- — —O L A AA — dm a a eei İ Yecek 17 ŞUBAT 937 Kar[ak'oll.ârınr Aysesi..' Blwıvı.ıı ilerliyerek sordu: — Nereye gidiyorsun. — Bürsiya. Tüm. — Bu kadın aşağı insin. — Sebep? — Şimdi sana — sebebi lGıl:oıııııı fazla lâf yok aş- aS Şofâr ayak diremek iste: di. Fakat böğefendi fazla töylemedi. Neferlere bir göz İŞâreti geçti. Bir dakika iç şoför palas pandıras ’llıhuıp içeri tıkıldı. Ar Yüzünü örtmeğe (üzum histetmiyen Yürük Ayşe de örtüsünü kulaklarının Arkasına atmış, inci gibi be- Yaz dişlerini gösteren bir tel le çavuşa bakıyor du.. . — İnsene Ayşe Âyşe yerinden kalktı, tp ! Yüz basamaklı bir tah tan itiyormuş gibi salına ı"'ıı kaymondan aşağı in Artık mesele kalmamıştı. | Vartayı iki tokatla sa Yüştüran yolör de Tirenleri 'H tam gazla oradan uz nıştı Oh olsun çapkina! Nasıl İz #astlik yolu dört gün de alır mı? Âyge karakol odasına gi iskemleye ilişti. Ça vuj DH*: sert ;h ıe'ıleic ğ ana bak Ayşe dedi.. Beni .“İlrıın'hıç şakam yok U Seninle eskiden de tanı ::i"'_ Bu gece burada kala “!:I yarın sabah erken İ ehi posla edip bizim Btakanın dışına atacağıın - S Ydi bakalım düş önüme. ses çıkarmadı. Gene =u|ıııı salına çavuşun lı* de nezarethaneyi boy ' Burcsı tek kapılı, pe €siz, dıvarları kalın bir VİRÜd Yerde'tabön” tab: v 'dan başka oturulacak Yatılacak yer de yoktu. Yte İçeri girince etrafi: ha bakındı Yarı karanlıkta bi Y göremiyerek baygın le Çavuşa sordu: Çavuşum işık vermi misin” ” İşik mı dedin? Kasn- aç :“ işliyeceksin kız. Ya- Yürsün , Ça- krl:ıl diğari çıkmiş kapının =-lıı: Çevirmişti. Anahtarı ı..ı.'dı:ı(ıhııkeı'ı neferlere S Banma bakın ben gidiyo- ©, koğuş nöbetçisi kim? — Hasan * — Pek âlâ santıralı boş |ılklıııyııı vuş yürüdü. Neferler: &n biri ilerliyerek kısık bir e: ..* Başefendi anahtarı bi Miyacak mısiın? Diye sor H Âyte ses çıkarmadı bu — Havgi anahtarı? e “SlL, ....M.'İnl — Ne yapacaksın anah Nezarethanenin M. GÖZALAN tarı? Hani, belki karı gece dı- garı çıkmak isterde. Çavuş başını salladı, dü- şündü, see çıkarmadan yü- rüdü gitti Gece olmuş. neferler ufak koğuştaki demir karyolala rın Üzerine sırt üstü uzan mışlardı. Hepsinin - gözleri tavanın uzun kirişlerine ta- kılmış, kulaklarında - kilise kampanaları çalıyormuş gibi yavaş doğ ruldular, göz göze geldiler, Bıyıklarını sıvazladılar. hep bereber kalktılar nezaretha nenin kilidini yokladılar. He nüz yeol yapılan karakol bi nasının her tarafı gibi bu odanın da kapısı ve kilidi sağlamdı. ÖOadan sonra - bellerinden kasaturalarını çektiler 20 da: kikada kapıyı kasasile bir- likte aşağı alıyerdiler x* Sabaha karşı, henüz or | talık tamamen ağarmadan çavuş pek erken uyanmıştı Evinden çıktı Yolu karako la düşünce içeri girmek is- tedi kapı kapalı idi. Çaldı, | yumrukladı, ses sada çıkmadı. ayak kapı Tekrar çaldı. içerde patırtısı oldu. nihaye: | açıldı: — Sağır mısınız be.. Ölü üuykusuna mi yattnız! İçeri girince, gözüne ilk defa ka “gasile beraber yerde yatan kapı ilişti. Sonra içerde, beş Opumaralı lambanın işiği al- tında, dört dave şiltenin üzt üste — konmasından husule ge'en (sedir) üzerinde bat taniyeye bürünmüş güzel Ayşeyi gördü. Bir kraliçe ihtişamile köşeye kurulmuş- tu. Kızarmış ekmek, süt, te | rp bittikten sonraki | hazırlıyan hep senmisin? re yağı, bal, sucuk hazırlop | yumurtadan — ibaret & a * bah kahvealtısını yapıyor. bir yandan da neferlerin yün çoraplarını yamıyordu Bi- raz evvel yıkadığı pek belli olan ıslak saçlarını kurusun diye omuzlarının üzerine koy vermişti. Çavuşu görünce gül: dü Tepeleme ocak korile doldurulmuş mangalın sıca klığile yanakları kızarmıştı. Çavuş hiç ses çıkarmadı, koğuşa geçti Dörl nefer şil tesiz karyolaların üzerinde kapul'arını başlarına çek mişler uyku taklid! yapıyor: lardı. Çavuşun — bağırmasile yerlerinden sıçradılar. Bune hal. BN — Kapıyı kim kırdı - " - Hepinizi falakaya çe- keceğim. Divanıharbe — ver direceğim.. İçlerinden biri atıldı; | Kimsenin kabahati yok | gana koştlular. başefendi. Kapıyı kıran be. | nim Sen misin? Öyle ise al gözünden bakalım Neler lerden birine seslendi: — Mehmet Efendim | fon çaldı: TÜRKDİLİ İngiliz Gazetec S | Cihan harbinden sonra dünya matbuatının mali vaziyeti | ye gözetelerin bugünkü hali hakkında bir kaç fıkir.. İngiliz gazeteciliği, cihan | harbından sonra, Taymis gi bi en muhafazakâr gözetel erin bile kendilerini kurtara madıkları esaslı değisiklik ler geçirdi. Bu zahiri deği şiklikler, gazetelerdeki yazı ların geniş ö'çüde değiştiril miş olmasile ifadesini bul du. Londrada çıkan “Ekono- mist, adındaki göazete, bu mesele etrafında neşrettiği bir seri makalede, bir gaze tenin, kamoya — dört türlü hizmet görmesi lâzım geldi- ği neticesine varmaktadır: D — Havadis, a Fikir ve mütalealar 3 — Havadisleri izah 4 — İngiliz gazetecileri- nin “argo, su ile meşriyal xeaturesv, yani okuyan ha İkı meşgül — edecek havayı yapmak. Cıhan harbından evel, en ileri plânda, “havadis ve fi- kir, bulunuyordu. Fakat ha. on yıl içinde “Features, hâkim va- ziyete geçti Şimdi ise, me sele ve hâdişelerin izahı, bü yük bir rol oynamaktad.r Bundan dolayı milyonlarca basan popüler gazetelerin Yık şu kâratayı.. Mehmet bir hamlede ar kadaşını yere devirdi Ça vuş kollarını sıvadı. Meşin | kamçı havada korkunç bir islik çaldı. Tam bu sırada Yürük Ayşenin sesi işiti di Yavaş yavaş gelmiş ça vuşun omuzuna kadar sokulmuştu. Tatlı munis bir sesle: — Çavuşum dedi. Vurma bu delikanlıya , Bapıyı kıran benim.. - Sen misin? Bu kos ko- ca kapıyı kasasile beraber indiren sen misin? Benim . Ya bu ş İteleri taşıyan, lambayı yakan, südü, tere- yağları ekmeği, sucukları Hep benim çavuşum Sen beni bilirsin.. Ben karakolların Ayşesi- yim.. Çavuş kolunu — kaldırdı Ayşeye vuracaktı, fakat on ua İçi dumanlı gözlerini du- daklarındaki uçuk - tebessü. mü görüace kolu aşağı ra> rktı, vuramadı. Sonra neferlere dönerek: Haydi bakalım — dedi. Hepinizangaryaya bugün ta-, htalar uğulacak, bahçenin gübreleri temizlenecek, ak şama kadar oturmak yok . Neferler memnundular. Hiç ses çıkarmadan İş'erinin ba: Biraz sonra geçen boş otomobillerden bi rile, bir jandarmanın mu- hafazdsı altında Yürük Ay şe ileri karakola teslim ed ildi. Gece yarısına doğru tele Alo.. — Burası (. ) Karakolu Eyyy. Ben kimim biliyor mu sun çevuşum. Yoaco Yürük Ayşe Kurakol: ların Aygesi. SÖON — | leri rekabet ve iliği.. her biri, “aeden, ve anasıl» diye tahlil ve izah eden ek sperlerden mürekkep heyet ler kullanmaktadır. Buna, bu tarzda tahsis edilmiş ol- an sayfa'arı çoğaltmakla im kân, hasıl olmuştur ki, eko nomlstin fikrince, bu sayfa- | ların adedi, birkiri üzerine günde üç ilâ dördü bulma- ktadır. Dünya harbından birçok gazeteler birleşmek derdine tutulmuşlardı. 1930 danberi, “Dally News, ile “Datly Chronicle,in *News Chronicle, adı altında bir Teşmesinden başka hiçbir te- merküöz hâdisesi olmamıştır. Fakat, Lkonomist, teme rküzün mevcut — olduğunu başka bakımdan tesbit etm ektedir. O da, Londrada çı- kan Popüler büyük gazele vin tirajları yükselmekte, vi lâyet gazetelerinin ise düş. mekte olması — hakikatidir, Sabahları çıkan on tane mi li gazetenin okuyucuları yü- zde 7,5 çoğalmış. otuz tane vilâyet gazetesi de — yüzde | 5,5 niâbetinde okuyucusunu | kaybetmiştir Bu hâdisede de, lagilizlerin bir nevi “adam avlamak manâsına — gelen *Canvassing, adını verdik reklâm da ehemiyetli bir rol oynama ktadır. Vaktiyle, bu pek pa halıya mal olan tarzdan va zgeçilmesi için. Popüler bü arasında bir sonra yük gazeteler ağreement yapılmıştı; fakat *Daily Herald, bunu bozdu. Atşam gazetelerinin de okuyucusu azalmıştır. “Eko- nomist, bunun da sebebini bu gibi gaz telerin “canva- ssing, yapmadıklarında maktadır. Fakat diğer t ftan, daha başka çarelere de baş vuruluyor; — meselâ «Daily Telegrapho, gazete nin fiatını 2 peniden | pe- niye iadirmek suretile tiraj imı beş mis'line çıkarmıştır. İngiltereye mahsus bir us: ul olan pazar gazetelerinin de tirojları düşmüştür; an gcak hâlâ hatırı sayılır bir ölçüyü muhafaza etmekted. irler ki, bu nevi gazeteler: den üçüncü tirajı ceman 7 milyondur. Perager preseden *Daily Herald,,, mali mu: vazenesine imkân veren bir tiraja kadar, 2 ı harca varıncıya milyon İngiliz lir. mış olduğuna göre, kalkınıp tutununciya kadar ne nisb - | ette fedakârlıkta bulunmak ı icabettiği tasavvur edilebi: | lir | Büyük gazete tröstlerinde | ağacından tutunuz da rota tif makinesine varıncıya ka- dar hepsini kendileri yapa-' bilecek bir surette tröstleş | bayramıdır. Kesilecek kur- | | ban hayvanlarının deri ve | muna verdiğimiz gibi deri MÜFTÜLÜKTEN Rasathane direktörlüğü nün tesbili veçhile 22 Şubat 937 pazarlesi günü kurban bağırsaklarını Hava kuru- ve bağırsakların toplanma sında lâzım — gelen yardım ve kolaylığı da göstermek borcumuzdur Zamanımızın enmükem mel ve en - kuvvelli silâhı fayare olduğu malümdaur, Her devlet Hava kuvvetleri nf daima arllırmakladır. Bizde bu fırsattan islifude ederek bu - silâhımızın ço galması için el birliğile ça- lışılması - sevgill haltkımız- dan rica olunur. Dünkü unve zahire flatları UNLAR: Azami Asgari K. K. 55 Randıman 960 950 60 y 920 910 70 & 860 — 850 80 ğ 800 790 | ZAHİRE: Buğday 6;25 5 Yerli Sert - 5,25 4,50 Yumuşak — 5,50 5,75 Hariç piyasadan gelen buğday Yumuşak &6 6 | Sert 7,50 7,50 Mitir 4.75 4,25 Arpa 4,715 4,50 | Mühür Köyümüze ait muhtarlık mühürünün fazla silinmiş ol duğu cihet e yenisini yaptı racağımızdan eski mühürün ard. Lloyddan — ayrılmıştır. Ancak, buna — rağmen, bu konsorsiumlar hâlâ birer mu- azzanı teşekkül halini mu- hafaza etmektedirler: “Daily Express,, “Sunday Express, ve “Evening Sta ndard, gazsteleri Beaverb rookun elindedir. j Ekonomist, gazete endüs trisinin mali işlerini tetkik ederken, bir gazete müecme sesinin, çok harcayıp az ka- / SAYFA: 3 ——— —e datırlü ' Tasın iki müsveddesi İtalya hükümeti Londrada bir eski eserler tüccarından Tasın iki müsveddesini bü yük bir para mukabilinde al. mışlir. Bu müsveddeler Tasın Jerusalem ve Amintedir. Bu müsveddeler Dük dö Ferore- nin elinde idi; birçok ellere geçlikten sonra 1727 de izi kaybolmuştur. Bundan bir sene evvel bu el yazılarının Londrada oldu ğu öğrenilmiş ve İtalya hükü meti namına satın alınmıştır Bu müsveddelerin ciltleri üzerinde Lord Charles Styart arması vardır; bu Lord da 1815 den 1830 tarihine ka | dar İngilterenin Paris sefare- retinde bulunmuşlur. En küçük kitap- 1855 Paris umumi sergisin. de Sen Petresburg meşhur ta- | bilerinden M. Reykel ba: ği kitablardan birisini arzetmiş- tir. Bu kitap ancak bir pos: ta pulu " büyüklüğünde ve her sahifesinde 17 satır var di ve ismi (Liyon İncili) idi Tâbi Reykel, matbaası us taların bundan daha büyük | harikalar gösterebileceklerini de söylemiş ve Rusyaya av- detinde Krilofun 25 efsane: | sinden bir eseri daha küçük hacimle tabettirmiştir. Ancak bir mukavva kalın. lığında olan bu eserin 87 sahifesi ve her — sahifesinin 22 satırı vardı. tebdili hükmü olmadığı ilân - olu- nur. Büyükbostancı köyü muhtarı Halil tın aldığı bir gazetenin ma- ( liyetl 1,70 peni olduğunu | hesap etmektedir; bu itibar: la 0,70 maliyet ile birlikte müessesenin kazancı, ilân parasile temin edilmektedir. Birçok okuyucular, aldık- ları gazetenin yalnız bir kı - sım istihsal masrafını öded- iklerini, ilân sahiplerinin ke- ndilerine âdeta bir hediye verdiklerini bilmezler. zanç temin etmesi gibi bir tezadı tebarüz ettirmektedir Bu cihet, bilhassa “Morning Post, ve — “Observer, gibi bir ücret mukabilinde bası- lan gazetelerde — göze çok çarpmaktadır. Pu gibi gaze- telerin yatırılmış sermayele- rini yalnız birkaç büro teş kil ediyor ki, tpkı bazı hu susi ilâçlar gibi, masrafları nib yüzde YÜ ni reklâm masrafları teşki! etmektedir Londranın bir basın org anizasyonu olan Pep basın işlerini tetkik eden bir. ki- tap neşretmiştir. Bu eserde, iki milyon abonesi olan po- püler bir gazetenin pilânoç su şu şekilde gösteriliyor: Varidat İngiliz lirası Gazetenin satışı — 1 600,000 İlân 1.800,000 3,400,000 Masraf İngiliz lirası |Kâğıd ve mürekkep 1,100,000 miye doğru bir meyil var- | Tertip ve tabı £00,000 di Fakat, tröstlerin tröstü | Yazı işleri 350,000 sayılan, Rothermere tröstü, | Tevzi 350,000 bütün bu bağları çözerek, | Reklâm 300,000 kâğıtlık ağaç yedeği olmak Okuyucuların sigorta:1100,000 üzere, yalnız yeni Fundlan: | Amorti 200,000 ddaki ormanları muhafaza | Muhtelif 100,000 etmiştir; hattâ Bowaters fi | Tekmil masraf 3,000,00 1 rmasiyle de alâkasını kesm- | Kazanç 400,000 iştir Bu rakamların tahliline İkinci büyük bir tröss sa yılan Berry grubu da Edw istinaden, Ekonomist, okuy | ocunun bir peni vererek sa- BZ L ao Bönnne di B e li ö öbe n Ka Çalışanların aldıkları ücretlere dair gösterilen ra- kamlar, çok — enteresandır. Hususile teknik iş çok para kazanan fakat aynı zaman- da da en iyi organize edil- miş olan İngiliz işçisidir, İyi bir mürettip haftada asgari 160 şiling alıyor İşe yeni başlamış bir. muhbir veya muharrir muavini ha- ftada 9 İngiliz lirası ve © şiling almaktadır; — gündüz işi haftada 44 saat gece işi 38,5 saattir. Asgari mezün- iyet yılda üç haftadır. Gazetenin asıl — masrafı, çok paraya mal olan rek- lâm masrafı kadar büyük değildir; fakat muayyen ve yüksek bir tirajı bulduktan sonra, bir gazete için fevk alâde kazançlar temin etm- ek imkânı da vardır. Bun dan dolayıdır ki, tirajı yü- kseltmek için çok acaip şe- killer alan bir rekabet me ydana gelmiştir Ku rekabet işi, evvelâ; aboneleri — sigortalamak ile başlamış ve 1933 de bir gazete, abonelerine Dicken- sin bütün eserlerini hediye etliği zaman,en yüksek me rlebesin varmışşır. Dört ilâ sekiz hafta sabredebilen ab önelere dolma kalemler ilah . gibi hediyeler verilmiştir.