Sehirde (ıoı. ntiler | MEMLEKE T HASTANESİ..| <. Kadıncağız - doktorun elindeki hıçağı görünce | sııısın kesildi; ölüm terleri dökmiye başlatı... » | Metleset Memleket ziyaret ede İki gün evel, hastahanesini cek oldum .. Operatör Ali Rizanın, ara- da olup olmadığını anlamak için, telefonu açtım Bir haylı uğraşmadan so nra, santral karşıma çıktı: Memleket hastahane- sini verirmisiniz; dedim . — Verdim; dedi. Ve oda,uzun bir çabala- madan sonra, İHastahaneyi bulabildi.. - Allooo.. Hastahane mi? Kimsiniz?. Bay Ali — Riza orada mı? Lütfen telefona kadar çağırırmısınız?. Ses yok.. Meğer hat kap anmış; uzunca ve can sıkıcı dakikalardan sonra, telefon- da, onun sesi,. — Efendim, ameliyatınız var mı?. Şey, efendim.. Doğumevini yaz dıkta.. Şimdi — sıra — sizin.. l bugünlerde yarın mı?. Hem de iki ame liyat ha?. Çok. çok teşekkür ederim, Doktot... Ertesi günü, — erkenden Hastahaneye damladım .. Kendisi, vizitede imiş ve epice beklemek lâzım geli yor muş. .. Bir koltuğa oturup, gaze te okumaktansa, koğuşları dolaşmayı — daha münasip buldum. Koğuşlar dop dolu... İki büklüm inliyenler, sa- kin sakin uyuyanlar, gelip geçenlere kayıtsızca bakan lar.. ve bir aşağı bir yukarı dolaşanlar, göze çarpıyordu. — Bir gömlekte, bayana getirin. . ğ Operatör, ameliyat oda- sında, hem ellerini yıkıyor; hem de benimle konuşuyor- du — Doktor, şimdi ameli Yat — yapacaksınız, dikkat ediyorum da, © kadar tabli | siniz ki.. Ameliyatlarda, hiç heyecan duymuyorsunuz anlaşılan ,. O, hiç eksilmiyen dudak ucu gülüşü ile: — Ameliyat esnasında; dedi. heyecan duymak ha stayı toprağa gömmek, de- mektir... Doktor, ameliyat yatağı- | na ilerlerken, ben de, etra | fıma bir göz gezdirdim: Oda, gıcır gicir temiz... Ortada, kar gibi çarşaflı ameliyat yalağı.. Aletler | ince bir kadın ttizliği ile dolap'ara yerleştirilmiş .. Beş | tane trome. Ve onların içi- | nde otoklav da isterlize edi- | lmıı Tâstik eldiven ve ame- | gömlekleri.. Si | oktor. trome içinden al- d gömleği giyerken, ame- | lâzımdır. | Mehmet anesi | liyat yatağındaki hastanın kollarını bağlıyan hemşire lere, boyuna emirler veri yordu: —Kola iğne yapın. — Eteri, dayayın burnu- na.. Bayılan hastanın, karnını yarmakla meşgul olan dok tora sordum: Tababet âlemi, kloro formun bir hasta için çok zarar'ı olduğunu — söyleciği halde siz, yine kullandınız .. O, lâstik eldivenli eli ile hastanın bağırsaklarını ka rıştırırken cevap verdi: Billyorsunuz ki, kloro form, hastaya acısını duyur- mamak için kullanılan bir ilâçtır.. Bunsuz yapılan ameliyat- lar da pek çoktur.. Fakat, mühim ameliyat- larda kloroform, muhakkak Çünkü, acının. dayanıl maz iztrapların sinirler üze ritde oynadığı rol Meselâ: Şu yaptığım vardır. ame- liyatta, kloroform kullan mazsam. acının tesiri ile, belki kalp durabilir . Şimdi, yapacağım ameliyatta, hastamm bayılt- mıyacağım. Onda her şeyi * gözünüzle göreceksiniz.. İkinci ameliyat, hakikaten ikinci ; dehşetti: Bir yanma netice- | ginde büzülen ayak damar: ları kesilecekti.. Yanma hâdisesinden an- cak bir yıl sonra Şşuuruna kavuşan kadıncağız, dokto- run elindeki bıçağı görünce, sapsarı kesildi.. Mütemadiyen döküyordu . Tür zaman geldi ki. nab zi pek zaif atmıya baş'adı.. Ben, ha unu, böyle sap sarı görünce, ne yalan söy- liyeyim, şahadet getirmenin soğuk ter sırası geldi, zannettim... Düşünceme göre, bu ka- dinin şgeçirdiği — FÇenalıklar, acıbın tesirinden — ziyade, bıçağın korkusundandı... Doktorun çalışma odasın: da idik. Cilt uzmamı B. Ali. benim, iki ameliyata birden girdiğimi Ööğrenince! K O00. soğuk kanlılıkta İngilizlere taş çıkartacaksın galiba”, Diye takıldı... Söz, aletlere inlikal et mişti. Bay Ali Riza: — Hastahanemizde, di yordu; isterlizyon modern dir. Düne kadar aletler, e'ek trikle isterlizyon edilirken, şimdi, Fransada olduğu gi bi, kw isterliryon — yapı | veki i P. | Tarını açığa vuran, | şunun on İL VE1ıLÇ I*,LEIHWIIZIDL —_———_ | Bir Köy Delikalısının |Büyük yurtseverliği! Halkevinde Mwh talehenin tertip ettiği toplantı dün yapıldı Şehrimizdek! Afganlı ta lebenin yurdlarının kurtulu yedinci yıldönü mü münasebeti ile Halkevi- nde bir toplantı yapacakla- rımı bi'dirmiştik. Dün saat | on sekizde Halkevi Başkan | Feyzi Sözener kı- sa bir söylev!'e toplantıyı aç- tı Sahanede Türk ve Afgan bayrakları arasında Atatür- | kün ve Afgan kralının re simleri tu Afganlı gençlerden ilk:söy- levi Ali vererek Afgan hükü metinin kuruluşundan ve İn giliz işgaline kadar durumu anlatlı. Kurtuluş savaşımı ve tari: hini Ekber İnanç, Türk AF gan dostluğunu da Vahit izah etti. Konferanslardan sonra da vetlilere pasta, — şurup ve dondurma ıkram edildi Toplantıda hazır bulunan İlbay ve Şarbayımız B. Sa- lim Gündoğan Afganlı tale. baye veciz bir söylevle te- olan şekkür ettiler. Türkiyeye o'an samimi bağ kalple- ateşli — bir — yürd sevgisi laçıyan Afganlı genç- rinde leri gösterdikleri bu hassa siyetten dolayı kutlularız lçı%klı'u Yirmi yıldanberi çekmek- te olduğum kulak — hastalı ğımın tedavisi — için Boğaz ve Ku'ak Uzmanı B. Doktor Kâmil Seslicğluna —müra: caat ettim. Değerli Dokto- run iki aydanberi yapmak ta olduğutedavi ile, bu de faki ameliyatı sayesinde ku lağım tamamen eyi oldu. Beni büyük bir dertten kur taran Doktor B. Kâmil Ses Hioğluna (Türk Dili) i'e en derin teşekkürlerimi sunarım. Kasaplar mahallesinden Kahveci Halil oğlu Nurittin —H yoruz. Bir senede ne kadar hausta yatırıyorsunuz, — Bay Doktor? , İki bini geçer.. Altı şubemizde, doksan beş ya: tak vardır Fakat, ne yazık ki, bu doksan” beş yatak, müracaat eden hastalara yelişmiyor. . Onun için, ge'en hastalar, yatma Çok uzaklardan gelerek, bu nöbet yüzünden tekrar geri dönen hasla'ar az değil... Elimizde değil ki... Bura- daki ağır bastaları çıkarıp, onları alınak olur mu?,. nöbeti bekliyorlar.. Ne yapalım, şimdilik me eburuz buna... Lerde bu Hastahanenin kadrosu genişler veya ka bir haslahane daha açı lhırsa, ozaman, belki vilâye- timizin — ihtiyacını, osun, gidermiş oluruz... İki Yıldız baş kismen yan yana konmuş: | - | olacaktır. | Giresonun Mecdiye köyünde bir köy delikanlısı ölürken bütün mallarını Hava Kurumune bırektığırı vesiyet etti. | Giresun, 20 |Özel aytarı mızdan| Kamunumuzun Me- cidiye köyünden on beş yaş | larındaki Ali oğlu ölürken bütün mallarını Ha- va Kurumuna bıraktığını vasiyet etmiştir Bu yurdsever köy- delika nlisinin — biraktığı mallar Uray flrını yaptırdı, Urayımız buiken süprün. tüleri yakmak için Aygören mahallesi arkasındaki altı mevkiinde yaptırmakta olduğu ihrak şaatı bitmiş ve uraylıkça te slim alınmıştır. Urayımız — yaptırdığı bu fırınla şehrimizin temizliğin de önemli bir iş başarmış | olduğunu söyliyebiliriz Giren Saylavlarımız Saylavlarımız. B. Rahmi Selçuk dün — Susığırlıktan | şehrimize gelmiş ve akşam tekrar dönmüşlerdir Saylavımız trebile Susığır'ığa B. M. Cavit dün İstanbula gitmişlerdir.. İlktan Gönene gitti. Susığırlık, 20 Özel ayta ruanızdan) — Burada incele melerde bu'unmakta — 0'an | saylavımız D, Hacim Mu- | hittin bugün — Bandırmaya gitti. Saylavımız oradan Gö nene geçecektir Halkevinin okulalara - gir- mek İstiyen gençlere yap: tığı yardım, Halkevimiz oku'alara gi- g rmek ve kayd olmak isti- yen gençlerimize büyük bir kolaylıkta bulunmaktadır Türkiyedeki hemen hem en bütün okulaların şartla - rını elde eden evimiz bun- ları top'amakla — gençlere cidden büyük bir. hizmette bulunmuştur. Herhangi bir okulaya gir mek istiyen'erin bir Halkevine baş defa vurmalar. çok faideli olacaktır Ortaokullarda - talabe kay- Tna dün başlandı Kız orta, erkek ortaok- nÜ'arına girecek olan kız ve erkek ta ebenin kayıdlarıra dünden itibaren başlanmış- tur. Kayıt işi otuz bir tosta — kati ağus' o'arak bitmiş Hakkı | B. Hacim Muhittin Susığır- Süprüntüler için bir ihrak Musıııeıılııını muvaffakı fırınının in- | | yazılanların | ya bir amıt dikmek için te- &e Dnun hazırladığı müsamere tesbit edilmekte olduğundan henüz miktarı bilinememek - le beraber büyük bir yekün tuttuğu anlaşılmaktadır. Kamunumuz bu genç ya- şta bayata gözlerini kapı- yan bu yürdsever delikanlı ıehbuıe ıırl; nlılir Yurtlular yetle verdiler Kulüplerinin — yıldönümü münasebeti ile İdmanyurdu- dün gece Şehir sinamasında kalabalık bir seyirci önün- de verildi Gençler temsil — ettikleri iki perdelik “Ebedi iztirap- lar, piyesi ile “Üç deliler, konedisinde çok muvaffak oldular. Halk — tarafından hararetle alkış'andılar. Gençleri kutlularız Türkiye yüzme birincilik- leri ve Bandırma - bölgesi | Bandırma, 20 - |Özel ay- İstanbu'da yapılan Türkiye yüzme bi tarımızdan| — rinciliklerine Bandırma böl- gesinin yüzücüleri de iştirak etmişlerdi. — Yüzücülerimiz müsabakalarda diğer bazı oldukca eyi bir sonuç elde etmişler dir Yarışlarda derece bölge'lere nazaran alan yüzücülerimizin adlarını bil- diriyorum: İki yüz melre serbest yü zmede Cevat üçüncü, yüz metre sırt üstü yüzmede Şa- mil üçüncü, dört yüz metre serbestte Cevat — ikinci, | Z00 X 2 bayrakta Bandırma takımı üçüncü olmuştur. Hava Tehlikesi. Manyastada Hava Kurumu- na yardım büyük - bir ilgi ile deyam erliyor. Manyas, 20 (Özel aytarı mızdan) Kamunumuzda ha Va tehlikesini bi enler kurus | muna esas ve yardımcı üye sayısı gittikçe çoğalmıkta ve köylerin bu uğurda birbirlerile yarış et- tkleri büyük bir sevinçle ve kıvançla görülmektedir. Kamunbayımız Nebil Bara- nn bu hususta büyük — yar. dımları görülmektedir Şimdiye kadar köylüleri- mizin verit yekânu Üüç bin Tirayı aşmıştır. Yardım büyük bir ilgi ile devam ediyor. | memesi için göbekleri | erkekler gibi çokca p Tı ler “İri yarı, Iurın ikincisi *“İri yarı kadın, lardı Ven bunları geniş karınlı likör şişelerine benzelirim; hem | de vişme Tikör şişelerine Kennnı şapkaları da Iılıi' şişe'erinin tıpalarıdır. 48! ğ “İdl yarı, kandın arın gt niş karınlı vişne likör $T lerine benzemelerini şur* bulurum: g Etli bir boyun Üzefin de sa'lanan kolya madalyonda şişelere !'P.î trı'an etiketler gibidir. yu karıdan orlaya doğru Ş kalınlaşma ve ortadan 417 Bıya doğru da bir incelmt likör şişeleri de böyledir (* Vişne lıkörlerinin ""î çürüğü renginde — saklanm” yacak kadar ince roblarıf tenleri! | ğil mi?, altından görüden renkleridir “İri yarı, kıdınlırdl duğum, — özellikleri yarı, erkeklerin özellik' Di ne hiçde benzemez. bup YA da “İri — yarı, old“k"'l: balde — aralarında — özellir bakımından epi bir ayrılı *İri yarı, kadınlafı bence: 1 — Zayıflama m“d”. çıktığındanberi yemek liste” letinde çok tutumlu davfö” niyor ar. Z—Z Tuvalet l'ıırçlıııııd.l'ı başka hırçlnrdı savurgan'! ğ sevmez'er. b 3 — Sağlıklarına yart' 1 gı yaradığını bi dikleri "'. de uzun yolu yaya Y ; mek istemez'er. ğ 4 — Gövdelerinin b“'m_ z “İri yarı, lıklarımı görle rmemek için modaya & düşkündürler 5 — Kendilerini yakınıklı «İri vardır. $ göstermek için hıvılomık”ıl türlüsüne — baş vurma çeklümezler, ç 6 — Kendilerinin, yol gös gibi, önlerinden & ini Ç* sıkı bir korsajla bağlarlar: N ü 7 - Bunlarda “iri "'; 53 elik” sak” lerici gazdırlar. Fakat gevert lerini seslerinin inceliği lar. 8 — Hoşlandıkları *“çiroz, diye sıfatlandı" ğım, zayıf tiplerdir 9 “Torik, diye sıli ş dırdığım, tombul kadın dan hiç hoşlanmazlar: 10 Sinama, tiyatroy> çok düşkündürler 11 — Otomobil ğu, tren — yolculuğu gi kıntılı ve kalabalık Y luk canlarınızı sıkar- t? “İçi yarış k rin yaşlısı çok çirkin göl Ka düğü — için yaşlarını her ' lar e Inîdığn son olırı:ı:: ev işlerile uğraşmaK: boylu işlerine ıNrıllleaRık IIP atlan” yolculu” ibi $7 olcu d.ulı Bandırma s-ıîlilıııınıl senalik - kongresi Bandırma, 20 (Özel YÜr rımızdan| — Bıııılıil""â man bö gesinin 934 ayıni yılı senelik kongresi bi * yirmi beşinci günü saalt Hat beşte yapılacaktır. OPH.“( Bandırma Cumuriyet "”