1 senesi & i günü çıkarıldı ve Şinasi Otuz senc sonra gene i Etkâr,, ismile 1861 se n başları tarafındı haftal rkiye'de yabancı mevcuddu. bunlarla Ülllerte bosılmiş gazetele Falia A türk gazeteciliği berabe, paşlar, Şu halde Türkiye gaze- Heciliği ilk yüz senesini birkaç sene #vel bitirmiş, ikinci ve en faydalı yüz #enesinin de başında bulunmaktadır. IB3) senesinden 1881 e kadar olan Yarım yüz sene içinde yurdumuzda 96 Bündelik ve haftalık gazete ile 39 da Meemuâ çıkarılmıştır. Bu tarihten ve bilhassa 1888 tarihin den 1008 inkılabına kadar gazetelerin tesiriyle azal- meslek ha- devamlı ö- Sayısı istibdat idaresi: rek daha teler yerleşmiştir. 1908 senesi ve bunu takib e- ki sene zarfında da herkes ga- yaşlamış ve nihayet bu tecrübe devresini ssa cümhuriyet ida temelleş- irerek bi ve türk harflerin hden sonra müspet ve tab nu tüutmuştur. uzda çıkan gazeteleri tesbit etmenin okü- tatmin Bugün yurdı fmümi bir b uğraşarak bütün ge- mızın — yekünunu Hemen söylemeliyiz ki, bu vasiyeti tesbit edebilmek hayli güç olmuştur ve buna mev- n Çç 10 ğmen biraz eksikliği de Cüttur. Ancak bu eksik katiyen karı değildir ve mübim bir keyfi- #ddedilemez Bütün gazele ve mecmuaların umumi yekünu dilde çıkan 219 gazete ve 1 38 1 gündelik, 73 ü günde- an gazete, 108 i de mecmua- Gündelik gazeteler gazete ve mecınuaların muhtelif dan tevziatını yapmadan evti, cn enteresanları olan gü eler hi malümat ver- Meği faydalı buluruz. Yurdda çıkan 38 gündelik gazeteden türkçe Milliyet, Cümhuriyet, Za Kurun, Akşam, Haber, Son Posta, âl- Manca “Türkische Post, fransızca Bey- Oğlu, La Turgele, La Repobligue, Le Journal d'Orient, İstanbul, Ermenice Ârevlik, Jamanak, kında Aztarar, No , Tumca Dimokratia, Apoyev Matini, Ta Neotera, gazeteleri İstanbul'da, Türkçe Yeni Asır, Anadolu, Halkın Sesi, Ulusal Birlik, ve fransızca Le vant gazeteleri İzmir'de, Türkçe Resmi gazete ile “Ulus,, An- i Adana güzetele- Meslek tetkikl — Gazeteciliğimiz Yurdumuzda çıkan en küçük gazet Kil Türk Dili ve Sav gazeteleri Balı- kesir'de, Yeni Mersin ve Ege #in'de, Mi Babalık ve Yeni Ses g. ya'da, E Ünal gazetesi Molatya'da, Aydın gazetesi Aydın'da, Kilis gazetesi de Kilis'te çıkmakta- dırlar. SA Demek ki, Türkiye'de mevcud günde- gazetelerin 20 si İstanbul'da, $ şi 2 şer tanesi Ankara, Adana, nya'da, ve birer y n ve Kilis şe- gazeteleri Mer- azeteleri Kon- tanesi de Malatya, Ayd hirlerinde çıkmaktadır. 'Tek başına, İstan! gün kiye'nin -diğer bütün şe- indelik gazeteler y nunun yarısından fazla bulunmaktadır. i ibariyle tas- elik gazeteleri dil İti S;îıdemî; 24 ünün türkçe, 6 sının sızca, 4 ünün ermenice, —J Ünün in de almanca olduğu- bu rakamlar da bize a- çıkan gündelik ga- i gündelik fran rumca, ve bi nu görürüz ki, çıkça türk d yede şimdiye kadar hangi ga kimler ve ne için çıkarmış ve çıkarm aktadırlar? rete ve mecmı lllıîll’l ; Erzurum gezetesi (8 yıldanBeri ödevini yapmaktadır. Öteki iki gazete da € çıkan Kilis ve Ma bancı dillerle çıkanlara na- sbetinin Üçte iki olduğunu gös- zete zaran terir. Gündelik gazeteler arasında sabahçı- r bir ekseriyettedir; çünkü, bu en İstanbul'da çıkan Akşam 'e Son Posta ve fransızca Beyoğ- lu gazeteleriyle, İzmir'de çıkan Ulusal Birlik gazetesi, yani yalnız 4 tanesi ak- şamcıdır. Gündelik gazetelerin kıtaca en kü- çükleri Kilis ile Ünal'dır. Kilis, 31 san. tim boy, 20 santim eninde iki yaprak. tan ve Ünal da 41 santim boy, 28 tim eninde bir tek yapraktan ibarettir- ler, ı Gündelik olmıyan gazeteler Gündelik olmıyan 73 gazetenin isim- leri ve çıktığı şehirler şöyledir; Türkçe Karagöz, Köroğlu ve Türk Çocuk Gazetesi ile fransızca La Bourse ve italyanca İl Messaggero Degli İtali- ani adlı gazeteler İstanbul'da, Kardeş, Bursa, Yeni Fikir, ve Hakkın Sesi, ga zeteleri Bursa'da, Türkçe Yurd, Adli- tya'da çıkan Ünaldır. ye Ceride: tankaya, ve fransızca "An- kara,, gazeteleri Ankara'da, İkbal, Ye- ni Yol ve Halk gazeteleri Trabzon'da; Çağ ve Zaman Konya'da; Güzel Ordu ve Gür Ses Ordu'da; Erzurum ve Var. lık Erzurum'da; Sivas ve Kızılırmak Sıvas'ta, Gazianteb ve Halk Dili Gazl- anteb'de; Edirne Postası ve Millt ga- zete Edirne'de; Samsun ve Ahali Sam- sun'da; Çankır; ve Duygu Çankırı'da; Fırat Malatya, Yeşil Amasya Amasya'- da; Turan Elaziz'de; Sakarya Eskişe- hir'de; Gümüşeli Gümüşhane'de; Türk Yolu İzmidde; Yeşil Yurt Kırklarelin- de; Öz dilek Lüleburgaz'da; Ulus Se- si Mardin'de, Halk Muğla'da; Çorüh Rize'de; Yeşil Giresun Giresun'da; Di- lek Tosyada; Işık İzmir'de; Ticaret ga- zetesi Adana'da; Duyum Afyon'da çık. makta ve Balrkesir, Kars, Kastamonu, Antalya, Aydın, Ayvalık, Bafra, Bartın, Botu, Çanakkale, Çorum, Denizli, Di- yarbekir, Kütahya, Kayseri, Maraş, Niğ- de, Sinob, Tekirdağ, ve Yozgad şehire lerinde de kendi adlarında birer gazete İntişar etmektedir. Mecmualar Meccmualara gelin n yurdda 108 Çocuk Sesi Mektepli, Spor Haftası, Ormanı ve Av, Büyük Gazete, Fotoğraf habere leri, Yeni Adam, Fikir Harcketleri, Mux allim Sesi, Sinema ve Tiyatro, BSınıf, muallimi, Darülbedayi, Mimar, Geçit, Yeni Türk, Mülkiye, Foto, Evrensel Ay, Pul, Baro, Yaşamak Yolu, Beledi. ye; Öz Dilimize Doğru, İstanbul Seris, riyatı, Tedavi Notlarr, Farmakolog, Diş Tabibleri, Ticaret Odası, Hamle, Mile zik ve sanat haberleri, — Azerbaycan, Yurd Bilgisi, Yolların Sesi, İktissd ve Ticaret, Turing ve Otomobil Kulübü, 'Tüberküloz, Aakeri T»bbi, Baytari, Tee davi Seririyatı, Etribba Odası, Ameli E Tektrik, Tedavi Ser, ve Laboratuvarı, Bilgi, İçki Düşmanı, Edebiyat Esnaf, Baytart Mecmua, adlı 55 gile, Belçika 'Ticaret Odasın L'conomiste d'Örlen L'lilastraslon de la Türgüle, Les A nales de Turgüle, adlı 4 fransızca; İn« giltere Ticaret Odatı adında bir Ingilizı « Ortodoksiya adIr bir rumca; ve La Boz 'Orient adlı bir yahudice ki, cee man 62 si İstanbul'da, Türkçe Ankara sinemaları, Havactı lik ve Spor, Varlık, Gürbüz Türk Ço- cuğu, Ziraat gazetesi (Mezunlar Mece muası), Dönüm, Ülkü, — Hilallahmer, Ankara Kliniği, Tavukçuluk, Nafıa Ves kâleti, Ayım