KS AAA fıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı KİTAPLAR Merhum Hatıp Mehmet Hamdı | Yatı pansiyonu köylere Ve Eserleri. 1 Balıkesir için, hiç te ya bancı olmıyan, bu zatı mü hterem okuyuculara nasıl tanıdığımı arzedeyim: Ankaranın, sayılı gıcak bir günü idi Karaoğlan ça. rşisından istiklâl meydanına doğru yaya kaldırımdaki dükkân saçaklarının gölgel- erini kendime siper yaparak ağır adımlarla yol alıyor- dum. Kavurucu sıcağın ve- rdiği asabi bir halet içinde, | nefes almak bile içimi bun- altıyor, bir bildiğin aşinalığ ma karşı koymak bana kül- fet gibi geliyordu Bu del- ğiın, alğın yürüyüşüm esna- sında «Akba» nın güneşliği önünde gayri ihtiyari duruv- ormiştim. Gözlerim ı-umekğ na dalmış, yeni 934 meşri- yalını araştırmağa başlamış. | tım, Rafın alt sırasında aşi- | na olduğum kitapları şöyle bir gözden gaçirdim, Ilçıvıı'n hemen gözüme yeni birşey ilişmemişti, Rafın biraz üst | tarafında otüz. altı punta harfierle — yazılmış olan | şu cümle dikkatime çarptı: “İTALYA FARA DA SE, Eyi bir nizampajle çevrel- enen bu satırların altında İt- alyanca bir hayli yazı.. Ya- zıların kenarlarında da kab- artma madalyoncuklar içinde İtalya birliğini kuran, Manz. ini, — Konte Kavur, Jozeppe Garibaldi V. S İtal yan ihtilâli büyüklerinin ve. simleri, onun hemen “karşı sında da Mussolininin ayrıca büyük kıtada bir resmi bu- [uı:ııyonln. Tarihi siyasiden jmtihan veren bir lise taleb- esi gibi kufamda 1856 yılı hâdiselerini - conlandırmağa çalışıyor, yedi parçaya bö lünen İtalyanın bir oluş sa- vaşlarile; 1920 - 1922 Sos- yalist va Faşist kuvgıl..mm. büyük İtalya — idealini bu iki hâdisede münasebet ar- ıyan Korriere settimanalenin mukayesesi manasını bulabıl- mek — kaygusile — zihnimi kurcalarken, bu mecmuanın tam üst tarafında dikkate çar- pan y.ııılarlu. Türkçe “TİMARHANE, Adlı kitabı gördüm. Sica- ğın bir az evel verdiği bunaltısı bu kelimenin kaf- amda dolaşmasile geçmiş, biraz evelki siyasi tarih im” tih mından kurtulmuş oldum. Holo «Kelâbi» nin şaklattığ kırbaç ile dövülen biçareyi aklıma getirdikçe gevşeyen sinirlerim tamamile tetıkleşti İşte, bu atiklikledükkânın iç- ine girdim. Kitapçıya bana bir — «Tımarhaneb ver gıbi | dersamlığı ıç | | haç dönüşünden bir müddet | dedim, İşte saygı değer okuyucu, Hat:ıp Mehmet Hamdi efendiyo hürmet ve aşinalığım burad- an başlar Hdt Kitabı ilk görüşte, ben tıp tarıhimizi alâkadar eden bir eser olduğu zannile al mıştim. Fakat ilk & yfasını açar açmaz bunun bir ma- cera romanı olduğunu anla- dıum. Birkaç satır. okudük. tan sonra öz dilimizin çeki- cive tatlı ahongi beni kita. Yazan: A. BAHA bın s#onuna kadar sürükle- yip getirmişti. Anodolunun hamen her — tarafında dere | beylerinin keyif için aile sö- ndürdükleri bir devrin, istib dat devrinin zihniyet ve ka rakterlerini ortaya koyan tımarhane — müellifi Mehmet Hamdi efendiyi o devrin için- de yazdığı bu eserden - do- layı bilhassa duyuş, görüş ve anlayış kabiliyetini içten aikşladım. Mehmet Hamdi efendi ese- rinin mevzuunu 1810 da Manyosın Deydin köyüne bağlı Akdoğan — çiftliği ile Soğuklar çiftliğinde geçen şu vakadan almıştır. mütekaitlerinden Hasan ağa, Manyasın köyün- de oturan xzengin ve hatırlı bir zattır. Bunun Çalık Ah met ve Ömer isminde ki oğ- lu vardır. Çelık Ahmet bü- yük oğul olduğu için, Husan ağa bunu âdet mucibince tez evlendirmiş; çiftliğini de kondisine vermiştir. « Sipahi 1 eydin Küçük Ömeri işe alıştır- mak için, Akdoğan çifiliğin. de bakımı — altında mağa başlamıştır. Hasan ağa ile Ömerin yretleri, az zamanda Akdoğan çiftliğini Deydin üç dört misli yırmi beş mahsul alınmağa başlamıştır. Birkaç yıl sonra Hasan ağa Ömeri de Kızıl kilisa köyünden İsmail kâh- yanın kızile evlendirmiş Akd oğan çıfıliğini de Ömere ver miştir. Böylece her iki oğ- lunun hayatta saadetini ta- dun Hasan ağa ömrünün bir kısmını Akdoğan bir kısmı- nı Daydin çiftliklerinde asü de bir hayat içerisinde ge çirmeğe başlamıştır. Bu ara- da Çalık Ahmedin Ümmehan, Ümerin de Hasan isminde çocukları dünyaya gelmiş tir. Küçük Hasan sekiz ya şına girince İstanbulda saray yapan Ârif efen di isminde fazıl bir zattan on sene husüsi — ders almış ve bir hayli istifadeler et çalıştır. | çihiliği veriminden arttırmış bire, miştir. Hasun ağa erdiği bu sa- adetleri manen tamamlamak için son dıleği hacce gitmiş sonra ölmüştür. Ümer uğa oğlu Hasanın okuduğundan memnun değildir. Okuyanl- arın rençberliğe yaramadık- larına kenidir. Fakat Husan babasının bu yanlış görüşünü çalışmasile düzeltmiş Ömer ağaya çifiliğinde rahat otur- maktan başka yapocak iş bırakmamıştır. Ömer — ağa ekser vaktini av ve eğlence ye rlerinde geçirmeğe başla. mıştır. Ümer ağa eöz edilecek çağı geldi Si anlayınca, kendi gençlik arkodaşı Soğuklar - çiftl sahibi Mustofa beyin kım Emine ile evermek — istomiş, fakat Ümerin karısı bu ev. lenmeye razı - olmamış Ha- sanın çalık Ahmedin kiızile evlenmesinde 1srar - etmiştir, Ümer”ağa gözünü yerine ge- tiren olduğu için ka- rısının sözüne kulak asma- Hasanın baş biri nümüne olacak . Giresun mektebi Giresan, (Muhabirmizden) Girosunda açılacak (Köy çocukları — yatı pansiyonu ) etrafında hazırlık yapılacak- tır. Mektep binası yatı pan- siyonu için müsait görül- mediği için münasip bir bi. na Aaranınaktadır. — Konak pınarındaki eski mektebin sraları buraya taşınacaktır Pansiyona elli talebe alına caktır. Bu talebelorin karyo- laları tahtadan ve sehpadan yaplmak şartile yeknasak olması talebeye çinkodan bir su bardağile bir çorba küâsesi,| üç yemek taboğı, bir. piron, bir kaşık peçeteye lüzum gö rülmüştür. Bu sekiz parça malzeme — bir liraya temin edilebilecektir. Giresunlular yatı pansiyo nunu diğer nahiye ve köy- lere nümune vapmak azmi- | ndedirler. ve — her — ( iresun müdürü takdir edildi. Pamukçu köyü —© nayeti | faillerini yakalamokta büyük | görülen - Giresun — nahiyesi | müdürü Bilâl bey Vilâyetçe | | takdirname ile taltif edilmi ştir. miş Hasanı Müstafa beyin | kızile nişanlanmıştır. Nişan vakasından bir hafta sonra | Ümer ağa bir gün ani ola- | rak sancılaşmış, yanına ge- len Hasana ancak «anan be- ni zehirledin. diyerek ölm- | üştür. Bu vakadan üç Ay sonra, Hasan bir gün çifilikte çalış- irken amcası çalık — Ahmel pek telâşli bir halde karısı | nın birkaç gündenberi kay- bolluğunu sövlüyor . Bu hâ diseden bir hafta geçtikten sonra — Deydin çiftliğindeki | kuyulardan birinde — cesedi bulunuyor.. Çalık Ahmet bir gün yine Akdoğana goliy- or, hasana garip bir teklifte bulunuyor.. Kızı Ümmehanı Hasana, Hasan anasını da kendisine nikâhlamak isted- iğini söylüyor. Hasan bu aydanberi | ile Dey- SÖZ üzerine üç Akdoğan çiftliğ din çiftliği arasında geçen kanlı macoraların — manasını sezinliyerek Çalık Ahmedi hiddetle yanından kovuy- or.. Bu vakadan — birkaç | gün sonra Hasanın anası Akdoğan - çiftiliğinde amıyacağını haher veriy- or. Hasan da sert. bir dil jle her yere gidebi- lmekte serbest — olduğunu söylüyor. — hasanın — anası otur- | bi haller, | nden kurtulmuk KAVUNUNLE Meselesi hakkında. Taymis gazelesinin bir yazıisı Lehistan Harici nin Milletler akalliyetleri himay le- si hakkında söylediği nutkun protesto edilmeden geçilemi yeceği fikrini izhar eden ve bu münasebetle, vahim an larda Fransa, İngiltere ve İtalyanın müşterek hareket edecekleri hakikatinin orta- ya çıkmasından sevinen Te- Nazırı- Cem m mp3 gazetesi diyor ki «Polonyanın akalliyatlerin himayesine dair muahode ve | anlaşmaları tadile uğraşma- sına ve Milletler Cemiyetinin salâhiyettar makamlarını bu- ndan haberdar etmesine bir diyacek yoktur. Polonya ta- rofından yapılan teşebbüsün | meysimli ve yabut mevsim siz bir şey olduğu kanaati sürülebilir. Bu - gi- devletlerin yee sikici bir naatini ileri siyasetleri ep şekla girdiğ sıl eyledikleri taahhütleri- ha çarelerini aramaları hususundaki hak larını — istimal etmeleri mektir. Bu sahada yapılan de hareketin nizami yolları ta. | kip bu bapta derpiş edilmiş olan müsmele tarzı çerçe vosi içinde yapılması da l4 zundir. Kimsenin kabul et- miyeceği cihet devlerden herhangi birinin evelca mü zekerede bulunmadan — ve anlaşma yapmaden meriyet bulunan bu mukaveleyi tek — başına fes. hetmesi veyahut hukuki te- amüllere tevf kan foshetmed; ği muahedenin tatbikine me- mur budunlar arası mücsse- mevkiinde seler ile iş birliği yapmağı reddetmeleridir. — M. Beck malüm olan tavrını takınma kla muahedelere hürmetkâr devletlerin, Polonya hükü- metince budunlar arası mü nasebetlerini — tanzim eden metotlara karşı ittihaz edi- lan tarzı hareket muvacehe- Ysinde birleşmesi mucip oldu, —. Amerika kupası 23 (AA) Amerikan kupası için bugün yapılan — dördüncü Amerjka yatı Re bov anmıştır. Şımdi. Endeavour ile Rainbov ikişer yarış ka- Yapılacak Novyork, yarışı kaz. zanmış - oluüyor. daha üç yarış vardır. Rain- bov 30 mil mesafeyi 175 da kika 38 saniyede ve Endea vour da 179 dakika 53 &a niyede katetmiştir. Endeavo | ur proteste bayrağı çekmiş- tir. — Çünkü zannedildiğine göre İngiliz yatının önüne gecerken yarış nizamlarına riayet etmemiştir. Rüzveltin bayannamesi Haytpark, 23 (A A.) — Re- isjie-mhur M. Ruzvelt yokı- nda bir beyanname neşre derek halka vaziyeti bildire- bu söz üzerine — doğruca Çalık Ahmedin — çiftliğina gidiyor. (Üst tarafı yedinci Sayfada) coktir. M. Ruzveltin bu vesile ile para ve bütçe hakkındaki düşünce- lerini de söyliyedeğini ümit etmektedir. ' Liselerde imtihan ! Lise ve muallim mekteple rinde yapılen meruniyet im- tihanları jçin vaki müracsat ler doğrudan doğruya mekt- ep müdürlerine olacak, müd ürler iki muallimi bu işe me- | mur ederek evroktan aldıkla- ri tetkik jicabında — alâkadar muallimlerin — mütalealarını olıp ona göre karar vereckle. rdir. Karar eğer talebe lehin- de ise evrakla birlikte vekâl- eto gönderilecek, aleyhinde * keyfiyet alâkadar tale- | bildirilecektir. — Eğer | dera müdür tarafından seçile. cektir. 30 — eylüldan sonra yapılacak müraenatler nazarı | dikkate alınmıyacaktır. Almanya ya ihracatımız Türk ofisin Hemburg M. mubabirinin bild rdiğine göre, Almanyada Türk yumurtal- arına karşı talep alâka Lâkin vaki olan talepler maalesef tüccarları- mızca korşılanmamaktadır. 5 Eylül tarjhinde GU C sınıfından 100 — yarım sand |iklık bir partimiz 58 mark üzerinden munmele görmüş. tür. 12 eylül tarihinde aynı fat üzerinden ikinci bir pa- eti satılmıştır. Buğday Türk buğdaylarına | gittikçe — artmaktadır nevi sort bu larımız Hamburg 100 kilo 63 florin üzerinden büyük miktarda satılmıştır. İzmir mıntakası mahsulü eyi nevi buğdaylar cif Tlambürg 100 kilosu 65 florin üzerinden muamele görmüştür. Buna mukabil Mersin — mıntakası buğdayları gibi nispsten ve- uz neviler üzerinden muumc-j le olmamıştır. Bu nevi mal- | larımız bilhassa Fransa ve | Arjantin buğdaylarının reka- | betine maruz — kalmuktadır. | Maamafih ileride bu mall arımıza da alâka gösterile- ceği ümit edilmektedir. Çavdar Türk çavdarları çift Hu- mburg 4,4 - florin üzerinden teklif edilmektedir Darı 100 kiloau 76-77 Fransız fr anğı üzerinden teklif edilm | iştir. Tuna malları için 100 kilo boşına 7,15 florin ist.- miştir. İhracatçılarımızın bu mahsule de ehemmiyet ver- meleri tavsiye olunur. Arpa Arpa hakkında gene büy- ük bir talep ve alâka başl amıştır. 59,67 kilolu yüzde 3 muhteviyatlı mahsul 50 ve 66,67 kiloluk yüzde 3 mu hteviyatı mallar ise 51,5 Fra. nstz frangı Üüzerinden mun- mele görmüştür. | beya a ve mevcuttur. talep Eyi cf başına —<EDOTE — Adanada yumurtatılık Adana, 24 (AA| — Zira- at dairesinin yaptığı bir te- tkiğe göre Seyhan vilâyeti içinde geçen sene — kümes hayvanı mevcudunun 83 bin küsur olduğu ve bunlardan 14 milyon 900 — küsur bin yuümurta alındığı tespit edil- miştir. | et imtiyazını | taahhüdünde ÜNÜN HABERLERİ Kömür madeninde İnfilak İngilterede Vroksham ci- varındaki bir kömür made- ninde infilak ve bunu mü- teakıp yangın olmuştur, Ma- dendeki 400 ameleden 156 infilakın — vukubulduğu kısımda idiler. Şimdiye ka- dar, altı tane kavrulmuş ce- set — çıkarımıştır. — Alevler kurtarma ameliyatın da en- gel — olmaktudır. Katil mi imiş! hududu sı Fransa - İspanyan Vieliâda — Etiyen Mariyüs Komb isminde bir Fransız, karakola müracaat- la M, Prensin katili olduğu- nu söylemiştir. Merkum bu einyeti, Fasta askerlik edor. ken tanıdığı ve ak saçlı Vâ- kabını taşıyan bir arkadaşile birlikte işlediğini ilâve et- miştir. Kendi rivayetine gö- re bu için — kendisine 100,000 frank vadolunduğu halde, bilâhare ancak 25,000 frank verilmiştir. Aynı mandda, müşevvikler ona bir de İspanya için pasaport etmişlermiş. Komb uzun mü- ddet Barselonda oturduktan sonra parasız kaldığı ve Fr ansaya dönmek istediği için teslim olmuştur. Ba iddial üzerinde, zü- arın jnamlmağa değmez ol Juğu söylaniyor. Kambun, memleketine dönebilmek iç in, bu masüli uydurduğu zannediliyor. İngiltere ile Jaopnya sında ihtilâf Londra, 22 (A.A.) — İngil tore hükümeti Yokohama ve Kobenaka mıntakalarında in giliz tebaasına ait emlâkin Japon hükümeti tarafından müsaderesi mesolesine dajr İngiliz sefirinin göndereceği raporu beklemektedir. Bu ihtilâf kırk yıllık bir meseledir. Ve Avrupalı olup birçok nesillerdenberi Japon- yada yerleşmiş olan eşhası | biribirine düşürmüştür. Bir çok Avrpaalı aileler geçen nsrin ikinci kismında ebedi iear mukavelenameolerile vâsi arazi ele geçirmişlerdir. 1934 tarihinde — Japonya ecnebilerin harici ezmemlek- refettiğinden hükümet bu icar mukavel- enamelerin geri kalmış fakat kirac lardun resim almamak bulunmuştu Ancak bu asrın başlanğıcında kiracıları resme tâbi tutmiya başlamıştır. Bunun üzerine İngiltere hükümeti meseleyi | Lahaye mahkemesine sevke- tmiş ve mezkür mahkeme Avrupalılara hak vermiştir. Halbuki birkaç sene son- ra Tokyo hükümeti kiracı lardan doğrudan — doğruya resim — istememekle bera- ber bir takım bilvasıta ver- giler istemeğe kıyam etmiş- tir. Bunun üzerine — tekrar protestolar yapılmış ve sene- lerdenberi — müzakerelerde bulunulmuştur. Son zamanlarda Avrupa hların emlâki müsadere edi Idiğinden bunlar kendilerin - den istenilen kararı vermek mecburiyetinde — kalmışlar- dır. Bu hal, İngiliz sefirinin şiddetle protesto — etmesini intaç etmiştir. Meselenin ye- nidon hâd bir şekil alması muhtemeldir.