27 Şubat 1937 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3

27 Şubat 1937 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—?? ŞUBAT 937 [G'“IIH sayıdan mabat| imdi yuttaşlarımıza ka 'tk iş bu mevzular üzeri" :" Münakaşa etmek imali ikretmek değil bi'âkis bu Emdeleri en iyi tecelli ve kkuk ettirebilecek ve bu de Atatürkün istedi- &İ gibi milletimizi muasır .—MİM. muasır milletle n seviyesine ve hattâ onla fenkine çıkaracak - ted- itleri alarak bu neticeye Yarmaktan ibaret olacaktır. Biz Atatürkü ilk defa mu> '€rbir kumandan olarak dini tarihe yazdırdığını Tüyoruz. Ondan sonra Tü- tk Devletini kurup başına k İkten sonra hiç yanılma- k—'. idari siyasi bir çok âr alarak ve birçok lar vücude getirerek d ve memleketi vardır- ©Âi sandet derecesini yaki- :' Rörüyoruz. Ve bu (ti rla da kendizini tarih bü- bir siyaset dahisi ole N :lldokııık zarüret'nde- ” & kadar isabetli kara- î.'."" Uzun zaman görerek Sdun filiyat vadisinde filiyat nda tahakkuk eden ::“ıüllıı baktıktan sonra & düşen iş bu işaret elti Hoktalarda yekvücut ola İılılqmek ve onun gös diği umdeleri hırzıcan ed (Aıi tekilde kabullenmektir. hı'.") Bu noktadan da 'etmem ki yurttaşlarımız türlü düşünsün — Yal- ı"lklını ümdeler üzerinde Brum Millet bul etmeği ben zaid _&&u İnyipdtli “Dabiliye E lıııııı çok #salâhiyetli klld.'“nı.' yakışana bir şe- Bi bunu izah buyurdular İ Yâlniz bütün bu umde ü & bizden istediği bir nok- İşâret etmek İsterim A “hu'k bütün icraatında he- _l“::l.'lk bunu kabul et- * Bu da, kendi rahatı kmıyarak yalnız mil memleket için çalış- ! güye bilmek ve bu- z İçin de gayet ferağal. Ve fedakâr oimak şimdi tak DBi bir vasfı ele al- Kü '.'rıelıı devletçilik vas ÖLi tlım bu vasfa istina ı»v::lık :erek nazımlı ü erekse başarıcılığını ,:_';:ne aldığı bir işte kul & elemanlar eğer iş Yapan şahsi te dini 'llhıbl kadar o işe ken- tahat R'amazsa ve huzur ve 'Ni feda etmezse devlet v Yâslına ihanet etmiş olur Yasıf semerdar olmaz. VI Tet ;;ı:'mlndı Atatürkün dev- ol Vaşfını haiz birferdi M z Blnıutnılıy ferağat 14 T Yine bir mital olarak llği ÇS maddedeki değişik- '“.:M!ııllmî Orada belki _dlıılııdın şimdiye ka Türk yaşamıştır: Müliyetçi olduğu müddetçe., Tü Üatçe.. Türk yaşamıştır. Âncak kendi varlığının Teşkilâtiesasiye kanununda değişen Maddelerin müzakere zabıtları: Atatürkün isted .. iği gibi.. müddetçe... dar elde ettikleri menfaatin bir cüzünü âmme namına müşald şartlarla vermesi is tenecektir. Eğer bu adamlar tam feragatkâr olmazsa mat lub neticeye varılmaz Fakat hiç şüphesiz ki Halil Men- teşe arkadaşımıczı'da — işaret ettiği vechile beşeri dalma tekâmüle sevk eden ve bu hususta divamik bir kıymeti olan mülkiyet hakkını hatır dan geçmez. Zaten 7düncü maddenin kısmı eveli bunu sarahaten temin etmektedir. Binaenaleyh ilerde yapıla.- cak kanunlarda âmme me- nfaati ile, şahsın menfaatımı telif etmek için yüksek me- elisin inceden inceye çalışa- gağına emin olmak pek ta> bildir. İşte görülüyor ki. bü> tün bu vasıfların iyi netice verebilmesi için vatandaşla rın, Yüksek Atasının sözünü tutacak şekilde ferağatı his ve ferağatı nefisle işe sarıl- maları ve memleketi bu şe kilde müstefid etmeleri ge rektir İlâve edilen beş vasıftan biri de, inkılâpcılıktır Muh terem arkadaşımız B. Halıl burada kendilerine ârız olan bir tereddüdün izah edilme” sini istediler. Hakikaten su zabirede görülüyor ki reti memnleket siyasi inkılâbını yapmış ve en mükemmel bir şekli Hükümet kabul et- miştir. Şu halde burada ya ni inkılâbcılık sahasında yar pılacak olan nedir? İçtimai | inkılâpları yapmış memlek- ette bunun üzerinde de söz söylemeğe mahal kalmamış tır. Memleket iktisadi inkı lâbı da bir kanun i'e ikmal etmek üzere bulunmuştur. Şu halde inkılâpcılık ne şekilde tecelli edecektir? Daha ne istenebilir? Ben öyle zanne derim ki, bu, teceddüd ve terakkinin bir remzidir. Zi- hayat olat herşey daima il erlemeğe muhtaç ve mecbur dur. Tevakkuf ettiği takdir- de inhitat başlar Şu halde inhitattan kurtarmak ümran onu için mütemadiyen yapmak, ileriye gitmek zar uretindedir. Buradaki inkilâ pelıktan alacağımız manâ bu olacaktır Diğer kayıtlar söyliyecek bir tur Tabiatile madamki Devlet işleri gittikçe çoğalıyor, et ki devlet mefhumu yerine buügünkü hükümete düşen bir çok vazifeler vardır. Elbet te teşkilâti bu vezalfi yapa- bilecek şekilde çoğaltmak doğru olur. Hulâsa itibarile hakkında sözüm yok söyliyeceğim şudur: Atatür- | kün işaretini bu memleketin hüsnüniyetle kabul etmesi, bu memlekelin ve bu mille- Bu Ümdelerle Milletimizi Muasır Medeniyetin Fevkine Çıkaracağız ık yaşamıştır: Devletçi oldnğu müd- osaslarını kendi tuhundan çıkardığı tin menfaatınadır. (Bravo sesleri, alkışlar.) TEŞKİLÂTI ESASİYE EN R. ŞEMSEDDİN GÜNAL TAY (Sivas) Arkadaşlar; Halil Menteşe arkadaşımız çok ince ve esaslı bir nokta- ya temas ettiler. Bu nokta da, bugün tadili teklif edi len ve Türkiyenin Esas teş kilâtı hakkında umda ola- rak kalması takarrur eden ikinci maddeye aiddir Arkadaşlar: Bu madde Tü rkün hayatından, Türkün ta ribinden, Türkün asırlar içe rsinde geçirmiş olduğu inki lâplarından mülhem olan kudsi esatlardır. Bu esas'ar arzettiğim gibi, Türkün tar- ihinden çıkarılmıştır. Türkün tarihini karıştırırsak, mazi nin karanlıklarına gömülen ve asırların en derin'iklerin den kudsi bir varlık halinde beşeriyet üzerine yükselen Türk, ancak © günden bu güne kadar, varlığını, bugün burada tesbit ettiğimiz esas lara istinaden muhafaza ct miştir. Türk yaşamıştır; mil- liyetçi olduğu müddetçe; Tü rk yaşamıştır, devletçi oldu ğu müddetçe; Türk yaşamı ştır, ancak kendi. varlığının esaslarını kendi — ruhundan çıkardığı müddetçe. (Bravo sesleri) İşte Türk ölüm döşeğinde iken, varlık ruhunu, kendi sine nefh edenler Türkün ta. rihine gömülerek onun var lığının esas seciyelerini bul | muş ve bugün burada teklif etmişlerdir. (Bravo sesleri) | Arkadaşlar; bir milletin | ana kanunu yapılirken ilk evel nazarı itibara alınacak şey, © milletin kendi husu- siyeli, kendi ruhunun tece İi- yalı olmalıdır. Ancak o yo- Idaki umdelere istinad eden bir millet, en büyük fırtına lar karşısında — varlığını benliğini mühafaza eder Türk, Asyanın bir ucund - ao öbür ucuna kadar hâkim olduğu devirlerde - kendisini yıkan âmil ancak içinde yer alan harici milletlerin telki- nleri olmuştur. Büyük Tukyu Devleti yı- kıldi. Bunun âmili o zama- oki Çin siyasilerinin, Türk benliğini yıkmak üzere, mü temadiyen yaptıkları telkin ve fikirler olmuştur Hepiniz bilirsiniz ki bütün dünya Türkün — ölümünün, determinizm esaslarına göre, mukadder — olduğunu iddia ettikleri bir #rada, onun | büyükleri, ancak Türkün ru- hundan aldığı kanaatla bu gün gördüğünüz bu canlıya hayatlı devleti kurmağa mu vaffak olmuşlardır. (Aşıklar, | bravo sesleri ) Şu halde bugün huzurunuza arzedilen ve an esasdır. Şu halde Türkün | tadilâtın esası olan Cumhu riyetçilik, Türkün kendi ru- hunun ifadesi demektir; Mi İliyetçilik o da kendi varlı ğının idamesi için lâzım ©o'- bu esasları Teşkilâtı Esasi ye Kanununda yer bulunca bunlar muhalif olarak fikir ler serdedilmiyecek midir diyorlar, Bir liberel çıkıp | liberalizm esaslarını komü nist, çıkıp komünizmi müda- faa edemiyecek midir diye | soruyorlar. Hayır etmiyecektir, ede miyecaktir. Teşkilâtı Esasi ye Kanununa muhalif her hangi bir hareket nasıl bir cürüm ise, bu esaslara mu: halefet de aynı şekilde cü rüm sayılacaktır. (Bravo se sleri, alkışlar.) RECEP PEKER (t ütah- ya) — Arkadaşlar; Halil Menteşe arkadaşımın ilişm: | esile uyandırılan mevzu ha kikaten bu kadar mühim | bir işin Yöce Kamutaydan çıktığı esnada üzerinde ko- nuşmak gibi büyük bir fa yda temin edilmiş olacaktır. Ben de Halil Menteşe arka- daşımın tasavvur ettiği bir faydanın şümulüne - hizmet | etmiş olmak için fikirlerimi arzetmek maksadile bu kü rsüye geldim. Arkadaşlar; iç rejim bakımından yer yü- zünün haline kısa bir görüş yapalım. Bu görüşün hulâs ası şudur: Yer yüzünde bir çok çeşidli krizler yanında her yerde ve kendi kanaa- time göre diğer krizlerden daha mühim — bir iç rejim krizi ve buhranı hüküm sü rmektedir. İçinde yaşadığı- miız günün en — önemli bir noktası olarak bizim gibi yeni ve modern hayata ye- ni çıkmış bir. Devlet için kendi rejimini daha ileri bir dikkatle göz önünde tutmak ve kendine yakışan kendi | hayat ve ihtiyaçlarına uygun şekilde kuvvetlendirmek ve tanzim etmek baş işlerin en başındadır.. Müşterek inan: Bizim şimdiye kadar reji mimizin esası olarak Devlet kanununa geçmiş ve yurdun henüz hayata doğmuş en ta- ze çocuğundan en yaşlısına varıncıya kadar, hepsi için müşterek bir inan mevzuu telâkki edilmiş olan mahi yeti Cumhuriyetten ibaret tir. Şimdiye kadar Cumhuri- yet Halk Parlisinin şuüru içinde beslenip büyümüş o! | ap ve partinin kendi hususi ve profesyonel politika tel- | ükkisi içinde kalan hayati esasları biz. bu madde ile Teşkilâtı Esasiye Kanununa eklemekle bütün yurdun mü şterek resmi ve kanuni bir rejimi haline sokmak İstiyo ruz Bu hâdise, hakikaten baş'ı başına büyük bir inkı lâp sayılacak kadar mühim bir meseledir. Bu esasların Kamutay tarafından kabul edilip resmiyet — kesbettiği dakikadan ilbaren yurddaş" ların laboratuvarında - çalış an profesörlerden günün po litikası ile — uğraşmıyanlara ve işlerin başında bulunan büyük müdür arkadaş'ardan | meselâ Devlet Demiryolları- | “ümkân yoktur. nin bir. makascı bütün vatanda; lara inanacak, bunları seve | cek ve bunlara itaat mec- buriyeti altına girmiş olaca klardır ve bütün milli faa liyet ahengi bir manzume halinde birbirini tamamlıyan bu yüksek esasların havası içinde akıp gidecektir. Bu şu demektir ki bizzat hayattan alınarak Cumhuri yet Halk Partisinin progra mınin içinde yazılmış bulu" nan bu hükümler, bu dev- letin bundan sonraki varlı ğgında bütün yurddaşları bü- tünlük ve beraberlik ruhu ile besliyecek ve milli birlik için daha sıkı bir tedbiralı pmış olacaktır. Temyiz Ma hkemesinin en büyük hâki minden en küçük memurla rımıza kadar hüküm veren tedbir alan, emir veren ve tanzim eden herkes günlük işini yaparken ve kararını verirken kendini bu seasla- rın çerçivesi içinde hisset: mek mecburiyeti altına gi recektir. Halâşa arkadaşlar bu ka:- nun çıkınca resmi hüviyeti olsun olmasın bütün vatan daşların tertip ettiği milli bünye müşterek ana esaslara beraber inanan — sarsılmaz büyük ve daha kuvvetli bir kütle haline gelecektir. (Br avo sesleri, alkışlar) Bunun edebiyat kısmı üze rinde fazla durmıya lüzum yoktur. Liberal Propaganda: şimdi Halil Menteşenin teknik - olarak bahsettikleri noktalara gelelim. Liberal propaganda Türkiyede yapı. lmıyacak mı? Encümen Baş- kanı benim de dahil oldu ğum encümen arkadaşları mız namına cevabımızı ver- di. Ben bu izahata bir az daha şümül vermek isterim. Yeni hükümler anayasaya geçerken bunların mânaları mı Cüzün uzuün — metne sokmıya — kanunun — kon strüksiyonu itibarile Fakat bir mokta pek açıktır ki, şim diye kadar ana kanunun te- melini teşkil etmiş olan cu- muriyetçilik aleyhine yurt içinde hiç kimsenin hiçbir faaliyette bulunması caiz ol- madığı gibi şimdiden sonra da cumhuriyetçiliğin nakızı olan saltanat lebine bir ha- reket; hiçbir. kimseden bir hareket sadır. olmiyacağı gibi, Teşkilâtı — Esasiyenin umumi bünyesinin - teyidatı altında olarak milliyetçiliğin nakızı olan beynelmilelcilik ve halkçılık nakızı olan 'in- Uyazcılık veya - sımfçılık ve devletçiliğin nakızı olan li berallik, İâikliğin nakızı ol- an klerikallik ve — inkılâpçı- lığın nakızı olan irtica leh- inde hiçbir faaliyet yapıl mıyacaktır. Bu esasların Kamutayca kabulünden sonra memle ketin sosyal, kültürel ve si yasal hiçbir. sahasında ne tek adamın ne de cemiyet halinde her hangi telkin ve- ya teşebbüs halinde hiç ki mse katiyen faaliyet ifa ed emiyeceklerdi. (Bravo sesle ri, alkışlar) Bir Anayasa Kanununa madde konurken — yazılan ana hükümlerin mânalarını Öksü refıieı%: uzun uzun izah tefsir edici sözler ilâvesine imkân ol- madığını söylemiştim. Fakat Kamutay huzurunda — yapı lacak konuşmalardır ki bu kelimelerin mânalarını bü tün tatbik ediciler — tarafın- dan anlaşılmasını - kolayla, tarır. Bu itibi bu izahlar üzerinde müsaadenizle biraz fazla duracağım. Biz Cümlhurtyetçiytz; Arkadaşlar, biz. Cumhu riyetçiyiz diyoruz. Cumburi- yet Türkiyenin — değişmez Devlet şeklidir. diye Ana Kanuna hüküm koymuşuz. Fakat Cumhuriyetin bizde tatbik edilen tarzından baş. ka çeşidli nevileri de vardır. Siyasi vahdet: Türkiye öyle bir Cumhu. riyettir ki bu şimdiye kadar Ana Yasaya girmemiş olan diğer beş vasıf ile beraber bir siyasi vahdet teşkil eder. Meselâ Amerika da bir cu- mhuriyettir. Fakat idaresi itibarile büsbütün başka esa- slara dayanır. Fransa da bir cumhuriyettir. — Fakat tam liberal — bir Cumhuriyettir. Nihayet Müttehid Şuralar Sovyet Rusya da bir cum. huriyettir. Fakat sınıf hâki- miyetine dayanan büsbütün başka şekil ve mânada bir cumhuriyettir. O halde Türk Teşkilâtı Esasiye Kanununda Türkiye. nin yalnız cumhuriyetle ida. re edildiğini ve Türkiyenin yalnız cumhuriyetçi olduğu- nu ifade etmekle bugün ilerlemiş — ve inceleşmiş olan siyasal mefhumların alanında kâfi bir vuzuh yap- mış olür muyuz? (Hayır ses- leri) O halde herkesin müşte- reken ve derinden anlama- sına imkân verecek bir vu- zuhla belirtmek gerektir. İşte bu altı vasfın yanyana bizim cumhuriyelimizin farık va- sıf ve esasları olarak kanun” da zikredilmesi elzemdir. Sonra arkadaşımız bilhaş- sa bir noktayı ifade ettiler ve dediler ki: Ş İnkılâpçıyız diyoruz; Cum: huriyetçiyiz diyoruz. Bazı insanlar komünizm faaliye- tinde bulunurlar. Böyle bir adam hâkim huzuruna çik- tığı zaman, evet ben ııılılllp: çıyım ve bilhassa Cumhu- riyetçiyim der. Ve inkilâp- çı olduğu için komünizm yaptığını söyler bu husus Teş- kilâtı Esasiye — Kanununa konmuş olan - vasıflara hiz- met vadisinden beni nasıl olup da muateb addedildi- gini ileri sürer Hayır bütün vasıflar yan- yana mütelea edilince ne komünist ve nede faşist bir hareketi bizim rejimimizin derpiş ettiği bir inkilâp di- ye ileri sürmeğe imkân yok- tur, Diğer vasıfların tamam- İayıcı mânası içinde bizim takilâpçılığımızın — farikaları vardır. Sade cumhuriyetçi veya sade inkılâpcı oluşumuzun değil; diğer ana vasıllarımı: zın da başka yerlerde, baş ka ideolojilerde kullanıldı- ğından ayrı ve bize mahsus mânaları vardır Milllyetçilik vasfı: Arkadaşlar, milliyetçiyiz, (Lütfen sayfayı çeviriniz ) KATRAN HAKKI EKREM llli

Bu sayıdan diğer sayfalar: