27 Ağustos 1935 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3

27 Ağustos 1935 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PTRA |e K İA LK /MLAR | v Hastanede Mi tanıdıklarım, gözle Tisi, ikci derece gibi, gözleri- :;leluık altına yerleştir- | '::lnlı yangınını - ölç » İçin.. Yan gözleriyle, gözleri- Beyli hei — 27 ACcıyan her şey için kavutma sözlerini tek- ,"'İlıır.lıııııı.. .H'ı:' ©n gün kadar. konuk * M Memleket hastanesi Gece yarıları, inim inim Yen koğuşları; her uzvu Yan gövdeli bir hastaya 'eltim. ,.' koğuşun, her karyo Başka çeşnili bir iztirap RBarasile inlediği için.. İ ların dnvarlarında trmometre, bu büyük tilll bastanın koltuk al konmuş. kacaman bir _q'teydi sankı.. ©ce yarıları, hastanele %kırekıuııtık kokusunu " *'—Y." koridorlarda gezinir büyük bir düşünce uğ diz H eziyet çekmenin #on- tadını tadar gibi oldum!. M. N. : İ;ugıllavya “|laristanla bir anlaşma İN Yücude getirecek? h “igirat, 26 (AA) lavyada Kraguyevaçda | :"ınd.u bir meting yapı- tir, eşki harp demokrat k tllıl Başkanı bugünkü ka Yi tenkit etmiş ve Sırp h r W la x—:nlıımı yapmak — kabil q Hnu söyledikten sonra k küçük an'aşma, Bal anlaşması ile elbirliği E'..k ve — Bulgaristanla Yakınlaşma vücude ge ——i lekinde bulunduktan —". Sovyet cumuriyeti bah; Hırvatl tanınmasını da mev l4 etmiştir .İ"likaı v x!vıcll kendime: — O da gitti, diyordum; —_dl. ötekiler gibi gö: den ve. — Gönlümden klaştırdım... tm, dalgın dalgın yürü ,.'; hem, son maceramın İği cüreti, bir anahtar tela kullanarak, kafamdaki N'l, bir çoklarının cöze tu fiî © gizleri, elçabuklu be açmıya çalışıyordum. a Hünmüş: Serde gençlik Ü ile maceraperestlik Yana tlar olduktan Rencin yanında: Nkı Falan - fiylezof aşk hu h"dı.ıunu söylemiş, bu- hık Yurmuş, demek uka . etmiştir. . N de,o saat için öyley * kimbilir neler görmüş, ,“"îlnıııobiı adam — iddi- İle, her adım atışımda ."ciu yumurtlıyordum . ._?:İı. dalgın yürürken, &4 Öönüne gelmişim,.. k h. Sahi, dedim; bu sıca tde Yt bu can sikintisi içi: ** gidüüre., — ” Sinema çoktan mı ba- * *inemadan başka ne- | _—_#A—L—— Ekmek ve Un Talimatnamesi ik ve ayrışık partiler | arasında | ) | | Okuyucularımıza faydalı olacağım umduğumuz un ve ekmeklerin umumi evsafına dair olan talimatnameyi ne- şrediyoruz: Balıkasir merkez fırımlarında ekmak imalinde kullanılacak birinci ve İkinci mevi Un evsafı, Birinci nevi un evsafı: | 1 Beyaz renkte “55 GüÜ, randımanlı olacak. | 2 — Yumşak,lemsi (4tf | olacak. | 3 — Lezzeti — ve kokusu ' eyi olacak. | 4 — Acı'ık ve küf koku I suadan eser bulunmıyacak, —— 5 — Ecnebi büzürat *ka ! ramık, çavdar — mehmuzu | ve delice vesaireyi havi ol- mıyacak. | © — 8 Numaralı elekten geçirildiğinde kabili vezin bir bakiyye bırakmıyacak. 7 — Rutubet derecesi ya zın yüzde 12, kışın yüzde 13 den fazla. olmiyacak. B Kül 0,70 den fazla olmayacak bu kül hemen ta mamile asit klorikte erimeli. dir. Erimiyen kum ve toprak bakiyyesi Ü.30 dan faz'a ol ma yıcaktır. 9 Mevaddi. madeni | yesinde kurşun, bakır, çin ko ve şap bulunmiyacaklır 10 Mevaddı ye ilâve edilmiş dır DD Glüten a'astiki olmalı, çekilip bırakıldığında — ceki halini almalı ve — miktarı ku gluten hesabile yüzde 10 dan aşağı olmamalıdır 12 Hamiziyet, asit sü Hirik hesabile 0,L8 dan faz la olmamlıdır. ikinci navi ua evsalı i — Bayaz renkte ve “T7TO, ! randıman'ı olacak | İ kimyevi | olmamalı | 2 — Yumuşak. lemsi âtif olacak. 