TÖRKDİLİ IGördülz ve Du_y.du.k.:. Anketimiz Etrafında 2 — Şüiirde, kadının mev- kü nedir?. Kadın, daima şi Balıkesir, ötedenberi, ede- YAt severleri ve edebiyat Uğraşanları ile meşbur- ir. Cevap ve tefsir: — Bugüne kadar, kadın sız şürr olamazdı. Halbuki, artık, kadının hasretini çek- miyoruz: O, her dakika ya- nımızdadır . Ve aynı olan duygularindizi, — biribirimize söyliyebiliyor. beraberce tat min olunabiliyoruz. | — Halbuki, aşk, tatmin ala- nına girdi mi, derecesini sı açPi zamanlar; “Iİrmak, ve ağlıyan, gibi edebi mec- Mualarımız, bütün Türkiye tanınır ve okunurdu.. Biz, bunları gözönüne ala- fak, bir anket açtık.. Onuştuk: Neşrettik .. Yolladılar: Neşrettik hvılnıı. bazı noktalar var * yanlış tefsir — edildi. Kıbıhu. ya sorularımızın | kira Oluşunda: Yani bizde; Yahutta, cevap verenlerde. Şimdi, anket hakkındaki celerimi söylerken. so "!n açacağını fıra yakınlaştırmıya başlar. . Edebiyat, hayatın aynası olduğuna nazaran. bu fara- ziye doğru mudur?.. Ben: — Hayır; diyeceğim... Ef- | — Bugünkü — edebiyat | lâtunun, ga sözüne L"llıındı ne düşünüyorsu | rtum; fakat, inanmam huz? *.. Sanat eseri, — ş-hevi | ve hayvani ihtirasların mah- şerinde kemale eren — bir | meyvezdir. Ve o meyveye lâ:- net olsun..., Ve kendisini haklı çıkarmak için der ki: “.. Zaten biz, — ilâhlar meclisten dünyaya. bu ar- zunun tatmini için gelme- dik mi?..., Mademki giir: İnsan hunun, kıvrak ve aşıltılı ve — zifiri bayılı- » cevıp ve tefsiri: — Bugünkü — edebiyat. BĞ C Kurtoluği Sayaşmdün *dnra özdil cereyanına kadar "erilen eserlere bakarak ka lemızı söyliyeceğiz.. h"*nu, bugünkü edebiyat, " çıkartma kolleksiyonun başka bi şey değildir.. isan bilenler, yabancıla Okudular ve onları haz dimeden, bazı değişiklik . yaparak eserler — verdi- rü sonsuz, karanlık, zikzaklı veya emles levhası kadar dümdüz olan karışık durumların bildirir; ve ma “smki insan ruhunu, kıvrak “Çalı kuşu,nu, ilk z h"lı. ne kadar beni: c “k *ğĞi! mi? Feılde. ruhumuza ne ka yakındı... Onu, kendi itden bir parça olarak sev- ya sonsuz yapan: cinsi aş ur; — şuhalde, kadın, sanalın — anahtarı ola- rak kalacaktır!.. b Aşk ölürse,. ki, inanamı Fakat, eseri, biraz dikkatla YöTUM -- Mceliyecek olursak, bunun — 3 —Edebiyat ilerliyor mu; Mamen aksi ile karşılaşa - | Giriliyor mu?. Sağız: | Soru, açıktır. Tabiatı “Çalı kuşu, — nda, Türk | ile ki ilerleme yolunda.. Vkinin bulunduğunu zan 4 — Kimleri beğeniyor ğllığimııı o eserde, | sun?. Şey yabancıdır. Hattâ, #tidenin gülüşü bile.. eğenmemizin sebebi de: - Onun gibi olmak - isteyi izdendir.. Yazmanın, ya- ustalığını da, buna ek * Yiverin . Şiirde de. İ Nrtclp Fazıl, bizim sayıla- ir, belki.. €ni bir nazım Yenilerden Piyamiyi ve Necip Fazılı.. Eskilerden de, Yunus Em reyi.. Sanat sanat için midir?. — Mademki, gayesiz san at da, hasta ruhlara kuvvet, kavrulmuş dudaklara kev ser dağıtıyor.. Şu - halde, onun da bir gayesi varmış.. 5 — Sana göre şiir? cevabımızda, Öyle diyece tarzı ile — İkinci *ftaya atılan Nâzım Hikmet, | izah ettik . âmamen kopyedir.. Bunu, | — 6 — Özdil M'vıkuvıkıy( okuyanlar | tüncen?. Slüyor; ve doğrudur.. — Özdil, çığırını açtı. iler- fisaca, bugünkü edebiyat: liyor. Fakat, etrafta bir kı mıldanış yok gibi. Biz ha lâ eski ile — tarlamızı sürü hakkında dü “ğa, sola yalpa vuruş dev- *İndedir.. Şimdiden sonra - Ne diye İim? yoruz M. Tuğrul Kızıltan Süyük Hikâye: 6 Yalvaran Bakışlar YAZAN: Vahdet Başaran mışim. kalkıyo rum, odamı biraz düzeltlik- den Hemen 'tuA"in mühendis, Tunçelde kuktan mezun — olmuş. İsi de staj mevkiinde. Ma- Vİ varlıklarına geçiyorum sonra geyiniyorum. arabayı hazırlatıp olarak — Emellere Ajlân, o kadar rağmen — benimle Ağaya d" ön azçok mazisini anla: ya'nız 'üim bir genç, halbuki Tu- :ş:l hakkımda henüz kati bilgım yok. Geceki kana Ma göreterbiyeli kadınlara di Tmet etmesini bilen bir slikanlı. Türlü 3 "f'“lvı gidiyorum ısrarıma gelmiyor. Emelle. Tunçel beni pen- Si çereden görmüşler, bahçeye ki İlk sözü Tunçel söylüyor: içinde lamağa geliyorlar. Saba- açtığım hülyalar dalıyorum #Yin gözlerimi .':"" gayri ihtiyari sa K D. bakıyorum.. On bir. Üitmek bu kadar geç kal gecikseydiniz ümüdimizi ke: secektik. Öyle değil mi Emel?. Emel cevabını evet başı irin anahtarı kalacak mıdır?. | olarak, bir kaç hafta sabre Saat dörde doğru Kadir | — Eğerdiyor, biraz daha | İtalya ve fasişt tejimi için 15 Ağustos tarihli “Dail Herald, yazıyor: Cumartesi Cenevrede itti- haz olunan kararda ilk olarak gözönünde tutulacak nokta bu kararın, İtalyan meselesini kati bir israrla, Milletler Cemiyeti kaza ku dreti dahilinde görmesi cihe- | tidir, ve şayet mevcut bütün diğer vasıtalar tesirsiz kalır sa, buikt Hükümet arasında lün Cemiyet pakti- nin kaidelerine tefikan hal ve fasıl edilmesi icabettiği ni, tasrih etmiş olmasıdır. Satıhdan bakıldıkta, geçen haftanın müzakereleri sade baş lakırdıdan — ibaret imiş gibi görünüyor Fakat satıh altından bakılacak bir ana prensibin hayat ve- olursa, ya mematı mevzubahs oldu. ğu, sabittir. Baron Aloisi — doğrudan doğruya “Duce, den almış | olduğu emirler ve talimat çerçivesi içinde hareket ede | rler, diğer Devlet mümessi- İlerine Mussolininin tezini ka- bul — ettirmek Bir tataftan meseleye Mi- İletler Cemiyetini karışlırma mak ve diğer taraftan İtal- yayı Habeşistan muvacehe- sinde istediği gibi — serbest kılmak. Böyle bir tezi, “pr- ecedent» haline getirmeden istiyordu: kabul etmek mümkün o'ma zdı. Ve böyle bir “precedeni,, Cemiyet Paktini bir mana: sız. kâğıt parçası vaziyetine düşürmekten geri kalmıya caktır. M. Eden. M Laval ve diğer Konsey azaları ke ndi mevkilerinde musır kal dılar. İtalyanın rey vermek- ten imtina edişi — ki va ziyeli değiştirememiştir. Miletler Cemiyeti — kontrol arzusunu ifade etmiş bulu- nuyordu. Milletler Meclisi yerinde decektir. Taki, Mussolininin de kabul etmiş olduğu üç devlet arasındaki müzakere- ler, bir daha denenilsin, an: laşmak, İtalyayı ikna etmek imkânı var mı, yok mu. Fakat, şayet bir ay netl- cesinde bu müzakereler, İta- Iya Habeşistan — tara. | fından aynı - Yveçhile kabul ve ile verdikten sönra benim koluma girip köşke doğru yürütüyor. Büyük bir salona açılan | kapıdan neşe ile içeri akı- yoruz.. Annesi beni öperek kucaklıyor. Biraz konuştuk- | tan sonra asıl mevzua geçi- yoruz. Herkes bir fikir sö ' ylüyor. Ben istirahattan s0- nra atla ufak bir tur teklif ediyorum, “Kabul,, diyorlar Ve, o gün geç vakite kadar bu mesele üzerinde konu şuyoruz Eve neşe ile avdet ediyo> | rum Ajlân. sitemle gözlerini üzerime dikiyor. Yarı tebes: süm ederek: | Bayan Türkân, eğer bu kadar neşeli olacağınızı | daha evel tahmin etseydik, | herhalde amıcöm sizi o aile Habeş £ ne olacağını düşünmelidir. | Puştat edebilecek bir hal bulmakta faidesiz çaresi çıkacak İngiliz ve Frans z hükümet'eri olursa, o vakit bu yo- | Ida konseyi neticeden habe- rdar edeceklerdir. Ve müteakiben gene kon- sey meseleyi üzerine ala- caktır. Faz'a olarak, (bu Mussolini giheti derince mütaleca etse hiç fena olmaz', Kon- sey artık — İtalyan Habeş mese'esile, Milletler cemiye- ti paktinin kaidelerine göre meşgul — olmak — mecburi- yetinde kalacaktır M. Eden, cumartesi günü konsey masasında., Britanya hükümeti — çarpışan noktasından doğan tin nazar vaziye- vehametini Ve cemiyetin bir azası sıfatile kendisine düşen vecaibi hatırda tut. maktadır demiştir. M. La- val ise, Fransa Milletler ce tamamen müdriktir. miyeti paktinin obligasyon larına sadıktır. demiştir Bu sözler mühim sözler dir ve ehemmiyet'erini tam maânasile hisseden kimseler tarafından söylenilmiştir. Hiç bir zaman, ne İngiliz ve ne de Fransız hükümeti bu ta- rzda söylerken, bilmiyerek, anlamıyarak söyliyemez. *Duce, ye şimdi ihtar vaki olmuş oluyor. O şimdi artık bilmiyor ki İtalya mu ahedeleri ve mukavelâtı hi- çe sayarak harp yolunu tu tacak olursa o vakit millet Paktinin Ce- miyet azalarına buna zer haller için tahmil etmiş olduğu vazife ve ler cemiyeli ben vecibeler yerine getirilecektir. Bu me. yanda, ticarat ve finans mü- | Bahkesir kibrit acenteliğinden: Eve'ce Konyalızade Meh- met İzzet ve Arabacızade Ali Sadık şirketine alt Balı kesi kibrit acenteliği bu ke- re 16 ağustos 935 tarihin- den ilibaren ve münhasıran uhdemize verildiğinden, muh- terem bayilerimizin kibrit almak için badema ticaret hanemize müraacatları i'ân olunur, Konyalı oğlu Mehmet İzzet ve oğul'arı nasebetlerinin kesilmesi ve kendi yurddaşlarile - Millet: ihlâl teb'aları ler Cemiyeti Paktını eden hükümetin arasındaki bilcümle müna - sebeli men etmek ve saire Ribi cezalar tatbik edilir. İtalya. şayet, kendi bildiğine gidecek olursa, “ipso facto, Milletler Cemiyetinin diğer azalarına karşı dahi bir harp fili işlemiş olacaktır. Bina- enaleyh, signor — Mussolini böyle bir vaziyetle karşıla nacağını düşünmelidir Sonra, vaziyetin doğura- cağı neticelerin İtalya için ve faşist rejimi için ne ola cağını düşünmelidir ve ken di kendine acaba Habeşis- tan cidali bütün bu kadar fedakârlığa sormalıdır. Bilhassa bir noktada Mus- solini yanlış fikir - besleme- melidir. İngilterede, fırka mensubiyeti haricinde, bü yük bir amme elfkârı ekse riyeti vardır ki — M. Edenin sözlerini tamamen — tasvip Ve cemiyetini kuvvetle değer mi diye etmektedir. milletler tutan her hangi birkabineyi kuv- vetle tutlan her hangi bir kabineyi kuvvetle Eğer Duce cidden akıllı ise gelecek haftaların sulh ile | meseleyi hal imkân satlarından is.ifade ve bir muzaffer harbin dahi ken- disine temin edebileceği şe- reften büyük bir şerefi İtal. ya hesabına kaydeder tutar, ve fır- | Remzi SAYFA Mussoliniyilkaz. italya muahedeleri hiçe sayarak - harp yolunu tutacak olursa — Moussolini vaziyetin doğuracağı neticelerin Mecmualar: Ülkü Halkevleri merkezinin bu kültür dergisinin otuzuncu sayısı da bu defa çıkmış- tır. İçinde Necmettin Sadı- kın buhranın sesleri ve Tür- kiyede devletçilik, Necmi Dilmenin — sinstaks anketi, Ahmet İhsan Tokgözün 1908 inkılâbında eski Ba- biâlı yokuşu, Hüseyin Na- mık Orkun Oğuz — destanı dair; Şevki Uludağın tabibimizde — değerli Orhan — Recebin tahsil, mecbu- ve bunun suresi, Günencin — kap sağlık ve sosyal Zeki M. Bar veren zehirler, tiryakilik — ve — tiryakiler, Kâzım Naminin co grafiye kitapları üzerinde, yalçın dağ'arın köylünün ekim ve toprağı kavra- yışı, Azize ablanın bayı- n Mehmet Temu- rün ayın Politikası, Malik Evrenol sert bir babanın oğluna — itirafı, Hüseyin Namık Orkunun Halkevi mecmuaları üzerindeki ya. zıları ile daha birçok güzel yazılar — vardır. Okurlarımıza sağlık ve- Ayın tarihi İçbakanlığı Basım Ge- nel direktörlüğü — tarafın dan her ay çıkarılan (Ayın tarihi) nin on seki- zinci sayısı — her zaman- ki gibi büyük — bir cild halinde çıkmıştır. Bu sayıda haziran ayı: nin içeri ve — dişarı — si. yasasının akisleri ve ve- sikaları ve takvimi yapıl- makta aymı ayın Tür- kiyedeki kültür — hareket- leri hulâsa — edilmektedir. Elli kuruş — fiatı — olan bu güzel eseri okurları- mi k K ... Telefoncu: 1 ABDULKADIR PINAR — £ PAŞA HAMAMI KAPISI KARŞISINDA N. 48 TELEFON,GRAMOBO) EVI". SAİR TAMIRAT YAPILII Tzamun na eski kitaplar, İngilterede ri tahsil ların faydaları, kerin keyf ve u xrureauanunAnnA” Balya Uray Başkanlığından: Belediyemizce satın alınacak 200 metre itfaiye hortu- mu 16 8-035 gününden itibaren İ5 gün müddetle açık | eksiltme suretile münakasaya günü saat JÜ da icra edilecektir. konu'muştur. İhale 31-8 935 Taliplerin — şartnameyi görmek ve daha ziyade malümat almak istiyenlerin her. gön Balya Belediye başkanlığına müracaatları hur. ilân olu- (30-1-4) l e ——— —— —— ——— ——— —: : —. ile daha evelden tanıştırırdı, diyor. Gene saçmalamıya başladı. Gene kıskançlık da- marı galeyana geldi. Hiç va ziyelimi bozmadan cevap veriyorum: risi olmasa. neşe çoktan ye- rinde olurdu.. Bu sözümün ağır'ığını an- hiyor, altında kalmamak için dudak bükerek: Yanlış söylediniz. diybr; Tuünçel gibi bir delikanlı evde — 0o'saydı. — Hica ederim, ne hakla benim yaşayış tarzıma ka rışıyorsunuz?.. Amıcanızın — oğlu fatiyle. sır Bu söz üzerine daha fa- z'a ne söyliyebilirim? İşi öy le mahirane idare ediyor ki, Evde canımı sıkan bi- | b | kararlaştırdığımız pilânı ta- | tbik ediyoruz.. | sıralarında öğrendiği imkânı — yok insana ağız | açtırmıyor. Eğer. ©o sözü, | bu cümle ile kestirmeseydi. şüphesiz ki münakaşa uzayıp gidecekti.. öi öir Altımızda atlar Ogün Bu kır eğlencesi ne hoş geçiyor... Bir türlü, akşam olmasını istemiyoru at üstünde beşimiz de neş- eliyiz. Sevinç, arada sırada Allânlat dükalar — yaparak bizi güldürüyor. Emel eliy le, sıklaşan ağaçları göstere- rek, yüksek sesle mektep şarkı- yı, beş altı yaşında bir ço- cuğun — taklidini — yaparak söylüyor, sonra Tunçele dö nerek: Yapma be hakim ağa, benim yavuklumun — yaşını büyülüverde, galik bir an evvel evleniverem , Sözüyle. köylü şivesine geçiyor. Bu sefer o susuyor, | Tünçel başlıyor. Tünçelden konuşma, bana sirayet edi- yor, O gün akşama kadar eğ- leniyoruz, Zamanın nasıl ge- çtiğini anlamadan eğlenmek, insanda başka bir his bıra- Biyora CZ Emelle ahbaplığımız sami- mi bir tarzda, iki aydan beri devam ediyor. Duyguları ve düşünceleri çok ince ve has- sas bir kız.. Erkeğe karşı olan fikirleri aynı - benimki gibi. Oda erkeğe, bir kalp oyuncağı olmasını istemiyor. Bazı, Tunçel bir sevgi lâfı atacak olsa, derhal ona: