Tefrika: 171 Yazan :Kandemir Bu çavuşun sözlerinde, zafere inanan Türkün asil sesi duyulmuyor mu ? bağırmıya koyuldular. Aramız- /ce, doğrusu şöyle bir kaya par- daki mesafe kırk elli metre bir | VEY L B Ben, en öndeyim. Onların elleri yukanda... Biz aĞ eğır Üzerlerine göliyötur. | İne ile, nasil İbilemediğimiz İtopsuz. tüfeksiz, İçlerinden biri bana bağırdı: — Rütben nedir? Şöyle bir gerildim de; — Alay kumandanıyıml.. de- dim, Yalan dedim ama, burada se- vaptı yalan, —Hani onları aldat- her yan düşman,.. Bir davransa- lar halimiz yaman... Fakat belli ki bezmişler, bülmişler, şaşırmış- Tar. .. — Kıpırdamayın hal Eller hâlâ ” yukarıdı bizde... Tekrar bağırdım: — Üç ordu, sizi muhasaraya gevirdik... Kıpırdarsanız topumu Zu grup ateşine vereceğim!, © erahık. alay kumandanımıza hemen haber yolladım. Düşmana yaklaştık. — Yanlarına baktım, hepsinde bet beniz kül gibi... Önde esmerden, kır b yıklı, sen boyda manevra kayışlı tabancalı biri, pek kumandanca duruyor, dik dik bakiyor bana. Evvelâ, ona yanaştım. Tokalaş. Gözler ©e Ferahladı. Hemen naketini çı- * kardı, sigara verdi. Ben de ona di uzattım. Evvelâ atları- n aldık... (Size artık İüzumu yok. Bizim oldu gayri... diye). — Ya silâhlan? — Silâhlarını çoktan brrak. maşlar, önlerine, çi lerin üstü- ne atmışlardı. Zaten her hallerin- den belliydi ki artık silâha milâ- ha davranacak takatleri yok, De- dim ya, şaşkına dönmüşlerdi. Boyuna (Yaşasın Kemal Paşal.) diye bağınıyorlardı. Bir ara da komiti momiti diye bir şeyler ba- dardılar, külürmüş. .. Kendi baş- lanna, memleketteki kodaman- larına bir şeyler — savururlarmış hani.., Neme gerek, ne derlerse desinler... Derken bizim alay kumandanı geldi yetişti. En ilerideki ku danlarını, karargühlarını önümüze, Uşoka doğru yöla çı- kardık. Bunlar yola düzelince, birim ne kadar azlık oldi gördüler. İçlerinden bilenler (eyvah,.. Vay biz bu kadar Türke mi teslim ol duük?) diyorlardı. Türkçe zu i anam... da gerek...) duk. Biraz sonra alay kumanda mı bana ne dese - beğenir (Akmet çavuş, . dedi, en önde | yanaştım da - «Çorbacı, yakalayıp ta tokalaştığın adam Küm biliyor musun?) Ne bileyim ben: (Güvurun biri... Yoksam tabur kumandanı mı)) — dedim. Bizim alay kumandamı - keyifli keyifli gülüyordu: — (Başkuman- dan... Yunan — Başkumandanı Trikopisi yakaladın da haberla mi yok a Ahmat çavuş?) diyin- gından verilmiştir. Mütekaki Tira tüccür ve mühitteki esnaf tara fiından temin edilmiştir. Bu ifiihara değer eser bakikater makit halkmın sevincini mucip ol varınca, ti | isti ?) dedi. tHk. Yürümün güldüğünü görün- _Bı-udı.-ıı ne istiyorsunuz ? ) dedim İnanlı de yüzümü Bir da- . Neydi, çası üstüne çöl avuçlarımın içine aldım. kikı i düş il karşı duracağımızı günler... — Hani parasız püulsuz, | üstsüz başsız çırpınıp dürdüğü - muz günler... — O günlerde, o kadar zor-| luklar içinde. nihayet böyle bir | zafere kavuşulacağını aklına ge tirmezmiydin hiç Ahmet çavuş? — Nasıl getirmez olurdum... Hep onu düşünür, onun için uğ- raşır, © güne kavuşmak için didi- .-. Bak, bir şey anlata- birinci işgalin arda bataklığa bat iken Yılanlıç n kurtulmıya çaba miştim, Or larkon ayağımdaa getirler, kun- | p duralar filân çıkmış ta haberim yok. Düşman da boyuna gülle savuruyorda. — Biz. bataklıktan kurtuluncıya kadar güvurlar ye- üştiler. Onları görünce caketi silâhımı, cephanemi akaza attım. Bizi esir ettiler ve Afyonun deki karargâhlarma getirdiler. (De bakalım...) dediler. (Ne di- yeceğim ki, köylünün biriyim... Benimle beraber esir olarlar da hep öyle demişler; (biz biribiri- mizi bilmeyiz, köylüyüz, yolu şa- gırmışız da...) filân. Evvelâ inan- |(mamak istediler. Beni bir temiz dövdüler. Vücudüm yara bere | içinde kaldı. Fakat Nuh dedik. peygamber demedik. Nihayel nandılar. Yaralarıma tentürdiyot çaldılar, pamuk koydular, sardı- gi -) diye bizaktılar, mali- | verdiler İzimizi kaybetmek için bir haf- | ta kadar dolaştıktan sonra Kale- || cik tepesinden kasabaya gittim. Kassbayın berisindeki sartından aştım, alayıma iltihak ettim. Günler geçti. Büyük taar- |yuzda, demin anlattığım gibi Yu- esir ettiğimiz 7 mandanlar, zabitler arasında, ba- na Afyonda - tentürdiyot n * İ|dedi. «Nasıl Yoco. |d ya... Bildin mi, (Canım, şim- (tik de.. di lâfın sıram değil, yolcu yolun- | yaşmıştık. da diye şaka ediyor- | tanıdı: «Sen görmiyeyim mi? Gözgöze geldik. «Sen beni tanıyor m >> de- Baktı baktı da Haniya ba- na Afyonda tentürdiyot çaldıy- yakalanmıştık da, dayağı yemişe Hani köylüyüz diye &- Dikkatli bakmca | burada »e arıyon, | hani asker dej » diye yüzi * |me bakakaldı. Biraz daha yanına | dedim, | burada ne mi arayom? İşte bu- günü arıyordum. Hamdolsun o- nu da buldük.» | Ahmet Çavuş, ayakta son sö- zünü söylüyor: — Bunu, diyor, o kara gün- lerde böyle büyük bir zafere ka- vuşacağımızı ummuyor muüydük | dedin de hatirladem. A bayım, || düşmanı param parça edip deni- | ze atacağımıza inanmamış olsay- || dık, o kötü günlerde, hiç gider de | alayırtıza — iltihak eder miydik Allah seni inandırsın ki, süyamız. da bile zaleri görürdük. Çünkü namusumuz, — şerefimiz, istiklâli- iz, yöni düpe düz vatnımız " (gcentası sahibi bataklıkta |B güyorduk. Ya tepumuz için kimsın çocukların |birden al kanlar içinde can verip || caktır. Tesisatı itiha: devetliler tarafından tak. | nmaştır. vecliler hazırlanan büfede izar editmişler ve müteakiben Sişlide ya- pılan Çocek Bakımevine götürülerek geendi rilmişlerdir. yük yardımlardan dolayı Cocuk B- girgeme Kurumu Galata nahiye ko. İwnu ve onun çalışkan ve hamiyetli Azalarım tebrik ile diğer kollara da nüMüne olmanını temenni ederir. Berruh bağırdı: — Hah, iyi bildin! Nejad korku içinde kapıya düğrü Hakarak ; — Aman, öedi, ben bemen gitme- öyleyse. — Niçin canım? — Vedadı tanımıyorum. Safiyeye gelince... 4 “M başım sallıyarak ilâve et çi ı k — Onu görürsem burada bir skan İşüpheli... Sinemaya — Gal olabilir. Belki daha büyük bir ak, veyahut zafere ka Başka yol yoktu.> Herşeyin bulâsası işte budur. Ankaranın ilk günleri işte bu ruh ile başlamış ve dünyanın bü- | yük bir kamı için (mucize) sa- yılan, Türkün bu asil vuhu, sar- || 20'çidip gelmeleri temin cdil. sılmaz imanı, yenilmez azmi, tü- kenmez, sonsuz vatan aşkı ile kut | tuluş ve zafer günlerine kavuş- muştur. 55 Server BEDİ | Bir kadın arkadaşını bıçakladı Carih kadın ekmek bıçağlle yakalandı Edirnekapıda Iki kadın arasında mürbet bir münazaa çıkmmş ve biri diğerini bıçakla emuzundan ıştar. Edirnekapıda — Muslük — sokağında oturan Muhsine ile komşusu biribirini çekememekterd Nihayet evvelki gün Mübatne giddetli bir k sendelemiş, bir de ne gör derhal k çağımı " ran Kevserin üzerine züna saplam şiur. Netkcede carih kadın yakılanmış, yaralı Haseki hastanesine kuldırd- maştır. Parmaklarını makineye kaptırdılar Dün Beykes — kunğura amelelerinden Ahmet ve Li dikleri yi e otu- Rülarak omü. haş parmaklarını k saretile kopar. mışlardır. Arkadaş kavgası Cibalide otaran 17 yaşında Osman ili kadaşı Fethi, evvelki gece kav- n etmişler ve neticede Ösman, ar. adaşı tarafından sağ ayağından T” (bıçaklanmıştır. Yaralı tedavi altma — abınmış, suçlu yakalanmıştır. | Muhtekirler | yakalandı Bazı muhtekirler de mahküm oldular Beyoğlunda — Karlman mağazası hibi İtalyan tebaasından Karl oğ- a Ferdinand Karlmaz ile yine Bey. Olunda Anzavur pasajında — ba İlar, sarmaladılar, (haydi defolup İcu İstemat Çamit zincirleme sare ba: ibtikâr yapmak su. gçundan adliyeye verilmişlerdir. Müddeamumtlik bundan başka Par Nuribey Ça Pransuva İle Ruma- zavra mühakemelerini bitirmiş, her ikisini de 50 şer lira ağır para c 7 ger gün hapse mahküm eti Yardım Sevenler Kadınlarımız için cem t dört şube ha açtı Yardımsevenler Cemiyeti İf dün yaptığı bir taplantıda ye- ni açılan kuralara giden bayan. karın miktarını tetkik etmiş ve bu kurslara yazılmışken bam sebepler dolayısile gidemiyen- lerin mü: ni halletmiş ve köy, Çatalca, Yalova, Silivri kazlarında Cemiyetin şubeleri || dünden itibaren faaliyete başla mıştır. Eyüp kazası hastaneler mıntakası dışında olduğundan Cemiyet tarafından bir otobüs kiralanmış ve bu mımtakadan kurslara iştirak edecek olan bayanların Gureba hastanesi- miş ve ayrıca iki hasta prevan- toryoma ücretle yatırılmıs ve dört işsize iş temin olunmuş- tur. Taya, kapıya karşı otur, Nejad oturdu. — Fakat anlatmek İstemiyordu. — O Safiye benim gözüme görün. dodü. her şeyi Ferrah, birdecibire yüzü kıpkırmı- | PSi 1 kazflen Nejada büyretle - baka. | S G kadar hat... dedi. Nejad ayağa kalkıyordu, Ferruh | kolundan tultu: | — Otur Allah aşkna... dodi, an- | lat... Çok merak ediyaram. Ne ol- dut — Bayır... Şimdi gelirler... Kar- şılaşmak iztemem. . — Otur, gelecekleri şüpheli çok gitmtzleref uğrıyacaklardı. Binema İzamanı geçiyor.Saat ona geliyor. — Peki... Niçint Ne yaptı? — Anlatayım. — İğrenç geyler. Bolkar aleykinde bir takım dedike- dula — Haksız olduğuna emin misin? Nejad cevap vörmüden evvel mu- Katabının yüzüne bukakaldı. Ferruk özür dilemok için ilâve etti: — Purdon. Gbşektif — soruyorum. Farzut ki bün Belkis hanımı hiç ta- Mmuyorum, — Fukat ben iyi tanıyorum. — Şüpbesiz... Fakat sen kadınla. mı, bütün kadımları bilirsin, Bilhazsa bu dedikodu meselelerinde,.. — tasını açan heyet dün şehrimi tıbalarını söyle anlatınıştır! | 12 profesörü de vazifelerini müşlerdir. tiştiren bir memleketin, ti için gösterdiği yakın ve sami- mi ilgi memleket hesabına mem- nuniyetle kayda değer.> r Açış nutku Rektör, Üniversite daki çalışmaları işaret ederek de- miştir ki: «— Diyarbakırda, umumi kon feranslar için Halkevi sinema sa- lonu tahsis edilmişti. — Buranın 1200 kişilik»oturacak yeri wardır. Hergün 17.30 ile 19,30 arasında burada umumi konferanslar ve- rildi; salon daima dolu idi. Mes Tekt konferanslardan tıhbi olan- * |lar Nümüne hastanesinde, diğer- leri yine Halkevi salonında ve- İrilmiştir. Münakaşalı olan konfe- İşanslar saat 11 de veriliyor, bir |buçuk, bazan iki saat sürüyordu. Salon bu konferanslarda da he- men daima dolu gibiydi.> Cemil Bilsel, Diyarbakır Haf- tasını açış sözlerinden şöyle bah- setmiştir: «— Ben ilk tahsilime Dıyarba- |karda başladım. Beni ilim tahsili- İnin'en yükseği olan Üniversite profesözlüğüne ulaştıran ilk hoca ma şükran borcumu ödedikten sonra ilk tahsilin o günkü ve bu- İgünkü durumu arasındaki keyfi- İyeti mukayese ettim. -Kemiyet İmparatorluğunda ilk mek- tep sayısı 1914 te 3300 ve bugün 3 mislini aşmış olarak 10000 dir. 40000 köyümüz olduğuna göre İçocuklarımızın ancak üçte birini okutabil uz. Bununla beraber köy — enstitülerinin — kurulmasile Hahasın- |, Sıcaklar gün geçtikçe artıyor. ğimdiden denize girenlere raşstlanmaktadır. Resmimizde Heybeliada plâjısın güzel manzarası görülüyor Üniversite haftası hakkında | Rektör gazetemize beyanatta bulundu Gelecek Üniversite haftası Vanda açılacak Rektör Cemil Bilselin riyasetinde Diyarbakırda Üniversite haf- |. imize dönmüştür. Kendisini ziyaret öden gazetecilere Cemil Bilsel, Diyarbakır Üniversite Haftasına ait in- Diyarbakır Üniversite Haftasıprogramı tamamı tamamına ve muvafakiyetle tatbik edilmiş, Haftaya — iştirak eden Üniversitenin vetamam yapmanın, inşirahile dön- Tanmmış âlim, edip, şair ye- /nizamı cemetmiş nadir memleket. heye |lerdendir.> Bizim iç nizamımız budur. Benim kansatime göre dünya nizamının esası da kurtur İluş savaşt ve Lozan mizamı olan İstiklâl nizamıdır. İatiklâl icin kan dök: etin istiklâl ve ni- bapka bir şey ola- Kadın ve nüfus 3 konferansımız kadın ve nü- fus medlesine taallük ettiği için ni Türk anasına hitapla bi- ve kadınlığa fazilet örne- 4 olan Buyan Mevhibe İnönür vatan hizmetine çağırma emrin seviçle andım. Heyetin tetkikleri Rektör, Üniversite heyetinin Diyarbakırda yaptığı tetkikler- den batsetmiş, ezcümle şöyle de- müşlr: «— Civarda, 12000 göçme- nin iskân edildiği göçmen köyle- rini ziyaret ettik. Cümhuriyetin, eski devirlerle bir mukayesesini de burzada gördük. Haltayı bitir- dikten sonra pazar günü saat 10 da Diyarbakırdan hareketle Er İgani madenlerine geldik. Bakır madenlerile Guleman krom ma- den mintaklarını gezdik. Her iki- #i orulara yalnız medeniyetin kud retini götürmüş olmakla talma- miş, emniyet ve sükün itibaile mu bir mi marz. n |itibarile de gösterdim ki koca Ox. | manlı İhite büylk bir tesir yapmıştır. | Gelecek Üniversite Haftası Gelecek Üniversite Haftasını Vanda açacağız. Değerli Vekili- miz Yücel, dönüşte bü asyon- | da kargılamış, gelecek Van Haf- tasında bizle beraber gelmek ar- zusunu İzhar etmiştir.; Cümhuriyet halletme yolundi hükümetinin bu işi | Hafta müddetince Diyarbakır- da, Üniversite heyeti 959 mua- K plânla yür döğü malâmdur. Gene Diyarba- kırda açış nutkanda ifade ettim ki İstanbula Diyarbakından 50 vıl ev ayni yolu 2 gün ve 5 santte aldık Dünyanın nizamı Ben açışı, dünyanın eski niza- mile, kapayışı yeni nizamile vap- (tım. Milli Şefimizin Millet Mecli- sinin bu içtima devresini açarken vel 21 günde gelmiştik. Buzün | yene ve 10 ameliyat yapmıştır. Üniversitede Dişçi ve eczazı fakültelerinin askerlik imtihanları Üniremsise Fen fakültesi Dişçi ve Eezacı talebelerinin askerlik dersi imtihanları 16 haziran pazartesi gü- | İdediği gibi «Türkiye, sezbesti ve nü neticelenecektir. lik — Ne gibi sahtekür lesi de değil... Bi yazısının taklidi gibi! — BSafiye mi yapmış bunu? Nejati, dedi, ar... Bu yalmız bir Gediko- | Bir Bir sahtekâr. | çaklıktan hahsediyorum sana. rruh büytül nü anlar Dlr mesele içinde ol. düğül ve başını önüne İğe- İrek susta. Nefad farkında akmadan resin: derece devvce yüksekerek tek. rarlıyardı — Alçuklik... Başka hilçbir şey değil.. Ben #ena <ki — dostumsun- bir mektüp yazmam, sen anun Üstün- deki «Ferruh> kettmesini wilip yerine gazinoların tahdidi Yeniden a kahvehaneler için |bazı kayıtlar konuyor Şehrimizdeki kahve ve gazi- noların son zamanlarda pek faz- lalaştığı görülmektedir. Belediye bunları sıkı bir şekilde kontrol ve icap ederse tahdit etmiye karar |vermiştir. Yeniden kahve ve ga- İzino açmak için esaslı bir takım |kayıtlar konulmuştur. -Belediye |Reininin verdiği emir üzerine kay |makamlıklar, kendi semtlerinde bulunan karave ve vazinoları ar | bildirecektir. Sıhhi şartlara uygun nlmıyıııf mahzenlerdeki, — Tutübetli, — cski han bozunası ve buna benzer yer- lerdeki imalâthaneler de sıkı bir koatrole tübi tutulmaktadır. Bu gibi yerlerin sahiplerine mu ayyon bir mühlet verilmekte ve bunun hitamında sıhhi şartları ih- tiva eden yerlere geçmeleri bildi- rilmektedir. Belediyeden maaş alan müteka- itlere maaş tevzi ediliyor Belediye ve İdarei Hususiye- den maaş alan mütekait, dul ve yetimlere hazizan, temmuz ve a- Hustot maaşları yarından itibasen tevzi edilecektir. İlk gün 430 kişi- ye maaşları verilecek we tevziat ayın |7 süne kadar sürecektir. Darülâcezeye süt Darülâcezedeki hastalarla kü- çük çocuklara saf süt temin et- mek maksadile burada bir ahır inşa edilecktir. Bu iş için 1000 liza tahsisat ay- tılmış bulunmaktadır. Gümrüklerdeki şekerlemeler Gümrük ve İnhisarlar Vekâle- tinin verdiği kararla gümrükler- deki sahipsiz eşyaların bir kısmı Derülâceze ile Çocuk Esirgeme Kurumu arasında tevzi edilecek- Bütün kaza kaymakamları, Vi. Tüyetten aldıkları emir üzerine, mıntakalaında pulunan bina ve arsalardkal sığınakları kontrol ve teftişe başlamışlardır. Henüz siper v mamış olan bina sahiplerine teb- ligat yapılarak bunları bir hafta içinde tamamlamaları bildirümek tedir.. Bu bir hafta sonunda da icap eden tertibatı yağmıyanlar hakkında bu husustaki kanunun hükümleri tabik edilecektir. Bu dolap, iki kişilik hücreler halinde çılgın bir süratle dö- nen elektrikle mütebarrik, ren- gârenk bir eğlence vasıtasıdır. — Kömin adımı yazmış? Vedadın ra? Nejad bağırdı: — Bilmiyorum. Ferruh yine sustu. Kaşları çatıl mıştı. Fena bir münakaşayı berlaraf etmek istiyenlerin aabrı içinde bahai | döğiştirmiye çalıştı: | — Pek gözel, Sinirlenme. Olabi. |ür. Karışmam ben. Ankaraya gide- yek, azizim. |hir kadın ismi yazaan ve bunu benim | ÇK ocisin yakındı — Bir yanlışlık ölacak, diyorum sevdiğfim bir kadına versen, müksa- | — Ben hiçbir gey bilmeden” donu MA du anu benden sağmtmak olan, İmasdl kidia edersin? | — Ben de Safiyeyi tanıyorum, |biltyorum. Aramızda uzak bir akra- balik dm var, — Uzakt Fakst küçükterberi amı zam. Değikadü, belki.., Her kadar belki o da yapar. Biz yar muyua? Şindi / yapukımız ne, dirt tani. bu harakete ne İsmi verlesin? — Pek güzel.. Sen Safiyeye bir mektup yazdın da o büşle mi yupta? — Hayır, Safiyeye yazmadım. — Kime yazdın? — Ben yazmadım. Belke Safiyeye yarmış. — O da ne yapmiş? — O da «Safiyes kelimesini sil- © |miş, yerine başkâ birinin adımı yaz. e Har e düymamış gibi, blr — Afiedersin, dedi, — görüyonun epepce ainirliyim. Brütal konuşu. yörum, Zararı yok. Bu mevzuda anla- şamayız. — BSenin beni anlamanı isterdim. — imkân göremiyorum. — Hattâ, itiraf eleyim, buraya sirf bünün için göldim. AD g»ııınıxıııll nıflarile birlikte bir liste halinde | 12 — Haziran e— SİYASİ VAZİYET Akdeniz harbi süycn kraşı İngilizlerin gi- rişmiş oldulları taarruza Al- manlar alâkadar olmamakta de- vam ediyorlar. Bu harekeli iki eski müttefik arasında bir dava te sukut edip de Şimali Suriye ve bahusus Halep istilâ tehlikesine duğunu anlatmaktadır. Malüm- HBur ki Cebelüttarık müstahikem mevkdünde bir hava üssü yoktur. Malla ise küçük bir ada olup bu- liz donanmasının ve bü- yük hava kuvvetlerinin barınma- Tarına, Alman ve İtalyan hava üs lerinin çok yakında bulunmala. rından dolayı, çok müşküldür. ! [ı.t zekâya üstündür. Fredrik Saundirs BSeciyenin hayata hüklm oluşu, her şeyin ona dayanmasından, in- sanlar arasındakı — muemelelürde hâkim olması icap eden emniyet ve Mtimadın, Ansanların hayatla gotbakları yolün, mesleğin; güt- tükleri maksadın, — gözetledikleri gayenin hep aceiye işi lmasından dır. Zekâ, sağlam seciye kat kat kiymet kazanır. Seciye, zeklirim verimini srttarır we zekânın an- cak öyiliğe, doğruluğa idemet et bakımdan , kekâdan Üs- seciye, maubakkak sündür. Ve seciyeyi sağlamlamak, zekâyı beslemek ve parlatmak ka- Tüzımdir.