3 Lezzeti ve kokusu | | eyi olacak Deli o'duğunuü, 4 Acılık ve küf koku K L BrA SI YAZAN: Mehmet Tuğrul şladı? . Hayır, dedi kişe me muru; beş dakika evel. . Birinciden — hir bi'et ver . Eyvah, birinci mevki de boş yerimiz, hiç yok. , O hâlde?. En arkadan. , — Peki yalnız, çabuk o'. Yerim, ko'ayda imiş - İçe rsi, zifiri karanlık olduğu halde, kontrolör beni yerle- #Hirebildi, Filim, hissi idi. Tuhaf değil mi. o zifiri ka- ranlık içinde, gözlerim perde - de iken; kalam, başkalarının kaşı, gözü. aile terbiyeleri ile uğraşıyordu.. Bunları muhakeme eder ken, kolumu, yanı başıma koyacak o'dum. Fakat, birdenbire; A, pardon. Demek kaldım.. Kolum, yumuşak ve kadin derhal - bel'i eden bir kol üzerine gelmiş.. Tabil, tekrar eski muma döndüm. Lâkinm, biraz da filmin te- mecburiyetinde duru sundan eser bulunmıyacak 5 — Ecnebi büzüratı havi olmıyacak 6 6 Numaralı elekten geçirildiğinde — kabili vezin bir bakıyye bırakmıyacak - Ur. T - Rutuübel derecesi ya- Zit yüzde 12, kişin yüzde 13 den fazla olmiıyacaktır. 8 — Kül 0,90 dan - faz'a olmıyacak, bu kül hemen tamamile asit lorutrikte eri meidir. Erimiyen kum ve toprak bakiyyesi Ü.30 dan fazla elım yacaktır g Mevaddı madeniye sinde kuruşun, bakır, çinko ve şap bulunmiyacaktır 10 Mevaddı kimyevi- ye ilâve edilmiş o'amama hdır. n G'üteni alastiki ol malhlı, çekilip bırakı'dığırda eski halini almalı ve n ik- tarı kuru g'ülen hesabile yüzde B den aşağı olmama- hıdır. 12 — Hamiziyet, asit sül firik hesabile 0,10 dan faz: la olmamalıdır. Heriki nevi unun tabi olma- | sı lâzım gelen şartlarala ba- yilerinin Tatbika mecbur olduk- ları hususat 13 Her iki nevi unda çavdar miktarı yüzde 5 den fazla olmiyacaktır. 14 Un çuvallarının etike tlerine aşağıdakı maddeler yazılacak ve etiketler çuva İlara yapıştırılacaktır. A—Unun gluten miktarı nın yüzde kaç olduğu. B Unu çıkaran fabrika nın ismi C Unu satanın ismi, D - Unun cinsi, K Unuün rütübet dere- cesi, 15 İşbü — talimatname gazele ile ilân tarihinden itibaren bir hafta sonra me- riyete geçecektir. Hilâfında ——— siri olacak, içim gıcıklanmış, | kalbim tatlı tatlı aktarılmı ya başlamıştı.. Bir kadın eli . Demek ki, yanımda bir kadın var. . Klektr.kler yandı.. Başımı çevirdim: Gözlerimiz — karşılanınca, içime garip bir sıcaklık gel. | di . Ufak tefek, sarışın, deniz gibi mani ve deniz mavili- ği kadar ;slak gözlü, güzel ce bir kızcağız. . Bir kaç gülümsemeli ba kıştan sonra lâmbalar sön dü; perde aydınlardı. Perdede genç kız, yatakha- neden kaçıyor, mektep du- varlarını aşarak parka, sev- gilisinine koşuyordu , Perdedeki delikanlı, genç kızın elini tuttu, öptü.. Ben de, yanımdakinin ba kışlarından aldığım cüretle, yavaşça elimi, elinin üzerine koydum... Ve. Okşamıya başladım... O biç çekinmiyor; avuç- larım arasında, sevilen elini daha fazla>bir teslimiyetle bırakıyordu .. Perdedekiler, bir kanepe: ye. yanyana — oturdular Eli, hâlâ elimde,, Omuzuma, omuzu değdi, Teması, her ikimiz de kolay: laştırdık.. O — sokuldu, ben sokuldum . . BAYFA & eden alâkadarlar takibat bareket bakkında — kanuni yapılacaktır. 16 Hariçten gelen un larda etikete tabi tutula caktır. 17 Etiketsiz undan ek- mek yapmanlar cezalandırılır 18 — Un etiketine muyaf fak elvr da ekmek talimatına muvafık — olmazsa — fırıncı cezalandımlır. 19 — Ekmek talimatına muvafık olmaz ve ait olduğu vn da etikeline muvalık zu: hürel mezse, uncü cezalan. j kB. "İ'-İacı'm | dirilir. Buna vüsül için f * rıncı © parliye ail yapaca- ğı ekmeğin unlarından — bir çuval un saklamağa burdur. Ve o partinin ek meği — sarfedildikten bu unda sarfedilebilir. süretle nümüne hazırlanma- diği landırılır. mec sonra Bu ! İ takdirde fırıncı ceza- | Birinci nevi ekmağin haiz 0l- İ ması lâzım gelen evsaf 1—Kabuğu sarı, revnaklı kabili inkisar ve — kabuğu içinde tamamile yapışık bu: lunacak, iç arasında boşlu- k'ar bulunmıyacaktır. ”2 kabuk kismi - yüzde 30 dan aşağı olmiyacaktır. Pişme işi 250 derecelik fı rında 40 dakika ekmeği lut Bu müd- det son hamurun fırına kon- duğundan sonra ilimat edi edileceklir. makla meşruttur. Hamur ve kulla mü yuğurmak elemek için makine nılacaklır. Tatlhı maya rehcehtir ti — Birinci ve mevi ekmek çıkaran fırınların tefriki ve buü hi rınlarda yalnız çıkaracakla ri ekmekte unundan başka ikinci nevi un bulunmiyacaktır 12 Ekmek — üzerine bulamaç vesaire — sürülmi- yecektir. Kıtası bastun şek- (Devamı dörduncu sayfada) Omuzlarımız birbirine ya Upışık.. Kalplerimizin hızlı vuruş- larını ve arasıra göğüs ge çirdiğimizi duyuyorur., O vakit, heyecan iki misli artıyor. Perdedeki genç — kız, ba- şını sevgilisinin dayadı.. Omuzuma bir baş değdi. Perdede, ihtiraslı dudak Ütreyişleri... Kuvvetli bir öpüşme Ve ben de, omuzumdaki başa, dudaklarımı yaklaştır dım: Saçlarına nefesim ka rışıyordu Oh, kadin kokusu, müthiştlir... omuzuna * . .-” Nedretle tanışmamız. bu dekor içinde oldu. Artık, sık sk bu'uşuyor, buluşamazsak da, mektupla şiyorduk Bütün kadınlığına, yani şeytanlığına rağmen beni delice, — çılgınca — sevdiğini açıkça söylüyor. benim için canını fedaya hazır o'duğu- nu itiraf ediyordu Sinemaya katiyyen gide- miyordum. Gitmek istersem bile, muhakkak yanımda o da — bulunacaktı.., Çünkü, yalnız gidersem, belki, yine bir genç kızın yanına otü- rabilir ve .. | ğım.. Köylünün en büyük | Muhittin Diyor kit: (Baştarafı birinci sayfuda ) | Türk ulusundan başka hiç; bir ulus bu kadar güzel an benimsiyemezdi. Her arkadaş — bünü — konuşur ken Büyük Önderin adı ön- ünde saygı ile boyun kes mekte ve baş eğmektedir. | Bilhası altı yüz yıldanberi | görülme.niş bir halde asayişin| mükemmelliği Cumuriyetin en açık ve en samimi bir iKadesi olarak te'âkki edi | Hiyor. Yurd işlerinde daitma has sas ve fedakâr olan büyük Türk ulus ve ulüsüun bir parçası olan Balıkesir — ili | halkı tayare tehlikesine ka- rşt e'birliği ile yardıma ko şuyor.Ve herkes kendisine göre ve hattâ gücünün yettiğinden yükseğini vermeğe yelteni yor ve bu işlede bir birl ile yarışıyor. — İhtiyaçlar — hakkında. her halde bazı müracaatlar karşısında kalmış — olacaksı: nız. Bunlar hakkında — bizi aydın'atırmısınız? Beni seçen yurddaşlar- & yalnız bir saylav — gibi değil, çok yıllardanberi ta nişık bir arkadaş gibi kon layı uştum. Önların — dertlerini dinledim. — Bunlardan — ya- pılabilecekler hakkında | tabil teşebbüslerde bulunaca- derdi. en büyük dileği okul ve okuma iİşidir. Bu cihet bilhassa kö,lümüzün telâk kisinde ki tekâmülün yüksek bir örneğidir. Bazı köyler bilirim ki bundan yirmi beş yal Önce okul ve okuma İşi- ne omuz si kerlerdi. Bugün | köylerinde okul açılması için bu. tabii yalvarnıyor'ar ve haklarıdır. Cumuriyet bu bükümetinin de dieğe — cevap Nedret, böyle düşünüyor Olamaz, gidemezsin, gidersen her şey biter, di yordu... Baş eğmiye mecburdum. Temiz bir aşkla kevi'en bir insan. neye kat- lanmaz ve boyun eğmez M Aradan, Üç ay geçtiği ha- lde, biz. hâ â Nedret'e idik, Ve sevgimiz, eski kuvvetini kaybetmiş değildi... Bir. gün, filmin güzel ol- duğunu - söylediler.. Nedret de, o gün bağa gi decekti Onun için, — korkusuzca. sinemaya girmiye karar ver dim, Yine, başlıyalı beş daki ka olmuş Yine en arka için bir bi let aldım. Ve yine, konturo- lör beni, kolayca yerleştir di.. M İçersi zifiri karanlık... Zengin bir kadın.. Koca sından, bilmem ne için bo- şanıyor. Ve ondan sonra, sayısız Aşıklar ile, sayısız macerala- ra atılıyor... Kolumu, yanıbaşıma yas- hyacak oldum; fakat, bir- denbire: — A, pardon Demek — mecburiyetinde kaldım » T | yramına y Çocuk Esirgerne Kuru- mundan: ; 30 Ağustos 935 Zafer ba. rastlıyı.ın — cuma günü Erkek Oriaokulunda sast İ7 de kurmaumuz ta- rafından fakir — çocukların sünnetleri — yapılacağından sayın halkımızıı — gelerek ( onur vermelerini dileriz. Balıkesir Çocuk Ecirgene Kurumu Güven direktörü Güven direl törömüz B, Sait almış olduğu bir aylık izinini bitirerek vazifesi ba- şına dönmüştür vermesi borcu ur. Zamanı geldikçe, bütveler müsait bulundukça tabiidir ki dile- kleri yerine getirilecektir. Ziraat bınkası köylü- nün borçlarını uzun — vadeli taksitlerle ödı mesine karar verdi. Vuna dair görüşleri- nizi lütteder eıisiniz? — Şayan tzşekkürdür ki Dursunbey ve Sındırgı gibi birkaç kazamıa zirast ban- kasına bocrları çok — azdır. Borcu olan kuzalar da bu tecilden çok istifade edece- klerdir. Hepsi çok — sevin- mekte, hattâ bu borçları bu kadar az faizlerile, uzun vadeli taksitlöre bağlama- nin, yani on beş yıl tecil etmenin, bağı Jamak ile mü- savi olduğunu söylemekte ve Cumuriyet hükümetine dua etmektedirler. Diğer taraftan tuz ve ye- kerin ucuzlanıası da halkı- miz üzerinde ayni büyük sevinci uyandırmıştır. Muharririmiz - Biğadıçtan | henüz dönen $ ıylavımızı da- ha fazla rahatsız etmemek için sorgularına burada son vermiştir. Bir engel çıkma - dığı taktirde ikincı bir gö- | rüşme vadini alan arkada. şımiz kendilerine — teşekkür ederek ayrılmıştır. Kolum, yumuşak — ve ka. dına “aidiyeti, ni, derhal belli eden bir yol üzerime gelmiş... Kolumun snurlarındaki sı- caklığı ne yumuşak bana, Nedretin korkusunu, —aşkını çılgınlığını — hapsini, hepsi- ni unutturdu. Zaten bağa gitmişti.. Çekmedim, 'tolumu.. O, hiç çekinmiyor, avuç- larımda — sevilen, okşanan elini, daha büyük bir tesli- miyetle bana brakıyordu. Omuzuma o nuzu değdi.. O yaslandı, ben yaslan- dıim. Kalbini . içiinde dinliyor- dum Göğüs geçirişini — ru- hum, gıcıklanarak — düyor- dum.. — Nedret.. Bu ne hal? — Tarık, demek sen ha!. — Artık, herşey - bitti.. - Herşey, bitti artık. — Bir daha yüzüme bak. ma!, Ahlâksız.. — Bir daha ismimi mal. Kalpsiz... — Sensin.. — Hayır, sensin... Ve hiddetle ayağa kalk- tık; o kapının birinden çıktı, ben de diğerinden.. Bu ay- rılışımız, buluşmamak üze- reidi, — İ iş

Bu sayıdan diğer sayfalar: