14 Mart 1937 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3

14 Mart 1937 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

v ! : A " H Ç" Yenlçeri ağalarının sa: 4 'r 537 İarihten — Fıkralar: Kösem Valdenin akibeti.. Kösem valde namile an ilan mahpeyker — tarihle Pek büyük roller oynamış, Siriştiği tehlikeli işlerini ka Rla bilirmiş ve hattâ kendi T pâresini dahi — tahi Ve sallanatlar uzaklaştır- Mak maksadile kahren ve Südren kalline delâlet et- Mek gibi pek feci bir hal helicelenen çok korkunç Te lehlikeli bir — kadındı. Onun bu hareketi de Osm Anlı taht ve sallanatırı eli Ne alarak idare etmek ve 'diği gibi zevk ve — sefa Sina dalmaktı Kösem Valde, Fadişah n avct dördüncü Sallan l:hmedl öldürmek suretiy kendi gizli ve sadık be ':):dcrmden: Beklaş Ağaya Manlı tahlıni vermek ve Onunla — evlenmekli. — İşle sebepledir k! Kösem Va €.kendilşine mani olmakla liışanlardan birk açının or iN kaldırılması İçin ke * adamları vaslasile Ye n':f"l ağalarına haber gö €rerek - kellelerinin İste Mesi maksadile — ocağa T gönderdi. Daha bunlat “""'lclt geçmeden — evvel b'?"'" Valdenin bu teşeb M'Ü haber alınarak muka- harekele geçildi. Tarhan l::“î" başağası uzun Sü İ Man, koca Reyhan, lala Tahim ve İsmall ağalara " Mal verilecek İşe başlan- 4 Gelip kelleleri islene- '.ubtndrler! almak — için mll edilen saalile —uzun '. Yman ağa sarayın bü- 3a *tlpılnnm kapallırarak ö 'afazasına da emin ada- *" koydu. Kösem - Val- Ml"ln boslancı — başısı ile llı;' bendelerini göz hapi ğ € aldırarak şüpheli ha- di görülenlerin derhal Tülmeleri için emirler l:f(ıl' ği Ve iptlda — zü- tacılarını — sonra Dluy $ oda takımlarını to Pcd'"nk keyfiyeli anlaldı. İlşahın ekmeğini yedik Di bunun hakkını öde Zamanı gelmiş oldu- bildirdi. g!î:'“ll dahilinde harekete ağı " Zenel uzün Süleyman di o"' Malyeti, İşlerine ma. vnld""-'k İstiyen — Kösem ç €Rİn birkaç bendesini Serdiklen sonru. Kö Önün Valdenin kupısının "“lu'" yeldiler İçeriden gü de YU İşlten Kösem Val- Yüya Yeniçeri ağalarının €rini — zannederek I'::kıı— kapıya koştu. Ağalar geldiniz mi? x"ît Süleyman ağa da:; Diyi? BellI: geldik Açın ka- Tzi süfldl. Kösem — Valde dli' eEymanın yYani, baş- Ü li finin sesini danıdı, Di Bir müddel teredüni! ükş Nra kaçtı. Dalresinin l Tafında, hücera kö Yük d! bulunan bir odanın Yanı, Oolabına girerek yor £K aF içerisine saklandı Pildi ar — kırılarak içeri gi “'İa. halayıklardan — biri Z © Çıkarak: hç Büyük valde benim! Dfdll Yorsanız söyleyiniz! lan '“'Umunuğanm: Ya:- İıuı., Oduüğu hakkındaki iş: , Fon Noyratı pek büyük me | rasimle ve Hayl Hitler selâ areli üzerine Avusturya - Almanya an Taşması dolayisiyle daha ev velce yazdığımız bir yazıda şöyle demiştik: “A vusturya- nın büsbütün cermenleştiril mesi işine girişilmiştir. ve Berlin, bunun dostça ve ken diliğinden bir anlaşma neti- celenmesini — baklı — olarak ümid edebilir. 11 Temmuz anlaşmasını beğenenFransız ve Avusturya- lıların hoşuna gitmemiş olan bu hüküm, o zamandan beri- Avusturyanın — iç işlerindeki inkişafla maalessef — isabetli çıkmıştır. Alber Muse, bir takım — Avusturyalı şahsi yetlerin “müfrit milliyetçi- ler., namı altında gizlenen nazilerle birleşerek bir “cer- mano sosyal, birliği vücude getirdiklerini yazıyordu. Vi- yanalı nasyonal sosyalistler, miyle karşılamak suretiyle, meslekdaşımızın başlamış ol- duğu izahı tamamladılar Gerçi, Viyanalı nazilerin bu hareketlerinin şümulünü tahdid edecek deliller bulu nabilir. Meselâ 2 milyon nü- fuslu bir şehirde 200,000 tezahürcünün pek fazla sa- yılamıyacağı, hususiyle bu mikdarın içinde vilâyetler den gelenlerin de büyük bir mevki işgal ettikleri söylene- cektir. Polisin, Fon Noyrat geçtikten sonra üçüncü Ra yhın bu taşkın hayranlarını dağıtmak için fazla güçlük çekmemiş olduğu tebarüz et tirilecektır. Nihayet hemen ertesi günü, vatanperver ce- phenin, Alman dış bakanının ayrılması dolayısiyle “yaşa gın Avusturya, nidalarıyle büyük bir miting yapmış ol- dukları ve bunun h ç de na: zilerin nümayişinden geri ka hr tarafı olmadığı kaydedi lecektir Fakat gene de göze çarpan hakikat şudur ki: Avus'turya h partizanların pek ihtiyatlı davranmaları lâzım gelen bir hâdise karşısında, Avustur yada cermanizm ve nazizmiın ehemmiyeli, Avusturya ida re adamlarının tahmin ede memiş oldukları bir kuvvet le kendini teyid etmiştir. Fon Noyratın Viyanadakı ikameti esnasında B, Şuşningin gös terdiği ihtiyatlı hareket tar zı, kendisinin tehlikeyi kav- ramış olduğunu ve |1 Tem muz itilâfının hakıki mana- sını nihayet kavramış oldu guna delildir. Bu itilâf nas yonal sosyalist propaganda tına ve faaliyete en iyi bir zemin hazırlamıştır Mariahilfe caddesinde yü kselmiş olan “Hayl Hitler, nidaları faydasır. olmamış tır: Bu haykırışlar Avustur- sırtlanıp bir | tarafa fırlalıldı. Kösem Ve lde saklandığı — dolaplan çıkarılarak perdelerin ipleri boğazına — dlakıldı. Birkaç kişi uçlarına — sarılarak çe: kmeğe başladılar. Şişman olan vücut kolayca devri demedi, Ağzından, burnun dan ve kulaklarından kan dar fışkırarak — yere yıkıldı ve can verdi K. Do, TÜRKDİLİ Almanya Avusturya Anlaşması.. ya devlet adamlarının göz lerini açmış ve onları ihti yata davet etmişlir. ve Fon Noyratla yapılan konuşma larda bunun tesirleri görül müşlür. Fi hakika, dikkat edilmiş tir ki, Avusturyaya devleti nin “Almanlık, — karakteri üzerinde ısrar eden Fon No- yratın aksine — olarak, BB Şit ve Şuşning, kadehleri- ni, Viyana ile Berlin arası- | nda “iktisadi ve kültürel, işbirliği gerefine kaldırmakla iktifa — ettiler. — Şurası da kayda değer ki, Alman dış bakanı, Avusturyanın devlet adamlarından, Habıburglar hakkında beklediği teahhüd.- leri elde edemeden dönmi ye mecbur kalmıştır Auvsturya idarecilerinin te mmuzdaki nikbinliklerine na- zaran bir terakki telâkki edi- lebilecek olan bu - ihtiyatlı hareket tarzı her halde altı aydan beri vahimleşmekten hali kalmamış olan bir teh likeyi önlemek için kâli gel- miyecektir. Bu tehdide kar- şı koymak için B, Şuşninin harekete geçmesi icabede cektir. B, Şuşninin Romaya ya- yacağı ilâa edi'en seyahaı İtalyanın da tasvibiyle Hab #burgların Avusturya tahtına geçirilmesi yoluyla bu güç- lüklere karşı konulmak is tediğine mi delilidir? Bundan korkulabilir? Tek başına Habsburgların yeniden Viyanada yerleşme- leriden büyük tehlike değil dir. Avrupada denberi nice iskandal mev- zuları gördük. Diğer taraf tan şüphesizdir. ki, Alman yaya karşı İtalyanın tasvib iyle Avusturyaya - krallığın yeniden tesis edilmesi Roma ile Berlin arasında mevcut tetanüdü çok gevşetecektir. Fakat bu teşebbüsten de rbal doğabilecek güçlükler malümdur yirmi sene Almanya son zamanlarda küçük anlaşmayı dağıtmak için ne kadar gayret sarfet- miş olursa olsun, bu anlaş manın Viyanada Habsburg ların yerleşmesine karşı bir- likte hareket edeceği muha- kkaktır. Yugoslavyanın kü: çük anlaşmanın diğer dev letlerine karşı müstakil ha reket etmek temayülleri bu hususta aksi kanaat'ere hak verdirecek mahiyette değil dir. Çünkü — Avusturyada krallığın ihdasına en - fazla muhalif olan bizzat Yugos lavyadır. Şu halde Avustur- yada krallığın tesisi öyle bir ihtilâf tehdidini — taşımakta- dir. ki, B, Şuşning her halde bu çarenin faydasından faz- la mahzuru olduğunu bizzat farkedecektir. Esasen bizzat B. Mussolininin de Almanya ve küçük anlaşmayı hasım olarak karşısına çıkarmak bir ihtilâfa yol açmak iste- memesi de mümkütdür Avusturyanın bugün kar pılaştığı güçlüklerin kaynağı hükümeti bir yandan halk kütlelerinden, diğer yandan sulhu müdafaaya azmetmiş devletler grupundan ayırmış SAYFA: 3 Çelik Tren Vagonları vardır. ki; trenle seyahat ederken ön veya arka vagonlarda otur- Bazı kimseler | mazlar. Bu bir hurafe perest- | lik değildir Pu vagonlarda oturmazlar; Çünki bir kaza olduğu zaman yüzde yüz iç içe geçmesi ihtimali olan vagonlar ya ilk veya «10on ur. Neticede insan yi mabileceği gibi ölebi lir de.. Tenlerde bir kaza olduğu zaman en ziyade zarar gö- ren tahta vagonlardır. Tah ta vogonları tamemen atmak için mühim hareketlere gi* rişilmiştir. Her kaza oluşta halkın sesi yükselir ve bun- ların yenileşmesi istenir. Aslına bakarsanız, evvelâ İngilterede. dört büyük kum panya bütün tahta vagon lerı ortadan kaldırarak — çe- lik vagon koymak için ça- lışıyor. Çelik bir vogon, kaza et nasında hiç de iç içe geçecek, gibi değildir. Yangın tehli kesi hiç mesabesine indiril miştir. Çe'ik arabalardan mü- teşekkil bir treninyolcularına| bir müsademe esnasında asla zarar gelmez. İngiltere 1937 inşaat prog ramına 2000 yeni çelik va- gön idhal etmeği düşünmüş- lerdir ki, bunlar, mefruşatı müstesna olmak üzere ta- vanına kadar çelik olacak tır. Son tahta vagon da orta- dan kaldırıldıktan sonra tren yo'culuğunun evdeki yatak ton daha emin olacağını söy- lüyorlar. Telâkki sigortası Talâk sigortası vakıa ye- ni birşey değildir. — Aslen Amerikan