İmlâ serkeşliğine inzibat lüzumu #ki harfler zamanında da böyle idi. Aynı mektebin aynı sum- fin muhtelif iki şubesinde ki hocalar, talebelerinden ayıı ay- ı imlâ isterler, ve biz talebeler de (öyle de olur, böyle de!) nin gsiri, mizaca göre kalem kullanmıya mecbur olurduk. Alfabeyi değişti keşmekeş yüz defa daha artarak ve uauam&',m;ou&uwçh_h )| Ziya Gün'ün | miİrası Merhum Darüşşafakaya da vasiyette bulunmuş Bir rmilyon liraya varan servetini vam etti durdu. Otoritenin yerde olmadığı disiplini olmadığı için, cehil bile bir nevi şahsi kanaat halinde Şörünmiye beşllde. Saskast, hiçi ir baskı altına girmiyen kalemler, gibi Ksanı tahrip ettiler... Tahrip ediyorlar. Yarım asır- danberi devam eden, bu serkeşliği önlemek için muhterem Peya- mi Safanın davetine ben de icabet ediyorum, ve görünmiye istedikleri A” Tetrika: 27 *— Derhal Batumdan kaçmalısın! Çünkü : ölüme mahküm edildin ! Alay etmiyorsan, — çocukam!.. Bnver Paşa ile konuşacak neyin var” — Kimbilir... Belki bir (Heş gel- diniz!...) demek İstiyorum. — ©O kadarcıksa... Ben tarafından göylerim, merak etme! « Yâni görüşemezsin demek işt- yorsün öyle mi! Zavallı Muhiddin birdenbire sab- m tökenerek, köpürdü: — Yahu, diye bağırdı, Ayakamızı burak, kalk şuradan git!) diyoruz. Sen ise, hâlâ — (Kaver Pa. şaya hoş geldiniz. diyeceğim, — benl onunla görüştür) diye tutturmuş- sun. Çattık valinhi! Olanca soğukkanlılığım üstümde: — Hiddet yok dostum... Tatb tat- İt konuşalım Birdenbire yumuşadı: — Kardeşim, adamda tath konu- aşcak mecal bırakmıyorsun ki.. Ve ayağa kalktı: — Ben gidiyorum. Yarın sabaha kadar dünyanın vakti var. İçice dü- şün, Ve -beni dinlersen, gu gurbat ilinde nihayet vatandaş, — hemşehri, kardeşlı, — biribirimize — girmiyelim, yapura atla, Trabzona git... İşte sa- na dostça tavsiyem budür, Uzun uzadıya münakaşanın hiçbir faydası olmuyacağını hiszettiğim 1çin Muhiddine sad (Bakalım, hele bir düşüneyim...) demiştim. Kaptım eşiğinde, ayrılırken hararetle etimi Köslerimin içine ba- karak tekrar etmişti: — Yarın... Unutma! Seni teşyi için mıhtımda bulanacağım! Ve gülümsiyerek — sözlerini — şöyle Bitirmişti: — Söyle..."Çikelata mı getireyim, geker mi, yoksa çiçek mi? çiçekli Doğrusu böyle çikolatalı, kovuluşa can kurbandı! Mübiddin gitikten sonra bir saat kadar şöyle kendimi dinledim ve ka- & kararımı vezdim: «llayır... Ba- tumdan ayrılmıyacağım !> Fokat gece yarısışarka — sokaktaki Bekert kilinenin koca sasti ön ikiyi galıyordu ki... Kapım — vuruldü, ve wzelen arkadaş, mevhaba bile diyemi. yecek derecede beyecanh, yorgun ve telüşlı, nefos mefesa, gü kudar söyü yebildi: — Derkal Batumdan kaçmalısın £. | Cünkü ölüme mahkâm edildin! Kupkaru bir sesim vardı: — Ben mi?,.. diyerek — yerimden forladığımı hatırlıyorum. Odada başka kimse bulunmadığına göre pek münasıt olan bu sual, şin- di düşünüyorum da, bu korkanınm ifadesi olmak itibarile, yine mânası | elan bir iâftı? Çünkü bana bu haberi getiren ar- kadaş; yalnız daima soğukkanlı ol- makla değil, fakat dxha ziyade bu KAbI gizli haberleri herkesten — evvel ve tamt - kaykaklarından — alabilceek tek adam olmakla da meşhurda. Onun aldanması, yanılması, raet- gele alınmış bir. habere — inanması İmkânsızdı. Hele bir. şeyi tam membam- dan -gözile görüp, kulağlle işitecek biz sana | Ünivereiteye bırakan — Ziye Günün vaRiyetnamesinde meveut olan horoz çok olur. Bizde de bir im- ridatından yüzde 16 Hâ 20 «i Darüş. şafaka müessesesine verilmesi izten- mektedir. ka arasında bir ihtilâf çıkmıştır. Bundan başka Ziya Günün hazır- Tadığı vasiyetnameye güre, milyon- lak servet Emniyet sandığı tarafın. dan idare edilecek Üniversitede teş- kil edilen beyet İse yalnız paranın sarfına memüur tutulacaktır. Öğrendiğimize göre, mezkür vasi- yetnamenin ba noktası üzerinde du- Tulmaktadır. Önümüzdeki pazartesi günü — top- lanacak olan Ziya Gün tesis heyeti bu bususları müzakere edecektir. Yazan : KANDEMİR şubeleri Prancala fırınlarının azlığı — dola- yizile francala alanların — müşküli çekmekte olduklarını göz önüne alan Belediye, muhtelif yerlere satış şu- kaların hepsi (onların) elindedir. — İş bu derece elddi demek? — Zat de fazla galiba. | Cünkü iki Üç saxt evvel ölüm kara- yi müteakip, ilk iş olarak takalar | kontrol altına ahnmıştır. Yalnız, se- | beleri açmıya karar vermiştir” min bu baberi alabilmen, hele bu ka- | — golodiye müfattişleri gerekmekmek dar çabuk alabilmen akıllarına gele- | y yerekme francala - fırınlarındaki Miyeceği için, asıl şiddetin ancak ya- İteftişlerini devam — ettirmektedirler. zımdan sonra başlıyacağını zannede- |Ba arada noksan francala — yaptığı riza. Ve işte bu sebeple hiç vakit ge- İgörülen Beyoğlunda Aleko hakkında | çirmemek lâzımdır. zabıt totulmuş — ve framcula — imali V, — İyi ama, dostam, rthtımdaki o| yuhsatiyesi kendisinden alınmıştır. İtalyan vapurana yarın sahah... En- OTOMOBİL MUAYENELERİ ver Paşanın yaveri Muhiddin zele- | gİFTi: Belediye makine şubesi ta- cek... Hem de beni (uğurlamak) 0ze. ddi ve gelecekti Buna ne buyurulur? — Ülerin müayenesi — neticelenmiş — ve — Hayır, ben şimdi gider acente- bunlardan yüzde onun bozak alduğu yi uyandırır, işi ona anlatırım. Ma- | görülmüştür. Pazartesidan — itibaren lüm ya, çıkarı icabı adamımız sayı- | otobüslerin muayenesi başlıyacaktır. ve bize en basit şekilile de olua N yoktur. Sonra buraya gelirim. Ba- | ederek memiba suları damacanaları- kan bir tarafa çıkayım deme. Hallâ we beş kuruş zam cdilmesini istemiş- sokak kapısının anaki sna ver. İtir, Bu dilek tetkik edilmektedir, Kimseye de kapı açıma Odamda yapayalnız katldığım en-|deki Cümhuriyet âbidesinin temizler man, bir aşağı bir yukarı gidip ge- | meni için 2500 Tra tahsis edilm.ştir. lerek İpsiz, sapsız şeyler dü or- | BARRAROS MEYDANI: Be- dum, Böyle anlarda 'nsanın 2ekâ ve şiktaştaki Rarbares meydamının ta- aklı selim vidaları gevşiyor her hal- | mamlanması için buradaki çatal ka- de. W..*ı fabrikasının da istimlâki Yâzım Bilmem ne kadar sonra arkaday 8000 lira “bir gece hirsizi gil yaklarının venna basaruk, sesalzoe odadan İçeri girdiği zaman, firar pldininı Bütün WİYİN TETKİKLERİ: — Belediye İteferrüntile tesbit etmiş, hattâ (le- | çej munvini Lütfi Aksoy dün h | vazımatımı) da koltazımım altındaki | Adalara giderek buraların imar, Ki- sanskı paket içinde sarıh getirmiş |'da ve sıhhat İşleri üzerinde teftiş- u derde butunmuşur. gelmektedir. Bu iş için de ayrılmıştır. , BELEDİYE REİS MUAVİ- — Ne olur, ne olmaz... Çarşafa gireceksin! İktısat haberlerl: — Ben mi? —TT — Dinle.., Tüylü deri ihracına — Nasil dinliyeyim camım, Çarşa- fa girebilir miyim?... Orta oyununa Bu çıkıyorum... — Dinle diyortm sana, Raşka ça Ye yok, Evet çarşafa gireceksin. Şa- fak sökerken arka kapının açıldığı sokağın hir kenarında duracak olan bir köy arabası tekerleği bozulmuş da tamir ediliyormuş gibi — bekliye. cek, Ona bineceksin! — Yapamam... — Yapacaksın!... Ya evi tarasant ediyorların? (Devamı var) 'dıîr kararname dün mer'iyete girdi Üzerinde yünlerin uzunluğu -8 santimden uzun — olan — yapağıların ikracını möneden kararname dünden Hibaren meriyete girmiştir. Bu sebeple bu uzanluğu — göçen yünlü deriler Ihraç edilmiyecek ve ancak üzerindeki yapağılar — kırkıl- dıktan sonra harice satılmasına mü. saade edilecektir. Bu uzunluktan aşağı yapağılı de- riler için doğrudan doğruya ihracat Heansı verilecektir. Çünkü yemii fab- rlkalarımız B sanlimden aşağı uzun. Takta yapağıları işlermemektedir'er, Emlâk ve kira | || ücretleri düşüyor | Penizlerde: Avrapa harbinden sonra bazı Deniz nakliyat kimseler ellerindeki paraları em- . üke yalırmayı muvafık — gördü. komisyonunda Bünden, emlâk alım ve satımları | fazlalaşmış — ve bu - sebeple — fi- Bl değışıkhkler | yatlar da yükselmişti. İstanbul Mntaka Liman Reldliğin- Memleketimizdeki |W kün hali emin bir su |E etmekte olduğundan seler evvelce almış oldukları em. İâki ucuz SÜyatlarla satmak moc- buriyetinde kalımşlardır. Bu ge- “ulh de faaliyette bulunan deniz naklt, komisyonunda bam değişiklikler y pıldiği. öğrenlimiştir. itt öğrenilmiştir. Böre, mezkür servetin va | iyanet edebilmesi imkân ve Ihtima- Ewkaf idaresi, Belediyeye müracaat | TAKSİM ABİDESİ: Takslın- | TASVİRİEFKÂR adri — Ertem mevzu itiba- İrda adımı yazdığımız bir eser nep retti. Silindir. şapka giyen köylü müellifi pPropaganda işlerile uzun zaman uğ- mesleki teabi tezler hasebile â iriz. başında — üiç cilt olarak eseri hazırladığını anlatmak- ta ve her üç cildin mevzularımı h- saca izah eylemektedir. Bu mukad- Pösmede «her modern silâh, kendine göre zihniyet seviyesi İster.r diyen mücllif ba zihniyet seviyesini — ve- | manlarile, eserlerile ve propaganda- | Eserin birinlci bahsi propaganda İyamtaları — başlığını — taşımaktadır. |Burada evvelâ efkâri umümiye — ve | devlet ele alınmaktadır. Müellif dev- let otoritesine dayanan şahıaların ef kârı umümiyeyi takip etmesi lüz mundan bahisle muhtelif muhit ( deki efkârı umumiyelerin birbirleri- |le alâkaları olmadığım, birisini alâ. | kadar eden cihetin diğerini alâkadar |etmiyedileceğini taakla cahlâk efkâ- vi umümiyesir nin bukuk ve kununun müsaadelerine mt olabileceğini yaz- maktadır. Biz bu cihetleri uzun uzadıya tet- kik etmiş değiliz. Fakat şurasını e- rar ve ehemmiyetle kaydetmek iste- riz ki balkın saçtiği mebuslarla klare edilen demokrat bir devlet her za- man çikârı ümümiyeyi güz önünde tutarak ona güre ayak uydurmak memlekette istediğini arzusu veçhile yapan bir zümresin istibdadı vaki olar kanaatindeyiz. Efkârı umumi- ye yalan, yanlış, fena, suiniyotle | hareket etmez, O, hükmünü sarih ve katl! bir sürette verir. Yeter ki yak bancı, muzir, fena, memleketin, dev. Tetin üleyhinde kötü propagandalara Met olmasın... Müellif efkârı umumiyeleri terkip Yeden ve yayan müesseceleri - sekise uyırmakta ve bunları birer birer mü talca eylemektedir. Bunlardan birin- cisl kavvetli şahsiyet ve efkân uma edir. Burada müelli? «inaan to) Dulukları idenllerine dil veren insa Tara krem tâbirle düki Gtyerur.» de. mektadtr. Biz ise bu fikre sala taraf- tar değilis. Demek oluyor ki Fransız iltildlinde yöksek hir yere çıkarak (6 dakiknda balkır hissiyatma tercik man olan sadımı unultuğum- bir genç dâhi Hdi Demek küvvetli bir. hatlp #fkürt umumiyeyi sürükliyerek bir kütleye hâkim olunla hemen — dâli oluyar. Sadri Ertemin kuvvetli — şahsiyet deliği insan efkârı umumiyenin hh siyatımı el çabukluğu ila arzu ettiği | noklaya çeviren ve kütle ruliyatına vakıf olan bir hokkabazdan — ba; Bir şahıs değildir. Hele bu şahıs dev. let otoritesine dayanızsa... Bizce ha- kiki efkârı umumiyo har şeyi serbest Folan Bir menlekette olabili, Aki takdirde söyliyeceği sözü bile karşı sındaki şahem hüviyetinden çekin tek gizliyen bir cemiyette efkârı u- mümiye olamaz. Rüyle bir eemlyelte ekâri umümiye nükteyo kaçar, spritlel fıkralar uydurur ve ancak bu şekilde fikirlerini tezahür ettine bilir. Bizdeki Bektaşi fıkraları bu. nun güsel bir misalidir. Ru bahsin ikinet kosmı parlâmenta ve efkân umümiye, partller başlık- . “Halkın seçliği mento muhakkak ki tam bir efkârı ümümiyeye makes - olabilir. Fakat meselâ diktatörlükle idare edi- len bir memlekette kurulanı bir par- lâmento acuba — efkâri umümiyeye tercüman olabilir mi dersiniz? bir şaksın arzularına bütün n cebren körüklendii bir meml fkârı ömümlye öldütülmüz, söndüm rülmüş ve yok edilmiştir dameltir. | Tek KİTAP TENKIİDIİ Propagandarı Hüseyin Namık ORKU! | mecburiyetindedir. Aksi takdirde o | Ü olduğunu kaydetmektedir. Bunu ka- bul etmek Atatürkü inkâr etmek de- mektir. 'Türkiyede şapka — ve lâtia harfleri vesair değişmeleri biz. Ata- türkün çahsma borçluyuz. Çünkü Meclis kanun halinde kabul etmeden evvel Atatürk şapkayı giymiş ve se- yahate çıkmış bulunuyordu zannede- riz. Sadri Ertem radikal partileri üç esasa İren etmektedir: Başta Mark- sizm, sonra Kemalizm ve en sonra Mesleki temsil. Marksizmi büyük Bör vukufla izah eden Sadri Ertom bu fikri ortaya atan adamm İamini her nedecme ko- caman puntolarla yazmıştır. Kema- Hizm bahsinde ise Atatürkün adını ba kadar büyük pantolarla ararsanız beyhüde yere yorülmüş — olursunuz. Hattâ Atatürkün hiç adı bile geç memektedir. Kemallam bahsi — cümhuriyetçilik bahal ile balşamaktadır. Müellif kon- | di görüşüne göre be işin bir de ma- sslai yapmak İstemiş Ve ezamnı amazda en ileri düşünceyi temsil e Ziya Gökalp ileri adam mfatile mu asır İslâm devletinden — bahsederdi. Muasir İslâm devleti halifeli, modern silühir, eöbbe altında frak giyen bir Benyip teşekktildi.> demektedir. Sadri Erteme şurasını balırlatmak isleriz ki her müllet lüyık — olduğu idare şeklini bular, O zamanlar Sad- Ti Brtem öe çocukluk devrini bitirip matbuat ölemine atılmış olsaydı hiç Şüphesiz hakandan bahsederdi. Ya- hut Ziya Gökalp veya Natmık Kemal bu devirde yaşamış olsaydı. cümhu- riyelten bahsetmekte tereddüt etmez- Hele ölünceye kadar inkâr edeceği 've bir türlü kavrıyamıyacağı Türk- çülüğe Sedri Ertemin <Hakan da- vası içinde gün geçirdi>. demesine hayret etmemekteyiz. Müellif İstiklâl hareketine de bir göz atıyor ve bu sstırlarda da Ata- türkün adını beyhude yere aramayı- mz. O Büyük adamın hu işte oyna. dığı başrolü tebarüz ettirmemek bü- Yük hir kadirşinaslıktır. Daha ara- mizdam ayrılalı çok zaman göçmediği halde Onun rolünü unutuvermek bi- zİM nesle yaraşmaz. Esetde devletçilik bahsine on &it sahife ayrıldığı balde — milliyoreilik bahat et sahtfama derlenip tonatlan- r. Bu okuduktan —sonra müellifin bizim — milliyetçiliğimizi asla kavramadığını ve hattâ bazan yamnlarak milliyetçilik diyeceği yar- de kaleminin alışlığı için midir ne- | dir. milletçilik tâbirini — kullamıver. | mektedir. (3. 23) Sadri Ertemin anladığı — münada bir milityetçi olmağı aklımızdan bile gecirmeyiz. «Sosyolojik münada bir | millet teşekkülü> olarak — ortaya ç» | kıp milliyetçi züzükmek istiyen biz değil Sadri Ertem olabilir. <Mili- yetçilik tarihe saplanıp kalmak de #ildir. diyen Bay Sadri Ertem şu moktayı söylemek isterim ki blz ta- rihimise de, dilimize de, milli benli- | Piyasada satılan pamuk yağları ne oluyormus Bakkalların bu yağları zeytinyağlarla karıştırarak sattıkları anlaşıldı Ticaret borsasında satılan pamuk | yağlarmnın miktar son günlerde ço- | Balmıştır. Bu yağları perakendeci. | ler de toplu olarak kilesu 60-67 ku. ruştan * almaktadırlar, Halbeki şehrin moktelif semtle. vinde perakende satış yapan bakal liye ve mağazalarda pamuk — yağı bulmak mümkün değildir. Bu busus- * | müesseselerin beşincisi olmak üzere , eörüyorduk. Bir İslanbul — gasetasi Ve yegüne necat yolunun — bunlarda |Fransız olduğuna iman etmişir. Na kelime- =ııiıl—ll|—lh-_— leri cemi siygasile yazdığım — çunun (da bulunmaktadır. içindire Çünkü “rürkiyede Yalmı | $öyle ki, Paritteki Sadri Ertemler gibi düşünenler Ce- | matk tüpbesiz Almanyanını ü bizlm gibi düşünenler de vardır. 'telkini üzerine Fransanın Ceza: | Halkçılığın da kısa bir izahından |yir, Fas ve Senegal gibi müstem-| sonra müsllif büyük bir — vukufla |lekelerinin Fransa hükümeti Hrun uzadıya devletçilikten babaey- ld—ı yalnız başına müdafı demektedir. On aü sahifelik izahat- |edilemiyeceği bir hakikat olduğu: tan sonra en sonünda başka mib-(nu ileri sürmektedir. Madem letlerin devletçiliği zikredilmekte ve Fransa, kendi başma bu yerleri bizlm de ememlekette cenebi serma | edemiyecektir, o balde yesi önünde toptan — proleterleşme (Hindiçinide Japonya ile işbirliği mesi içins bu işi düsturlaştırdığımız İyaptığı gibi Fransanın şimali ve anlatılmaktadır. İgarbi Afrikada dahi Almanya ile Lüiklik dü anlaşılan mücllifin üze- İişbirliği yapmak mecburiyetinde rinde çok durmağa Jüzüm gürdüğü Hm“_ anlatılmaktadır. bir Bahistir. Çünzü Bu bahse de on Gömtel Veygan: sekiz sahife tahala olunmuştur. Nita: (dım Cezayir Umumi Valisi tayi yet müellif sümid #iyaseti uruk bir | Gülmesi ve General Moguss ile müstemleke siyasetidir. baslıı ah | birlükte umum şimali ve garbi Afe tında ümmet siyasetinden Bahsetti İrikanın müdafaasını deruhde ey- üine göre başlıkta da bu ismin ümld * değil ümmet olması gerektir. :-"'" Alanaya refadan ( be Devlet adamımı, hükümet adamı- m, politisyenleri, cemiyetleri, taplar ti ve mitingleri kısıca kendi ravt, sünden tetkik ettikten sonra efkâri amümlyeyi yapan ve terkip — eden İ matbuatı ele almaktadır. İşte matbuntm tarihi ile başlayun Fihi kısma büyük bir yer verilmiştir. Burada istifadeli malümata da tenm- düf edilmektedir. Bizdeki matbuata |diğer gelince benim şahsi kanaalim şundan İbarettir: Türkiyede hakikl münev- vere hitap eden bir gazete yol Hâdise şudur ki Türk münevveri ya. bancı gazete okuyarak okama ihti- yacmı tatmine çalışıyor. Bizim gaae- teler orta nf halka hitap etmeğe galışır. — Gazetelerimizdeki — hatâları bir avaya toplasak muazzam bir ye kün tutardı. Zannederim geçen sene bir mazele, okuyanlarının sorduğu süallere — ce- vap verirken Samoyedleri izah et- Bu satırları okurkan kahkaha e gülmemek üzkân haricinde idi. Gazetlerimizin malfmatı — ansik'ıpe dilerden malümat almaktan ileri gi- | dememektadir. Bundan dolayıdır. kf münevver yabancı gazete okuyor ve memlekette yabancı lerin sürü- mü de mühha Bir yeklna baliğ oh- yor, Daha dün Ösmanlı tarihini ke- paze eden bir sârü münasmız yazlar Sibiryadaki! Yakullardan — Bahssden hir tercüme makale neşrediyordu. | Eskimolar gibi bir huyat sören bu kavml seaip bir millet gibi gösteren garete muharrirleri hülmiyorlardı kı a bunlar tertemiz Türktürler ve buz- | — lar arasında da başka türlü bir ı..-:"' yat sürülemez, Günde İki gazete oküyorum. Bil- | atmaşlardır. mecolerini daki san derece bazit bu- | — — Muhamem Feyzi TOGAY Tuyorum. 4 : : Var kıyas et vün'ast-i derya nidü- Lçıp_ng panayırına Bt iştirak ediyoruz Bu seneki Lelpzig'de Rokh ypana- yırına Türkiye de iştirak edecek ve yurdumuzun çeşktli mahanl ve ma- mulâti bir kallektif sergi — halinda teşhir. odilecektir. Hüseyin Namak ORKUN 1400 Kır. 2700 Kr. 750 > 1450 > Üç aylık 400 > 800 > ta yapılan setkikler neticesinde pa- | Bir aylık 160 » yoktur. mük yağlarının zeytin yağlarile kar Yıştırlarak halir seytin yağı diye | satıldığı anlaşılmıştır. Murakabe teekildtina —bu bususta üteaddit ihbar ve şiküyetler yapıl Murakabe memurları şehrin #emtlerinde seytin yağı sa. kontrole başlamışlardar. DİKKAT : Dercolanmıyam evrak tade olunmaz. muht taşlarıı RRn " J Sadri Ertem ümuümü bir çekllde derecede- ':";’; "_*'"":"Y“"' _“";":" ';:",':'“n'_)"'l ile Kira be- ÜN — Dtğer taraftan Denleyolları unuum | mütalanlarını yazarken âfi bze in. Yeni İrak Dahiliye Vokili | olmayışi bir unda bana öiümle karşı İ | dört ay cevelki I:ıyri'ulli n B aa m_':.i" ü Haa aa | tikal ettirmekte ve Türk fakilâbının Başkonsolosu Şehrimizde bulunmakta olan Dahi- karşıya gelmişim hiesini vermişti. | ax Bi CA Homlayondan çekilerek münhast- | Türkiye Rövök — Mülot — Moelininden | $ D 'al Tara nazaran yüzde 20 düşüklük Benj ölüme Mmabhküm — edenlerin kimler olduğunu öğrendiğim zaman, ben de ibandım ki; bunlar, diledikle. vi dakikada beni -bir çırpıda- yok edebilirlerdi. Artık Batumda kalmlkta 1srar et- menin, münasız bir kabadayılık tas- lamanmm posta mal olacağı üşikârdı. Fakat kaçmak... O nasıl şeydi? Hele idam hökmünü yemiş oldu. Bum için, artık sokağa bile çıkımı- yacak vaziyette idim. O