Ğ MERİ N JLUS B. M. M., Başkanı Küzım Özaelp yerinde. tün bir ulusun sıyasal yaşayışında ilk varılmış bir üstünlüktür... Bir zafer. dir. Bu zaferi yaratan, türk ulusunu, türk yurdunu bütün acunun hayret gö- zü karşısında div adımlarile ilerleten, dalma ilerleten büyük Atatürk'tür. Dün bir süs kadını olaa türk kızı öyle hamleyle, öyle hızla bir dönenmeye u- laştı ki,. Bugün saylav hakkını bul- mağa uğraştı. Ve Atatürk dün kafes al- tında esir kalan türk kadınma saylav olma kudretini aşıladı. Yüce, çok yüce Atatürk, sen yur- dunla, yurdun seninle var olsun.. Düşününüz kardeşlerim, on bir yıl- lik çok az bir zamanda Avrupa dev- letlerinin yüz senede başarabildiğini bizler yaptık... Acaba hangi dönenme - den başlayıp da sayalım? bunların hep- si sizlerce bilinen şeylerdir. Hattâ bizler değil, bütün batı ulus- ları bile türk dönenmesini büyük bir hayranlıkla takip ediyorlar... Türk kızı medeniyet alanında kendi varlığını gösterdi. Türk kızı kendisin deki kabiliyetin bir batı kadınından üstün olduğunu isbat etti... Şimdiyekadar çalışma sahası bula- madığından dolayı sönmeğe hahküm olan kadın, kendisine verilen hakkı kö- tü kullanmadı.. Daima çalıştı.. im, bundan 68 yıl evel bir dirn muallim bulunmadığından neticesinde yapılan araştırma ancak bir rum * bu muallimliğe tayin edi- ira o zamanki zihniyette kadım idi. Dışarda muallim- 4 onun hakkında fena düşün celere senebiyet verirdi. di ise bak: larda, okullarda ticaret evlerinde, fabtikalarda türk ka- dmının emeği gözüküyor.. Kültürümü- leretesini gösteren şudür ki herkes onu takdirle görüyor.. Ve kimse tenkid etmeğe hak bulamıyor. Saygılı arkadaşlarım, en mühim nok- taya şimdi temas etmek isterim. Evet bugün Atatürk türk kadınına saylav- nr seçme ve memleketine saylav slma hakkın; veriyorsa, onunla berabet ke- din arkadaşınım omuzlarma da mesuli- yetinin yarısını veriyor demektir. Kadın saylavı sade bir mevki almak için yahut, acumda türk cümhuriyeti- nin kadın mümessilleri - olduğunu gö termek için değil, bu işi candan seve. rek, şimdiye kadar Ler alanda göster. diği varlığını bir kere daha göstermek için yeni bir tecrübedir. Dadamki Atatürk'ümüz bizleri dü- şündü. Ve Büyük Millet Meclisi Baş- bakanımızın teklifini tereddüd den kabul etti. Kazun ile bizlere say- lav olmak hakkını verdi. Kardeşlerim, şimdiden bize verilen vazifenin büyüklüğünü bilerek çalışa- lem, Bu hak bizlere bağışlanmış bir hak değildir. Türk eri diğer bütün ulusla- rın erlerinden daba önce kadını takdir etti, kurtuluş savaşında sırtında cep- hane taşıyan, yaralanan, kardeşleri: bir anne ve abla gibi sevgiyle kucağı- na basan değerli karagün arkadaşını, tefab günlerinde de yanında bulunma. dnı çok derin bir 21zu ile isteyişi ulu Atatürk'ümüze ve onun candan yarı dımcısı saylavlarına sevgi ve saygıları- mizı ne kadar söylesek azdır... Bize alan açılmıştır. Sözle değil, bizler işin başına geçtikten sonra ken. dimizi göstereceğiz. Nemutlu cümhuriyet kadınmma ve bu- günü yaşıyanlara.. Bayan Mürüvvetten sonra Bayan Pc- lik yapı zün yüksşekliğinin etme- rihan İldeniz'in çok alkışlanan söylevi- ni dinledik: Başbakan'ın dün mecliste söyledik . lerinden bana asıl çarpan şu ulu eözler oldu: ,Yeni teklifimizle türk kadını- na bu hakkı bir lütuf olarak veriyoruz kanaatinde asll değiliz ve kimse bu ka- naatte olamaz, Bizim kanaatimiz, ana- nemiz türk kadını için böyle varifele- re girmek, esasen halekı olduğu ve yan- lış olarak zultim olarak çoktanberi ge- ri berakıldığı merkerindedir.,, Bu, türk inkılâbma yaraşan bir vöz- dür. Türk kadınr yakın yarında serbest ve rahat çalışmasile bunu isbat edecek- tir, Şimdi kısa bir hikâye söyliyeceğim: Geçen yaz Konya'daydım. Orada kon- yalı köylü kadınların arasında tam bir kültür muhiti içinde geçirdiğim tatil günlerimi hatırlarım, bu sefer genc bir insan olarak onları daha anlıyarak ta- nımak istedim. Konyalı kadınları orta zamana bağlıyan duyguları duymak için bir gün Kotya köylüsünün kıya- fetine girdim. Şalvar giydim. Başıma başörtü aldım. Ve annemle çarşıya çık- tım. İlk intıbam kötü oldu. Gayet ka- palı olan bana, çarşıdaki halk yiyecek gibi bakıyordu. Dükkünlara girdik. Kimso bana ehemmiyet vermiyordu. Beni insan yerine koymuyorlardı. Bo- gulur gibi bir sıkıntıya tutuldum. O zaman anladım ki beni geriliyemiycece- Zim bir hamle İleri atmıştır. Ve inke lâb içinde büyüyenm türk kızlarına ga- yet tabil gelen; yurd içinde rahat do- laşmanın kiymet ve ölçüsünü anla- dım; veo büyük işi, kadını bunaltıcı çerçeveden çıkaran © yüce değişikliği anladım. Sonra bu İş: kadına yurd işlerinde erkeklerin yanmda yer açan bu inkı- Vâb tamamlanması geldi. Biz bu aziz değişikliği istiyorduk. Diliyorduk. Biz türk kadınının yaşıyan ve daima de- vam edecek ruhu seni alaından öper, Sonra belediye meclisi kadın Üyele- rinden Bayan Makbule İldeniz söz aldı. — Türkiye Büyük Ulusal Kurulta- yı, birçok yüzyıllar ihmal edilen bizle- rin, türk kadınlarının önümüzdeki se- çimde saylav seçmesi ve seçilmesi hak- kını birlikle tanıdı. Dört sene evel belediye seçiminde üyeliğeyol veren ulu Atatürk'ümüz ve Büyük Ulusal Kurultayı düne kadar yarım bir varlık olarak yaşryan bizleri, bütün yurd kadınlarını bütün acun kar- şısına tam bir varlık olarak çıkarıyor. Değeri içlerimizi coşturan, krvanc- la dolduran bu hak yollarımızı aydın- latmıştır. $ ilkkânın 934 senesi türk kadımı taribinin başlangıc günüdür. Artık açık ve temiz alnımızı gizliyen çağ geçmiştir. Seçim hakkının verdiği inanc ve sevincle yürüyeceğiz. Türk kadını da ülkünün işeyarıyan bir var. lığı, çalışan bir varlığı ve düşünen bir varlığı, toprağının da erinin yanında bir koruyucusu olacaktr. Bugünümürü ve yarınımızı bize ay- dınlatan aşık yolu açan en ulumuz, Atatürk'ümüze krvancla çarpan bağlı- lık duygusunu sunarken siz kardeşle- rimin de duysularının yankusu olduğu- ma İnanıyorm.. En sonra kız lisesi muallimlerinden Bayan Azime'nin türk kadınlığını bu ulus yolunda andiçmeğe çağıran özlü söylevini dinledik; — Dün Büyük Millet Meclisi bir kanun onayladı. Bununla cümhuriyet tacı giydiği — gündenberi tan yerinde beliren ışıklarından birisi daha, bütün kuvvetiyle bir daha yandı. Ve kanun şeklinde ulusun hayatına ürk kadınt da türk erkeği gibi ilmek hak- düşmanlarına eni ulusun girdi. saylav seçmek ve saylav kını aldı. Bu demektir ki her hür insan gibi müstakil yaşamağa lâyık olduğunu atkeri savaşi'e isbat ettikten sonra soysal savaşında kadını- nı da şimdiye kadar içine almadığı bir savaşa aldı. Yani, kadn, erkek için diye çalışma sahasındaki tabil olmuyan tek ayrılışı da kanunen yok etti. Ve bununla demiş oldu ki kadın, erkek yoktur, Uluz var: dir. Güc vardır. Dilek vardır. Fiki vardır. Ve banların hiç birinin dişili- ği, erkekliği yoktur. Gidilecek amac vardır. Gidecek ulus vardır. Ve hakiki üstünlük © amaca götürülmekte değil, gitmektedir. Bugünden sonra kadın — götürülmi- yecek, kendi gidecek, ilham alacak ve yürüyecektir. Acumda hiç bir kabiliyet yoktur ki işlemeden yükselsin. Hiç bir yük yoktur ki omuzlanmadan du- yulsun. Dündenberi kadın, ulusunun içinde mesul, unsurdur. Yalnız ana ol mak suretiyle değil, fakat gücünün yetti- #i bütün noktalarda mesul bir unsur- dur. O ne karabahtlı devirdi ki ulusu- mu kadın çerkek diye seçmişti. Ve her- hangi bir amaca gideceği yolların ne olacağını bulmak — için yalnız erkeğe bak vermişti. Ve kadından - gelecek berhangi bir ışığa sed çekmek istemiş- ti. Halbuki gayet tabildir. Bir nokta üzerinde ne kadar çok düşünen olursa o kadar çok ihtimallerin belki o ka- dar çok imkânların doğmasına meydan verilir. Ve sonra bunlardan vaziyete en uygunu seçilir. Nasıl olur da kadın, yurdunu sevindiren, yurdunu kurta- ran, yurduna rahata erdiren vaziyetler- den hiç birine müessir olmadan onu benimser ve içi rahat eder, Hiç kimse bir başkası hesabına çalışmaz. Herkes kendi gücü yettiği kadar parçası oldu- ğu bütünü lâyık olduğu yüksekliğe ç- Gücü , yetr İ İ ma çarelerine h karmak için uğraşır. gücünü artı Fakat benim işimi yap demer. Ve y hut senin işini ben yapıyorum diye b Ve nihayet gücü öne koyar kütle çıkamaz, gçok olanı en Fakat bunu ka. Ve dı)e ayırdedemez. izc düşen vazife türk kadı- mının bu yolda da yüksek eserini ulusu. muza ve Atatürk'e lâyık bir surette bütün acuna isbat etmektir. Bon Ata- türkün büyük anasının maneviyeti hu- din ü Şimdi zurunda bü inanın bana yüklediği va- zifeyi yapmağa andiciyorum, Ve her türk kadımnı da bu andı ezelden içmiştir. ... Söylevler bittikten — sonra, bu top- kantı dolayısile gelen telyazıları okun- du. Yozgad valisi Bay Baran, Yozgad Halk Fırkası, Ankara valisi Bay Nev- zad Tandoğan, Bursa kadınlığı adına belediye mec kadın üyeleri türk ka- dınlığının bu mutlu gününi ve yücelşler başarılmasını ordu. Okunan telyazlarından — sonra baş- kanlığa gelen üç takcir reye kondu ve üçü de onaylandı. Dileklerden birin- cisi türk kadınlarına sıyasal hak veril- mesinden ötürü büyük önder Atatürke türk kadınlığının saygılarınn — sunul- ması yolunda idi, Bu istek sürekli al- kışlar içinde onaylandı. Başkan Bayan Afet, bugünün türk gının en büyük bir günü olma- rk - kadmlı diledi. de alkışlar içinde onaylandı. Üçüncü takrir saylavlara bizzat say- gılar sunmak üzere toplantıda bulu- nanların türk kadmlığı adına Büyük Millet Meclisine gitmelerini istiyordu. Bu takrir reye kondu ve onaylandı. Bundan sonra toplantıda bulunanlar dağılmadan Büyük Millet Meclisine gittiler. Okurlarımız türk kadınının bu yüce bayramına ait son savları gaze- temizin Millet Meclisi parçasında ©- kuyacaklardır. kadın! sı döleyisile " Şenin — hay- Bu istek ram günü,, olmasını Denisli Saylavı Necib All kürsüde, Bibliyografya Umman ve Hind denizleri hâkimiyeti ve türkler Deniz kaymakamı Bay Said Talat bu ad altında tarihi bir eser Yazmıştır. Birçok kaynaklardan ve bu ( arada i ingi- ııı":ıııklaprdumdıı de faydalanarak yazdığını söylediği bu cserinde mücl- lf ilk bölüümü İsa'dan önceki devirlere ayırmıştır, İkinci bölümünde İsa'dan islamlığın çıkışma değin, Üçüncü bö. lümünde islamirktan osmanlılığın baş- langıcına değin olan uzlar anlatılmıştır. Dördüncü bölümde osmanlılıktan son- raki devre ele alânmıştır. Tarihi ara; tırmalarımıza katılacak her yeni kita. bi Ülkeiçin bir kazanç sayarız. Kitab deniz mathaasınca basılmıştır. Güneş Gene Bay Necmettin Veysi'nin ese. ridir. 3 perdelik manzum bir destan olan ve İstanbulda Eencl matbaasında basılan bu 88 sayıfalık kitabın fiatı 30 kurustour, Yedi gün 5 ilkkânun tarihli 91 inci sayısı çık- mıştır. Bu sayıda Baylar Naci Sadul- leh, Mahmut Yesari, Hüseyimn Cahid, Ahmed Refik, Ziya Şakir, Selim Tev- fik'in yarıları vardır. İzmir ticaret ve sanayi odası bülteni İzmir ticacet ve sanayi odası tarafın- dan hazırlanan bültenin eylül — kâ- nun tarihli 9 — 12 inci sayısı çıkmış- tır. Bu sayıda 1933 yılı içinde yabancı üÜlkelerden İzmir limanma yapıları it- halatı madde ve devlete göre gösterir istatistikler, 1933 İzmir limanı ithala- tının devlete göze umum yekünları, muvakkat kabul suretile gelen eşyalar, 1933 yılı İzmiç limanma ithalat, vakkat kabul ve iade suretile yapılan ithalatın devlete göre umum yekünları, 1933 yılı İzmir limanıma yapılan itha- Kâtın madde üÜzerine yekünları vardır. mü- Mavi Alevler Bay Necmettin Veysi, kısa şiirleri- ni Mavi Alevler başlığı altında 84 sayı- falık bir cildde toplanmıştır. İstanbulda basılan eserin fiatı 35 kuruştur. Top 'Top mecmuasınnı 2 inci sayısı 32 sayıfalık zengin resim ve yazılarla çıkmıştır. Tanesi 12,5 kuruştur. ğ————————-———————————————— SAYIFA 4 luuunuıı 1934 CUMA 'E ıırkof is haberleri İç ve Dış piyasalarda yumurta vaziyeti. Kış mevsiminin başlaması — dolayır siyle ülkenin her tarafında taze yumur- ta istihsalatı azalmıştır. Şark vilayetle - rinde yumurta toplama işleri daha gÜŞ" leşmiş, isteğin çokluğuna rağmen — mal azlığı piyasaları daraltmıştır. Karade* niz limanlarından İstanbul yolu ile Al manya, Fransa, İtalya ve İspanya'ya sev kiyat yapılmakta ise de istekler tama* mile karşılanamamaktadır . Karadeniz - sahillerinde birinci sınıf yumurtanın yüz adedi 250 kuruştur. Küçük yumurtaların yüz tanesi 150 * 170 kurüş arasındadır. İhrac ixkelele- rinde kontrollu yumurta sevkiyatı do" layısiyle maliyet fiatı üzerinde hafif bif fark kaydetmiştir. İstanbul'da 1440 lık yumurta dıkları 42 - 45 liraya kadar muamele görmüşse de bu fiatlar bir kaç partiye münhasır kalmi$tır. En son vaziyete gö re 720 lik çift sandık yumurtalar 37* 39 Jira Üzerinde durmaksızın muamele görmektedir. Marmara kıyılarında bilhassa iri, ta ze yumurtalar çok fiatlanmıştır. Hususf toplama kurumları yüz yumurtayı 280 küruşa kadar toplamışlardır. Ege kıyi ” larında yumurta varziyeti daha cansız- dır İzmir'den İtalya ve Yunanistan'a sevkiyat yapılmıştır. Fiatlar umumiyet- le, yüz yumurta 250 kuruşa amele görmüştür. İç piyasalarda: Erzutum, Erzincâfi Gümüşhane taraflarında soğukların şid detlenmesi yumürta — toplama — işlerini güçleştirmiştir. Sıvas'ta da fiatlar yük- sektir. İri yumurtaların yüzü 200 — ku- ruştan muanele görmüştür. Eskişehif, Kütahya, Afyon ve Anadolu demiryol: ları üzerinde yumurta fiatları umumi- yetle yüksektir. Taze mal azdır. Acun yumurta vaziyetine gelince? Müstehlik memleketlerde - fiatlar umu- miyetle yükselmekte, taze yumurtalart kargı istkler arttığı nisbette arz azal- maktadır. Her tarafta konserve yu- murtalara, soğuk hava depolarındaki mallara müracaat — edilmekte, başlıca müstahsil ülkelerde istekler artmakta * dir. Yugoslavya, Bulgaristan ve Roman- ya'da havaların soğuması, bazı taraflaf da soğuğun şiddeti yumurta toplama iF lerini geri bırakmaktadır. Bu ülke'crdt de istihsal çok azdır. İspanya'da taze malların azlığı do layısiyle cenubi Amerika'dan da yumur ta ithalâtı başlamıştır. İspanya piyasıt larmda Arjantin, Oruguvay yumurta* ları da görülmektedir. Piatlarda — istik rar yoktur. 'Taze mallar çok tutumlü * duür. Fransada iç istihsal istihlâke yetme diğinden Ithalât oldukça hareketlidir. 68-70 kilogramlıklar 950, 62-69 —Kit 900, 58.60 Kg. 800, 55-56 Kg. 750, 52” 54 Kg. 650 Pranktır . İngiltere'de fiatlar sağlamdır. DÜM yanın ber tarafından yumurta ıdııü: ve satılmaktadır. Avusturalya, Cent Afrika ve Rusya'dan bile yumurta £7 tirilmektedir. Polonya yumurtaları Öt denberi ucuz arz edildiği için tutumli” dur. Fiatlar: en yüksek 25 ve en 13 1/2 Şilindir. Avusturya'da taze — yumurtalar, *” B. C. D. srasiyle 18 - 16 - 14 - 12 P9” fonya yumurtalarının C. D. ııııf' 12 - 9 1/4 Macar yumurtalarının C- *” nıfi ise 18 1/2 kuruştur. ULKU HALKEVLERİ MECMUASİ Birinci kânun sayısı çılul"?l:. Denizli Mebusu Bay Necib Ali” “Türk dili ve türk müziği, ı—K[.ırİ ya Mebusu Bay Muzaffer'in soyu ve türk tarihi,, Bay H Ali'nin “Dil inkılabımızın teri,, yazılariyle Bay Allll'dw simi, Aydoslu Bay Sait, Bay '., seyin Namık, Profeıö' Dr. Fahreddin Kerim, Bay Zeki C elll, sud'un yazıları, Bay Ferid in hikâyesi vuî::m& y dül Köycülük bölü z nine ve iskân işlerine geni$ " verilmiştir. kurut” 80 sayıfalık mecmua 25 tur. san: kadar mu-