malümatındandır Fakat son zamanlarda Am- erikada çok taammüm et miştir! Bu sigorta şirketleri nden birisi i'e — muka eden, mahkemelerden sinde aleyhinde talâk kara- ri alırsa, sigorta — bedelini almaktadır. Fakat Danimarkada daha garip bir sigorta şirketi te- şekkül etmiştir. Bu — şirket aile hayatında aldanmak hukuna tecavüz — görmek gibi hususları sigorta etme ektedir Henı de zevç veya zevcenin maruz kaldığı al datılmak veya hiyanet ne kadar büyük olursa sigorta tazminatı da o kadar büyük Anlaşı'ıyor ki. Danimar kalılar Amerikahlarla gara bet yarışına çıkmışlardır ! Kopek — şefkati! Daha doğrusu, köpek ana şefkati! .. Fransada Sen Ke nde Juli isminde bir adamın güzel ve dişi bir köpeği bü yük bir yapma bebeği ken- disine evlât edinmiştir. — izalesi için, Bu güçlüklerin demek oluyor ki, bir yandan Avusturya — işçilerine, — öte yandan da kollektif emnivet doktrinine sadık — milletlere yakınlaşmak İâzımdır. Viyana hükümeti, şimdiye kadar pek az muvaffak ol- muş metodlarında İsrar eder se. Avusturyanın istikbaline nikbince bakmak güç ola caktır. Müzeye Konan bir Heykel 1866 senesi bir sonbahar gecesinde Nevyork vilâyeti nin küçük Binghamton kö: yünde iki kişi derin bir mü- nakaşaya dalmışlardı. Bun lar köyün tütün satıcısı Co. re Hull ile gene ayni köyün protestan papası P. Perkdi. Münakaşanın mevzuu dev- lerdi Hull, devler - ırkının biç bir vakit mevcut oldu- ğuna inanmak istemiyordu Papas ise fikrinde katiyen israr ett, hattâ karşısında - kiyle alay etti Hall bu ala yı hezmedemiyerek papastan iatikam almak kararını ver: di Bu kararın net/'cesinde “kardif devi, adı - verilen Amerikanın en büyük aldat: ması doğdu. Bu Davin İyova vilâyeti garaip müzesine yerleştiril- mesi için verilen karar üze- rine bundan yetmiş sene evvel geçmiş olan bir hâdi- seyi bütün Amerika yeniden hatırlamıştır Corc Hull © — günlerde İyova topraklarında seyahat ederken insan damarlı bir kaya parçası vastasiyle pa pas Terki aldatmanın ne ka- dar kolay olacağını düşün dü. Koca kayadan gizlice üç tonluk yekpare bir par- ça “estirerek Şikagoda bir taşçının mağazısına taşıttı. Taşçıya bu kayadan 4 metre boyunda bir adam şe- kli kesmesini söyledi. Heykel tamam olunca eski günlerde yaşamış bir cins İnsanın tıp. kı tıpkısına fasiline (Müste hase) benzedi. Heykelin üstüne çelik iğ neli kurşun bir. tokmakla mesameler yapılmıştı Bu işler olup bittikten sonra heykel kereste talaşı içinde ambalaj edilerek Mis- Hullun kain biraderi Willi- am Navellin Nevyorkta kar dıf köyündeki çiftliğine gön derildi. Orada bir metre derinliğinde açılan çukura gömüldü ve bir sene müd- detle gömülü bırakıldı Bir sene sonra Hull - ile birlikte hareket eden Nev- eli, çifliğinde kuyu kazmak için birkaç kişi tuttu Kuyu- nun nereye kazılmasını lâ- zim geldiğini de gösterdi. Çok geçmeden kazıcıların korkudan naralar fırlattıkla- rını işitti, zaten bunu bek liyordu. Dev bulunmuştu. Bir cumartesi öğle sonu idi, az sonra bütün mınta kaya heyecanlı bavadis ya yılmıştı. Halk akın akın çiftliğe koştu. Çiftlik sahibi kazılan yerin önüne bir ça- dir kürmüş, — seyircilerden ufak bir duhuliye ücreti alı- | YOT mutlaka! yordu Halk istiye istiye duhuliye verdi O gün Nevell bir se dekazandığından(fazla kazanç temin etmişti. Seyirci akını haftalarca devam etti Âlimler de çiftliel ziyaret ettiler. Fakat bunlar şüphe lendiler. Kornell üniversite. sinin rektörü bu işte bir da- lavere olduğunu sezdi. Bununla beraber Nevell bir kumpanya teşkil etti Zurhlı elbiseler! Barut ve ateşli — silâhlar tekemmül ettikçe diyor. Bu- na mukabil de kuvveltli zır hlar yapılmaktadır. Bu ara da zırhli elbise veya kasket yapmak istiyenlere de pek çok tesadüf — edilmektedir Fakat zırhlı kasket yapan Frankfort - terzilerinden Eli Bovenin macerası pek dik- kata şayandır. Bu adamın icat ettiği ya- pka, kumaştan mamuldür Fakat göze görünmiyecek şekilde zırhlıdır. Alman Er- kânı harbiyesi bu şapkaya bir manga kerle ateş et tirmiş, şapkaya bir kurgun deliği bile açtıramamıştır. Tecrübe Avrupa ordularının bütün tüfekleriyle — tekrar- lanmış ve hep bu — netice elde edilmiştir. Bu mükem- mel neticeye rağmen — Al- man erkânı harbiyesi bu şapkayı orduya — kabul et- memiştir. Bundan çok muğber olan Eli, Almanyayı terkederek İtalyaya hicret etmiş ve son zamanlarda büyük bir sefalef içinde can vermiİş- tir. Şapkasının ne suretle ya- pıldığı hakkında metrukâtı arasında hiçbir şey bulunama- mıştır. Hayatında takdir ve mükâfat görmiyen zavallı terzi, keşfinin formüllerini im- ha etmiş ve bu suretle e- rarımı mezara beraberinde götürmüştür. Memur Hayvanlar! İngiliz Maliye Lordunun son beyanatı, İngiliz büdçe- sinin şu garip cihetini de meydana çıkarmıştır. Cebelüttarıkta bir eşek ve birçok maymunlar, İngiliz bankası mahzenlerinin kedi - disi Rüfüs, Boynes Ayres İngiliz konsoloshane kedisi Dominiyo İngilir büdcesin- den vazifeleri mukabili ola- rak maaş almaktadırlar. Posta idaresininde birçok vapurlarda haftada bir şilin ücret alan kedileri vardır! 18 Yaşında bir kasahırsızı Yunan zabıtası, Yorgi Al- eksandresi isminde ve 78 yaşında bir ihtiyarı büyük bir para kasası kırarken cü- rmümeşhud halinde yakala. mişlir İhtiyar kasa hırsızı polise karşı biçbir mukavemet gös- termemiş ve: — Ne yapayim; genç ya: şemdanberi bu sanatla meş- gülüm, fakat işler o kadar kesad ve kâürlar o kadar az ki ihtiyarlık zamanı için beş ön para biriktirmeğe muvaf. fak olamadım. Böylece ih tiyarlığımda da — çalışmak mecburiyetinde kalıyorum!. Demiştir. Herifceğ'z, kasa kırmanın ne demek olduğunu bilmi heykelle birlikte bütün me mleketi dolaşıp bir çok pa ralar kazandı Nihayet diğer açık gözler de bunu taklit etmeğe kalkışınca asıl işi yaratmış olan Hull meseleyi ifşa etti. Fakat hayatının sonuna kadar da hiç çalış- madan relah yaşıyacak ka dar parayı cephelerine indir mişti, Şimdi İyova vilâyeti bu heykili müzeye koyacı

Bu sayıdan diğer sayfalar: