| SAVFA 3 21 Nisan -“Osmanlıcadan Türkçeye Karşılıklar kılavuzu Z g"bnğl_: Bu meseledeki kanaatim mer- İ *i ikana vasıl olmuştur — Bu So- Mmdaki kanığın sağbili derecesine va- u““lıçtıı. ü:.:mk ı anmnk. uyandırmak h ek: ” Ben hiç öyle bir Zanne düşme- î',lim, beraket versin beni ikaz ettiniz Ki m hiç öyle bir sanıya düşmemiş- " berekot versin beni uyandırdinız ı“:“yl'dınıı) Yakkiz — Uyanık, tetik ıu"nak. Her işte gayet müteyakkiz bu j “:"'ll!dır_ — Her işte pek uyanık te- lhıl bulunmalıdır. m*'%ıy, erge tek: İkbale olduğu gibi idbara kar- $ da' metin bBulunmalidır.! — Olcaya u gibi düşğünlüğe karşı da daya- Dikli bulupmalıdır r y &tmek — (Bak: Cehd) — Düşür Taç ı"ll — İklim (T.Kö,) &tmek — “Bütünlemek, tumlamak “. * lemek Tnek: Bu yazdiğınız eser, şimdiye ka- T Öleri sürdüğünüz düşünceleri ik- ;:' #diyor— Bü 'yözdiğımz eser, şimd> “llqı'hç" ”iluı sürdüğünüz düşün. k— | bütünlüyor (tamlıyor, tümliyor) ! “Stmek—Kanıtmak, kandırmak bu k | — Ortaya konan deliller beni si İşin sihhatine 1kna etti— Ortaya | 'Dan tanitlar beni bu işin doğru- 2t kanıttı. —Bu meselede yalnız beni ikna et. * kâfi değildir— Bu sorumda ya- > PCIıi kandırmak yetm.z. Ş — Tiksinç : Yaptığı — mugayyiri ahlâk hore- İ :_“” h_nP. ğ Mogayy HAĞT yantıahlaksal hareketler bana k“ Sİnç verdi. o"î“ilk. istikrah etmek — Tıksinmek 'nı,;h Ortaklıkta hüküm süren ahlâk. tan ikrah ettim — Ortalıkta büküm S1 ahlâksızlıktan tiksindim. t"ll) etmek — Ağırlamak iMek: Misafiri ağırlamak, Türklüğün n Faybetmediği üliconablıklardan bi- i'"—Koııugıı ağırlamak — Türklüğün İkr, ? Kaybetmediği akılıklardan biridir. ? o,':_?i (Bak: itiraf) — Söylemek Diyle © ı,_"; ikrar “etti—Hen yüreğiyle inan- “ı..x(;:dc diliylü #öyledi: Örnek. MEnödünç vörme İniz e'_n_ll_ıı ikraz süretiyle gösterdiğ- v.,m"llâı unutamam — Bana ödünç hı.___’“""' gösterdiğiniz eyiliği un ç : O “:_'lf Ödünç vermek, borç vermek Nek u's'“ ŞU parayı bir ayda öden- “*ıy,“ı“ ikraz ediyorum — Size şu 'ıç-“’“'v) b"'_ıyılıı ödenmek üzere ödünç İkraz / Yüriyorum - Ügnuk_ Borç, borg ülma *»iı.ıinı'ı—“'u__iııikı..ı işini boşa çıkara Mi?— Bu borç (börçalma) işi i"' tıkarabildiniz mi? Sit lı,__ Ör : Bi L şAFib'N, ib * ir millet için iktidarın hudu. Ç ae .ı:.::in :'erı olamaz — Bir ulus için ir Biri ve ölçüsü olamaz; Örmep, Erkmen :ı_g. Ki :“kledir bir adam, eline al- ıe _“!'Hbilan adamdır — Erkmen Uı'"f'ıdıı_' eline aldığı işi başarabilen î'u:.“:"; Erko len eç kli iktidara geçen fırka her ti bilmet! Memleket menafiini dü- “ebilmey; a :R::ı. ö:ı'— Erkoye geçen parti, her ılİl. h. ** ülke faydalarını düşüne. e ytmek Bti » lııl..,.k Yetrinmek, yetsinmek, ye 'dek, ikrah (istiktah) verdi — | | * Hem kalbiyle imhan, hem de İisa- | , “"lkı K_u—lmıimixın yetmediği ahvalde | B kim;, : * iktifa İ üin Yetmediği “AMeYİ (yetsinmeyi) bilmeliyiz. üya süz çi TENE N etmeyi bilmeliyiz — | hallerde eldeki | İktiham etmeok—-Göğüs germek, üstermek Örnek: Bin türlü müşkülâtı iktiham ile emolimize doğru yürüyelim — Bin türlü güçlüğe gö gererek — umayımıza doğru yürüyelim — Bin türlü güçlüğü üstererek umayımıza doğrü yürüyelim. İktiran etmek — Yuklaşmak, (karara) bağl- anmak İtkisab — Edinç Örnek: İktisabın birçok yolu vardır, Fakat bu yolun muhik olması lâzımdır Edincin birçok yolu vardır, ancak bu yolun haklı olması gerektir. İktisab etmek—Edinmek Örnek: Türk vatandaşlığını iktisab et. mek için ecnebilar bir takım merasimi yerine getirilmelidir — Türk - vatandaşl- iğın edinmek için yaduyurular bir ta- kım törenleri yerine getirmelidir. Müktesobat — Edinçler Örnek: Burada ve Avrupadaki mük. tesobatı bu işi. baştırmasına kâfidir. — Burada ve Avrupadaki edinçleri bu işi başarmasına yater İktisad (Bak: tasarruf) — Ekonomi İktland etmek (Bak: tasarruf etmek, İktisadi — Ekonomik İktitaf etmek — Dermek, devşirmek Örüek: Mesainizin semeratın; — iktitaf etmek zamanı gelmiştir Çalışmala- rınızın yemişlerini dermek (devşirmok) zamanı gelmiştir. İktiza — Lüzum (T Kö.) Haşbeliktıza Lüzumundan dolayı Muktazj — Lüzumlu İlâ etmek — Yükesltmek, yüceltmek Örnek: Türkün namını ve İivasını ilâ etmek vazifemizdir. — Türkün adını va bayrağını yükseltmek (yüceltmek) borcumuzdur. İlâç — ilâç Todavi etmök — Eyilemek, bakmak Örüdek: Tedavi etmek vazilesini deruhte ettiğiniz hasta Bakmak (eyilemek) ödevini üstünüze aldığınız hasta. İlâm — Belgin - İlâm etmek — Bildirmek (Bak: Tebliğ ot- mok, İlân Bilit Örnek: Gazeteye bir -ilân — verdim, — Gazeteye bir bilit verdim 3 İlân etmek — bilitmek ÜÖrnek: Herkesce malüm olması — için ilân edilmesi muktazidir — Herkesça bilinmesi için bilitilmesi lüzumludur. İânı harbetmek — Savaş açmak (Bak: harb) İlâve — Ulama Örnek: Tarama Dorgisine bir ilâve ya- parak bütün tashih ve -ilhakları topli- yaceğız Tarama Dergisine bir ula ma yaparak bütün düzeltme ve kat: maları topliyacağız ilâve etmek Ulamak Ürnek: Şunu da ilâve etmek isterim ki — Şunu da ulumak isterim ki. İlca (Bak: cebir, sevk) — Zor, zorluma Örnek: İlyacı ahvali ile bu işi yaptığı- mızı söylemek isterim — Hallerin z0- ru ile bu işi yaptığımızı söylemek is- terim. ' İlelebet— Hiç bir zaman (Bak: Ebediyen) İlga (lağv) etmek — Kaldırmak Örnek: İlga edilmiş olan bir kanunun artık hükmü olamaz — — Kaldırılmış olan bir kanuacun artık hükmü olamaz İlhah — (Bak: ibram, ısrar) İlhak etmek — Katmak Örnek: Bu müdüriyati de birinci müdü- riyeti umumiyeye ilhak etmek muvafık olur — Bu direktorluğu da birinci ge- nel direktorluğu katmak uygun olur. Mülhakat Bağlantı ÜÖrnek: Bu emirnameni bütün mülhaka ta İşarını rica ederim — Bu buyrultu- pun bütün bağlantılara bildirilmesini dilerim. Hham — Esin Örnük: ilham İnsan rTuhunun uiviyat ile bir ittisalidir —Esin, insan ruhun- un yüksekliklerle bir bağlanmasıdır. İlham etmek — Esimek Örnek: Bu yazdığımız eser bana birçok fikirler ilham etti — Bu yazdığınız eser bana birçok fikirler esidi. Mülhem olmak — Esinmek l â 4 e | “İltimaat — Yalpırı Ürnek: Bu mütalesdan mülhem olarak şu teklifi dermeyan ettim — Bu oydan esinerek şu önergeyi ileri sürdüm. İlim, — ilim (T.Kö.) Alim ilimen Malümute- Bilgi Malümatlı — Bilgin Ukala — Bilgiç Marifet — Bilim Mütebahhir — Bilge İlka etmek — Bırakmak, atmak Örnek: Hıristiyanlar senenin bir gü- nünde salibi suya ilka ederlar— Hı- ristiyanlar yılın bir gününde*haçı suya bırakırlar ( atarlar). İlkah etmek (Bak: telkih etmek)— Aşlamak İllet - Dert İlsak etmek — Bitiştirmek, kavuşturmak Örnek: 1 — Bu iki varâkayı biribirine ilsak ediniz— Bu iki keadı biribirine bitiştiriniz. 2— İki demiryolunu ilsak etmekle bü. yük bir kâr elde edilmiştir— İki de- miryolunu kavuşturmakla büyük bir kazanç elde edilmiştir. llsak ötmek— Yapıştırmak (pal gibi şeyler) Ürnek: Elden gönderilen - moktuplara da posta pulu İlsak etmek İâzımdıras Elden gönderilen mektuplara da pos- ta pulu yapıştırmak gerektir. İltisak etmek — Bitişmek, kavuşmak Örnek: | — Biribirine — iltisak etmiş bir halde doğan iki hemşire — Biribi- rine bitişmiş bir halde döğan iki kız karde: b 2- rllîıık etmiş olan demiryolları — Kavuşmuş olan demiryolları İltisak etmek— Kaynaşmak (kemikler için) iltisak hatları — Kavşıt kolları Örnek: Bu iki büyü demiryolu birçok noktalarından iltisak hatlarile biribiri- | ne rabdedilmiştir — Bu iki büyük de- | miryolu birçok noktalarından kavşıt kaollarile biribirine bağlanmıştır. İltisak noktası —« Kavşıt noktası Ürnek: Toros demiryoliyle Ankara de- miryolunun iltisak Kekişehirdir. — To- ros demiryoliyle Ankara demiryolunun kayşıt noktası Kekişehirdir. Mülasık — Bitişik, kavaşuk, Örnek: Fıtraten birbirine merbut değil, belki mülâsık denilebilecek — derecede 'Yaradılıştan birbirine bağlı değil belki bitişik denilebilecek derecede. Iltibaa — Benzeşim | Örnek; Arabide «sinv ile yazılan ihti- | sas ile «satp ile yazılan ihtisas iltibasla. rini ref etmek iyidir — Aarbçada «sin» Hihtisas ve «sato lı ihtisas bonzeşinle- rini kaldırmak iyidir. İltica etmek — Sığınmak Örnek: Bu işde dö afvı âlinize iltica et- | mek isterim — Bu işde de yüce bağış. lamanıza sığınmak isterim, İlticagâh, melce — Sığınak Örnek: İlticagâhım olan sinei mader — Sığınağım olan ana kucağı. Mülteci — Sığınık Örnek: Bıyasi mültecilere en çek müsa- maha gösteren Türkiyedir — — Sıya sığımıkları en çok hoşgören Türkiyedir. Iltihab — Yangı Örnek: Yarasının iltihabı gayrikabili ta- hammül acılara sebeb oldu— Yarasının yangısı dayanılmaz acılara sebeb oldu. İltihak etmek — Katılmak Örnek: Bu inkilâb kahramanlarının saf- fina ben de iltihak etmek isterim — Bu devrin bahadırlarının sırasına ben de kar tılmak isterim, | İltifat (teveccüh) — Yönel | Örnek: İltifatınız kalbimi serşarı mesar | eyledi — Yöneliniz gönlümü — sevinçle İ dolpurdu. İltifat ftevceccüh) etmek, — Yönelmek yü- ze bakmak, hoş davranmak İltima etmek Parıldamak, yalpırdamak Örnek: 1 — Semâda iltima eden bir necmi zahire hasrı nazar ederek... — | Gök yüzünde parıldayan parlak bir yıl. dıza gözünü diker ettiğini görenler. — Ufk üzerinda gün ışığının yalpırdadığını görenler... Örmek; iltimaatı kamer, enzarımı taltif ediyordu — Ayın yalpırıları gözlerimi | Hyordü: iltimas |sahabet etmek| — Kayırmak Ürnek: Bu işin olması için bana bitaz iltimas etmenizi rica ederim — Bu iş- in olması için beni biraz kayırmanızı dılerim. iltiva — Kıvrım Örnek: Üstündeki harirt fistanın iltiva- ları — Üstündeki ipek fistanın kıvrım- ları iltiyam bulmak — Unulmak ördek: Harbte aldığı ceriha iltiyam bu- lanca... Savaşta aldığı yara lunca. 5 iltizam etmek — Tutmak, yan - çıkmak, yan olmak örnek: Siz beni iltizam ettikten sonra kimseden korkmam — Siz bini tuttuk- tan (siz benden yan çıktıktan) sonra kimseden korkmam. ilzam etmek — Susturmük örüek:*Ne delil gösterdiysem cevabını verdi, bani ilzam etti — Ne kanıt gö- sterdiysem cevabını verdi. beni- sustur- du ima — imay x örnek: Anlıyana biriküçük ima yeter -© Afilıyana bir küçük imay yeter ima etmek imaylamak örnek: ima etmek istediğiniz nokta gö- zümden kaçmış değildir, — imaylamak istediğiniz nokta gözümden kaçmış de. gildir. İmhal etmek — Önellemek, önel vermek Örnek: Alacağinızı tediye etmek iste. rim; fakat biraz imhal etmenizi rica edeceğim — Alacağınızı ödemek isterim ancak biraz önellemenizi (önel verme- nizi) diliyeceğim. Mühlat — Ünel Örnek: Size iki ığ' mühlet, ondan son- ra beklemem — Size iki ay önel.. on- dan sonra beklemem İmkân .. imkân (T.Kö.) Ademi imkân— imkânsızlık Adimülimkân — imkânsız Mümkün — imkânlı Mümkün kılmak — imkâolaştırmak Gayrimümkün — imki Gayri mümkün kılmak — imkânsızlaştırmak İmlâ — imlâ (T.Kö,) Imlâ etmoek — Doldurmak Örnek: Bu Jlütfunuz kalbimi hissiyatı mesorretle imlâ eyledi — Bu kayranız yüreğimi seviç duygularile doldurdu. İmrar etmek — Geçirmek Örnek: Gümrükten imrar edilen san- dıklar — Gümrükten geçirilen sandıklar Mürur— Geçme Örnek: Bu sokaktan yük arabalarının müruru memnüuduür- Bu sokaktan yük arabalarının geçmesi yazaktır. İmsâk etmek — kısınmak Örnek: Sarfiyatta biraz imsak etmek lâzım - Harcamada biraz kısınmak gerek İmal: etmek — Yapmak Örnek: Onun imal ettigi tarzda güzel ko- Itukların emsali yoktur — Onun yaptığı yolda güzel koltukların benzeri yoktur. İmalât — Yapım Örnek: İmalât hitam bulmak üzere oldu- gu sırada — Yapım bitmek üzere olduğu sırada. lmalâthane — Atölye (T.Kö.) Mamul — Yapık Örnek: Ceviz ağacından mamul bir do- lap — Ceviz ağacından yapık bir dolap. Ameli — Pratik (T. Kö,| Nazari — Teorik |T. Kö.| İmale etmek — Çevirmek, yatırmak, eğmek Örnek: 1 — Kalbinizi bu tarafa doğru imale eden sobeb - - Yüreğinizi bu ta- rafa doğru çeviren sebeb. 2 — Birçok uğraştıktan sonra istirha. mımı is'afa imale edebildim — Birçok uğraştıktan sonra yalvardığımı yerine getirmeğe yatırabıldim. * 3 — Bir o yana, bir bu yana imale ede- rek beni de şaşırttınız — Bir o yana bir bu yana eğerek beni de şaşırttınız. İman — İnan Örnek: Türklüğün — terakki edeceğine itilâ edeceğine jimanımız vardır — Tür- klüğün ileri gideceğine, yükseleceğine inanımız vardır. n l_ııır etmek —Bayındırlamak (Bak: fAbadan| İmadad etmek -- Yardıma koşmak onü-