Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ile kapan- SAYIFA 4 ü " - ULUS B UKSAT dE25 T z ——— ——— —— — - — — — — — z gi maktadır. 1934 yılı bütçede 2,8 milyar Garbta fikir rüblelik bir varidat fazlası mıştir, hareketleri Yabancı gazetelerde okuduklarımız Darvinizmin ıslaha muhtaç ta - ğ: yafları hakkında bir ingiliz âli- 4minin söyledikleri — Belçika'da mühim bir ökonomik tedbir Büyük ingiliz &limi S. A, Fleming'in #Daily Telegraph,, gazetesinde çıkan Wikkate değer bir yazısından:ı Bugünkü ilim, Darwin'in “tabil 18. Hıfa,, hakkında bundan 75 sene evel or« : attığı nazariyenin değerini hayli ürmüştür. İnsanın hayvanlardan ve assa maymundan geldiği İddiası halde daha kritik bir tarzda tetkika Mmuhtaçtır. Meselâ, insanın, hayvani menşeİn« (Gden bugünkü şeklini bulmak için ge. girdiği tekâmül safhalarının yarım ve. ya bir milyon sene sürdüğü iddiası, ghemmiyet ve şümulü itibarile eyice ta» Barlanmış gibi görünmüyor. Arzımızın bugünkü nüfusu 2 mil« dan, yani bir milyar çiftten ibaret JBlduğu muhakkaktır. Bu yeküânun 1914 te 1,900,000,000 ve 1845 te 1,009,000,000 tahmin edildiği de malâümdur. Milad- Şan beri insan adedinin bir mislinen fazla artmış olduğuna dair elimizde 'çok vesika vardır. Bu bahislerde bü- bir ihtısas sahibi olan S. C. Knibbs, r tek çiftin ürenleri — senede yüzde nisbetinde üremek şartile — 1,900 Bene içinde 1,900,000,000 u bulacağını “İebat etmiştir. Muhakkaktır ki tarihi Hevirlerde insan nüfusu 75 ilâ 400 se- Belik bir devre içinde adedini bir mis- _A - Büne iblağ eden bir seyirde artmıştır. y Ş* Binaenaleyh beşer cinsi 100.000 1& ),000,000 sene İçinnd bu seyirde çoğal. fıığmx farzedereek bugün karşısında bulunduğumuz yekünun 2 milyarr geç- gediğine göre yeryüzünün, bir tek çift- Ken hasıl olan insan adedinin en ufak bir kısmını bile taşrmadığını kolaylık- Ja isbat ederiz. Binaenaleyh anlaşılı- yor ki insan cinsi bundan bir milyon sene evel doğduğu muhakkak olsaydı |Rdedinin artma seyri bugünkü hadden kha çok aşağı olması lâzım geliri. Bundan çıkartılacak sonuclardan biri de eskiden, ölüm nisbetinin doğum nisbetine yaklaştığıdır. İnsan ve yahut ğ în-iman cinsi tarihten evelki devir. rdi e adedini ancak birkaç bin senede krıtrdıysa şöyle bir sual karşısında bu. hununuz; Bu şartlar, Darvin'in iler sgür- Hüğü “tabil ıstıfa,, imkânlarını fevkal- Gde tahdid etmiş olmaz mı? Darwin'in nazariyesine göre her« Z hangi bir canlı uzviyetin höcrelerinde W küçük küçük değişiklikler husule gelir 'vye muhitlerine en eyi intıbak etmiş o- lan uzviyetler daha az intibak etmiş o. lanlara nisbetle yaşamakta devam ede- bilirler ve bu değişiklikleri doğurduk « Jarı üzviyetlere naklederler , Halbuki doğurmak için bülüğa er- mek lazımdır. ki bu, ölüm nisbetinin doğum nisbetine yaklaştığı bir devirde yetişen nesillere bazı uzvi hususiyetle- tin nakli imkânını büsbütün kaldırır. İnsan cinsinin çoğalması ve bunun aıkların tabit ıstıfa yoliyle tekâmülüne — Tojistler tarafından layık olduğu gibi ; tetkik edilmemiştir zannındayım, Antropoloji ilminden kâfi surette " İsbat edilmemiş birçok nazariyelerin çı- - karılması ve ilmen sabit olmuş vakıa. B — bif ilimler müzesini gezmek kâfidir. |: | Jardan başka hiç bir nazariyeyi kabul etmemek zamanı geldiğine birçok kim- seler kani bulunmaktadır. Modern an. #tropolojinin esasları ne kadar az ciddi Oolduğunu eyice anlamak için Londra ta- Orada (Java insanı), (Hidelberg - — Bnsanı) ve (Piltdown insanı) denilen — İskelet parçalarına, daha sonra muhte- Y 4 ğ Ö Jif tarihten evelki devirlere ait insan- -—Tarın güya resimleri olan balmumundan lıeykellete tesadüf edeceksiniz ki bun- teşkil ettiği mani meseleleri antropo- ten alkışlar ve bravo sesleriyle halk bu anları yakalamasını ve takdir etmesini ş £ YY — tesir yapmıyor mu? Ve acaba bu fiatlar Yaşar Nabi NAYIR Not; Temsiller fazla kalabalık olmr- yor, bunda havaların bozuk gitmesinin ve Halkeviniri Sapa yerae 'bulunmasınım tesiri vardır. Fakat acaba bilet fiatları- nın biraz yüksek olmast da bu hüsusta daha indirilse salonu daha dol İtalyan - Habeş anlaşamazlığı Tan gazetesinin 13 şubat tarihli baş- yazısından çevrilmiştir: Bay Piyer Laval'in sayesinde son Cenevre toplantısından uzaklaştırılmış olan italyan » habeş anlaşamazlığı sınır« da Habeşistanla italyan Somali'si ara- sında vukua gelen hâdiseler yüzünden tekrar alevlendi. 29 sonkânun günü, ha- beş askerlerinden bir grup Valval'ın ce nubunda Afdub'daki italyan karakolu- na saldırdı ve her iki taraf da zayiat verdiler, İtalyanların tarafında yerli as- kerlerden beş ölü altı yaralı vardı. Ro- ma'da çıkarılan birlik Adisababa'daki Aâtalyan elçisinin bu yeni hâdiseden do- layı Habeşistan hükümeti nezdinde şid- detle protesto etmek için talimat almış olduğunu bildiriyordu. İngiliz kaynak- larından temin edildiğine göre Habeşis- tan hükümeti, İtalya mümessilinin pro- testolarına verdiği cevabta — Afdub'da vukua gelen hâdiseye İtalya kuvvetleri- nin sebebiyet vermiş — olduklarını ve, bundan başka, mevzuubahs mıntakanın Habeşistan'a aid olduğunu ve on sene- denberi orada mühim bir habeş askeri merkezi mevcud bulunduğunu iddia et- miştir. Görülüyor ki aynı neticeleri doğu- ran hep aynı illetlerdir. Sınırın fena tahdid edilmiş olduğu — ve hakikatte müstakil olan göçebe kabiylelerin do- lar, yeryüzünde yaşamış muhtelif ırk. ları temsil ettikleri zannını verir. Hal. buki bu Çtaklidler) de ilimden ziyade muhayyelenin hakim ve âmil olduğu herkesçe malüm bulunmakla birçok ta- bif ilimler mütehassısları maziyi bu “gayri ciddi,, şekilde tetkik etmek usu- lünü şiddetle tenkid etmişlerdir. Hulasa insanın (yüksek) bir hay- van oluğunu, uzviyet itibarile onunla müşterek olduğunu ve hattâ zekâsı bi- le hayvan zekâsından birkaç derece iti. barile farklı olduğunu bugünkü antro. poloji henüz isbat edememiştir. Teşğ Paris'te çıkan “Bulletin Çuotidien,, Belçika hükümetinin istihsal ve dağıt- ima işlerini nizam altına almak husu- sundaki kararı hakkında şu malümatı veriyor; Belçika hükümetinin aldığı karar- dan maksadı aynı sanayi müesseseleri arasında buhranın zarüri kıldığı iş bir- liğini temin etmektir. Buhran, uluslararası ticaretin şart. larını değiştirdi, Uluslararası anlaşma. ların yerine getirilmesi için zümreler arasında anlaşmalar vücude gelmesi la- zımdır. Hükümetler, döviz ve koönten- jan miktarlarını ve ithal müsaadelerini teşkilatlanmış müstahsillerin — istihsal ve satış programlarına göre tayin ve tesbit ediyorlar, Belçika hükümetinin çıkardığı ka- nun, dış ticaret ulusal komitesi tara - fından izhar edilen arzudan ilham al. Miştırt “Komite ister ki muayyen bir sa: nayiin, umumi heyetinin beşte dördü- nü tutan mümessilleri istihsali ve mah- sullerin sürümünü ahdi bir esasa ve fmmenin nefine göre teşkilatlandırmak hususunda mlqtıklan takdirde hükü- met, bu anlaşı da kalanları, ka- rarları tarafeynce ınuta olacak bir ha- kem heyetine çıkarmak yolunda lazım gelen tedbirleri alsın.,, Kanunun “esbabı mucibe,, sinde İşaret edildiği gibi Belçika'da mesleki teşkilât serbesttir. Binaenaleyh her. hangi sanayi erbabından birinin veya bir tacirin hususi bir teşkilata girmesi bahis mevzuu değildir. Fakat, buna mukabil, hükümetin, muayyen bir sanayi veya ticaret şubesine mensub olanların pek büyük bir kısmını temsil edenlerden mürekkeb serbest bir teşekkülün isteği üzerine işleri nizam altına almasına almasına mani yoktur. Hakikatte bahis mevzuu olan, aynı sanayi veya ticaret erbabından olan müstahsillerin umum? heyetine, bun- lardan bazıları arasında yapılan anlaş- mayı kabul ettirmektir. Belçika hükü- metinin kararına göre umuma teşmil edileoek olın. meslekî bir teşekkül ta- disiplin mthık edebılmek huıusunda Jaştıkları mıntakalarda, — hayvancılığa gok müsaid olan bu araziye sahib ol- makta mühim rol oynıyan su başları yüzünden anlaşamazlıklar ortaya çıkar. Farsan'ın şarkından Vardair'e kadar bir sıra kuyuların teşkil ettiği çizgi çok mühimdir. Adisababa'daki Deyli Tele « graf muhabirinin anlattığı gibi bu çiz- giye sahib olan bu mıntakanın da hâ- kimidir. Bu anlaşamazlıkların — menşeindeki mesuliyetleri tesbit etmek çok güçtür, çünkü hem hâdiselerin ne gibi şartlar içinde vukua geldiği ve hem de kâfi derecede tahdid edilmemiş olan bu yer- lerde karşıkarşıya bulunan iki tarafın kati hakları hakkında malümat eksik- tir. Bununla beraber ortada mevcud o- lan bir şey varsa o da Roma ile Adis- ababa arasındaki münasebetlerde gergin- lik günden güne artmaktadır. İngiliz kaynaklarından bildirildiğine göre ha- beşler Vabi « Şebeli ve Tug - Farsan dereleri arkasında modern silahlara ma- lik mühim kuvvetler toplamışlardır. Ö- te yandan, bu her ihtimale karşı elinin altında 25 bin adam bulundurmak ga- yesiyle İtalya hükümeti — Floransa ve Mesina'ya aid olan 19 uncu ve 29 uncu fırkaları seferber etmek için tedbirler almıştır, Bu kısmi seferberlik haberi bunda büyük ölçüde hareketler için bir baş- langıç alâmeti sezen uluslararası mah- fillerde oldukça heyecan uyandırdı, fa- kat şimdiye kadar almış olduğumuz bü- tün haberler İtalya hükümetinin, bu- günkü vaziyette, küçük bir seferber dü- şünmediğini farzettirecek mahiyette- dir, Bir sefer hazırlamak ve hattâ So- mali sınır mıntakasında bir polis hare- keti yapmak değil, habeş sınırlariyle temasta bulunan İtalya karakollarını her türlü hücumlara karşı emniyeti al- tına almak mevzubahs olduğu düşünü- lebilir. a Habeşistan hâdiselerinin pek dikkat- le takip edildiği Londra'da silahlı bir mücadelenin — tasarlanabileceği hatıra getirilmekte ve sorumun herhangi sıya- sal vasıtalarla halledildiğini görmekten emin kesilmemektedir. Malümdur ki birkaç hafta önce Cenevre'de hasıl o- lan anlaşma Roma ve Adisbaba arasın- da doğrudan doğruya müzakerelere gi- rişilmesi için müsaid şartlar yaratmıştı. Valval hâdisesini yakından takib etmiş olan Afdub çarpışmasından sonra bu u- sulü terketmek için hiç bir sebeb yok- tur ve anlaşamazlığın doğrudan doğ- ruya müzakerelerle dostça halledilme- sinin imkânsız olduğu sarahat kesbet- medikçe Uluslar Derneği konseyine bir karar verdirmenin sıyasal bir hata ola- cağı düşünülebilir. Çünkü bu takdir- de konsey pek nazik bir vaziyette kalır- dı. Ancak italyan hükümetiyle habeş | bir çık- | hiğl *i a Hyiz 1 i ar gör maza gırdığı takdırdedir ki başka ça- reler düşünülmelidir. Bütün bu işlet göz önünde tutulurken Habeşistanın is- tiklaline dair olan ve Habeşistanın mevcudiyetini tehdid edecek vahim güçlüklerin ortaya çıkması takdirinde Paris, Londra ve Roma kabinelerinin bu'h görüşüp müzakere ed rini tesbit eden 1906 ingiliz » fransız - italyan muahedesinin mevcudiyeti unu- tulmamalıdır. Adisababadaki ingiliz elçisinin habeş- imparatoruna yeni hâdiselere meydan vermemek üzere karakollarr yakınında- ki habeş krtalarını geri çekmesini tav- siye etmek hususunda talimat almış ol« duğunu bildiriyor. Bakalım, imparator Haile Selasiye, Habeş —hükümetinin kontrolundan kurtulan ve Somali kıyı- larından bir fransız valisiyle maiyeti efradının Donkali'ler tarafından katli- le neticelenen 18 sonkânun vakası ka- bilinden hâdiselere sebebiyet veren - nır mıntakaları kabiylelerine gereken ihtiyat? tedbirleri aldırabilecek midir? Taymis gazetesi şuna işaret ediyor: Normal münasebetlerde bulunduğu bir hükümetin tebaalarının katliama uğra- tılmasının önüne geçemiyen bir hükü- met, tabiiyetinde bulunan insanlara ve sınırlar civarındaki kabiylelere sıkı bir kle- İşte habeş hükümeti için nazik nokta buradadır, çünkü İtalya hükümetinin, gelecek aylar zarfında vaziyetin va- himleşmesi ihtimaline karşılık tedafüt mahiyette bazı tedbirler almış olmasın- dan dolayı İtalya'ya serzeniş edilemez. Her şeye rağmen, esasen henüz ya- rım adadan ayrılmamış olan ve ancak hâdiseler mutlaka icabettirdiği takdir- de kendilerinden istifade edilmek dü- şünülen iki italyan fırkasının seferber edilmesinde bazılarının düşündüğü gi- bi tehlikeli bir vaziyet yoktur. Bu ted- bir normal bir harekettir, İtalya bu ted- biri almakla şimdiye kadar mevcud mu- ahedeler ve anlaşmalar — hükümleriyle hiç bir veçhile tezad halinde olmıyan haklarından dışarı çıkmış değildir. Bu ihtiyatkârlık Roma ve Adisbaba arasın- da müzakereler için kapıyı açık bırak- maktadır ve belki de bu ihtiyatkârlık habeş hükümetini sınır mintakasında faaliyette bulunan disiplinsiz unsurla- ra karşı"daha enerjik hareket etmeye karar verdirecektir, KISA DUYUKLAR Amerika ve Sovyet Rusya'nın bütçeleri Amerikanın 1935 — 1936 yılı bütçe- sinde dört buçuk milyar dolardan fazla bir açık vardır. Varidat 3.992 milyon dolar, masraflar ise 8.520 milyon dolar- dır. Bu paradan 4.582 milyon dolar - mik kalkınmıya ve işsizlere yardım programının tahakkukuna harcanmış- tır, Başlıyan yıl için Sovyet Rusya bü- çesinin varidatı 65,7 milyar rubleyi, masrafları ise 65,2 milyar rubleyi bul- Almanya'da nazi gazeteleri okumak mecburi Alman devlet memurları birliğinin başkanı ulan B. Hermann Nerf, bütün memurlara bir tamim göndererek Nazi gazetelerinden birine, tercihan Fölki- şer Beobahter'e abone dirmiştir. olmalarını bil” Letonya'da yeni bir askeri yasa Letonyada yapılan ve meriyete gi- ren bir kanuna göre, ülkenin bütün kuvvetlerinin en yüksek âmiri cümhur reisidir. Aynı kanuna göre, cümhur Te« isinin yanında bir de ulusal korum meclisi buluacaktır. Kanada'da ökonomik kalkınma Parlamentonun açılış toplantısında başbakan B. Bennett, bir ökonomik ve soysal değişiklikler programı hazırlan" dığını, bu proğram mucibince işsizliğe haddinin tesbiti ve çalışma saatleri miktarıniil tahdidi gibi tedbirler alınacağını bıl- karşı sigorta, en az yevmiye dirmiştir. Hükümet ticareti nizam âle tına almak ve artırımı (tasarrufu) köe rumak için detedbirler mektedir. almağı düşüne İrlanda ile İngilterc arasındaki ticaret andlaşması Hararetli çalışmalardan sonra İr- landa ile İngiltere arasında bir ticaret andlaşması imzalanmış ve bu 1932 de çıkan anlaşmazlığa suüretle son verile miştir. Bundan sonra İrlanda bütün kö', mür siparişlerini İngiltereye verecek, buna karşı İngilterede İrlandanın gön- dereceği hayvanların ithalat kontenja- nını artıracaktır. Bu, İrlanda çiliçile. rinin menfaatlerine uygun ise de İn« giltere İrlanda ile yaptığı ticaret çar“ pışmasında gümrük resmini artrıdığın- dan İrlanda hayvan ihracatçılarına prim vermzğe devam edecektir. Kisve kanunu nizamnamesi gıklı (Başı I, inci sayıfada) 2 — Her din ve mezhebin ru- hanilerini ayırd ettirmek için ka- bul edilen her türlü kisve, alâmet ve işaret ruhani kıyafet addolu - nur. 3 — Mabedler, her din ibade- tine mahsus ve usule muvafık ola- rak teessüs etmiş olan kapalı ma- ballerdir. 4 — Hükümet her din ve mezhebten münasib göreceği yalnız bir ruhaniye mabed ve âyin haricinde dahi kıyafeti. ni taşıyabilmek için verebileceği mu. vakkat müsaadelerle bir müsaade müd- detinin hitamında onun aynı Truhant hakkında yenilenmesi veya başka bir ruhaniye verilmesi hakkındaki muame- leye ait teklifler içeriişler bakanlığın. ca yapılır ve karar Bakanlar Heyetince verilir, $ — İzcilik ve sporculuk gibi top- luluklar ve cemiyet ve kulüb " gibi he. yetlerce bugün kullanılmakta olan ve aşağıdaki şartlara uygun olduğu bu te. şekküllerin altincı maddesine göre ve« recekleri beyannamelerle mahalli hü- kümetlerince anlaşılan kıyafet, alâmet, ve levazım tip olarak kabul edilecek- tir, A — Türk inkılâbına, rejimine ve vahdclme muhalif bir ciheti olmamak, B — Hükümetçe kabul edilmiş res- mi kıyafetlerden ayrı olmak, C€ — Yabancı memleketlerin siyasi, askerlik- ve milis gibi teşekküllerile münasebeti olmamak, 6 — İşbu nizamnamenin neşrinden itibaren 30 gün zarfında beşinci mad. dede yazılr olan izcilik ve sporculuk gibi topluluklar, cemiyet, kulüb gibi heyetler bulundukları mahallerin en büyük mülkiye memuruna kabul ettik. leri kıyafet, alâmet ve levazımı göste- rir bir beyanname verirler. Bu beyan- name ile beraber ya bir nümune ve ya- hut boyalı bir resim verilir. Beyanna- menin verildiği tartihten itibaren bir ay içinde cevab verilmezse beyanname. 'de gösterilen kıyafet, alâmet ve leva. zım kabul edilmiş addolunur. Kıyafet tebdili halinde ııtimılden evel beyıu- tulacak izcilik ve sporculuk - gibi top* luluklar, cemiyet ve kulüb gibi heyet- ler bir kıyafet ve alâmet ve levazim taşımak istedikleri takdirde nizamnak melerile birlikte onları gösteren bir yi aynı mak tevdi edefe bey ler, 7 — Echnebi herhangi bir teşekkül blarının, Türkiye'de ikamet ve seyahatleri hakkındaki kas- nun ve talimatname hükümlerine göre münferid veya toplu olarak kendi kı« yafet, alâmet ve levazımlarile Türkiyee ye muvakkat müddetle ziyaret seya- hatleri yapmaları caizdir. Ancak mahe zurlu görülecek hallerde bu gibi ziya. retlere İçeriişler Bakanlığınca müsaa« de verilmiyebilir ve uzun müddet de- vam edecek ziyaretlerin yapılabilmesi İçeriişler bııkanhğmm müsaadesinte Bağlıdır. hileri inı 8 — Okul ve bıglıı bilgi mücsseses Ş lerine devam edenlerin bir kıyafet, alâ- met ve levazım kullanmalarına lüzüm görüldüğü takdirde tip tayini okul ve müesseselerin merbut bulundukları ba. kanlıkça talimatname yapılır. Bu gibi okul ve müecesseseler için kabul oluna. cak alâmetleri okul ve müesseselerden mezun olanlar da taşıyabilirler. 9 — Hususi müsaade ile gelen ya- bancı memleketler kara, deniz ve hava kuvvetlerine mensub kimselerin resmi üniformalarını nerelerde ve ne zamarl taşıyabilecekleri — Dışarıişler Bakanlı« ğınca hazırlanarak Bakanlar Heyetinca tasdik olunacak bir talimatname ile tes« bit olunacaktır, Bu talimatname çıkıncıya kadat mütad olan usulün tatbikine devam 0« lunur. 10 — Bu nizamnamenin 1,2,3 vt 4 üneü maddelerinin hükümleri 13 ha. ziran 1935 gününden, diğer hükümleri neşrinin ertesi gününden yürümeğe başlar, il — 2596 numaralı kanunun cı maddesine göre tanzim olunmuş V© şürayi devletçe görülmüş olan bu ni zamname hükümlerini Bkzanlar Heyes AT aa AMAD Kerez b el