18 Ocak 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

18 Ocak 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYIFA 4 Loyd Corc anlatıyor Mançesler Gardiyen gazetesinin sı- yesal muhabiri N1 sonkânun tarihli ga. getede şunları yazıyor: K M.Loyd Corç beni kabul ederek — kendi plânları hakkında izahat verdi. — Döğmü ve yahut yanlış olarak Amerika- — da M. Ruüzvelt tarafından yapılan kal- kınma tecrübelerile mukayese olunup “yeni kalkınma tecrübesi, adı verilen Bu plânın tatbikatına on, on beş güne kadar başlanacaktır. Loyd Corç, bana söylendiğine göre, bu plânını memlekete arzetmek — kararı- fr verdiği sırada Üç diplomatın daha — Syrı ayrı birer inkişaf plânı hazırlamak- — a olduklarını öğrenmiş, bunların he. men aynı yolda yürüdüklerini, yalnız — Hade itibarile kendisininkinden farklı olduklarını görmsştür. Bunlar arasında genc Toriler de wardır. Bunlardan bahseden Loyd Corc — Giyor ki: — "” Bunların besledikleri fikirler hak- — kımda bir şeyler biliyorum. Bunlar pek — İleridirler. Bunlara birçok " sahalarda — Müzaharet etmeğe hazırlanmam larmdı. — Bundan başka kendi plânım ve aynı mev- — güüzerinde parlamentoya getirilecek başka plânlara karşı alacağım vaziyet için de hazırlanmak icab ediyordu. Bun. — hbar için hazırlandım. Fakat hazırlana- madığım bir şey vardır ki o da bugün Mnemlekette iki milyondan fazla işsiz — duruüp duruür ve elinde iş olmıyan siyah , — paltolu işçiler ortada dolaşırlarken hü. kümetin ökonomik müşkülatı yenrmheğe — davranmaması ve kendi halinden mem- nun görünmesi karşısında sessiz, sada- — Gizoturüp dürmaktır. B B. Nevil Çemberleyn'in noel müna- — ebetile toplantılarımı tatil eden parla- "—awm son toplantısında bana söy. — lediği şeylere bakın, Ben ona bir nokta- yt unuttuğunu batırlatarak hükümetin — İğgsizlik meselesinde güttüğü — sıyasanın — Beolduğunu sordüum., Bana şu cevabı werdi: ”— Bizim işsizlik aryasamız, bugü- ne kadar yaptıklarımıza devamdan iba, / Gettir., Bu bir felâket manzarasıdır. Bu, menfi bir vaziyettir. ' Çemberleyn “şimdiden sızlanmayı- — Bauz; biraz bekleyin, herkesin gayet yo. dunda gittiğini göreceksiniz.,, Bu cevab Üzerine iş ve faaliyet is- /— Bemenin gerekliğini bir kat daha anla- — dim. Bu hükümet, bu işi göremez ve bu — faaliyeti gösteremezse o zaman parla- | — — dmentonün o İşi görecek bir kabineyi iş — başma çağırması lazımdı. Pr Her halde bu kabinenin, bugünkün- — Gen farklı bir mesuliyet telakkisi taşı. — Ması İcab edecektir, İki türlü hükümet olabilir. Birisi — hiklı erer, iş görür bir hükümet. Birisi — de Micawhber gibi sabır tavsiye eden bir — hükümet. B Nevil Çemberleyn bir Micawber hü- — kkümetini müdafaa ve temsil ediyor. O Küvvetle kanaat getirmişimdir. ki — gyanık bir muhafazakâr kütlesi vardır — ki bugünkü durumdan aslâ memnun de- ğillerdir. — Herhalde bütün ulus, birden iş ve — fealiyet istiyor.. — — Loyd Corc, Bangor nutkuna bu ka- dar yakm bir samanda programınım ve plâninm tafsilatından bahsetmek - iste- — Mmiyordu. Fakat ben, kendisinin banka. İarr ulusallaştırmak fikrinde olup ol- — Mmadığımı sordüm. Şu cevabı verdi: “Seçim dairemde söyliyeceğim nu- — tuklarda bu mescleyi aydmlatacağım. /“Benim bu yoldaki tekliflerim yanlış an- /— Jaşılmıştır. Eğer, memleketteki banka. Jar benim tekliflerimde şikâyet edilir — Bir taraf bulmuşlarsa buna hayret ede- — Löyd Corc'a, kendinin bir fırkası olmaksızın gerek seçim dairesinde, ge- vek ondan sonra tekliflerini nasıl din- /— letip yürütebileceğini sordum. Dedi ki: — “— Bunun hakkında şimdilik kati bir şey söylemek istemem, Bu, biraz da — farkaların tekliflerim karşısında takı. K 1 tavıclara beağlıdır. Fakat ben, ti'flerimin karşısına dikilecek olan tün teklifleri yenmek ve gelecek par- / lamntoda buna taraftar bir. ekseriyet toplamak için lazım gelen bütün ted- birleri alacağım. İ — Eğer bu mesele hakkında bir başka- a dılıııqüi_ıel bir plânı varsa .' Ben mutlaka kendi dediğimi A ÜLE PP ee Papasların kılığı me selesi ve Meletyos Dini kıliğin mabedler dışında giyik mesini meneden kanunun Elen matbu- atında uzun münakaşalara mevzu teşkıl ettiği malümdur. Bu arada Atine'da çı. kan “Neos Kozmos, gazetesi eskiden İstanbul ve şimdi İskenderiye O:tc- döks pal bulunan Meletyas'un bu mesele üzerindeki düşüncelerini sor- Mmuş ve bunu gazetesine bil lirmiştir. Son gelen Elen gazetelerinin bir kıs- mında şiddetli hücumlar ve tenkidler- Te karşılandığını gördüğümüz bu bil. diriyi ve bunun etrafında çıkmış olan yazıları olduğu gibi naklediyoruz Meletyos diyor ki: “Eğer türk - elen münasebetleri baş- ka bakımlardan sıhhatli ve iyi ise, iki memleket acasındaki dostluğun ruhani kisve dolayısiyle bozulması — katiyen doğru değildir. Ben eminim ki eğer bu soruyu İstanbul ortodoks patriğine de sorarlarsa o da aynı cevabı verecektir, Ben böyle düşünüyorum; halbuki, İstanbul Patriği —iken Başkanlığımda toplanan genel ortodoks koöngresinin münakaşa ettiği meselelerde İstanbul külsesi . ruhanllerini en — ananesever ve muhafazakâr olarak tantyordum. O zaman tetkik edilen meseleler arasında papasların elbiselerinin zamana uydu- rulması meselesi de vardı. O zaman- danberi birçok yıllar geçti ve sanmam ki büyük kilise ruhanilerinin fikizleri, hiç olmazsa bu mevzu üzerinde, daha gçok muhafazakârlığa doğru değişmiş ol. sun. Bunu söylerken düşünüyorum ki ortodoks patrikhane ruhanileri arasım- da Avrupa'da, Amerika'da ve Avustu- ralyada bulunanları da mevcuddur ve bunlar, ruhan? kisve ile gözükmelerin. den daha az bir hürmet celbetmeden ce- miyet hayatöma sivil elbise ile çıktık. farından dolayı kendilerini dini emir- ler dışma çıkmış telakki etmiyorlar, Filhakika ruhani elbise, Grigorius- ların, Papafressas'ların ve Elen istiklâ. N için canlarını feda etmiş beş bin pa- pasın fedakârlıkları ve kurban gitme. Jeri ile mukaddes bir mahiyet almıştır, Fakat şunu da unutmamalıyız ki bun- lardan birçoğu mücadele etmek ve el- lerini ayaklarını daha serbestçe kulla- mabilmek için kolayca rubani kisvele- rini çıkarıp atmışlardı. Sonra eğer bun. lar kurban gittiler ise ruhani — elbise giydiklerinden dolayı kurban gittiler, başka elbise giymiş olsalardı kurban gitmezlerdi demek hiç de doğru değil. dir. Sonra bunların mücadele arkadaşı olan siviller, Kanaris'ler, Miaulis'ler Kolokotroni'ler ve Karaiskaki'ler sivil Elen yurddaşların bugün giydikleri el- biscleri mi giyiyorlardı? Eğer bizim, papaslar için ruhan? kisveyi ulusal mü.- cadelede mukaddeslik kazandığı için muhafaza etmekte devam etmemiz man- tıki ise, rica ederim, siviller niçin Fus. tanella'yı, Vrak'larr ve kocaman uzun püsküllü büyük kırmızı fesi attılar, ve sonra soysal devrimde yalnız papasla- tın değişmeden kalmasını istiyorlar. Şahsen ben ve o zaman Arkimandrit bulunan bugünkü Atina Metrepolidi, sonra İsparta Metrepolidi Cermanos ve daha başka ruhaniler Avrupa ve Ame- rika'da şeyahat ederken mecburen re- dingotla gezindik ve hiç bir zaman ne fena tefsire maruz kaldık, ne de vaziye- timize karşı hürmet noksanlığı sezdik, Resmi bir heyet olmamız dolayısiyle ben o zaman ruhani kisve ile gitmemiz. d€ ısrar etmiştim. O zaman Amerika'da Elen Elçisi olan B. Russos bizden tel- grafla Amerika'ya ruhani kisve ile gele mememiri rica etti. Bu telgrafı Paris- te iken aldık. Bunun üzerine ben der- hal maiyetime kisvelerini değiştirmele. rini emrettim ve Amerika cemiyetinin içinde bulunduğumuz zaman elçinin ri- ——— yürütmek niyetinde değilim. Amacım, vaziyetin — ciddiliğini ve — vehame, tini takdir edip ona göre tedbirler almak, harekete geçmektir.,, B. Loyd Corc, sonkânunun 17 - sin- de ilk nutkunu Bangor'da söyliyecek; bundan sonra başka yerlerde ve eryasal ziyafetlerde bu nutuklara devam ede« casının mana ve ehemmiyetini tama- men anladım. Bir dakika farzedelim ki Türkiye- de.ermeniler, katolikler, yahudiler ve saire herkes karluna uysun — ve yalnız Tumlar için dostça bir istisnaiyet ve- rilsin. Acaba Yunanistan Elenleri sanı. yorlar mı ki on, on beş yıl sonra Fener ruhanileri ve hattâ Patrik sokaklarda sıkıntı çekmeden bügünkü elbiseleri ile dolaşabilsinler? İsviçre'de ruhani elbiseyi hassatan meneden bir kanun mevcud — değildir. Fakat, epi zaman evel, Kudüs Metre- polidi Yerasimos Paris dönüşü İsviçre- de iken, çok serbest İsviçre yurddaşla- rını bu gibi elbiseleri görmeğe alışma- mış olmalarından dolayr Yerasimos'un elbisesinin uyandırdığı tecessüs dola. yısiyle İsviçre polisi kendisinden İs- viçre'de üç günden fazla kalmamasını Tica etmişti. Meletyos bu beyanatınım — bundan sonraki kısımımda İskenderiye Patriği sıfatiyle ruhani kılık meselesi ile alâ- kadar olmadığını fakat alâkadar oldu- ğu bir şey varsa o da nihayet Türk - Elen dostluğundan beklenen şeyin pat. rikhaneye bütün ortodoka ülemi başka- nı sıfatiyle biraz daha müsaadekâr bu- Tunması olduğunu söylemekte ve ruha- ni kılık meselesinin çok tâli bir iş ol- duğunu tebarüz ettirerok sözüne son vermektedir. ELEN GAZETELERİ BU BEYA. NATA NE DİYORLAR? Meletyos'un bu bildirisi, takdir edi- leceği veçhile, Elen matbuatında çok büyük ve muhtelif cepheli akisler u- yandırmış ve bütün gazeteler bu bildi- ri hakkmda mütalcalarını uzun uzadıya yazmağa mecbur kalmışlardır. Bitaraf Hestia gazetesi, zamansız ve umulmadık diye tavsif ettiği bu bildi- riye cevab verirken uzun bir başlangıç ile Meletyos'un ortodoks kilisesi için. deki yüksek ve muhterem şahsiyetini, kiliseye ve yunanlılara yaptığı hizmet- lerin büyüklüğünü tebarüz ettiriyor ve sırf bu sebebten dolayı gazetenin, türk matbuatı tarafından manevf bir istinad olarak ileri gürülen ve Meletyos'un pat- rikliği zamanındaki kongrede bu ruha- nf kılık için bazı münakaşaların cere- yan ettiği hakkında yazılan — yazılara cevab vermediğini ve Meletyos'un da, Elen tezini çok zayıflatan bu vaka ilze. rinde sükütu muhafazayı tercih eyli- yeceğini sandığını yazdıktan sonra sö- züne gşöyle devam ediyor: “Halbuki muhterem ruhani bu bildi- risiyle yalnız sükütu kesmekle kalmı- yor fakat aynı zamanda Türkiye tara. fından alınan tedbiri müdafaa ediyor. Ve Ortodoks ruhanileri için soysal in- kişafla bemahenk bir halde — ilerleme hakkr istiyor. Bu vaziyette biz de sırf bir gazete olmamız ve kiliseye aid me- seleleri münakaşaya kendisi kadar hak- kımız bulunmadığını bilmemize Tağ- men sükütu bozarak cevaba mecbur ka. lıyoruz. Hestia gazetesi, bu başlangıctan son- ra Meletyos'un bildirisinin ana çizgi- lerini hulâsa ediyor ve Meletyos bu İş- te iki vaziyeti unuttuğunu söyliyor: Ruhani elbise, bu elbiseyi giyenler. den ziyade bu elbiseyi giyenlerin hitab ettikleri halkı alâkadar eder. Hassatan geçirmekte olduğumuz ihtilalcı ve deva rimci zamanlarda manevi hususatı alâ- kadar eden şeylerde en ufak bir yenilik yapmazdan önce pek çok düşünmek ge- tekir. Hıristiyan papasları - faaliyetle- rinde kendi rahatlarından ziyade cema- atlarını düşünmelidirler. İkinci vaziyet ruhani kılığın bu kal. dırılışının patrikhane veya Sensinod ve yahut bir ortodoks kongresi tara- / fından değil fakat başka bir hükümet tarafından alındığıdır. Bu suretle yük- sek şahsiyetini kaybeden patrikhane 'Türkiye tarafından tazyik görmekte, Elen hükümeti tarafından ve hattâ di- ğer ortodoks kiliseleri tarafından da terkedilmektedir. Hükümet taraftarı TİPOS gazetesi ise Meletyos'un bu bildirisini neşret- tikten sonra diyor ki: İşte Venizclist. ler tarafından ruhanf kılık - etrafında yapılan gürültülere yine aynı fırka zih- niyetine bağlı bir zatın cevabı. Buna cevab vermek bize değil fakat Venize- listlere düşer, Gene hükümet taraltarı KATİME- RİNİ de şu mütalcayı yürütüyor : Meletyos, nazik bir zamanda, vak- tiyle kilise içinde de birçok karışık. lıklara sebebiyet veren mutad lisan ser- bestliği ile resmen ruban? kılık mesele- sinin tali bir iş olduğunu bildiriyor. İakenderiye Patriğinin bu terakkisever fikirleri bizi hiç hayrete düşürmedi; günkü biz, Meletyos'un ruhani kılık düşmanı olduğunu ve İstanbul ortodoks köngresindenberi devrimci nazariyele- rini yaymakta olduğunu biliyoruz. Bu- nu birkaç hafta önce Türk gazeteleri. nin bu kongre bakkındaki neşriyatları dolayısiyle de yazmıştık. Fakat bu bildiriye acaba Venizelist- ler ne diyecekler? O Venizelistler ki Elen hükümetinin bu işte gayet bece- riksiz hareket ettiğini haykırmakta ve bundan dolayı hükümete hücum etmek- te idiler, Hükümet taraftarı PROYA gazete- si ise bu bildiriyi manasız ve zamansız bulmakta, Meletyos'un esasen — birçok zamandanberi devrim taraftarı olduğu. nu fakat şimdi yalnız eski fikirlerini tekrar etmekle kalmayıp bu devrimin patrikhane ruhanilerinin de fikirlerine mutabık olduğunu söylemeğe kadar var. dığınt bildirmekte ve bu mütaleasını Şöyle bitirmektedir: Bir ortodoks kilisesi başkanının bu hareketini tavsif etmek istemiyoruz. Yalnız şunu diyoruz ki bu bildiri Yu- nanistandaki genel duyguları ve hü- kümetin faaliyeti karşısında bir “yanlış 808 teğkil etmektedir.,, Monte Karloda Rülette 940 ingiliz Hrası kazar nan bir adam masa başında / — Bessizce öldü Deyli Meyl gazetesinin Monte Kar- 10'da bulunan muhabiri 9 sonkünun ta- Tihli gazetesine bildiriyor: Rulet masasında uzun müddet kay- | bettikten sonra zararını çıkaran ve e- velce kaybettiğinin yarısı kadar kaza- nan bir oyuncu, ölüvermiştir. Bu ada- mın bir ingiliz olduğu sanılıyor, Bu adam en son olarak elinde ka- lan 1000 frangı 28 numaraya koymuş ve başını kolunun Üzerine koyarak ta- Mini beklemeğe başlamıştır. Fırıldak durduktan sonra Krupiye: — Yirmi sekiz! diye bağırmış ve 470 ingiliz lirasını bu adama doğru it» miştir. Fakat bu parayı kazanan adamın, kazandığı parayı almak için hiç bir hareketi görülmemiştir. Bu para 28 nu- marada kalmış, rulet gene dönmüş, ge- ne bu numara kazanmıştır. Adamda gene bir kımıldanma görülmüyordu. Vaziyette bir fevkalâdelik olduğu- nu hisseden krupiye, hemen hademele- re işaret ederek bu oyuncu ile alâka- dar olmalarını istemiştir. Adamı yok- hıyanlar, ölmüş olduğunu anlamışlar- dır. Memurlar, bu adamın kazanmış ol- duğua 940 ingiliz lirasını, akrabalarına vermek üzere alıkoymuşlardır. 18 SUNKANLA 1935 CUMA ——— Kısa haberler : Sir Con Saymenin hafızası Bugün 60 yaşınır geçmiş olan ingiliz dişarsişler bakanr Sir Con Saymen, ge- rek hukuk, gerekse sıyasa — işlerindeki fevkalâde muvaffakıyetini hiç bir şeyi unutmamasına, kuvvetli bir hafızası ole masına borcludur. Kendisi ne duyduğu isimleri, ne de gördüğü çehrleeri unutmaz, Bu meziyet, kendisinin ilk defa bas roya girdiği sıralarda mühim bir davas yı kazanmasına imkân vermiştir. Bir defa bir şahid, mevkufu tanıdı ı hakkımda yemin etmişti. Bunun Üzee Trine Saymen sordu: — Siz daima çehreleri hatırlar ma sınız? Adamcağız cevab verdi — Evet; hiç şaşmaz. — Peki, beni bundan evel hiç Bgöne müş müydünüz? — Hayır, aslâ. Genc avukat cevab verdi: — O halde benim sizi tanıdığımt Öğrenince hayret edeceksiniz. Bundan bir müddet evel sizin dükkânınıza uğu ramış, bazı şeyler satın almak istemişe tim; siz ise bunları satmadığınızı söye lemiştiniz.... . Stalin'in oğlu Sövyet Rusya'nın başı olan Stalla yoldaşın 13 yaşındaki oğlu Vasili Stas lin'i, Rusya'da hemen bemen biç kimae se tanımaz. Zaten ruslar büyüklerinin çocuklm Tı, akrabaları ve hususl - hayatlarile a kadar fazla alâka göstermezler. Vasili, herkesin gittiği bir mektebe gider ve orada hiç bir istisnaf muames le görmez, Kendisi ekseriya sekiz yar şındaki kızkardeşi ile beraber bulunur; Spora ve oyuna çok meraklıdır. Annes leri ölmüştür. Babaları ise sıyasal işles tinin çokluğundan ötürü çocuklarile meşgul olmağa vakit bulamaz. Amerikanm buğün so:— kakta yatan zenginleri Amerika Birleşik devletlerindekl milyonlarca İşsiz arasmda birçok ine sanlar vardır ki bunlar, eskiden dolar milyoneri idiler. Şimdi bunlar, hayız cemiyetlerinin yardımile yaşamakta, yemek alabilmek için dizikoluna gire mekte ve rastgele ele geçirebildikleri yataklarda, yahut bahçe sıralarında yatmaktadırlar. Gündüzlerini ise bir zaman at sın tında yahut otomobil içinde geçirdilii leri parklarda geçirmektedirler. Nevyork'un beşinci caddesinin kör şesinde elli yaşlarında kadar görünen bir adam gazete satat. Bu adam buna dan beş, altı yıl önce 300 ingiliz Hirası kıymetinde bisse senedlerine ve tahvle Jata sahib bulunuyordu. O zaman Şikagoda büyük - bir ree fah içinde yaşamağa gitmişti. Şimdi isg bir gazete satıcısı çocuk kadar, haftak da 10 dolar karanmakta, bunu kazandır ğına da şükretmektedir. Çocukluğunda Macaristan'dan As merika'ya hicret eden ve bir. müddet sonra Şikago'da buğday kıralı olan ve Florida'da yaşıyan Rişard Şvalb, biz sene kadar evel elinde, avcunda nesi var ,mesi yoksa kaybetmiştir. Bu vaziyetten sonra bu adam işi dindarlığa vüurmuş ve vâız olmuşturş Kendi sözüne bakılırsa bu adam, şime di huzur ve sükünunu bulmuştur; am tık tekrar bir servete kavuşmağı arzıf etmemektedir. « Züğürtlük Amerika'da kiliseye birs gök adamlar kazandırmıştır. Antalya vilayet Daimi Encüme- ninden : : 12-1-935 Gne Kadar Kapalı zarf usuliyle eksitmeğe konulan Angîı;ı memleket hastanesi dış hastalıkları ko- ğuşunun 15367 lira 45 kuruş keşifli ikinci bölüm yapısı «Âçin muayyen saata kadar teklif mektubu veren olmadığın- 'dan müamelenin 27-1-935 pazar günü saat 15 de pazarlıkla neticelendirilmesi kararlaştırılmıştır. İsteklilerin 70 de 15 #eminatla vilayet encümenine müracaatları bildirilir. (113) 1—205

Bu sayıdan diğer sayfalar: