î .r DUYUŞUM :..II..I.III-İ.IIIIII.II «Hoparlör» namı müstear- Löbir genç, benim «Komple!..» başlıklı makaleme ceyap ve rmiye yeltenmiş. Bir hata abidesi olan bu yazıyı tetkikten evel, yanlı- şlığın tameli ölan «Hoparlöre kelimesi üzerinde daralım... Bu töy dilikavlı, hocasın- dan duyduğu ve ders kita- bından öğrendiği «Oparlör» kelimesini yanlış ezberlemiş.. Onun bu hatasını affedi- yorum, yalnız, gelocek mak. alesinde, ismini «Opurlör» yapsın... Oparlörü, Hoparlör, ola- rak kullandığını mazur gö- rüyorum: Çünkü, bana vor. diği cevaptan, — kendisinin, okumadığına hükmettim, Fıkracılığa özenen — bir insan, kendi mübitinde çık. an gazetelerdeki makaleleri, dostlarının tavsiyeleri — jle ve zorla - benim — yazımı lülfen okudakları gibi - oku- rsa onun, kıtap ve — gazete karıştırmadığına, yalnız ben değil, herkes hükmedebilir. Sonra, tahkikatıma — göro makale sahibi,gösterişe, her yerde kendinden ve yazıla- rından bahsetmiyo — bayılı- rmış... Şimdi, düşünüyorum: Bu genç, yazısını bir gösteriş, bir malülmatfuruşluk için mi yazdı; yoksa, bir. maksat için mi?.. Fakat, şuna eminim ki, vekiliiğini yapmak — istediği genç kızlar, onun müdahal. esi ve müdufaasından mem. nun olmiyacaklardır... Çünkü hüsnüniyetle ve samimiyetle yazılmış değildir... Neyse asıl bahse gelelim: Ben;sinamalarda, erkekle. , yanyana olturmamak için, yanındaki sandalyeyi zapte- den hanımlara, bu hareket- lerinin çirkin — olduğunu ve inkılâbin ateşi ile yuğrulmuşi bir gençin, kadına karşı son dereco nezaketli - olduğunu anlatmıştım. . Bu sahnenin seyircisi ol- an bir şahsın, sinema mü- dürlüğüne müracaat etmasi kahramanlık değil, gülünç- tük «— Gençlere, Osmanlı ka- fası taşıyorsun, demekle en büyük hakareti yapmış ol. uruz.» Diyor. Rica ederim, yirminci as. irda, bilhassa, Türk inkılâ. bının delikanlısı jile - yanya na olturmastan — çekinen bu hanımiarda ve onlar gibi hareket edenlerde hakim olan zihni- yet koyu bir Osmanlı zihni- yeti değil da nedir?, Biraz muhakemeli olunuz. Zavallı Höparlör (!) diyor ki: &..» Muharrir, asıl — ayıbı burada yapıyor: Bugün Os. manlı kelimesini, hattâ kul- lanmak bir cürümdür,.» Gelinde, buna gülmeyin... Anlaşılan, muharrir, — dil -YUR “Cümhuriyet bayramında açılaca : iştifadî ederek yeni devlet merkezimizi mutlak g ÜAğİ. İç matbuat: Eski ve «Beyoğlu» yazıyor: Sevinmeğe değer | bir tesadüf neticesi I bügünlerde, ikinci | 1909 tarihini taşıyan — bir | mahalli gazetenin, küçük bir . | garip olarak kânun kupürü, elimize geçti Bü kuprüde, o zaman Ma- Tiye Nazırının, Osmanlı par lâmentosunda haddi zatinde pek ehemmiyetsiz olan kab- nl edilmiş bir gümrük res. mi tezyidini, muhik gösterm- ek için irat ettiği bir nutuk okunmaktadır. Bu nutuk tetkik edilince, hatibin iktısatta himaye siy- aseti takip ettiği hakkındaki şüphelere karşı, kendisini müdafaa ediş tarzını fevkâl- de dikkati celp ve aynı za- manda çok faydalı olduğu görülüyor. Bu nutuktaki sözlerin sa- mimiyet şivesi hiç kimseyi aldatmaz. Bu sözler hiç bir zaman Büyük - Devletlerin bassasiyetlerini tahrik etm- emek kaygusundan mülhem olarak söylenilmiş sözler de. ğildir. (Böyle olsaydı, zamn. nin şartları göz önünde tu- tuldukta, bu sözleri izah et- mek ve hattâ bir dereceye kadar mazur görmek müm- kün olabilirdi.) Yalnız Osmanlı Nazarını karkutan şey Türkiyenin sı- nai hayatında bir dereceye kadar iktisap — edebileceği muhtariyet fikri idi. Lüifen, Nazırın mali siya- setinde «akide» &i olarak beyan eylediği fikri dinleyi- niz: «Rüsam, münhasıran De- vlet hazınesine varidat tem- ini için vazedilmiştir. Yoksa burada sanayii himaye eden bir maksat takıp edilmiş de- gildir. Buraya kadar - takip ettiğimiz iktısat İjberalizmi bundan böylede siyaset dü. sturumuz kalmalıdır. Hattâ bu hüsusta serbes- tiyi haiz olsaydık. herhangi bir rüsum artması aleyhine vazıyet alırdık.» Natkunun hararetli bir ye- rinde, Osmanlı Nazırı bey- efendi, aşağıdaki şu saçma sözü — sarfediyor: « Fakir ve geride kalm- kurultayından da bihaber... Mukulenin son - kıisminda cevap istemediğini ve bilh- assa şahsi münakaşalar içın sarfedilen kâğıtlara acıdığını söylüyor... Fakat, tuhaf değil mi, ken- disi ilk fıkracılığa, — şehsi münakaşalaria bu bir dedi- kodu 1le başlıyor.. Yine: «— Biraz olsun izzeti ne- fse hürmet edelim» — diye haykırırken kendisi, muha- tabının izgeti nefsini temini imkânsız bir sürette — kiriy- ü k Delikanlı, çizmeden yukarı çıkma.. | Seniha Turhan ' Yeni.. ış olan milletler için lâzım olan şey, iktısat himayesi değil, sormaye ve ilimdir.» Burada maksadımız, bir gölge ile kalem münakaşa ve mücadelesi yapmaktan çok uzaktır, İsteğimiz sade- ce yirmi, yirmi beş seve evel eyi diye geçen sakat fıkranın — karşısında, Cühur. iyetçi Türkiyenin — müssait gümrük tarifeleri ve gün- ün şartlarına daimi surette aydurulan gümrük sistemle- ri vasıtasile, muhtar ve feyizli bir — milli — sınai kuruluşu yolunda, gösterdiği şuurla, kudretli ve devamlı gayretlerini tebauz ettirm- ektedir. İşte bilhassa — Başvekil İsmet Paşa — Hazretrerinin bugünlerde — bir büyük vatanperverin — mezuniyetile ve yerinde olan bir şahsi zevk, sevinç ve heyecanla müteaddit yeni sinai mücs- seselerinin resmi — küşadını yaparken, yakın bir dünün iktısat düsturlarını yadetm- ek bir kat daha faydaldır. Düne ait nutukla, bugün- ün nutku arasında en ziy- ade göze çarpan — fark, nazariyat farkı — olmayıp bilhesa söylenen sözlerin if- ade ediliş tarzıdır. Osma- nlı nazırlarının — sözlerinde, bir güna iktısat bozğun- culuğu, atıl — cesaretsizlik, kararsızlık... İşte ihtiyarlık çoğını yaşayan bir tejime has hususiyetler,.. Yorgun, bitkin ve silinmez bir tar- zda tarihin mahküm eden damgasile vurülmüş bir rejim Buna muadil, ın Davlet adamlarında, din- çliğin - doğurduğu neşe ve sevinç, bir dinamizm, — bir haraket... Bütün bunlar genç, dinç ve olanca — kuvvetile zamanımız hususiyetler. Ba genç heyec- anın dayandığı iman, zaman mefhumu ile tahdit edilmiş değildir. Hatta — bu zaman mefhumunu — cenge Jdavet edecesine itilâ yoluna devan edogelmekte mısırdır. İşte bu yepyeni ifade tarzı, — yeni hayat felsefesini — idrak ve jfade şeklidir ki, bu mem. leketin samimi — dostlarını, ve bu memleketin — itilâ ve terakkisine iman etmiş ola- nları, sevinco garkeder. — —D0 — Bir Avusturyalı — Sicak — havalı bir balonda bir saat kaldı Ebersovoe, 23 (ALA.) — Avusturyalı Burter sıcak ha. va ile şişirilmiş bir balonla 800 metre yüksekliğe çık- miş ve yarım saat havada Kalmıştır. Sıcak hava balonda bulunan ve yağla işliyen bir motörle temin olunmuştur. TDAŞ! Ankarayı görmedin mi? . : k sergi münasebetile yapılacak tenzilâtlı tarifelerd ör! Hem ziyaret, hem ticaret! MİLLİ İKTISAT ve TASARRUK AÇ CA e yüksetmekte ileriye ;ılnlot olan yeni rejimlere — has ŞEHİRVEMÜLHAKATTA Ehit Hayvan Sergisi. Susurluk! Böyük egi At, Siğır ve - Koyun olmak- özere üç —— İki kanlı vaka olduk kısmı ihtiya ediyor. ON Kenal Paşa - Sargi 21 Eylül cuma gönü açılacak orlesi gün kapanacak, Ziraat Vekületi tarafından şehrimizde açılacak olan büyük (Ehli hayvanlar ser- gisi) etrafından hazırlıklara başlanmıştır. Büyük sergi 21 — Eylül Cuma günü Koşuçınarında. ki sergi yerinde saat 10 da açılacak ve ertesi günü saat on yediye kadar açık bulu- ndurulacaktır. Haber aldığı- mıza göre Bergi at, sığır ve koyuün olmak üzere üç kıs- mı ihtiva etmektodir. Birin- ci kısım at ve taylara mah- sustur, Bunun ikramiye tu- tarı 1180 liradır. İkinci kı- sım boğa ve ineklere mah- sus ve ikramiyesi 710 İira, üçüncü kısım Merinos koy. un ve koçlarına mahsus ve 700 İiradır. Atlara mahsus olan kısı- mda iki birinci, iki ikinci, üç üçüncü, beş — dördüncü seçilecek, birincilere altmış. ar, ikincilere ellişer, üçünc- ülere kırkar, dördüncülere otuzar İjrâ verileceklir. Ta- ylar arasında iki birinci, iki ikinci, dört üçüncü ve ye di dördüncü seçilecektir. Birinciler altmışar, ikinciler ellişer, üçüncüler — kırkar, Mıntaka Konğresi (Üst tarafı birinci sayfada) okunmuş bunun etrafında kısa süren bir münakuşadan sonra rapor tasvip ve heye tin mesaisi takdir edilmiştir. Reisjicümhur Haaretlerine, Meclis rejsi ve Başvekil Pa- şalar Hazeratına, fırka kü- tibiumumisi Recep beyefen- diye, İdman Cemiyetleri İtti- fakına, Balıkesir sporunan büyük hamisi Ali Hikmet Paşaya, vali Salim beye kon: gre tazimlerinin bildirilme si hakkındaki teklif alkışlar'a kabul olunmuştur. Müteakıben mıntaka mer- kez heyeti ve — fen heyetleri seçilmiştir. Heyetl- er şu zevattan terekküp et. mektedir: Mıntaka merkez - heyeti: Tevlik Fikret bey |reis), Faik bey ikinci |reis),Lütfü, Münaci, Şevki beyler (aza), Fitbol — heyeti: Hamit bey (rsis) İrfan, Hulki, Şevki Mü- nir beyler (aza|, Tenis heyeti: EBmin bey (reis), Sami — ve Necmi beyler (azaj, atletizm heyeti: — Şevki bey (reis), Ziya' ve Mustafa beyler, bi- siklet beyeti: Hayri bey |re isij, Süleyman va — Hüseyin beyler fozaj, güreş hoyeti: İbrahim — Btem (reisj, — Sadi dördüncüler otuzar lira ikr- amiye alacaktır. Boğalar arasından iki bi | cü ve inekler arasından iki birinci, dört ikinci, beş üç- | üncü seçilecek, birincilere ellişer, — ikincijilere kırkar, üçüncülere otuz lira mükü. fat verilecektir. Koyun kısmında koçlar- dan iki birinci, dört ikin- ci, beş üçüncü, koyunlardan iki birinci, beş ikinci, sekiz üçüncü seçilecektir. Koçların birincileri kırk beşer, k- koyunların birincileri kırkar, ikinciler otuzar, üçüncüler yirmişer lira alacaktır, Sergiye kayıt ve kabul 15 eyiülde — başlıyacak ve 18 eylül akşamı kapanacak- tır. Sergiye kabulü istenilen hayvanların geldikleri kaza veya vilâyetlerdeki baytarlar tarafından muayene edilmiş olduklarına veya çıktıkları yerlerde — bulaşık hayvan hastalıkları olmadığına dair menşe sıhhat şehadetnamesi ile sağlık raporu ibraz- et. mesi şarttır. Raporları ol- mıyan hayvanlar — sergiye kabul edilmizecektir. Eski emmiyet müdürümüz yarın gidiyor. | Eski emniyet müdürümüz | Tevfik bey yeni memuriyet l yeri olan Antalyaya gitmek üzere yarın — şehrimizden | ayrılacaktır. Tevfik bey dün veda ai- yaretleri yapımış. bu arada idarehanemize de uğrayarak veda etmiştir. Değerli — bir idareci olan — Tevfik beye selâmetler temenni ederiz. WMahfel bahçesinde hi vaka. Sahinsar mahallesinden tü. fekçi Mehmet efendi hakkın- da zabıtaca tahkikat yapıl. miştir.. Mehmet — efendinin dün gece sarhoşluklu mahfel bahçesinde ötekine berikine sarkıntılık eltiği ve garson- larden birine bıçak çektiği anlaşılmaktadır. Pirinç zeriyatı Sinop, 22 (A.A.) Boya- bat kazasında pirjinç zeriya- tı busene geçen seneye nis- petle yüzde elli fazladır. Bir ay sonra alınacak mahsulün 4 milyon kilo — miktarında olacağı tahmin edilmekte- dir. eeei Ü e ve Muzüfler — böyler (aza), hesap müfettişleri: — Ekrem ve Muzaflfer beyler. Yeni Mıotaka Merkez he- yetine ve fon .ınuva"ukıyet dileriz. | Kadıkırı ( Yahya ağanın çobanı arasındaki maç yarıda ki Susuğırlık, (Muhabii den) — Bu hafta içinde sığırlık köylerinde iki olmuştur. Vakalardan köyünde - koy! kocabıyık Ali oğlu arasında vukua gelmiş, met koyunlarımı — tarlâ sokan çobanı tabanca öldürmüştür. İkinci vaka Söğütçayırı köyül koyun çobanı Mustafa Ali koyunlarını sulamak ere dereye indiği bir aynı köyden Mustafa | lamail ile karşılaşmıştır mail ile Ali bir. koyun selesinden kavgalıdır. İst Aliyi karşısında görüncü ki kini tazelenmiş ve & üzerine atılarak — elinde lunan bıçağını birkaç şudur: saplamış sonra kaç Ali tedavi için — Bal gönderilmiştir. İsmail vakayı jandarma tarafından lanmıştır. ğ M. Kemal Paşalılar Mustafa Kemal Paş manyurdu göçen — ma günü İdmanyurd bir maç yapmak ve birf samera vermek üzere gırlığa gelmiştir. Sasığırlık-M. Komal maçının çok hoeyecanlı ağı beklenirken her nodi misaf irlerin sahayı terk€ eleri üzerine oyun kalınıştır. Misafirlerin ameresi çok — muvaffak)) olmuş göerek (çölde bif ia) piyesinde ve görek İ hkemei şeriye) komedi$ rol alan gönçler — çolk alkışlanmışlardır. » hastahana sez Daim? Vilâyet Encü dünkü muütat — toplanti! memleket hastancsine zomn ihalesi yapılmışt! j Düzeltiriz, Dünkü nüshamızda € bağcılığa ait yazıda * yanlışlar olmuştur. —— Birinci sütüunun — g0f | rındaki (renkli) kelimeti ngin)| olacak; ikinci sü! aki (çırpılarına) — ke (cibrelerine), (kükürt) | mosi (görgü) olacak; sütundaki (yapaaya) ke” 4i (yaymıya), (çok hari | kelimesi (çok zarif), (P kelimesi (sıhhat ve), KŞ kelimesi ( sıhli olacak, ( satılmt! dan — sonra ( bulunü yazılacak, ( yür5 heyetlerine | (yoyebiliriz) olacak. DE | riz. ğ CEMİN j Bi