Ki hiıııııııııııııııııı ESK'E'R Yanddüç.. — Bo cevaba gon berabım! « Biribirimizle - anlaş amıyacağız, iki gözüm... Ar- adaki koca uçurum kapana- cağa banzemiyor. » ıı"—..chteıı beny söyledi. klerinizi hbul etmiyorum.. »» diyor- ... Zaten, benim böyle bir, fikrim — yoktu ... Sizi, iki tarafı makine sesli yolunuz- dan döndürmek — azminde değildim ... Çünki, siz, ha- yat programınızı çizmiş bir gençsiniz... Maksadım, sadece, - şiirin esasını —anlatmaktı... Ve bu fikrimi de, diğer iki ma- kalemde, etraflıca izah edebi- Idiğime kaniim , Fakat, cevabınızda, yine anlamamakta veya öyle gö- rünmekte ısrar edıyorıunux Nitekim, — şairi, modaya göre elbise diken terziye ba- Azetişinizi, yine tekrarlıyor. sünüz ... Halbuki, bunun olamıyacağını, —açık — bir Kisanla anlatmıştım .. , O terzi işini olarak kaba 'bir teşpih yapmışsınız. &... Yeni edebiyatla — siz, abacı iİle en son moda kos. tüm diken ikj adam gibisi- niz...b Burada ya fikit veya mü- rettip hatası var... İkisinden biri muhakkak. Çünki alt tarafta da: e Siz, bir abacının Müş- iz.. Yeni cereyanları sevenlerse goll diken bir te- FZjye müşteridir, anlatabil- dimmi?.. » Hayır, delikanlım, hayır anlatamadınız. y Neden mi? Çünkü birincide, ben aba- ©1 oluyorum, ikinci de ise abacıya müğteri... Garip de- ğil m?,. «Prasacının; — bahçıvana prasa satmasın Kabilinden .. Neyse, geçelim şimdi ce- vı)ı—: İ 1 — İkinci makalemde de iğim gibi, şair terziyo, 'Ü benzetilemez!.. Terzi veya abacı, len seneye değişen mo- ghı'o elbise dikerler.. h aşk, — zamanla bir nesne değildir lı şair, onu bırakarak, kari Wğıno göre — söyle- mı»ılım. fakat, yine tekrara mecbur kalıyorum — yazs- Tıpkı bir gazete mü- Iımln gibi. Şairliğin, en mühim vasfi duyabilmek ve duyürübilm- ek, değil midir. 3— Beni abacıya benzeti- şinizin doğru olduğunu, bir an için, kabul edelim... Bir abacı,mühafazakürların, ba badan nasıl gördü ise öyle hareket otmek iı(iyonlerin zevklerine cevap verir.. Halbuki, simdiye kadarki mühtelif - yazılarımda, — hiç bir zaman, eskileri istiyen- lerin; Divan edebiyatının al- çak tavanlı odusında bağdaş kurup oturmaktan ve orada tespih çekerek, bir bakış - için feryat etmekten zevk alanların — arzularına cevap vermiş değilim... 4 — Bir abacıya müşteri olduğumu kabul edelim... yi- ne, ben. hiç bir — yazımda, eskilori hasretle anmamışım- dir... Rü «NöwFreie Preszev den: Profesörler cemiyetininin tertibi ile dpn Türkiye cüm- huriyeti seliri Hamdi bey ve Avusturya Başvekili Dr. Dolifussün huzurlarile Anton Hanakın hatırası tesit edil- miştir. Aküdemi Rektörü profesör Dr.Behrens mütov effanin —sanat sahasındaki kudretinden ve jinsan olarak hâiz olduğu meziyetlerinden bahsstmiş ve o büyük bir sanatkar, harikalar yaratan bir dâhi idi. Onun — azim ve jradesi takatı beşerin fe- vkine çıkıyordu, demiştir. Profesör Dr. Holzmeister bu Avusturyalı assnatkürın Türkiye için tarihi ve gere- fli bir — vazifenin — ilasına mozbar olmasında yani icra kuvetleri kahramanları polis ve jandarma namına dikilecek emniyet Aabidesinin kendis tarafından yapılmasında, sabık Viyana sefiri Hamdi beyin himmetleri amil oldu. ğunu bildirmiştir. Bu abide- de «eski ve yeni Türkiye» ye ait tunç figürler bu ka- rarnameleri temsil etmekte dir. Bunların taşıdıkları sil- Ahlar da semboliktir. Han. akın kendi tabirile «bunlar bir milletin mazi ve istikb- alinin mümessilleri — olarak her taarruzu def ve emniyeti tekeffül etmektedirler.» Sef- ir Hamdi bey abideyi devlet namına kabul etmiştir. Mer- asimde sanatkârların — dul zevcesi, çiftçi olan oğlu ve gelini de hazır bulunmuşt. ür. Başvekil Dr. Dollfass iki tunç statüden — boaşka çok enleressan olan, umumi vazi- yet ve tesisatı goıleren jips modeli de gözden gm,ıımış Şu halde, teşpihiniz, üzeri- nde durulamıyacık — kadar köhne ve çürüktür... «Siz bütün — yazılarınızda aşkın pisikolojisini ve felse- fesini yapıyorsunuz, Ünut- mamanız lâzımdır ki mevzu umuz döşksiz — şiir olur mu olmaz mı?..» — meselesidir.» diye bana ihtarda bulunu yorsunuz.. Zaten ben cevaplarımda, «aşksız şiir olur mu, olmaz mu'» cümlesi — etrafında bir pervane gibi dolaştım. Va düşüncelerimi ispat için de boş bir balon mevkiine düşemezdim. Hulâsa' her iki makalede de hiç bir zaman düsturdan ayrılmadım. Geçelim... «İlhami Bekir...» Bu imzayı bazı mecmualar. da gördüm. Fakat, bu isimde bir şair tanımıyorum Naziım Hikmeti karışdır- iğiniz suale evelki yazım da cevap verdiğim — için.. geçiyorum. Yine kaba bir tabir kulla- narak diyorsunuz ki: « Fabrika benzetişinizden bir. şey anladımsa —acayip! — olayım. O kadar vazıh bir parçanın anlaşılmaması hayret, ma- mafi bon size izah edeyim: Hemen her şiirinizde pis- ton, turbin kelimeleri geçi yordu... Zannedersem, bun- ların sebebini sormuştum.. Cevap olarak banu: «— Mevzoubash yazımda pis- ton makineyi ve makine de- yrini remzedor...» Demiştiniz, yani makine- arap 1 EL nton Hanakın Hatırasını Tesit ! tir. Bu tesisat, enerjik bir karakter ifadesile ulki bir vaziyette sıralanmış olarak görünüyördu. Un ve arka cepheleri tezyin eden relief- lere ait projeksionlu resim- ler dahi gösterildi. Ön tar- aftaki relifler polia ve jan- darma faaliyetini ve arka taraftaki reljifter sulh ve se- Jâmetin, maddi ve — manevi kültürün feyiz ve semerele- rini tasyir ve temsil etmek- tedir. Çok müessir ve — manalı olan bu tesit merasimi ikj devasa tunç fıgürün ayakla. rı ücunda coreyan etmiştir İçtima — salonunda — birçok sanatkürlar ve sanat tahsil eden takebeler ve sanat ül- eması hazır — bulunuyordu Profesör Behrens, Hanakın völkanik tabiatım gayet gü- zol kelimelerle — tasvir ifade ettikten sonra hazurun Hanakın son ve natamam eserinde bu ifadenin delilini gördü" Figürlerin büyüklü- gü hergün görülen şeyler- den - değildi Figürlerdeki ayağın bir parmağı birbu- çuk karıştır. Figürler duvar plastiği olarak düşünülmüş olduğundan bunları tamamen çevrelemek kabil değildi. Bu yüksek relif kompozisyonu bir igtişaşe hâkim bir va. ve ziyeti temsil ediyor. Görü- nüş, —tesir ve temsil çok güzeldir. Kuvvetli adelelere malik dev vücutlar ve karakteris. tik baslar hazurunla birlikte fotograf çekmek için zaman kuvvetli ziyalar — ak - settirilmek suretile açık al- tın rengi klıssp ediyor ve derin bir tosir husule getir- iyordu. den şiir çıkarmak - İikrinde- Siniz.. Ih.ın de, makineden şiir do ğmiyacağını canlhı — olarak anlatabilmek için sütunum- da bir fabrika şehri kurmu ştum.. Yn;mııa devam: . Aşklarınız, eyi filitre odı'lı:ni. bir kaynak suyu ka- dar temiz olabilir.» « .» alâkadar etmez beni bunlar., » demisken, alt ta- rafta bu kaVi sözünüzü nak zedecek bir tereddüt göste- riyorsunuz: « «« kalbim var; gönlüm, yüzünde ergenlik çıkan 20 yaşındaki genç yüreklerden daha hararetli ve canlıdır. .» Aşki yazanlar için: «... Hemen hemen aynı şe- yi tekrarlamaktan başka no- yaptılar... » diyorsunuz.. bu- nun cevabını ben değil, he- pimizin üstadı sayılan Köp- rülü zade M.Fuat bey versin: «.» Bizim şairlerimiz, âşık olacak kadar derin ve sam- imi bir ruha malik olmadı- kları için Aşık olamıyorlar, fakat aşka özeniyorlar; bü- tün cinsi ve şehvani temay- üllerini aşk perdesi altında örtmek istiyorlur.» «Lâkin, heyat! çok baya- ğı bir zevk perestliğin çap- kın, küstah, imalı terennü- mlerini aşkın lâhuli harimi- ne sokmak cinayetini hangi sanat âşıkı irtikâp edebil- ir..b Aşkın yaşadığını ve yaşa- şadıkça aynı rü tozeliği muhafaza ödeceğini — uzün uzadıya diğer makalelerimde izah etmiştim,. Evet, dostum, — tornistan A Di TORKDİLİ ŞEHİRVE MÜLHAKAT'I'A MuNAAREEASEARARAKAAE Buğday Zeytin Sineği İle Mühayaası haşladı. Ziraat bankası yeniden müba- Yaaya — başlamış — bulunuyor. Ziraat bankası şehrimizde yeniden buğday miülbayaası- na başlamığtır. Banka, şimdiye kadar hü- kümetin kabul ettiği fiat üz- erinden yani beş, beş buçuk kuruşton epi buğday satin almıştır. Bankamın bir mem. uru buğday mübayaası işi ile meşgul olmaktadır. Mahkemelerin yaz tatili, Mahkemelerin yaz — tatili 20 tammuzda başlıyacaktır. Şehrimizdeki — mahkemelar ellerinde bulunan müstacel davcları tatile kadar bitirm- ek için uğraşmaktadirlar. Bir ölüm cezası. Erdek — kazasının Yukarı- yapıcı köyünden — Hüsoyin oğlu Mehmedi üzerinde bu lunduğu parasımı almak üz- ere birlikte yemek yimek bahanesile bir bostana göt- ürüp kendisine yardım eden iki arkadaşın sopa ile ansı- zın ensesine vurarak serse mlettikten sonra — bıçağını göğsüne saplayıp — öldüren bu köyden 1300 doğumlu Mahmet oğlu kara Hasan za mahkemesince — yapılan muhakeme neticesinde hükm-| edilmiş olan — ölüm cezası Büyük Millet Meelisi tarafı- ndan tasdik olunmuştur. Gönende hi%kcı tutu'du Gönen. (Muhabirimizden)— Tırnıva mahallesinden Süley- man oğlu Hüseyin isminde bir. arahacının kaçakçılık yaptığı anlaşılarak tutulmu- ştur. Arabacı Hüseyin tatu- Iduğu vakit arabasında üç kilo tütün bulunmuş, tütün ve araba müsadere olunmuştur Kaçakçı ihtisas mahkem- esinde muhakeme .edilmek üzere Balıkesire gönderilm- ışlır. yok... Ben yine aymı (fikir- deyim. Siz ne derseniz de. yiniz: «Sanatın onası aşktır'..» Şiir Samimi aşkın bir nağmesidir... Gönül orkestrasındun — sa- zından demiyelim — yükselen nağmeleri gijrin kor gibi ya. nan dudaklarından içmeliy- iz, aziz dostum.. Dikkat ettiniz mi, bilmem Bon her makalemdeo, şiir- in hakiki cephesini tetkik | ettim.. Bir mefküre, bir ideal içş in yazılan manzümeleri, mü- nakaşamızın paravanası ar. dına fırlattım.. (Me : Te) NOT: a Şiirde aşk bulunmalıd- ır» dediğim için, gönlümde, bir kadının veya bir genç kızın yaldızlı portrasini taş- ıdığımı zannetmeyiniz... Ha- yır!.. Böyle bir düşünceye saplanmayınız, dostlarım, M T, hakkında Bandırma ağır ce- | | silâhlari bırakıma könferansı. l Mücadel Mücadele üç kaza momu ııııııım e Başladı. ) taralından ılırı ılılıııı Erdek Zeytinliklerine bir bekış * * Erdek, (Muhabirimizden) — Kazamız dahilindeki zeytin sineği ile mücadeleye başlanmıştır. Mücadele Bandırma, Susığırlık ve Erdek zirasat fen me- murları taraf.ndan idare edilmektedir. Vilâyet ziraat müdü- rü Hüdai bey de mücadeleye nazaret etmektedir. Lıyıın sineği ile geçen senelerde de mücadele yıpılmış ve uyı naticolor alınmıştı. Ba bir nclııu ıhnıınuğı tahmin edilmektedir. seneki mücadsleden de eyi Londra gorüşmelerı (Üst tarafı hirinci sayfada) | Rusların müstakbel muave- | net projesi olmuştur. Bugünkü teklif edilen hat- lar üzerinde tahakkuk ettiği takdirde böyle — bir misak Almanyayı da içine alacak ve Almanyanın milletler - ce- miyetine avdeti ile » Sovyet Rusyonn milletler cemiyeti. ne girmesi fırsatlarını hııır- lıyabitecoktir> — Diğer'târaftan M. Pietri Sir Eyres' Monsel ile yapmış oldüğü görüşmelerde Alma- nyanın da 1935 deniz konfer ansına iştirak — meselesini mevzühahs etmiştir. Londra, TOÇA.a )— Fransız. Tarla — İngilizler — arasındaki dünkü müzakereler saat 13 4 kadar sürmüştür. Bu müza: kerelere öğleden sonra deva m edilmiştir. Londra, TO(ALA.)— M. Bar.| tu Pietri sir john Simon ve | Lord Tyell bugün öğle yem | eğini DOWiag Street de M. | Bartu ile berabar yemişlerdir. Londra, 10 (A.A.)— Resimi mükâlemeler başladıktan so- | nra cereyan eden nim resmi münakaşıita jetinadan mem- nuiyetinin * sahasını genişl- ! etliğini zasettirecek sebep. ler vardır.* | M. Barta dün uk!am; Fraosız sefaretinde — verilen | ziyalette İtalya sefiri M. Gr: andi ile görüşmüstür. Mükâ- lemenin bahri — meselelerle tema& etliği söylenmektedir. Fransiz hariciye — nazırı sa- bâhleyin M> Henderson ile | ni yeniden canlandırmak için ne gibi telabir ittihazı fay. dalı olacağını münakaşa at- - miştir. Öyle yemeğinde M. Baldvin ile mumaileyhi şid- detle alâkadar eden İngilte. | renin havai müdafnası mes- | elesinin tetkik olunacağı za- nedilmektedir. Lodra, , DOÇA.A.) — Dün Ingiliz hükümeti — tarafından verilen pek samimi öğle ziyafetinden sonra Fransız ve İngiliz — mazırları — ile yüksek memurları arasında | görüşmelere | Avrupa vaziyeti tekrar başla- ni korumamız icabeder. nacaktır. Bir taraftan hari. ciye nazırları — hariciye nez- aretinde Ayrupa meseleleri hakkında - noktai — nazar teati ederlerken diğer tar- aftan da Fronsız - bahriye nezarı M. Pietri — ile Sir Bolton Eyres. Monsel bah- riye nazaretinde deniz kon- ferasının ihzarı hakkında görüşmüşlerdir. Londra, Hi ÇA.A.|— Fran- sız ve İngiliz nazırlarının müzakereleri hakkında bir tebliğ — neşredilmiştir. Bu tebliğe nazaran müzakere- lerin movzüu bilhassa Fran- sanın şarkf Avrupada daha şümullü — ve — mütekabilen silâhları — bırakma — kön. feransının istiklâli ve Y35 deniz konferansının — ihzarı meseleleri — teşkil etmiştir. Bü' son noklada müzakerata devam kastjile Fransız bah- | riye nazırı Londradaki ika- metiri temdit edecektir. Londra, 11 (A A,) — Faan- sa Hariciye nazırı dün sk- şam Londrayı terketmiş ve hareketinden evel Londra müzakerelerinden pok ziya. de memnün olduğunu — ve hakkında İngiliz hariciye nazırile hem fikir bulunduğunu söylemiş- tir. almanyada Neler oluyor ( Üst tarafı birinci sayfada) hükümetin Lokarna muahe- | desinin tahmil atmekte old- uğu taahhütlere riayet edip V etmemiş olduğu tarzında bir mebüs tarafından — sorulan bir suale cevaben Sir John Simon Lokarna muahedenam- esinin aktini icabetmiş olan meanafiin bir güna tebedd - üle maruz kalmamış olduğ- unu şöylemiş ve demiştir ki; —Her halde altıma imza- mızı koymuş olduğumuz bu vesikadaki imzamızın şereli-