Tarihi, Demiryolları, Çıs ğır, Karmca, Kimyager, Sihhiye, At, Kadro, Türk Diti (Cemiyetin), İktis sad ve Tasarruf, adlı 22 si ve La Tur« güle Kömaliste, adlı bir fransızca (i beraber 23 ü Ankara'da, Gene Türkçe, Fikirler, Ege Işıldas K, Fen ve Sanat, Kültür, Ticaret Oda«s #r mecınuası, İzmir'de; Selçuk, ve Anas dolu Kliniği Konya'da; Lise ve Taşpt nar Adana'da; Kaynak Balıkesir'deş Çocuk Bakımı Mersin'de; Ün, İsparta« da; Alpullu, Alpullu'da; Anafartalar, Çanakkalc'de, Yeni doğuş, Manisa'da; Akpınar, Niğde'de; ve Yeni Tokad, Tos kad'da çıkmaktadırlar. İstanbul ve Ankara neşriyatının ' yurd neşriyatiyle bir mukayesesi Umumi bir mukayese yaparsak, ga. zete ve mecemua olarak — yurdda çıkan matbuaların yekünu 219 olduğuna ve bu yeküindan 87 &i İstanbul'da çıktığıng göre, bu yekündan bütün Türkiye'de çış kanların Üçte birinden pek fazla bir miktarının İstanbul'da çıktığı görül. mektedir. Halbuki, Ankara'da çıkanla. rın yekünu 29 olduğuna göre, bu tesbit umumi yeküna nazaran onda birden a. cızık fazladır Gazele ve mecmualar nelerden bahsederler Münhasıran meşgul oldukları bal ler itibariyle bir tasnif yapılınca; İsi tanbul'daki gazetelerin yirmi ikisi siş yast, biri çocuk, Üçü mizah biri iktısad ve ticaret, Ankara'dakilerin altısı siya« si ve diğer vilayetlerdekilerin de yete miş sekizi siyast, biri çocuk, biri de ticaret gazetesidir. Yani, yurdda mevcud gündelik olan Tefrika: 3 —— San Michele'nin kitabı Yazan: Aksel MUNT. Nasuhi BAYDAR Türkçeye çeviren: Yalnız, köy mektebinin ayrı aralık ..p“mdzn Don Natale'nin uykulu ve be_ ahenkli, davudi sesi, etrafın ısşıülzf İçinde; “İo mi ammazzo, tü ti ammazzi, GŞ" Bi ammazza,...,, (1) dedikçe hocalarınm aya- & dibine bağdaş kurmuş, çıplak bacaklı, on iki kadar çocuk da bunları onunla be- Taber, hep bir ağızdan, tekrarlıyorlardı. Dar sokağın aşağı tarafında uzun boylu, ğeniş omuzlu, haşmetli bir kadın ayakta dü- Yordu. Bu, eli ile dostça işağ;tl" îf:;â'f Nİ içeri girmeğe çağıran narel e O_mm nî gidcîckkç;î neden güzq Marge- Hita'ya gitmiştim? Demek ki onun “caceltir Yallo'sunun,, (2) cn eyi peynir olduğunu bik 1Yordum? Şaraba gelince: Don Dionizo'. tunki yanında papasın şarabınm adı anılmı 'aAcağını kim bilmezdi? Kuvvetli omuzları- h azımsar gibi silkerek ilave ediyordu: x— Teceksin, o kendini öldüreceke —— | ğ (2) Keçi südünden yapılmış bir çeşid Peyhİk sen kendini & “Altro che ile wino del parocco!,, () ionizo'nun bir surahi şarabı karşı- sın?goııçxîi)ğim vakit Annarella'nın belki h_al;- sız olmadığını düşiinm:ğs başla_z_lıîı. Am.î K, son sözümü söylemeden önce, bütün surahi- yi boşaltmağı doğru buldum. Hi E Hele, Axmarella'nış kızı, yeni bir ıurıalıı- den, güzel gülümseyişiyle, bir lgırda_k dol f!“' runca düşüncem büsbütün katileşti: l.