için en ziyade teveccüh gösteren ülkelerin mü- messillerini bugün davet etmek! saik olan şey bir teşrifat mecburiyeti değil, kuvvetli bir zarurettir. İsmet İnönü ve Tevfik Rüştü Aras, on yıldır, vatanlarının ve soysal barı « gen büyük nefine olarak fasılasız başba- kanlık ve dışarı işler bakanlığını ila et- mektedirler. Eğer her tarafta Kamâl Atatürk'e tarihte misli olmıyan ve bü- tün bir ulusu değiştirmek, onun eski itikadlarının yerine beşeriyetin bugün ittihaz edindiği en yüksek ülküleri ika- me etmek ve ber an en küçük teferrü. Atına kadar ulusal hayata nezaret et - mok olan eseri için en haharetli bağlı lık ifa edilmemiş olsaydı, Atatürk ta- rafından kurulan durluk, onun eserinin ve ebediyetinin genişliğine en beliğ gahittir derdim. Uzun sıyasal hayatım- da, her meteleyi ani olarak tahmin ve ihata hassasını İemet İnönü kadar haiz bir adama rastlamadım. 1933 ilkteşri - ninde onunla ilk defa olarak, karşılaş- makla mübahi olduğum vakit, derhal, kendisini daimi surette tanıyor gibi ol- dum. Bir kelime bile teati etmeden, her yey bakkında mutabık olduğumuz hi siyatında idim. Bunun içindir ki, İs- met İnönü'yü kalplerin en büyük fati- bi olarak tavsif etmekte tereddüt et - medim. Dikkate değer bir şey: Zafer- lerini kazanmak için biç bir zahmet gekmiyor. Bu zaferler kendiliğinden geliyorlar. Ruhunun şeffaflığına ne büyük belge. Ona ilk defa olarak Bal- kan andlaşması hakkındaki fikirlerimi izah ettiğim zaman bana şu basit ceva- bı verdi *— Eğer her şey söylediğiniz gibi cereyan edecekse, mutabıkım. ,, Basit, fakat müthiş bir cevab. Her şey söylediğim gibi cereyan etti, fukat ne zahmetler pahasına. Sonuca gelince, bu sonuc İsmet İnönü'nün bildirdiği netice oldu. Türk hasleti, tatbik * saye- sinde, otomatik hale gelmiştir. Tevfik Rüşdü Aras'a gelince, zahi- ven ayrı fakat cecher itibarile diğeri- Hareketsiz ha- kımıldamadan nin ne kadar ayaıdır. yat yoktur, yerinden sıyasa yapılamaz. Buna esef edile fakat zamanın — kanunudur. Bu böyle olunca, Tevfik Rüştü Acas ulualar ara. & hayatın bir “müteharrikci daimesi- teşkil eder. O olmasaydı, mühim . <.. ovuyor birçok eserler vücud bulmiyacaktı 'Bev- fik Rüştü Aras kiyasetin düsturların Hiç bir xa düştünmez, dai. bunda dan birini değiştirmiştir; verede olduğunu ma nereye gideceğini düşünür, haklr olmak gerektir, zira hiç bir za- danmamıştır. : onun nereye gitmek İstediği- ni en, onun kalbinin barındırd B: nazik şefkat kaynaklarınt tanryan ben, onun haksız darbeleri kaydetmek- ten kendisini meneden gurürünü tanı, yan bea onu şu süretle tarif edeceğim: Tevfik Rüştü Arası, onun dost olmak üzere ilan ettiği adamların yanı başın- da bulacağınızdan dalma eminsintedir, Fakat onu, kendisini düşman addeden. lerin yanı başında bir zaman bulucağınızdan hiç emin değilsinizdir, zira o kalbinde düşman taşımtız. Ne kadar doğ. ru söylediğimi ise tecrübe gösterecek.