18 İKİNCİT : TTTT UN TTT AÇ ——— ————”. ŞÜ Sana aa u sucana aa nu lE KA KU GU NE KU KA NU RRRA NU KU EN N Yazı Müsabakası MA RECENERKER AM ERGUSEZEREK MN insaniyet.. Hartahanenin kapı - yavaş yavaş açıldı, 'çerden orta — boylu, 80- lak bemnizli, zarif, on beş, 90 altı yaşlarında bir ço- tük dışarı süzüldü. Durğun gözleri bir — za- man güneşe takıldı, son- Ta birden iki aydır. ar- zuladığı saf havayı yü- tacak gibi içine çekti, Göğsünü şişirdi. — Sırtında eski, kalın bir palto VYardı. — Pantolonunun — yır- tik paçalarından kansız Zaif bacakları gözüküyor- dü, — Mecalsizdi.. Bacakları Vücudünü taşıyamıyor gibi tarsak adımlarla yürüyor- du. Gözlerinin donuk ma- Visi gölgeleniyor, — parlak Ufuklara daliıp - gidiyordu. Köyünden — ayrılalı — iki Ayı geçiyordu; çok özle- Mişti. Köye gitmek üze- ra epi bir para di Fakat parası — yoktü. Çalışıp — para — kazanabil- Mesi için kısa bir isti- Tahato — ihtiyacı yardı. Doktor, birkaç gün hiç bir iş yapmamasını aksi takdirde daha mühlik bir ıılllılıgrı tutulması — ihti. mali olduğunu söylemişti. Ne yapacaktı? Halkın mor- hametine — sığınarak bir- lâzım- | kaç gün — yaşamaktan büşka çare — yoktü. — Bü | ona çok ağır — geliyordu. Gözleri yaşardı, bacakları titredi, biraz ötedeki ku- yüya — kadar gitti ve yere çöküverdi. Dün akşamdanberi ağzına | bir lokma ekmek utmamıştı. Karmı adeta zil çalıyor, ta katinı daha ziyade kesiyor du. Elleri ayakları titriyerek ağır ağır kalktı, sarsak adı mlarla şehre doğru yürüdü. Saat: 12. Şehrin dış sokaklarına ilk Hdimımı attı ve arkasına dö herek şehri hastahaneyo ba- ğliyan yola baktı, baktı. Dü- daklarından — sesle — ka - Tışık bir soluk çıktı: — Ancak yarım saatlik Yolu iki saatto geçtim ha!. Ona, iki ay evel bukadar- Cik yollar viz geliyordu. Ne adar da kuvvetsiz kalmışım diye düşündü. Gözleri kırl;ıı sından geçen bir hanıma 19- ildı; âiyrlinden uiamjlı- Dizlerindeki yırtıkları — Ör İmek için paltosunun önünü Gvuşturdu. Ve yavaş yavas Yürüyerek şehrin dar $0- kaklarına daldı. Saat: 13 — Haydi sıcak gıcak "'?' Mokler, dört buçuğa dört Çuğa... .Firinın — önünde — durân ir Çocük hem — bağır- İT Hein d fırından Taha yeni çıkon ve di Banı tüten — sıcak ekmek. Sti müşterilere — Jdağıl- Uyordu. Delikanlı runu Y . gürü ı?"'k fırına — doğru ’_"k $i Bir. ekmek İStiye” :üü fakat firincinin, bür KS haröketlerini bir - İir- & türmümeşhut halinde | yakalamak — için — arkasını takip eden bir polis gi bi süzdüğünü görünce gözlerini eğdi — ve hafif | bir. seslü: I - Ödünç bir. ekmek | verir misiniz? Dedi. Para ! sını birazdan — getiriveri- rim. Fırırcı küstah vırla — bağırdı: — Hosl. Ne - dedin hay- | di ulan çingene oğlu çingene, — Burasını baba- nn bayır evimi sandın, defol ordan .. Artık çinğena de ol- muştu. Karnı müthiş acık- | mışti. — Kulaklarında — dok- torun, vücudünü eyi bes- le diyen sesi çınladı. Yürüdü ve bir aşçı dük- kânının — önünde — durdu. içerden nefis yemek ko- kuları geliyor, ciğerlerini dolduruyordu. Kopının önünde — önü poştomallı birisi dıkiliyor. Gelen gi- den — müşterilere — iltifatta bulunuyordu. — Bu — adamı bir ta- * lokantacıydı. galiba.. — İçin- | de yarı koğulmak — kor- kusu — ile yarı ümitle lokantıcıya doğru yürüdü, boynunu büktü. — Efendi amca dedi, artan yemeklerden bir parça veri- r misiniz? Karnım çok açta!.. Adam baştan aşağı çocuğu süzdü ve acımış gibi görü- nerek: Yol Dedi, vemek açsın ha!.. Amma oğul bizim müş- toriler çok — bağazlıdırlar. Onun için bizde artık ye- mek bulunmaz, paran varaa ;karnını bir güzelce duyu. rurum. Paran yok mu?. Ne- yse sen şimdi caminin önü ne gider namazdan çıkan- lardan — par istersin. Eğer beş kuruş hemen buraya gel olmaz mı? Poyunu büküp yürüdü, O- nada katlanacaktı. Saat: 14. Bir saattir dilendiği halde elinde beş para birikme- mişti. Hönkür hönkür ağ- | lhıyacak gibi oluyor, boğazı- na birşeyler tıkanıyordu. Bü- tün Üümitleri suya düşmüş- tü, fakat o hâlâ insaniyet sa hibi birinin kendisini doyura- cağımı ümit ediyurdu. Para isterken galiz küfürler işit- memek için kulaklarına s0- kakta bulduğu bir bezi tı- kamıştı. Takati yok gibiydi. Sarsak adımlarla yürüyor, bazan bir taşa çarparak ye- re düşüyordu. ğ Nihayet kurşun gibi ağır- laşan bacaklarını zoru zoru- na sürekliyerek — yıkık bir arsaya girdi. Birdenbire ye- re — çöktü. Kulaklarındaki bezleri çıkardı. Tem başın- da bir köpek hırıltısı duydu, ve baktı, Sarı bir köpek kemik geveliyor ve kendine "e dik dik bakarak hırlıyordu. Düşündü: Ü, ne mesuttu. Kendinin geveliyecek - bir kemiği bilo yoktu. Gözlerinin manvisi hitgide açılmış, fersiz bir hal ı!w,ş. tı. Yavüş yavaş sinirleri bo. şandı, bıçkıra hiçkira ağla- mağa bn.l_ıdı. Bu göz yaşla- e ,_'_ Çorçile Göre Alman tehlikesi git- tikçe artıyor —— | Londra. 17 (A.A) — Bel- grat tahkikatının ortaya çı- | kardığı- mesuliyetlerin — Mil- letler Cemiyetinde — mevzu bahs edilmesi — tasavvuru burada ihtiyatla karşılanı yor. Zira - bunun Avrupa yatışması ve zarar — verebi- lecek bir gerginlik tevlidi- | he müsajit müfrit neşriyata yol açacağından korkuluyor. * OA A Amerikanın Sılâhları Amerikan modernleştirilmesi kında silâhlanmanın hak- baberlere göre, askeri hava ida- resi — bütçeye konulmak üzere 800 tayarenin yapıl- masına ait bir program ve- rmiş ve deniz idaresi de nispeten küçük boyda yeni bir kabili sevk balonun ya- pilmasını düşündüğünü bil- dirmiştir. Bu program kabul edildi- ği takdirde, Amerika ordusu en modern ve en kuvvetli bir ordu olacaktır Diğer cihetten öğrenildi- ğine göre, harbiye bakani. verilen Pağı ordünün — makine işleri- nin modernleştirilmesi için 20 milyon dolar ve hava ko runmasını yeni — levazımla teçhiz için de 21 milyon do- lar istiyacektir. Programa dahil tayarele- rin 500 ü oaki — tayareleri değiştirmek — içindir. Yeni yapılanlar Amerikan askeri tayaresinin yekünu 2400ü bulacaklır. Deni: bili sovk balonla ! rı takriben 2.500.000 em mikâbı olacaktır. ! rı açlık ve ümitsizlikten do- | Buyordu, Ne kadar hetbıhm.ı Ağlarken — kirpiklerinin aras ndan sar; köpeğin bir za. man kendine acır gibi bak- | tığı, sonra kuyruğunu sal- liyarak oradan uzaklaştığını gördü. Kendinden insanlar kaçlığı gibi hayvanlar da ka. çıyordu. Acaba bukadar se. vimsiz, suratsız bir mahlük mıydı? Bunları düşünürken sarı köpoğin tekrar arsaya — gir- diğini gördü. Bu sefer ağ- zında kemik yerine bir bü- tün ekmek yardı. Düşündü «Ah şu okmeği köpeğin ağ- zından bir alabilseydi» fa- kat köpek kendine doğru gel yordu. Köpek yaklaştı, yaklaştı. Çocuğun yanına geldiği zaman ağzındaki ek- meği yere bıraktı ve çocuğa sürünerok kuyruğunu salladı, çocuk şaşırmıştı. Birden aç bir kurdu bir kuzuya sal-: dırması gibi ökmeğe atıldı ve aldı. Saat: 16 Hem ekmeği yiyor hem de yanında yatan halâskâr kö- peğin sırtını okşıyarak dü günüyordu: Acaba hissiyet insanlarılan hayvanlara mı geçti.. Öz Türkçe: Dilbirliği Ulsal Benlık Ötedenberi yozgan'ar - |1) arasında yaşıyan ve fakat bu gün, dil birliği ve dil katıksızlığına doğru atılan ileri adımlarla — bırakılmak dıkızlığında (2) kalınan bir inanış vardır: Yazganlarla oymak arasındaki ayrılık.. Yazganlarla ulus arasında gözetilen bu ayrılık ve ir- kek (3) adırtı (4) bize pok tuzluya barım (5) — olmuş; bu gidişle ulusal (6) benlik yetirilmiş (7| ve bunun ye- rini nom (8) birliği kap - mıştır. Dün savaşa koşan bir kim- se «ben yurdum ve ulusum için savaşa gidiyorum ve ölürsem bu ülkü yoluna öle- ceğim» diyen pek az kişi bulunurdu. Fakat savaşa ko- şanlar arasında uçmağı (9) düşünerek koşanların yüzde doksan dokuzu « ben nom yoluna savaşa gidiyorum» derlerdi. Bu ülkü yüz yıllarca böy- le yaşamış, pek az kimse bunun ortaya attığı kötü lüğün anlamını (10) kav- rayabilmiştir. Başlarında Ziya Gök Alp yarlığ (11) bulunan bu pek az kimse yıllarca didinmiş, uzun didin- meler, büyük yorgunluklardan sonra (Ulusal benlik) yolunda bir adım — atılabilmişse de bunun da dokunağı — (12) o dek geniş — olamamıştı Bu yolda çalışanlarla sa. yısı pek az kimse arası- nda yayılan (Ulusal benlik) ülküsü Ööy |(13) ile de- ğerini yetirmiş — ve — yaz- ganlerla — ulüs arasındaki eski ayrılık yeniden baş gös: termişti Buda 1932 yılına dek sürmüştür. Büyük başbu- ğun çok değerli kılavuz- lağu ile | dil dönenme )| si (14) yapıldı. İlk önce 1932 ilk güz (15) ayında topla» nan büyük dil kurultayından sonra |Türk dili tarama de. rnik) » kuruldu, Bu, dil dö nenmesinin ve dil birliğinin başlangıcıdır. Dörneğin yıl süren bilgili çalışmasi dil birliği yolunda büyük işler gördü. Bunları ortaya dökmekte bir anlam yoktur. Çünkü bütün bu büyük işler ulusun gözü önünde yapılmış, yine ulusun değerli yardımları ile başa- rılmıştır. Bütün bu işler bize şunu buyruklıyor:Her yönde ve har yöntemde yarattığımız birlik. SAYFA 3 Silâhlar mesejesi Amerikahlar Zırıhlların otuz beş ton olmasında ingil- izler ise hu sayının indirilmesinde ayak direyorlar. İngiliz ye Amerikan mu- | sırasında İngilizlerin — anlaş- rahhasları arasındo deniz — mada belli edilmiş olan ra- mezelosi ve en fazla İngiliz ı kamların olduğu — gibi istekleri bakkında dün ya- | durmasını — kabul ettik- pılan konuşmalar vaziyette | lerini söylenmekte idi. Eğ- hiç bir değişiklik yapama. miştir. Bu toplantı evelki ak- şam İngilizler tarafından te rtip edilmiştir. Bu toplantı- nn ehemmiyeti 3.-5-5 nis- petinin terkedilmesinin Ame- rikalılarca istenmediği açıktan açığa bilinmiş olma- er Amerikan görüşüne böyle bir. karşılıkta — bulunulmuş ise bunun — karşılığı ancak halen Tokyo kabinesi taraf- ından tetkik edilmekte olan İagiliz söz isteğinin ilk kıs- mıina karşı Amerikan karşı koymaklığının hafifletilmesi sından ileri gelmekte idi. İki | olabilecektir. Bu — ko- murahhas heyeti - toplantıda | nuşmalar — arasında, kendi aşağı yukarı tam kadro ile | milli koranma ihtiyaçlarını hazır bulunmuşlar ve İngiliz murahhas hoyetine Başvekil M. Makdonald başkanlık et. miştir. Üç saat süren toplantıdan sonra gazetelore verilen ha- berlere göre - toplantıda ge- çen ağustos ayında — İngiliz ve Amerika muarahhasları arasında görüşülen meseleler tetkik edilmiş — ve Va. şington anlaşmasının — her yanı ile gemilerin sınıfı itibarile tonajları işi gözden geçirilmiştir. — Amerikalılar zırhlıların 35 bin ton olma- sında taban diremişler, İngi- lizler ise bu sayının indiril- mesini istemişleşdir. Dün akşam, — bu toplantı bildirmek hakkı yalnız an- Taşmayı imza eden devletlere ait olduğu tanınmıştır. Esasen İngiliz söz teklifi mutlak ve kati değildir. Ve en fazla dağılmak — tehlikesi gösteren konuşmalara devam yolunu bulmak içindir.Japon kabinesinin soracağı sorgul. arın konuşmıya bir neticeye doğru yol vermesi zannı vardır. Bugün Tokyonun ce. vabı beklenmektedir. Bu ce- yap geldikten sonra Vaşing- ton anlaşmasının yorine, or- taya deniz silâhlanma yarı- şının önüne geçebilecek de- ğerde diğer'bir balge kon- ubiıp konülmi: | gün içinde belli olacaktır. C. H. F. Vilâyet idare heyeti riyasetinden: İhaleleri feshedilen fırkamızın Balıkesir vi- lâyet merkezine ait Keremköy hududu dahilin- deki iki parça zeytinlik(50) elli bin lirada ve Ed- remit, Ayvalık, Burhaniye fırkamıza ait yedi parça zeytinlik (20) yirmi bin lirada talibi üze- rindedir. 24 - Teşrinisani - 934 cumartesi günü saat saat (16) da Balıkesir vilâyet fırka merkezinde pazarlıkla ihaleleri icra kılınacağından taliplerin tayin olunan gün ve saatle müracaatları lüzumu ilân olunur. (265) Balıkesir Evkaf Müdürlüğünden: Edremit kazasının Edremit merkezile Zeytinli ve Kızıl lore dil birliğini de katacağız. koçili mıntakasındaki mazbuta ve mülhaka zeytinliklerin Dün — yazganın iki — dizek (16) yazısını okuyup bir an- lam — çıkaramıyan — oymak bugün doğilse bile, yarın-de- ğil iki dizek-betlerce (17) Ya- zısını okusa ne dediğini anl- ayacak, ne demek istediğini kavrıyacaktır, Bu gidişle yaratmak is tediğimiz (dil birliği) yara- tılmış olacak ve birliğin du- Igasında da (18) ulusal be- nliklimiz doğmuş - olacaktır ki ancak bundan sonra ulu- sallığın ve ulas yolunda ça lışmanın doğeri anlaşılmış olacaktır. Dil birliği çalışmaları hiç | durmudan ilerlemekte oldu - Lise 1 Çeşmeli hocaoğlu ğu — için bu oğuz (19) ( Devamı 4 cü sayfada ) 934 mahsulü on gün müddetle müzayedeye çıkarılmıştır. İhalesi 21-11-934 çarşamba günü saat 15 de içra edilece- ginden talip olanların yevmi mezkürde Edremit Evkaf da- iresine müracaatları ilân olunur. (258 — 2) Halkevi Riyasetinden: Halkevimizin kurslar şubesi tarafından halka mahsus serbest ye meccani okuma yazma bil- mevyenlerle az bilenlere mahsus olmak üzere üzere Ali Şuuri nektebinde (15) Teşrinisaniden itibaren gece dersleri vermeğe başlıyacakur. Yurıdaşlarımızın mezkür mektep Başmual- limliğine müracaat ederek kayıtlarımı icra ettir- meleri ilân olunur.