halde naml kaçacaktım? Bir tayyare olsa da, pencereme Konsa, alıp beni götürsel Arkadaşım sinirlenmiş gibi aldu. — Boş lâfları birak şimdi... Orta- lik ağarmadan buradan çıkacakıın ! so Tipiş tipiş solüğu — caddede Çüyorsun ya ammma: S1 var. Ondan könra - sereye — glde. rim?... — Çöcük musun? dedim. Bir ta: Kaya atlamak dururken, — Su anda, limanda bulunan ta- can Devlet Denizyolları işletmesinin işlerile meşgul olacağı süylenmeke- dir. (Posardır. Karşıdakiler tahmin ettiğim gibi | sonra mutlaka kendisine döneceğin- Naranlardı. Babası ...... gizketi mu- | den emin yaşamıştı. Pala meraklı hasebecisi idi. Edremidin eski ven- | idi. her arzusü yerine getirilmişti. Şımarık büyümüştü ve güzelliğine . Bvleri mükellefli ve misafirsiz kal- mazdı. Afife hanım har hafta aanat toplantıları yapar, 15 xünde bir ko. Te de çaylı danslar tertip ederdi. En müteber — şahsiyetleri, sanatkârları evinde toplamış olmakla üvünürdü. Medibanın bu kısa izahatımı — din- yaşıyan garip tabiatli bir tey. biraz malı vardı. Miras hatı- m içla her sene yazın İK ayını onun yanzında geçirirlerdi. Afife hanım, kocasına — bir hayll mal getirmiş, güslerişe, asalcto meclüp blr kadın. di. Kocasının çapkınlıklarını - dalma boş görmüştü. Onun her maceradan doğarak halka doğru akmış olmakta V| (*) Yazan Sadri Ertem lerken, Naran haknımın — hi buk- | makta olduğunu hismediyordum, Mediha devam etli: ! — Anne kız. müsikiye bayılırlat. Hiçbir. konseri dar. Afite banım pi Naran hanım keman çalarlar ve hakikaten iyi çalarlar, Bu sırada Ziya tekxar onların lo- casına avdet etti. Elinde bir program vurdı. Naran hanıma uzattı: Naran bamn programı — alırken Ziyaya bizim kocayı güterdi. Ziya bizi elile selâmladı. İşaretle şimdi yamımıza geleceğini anlatırıya çalışcı. Pilhakika onlardan müsaade istedi. Ziya yanımıza geldiği zaman wa- zür gürmemi istiyen bir İfade ile he. men söze başladır — Her iki tarafı da memnun et- mek için bu çareyi buldum, dedi. Yanyana değilsek de karşı karşır Ziya zinirti ve heyecsüli idi. Ka. Irakın yeni Türkiye Başkansolusu Muvaffak Hulüsl bu sabah — Valiyi makamında ziyaret etmiştir. — Bu esar kimin Allah aşkına... diye sordu, biliyor musun? .. Hayır me?,.. — Naran hamım — vek merak ediyor. «Bu ne garip sanat- kârdır ki eserine (İtiraf) adımı letzetli bir şey olmalı Sonra Medibaya döndü: — Ba akşam burada iki harikalâ. de Kadından birisi sensin, dedi. Ben gülerek ilüve ettim: — Dizeri de Naran hanım... Ziyanın gözleri yanarak tekrat | karşı löcaya baktığı cemada — Medi- | ha; alğeler | timi arifesinde büyük kır, kız karde- liye Veklli Paik Öziruk dün sabah vilüyete gelmiş ve Validen muhtelif mesleler üzerinde izahat almıştır. der kk: «€Yer yüzünde hiçbir şeyin, hiç bir sanatin, biçbir. nimetin, hiç bir şöhretin, hiçbir. servetin te. VAf edemiyeceği bir çoy var, bü- tün kanunları kucaklıyan kanun müsikişlans. huzusl bür allada iki kız kardeş tura. fından #evilir. Bunlardan küşüğü sade, toklifeiz, Mütevazi, büyüğü zeki, muhtorla ve mağrur mizactadırlar, Müzixyen kü- d sadece ve mülevazi haline tatulr. Öna besteler yapar.» Ve niha- yer aşkından bahseder, Nişan mera- şinin aşkından habersiz, ona, beste- küra duydüğu aşkı anlatır.