-îx_ef, Don Dionizo'nun bey:x_şargbı daha e_vı'ıqı. Onda su haline gelmiş bir güneş huzmesinin rengi, kevser'in tadı vardı; _boş Paf,dıgımx dolduran Giokonda ise genc bir Hcğc ye (4) benziyordu. Annarella guletek:l Papasın şarabı kaç para eder!,, diyordu, '.A un vino miracoloso!,, (5) gerçekten mucizeli bir şa- rabtı bu; çünkü, ana ile kıı_m kılıkal_ıılan a- rasında, baş döndürücü bir h_ıılg, _ııalyancı konuşmağa başladım. Don Dıor_nıo ya karşı pek mültefit olduğumu duymağa başlamış- tım; adını seviyordum, şarabından hoşlanı- yordum ; onunla tanışmakla memnun olaı;_ak- tım, Bundan da kolay bir şey olmışdı, çuı:ı kü bu akşam “Figlie di Maria,, kilisesinde varz edecekti, Annarella: “O, çok okumuş adamdır,, de- (3) Papasın şarabının iyrapta yeri mi yardır? (4) Mitoloji'de tanrılara kevser dağrtan genclik ilâhesi, (5) Bu mucizeli bir şarabtır. ) velilerin adırı ezbere biliyordu, hattâ Roma'ya gide- rek papanın elini öpmüştü. Annarella Ro- ma'ya gitmiş miydi? « hayır - Napoli'ye? « hayır. - Yalnız bir defa, evlendiği gün, Kap- Ti'ye gitmişti. Ciyokonda'ya gelince: o he- nüz hiç gitmemişti. Orası bir takım münase- betsiz adamlarla dolu idi... Addio Annarella! addio Cioconda!,, Arrivederla, presto ritorno, Sant - Anto- nio vi benedica! La Madonna vi accom- pagnil,, (6) İhtiyar Mastro Vincenzo, yeni çubukları- nı dikeceği tatir kokulu toprağı derince ka- zarak hâlâ bağında çalışıyordu. Vakit vakit, topraktan çekip çıkardığı renkli bir mermeri veya kırmızı bir somakiyi fırlatıp duvann öbür yanma atıyor ve ilave ediyordu: “Tim. berio'dan kalma şeyler,,. Kızıl granitten bir direğin üzerine; yeni dostumun yanma oture dum, “Era molto duro,, , kırılması çok güç, diyordu. Ayağımın ucunda bir tavuk, eşele- nerek kurd ararken bir eski parayı meydana çıkardı. Parayı aldım ve bakar bakmaz, OÖgüst'ün asıl başını tanıdım: “Divus Augus- tus Pater,,. Mastro Vintenzo bunun beş para etme- (6) Tekrar görüşürüz, yakında gene buraya dö- nersiniz, Sant - Antonyo sizi tdkdis etsin, Meryem size refakat etsin! diğini söyledi. Bu anı Vincenzo bahçeyi kendi çizmiş, her üzi kütüğünü, her incir ağacını oraya kendi eliyı le dikmişti. Kocaman, nasırlı ellerini göstee, rerek: “Ağır iş,, diyordu, çünkü toprağın hest yanı “Timberio'dan kalma şeyler,, le dolu — idi: direkler, direk başlıkları, heykel parç; ları... ve üzüm kütüklerini yerlerine dikebil. mek için bütün bunları çıkârıp atması gereke mişti.., Direkleri ikiye bölerek bahçesind merdiven yapmış, evini kurmak için mere merlerden çoğunu kullanabilmiş, geri kalan; larr da uçurumdan — aşağıya atmıştı. Âsıil mutluluğu, evinin tam altında, rastgele bii mahzen bulmuş olmasında idi. Bu mahzı nin, şeftali ağacının altındaki şu parçadaki lere benziyen, baştan başa resimlerle örtülü, kırmızı duvarları vardı, Resiniler, ellerin: çiçekler ve üzüm salkımları olan çırılçıplı birçok hıristiyanları gösteriyordu. “Tütti spogliatti, ballando come dei &... (7). Bu resimleri kazımak ve üzerle ni de çimentolamak için günlerce uğraşı lâzım gelmişti. Bununla beraber, bu gene fif bir işti. Mastro Vincenzo, kurnazca gülümseyişle ilave ediyordu: “Ya, yeni sarnıç kazmağa mecbur olsaydım!,, (Sonu var) (7) Çırçıplak çılgınlar gibi rakseden,