- tiT n B. Titülesko bundan ra'ya yaptığı ziyareti demiştir ki: “İnsanların, kendilerini yarı ilâhlar derecesine çıkaran otorite olmadıkça bu kadar ezici ödevleri gerekince yapa» mıyacakları kanaatinde — bulunan Ata- i hiç bir vakit kendi ikamet yeri Türkiye cümhuriyeti bakanların di başkanlığı altında toplanma yeri karak, Ankaranın en Çankayayı seçmeğe — karar verdi. Ben hiç bir zaman Olimp ilâhlarının davet- lisi olmadım, fakat buna karşı Çanka- ya ilâhının davetlisi oldum ve oradan götürdüğüm unutulmaz — hatıraları bü- tün bayatımca muhafaza edeceğim, Türk bakanlar meclisi bir alledir. Onu bir tek kanun idare eder; Karşi. bıklı sevgi. Orada bir tek usul tatbik edilir: sadelik. bir meçhuldür : intrika, B. Titülesko, Türkiye elçisine hitab ederek demiştir ki: “— Sir ki türk kabinesinde üye idi- niz, dediğimi tamamean anlıyorsunuz. Atattirk, ulusun babası diye çağ- rılmak İstemekle yaşıyan bir rezliteyi bir kelimede hulasa etmiştir. Türkiyenin ve onun müttefik ve dostlarının bu şenlik gününde, bir dev- letin kuvveti her şeyden önce sryasal adamlarının seciyesinde mündemic ol- duğunu lebat eden bu tabloyu hatırla- maklığıma lüfen müssaade buyurunuz. Ülkeniz için samimi onun sıyasal damarlar sonra Anka- hatırlatmış ve aldatmı. yüksek tepesini, Şey öona - tamamen bir sevgi ve derin bir hürmetle kadehimi — Atatürk'ün ve e- met İnönü şahsiyetlerine ileTevfik Rüştü —Aras'ın kaldırıyor ulusunun refahmna içiyorum.,, Türkiye orta elçisi B. Subhi Tanrı- över, B. Titülesko'nun nutkuna cevab vererek her şeyden Önce, 35 yıl içinde ve asil türk beş savaşın dehşetlerini görmüş olan Türkiyenin mazisini hatırlatmış ve mü, tcakiben istiklal savaşı devresinden, türk devriminden ve bütün mıntakaları SAYIFA &5- temsil eden saylavları Ankara'da - top- hıyarak yeni türk devletinin twmelini atan ulusal meclisin 23 nisan 1920 cek sesinden bahsetmigtir. B. Tanriöver bundan sonna Atatür, k'ü tavsif ederek ulusun yolu üÜzerinde yüzyıllarca yığılan ve onu daha iyi bir gelecekte yükselmekten meneden sor « Yuklara ve yabancı imtiyaslara karyı aç« mağa mecbur olduğu amansırz savaş: ha, tırlatmıştır. Etrafında famet İnönü ve “Tevfik Rüştü Aras gibi dostlarının sonsur seve gi hissiyatı olan Atattirk tam bir boz « gunluğu bütün istikamet ve bütün alan. larda kazanılmış tam bir muvaffakiyete tahvil etmeği bilmiştir. İşte onun eseri budur.,, B. Subhi 'Teanrıiöver yeni Türkiyenin rejimilinden bahsederek demiştir ki * Bütün gayretlerin, türk ulusunun vüzıh bir garette takarrür ettirilmiş sı- nırlar içinde yükselmesine hasredilme- si, yakm ve uzak komşularla — bütün Jak meselelerin hatli, içerde düzen ve güven ve bütün devletlerle dostlük tesisi, işte yeni rejimin Bu o kadar açık ve re tadır ki, emin bir el ve yorulmak bil- mez bir gayretle Türkiyenin gizin ateşin teşebbüsleriniz sonucu olarak burada mazhar değerli dostluğu muazzam bir tezahür Buna karşı meslek- İnönü'nün ve ü Aras'ın pek derin bir su« sevkedildiği için olduğu haline çıkarmıştır. daşlarınız olan İsmet Tevfik R Tettt mütehassis olacaklarına emin ola- bilirsiniz. Önderimiz ve eseri onun erli çalışma arkadaşi ha , takdir ve hayraniık ica ve d sevgi, bağlı 21 teşkil eden sözlerinden dolayı zatı- devletlerine nasıl teşekkür edebilirim. Müdalaa ettiğiniz kimselere ve davala- Ta dostluk ve müzaheretinizi vermek mevzuubahs olunca nelere muktedir. ol- duğünuzu berkes bilir. Bu dostluk daima faal, daima hazırlıklı, daâima u- yanık ve en cömert kuvvet ve hamlele- riyle, dalma zengindir Kadehimi Haşmetli Kıral ikinci Ka- rol Hazretlerinn, Zatıdevletlerinin ve bugün etrafınızda müşterek ülküye ma- lik büyük bir aile halinde toplanmış o- lan bütün dost ülkeler mürnessillerinin sıhhatine kaldırmaklığıma müsaadeni - zi rica ederim... BğE ika: 16 YLUŞş un romanı Ti"L sğn.Mî'chele’nin kitabı Yazan; Aksel MUNT Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR dar azaltmak için gidip onları görmeyi âdet edinmiştim. Fakat bu bana öyle acıklı gel - meğe başladı ki Pastör enstitüsüne gidip Kelmekten birkaç vakit vazgeçtim. Bununla beraber, yapılmakta olan işin en doğru iş ol- düğundan hiç şüphe etmedim. Muvaffaki - Yetsizlikle sonuclanan birçok - tecrübelerde bulundum. Yeni tedavi usulünün keşfinden Önce ve sonra birçok hastaların öldüklerini gördüm. y Pastör, yalnız çok bilgisiz ve pek iyi ni - Yetler sahibi köpek dostlarının her çeşidin- te değil ,meslekdaşlarının çoğunca da hücu- Ma uğradı. Hatta serorn'u ile hastalarından bazılarını öldürmüş olmak töhmeti altında a bırakıldı. Kendisine gelince: muvaffaki- Yetsizliklerden usanmaksızın, tuttuğu YO'ğ' Yürüyüp gidiyordu. Onu o günlerde görmüş Olanlar pek iyi bilirler ki kendisi de köpek dostu olan Pastör, onlara işkence etmekle De kadar mustaripti. O, çok temiz yürekli bir adamdı. Bir kuşa tüfek atmak cesaretini kendinde görmediğini bir ağzından i - “ta, Tğhor: AAA? kyimaklesin cektik » * leri acıyı azaltmak için elden ne gelirse ya- pıldr; hattâ Vilnövletandaki köpek ahırının bekçisi olan Permiye adında eski bir )ındır: ma, köpekleri çok sever tanındığı içindir. ki Pastör tarafından bu işin başına getirilmiş - ti. Bu ahırda seromlarımış altmış kadar kö- pek vardı ki bunlar, eski Rolen lisesinin ahı- rında kıpılı;mdumlm kıı:;-ıl;::pke:: - re, ara sıra götürülüp ısırtı - dan kuduz salyaları sızan bu köpekleri kul- lanmak tehlikeli bir işti. Bununla uğraşan- ların gösterdikleri cenm: kaç kere, şa: nkııynitiınPuwrdehıçıahnu_t_h._B_v gün, doğrudan doğruya bir kuduz. köpeğin ağzandan salya nümmunesi almağa kalkıştığı - nı gördüm. Bu köpek, ellerine kösele eldivenler takmış iki yardımcının zorla tuttukları kudurmuş bir buldoktu ki Pastör bunun du- dakları arasından, bir tüb'le öldürücü salya- yı almak istiyordu. Bu köpeklerin çoğu Paris sokaklarından polisçe toplanmış gezici köpeklerdi. Fakat bunlardan bazıları da iyi günler görmüşe benziyorlardı. İnsan dehasının hastalığa ve jme karşı açmış olduğu savaşım bilinip ta- nmmamış neferleri olan bu mutsuz köpek - ler orada, acıların en kötüsünü çekerek, olıuP gidiyorlardı. Sonra, biraz ötede, Bağatel' - de, Sir Rişard Vallas'ın kurmuş olduğu şık köpek mezarlıfında, yüzlerce finp ve salon köpekleri yatıyordu; her birinin kabri üzeri- ne dikili mermer haçlara, seven ellerle ya- zılmış kitabeler, onların rahatça geçmiş fay- dasız ömürlerinin binbir hatırasını anlatıyor- du. Bir gün, geç vakit, tanınmış hayvan res - samlarından bir norveçli, korkunç bir telâşın sarsıntıları içinde, koşa koşa, bana geldi. Bir yıl önceki resim salonunda, sahibi tarafından yapılıp asılmış olan resminden tanıdığım vahşi görünüşlü, fakat o vakte kadar bu vah- şiliğini hiç ortaya vurmamış olan kocaman buldoğu tarafından, elinden ısırılmıştı. He- men arabaya binip Tern caddesindeki atel- yesine gittik. Köpek yatak odasında kapalı idi ve ressam da onu, derhal öldürmemi is - tiyordu. Bu işi bizzat yapmak cesaretini ken- dinde bulamadığını söylüyordu. Köpek oda- da sağa sola koşuyor, boğuk boğuk homur - gdanarak yatağın altına saklanıyordu. Oda Öyle karanlıktı ki anahtarı cebime atıp sa - bahı beklemeğe karar verdim. Yarasım te - mizledikten sonra norveçliye bir uyuşturucu ilâç verdim. Ertesi gün, köpeği iyice muaye- ne ettikten sonra, öldürmeği başka güne bı- raktım; çünkü görünüşe rağmen kuduzlu - ğundan emin değildim. Kuduz başlangıcında teşhis yanlışları pek sıktır.. Bu korkulu has- talığa adını vermiş olan - sudan korkma «« idrofobi » klâsik stâz, yanıltınaz bir belce değildir. Kuduz köpek mutlaka sudan kork- — maz, Kulübelerine koyduğum su ile dolu; kapları, biraz sonra, boşaltan kaç tanesini gördüm! Sudan korkma belgesinin ancak — kuduza yakalanmış adamlar için bir değeri vardır. İdrofobi yüzünden öldürülmüş kö - peklerden bir çoğunun ve belki de yarıdan çoğunun, daha tehlikesiz hastalıkları vardır. Ancak, ısıran köpek öldükten sonra yapıla - cak bir muayene ile bunun isbat edilebilece- ği ileri sürülse bile ısırılan adamı böyle bir — şeye inandırmak çok güçtür. Çünkü bu a - mansız hastalığın korkusu geçmez ve “ku - durmak düşüncesi,, hastalığın kendisi kadar tehlikelidir. En iyisi şüpheli köpeği bir yere kapayıp yiyecek ve içecek vermektir. Eğer on gün sonra ölmemiş olursa, muhakkak ki, | kuduzü yoktur. ÂN Ertesi sabah, yarı açık kapıdan köpeği tetkik ederken kanlı gözlerile gözlerimin i- çine pek dostça bakarak kuyruğunu salladı - ğınr gördüm. Fakat okşamak için elimi uza- tınca homurdanarak — gitti,* yatağın al saklandı. Ne yapacağımı bilemiyordum! Ş nunla beraber, sahibine onun kudunmuş ol duğunu ummamakta bulunduğumu ıiğylı_-i 4 dim, Beni dinlemek bile istemiyerek köpeği hemen öldürmemi diledi. Buna boyun eğriş yerek bir gün daha bekliyeceğimi kendisine anlattım. 2 (Sonu var) ©