SAYPA :3 TÜRKDİL İ ç : Ş Yeenaman aa naaaaa UA KURNEEERE N GGAAARENRESE, | Yazı Müsabakası | Onu ilk defa bir akşam | Üstü keçilerini evine geti- İ tirken görmüştü. İri sürme. N deniz renkli gözleri, kı- | vırcık sarı saçları, üç dört örme ile bağlanmış beline kadar sarkıyor, yemenisin- don ta takunyelerinin gülle- rine kadar maviydi. Bu ma- vilikler arasında — parlıyan düzgün beyaz dişleri leke- SİZ Barı tenine — sonsuz bir | güzellik seviyordu. Ayşogül Cihadı — süzdü, gözler biribirine bakıştılar. | Aygşe kızardı. Hizli hizli ke- çilerini haydamıya — başladı. İçerideki bir damın kapısın- dan girdi. Kapının aralığın- dan Ayşegülün mavi entari- Sİ görünüyordu. Karşıdaki sığırlar ağılla- | rina girmiş güneş hergün- kü yerinde Bu küçük Oynak köy kızı ” Cihadın kalbinde anlaşılmaz | bir sızı yapmıştı. Hayır der gibi başını sal ladı. Sonra jlâve etti: — Askerde kaldı. Cihat bir yarayı deşmişti Onu kapamak için: — Bu mavi boncuklar da | ne güzel! Bir az mahçup tavurla: — Antem şebirli kızları. alıvermiş. — Kaç yaşındasın? ü 44 _vışındnyım. Ayşe yaşına nispetle küç- tü. — Sen kaç yaşındasın? | — On sekiz. Ayşagül şimdi düşünüyor, Parmakları ile hesaplar yapı- yordu. — Ne hesaplıyorsun Ayş- egül? 4 O kızardı, sonra — ellerini hiç der gibi açtı. | Cihat daha fazla durama- zdi, On adim ilerideki çalı gümesinden bir ihtiyar gör- ünmüştü. — Ayağını otlara vurarak Ayşegülün yanınd- &n ayrıldı gitti. O bu hesap- lardan birşey — anlamsmıştı. Düşündü, acaba!... Bu kızın bunları bilmesine imkân va- rmıydı?. Bahusus bir köy kı. Zzinın, imkânı yok dedi. Cihatiki gün sonra köy- den ayrılacaktı. Onu bu sa. bah pınar — başında elinde ::_“İlil—ı gördü; — yanına gi- M < Ayşegülle Cıhat — içli dışlı iki arkadaş gibi idi, biribirl ©rine bütün sırlarını döke- tlerdi. Ayşonin — yalnız bir Sirri vardı. Bundan böyle iki uydan beri küçük kafasında lıklıdıgı sırrı, bu tşpha pinar| başında söyliyocokti. Onu düşünce içi- Aden — kemiren — bir kurt gibi kemiriyor, belki mezara dar Bötürecekti Yeni açılmış bir lâle gibi Zdi, sonra kekeliyerek ©Y dedi. ç Ai ı Ayşegül kaybolmuştu. | nda görmüş, hoşuna gitmiş | HĞA Hiç bir gün ona 14f söy- lerken bu kadar beyecana | gelmemişti. — Söyle Ayşegül! O düşünüyor, önüne bakı. | | yor, —cümlenin neresinden başlıyayım diy# teroddütlor, heyecanlar geçiriyor, keli- meler çıkmak için dudak- larını yaktığı görülüyordu. — Ağabey kalbimin fena bir tabiatı var, seni görün- c hızlı hızlı çarpıyor, kendi haline getirmek istiyorum, elimde değil, Sen gözden kaybolunca kalbim bitgin. | leşiyor, gözlerim hep seni arıyor. —Bu hastalık öyle fozlalaştıki ismini duyunca yine hızlı hıizli — çarpıyor. Anlıyacaklar diye — elimle | | kalbimi — bastırıyorum, bir türlü geçmiyor. Bunu söy. lerken gözlerinde büyüht yaş damlaları belirdi. İ Saf zavallı köy — kızı aca- | ba Cihada sevgisini anlatmak için mi söylemişti, yoksa e içinde bulunan bir mu- — Ayşegül, —bu keçiler | “Mmayı halletmek için miydi?.| kimin? — Geçer Ayşegül. — Annemle benim. Ayşe sesini çıkarmadı,yal- . Baban yok mu? nız yaşlı gözlerle ona baktı. Gözleri İisanından biribiri nin kalplerindekini okudular. Ayşe ayrılırken: — Mektup yazasın. Cihat tabif der gibi başını salladı, ve: — Ona ne şüphel Sonra Ayşegülün saptığı patikanın ucuna kadar baktı baktı. O topede durdu, başı- ndaki yemeniyi çıkardı. Ni- hayetsiz sevgilerini — yolluy- or. Oda mukabole etti. Cihadın Ayşegülü bu son görüşü ol. du. e — Anlat bakalım Mehmet onbaşı sizin köyü biraz bıl. irim., Bundan beş altı sene evel her yaz tatili (. ...) ye giderdim. Gençliğimin en eğ. lenceli günleri orada geçti. * Mehmet dalgın dalgin dü- ruyor, gözleri bir noktada düşünüyor. Şirin köyünün, güzel genç kızları, erkekleri, evleri, hayvanları birer birer gözünden kayıyor. Cihat o sene Jiseyi bitir. miş üç sene #onra genç bir mülâzım olarak harbiyeden çıkmiş, iki sene sonra böl- | üğe gelen Mehmedi yanına almıştı. Ayşgülden ayrılalıdan be ri iki mektup almış hiçbiri- nin cevabını yermemişti. Dö- rt sene sonra gelir seni alı. rım diye verdiği vaitleri pek çabuk unutmuştu. Buna ge. bep ne idi? Bu kadar bereni olmanın manası var mıydı?. Şimdi kendi kendine düşün. üyor. Ne fona yaptım. Kim. bilir Ayşegülüm hangi köy delikanlısının koynunda y_ohı şu bizim Mahmetto miydi? —Mehmet söyle bakalım!... Dalgın dalgın düşünen Me- hmet birdenbire kendine ge- larek elindeki cıgarayı yere attı. — Ne söyleyim boyim. — Sizin köyde bir kız gö- Orta Asya — patrol — trüstü konfa- ransınla kararları Moskova, 25 (A.A.) — Or. ta Asya petrol trüst konfe- ransı Kokantta toplanmıştır. Soövyet Rusyanın doğuda çok mühim ikinci bir petrol me. rkezi kurmak istediği malü. mdur. Konferans işte bu iş in plânını — hazırlıyacaktır Bundan başka: 1 — Ökonomik — işlerine bakmak için — uluslar arası bir konsey yapılması, 2 — Altın esasında bir öd- eme hükmünü taşıyun hus. usi konferansların — uluslar arası meriyetjne dajr bir an- laşma imzalanması, 3 — Avrupa piyasasının Asya ve Amerika rekabetine karşı müdafaası, 4 — Tayarelere evelden müsaade edilmeksizin bir ül- keye inmek. veya o ülkenin üzerinden — uçabilmek için müsaade verilmesi. Konferans bundan başka şunları da tavsiye etmek- tedir: 1 — Avrupa devletlerile müstemlekoler arasında bir toplantı yapılması, 2 — Avrupada ökonomik bir menre tatbik edilmesi, 3 — Avrupa paralarının altın esasına göre biribirine uydurulması, 4 — Ökonomik hukuk | sahasınea Avrupa kanunla- rının biribirine benzetilmesi. rürdüm, işmi de Ayşegüldü galiba. Mehmet derin derin içini | çekti. — Evet vardı. | M. Hulun İngiliz | bakanının nutkunu | Amerika ile 27 İKİNCITEŞRI | Sılâhlarda | Beraberlik ! (Üst tarafı birinci sayfada ) | Ingiltere Joponların istediği beraberliği vermelid r. Diğer taraftan Nevyork Heralt gazetesi dıyor ki: | - Vaşington muahedesi- nin Japonya tarafından feshi deniz silâh yarışı sıyasasına dönmeok olacaktır. Japonya- nin bu muüahedeyi — kaldır. mak kararı bugünkü dünya buhranı ve karışıklığı içinde ancak derin — bir teossürle karşılanabilir. Bu harekt dünya sulhu için doğrudan doğruya bir tehlikedir. Nevyork, 24 (A.A.) — Ne- vyork Herald gazet sinin Va- şigton muhabiri, M, Cordello Hulun — Sir con Saymen tarafından söylenmiş olan nu- tku hararetle karşılamasının Londradan gelen ve deniz | konuşmalarına giren ln!ilğı ve Amerikan — heyetlerinin Vaşigton antlaşmasının dev. ami için birlik bir vaziyet almaya karar vermiş olduk- larını bildiren telyazılarından sonra oldu; işaret etme- ktedir. KERİ a Aynı gazete M. Hulun be- anatının we Japon sefiri . Szlitonun — Japonyanın de- niz konuşmalarından sonra hiç beklemeksizin Vaşigton antlaşmasını ortadan kaldır- mıya karar vermiş olduğu yolundaki beyanatından bir- kaç saat önce yapılmış ol- duğuna da dikkati celbet- mektedir. Nevyork Herald muhabiri Hariciye tasvip diğer ülkelere İngilterenin U- zak Şarktaki iş birliklerinin daha sıkı bir yola girmekte olduğuna dair bir nevi ih- tarı demek olduğunu yaz- makta ve Mi Halun bu be- etmesinin — ©O ne yapıyor? — Anlatayım beyim... Ay- şegül çok güzeldi, yüzüne bakan maşallah demeden ge- çmozdi. Civar köylerden on - un güzelliğini görmeğe gel- irlerdi. Ayşe 18 yaşına kad. ar şen, şuh büyüdü, ondan ! sonra Ayşegüle bir durğun- luk geldi; Annesinin yanınd- an ayrılmaz oldu. Çok kims- eler istedi, varmadı. Ayşeyi bu solğunluk yedi, bitirdi... Mehmet derin — bir nefes aldı. — Sonra, sonra, — Bayim, annesi bir gün erkenden kalkmış yanına va- rmış, dermiş ki «Gol beni ku rtar, gel boni kurtar! ..» Üç gün sonra kızcağız öldü. An- nesine vasiyet etmiş, «Öldü. ğgümde beni şu tepedeki çe. | şime» başına gömün» demiş Cihadın gözlerinde — bü- yük yaş taneleri birikti, ; sonra yanığından aştı, çene. | sinin çukrum yerinde birik- ti. — Dokunduysa söylemiy- eyim. Söyle... Ne varsa söyle demek — Ayşegülüm toprak oldu hal, Odayı derin bir süküt ka- plamıştı. Şimdi her ikisi de ağlıyor.. Mehmet hıçkırıklar arasında: — Bütün köylü mıska da «nazaray tesir — etmiyor... dadiler.. Lise T, Galip | dbirler alınıran alınsın, şim- | Londura | siyasal bir anlaşma yolu bu- | klarını sanmak gerekliğini | liz hariciye bakanının koen- yanatının — umumiyetle iki ülke genel ülkülerde tama- men birlik olduklarının bir delili saymakta olduğunu ilâve etmektedir Nevyork Times gazetesinin Vaşington muhabiri de yeni ahval karşısında ne gibi te- di Amerika ile İngilterenin konuşmalarından Uzak Şarka ait — dahs geniş Imak suretile çıkmış oldu- yazmaktadır. Bununla beraber Amerik- anın sıyasal ananesinin jca- pları dolayisiyle — iki ülke arasında bir - birlik yapılm- ası imkân; sanılmamaktadır. Aynı muhabir, M. — Hulun Sir Con Saymenin nutkunu candan — alkışlamasına se- bep olarak bir de — İngi- disinin Amerikaya karşı pek #z uyğun bir yol tutmuş olduğu yolunda bazı Ame- rikan ve İngiliz mehafil vo gazetelerinin - tenkitleri do- layısiyle duymakta olduğu reiyi — bastırmış - olduğunu ilâve etmektedir. Eo son bu gazete, M. Sa- itonun Japonyanın yakında Vaşiugaton anlaşmasını kald!" racağını haber vermesinin Va- şingtonun sıyasal mehafilin- de hiç bir hayret uyandır. mamış olduğunu çünkü bu moehafjlin Japon elçisinin bu boyanatı hükümetinin izai ile yapılmış olduğundan hiç şüphe etmemiş — olduğunu yazmaktadır. | Balkan komşularımız: Balkanlar Anlaşması. /Bulgaristan da Balkan anlaş- masına girecek mi? M.Alber Musoenin Santral gazetesinde yazısından aşağıdaki aları alıyoruz: Balkanlardaki — psikolojik ve soysal tekâmül, ihtiyatla ölçülmüş bir sıra merhalel- elere doğru gürültüsüz pat- irsiz ilerlediği için garp ef- kârı umumiyesince buna lâ- yık olduğu ehemmiyet ver- ilmiyor. Fakat yalnız üç se- ne geriye bakılsa ne kadar yol alındığı ve ne çok güç- lüklerin ortadan kaldırıldığı anlaşılır. Alâkadar — resmi mehafilin Balkan ko- nferanslarının. program ve kararlarını 6o — zamanlar ne kadar bedbinlikle karşıladık- lorını hatırlıyalım; — küçük Örop çıkan parç ihtilâfla — sıyasal bir anlaşma | yapmak düşüncesine Ankara- da ve bilhassa Atinada, ne | kadar kuyvetle kargı konul- duğunu göz önüne getirelim; muahedelerin değiştirilmem- esi yolundaki tezahürlerin - kolayca anlaşılacak sebepler yüzünden— ne gibi ihtiyat- larin kargılandığını düşüne- lim;bu gibi — birleşmelerin dışında kalmak veya bunla- ra temayül etmek gibi düşü- nceler arasında — mütereddit kalan — Avrupayı, hatırlıya- h. Bulgaristan, Balkan anlaş masının temelleri olan for- müllere yaptığı itirazlarda israr ediyor. Fakat buna ra- ğmen, cenubu garbi Avru- pasında Marsilya cinayetinin dogırıhilıoıql karışıklıkları bertaraf etmek - için Balkan anlaşmasını — imzalıyanlar, bu anlaşmayı tatbikte tere- ddüt etmediler. Bulgar hü. kümeti de basiretine tak- dirler kazandıran — sıyasal bir duygu anlaşmaya olan muhalefetinin bu an- laşmanın — güttüğü ülkeden ziyede biçiminden doğduğu- nu komşularına ihsas etti. Anlaşınıya giremiyen Balkan uluslarınının anlaşmıyı im- zalıyan — hükümetlerle olan münasebetlerinin daima iler. lediğini söyliyen 2 ikinciteş- rin tarihli tebliğ de bunu anlatmak istiyor. Şimdiki devresinde Balkan anlaşmasının vardır: Anlaşmayı imzalıyan ulus. lara münhasır haklan ve ku- rüm biçimi küçük - itjlâfın- kine uyğun olan iç görün- üş, sıyasal ve ökonomik ala. nda biribirine muvazi olarak takip edilmektedir. Bu, baş. arılması gerekon hayli büy- ük bir iştir. Fakat bunun ba- şarılması yolunda, Bolgrat, Bükreş, Atina ve Ankarada na.| sıl çalışıldığı — düşünülürse, bunun sonu hakkında hiçbir şüphe beslenemez. Balkanla. üç görünüşü | rı eyi tanıyanlar için asıl şa- şılacak nokta, siyasal tosa- nüdün ökonomik tesanüde yol açtığıdır: Yani çok ağır neticeleri çok mühim — olan bağlantılarla, uzun zam'andan- beri geciken yaklaşma — iş meydana konuluyor. İşlerin yürümesi için gerek olan da. imf kâtiplik, ökonomik isti- şare konseyi gibi teşekküller işe — başlamışlardır. Balkan ulusları arasındaki münase- bet ve mübadeleleri rasyona. lize etmek için önceki — gibi Balkan konferanslarının ka. rarlarından birçok ilhamlar alan bir program yapılacaktır İkinci — görünüş, balkan anlaşmasının şimdiki çerçe- vesinden taşan Balkan ulus- Jarı arası bir iş beraberli. gidir. Gene 2 ikinciteşrin tarihli tebliğo göre anlaşma. ya giren üyeler komşu Bal- kan dovletlerile |(yani Bul- göaristan ve Arnavutluk ile muallakta olan bütün işlerin memnuniyet verici bir tarz- da halledilmesini kararlaş- tırmışlardır. Bir — taraftan Yunanistanla Bulgaristan arasındaki mali anlaşama- mazlıklar, diğer taraftan Bul- garistanla Romanya ara. sındaki — güçlükler — bu- günlerde faal — konüş- malara zemin teşkil etmek- tedir. Balkanların üumuümi ahengine mani olan bütün anlaşmamazlıklar ve kavga- lar, bu konuşmaların sonu- nda ortadan kalkacaktır. Bulgaristanın bu anlaşma- dan uzak kalmasını doğu- ran sebeplerden biri de; bu anlaşmanın yapılmasını ko- laylaştıracak temiz bir ze- minin hazırlandığını görmek arzusu idi. Şimdi bu temiz. Makedo- yüzünden likle — uğraşılıyor. nya — meselesi Bulgaristanla Yugo: rasında doğan anlaşamamaz- lık hakkında da Bolgratla Sofya arasında doğrudan do- ğruya konuşmalar yapılmak- tadır. z Makedonya ihtilâl komite- sinin Marsilya cinayetindeki mesuliyetini tayin — yolunda Georgiyef kabinesinin göst- erdiği çok açık, çok azjımâr tavur, inkâr — kabal etmez bir anlaşma istediğini göst. eriyor. İki hükümetin bu an. laşması Balkan — anlaşma- sının — şimdiki — inkişafının dışında kalmakla — boraber, bunuün yapıcı gayretlerinin çerçevesine girmektedir. Üçüncü görünüş de Balkan anlaşmasının uluslar a yahut «Avrupat» görünüşi dür. Balkan birliği barış is- teğini mevhum — ve nazari gekiller altına değil, açıktan açığı gösteriyor. Halkevi Reisliğindin: 9 Güzel sanatlar şubesi (80-11-934) (Iun'îi“gi'ı— nü saat on beşle umumi bir. toplantı yapmağa karar verdiğinden bu şubeye kayıtlı olan arka- daşlarımızın gelmeleri rica olunur, İ e ner e l