7 Aralık 1934 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e— Z ğ sA n Ki vi ',, a7 SAYIFA 4 ULUS 'İLKKÂNUN 1934 CU sabirli B. M. M. Başkanı Küâzım Özalp yerinde. tün bir ulusun sıyasal yaşayışında ilk varılmış bir üstünlüktür... Bir zafer- dir. Bu zaferi yaratan, türk ulusunu, türk yurdunu bütün acunun hayret gö- zü karşısında div adımlarile ilerleten, daijma ilerleten büyük Atatürk'tür. Dün bir süs kadını olan türk kızı öyle hamleyle, öyle hızla bir dönenmeye u- laştı ki... Bugün saylav hakkını bul- mağa uğraştı. Ve Atatürk dün kafes al- tında esir kalan türk kadınma saylav olma kudretini aşrladı. Yüce, çok yüce Atatürk, dunla, yurdun seninle var olsun.. sen yur- Düşününüz kardeşlerim, on bir yıl- lık çok az bir zamanda Avrupa dev- letlerinin yüz senede başarabildiğini bizler yaptık... Acaba hangi dönenme . den başlayıp da sayalım? bunların hep- si sizlerce bilinen şeylerdir. Hattâ bizler değil, bütün batı ulus- ları bile türk dönenmesini büyük bir hayranlıkla takip ediyorlar... Türk kızı medeniyet alanında kendi varlığını gösterdi. Türk kızı kendisin- deki kabiliyetin bir batı kadınından üstün olduğunu isbat etti... Şimdiyekadar çalışma sahası bula- madığından dolayı sönmeğe hahküm olan kadın, kendisine verilen hakkı kö- tü kullanmadı., Daima çalıştı.. Arkad türk kadın muallim bulunmadığından acım, bundan 68 yıl evel bir yapılan araştırma neticesinde ancak bir rum kızı bu muallimliğe tayin edi- liyor.. Zira o zamanki zihniyette kadın ancak ev kadını idi.. Dışarda muallim- lik yapması onun hakkında fena düşün celere sebebiyet verirdi. Şimdi ise bakanlıklarda, okullarda ticaret evlerinde, fabrikalarda türk kâ- dmının emeği gözüküyor.. Küttürümü- zün yüksekliğinin derecesini gösteren Şudür ki herkes onu takdirle görüyor.. Ve kimse tenkid etmeğe hak bulamıyor.. Saygılı arkadaşlarım, en mühim nok- taya şimdi temas etmek isterim. Evet bugün Atatürk türk kadınına saylavı- nr seçme ve memleketine saylav alma hakkını veriyorsa, onunla beraber ka- dın arkadaşının omuzlarına da mesuli- yetinin yarısını veriyor demektir. Kadın saylavı sade bir mevki almak için yahut, acunda türk cümhuriyeti- nin kadın mümessilleri olduğunu göz- termek için değil, bu işi candan seve- rek, şimdiye kadar iLer alanda göster- diği varlığını bir kere daha göstermek için yeni bir tecrübedir. Dademki Atatürk'ümüz bizleri dü- şündü, Ve Büyük Millet Meclisi Baş- bakanımızın teklifini tereddüd — etme- den kabul etti. Kanun ile bizlere say- lav olmak hakkını verdi. Kardeşlerim, şimdiden bize verilen vazifenin büyüklüğünü bilerek çalışa- lrm., Bu hak bizlere bağışlanmış bir hak değildir, Türk eri diğer bütün ulusla- rın erlerinden daha önce kadını takdir etti, kurtuluş savaşında sırtında cep- hane taşıyan, yaralanan, kardeşlerini bir anne ve abla gibi sevgiyle kucağı- na basan değerli karagün arkadaşını, refah günlerinde de yanında bulunma- gını çok derin bir arzu ile isteyişi ulu Atatürk'ümüze ve onun candan yar- dımcısı saylavlarına sevgi ve saygıları- mızı ne kadar söylesek azdır... Bize alan açılmıştır. Sözle değil, bizler işin başına geçtikten sonra ken. dimizi göstereceğiz. Nemutlu ctümhüuriyet kadınına ve bu- günü yaşıyanlara.. Bayan Mürüvvetten sonra Bayan Pe- rihan İldeniz'in çok alkışlanan söylevi- ni dinledik: Başbakan'ın dün mecliste söyledik . lerinden bana asıl çarpan şu ulu sözler oldu: “Yeni teklifimizle türk kadını- na bu hakkı bir lütuf olarak veriyoruz kanaatinde aslâ değiliz ve kimse u ka- naatte olamaz, Bizim kanaatimiz, ana- nemiz türk kadını için böyle vazifele- re girmek, esasen hakkı olduğu ve yan- İrş olarak zulüm olarak çoktanberi ge- ri brrakıldığı merkezindedir.,, Bu, türk inkılâbına yaraşan bir söz- dür. Türk kadını yakın yarında serbest ve rahat çalışmasile bunu isbat edecek- tir. Şimdi kısa bir hikâye söyliyeceğim: Geçen yaz Konya'daydım. Orada kon- yalı köylü kadınların arasında tam bir kültür muhiti içinde geçirdiğim tatil günlerimi hatırlarım, bu sefer genc bir insan olarak onları daha anlıyarak ta- nımak istedim. Konyalı kadınları orta zamana bağlıyan duyguları duymak için bir gün Konya köylüsünün kıya- fetine girdim. Şalvar giydim. Başıma başörtü aldım. Ve annemle çarşıya çık- tım. İlk intıbarm kötü oldu. Gayet ka- palı olan bana, çarşıdaki halk yiyecek gibi bakıyordu. Dükkânlara girdik. Kimse bana eh iyet iyord. Beni insan yerine koymuyorlardı. Bo- ğulur gibi bir srkıntıya tutuldum. O zaman anladım ki beni geriliyemiycece- ğim bir hamle ileri atmıştır. Ve inkı- lâb içinde büyüyerr türk kızlarına ga- yet tabii gelen; yurd içinde rahat do- laşmanın kıymet ve ölçüsünü anla- drm; veo büyük işi, kadını bunaltıcı çerçeveden çıkaran o yüce değişikliği anladım. Sonra bu iş: kadına yurd işlerinde erkeklerin yanında yer açan bu inkı- lâb tamamlanması geldi. Biz bu aziz değişikliği istiyorduk. Diliyorduk, Biz yurd işlerinde yavrularının sağlığını koruyan analar gibi titiziz. | Atatürk sana teşekkür ne küçük sözdür. Bugün —senin annenin ruhbu türk kadınının yaşıyan ve daima de- — Dün Büyük Millet Meclisi yeni bir kanun onayladı. Bununla ulusun cümhuriyet tacı giydiği — gündenberi tan yerinde beliren ışıklarından birisi daha, bütün kuvvetiyle bir daha yandı. Ve kanun şeklinde ulusun hayatına girdi. Türk kadını da türk erkeği gibi saylav seçmek ve saylav seçilmek hak- kını aldı. Bu demektir ki düşmanlarına her hür insan gibi müstakil yaşamağa lâyık olduğunu isbat ettikten sonra soysal savaşında kadını- nı da şimdiye kadar içine almadığı bir savaşa aldı. Yani, kadn, erkek için diye çalışma sahasındaki tabii olmıyan tek ayrılışı da kanunen yok etti. Ve bununla demiş oldu ki kadın, erkek yoktur. Ulus var- dır. Güc vardır. Dilek vardır. Fikir vardır. Ve bunların hiç birinin dişili- ği, erkekliği yoktur. Gidilecek amac vardır. Gidecek ulus vardır. Ve hakiki üstünlük o amaca götürülmekte değil, gitmektedir. askeri savaşi'e Bugünden sonra kadın götürülmi- yecek, kendi gidecek, ilham alacak ve yürüyecektir. Acunda hiç bir kabiliyet yoktur ki işlemeden yükselsin. Hiç bir yük yoktur ki omuzlanmadan dü- yulsun. Dündenberi kadın, ulusunun içinde mesul, unsurdur. Yalnız ana ol- mak suretiyle değil, fakat gücünün yetti- ği bütün noktalarda mesul bir unsur- dur. O ne karabahtlı devirdi ki ulusu- nu kadın ,erkek diye seçmişti. Ve her- hangi bir amaca gideceği yolların ne olacağını bulmak için yalnız erkeğe hak vermişti. Ve kadından gelecek herhangi bir ışığa sed çekmek istemiş- ti. Halbuki gayet tabildir. Bir nokta üzerinde ne kadar çok düşünen olursa ©o kadar çok ihtimallerin belki o ka- dar çok imkânların doğmasına meydan verilir. Ve sonra bunlardan vaziyete en uygunu seçilir. Nasıl olur da kadın, yurdunu sevindiren, yurdunu kurta- ran, yurdunu rahata erdiren vaziyetler- den hiç birine müessir olmadan onu benimser ve içi rahat eder, Hiç kimse bir başkası hesabına çalışmaz. Herkes kendi gücü yettiği kadar parçası oldu- gu bütünü lâyık olduğu yüksekliğe çı- Gücü gücünü artırma çarelerine baş vurur. karmak için uğraşır. yetmezsi Fakat benim işimi yap demez. Ve ya- hut senin işini ben yapıyorum diye bir kütle çıkamaz. Ve nihayet çok olanı en öne koyar. Fakat bunu ka- gücü en dın veya erkek diye ayırdedemez. Şimdi bize düşen vazife türk kadı- nının bu yolda da yüksek eserini ulusu. muza ve Atatürk'e lâyık hir surette bütün acuna isbat etmektir. Ben Ata- türkün büyük anasının maneviyeti hu- zurunda bu inanın bana yüklediği va- zifeyi yapmağa andiciyorum. Ve her türk kadını da bu andı ezelden içmiştir. #4$ Söylevler bittikten sonra, bu top- lantı dolayısile gelen telyazıları okun- du. Yozgad valisi Bay Baran, Yozgad Halk Fırkası, Ankara valisi Bay Nev- zad Tandoğan, Bursa kadınlığı adına belediye meclisi kadın üyeleri türk ka- dınlığının bu mutlu gününü kutluyor ve yüceişler başarılmasını diliyordu. Okunan telyazlarından sonra baş- kanlığa gelen üç takrir reye kondu ve üçü de onaylandı. Dileklerden birin- cisi türk kadınlarına sıyasal hak veril- mesinden ötürü büyük önder Atatürke sunul- ması yolunda idi, Bu istek sürekli al- kışlar içinde onaylandı. Başkan Bayan Afet, bugünün türk kadınlığının en büyük bir günü olma- türk kadınlığının saygılarınn sı dolayısile “türk katdmlığının bay- diledi. Bu istek de alkışlar içinde onaylandı. ram günü,, olmasını Üçüncü takrir saylavlara bizzat say- gılar sunmak üzere toplantıda bulu- nanların türk kadınlığı adma Büyük Millet Meclisine gitmelerini istiyordu. Bü takrir reye kondu ve onaylandı. Bundan sonra toplantıda bulunanlar dağılmadan Büyük Millet Meclisine gittiler. Okurlarımız türk kadımının bu yüce bayramına ait son savları gaze- temizin Millet Meclisi parçasında o- kuyacaklardır. Denizli Saylavı Necib All kürsilde, vam edecek ruhu seni alnından öper. Sonra belediye meclisi kadın üyele- rinden Bayan Makbule İldeniz söz aldı. — Türkiye Büyük Ulusal Kurulta- yı, birçok yüzyıllar ihmal edilen bizle- rin, türk kadınlarının önümüzdeki se- çimde saylav seçmesi ve seçilmesi hak- kını birlikle tanıdı. Dört sene evel belediye seçiminde üyeliğeyol veren ulu Atatürk'ümüz ve Büyük Ulusal Kurultayı düne kadar yarım bir varlık olarak yaşryan bizleri, bütün yuürd kadınlarını bütün acun kar- şısma tam bir varlık olarak çıkarıyor. Değeri içlerimizi coşturan, krvanc- la dolduran bu hak yollarımızı aydın- latmıştır. 5 ilkkânun 934 senesi türk kadını tarihinin başlangıc günüdür, Artık açık ve temiz alnımızı gizliyen çağ geçmiştir. Seçim hakkının verdiği inanc ve sevincle yürüyeceğiz. Türk kadını da ülkünün işeyarryan bir var- lığı, çalışan bir varlığı ve düşünen bir varlığı, toprağının da erinin yanında bir koruyucusu olacaktr. Bugünümüzü ve yarınımızı bize ay- dınlatan işık yolu açan en ulumuz, Atatürk'ümüze krvancla çarpan bağlı- hk duygusunu sunarken siz kardeşle- rimin de duysularının yankusu olduğu- ma inanıyorm... En sonra kız lisesi muallimlerinden Bayan Azime'nin türk kadımlığını bu ulus yolunda andiçmeğe çağıran özlü söylevini dinledik; Bibliyografya Umman ve Hind denizleri hâkimiyeti ve türkler Deniz kaymakamı Bay Said Talat bu ad altında tarihi bir İransel yazmıştır, Birçok kaynaklardan ve bu arada ingi- liz ansiklopedisinden de faydalanarak yazdığını söylediği bu eserinde müel- lif ilk bölümü İsa'dan önceki devirlere ayırmıştır. İkinci bölümünde İsa'dan islamlığın çıkışma değin, üçüncü bö- lümünde islamlırktan osmanlılığın baş- Jati langıcına değin olan uzlar $ İzmir ticaret ve sanayi odası bülteni İzmir ticaret ve sanayi odası tarafın- dan hazırlanan bültenin eylül — kâ- nun tarihli 9 — 12 inci sayısı çıkmış- tır. Bu sayıda 1933 yılı içinde yabancı ülkelerden İzmir limanımma yapılan it- halatı madde ve devlete göre gösterir istatistikler, 1933 İzmir limanı ithala- tının devlete göre umum yekünları, muvakkat kabul suretile gelen eşyalar, Dördüncü bölümde osmanlılıktan son- raki devre ele alânmıştır. Tariht araş- tırmalarımıza katılacak her yeni kita- bı ülkeiçin bir kazanç sayarız. Kitab deniz mathaasınca basılmıştır. Güneş Gene Bay Necmettin Veysi'nin ese- ridir. 3 perdelik manzum bir destan olan ve İstanbulda Emel matbaasında basılan bu 88 sayıfalık kitabın fiatı 30 kurustur, Yedi gün 5 ilkkânun tarihli 91 inci sayısı çık- mıştır. Bu sayıda Baylar Naci Sadul- lah, Mahmut Yesari, Hüseyin Cahid, Ahmed Refik, Ziya Şakir, Selim Tev- fik'in yazıları vardır. « 1933 yılr İzmir limanma ithalat, mu- vakkat kabul ve iade suretile yapılan ithalatım devlete göre umum yekünları, 1933 yılr İzmir limanına yapılan itha- lâtın madde üzerine yekünları vardır. Mavi Alevler Bay Necmettin Veysi, kısa şiirleri- ni Mavi Alevler başlığı altında 84 sayı- falık bir cildde toplanmıştır. İstanbulda basılan eserin fiatı 35 kuruştur. Top 'Top mecmuasınnı 2 inci sayısı 32 sayıfalık zengin resim ve yazılarla , gıkmıştır. Tanesi 12,5 kuruştur. Türkofis haberleri İç ve Dış piyasalarda yumurlta vaziyeti. Kış mevsiminin başlaması dolayı- siyle ülkenin her tarafında taze yumur- ta istihsalatı azalmıştır. Şark vilayetle » rinde yumurta toplama işleri daha güf leşmiş, isteğin çokluğuna rağmen azlığı piyasaları daraltmıştır. Karade - niz limanlarından İstanbul yolu ile Ab manya, Fransa, İtalya ve İspanya'ya Sev kiyat, yapılmakta ise de istekler tama - mile karşılanamamaktadır . Karadeniz - sahillerinde birinci sınıf yumurtanın yüz adedi 250 kuruştur. Küçük yumurtaların yüz tanesi 150 * 170 kurüş arasındadır. İhrac iskelele- rinde kontrollu yumurta sevkiyatı do- layısiyle maliyet fiatı üzerinde hafif bir fark kaydetmiştir. İstanbul'da 1440 İrk yumurta san- dıkları 42 - 45 liraya kadar muamele görmüşse de bu fiatlar bir kaç partiye münhasır kalmfştır. En son vaziyete gö re 720 lik çift sandık yumurtalar 37“ 39 lira üzerinde durmaksızın muamele görmektedir. Marmara kıyılarında bilhassa iri, ta* ze yümurtalar çok fiatlanmıştır. Hususi toplama kurumları yüz yumurtayı 280 kürüşa kadar toplamışlardır. Ege kıyı * larında yumurta vaziyeti daha cansız” dır İzmir'den İtalya ve Yunanistan'â sevkiyat yapılmıştır. Fiatlar umumiyet- le, yüz yumurta 250 kuruşa kadar mü- amele görmüştür. İç piyasalarda: Erzurum, Erzincan Gümüşhane taraflarında soğukların şid detlenmesi yumurta toplama işlerini güçleştirmiştir. Srvas'ta da fiatlar yük- sektir. İri yumurtaların yüzü 200 — ku- ruştan muamnele görmüştür. Eskişehir, Kütahya, Afyon ve Anadolu demiryol- larr üzerinde yumurta fiatları umumi- yetle yüksektir. Taze mal azdır. Acun yumurta vaziyetine gelince? Müstehlik memleketlerde fiatlar umu- miyetle yükselmekte, taze yumurtalara karşı istkler arttığı nisbette arz azal- maktadır. Her tarafta konserve yu“ murtalara, soğuk hava depolarındaki mallara müracaat — edilmekte, başlıca müstahsil ülkelerde istekler artmakta * dır . Yugoslavya, Bulgaristan ve Romat- ya'da havaların soğuması, bazı taraflaf da soğuğun şiddeti yumurta toplama $" lerini geri bırakmaktadır. Bu ülkelerde de istihsal çok azdır. İspanya'da taze malların azlığı do* layısiyle cenubt Amerika'dan da yumur ta ithalâtı başlamıştır. İspanya piyasa* larında Arjantin, Oruguvay yumurta* ları da görülmektedir. Fiatlarda istik- rar yoktur. Taze mallar çok tutumlu * dür. Fransada iç istihsal istihlâke yetme” diğinden ithalât oldukça hareketlidir: 68-70 kilogramlıklar 950, 62-69 Kü 900, 58-60 Kg. 800, 55-56 Kg. 750, 52 54 Kg. 650 Franktır . İngiltere'de fiatlar sağlamdır. DÜf yanın her tarafından yumurta gelmekt” ve satılmaktadır. Avusturalya, Centl' Afrika ve Rusya'dan bile yumurta £7 tirilmektedir. Polonya yumurtaları Öt? denberi ucuz arz edildiği için tutumli” dur. Fiatlar: en yüksek 25 ve en a$t 13 1/2 Şilindir. Avusturya'da taze yumurtalar. A: B. C. D. sırasiyle 18 - 16 -14 - 12 l’*’rı lonya yumurtalarının C. D. siniflâ 12 « 9 1/4 Macar yumurtalarının aç nıfı ise 13 1/2 kuruştur. ULKU HALKEVLERİ MECMUAS! Birinci kânun sayısı çıkm'î:î; Denizli Mebusu Bay Necib Aho * “Türk dili ve türk müziğğ:ı “Tİİ"B ya Mebusu Bay Muzaffer'in soyu ve türk tarihi,, Bay H $ Ali'nin “Dil inkılabımızın Ne- teri,, yazılariyle Bay Ahmed Hör simi, Aydoslu Bay Sait, Bay »| seyin Namık, Profesör D'_' Me Fahreddin Kerim, Bay Zeki lal'» sud'un yazıları, Bay Ferid Ce in hikâyesi vardır. düze“ Köycülük bölümünde s03 © ver nine ve iskân işlerine geniş verilmiştir. kuruf” tur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: